• 12
    ön uyarı editi: her vücut ve insan tipi farklıdır. bilmediğiniz bir rahatsızlığınız veya sakıncalı bir sağlık durumunuz olabilir. bu sebeple doktor veya diyetisyen kontrolünde yapılması en sağlıklısı. hele ki şeker hastası olanlar ve insülin direnci olanlar dikkat etsin, onlar için uygun olmayabilir.

    --------------------------------------------------------------------------------------------------

    (bkz: intermittent fasting/#2533313)

    dün akşam yürüyüşe çıktığımda aklıma geldi, bu başlığa bir entry yazmıştım, aradan çok süre geçti, yenisini yazayım diye düşünmüştüm, sabah baktım ki tam 1 yıl olmuş ben başlığa yazalı. o zaman geçen 1 yılla birlikte biraz daha anlatayım neler oldu bu 1 yılda, neler yapıyorum...

    zaten mevzunun anahtarı diğer entrydeki linkte. onu okuyun size rehber olacaktır.

    artık bu iş benim yaşam şeklim oldu. bu sayede vücudumu tanıdım.

    37 yaşını geçtim. artık 20'li yaşlarımdaki gibi tek öğünde 2 tüm ekmek tavuk döner yiyip de kilo almadığım bir metabolizmam yok.

    kaldı ki 40'lı yaşlara da yaklaşırken artık işin biraz da kalp, şeker hastalığı, kanser riski vb sağlık kısmını da düşünmek zorundayım, sorumlu olduğum bir ailem var. bir de tabii her erkeğin tadacağı andropoz yaklaşıyor :p

    açıkçası kilo verme motivasyonuna ulaşırken önceliğim sağlık falan değildi, kim s.kler sağlığı, 30'larının ortasında. benim derdim dış görünüştü, yalan yok.

    en son üniversite yıllarında giydiğim x small tişörtlerin, gömleklerin benim efsanem olarak kalması zoruma gitti. slim fit giymeyi sevip, evlendikten sonra birkaç beden büyüyüp, doğumdan sonra da kiloları verememe neticesinde large bedene yakın giyinmek zoruma gidiyordu ama bir şey de yapmıyordum.

    doğum derken taşıyıcı babalık yapmadım tabii :(

    hanıma kuruyemişiydi, meyvesiydi, sütüydü, balığıydı diye ağzına teperken sen de yiyorsun mecburen :p

    neyse efendim diğer entryde kilo verme bölümünü yazmıştım, ben 1 yıldır bu kiloyu koruyorum ve açıkçası kiloyu koruma kısmı, kilo vermekten daha zor. kilo verdikçe motivasyonunuz artıyor mesela ama şimdi hep aynı ve olanı korumak daha zor olabiliyor, tabii benim gibi yemek yemeyi çok seven biriyseniz.(u: kim sevmez ki :()

    bu süreçte bazı ritüellerim oluştu, hafta içi günlük programımı yazayım, belki merak edenler olur.

    - sabah 7'de kalkınca 1 bardak su içiyorum(hem vücudun ihtiyacı var hem de metabolizma çalışmaya başlıyor)
    - 9-9.30 arası da iş yerinde bir kupa yeşil çay içiyorum. (hafta içi her gün, hafta sonu ara veriyorum)

    yeşil çay'ın zayıflamaya etkisini tam bilmiyorum, mutlaka yağ yakımında bana katkısı olmuştur, fakat bana zindelik katıyor ve bağışıklık sistemimi güçlendirdiği kesin. cidden eskisi kadar hastalanmıyorum. eskiden alerjik bir durumum vardı, test de yaptırdım, bir şey bulmadılar, burnum akıyor, hapşırıyordum. gözlerim sürekli sulanıyor, burnum akıyor, iş yerinde çok kötü bir durum. çok şükür bu kilo verme ve yeşil çaydan sonra geçti o iş, bu sebeple yeşil çayı hiç bırakmadım.

    - 750 ml bir şişem var, öğlene kadar o bitiyor, öğleden sonra bir daha dolduruyorum, o da öğleden sonra bitiyor. en az 1.5 litre suyu iş yerinde içiyorum.

    öğle yemeği 12.15-12.30 civarı.
    - çorbayı koca kasede içiyorum.(rica ediyorum tam çorba alıyorum, ağzına kadar dolu oluyor çorba kasesi, ne çorbası olursa olsun)

    -ana yemek sulu bir yemekse suyunu yemiyorum. salçalı o suyu çok yağlı ve kalorili. sadece sebzesini, etini, tavuğunu işte ne yemeğiyse onu yiyorum.

    - ekmek yok(üzgünüm dostlar)

    - pirinç pilavını asla yemiyorum. bulgur pilavını yiyorum. makarnayı da duruma(iştahıma veya tatlı var mı yok mu ona göre) göre az alıyorum veya almıyorum.

    - salata, yoğurt, cacık ne varsa yapıştırıyorum.

    - tatlı varsa yiyorum, ne tatlısı olursa olsun(kilo verdiğim dönemde tatlıyı yemiyordum, artık rahatım)

    öğle yemeği kamu kurumunda çıkan yemek işte, az çok tahmin edersiniz yemekleri, üni.deki yemekhane yemeği gibi.

    öğle yemeğinden sonra 13.45 gibi her gün kesin türk kahvem var. hem de duble veya trible içiyorum. yeni kahve makinesi aldık, basıyorsun düğmeye 3x2 kişiliğe kadar yapıyor, oh miss.

    16-16.30 arası da filtre kahve yapıyoruz. 1 kupa da onu içiyorum.

    işten 18'de çıkıyorum. çocuğu annemlerden alıp eve gitmem, en erken 19.30. 20-20.30'a kadar yemek olayını mutlaka halletmeye çalışıyorum.

    şu ara şeye sardım, yoğurt-pekmez.

    bir kase yoğurdun içine biraz pekmez koyup yemek hazırlanana kadar onu gömüyorum. sindirim sistemini çalıştırıyor. küçük bir elma, erik, armut artık ne varsa bir tane de meyve gömüyorum.

    sonra da artık evde ne yemek varsa onu yiyorum. yine pilav yok, yine makarna yok. karbonhidratı ne kadar az alırsam o kadar iyi.

    hafta içi belli bir program olduğu için uygulaması çok kolay. zaten hafta içini düşük kalori alımıyla kapatıyorum ki hafta sonu rahat edeyim.

    ben kahvaltı delisiyim ama öyle simit çayla geçiştiren biri değilim.

    zaten hafta içi kahvaltı yapmıyorum, hafta sonu çılgınca yemem lazım.

    hafta sonu 12'yi çocuklar bekleyemediği için saatlerde biraz esnek davranıyorum mecburen. 11 gibi falan kahvaltı yapıyoruz.

    eğer omlet yapmamışsak, en az 3 yumurta haşlıyorum kendime. peynirde falan da sınırım yok. en az 20 tane falan da zeytin yiyorum. domatesmiş, salatalıkmış, yeşillik ne kadar yiyebilirsem yiyorum.

    sosis ve salam almıyoruz eve, menemen ve sucuk da yine 2 günden birinde kesin var.

    onun dışında şimdi aç olan vardır yazmıyorum, aklınıza gelebilecek her şeyi yiyorum.

