• 6
    kesinlikle dursun özbek taraftarı değildir.

    sadece linç kültürüne karşı biridir.

    herşeyden önce taraftarın kendi içerisinde #karşıdakinidedinle adlı bir kampanya başlatması lazım. genelin dışında bir fikir öne süren hemen yönetim savunucusu oluveriyor. ben bu kampanyanın zamansız yersiz ve sonuçları tam olarak düşünülmemiş bir proje olduğunu düşünüyorum, bunu için mi dursun özbek oluverdim?

    o zaman bu kampanyayı savunan arkadaşlar imzalar toplanırsa sürecin nasıl işleyeceğini anlatsınlar bunu tartışalım. bu sürec 1 sene için yarar mı getirecek zarar mı onu tartışalım. seçime gidilirse genel kurulda dursun özbek'in yeniden seçilme şansı var mı yok mu onu tartışalım. dursun özbek'in doğru yaptıkları vardır ama galatasaray başkanı olabilecek vizyon'da değildir. ancak asıl gerçek şu ki muhalefet etmeyi bilmiyoruz. yetmez ama evet zihniyeti bize yarar değil zarar getirir ancak.

    2018'e hazırlanmak, dursun özbek 1 seneyi daha hakkettiği için değil, galatasaray'ın bugün ki başkan adaylarından çok daha iyilerini hakkettiği içindir.

    bunu daha nasıl anlatabilirim bilemedim.
  • 7
    yazdıklarını dursun özbek'i savunmaktan çok kendi düşüncesini savunmak olarak görüyorum. elinden geldiğince de açıklamaya çalışmış sebepleriyle, saygı duyuyorum. bana göre yanlış olsa da, gayet kolayca antitez üretilebilecek argümanlar olsa da sebepleriyle karşı görüşümüzü yazmamız gerek.

    kişisel olarak algılamasın kimse ama birbirimizi etiketlemekte üzerimize yok. bu hamzacı, bu dursuncu, bu messici bu ronaldocu vs. hemen bir bunlaaaar haçlı afedersiniz moduna giriyoruz. bu yüzden genel kanının aksine görüş belirten, sebeplerini de açıklayan yazarların hemen nick altlarının etiketlemelerle dolması bence üzücü bir durum.

    ancak bunun yanında bazen yazarlarda genel düşünceden farklı bir yaklaşım belirtirken "başıma bir şey gelmeyecekse", "bana hemen şöyle diyeceksiniz, böyle yapacaksınız, hadi ofsayta abanın şimdi x fanboyları" vs gibi lüzumsuz, dikkat çekmeye yönelik, , işi balotelli gibi "ben dünyaya karşı" durumuna dökmeye yönelik söylemler de belirtince bu durum en az ilk bahsettiğim durum kadar itici ve sonrasında gelen etkiye tepki de normal oluyor o zaman.

    burda genel durumlardan bahsettim, kimsenin üstüne alınmasına gerek yok.
  • 9
    --- alıntı ---

    1 sene daha kaybetmeye tahammülümüz yok deniyor ama gidilecek genel kurul ile zaten kaybetmeyecek miyiz. sene sonu gelmiş, adaylar ve yönetimlerinin belirlenmesi en iyi ihtimalle ne zamanı bulacak? gelecek başkan, yönetim, teknik kadroyu ve transferleri ne zaman belirleyecek?

    --- alıntı ---

    hayır kaybetmeyeceğiz.

    dursun aydın özbek yönetimi kalırsa özellikle ffp'den doğan maaş sınırlamasının da bu sene kalkmasıyla hem biraz daha komisyon yemek hem de en azından daha başarılı olmak için giderayak transferde har vurup harman savuracak. bu, şu ana kadar gördüğümüz üzere herhangi bir başarı getirmeyeceği gibi sadece 2018'de gelecek yönetimin ve daha sonraki yönetimlerin elini bağlayacak. oysaki dursun, kardeşi vasıfsız mehmet'i de alıp giderse gelecek olan yeni yönetim önünde birkaç yıl ve birkaç dönem olabileceği için dursun gibi "benden sonrası tufan" politikası izlemeyecek. zaten en kötü ihtimalle dursun kadar başarısız transferler yapacak. ahmet bulut'a, nazifoğlu tiplilere, özbek kardeşlere herhangi bir komisyon gitmemesi ve takımın iyiden iyiye yerli futbolcu ahırı olmaması ise bu işin diğer faydaları olacak.

    yeni yönetim saydığım olumlu işlerin hiçbirini yapamasa bile kaybımız dursun ve vasıfsız kardeşi mehmet'in kalmasından çok olmayacak.
  • 12
    (bkz: #2206503)