    2 günden birinde akşam yemeğinde kayınvalideye gidiyoruz, e o da ne var ne yok yapıyor.

    ekmek ve pilav hariç ne varsa orada da kıtlıktan çıkmış gibi yiyorum. dışarıdaysak avm veya açık bir yer fark etmez, fast food veya kebap vs canım ne çektiyse yiyorum.

    e o zaman nasıl kilo almıyorsun? derseniz, işte hafta içi çok özenliyim ya, hafta sonu aldığımı takip eden hafta içinde veriyorum.

    yazın çok yapamasam da bir iki haftadır yine başladım, haftada birkaç gün yürüyüş, bazen biraz koşu ve şınav çekiyorum. şınav göğüs ve sırt bölgesini toparlıyor, zaten belimizi de kilo verirken incelttik bir şekilde, o zaman ne oluyor? slim fit gömlekti, tişörttü rahat rahat giyebiliyorsun, giydiğin yakışıyor.

    yürüyüşü ben spordan saymıyordum. aktif olarak spor yapmış ve halen sporun kıyısında, köşesinde bulunan biri olarak
    bana çok saçma geliyordu ama öyle değilmiş dostlarım.

    japonya'da bazı hastalara doktorlar günlük reçete ile yürüyüş yazıyorlarmış.

    öyle sağlıklı bir olay. olayın yalnızca kalori hesabıyla ilgisi yok yani. cidden mutlu oluyorum, yürüyüş yapınca, bana çok iyi geliyor. takıyorum kulaklığı, hayattan izole birkaç saat, kendimi dinliyorum...

    bakın herkes aç kalma olayına takmış ama bazı arkadaşlar da yazmış. insan oğlunun tarih boyunca yaşamında sürekli yemek yediği bir zaman yok. az az sık ye diye bir saçmalık da yok.

    günü 1 veya 2 öğünle geçiriyordu insanlar. özellikle yüzyıllar öncesinde.

    kaldı ki bir filmde geçen bir sahne ve replik var ya,

    - "açlık çok kötü bir şey, anlıyor musun?"

    https://gss.gs/kc0.jpg

    hayır arkadaşlar açlık o kadar da kötü bir şey değil.

    aç kalınca vücudun kendisini nasıl yenilediği ve güçlendiği araştırmalarla kanıtlandı.

    sanırım 2014 nobel tıp ödülünü alan japon bilim insanı kemoterapi alan ve bağışıklık sistemi zayıflayan kişiler için doktor kontrolünde 72 saat aç kalıp , yalnızca suyla geçirdikleri bir tedavi sunuyor, bu süreçte vücudun tüm bağışıklı sistemi çöküyor, vücut aç kaldığında önce kendisindeki, kemoterapi sebebiyle zarar görmüş yaralı ve zayıf hücreleri yiyor, tüm sistem çöküyor ve yeniden sıfır km bir bağışıklı sistemi oluşturuyor.

    detayını merak eden google'dan okuyabilir. bu tabii evde tek başınıza yapacağınız bir iş değil. açlığa karşı bakışınıza dair bir örnek verdim.

    hasta olduğumuzda misal, iştahımız kesilir, vücut yemek yemek istemez, sizce bu tesadüf mü? ben artık böyle olmadığını düşünüyorum. aç kalan vücut bağışıklık sistemini güçlendiriyor.

    ve emin olun anti ageing etkisi var. yani yavaş yaşlanıyorsunuz. eski hücreleri vücut yiyor, size yeni hücreler yapıyor, doğal olarak da daha yavaş yaşlanıyorsunuz.

    kendi tenimde bile net hissettiğim bir şey olmasa bunu yazmazdım.

    bakın ben sporcu değilim, spor salonlarında aktif olarak spor yapan beslenmesine çok özen gösteren birisi de değilim, benim derdim fit olmak. zamanım ve enerjim olsa baklavaları da çıkarabilirim ama öyle bir hayat çok yorucu. benim işim olmaz, buna zamanım da yok.

    aslında bunu yapıp yapmamakta kararsızdım ama motivasyon olur ve belki bir kişinin hayatına daha dokunurum diye yapacağım.

    yalnızca yediğime dikkat edip, malak gibi yatmadan, biraz yürüyüş ve şınavla vücudumun aldığı şekil, *

    before,

    https://gss.gs/uK0.jpg

    after,

    https://gss.gs/f7i.jpg

    dediğim gibi ben body building yapmıyorum, çok matah değil de önceki halim içler acısı olduğu için şu an kendimi jean claude van damme gibi hissediyorum :p

    biraz motivasyon ve biraz irade. başka hiçbir şey değil. kendinize, bedeninize biraz saygınız olsun.

    inanın yapılmayacak şey değil... biraz zor olacak ama olacak...

    mottomuz belli!

    #nopainnogain
  • 25
    2,5 aydır uygulamakta olduğum program. 40 yaşında biri olarak, kolay kolay inanmıyordum böyle programlara ve diyetlere. bu yüzden benim gibi düşünenlere örnek olması ve cesaretlendirmek için birkaç kelam etmek istedim. benim uyguladığım program 8 saat tok 16 saat aç şeklinde. akşam 8 gibi bırakıp (son yemekten sonra tabi 4 saat uyku uyumadan), öbür gün 12 de öğle yemeği yiyerek uyguladım. (iki öğün yemek yani) bu programa ilk 2 ayında hafta içi akşam yürüyüş ve koşuları da ekledim. yatarken bir soda ve yeşil çay. aralarda çaylarımı da şekerli şekilde de içtim. ve 88 kilolarda olan ben bu sabah itibariyle 79'u gördüm. yemeklerde yeri geldi abartmadan ekmeğimi, tatlımı da yediğimi belirteyim. velhasıl kelam oluyor arkadaşlar. tabi ki sağlıkla ilgili durumlarınız önemli. en güzel yanı sabah o midenizdeki şişlik ve rahatsızlıktan da kurtulmak. son olarak hafta sonu bir gün öncesinden 4-5 gibi bırakarak sabah 10 da güzel kahvaltımı da yaptığımı belirteyim. denemek isteyenlerin de muvaffak olması temennisiyle, sağlıcakla kalın...
  • 2
    https://seyler.eksisozluk.com/...intermittent-fasting

    yukarıdaki linkte de anlatılan ve benim de bizzat 4 ayda 82 kilodan 66 kiloya düşmemi sağlayan müthiş beslenme şekli, bana göre disiplin.

    36 yaşını geçtim ve artık kilo verme olayını gerçekleştirebileceğime dair inancımın kalmadığı bir dönemdeyken bunu başardım.

    zayıflama isteğinde olan hipoglisemi rahatsızlığı olmayan herkese tavsiye ederim.

    hatta zayıflamayı geçtim zayıf olduğu halde yalnızca göbeği çıkan biriyseniz de yapabilirsiniz.

    zaten vücut geliştirmecilerin de oldukça rağbet ettiği bir beslenme şekli.

    biraz insanlık tarihini düşündüğünüzde de az az ve sık yeme gibi saçmalıkların(sporcu değilseniz) olmadığını, insanların günü tek ya da iki öğünle geçirdiğini ve doğru düzgün şişman insan olmadığını da düşündüğünüzde mantıklı gelecektir.

    linki okuyun efendim, her şey açık ve net yazılmış. sonrasında kafanıza takılan bir şey varsa artık tecrübeli birisi olarak iyi kötü yorum yapabilirim.

    yalnız kan değerlerinizi ölçtürdükten sonra başlamanızı tavsiye ederim. durup dururken sağlığınızdan olmayın, belki de size uygun bir olay değildir. insanları yanlış yönlendirmek olmaz. doktor kontrolünde olanı en sağlıklısı.

    ben 16-8 olanını yapıyorum ama bazen 18-6 oluyor bezen 17-7. o kadar da kasmıyorum. yalnızca akşam yeme işini 8'den sonraya bırakmamaya çalışıyorum.

    kilo verme döneminde çok sert şekilde tatlı, abur cubur, pirin pilavı vs olayını tamamen kesmiştim.

    şimdi ideal kiloma kavuştum ve her şeyi yiyerek kilomu koruyabiliyorum.

    hafta sonu alkol alıp, kokoreçler, kebaplar da gömsem hafta içi aynı disiplinle devam edip bir iki güne eski kiloma dönüyorum.

    hatta bu yaz 1 haftalık tatilde abartmıyorum tamamen bozup(o kadar para verdim çıkarmam lazım psikolojisiyle) insan gibi yemedim. o kadar yüzmeme ve spora rağmen 3 kilo almıştım* ve dönüşte moralim bozulmuştu ama ilk haftada 2 kilosunu sonraki haftada da kalan 1 kiloyu verdim yine aynı beslenme şekliyle.

    beni uzun bir süre görmeyip de yeni görenler inanamıyor çünkü beni en son 2000'lerin başında bu kiloda görmüşlerdi.

    ayrıca kanser başta olmak üzere birçok hastalık için de oldukça koruyucu. vücut ideal çalışma şeklinde olduğundan kolay kolay hasta olmuyorsunuz.

    biraz hevesli olan herkesin yapmasını tavsiye ederim, inanın zor değil.

    medium ve large giyerken small ve xsmall slim fit kıyafetlere geçmek inanın paha biçilemez. kaybolan güvenin yerine gelmesi, eski fotolara bakıp "oha! bu ben miymişim?" demek...

    anlayamazsınız demeyeceğim, inanın anlayabilirsiniz...

    konsantrasyon!

    ekleme:

    çok soru geldi. kendi beslenme şeklimi günlük yazıyorum.

    -7'de kalkıyorum 1 bardak su içiyorum.
    -9'da iş yerinde 1 bardak su ve peşine 1 kupa şekersiz yeşil çay
    -10-12.30 arası su ve şekersiz normal çay.
    -12.30'da öğle yemeği(kamu kurumunda yemekhanede o gün ne varsa o)
    kilo verdiğim dönemde ekmek, pirinç pilavı, tatlı, komposto hiç yemedim, yemeğin salçalı suyunu da yemem, çok kalorili.
    - 14.'ten 18'e kadar şekersiz çay kahve. canınız çekerse abartmadan (1 avuç) leblebi, çiğ badem, işlenmemiş kuruyemiş.
    -19.30-20 arası akşam yemeği. artık evde ne varsa sebze veya et yemeği ne ise onu, salata, çorba, yoğurt ne varsa.

    -20'den sonra yatana kadar 1 tane sade maden suyu ve yine o civarlarda 1 kupa sade kahve veya çay.

    20'de başlayan açlık ertesi gün öğle yemeğine kadar sürüyor. uykudaki bölüm en sağlıklı yağ yaktığımız süre. son yemekten sonra 4 saat uyumamak en sağlıklısı. kaliteli uyku önemli.

    çay-kahve konusunda farklı teoriler var. ben çay ve kahveyi şekersiz içtim ve çok faydasını gördüm. bence şekersiz olunca bozmuyor. bir de çok kahve içtiğim dönemde kabızlık yaşamıştım, o çok kötü. lifli gıdalar almaya çalışın. protein ağırıklı ama yeşillikli bir beslenme şekli olsun. her şeyden alın ama ayarında.

    ben mesela o gün protein az aldığıma inanıyorsam evde akşam yumurta haşlayıp yiyorum ya da yeşil otlardan yiyorum alaksız, peynir atıyorum ağzıma, ceviz, badem vs. ama 20'de dükkanı kapatıyoruz.

    bu şekilde disiplinli olursanız mutlaka faydasını göreceksiniz.

    ben haftada 1 kg ortalamayla gittim ama ben ekstradan yürümeye, koşmaya çalıştım az çok. haftada bir iki de olsa.

    farklı vücut tiplerinde etkisi nasıl olur bilmiyorum. kendinizi aç kalacağım diye şartlamayın. inanın alışıyorsunuz ve bir süre sonra açlık bile hissetmiyorsunuz. ne kadar hafiflediğinizi hissedince zaten iyi ki yapmışım diyeceksiniz.