    çok iyi niyetli bir insan cidden. ne derlerse ona inanılıyor. hadi bruma meselesi okey de podolski gibi türkiye aşığı bir oyuncunun gitmek istemesi, hatta ve hatta güzel haberlerim var idmana başlıyorum diyen sneijder'in bu takımdan gitmek istemesine inanmak için gerçek manada çok saf, temiz bir insan olmak gerek. sanırım kendisine göre felipe melo kendi gitmek istedi ki adam bas bas bagırıyor ne olacak bu galatasaray'ın hali diye de fatih terim ve abdurrahim albayrak'a geri dönün çağrısı yapıyor.
  • 13
    (bkz: #2206503)
    88 dk sinan g'yi oyunda tutması ve 65. dakikada gomisi çıkarmasınıda açıklarsa ikna olacağım yazar. tabi aldığı belhanda'nın ilk darbede çöpe ayrılması ve köy takımından 2 yemeside ayrı bir durum ama bunları sormuyorum. yukarıda ki 2 durumu açıklasın ben fitim. gomise yeni geldi işte yoruldu şu bu demesin hiç sahada dikilse bile herkesden iyidi.
  • 15
    genelde kendisiyle yazılanlara cevap vermez polemik açmayı tercih etmez ama ihtiyaç oldu sanırım.

    hakkımda iyi niyetli demişler ki haklılar iyi niyetliyimdir önce onu belirteyim.

    "dursun'cu" veya "tudor'cu" da değilim onu da belirteyim. genel teamüllere ters düşse de sadece fikirlerimi söylerim.

    podolski hakkında "türkiyeyi seviyordu niye gitsin"i cevaplamaya çalışayım. türkiye aşığı olabilir bu ayrı meseledir ama insanlar geleceğini düşünmek durumundalar. ben de podolski olsam ve yaşım ilerliyorsa ve futbolu seviyorsam daha çok kazanacağım ve daha rahat oynayacağım bir lige giderim. bunun türkiye ve türk sevgisiyle alakası yoktur. ayrıca adam gabon'da top oynamaya gitmiyor. insanların daha kibar olduğu bir ülkeye gidiyor. yinede podolski bırakılmamalıydı diye eleştirebilirsiniz ama bunu gitmesi kesinleştikten sonra gelen tudor'a bağlayamazsınız.

    sneijder konusunda sözlerim dursun özbek referanslı değildir, quakerboy alıntısı da değildir.
    (bkz: http://gss.gs/2196043)
    yine aynı fikirdeyim, sneijder düşmanlığı filan da değildir bu. geçen sene bittiğinde sneijder bu sezonu tudor ile geçirmek istemedi. geçirse iyi olurdu bence de ama birçoğumuz kabul etmese de artık fiziken sadece kendisine endeksli takım kuruluşunu kaldıramayacağını kendisi de biliyordu. zaten tudor'un tercihlerinde de bir kişiye endeksli futbol olduğunu düşünmüyorum ve aynı fikirdeyim.

    lafı gelmişken dursun özbek konusunda da iki kelam edeyim. taraftarın geneli kadar kendisine düşmanlığım yok hatta bazı konularda benim gördüğüm birçok galatasaray başkanından daha başarılı projeleri hayata geçirmiştir. bu projeler kendi başarısından çok galatasaray'ın mevcut potansiyelleri olsa da birçok başkan bunları yapmak istediler ama yapamadılar. sportif açıdan rezalet bir dönem yaşatmıştır doğrudur. bazı skandal yönetim hataları da yapmıştır bu da doğrudur. bunları bir kenara yazarım. fakat benim için önemli olan gelecek senelere yönelik projelerin günü atlatacak projelere nazaran daha fazla olmasıdır. günü kurtaran başkan benim gözümde çok da matah değildir. zamanında riva'yı alan selahattin beyazıt günü düşünmedi. zamanında florya'ya derwall'i dövmeye giden abilerin karşısına dikilen, florya'yı modern tesisler haline getiren ali uras günü düşünmedi. uefa kupasını kazanan kadroyu alt yaplardan gelen adamlarla oluşturan alp yalman da günü düşünmedi. onların yaptıkları kendi dönemlerinde saçmalık olsa da ileri tarihlerde nasıl etki bıraktı hepimiz gördük. bugün eşi bile küfür malzemesi yapılan dursun özbek hayata geçirdiği projeler sayesinde 3-5 yıl sonra saygıyla anılırsa benim için hiç şaşırtıcı olmaz.

    muhalefet etmek olayları çarpıtarak eleştirmek değildir. maalesef sosyal, yazılı ve görsel medyanın yaptığı bu. yazılı ve görsel medyayı anlayabilirim zira onlar bu tip polemikler sayesinde varlar. ancak taraftarın her yalana her safsataya inanmasına dayanamıyorum. bu yalanlar açıklığa kavuşsa bile 2 dakka sonra aynı yalan üzerinden eleştirmeye devam edebiliyorlar. sonra gel bizi bilgilendir dedikleri adamlar * hoşlanmadıkları haberleri verince linç ediliyor. galatasaray başkanını herkes eleştirebilir. kendi genel kurulunda bile bu derece yoğun eleştirilen başka kulüp başkanı da yoktur. bu tüm galatasaray başkanları için de geçerlidir. galatasaray'ın "her konuda ve her platformda eleştirme yeteneği" maalesef artık linç kültürü halini almıştır. eleştirin ama argümanlarınız doğru olsun. okuduğunuz haberleri sorgulayın, mantık süzgecinden geçirin.