    önemli not: en doğrusu doktor kontrolünde yapılanıdır. kan değerlerinizi ve hormonlarınızı bilmeniz çok önemli. kilo vereyim derken sağlığınızdan olmayın.
  • 17
    balık ve yumurta dışında hayvansal gıda tüketmiyorum. 7 saat içinde yemek yiyorum. sabah 10:00 akşam 17:00. sabah mevsim meyveleri ve çiğ kuruyemişler ( sınır yok ama abartmıyorum) misal 15 çilek, 1 küçük elma , 1 mandalina ve ceviz, kaju, antep fıstığı, badem, fındık. diğer öğün ise kinoa, basmati, siyah pirinç yanında yumurta ya da balık. yumurta tercih etmiş isem mevsim sebzesi (şu an turp ve biber çeşitleri ) zeytin ve zeytinyağı. bir kaç dilimde greçka unu ekmek ya da çiğ greçkanın haşlanmışı. haftada 3 gün spor. yaş 47, kilo 63 / 63.5 yağ oranım bir ara düzensizlikten sebep %20 idi. 4 ayda %16 17 civarına indirmeyi başardım.
  • 46
    2 sene olmuş başlığa yazılmamış. o zaman yeni gelenler için yazalım.

    eğer şeker hastalığınız veya bunu yapmaya mani başka bir engeliniz yoksa, dünyanın en sağlıklı beslenme şekli, kilo verme, kilo koruma yöntemidir.

    önce işe girip sonrasında da evlendikten sonra, hareketsiz bir yaşam sebebiyle aldığım 15'e yakın kiloyu, 2018'de bu şekilde yaşayarak 16 haftada 16 kilo ve sonrasında da yanlışlıkla 20 kg vermeye kadar götürdüm.

    173 boy, 83 kg'ydim.

    ideal kilom 67-70'ti ben mal gibi abartılı devam edip 63 kiloya kadar düştüm ve hastalıklı bir görüntüye kavuştum sonrasında ise spor + beslenme ile 68-70 aralığına sabitledim kilomu.

    5 yıldır da ara ara kilo alsam da bu yöntemle dilediğim an, yediğime içtiğime dikkat ederek kilo verebiliyorum.

    en son bu kış aylarında başlayan alkol ve sağlıksız beslenme ile if'i de bozarak 76 kiloya kadar çıkmıştım.

    1 aydır sporu da arttırıp, beslenme ve saat kontrolünü daha disiplinli yaparak, alkolü de daha azaltarak 6,5 kilomu de verdim ve 69,5 kiloya düştüm.

    düzenli yürüyüş, bazen koşu, düzenli şınav çekmek dışında spor salonu durumu yok. açık hava seviyorum ben yaz/kış.

    bir dönem kickboks yapıyordum, o da müthiş bir spor, malesef hoca hamile kaldı, doğum yaptı vs kurs iptal oldu 1 yıldır o da yok.

    zaten biraz da o yüzden kilo aldım ya neyse.

    en nihayetinde bir kere daha 6-7 kilo verdim kısa sürede.

    zaten bu kilo verme olayının bence kolay kısmı kilo vermek, zor olan kiloyu korumak.

    aynı başlık altında benim entrylerime bakarsanız yıllar önce yaşadığım değişikliği görebilirsiniz.

    bunu da bu sabah poğaça, simit eşliğinde çay içen veya ulan yaşlanıyoruz ve göbekliyiz diyen sen için yazıyorum.

    41 yaşındayım. makine gibiyim :(

    (bkz: intermittent fasting/#2796161) bu entrynin ilham olduğu arkadaşlarım var, ben de başkalarından ilham almıştım, düşünen varsa okuyabilir. ayrıca bu halimden iyiyim bugün. ;)
  • 45
    resmen mucize bir beslenme şekli. otofaji mevzusuyla birleşmesi de cabası. beslenmeme ekstra dikkat etmeden 20-4 sistemiyle yağ oranımda inanılmaz düşüş yaşadım.
    bu dönemde ilk 1 hafta ağırlık antrenmanlarımda performans düşüşü oldu fakat 1 haftadan sonra eski performansın üzerine çıktım.
    şişkinlik, ödem gibi durumlar azaldı.
    açken sigara içemediğim için sigara tüketimim azaldı.

    ideal kiloma ulaşınca 20-4 yerine 16-8 e dönüp hep devam etmek istiyorum.
  • 31
    (bkz: zayıflama/#2904018)

    pandemi döneminde evde kaldığım 3 ayda ramazan falan derken 3 kilo almıştım.

    1 haziran'da tekrar aynı disiplinle uygulamaya başladım ve bugün 12 haziran.

    12 günde 2 kg verdim bu sayede.

    içine sporu da ekledim ben, bu sayede yiyecek olayında ekstra kasmadan verebiliyorsun.

    dün öğle arasında 3 baklava, 4-5 gün önce de akşam yarım kilo çikolatalı dondurma yedim dersem sanırım anlarsınız olayın güzelliğini. onları da yemesem yarım kilo daha verirdim herhalde.(17 kilo verdiğim dönemde ağzıma tatlı sürmedim yalnız, bu kısmı moral vermesi için yazdım, bir süre sonra vücudunuzu tanıyorsunuz ve her şey daha kolay oluyor)

    ben haftada 2-3 gün yürüyüş/koşu ve şınav ile destekliyorum.

    2 ay sonra 38 olacağımı da belirteyim. yani geç kalmış değilsiniz.

    inanın bana hayatınızı değiştirmek sizin elinizde.

    kendinizi sağlıklı hissetmeniz, fit olmanız hayatınıza her anlamda pozitif yansıyor.

    başlıkta yazdığım önceki entrylerde nasıl başlayacağınız ve neler yapabileceğinizi anlattığım entryler var.

    zaten artık sayısız kaynağı internetten bulabilirsiniz.

    günde 3 öğün yapan veya çok sık yiyen biriyseniz en başta zorlanabilirsiniz ama inanın bana faydasını çok kısa sürede göreceksiniz.
  • 27
    sanki yıllardır içten içe farketmeden de olsa uyguladığım program. benimkisi biraz değişik tabi. 33 yaşındayım sanırım liseden beri doğru düzgün kahvaltı yapmıyorum. açılışı öğle yemeğinde tüm ekmek köfte, karışık kebap tarzı yüklü menüler ile yapıyorum. akşam da evde ne varsa yiyorum işte. ama benim programın asıl vurucu noktası şimdi geliyor. gece 11- 12 gibi hele bir de maçları kazandıysak yatmadan muhakkak jumbo boy doritos nacho patlatıp, latte ile beraber usul usul yeyip, kelle gibi sıratarak spor programlarını izliyorum. aslında sadece maç günleri değil film, dizi izlerken, oyun oynarken de yapıyorum. bu benim programın olmazsa olmazı. ardından da hemen yatıyorum. yani yaklaşık 12 saat tok, 12 saat aç gibi oluyor.

    maalesef çapraz bağları kopardıktan sonra son 3 senedir spor namına da hiçbir şey yapamıyorum. hayatımda hiç 72 kilo üzerine çıkmadım, bir gün olsun midemde şişlik rahatsızlık hissetmedim. ama doritos nacho'nun orta boy paketini 5 lira yaptıklarından dolayı ekonomik olarak uygulaması zor bir program. :(

    eğer genç yaşta ölmezsem, ileride sizlere de tavsiye edebilirim ama şu an için benim programdan uzak durmakta fayda var.
  • 28
    dünyanın en güzel şeyi olabilir kendisi. o kadar net söylüyorum. kendisiyle tanışma hikayem oldukça farklıydı.. çayınızı, kahvenizi alın anlatıyorum:

    hayatım boyunca fit bir vücuda sahiptim. hani böyle öküz gibi yiyip kilo almayan tipler olur ya, milletin sövdüğü tipler, işte onlardan biri benim, bendim daha doğrusu. aktif olarak spor yapardım halen yaparım, arada spor salonuna gitmek, halı sahada üyelik vs.. fosur fosur sigara da içerim, çaya şekerimi de atardım ve üstelik abur cubur da allah ne verdiyse gömerdim. allah sizi inandırsın daha 70 kiloyu bile görmedim hayatımda. vücut şekli dersen gayet orantılı, öyle six pack falan yok ama adonisler falan belli. aktif olarak efor sarfettiğim işleri yapmamın bunda etkisi vardı tabi (turist rehberliği) ya da aktif bir şekilde her gün 1 saat tempolu yürürken müzik dinlemenin de etkisi oldu tabi.. ee daha ne istiyorsun manyak mısın da buna yöneldin diye soranları duyuyor gibiyim.. hikaye çok değişiyor hacılar öyle böyle değil...

    öncelikle mesleğim değişti ve evde çalışmaya başladım ki götünde kurt olan biri için inanılmaz zordur bu. afakanlar falan basar 4 duvar arasında ama iş teklifi gayet cazipti ve para kazanmak lazımdı.. hani derler ya ''a man has gotta make his living'' diye, o hesap benimki. bu arada merak edenler olur diye söylüyorum (kimsenin s*kinde değildir ama neyse) dünyanın en büyük firmasında çalışıyorum.. neyse, evde çalışmaya başladıktan sonra işler ters dönmeye başladı.. beslenme alışkanlığım aynı tabi. normalde ekmekle aram yok ama fast food tarzı takılınca mecburen gömüyorsun ekmeği.. önceleri fiziksel değişimi farkedemedim, kilo olarak da aynıyım ama bir aksilik var lan.. normalde milletin taksi tuttuğu yerlere 15 dakikada yürürken yürüme sürem artmaya ve yorulmaya başladım.. bir dakka lan!! ben ki iki halı saha maçına çıksam bile sigara içmeme rağmen koymazdı noluyor kardeşim ne bu tantana demeye başladım. birkaç ay geçti ama takmadım bu durumu. sonra bir gün bizim şirketin iş yaptığı taşeron şirketlerden birinin göreceli olarak benim üstüm ama statü olarak benim yerimde olmak için bana yanlayan bir hatunla takılıyoruz.. alkol falan da devam ediyor bu arada. öyle her gün psikopat gibi içmiyorum ama haftasonları ayık görene aşkolsun.. neyse.. bu hatun dedi gel bi fotoğraf çekinelim. en nefret ettiğim şey aslında ama güzel ortamı bozmak istemiyorum tabi, e olur dedim. neyse hatun çekti fotoğraf bi bakayım dedim o da ne!!! tanıyamadım kendimi.. yüzüm olmuş paraşüt. nerdeyse havalanacak. ya bu hatun yanlış açıdan çekmiştir kesin dedim ama içime kurt düştü. eve gittim, manyak gibi kendi kendime selfie yapıyorum ama sonuç aynı abi.. belli yüzümün şişmesi.. dedim oğlum buna bi çare bulalım olmuyor bak böyle. bunların hiçbiri tesadüf olamaz.. levent özçelik gibi ''tanrı bizim kendimize çeki düzen vermemizi istiyor'' diye bağırdım ve ardından araştırmalara başladım internetten.. dedim spor salonu veya diyetisyen gereksiz, bu bir challenge ise bunu kendim halletmeliyim. öncelikle letgo'dan kendime bir eliptik bisiklet aldım. sıfırla hiç uğraşmayın direkt ikinci el bulun.. sıfırı çok pahalı ama ikinci elleri biraz pazarlıkla falan gayet cazip. zaten millet evinde yer kaplamasın diye artık ne verseniz razı duruma geliyor.. aldım eve koydum bu birinci hareketti. neyse günde 30 dakika 25 hızla çalışmaya başladım, üstelik de mevsim yazdı nasıl terliyorum nasıl. süper bi duygu lan.. insanın bir süre sonra kendine acı verme eşiği bir süre sonra zevke dönüşüyor. sadistlik falan değil bu aydınlanma direkt..

    sonra dedim madem öyle o zaman beslenme alışkanlığımı da değiştireyim hazır yeri gelmişken ve anında şekeri bıraktım. bırak çikolatayı, çayıma kahveme bile şeker atmamaya başladım. ilk başlarda inanılmaz zor geldi ama 1 haftada oturdu taşlar. hiç aramamaya başladım şekeri. tabi bu sırada halen araştırıyorum netten bir şeyler. gerekli gereksiz bir sürü bilgi okuyorum ya da uyguluyorum. her neyse 2 3 ay sonra sonuçları almaya başladım. vücudum eskisinden de fit olduğunu hissettim. sabahları zınk diye kalkmaya başladım.. yorgunluk çok az, her şeye yetişiyorum. ''allah'ım brezilya mı'' durumu resmen.. daha sonra intermittent fasting'i uyguladım. size bir şey söyleyeyim: günün en önemli öğünü kahvaltıdır diyenlere evimdeki beyzbol sopasıyla dalasım geliyor.. yok öyle bir şey abi.. ben ki ilk öğünümü kuruyemişle geçiştirip saat 4 gibi yiyorum. saat 4 ulan. normalde o saate kalsam sürünmem lazım yerlerde ama gram yemek aramıyorum. açlık hissetmiyorum, üstelik çok daha fazla fit'im ve yorgunluk yok. katiyen yok. (dikkat burası +18) hatunla takılıyorum, 3 4 5 allah ne verdiyse, volkan görmüş sneijder gibi dalıyorum ve koymuyor yahu. mucize resmen.. neyse çok uzadı bu mevzu günümüze dönelim..

    hiç ekstra çalışmamama rağmen bugün six pack sahibi bir adamım. ağırlık çalışması çok nadir yaptım , supplement olarak anjinin ve carnitin kullandım ve bugünlere geldim, öyle kendime eziyet bile çektirmedim.. halen sigara içiyorum bu arada, alkolü azalttım ama yine de cumartesileri boş geçmiyorum ama kimin umrunda... benim intermittent fasting'im var.. o varsa sorun yok <3

    ps: madem bu yola gireceksiniz öncelikle kendi vücudunuzu tanıyın. ne istediğinizi, ne beklediğinizi önce bir kararlaştırın, ona göre hareket edin.. daha önce spor alışkanlığı olan eliptik bisiklet olayına direkt dalabilir ama 90 kilo olan biri için bu ters tepebilir ama şunu diyeyim abi. vücudunuz sizin en büyük düşmanınız, siz kendisini sevin ama şunu bilin, yoldan çıkması en bi kolay olan şeydir vücut.. bir de başarın abi cidden yapın.. insanın bir şeyler başarması kadar güzel bir şey yok hayatta. önünüze bir hedef koyup başarmanın verdiği haz başka bir şeyde yok. cristiano ronaldo neden hala 35'inde bile böyle diyoruz ya, adam önüne hedef koyuyor ve başarıyor abi. para, şöhret, hatun umrunda değildir eminim. başarın abi. başka bir şey yok kardeşim en büyük galatasaray !.
  • 3
    oruc tutmanin diger bir yöntemi. bunda su falan icebiliyorsunuz ama tipki ramazan ayinda milletin götu göbegi iyice salmasi gibi yemek yediginiz dönemde pideleri, ekmekleri, pilavlari gömerseniz hicbir boka yaramamakta aksine vucuda zarar vermektedir. ise yaramasi icin vucudu karbonhidrat yakan bunyeden yag yakan bunyeye cevirmeniz gerekiyor. bunun icin de dusuk karbonhidrat yuksek yag seklinde beslenmelisiniz. kisacasi lchf beslenme seklinde beslenmelisiniz. metabolizma ne verirsen onu yakiyor, onu yakmayi ögreniyor.

    lchf beslenmenin avantajlari cok buyuk, öncelikle vucut daha az insulin salgiladigi icin daha yavas yaslaniyorsunuz. kan degerleriniz her zaman normal seviyede gidiyor. beslenme kaynakli kanser ve kalp krizi riskini minimize ediyorsunuz. kesinlikle seker hastasi olmuyorsunuz. hayvan gibi enerjik ve dinc oluyorsunuz. depresyona girmiyorsunuz. nabiz ve tansiyon tamamen normale dönuyor. gunde 5-6bin kalori de alsaniz kilo almiyorsunuz.

    dolayisiyla aralikli ac durma yöntemi insan gibi beslenmediginizde hicbir boka yaramaz. insan gibi diyorum cunku insan varliginin 1 milyon yilinin 995bin yilini hayvansal gida, yag, yesillik ve yemis yiyerek gecirmistir. tarimin cikmasiyla tahil, tahilin cikmasiyla karbonhidrat agirlikli beslenme özellikle son 100 yilda hayatimiza girmistir efenim.

    lchf tabanli beslendiginizde yani gunluk karbonhidrat tuketimini 20-50gram arasinda tutup bunu gune yaydiginizda vucutta tek kilo aldiran hormon olan insulini daha az salgiliyorsunuz. bu da kilo aldiran hormonun daha az salgilanmasi neticesinde kilo almanizi durdurup dogal kiloya dusmenize neden oluyor. lchf beslenme aliskanligi edindiginizde aralikli ac durma yöntemine ihtiyaciniz yok. dunyada lchf kadar dogal ve efektif beslenme sekli de yok.

    20 yillik seker hastalarina ilac biraktiran ve 1-2 sene icerisinde tamamen normale dönmelerini saglayan lchf beslenme aliskanligini hayatinizin bir parcasi haline getirin. islenmemis hayvansal gida, bol yesilliklik ve kuruyemis (sossuz ve nohut-misir haric) besleniniz. gunde 3-5 km yuruyecek kadar da hareket ettiginizde hep birlikte gsuser 95 yas etkinliginde bulusuruz.

    unutmayin, insan bunyesinin karbonhidrata ihtiyaci yok. tum vital organlarin calismasi icin gereken enerji vucut kendi kendine uretiyor. iyi karbonhidrat, kötu karbonhidrat diye de bir sey yok. yavas sindirilen, hizli sindilen var. butun karbonhidratlar kötudur. yine keza kas erimesi diye de bir sey yok. kas sadece vucutta yeterince yag ve glukoz olmadiginda vital organlari beslemek icin sekere donusturulur bu miktar da cok azdir. eski insanlari dusunun, 4-5 gun av pesinde kosup ac ac gezmek zorunda kaliyorlardi. hatta hala daha boyle yasayan insanlar var. simdi yemedikce bu adamlarin kaslarinin eridigini dusunun. 3-4 gun sonunda enerjisi bitecek, o avi hic yakalayamayacak ve ölecekti. insan irkinin sonu demek olurdu bu. butun bu kas erir, iyi karbonhidrat, vucudun karbonhidrata ihtiyaci var gibi sacmaliklar yavas yavas tarih oluyor. 3-5 cahil arastirmaci disinda yeni bilimsel calismalar bu dogrultuda ilerliyor. obezite, kanser ve seker hastaliginin tarihine bakmaniz yeter.

    (bkz: zayıflama/#2024067)
  • 33
    yakın bir programına pandemi zamanı başladığım sistem. benim disiplinim biraz farklı. sabah kalktığımda bir bardak su bende de var. iş yerine saat 9 gibi geliyorum ve metobolizma çalışsın diye 10 tane fındık içi yiyorum. saat 11:00'de, 3 tane etimek, bir parça beyaz peynir, ufak parça domates ve 8-10 tane yeşil, siyah karışık zeytin ile kahvaltımı ediyorum. o saatten sonra, yarım elmayı veya şeftaliyi parça parça saat başı olacak şekilde saat 17:00'ye kadar yiyerek vücudu yoğun açlıktan koruyorum. günün en son yemeğini (ekmeksiz) saat 17:00'da yiyerek mevzuyu bitiriyorum.

    spor olarak şunları yapıyorum; işten eve giderken servisten erken inerek yaklaşık 40-45 dakika tempolu yürüyüş yapıyorum. evde de iyi hissediyorsam 45 dk, bugün pek istemiyorum dediğimde ise 20-25 dk mekik, plank çalışıyorum.

    en önemlisi günde ortalama 3- 3,5 litre su içiyorum. bu disiplinle 2 ayda 95 kilodan 86 kiloya indim. daha önemlisi plank ve mekik ile vücudun toplanmaya başladığını hissediyorum. akşam yemeğinden yaklaşık 2 saat sonra yapılan yürüyüş ve saat 21-22 gibi yapılan mekik sayesinde yoğun açlık hissetmiyorum. herhalde kan şekerini düzenliyor bilemiyorum.

    işin püf noktası sürdürülebilir bir disiplin yaratmakta. ben bu disiplini uygularken hiç zorlandığımı hissetmiyorum. hatta kilo verdikten sonra da bu disipline devam etmeyi planlıyorum.

    ama unutmadan şunu belirteyim bu süreçte alkolü de bıraktım. belki istediğim kiloya ulaştıktan sonra işin içine tekrar alkolü katarım. alkol aldığım günlerin ertesinde daha sıkı spor ve diyet yapmak kaydıyla.
  • 15
    karbonhidrat iceren her turlu gidadan uzak durulmadigi surece bir boka yaramayan oruc turu. ramazanda herkes 10'ar kilo veriyor olsa ise yariyor derdik. nitekim yaz döneminde onda da 17-18 saat ac-susuz geziyorsun ama fayda etmiyor. sebebi karbonhidrat. kilo verdiginiz noktalarin buyuk cogunlugu vucutta ödem gibi biriken sular ve sislik.

    bunun ise yaramasi icin, milattan öncesi insanlar nasil beslenmisse, tarim bulunmadan önce nasil karinlarini doyurmuslarsa o sekilde beslenmeniz lazim. ac kalinca vucudun kendini yenilemesi aslinda ac kalmaktan kaynakli degil, karbonhidrati az tuketmekten kaynakli. kaslar erir, zayif dusersin, gucsuz kalirsin diyenleri ciddiye almayin. insan vucudunun ana besin kaynagi yagdir. dedikleri gibi olsaydi, soyumuz coktan tukenmisti. eskiden insanlar avini kovalarlarken gunclerce ac geziyorlardi. kimi zaman da elleri bos dönuyorlardi. kaslari ve gucleri zayiflamis olsaydi ciddi bir efor isteyen avlanma isine devam edemezlerdi ve yok olurlardi. bu kadar basit.
  • 36
    pandemi döneminde 104 kg'ya çıktım. 4 gündür (bkz: water fasting) uygulayarak ilk aşamada 100 kg'ya indim.
    bunu tavsiye etmiyorum, kendi motivasyonum için kilo verdiğimi görmek önemliydi. bu sebeple tercih ettim.
    sonraki süreci 6-18 intermittent fasting ile sürdürmeyi planlıyorum. spor ile desteklemenin önemini biliyorum, umarım onu da ekleyebilirim. 6-18 uygulayan arkadaşlar varsa, aldıkları sonuçları ve programlarını verirlerse sevinirim.
  • 37
    temelinde kalori açığı yatar, her diyet gibi. kısacası 2bin kalori yakiyor 3bin alıyorsanız, istediğiniz kadar fasting yapin bir ise yaramaz. bu sebepten yaptim kilo veremedim derseniz sebebi o kisa periyotta almaniz gerekenden fazla kalori almanızdir.

    onun dışında benim rahat hissettigim bir diyet degil, ben macro planlamali, protein agirlikli, kalori takipli besleniyorum. bu demek değil ki benim yaptigim daha iyi, ayni sekilde intermittent fastingde baska bir diyetten iyi diyemeyiz, bilimsel olarak kanitlanmadigi sürece.
  • 51
    (bkz: #3909863)

    daha once bahsettigim uzere bugun 10'uunci gunume girdigim meret.
    hic ama hic zorlanmadigim icin acaba bir seyleri yanlis mi yapiyorum diye dusunerek kendimi zorlamaya basladim.

    inanilmaz motiveyim yani o kilo 72'lere dusecek.

    yeme saatimi 12.00-20.00 arasi planlamistim baslarken fakat saat 12.00 olunca bakiyorum ki hic oyle aman aman ac hissetmiyorum ve o günkü ruh halime gore ilk yemegimi aclik durumuna gore 14.00'a kadar erteliyorum. amaaaa ulan ilk ogunu 2 saat geciktirdik 20.00'i da 22'ye erteliyoruz demiyorum hic.

    neyse mobilim uzatmayayim.

    10 gunde verdigim kilo 2,5kg.

    aha bu da kaniti.
    https://gss.gs/vYr.jpg
  • 23
    methini çok duymakla beraber gerçekten gerek var mı bilmiyorum. genellikle savunucuları insanların eski yaşam şekillerini, az öğün yiyerek sağlıklı yaşadıklarını dayanak gösteriyorlar. elbet bu yolla kilo kaybedeceğiniz kesin ancak salt kilo kaybından ziyade nasıl bir görünüm amaçladığınız da önemli. kilo kaybetmek, zayıf ve ince görünmek, sağlıklı görünmek, estetik ya da yapılı görünmek hepsi farklı amaçlar. hepsi de farklı beslenme şekli gerektirebilir. dahası günümüz yaşam koşulları eskisinden çok daha farklı ve dinamik yaşanıyor. hızlı bir yaşantınız varsa, eski insanlar gibi geyik avladıktan sonra kaya altından yatmaktan ziyade sürekli enerji ihtiyacı duyacaksınız demektir. küçük öğünler ya da bir dönem popüler olan az ama sık yemek bu anlamda daha iyi bir beslenme şekli olabilir. kaldı ki beyin gibi her bünye de biricik ve kendine özgü diye düşünüyorum. bu nedenle en sağlıklısı deneyip, vücudun tepkilerini ölçmek olacaktır. bu yöntemi çok iyi bildiğimden değil ancak herkese uyacak bir yöntem olmadığı kanısındayım. az çok bildiğim bir şey var ise önemli olan temiz yemek ve aktif olmaktır. bence yiyin, sonuçta eskileri kaynak göstereceksek onların dediği önemli bir söz de "can boğazdan gelirdir". swh. sağlıklı beslenmeye dikkat edip, sporla destekliyorsanız ya da aktif yaşantınız varsa, bu düzeni oturtabiliyorsanız gerisi zaten gelecektir. yoksa istediğiniz kadar öğün azaltın, hareket, doğru uyku, stressiz yaşam vb. yoksa tek başına x ya da y bir yöntemle sonuç elde etmek zor olur. intermittent fasting yolu ile sonuç alan insanlar da eminim ki bunun yanında bu saydıklarıma ya da benzer diğer faktörlere de önem gösteriyordur.
  • 19
    bana saçma gelen sistem.

    97 kilodan 3 ayda 84 kiloya düştüm ve 4 aydır da normal yeme düzenine geçtim, herhangi bir değişiklik olmadan 84'ü koruyabiliyorum.

    un, şeker, makarna, pilav, ekmek, tatlı, patates vb. karbonhidratları yemedim(tabii ki yedim ama minimal düzeyde) ve aktif spor yapmadan, günlük çalışan bir beyaz yakalı olarak tertemiz kilo verdim.

    84-85 seviyesine gelince, bu bahsettiklerimi yemeye başladım, abarttığım günler de oluyor ama abartınca sonraki gün dikkat ediyorum, dengelemiş oluyorum.

    zaten bu karbonhidratları tüketmeyince otomatik olarak vücutta azalmalar bariz bir şekilde oluyor. hiç bir zaman da aç kalmadım. sevdiğim şeyleri yedim, badem, fındık, kaju, muz, mandalina vb. sevdiğim ürünleri yanımda bulundurmaya uğraştım ve bunları tükettim.

    bu sebeple, kendinizi belli saat limitlerine sokarak aç kalmaya çalışmak bana doğru gelmiyor. diyet olarak yapılabilir, hedef kiloya gelince normal bir yaşama geri dönüş yapılabilir. fakat bunu hayatınız boyunca yapabilecek misiniz ? konuya böyle bakmak lazım.
  • 16
    ya alkolden ya kahvaltidan vazgecmem gerekiyordu; haftaici kahvalti etmiyorum artik.
    hanim diyetisyen oldugu icin soyluyorum rahat rahat; kesinlikle bir diyetisyen esliginde yapmak gerekir.
    neden diyetisyen?
    cunku eve giren toplam nakit artar. saka yav; dogrudan beslenme ve diyetetik egitimi almis olan beslenme uzmanlari, doktorlardan daha hakim konuya. herkes kendi isini yapsin insanlarindan oldugum icin zaten yatkinim diyetisyeni doktora beslenme konusunda tercih etmeye; e bir de ciddi tecrube sahibi olunca insan rahat konusabiliyor.
    kan degerleriniz, aliskanliklariniz ve varsa kronik hastaliklariniz; bunlari goz onunde bulundurup tam olarak size uygun beslenme seklini tespit etmek diyetisyenlerin isi. ayri bir bilim bu. biliyorum son yillarda bilimi ipleyen kalmadi ulkede ama yok ketojenik, yok karatay falan filan derken insanlarin karacigerlerini, bobreklerini ellerine vermek moda oldugundan buraya da yazayim dedim. 5 kilo vermek icin karaciger-bobrek bagislamaya gerek yok.
    bu tarz diyete karsi cikan diyetisyenler var diyeceksiniz; bu tarz diyete fikren karsi cikan diyetisyenden uzak durmaniz gerekir. bunu da pesin soyleyeyim. diyetisyenlerin isine gelmiyor diyenler olacak; onlar da bos konusuyor. vucudunuz, yasam tarziniz ve elbette psikolojiniz musaitse, neden olmasin.

    yeni isimde eskisi kadar hareket edemiyorum. foto da gonderemiyorum :) ama soyle soyleyeyim; gunde hicbir sey yapmazsam 5-8 km kesin yururdum gun icinde. fabrika ziyareti falan cok olurdu. sigarayi da cok icerdim. dogru duzgun yemek de yemiyordum. son donemde her sey duzene girdi. sehir disi yolculugum yok zirt-pirt. oglen, sabah hanimin hazirladigi seyleri yiyorum. hafta ici muazzam bir mucadele var ama iste haftasonu en az bir 70lik vodka banko, 6 bira banko; raki yaptiysak en azindan ilaveten bir ufak raki, bazen ilaveten 6 bira daha falan olabiliyor, kahvaltilarda gidip simit falan aliyorum mutlaka ve dolu oluyor masa, gece yemeleri de var kokorectir, kelle pacadir, tantunidir hafta ici ne yapmiyorsam haftasonu yapiyorum. e bunlarin uzerine hareket de azalinca, aniden mudahale edip 79 kilodan bu yontemle 1 ayda 76 kiloya geriledim. yas 37. boy 180. kilo, hayatimda 79'u hic gecmedi cok sukur.

    aksam 21:30 son. oglen 12'ye kadar kalorili hicbir sey yok. su serbest. cay-kahve de serbest ama ac karnina pek iyi olmuyor. bu kadar soze tezat gelecek biliyorum ama ramazanlarda oruc tutma aliskanligim oldugundan hic zorlanmiyorum. tavsiye ederim.

    ama mutlaka uzmanlara danisin. bu sozlukte beslenmeyle ilgili bir sey oldu mu hep yaziyorum bunu ama gerekiyor. isinin ehli insanlardan yardim almazsaniz sonuclari gercekten agir olabiliyor...
  • 30
    bunun benim uyguladığım versiyonu, gün içinde yediğim son öğünden, bir sonraki gün yiyeceğim ilk öğüne kadar hiçbir şey yememek. sadece su ve kahve tüketiyorum. bence her programın en güzeli kendinize uydurduğunuz hali, yasak gibi şeyler düşünmeyin.

    iş gereği sabah 8.30 gibi uyanıyorum, evden çalışıyorum zaten. kahvemi suyumu yanıma alıyorum.
    öğlen 12 civarına kadar bir şey yemiyorum. sonra yulaf, muz, kuruyemiş vs. karışımı ya da yumurta gömüyorum.
    spora yaklaşırken atıştırmalık bi meyve, fıstık ezmesi gibi pratik bi şeyler tüketiyorum kahveyle beraber.
    akşam 7 sularında büyük porsiyonlu yemeğimi gömüyorum. zaten iş gereği çok geç saate kalmadan uyuduğum için genelde acıkmıyorum ama çok acıkırsam basit bi atıştrmalık gömüyorum.

    böyle günde 7-8 saat aralığında yemek yerken 16-17 saat (yarısı uyku zaten) katı bir şey yemeden geçiyor ki o sürede hayvan gibi yağ yakıyorsunuz. ben kolay adapte oldum bu programa, ki pis boğazlı biriyim normalde. ama karantinada baktım ki yemenin sonu yok böyle bi programa geçtim. gittiği kadar devamke.
App Store'dan indirin Google Play'den alın