    15-20 gün önce taraftarın sosyal medyadaki sesi biricik kahramanımız uğur karakullukçu sneijder konusunda fikirlerini söyleyince birden yönetimin maşası oluveriyor. bunu neyle açıklayabiliriz bilemiyorum.

    bu kadar uzun bir entry girdiğim için herkesten özür diliyorum, bu satırlara gelen arkadaşlara teşekkür ediyorum. gelecek tüm eleştirlere de açığım ama entry olarak girip olayı gereksiz sayfa işgali haline getirmeyelim. mesaj atın, herkese verecek cevabım vardır.

    son olarak tatilde sözlüğe girmeyeceğime dair söz verdiğim eşimden özür dilemek istiyorum. arada kaçamaklar yapmıştım ama bu sefer yakalandım.
  • 17
    kendisine bir kaç soru sormak isterim; hayatında hiç papermoon'a gittin mi?, kimlerdir bu papermoon tayvası? buraya girmek için özel bir üyelik var mıdır?. sonuç olarak olaylara sırf papermoon diye bakmayınız. mustafa cengiz gibi veya dursun özbek gibi bir sürü adam var galatasaray kongre üyeleri arasında. ayrıca galatasaray'ı kurtarmak burada yazıldığı gibi kolay değildir. bu kulübün bir kongre üyeleri var ve bu üyelerin bir çoğu galatasaray lisesi mezunları etkisinde kalmaktadır.
    koca galatasaray'ı kurtarmak için oy atacak adam sayısı 3500-4000 arasıysa sorun papermoon filan değil daha geniş ve farklı bir sorundur. bu sorunun başı yeni bir kurultay yaparak galatasaray üye yapısını ayrıca dernekler yasasının geçmesi ile sağlanabilir. yoksa mustafa gider ahmet gelir ahmet gider mehmet gelir. değişen şey yine aynıdır.

    (bkz: mustafa cengiz/#2344888)
  • 18
    hakkını vermek gerek. kelimeleri iyi kullanabilen laf hokkabazı bir yazar. ancak bu yeteneğini ''dursun ağabey'' için kullanıyor olması çok üzücü. kötü niyetli olduğunu iddia etmiyorum ama insanların dursun özbek’ten neden nefret ettiğini ve kulübü nasıl bir durum içine soktuğunu pek anlayabildiğini de sanmıyorum. yine de ben niyete bakmam, yazdıkları galatasaray düzleminde hainleri savunmaktan ve bu hainlerle mücadele edenleri eleştirmekten farksızdır.

    (bkz: #2344888)
    --- alıntı ---
    kimse kendini kandırmasın, o yayında mustafa cengiz'i filan sevmediniz. sevdiğiniz şey nefret ettiğiniz kişiyi ekranda rezil eden galatasaray kulübü başkanıydı.
    --- alıntı ---

    mustafa cengiz, dursun özbek'i ekranda rezil ettiyse, onun başka özelliklerini de beğenemeyecek miyim? ben galatasaray'ı avrupa'da bizi gururlandırdığı için seviyorsam, galatasaray'ı yalnızca bu sebeple mi sevmek zorundayım? biz çocuk muyuz da bizim kimi neden sevip sevmediğimize sen karar veriyorsun? acaba sen neden bizim gibi dursun özbek'ten nefret etmiyorsun?

    --- alıntı ---
    5 şubat 2018 trt spor yayınında konuşan maalesef kendisi değil "papermoon" tayfasıdır. isterdim ki galatasaray başkanı çıktığı zaman kendi projelerini, planlarını, yol haritasını anlatsın bize. bizim yayında dinlediğimiz ise "papermoon tayfası"nın yemekte içkilerini yudumlarken konuşulanlardı.
    --- alıntı ---

    papermoon tayfası nedir, var mıdır, kimlerden oluşur, amaçları nedir bilmiyoruz. sen de birkaç isim vermek dışında ortaya birşey koymuyorsun. insan bilinmeyenden korkar, tayfanın adını da lüks restoran ismi koydun mu insanlar mustafa cengiz'e şüpheyle yaklaşır sanıyorsun. biz de gerizekalıyız ya, ne yapmaya çalıştığını anlamıyoruz. mustafa cengiz’in çıktığı programda projelerini, planlarını, yol haritalarını anlatması gerektiğini söylüyorsun. bu algı operasyonunu kıraathanelerde yapsan tutabilir belki ama galatasaray sözlük’te mustafa cengiz’in başkanlığa yalnızca üç ay için ve dursun özbek’ten kurtulmak amacıyla hazırlanmadan geldiğini bilmeyen kalmamıştır. programı izlemeyenler için de söyleyeyim, mustafa cengiz, yüz gün için geldik, bin gün için hazırlanacağız dedi. kulübün durumunu değerlendirip, diğer yöneticilerle birlikte projeler geliştirdiklerini de anlattı. bu projelerini de mayıstaki seçim için aday olduğunda anlatacak ve biz de o zaman kendisini gelecek için diğer adaylarla birlikte değerlendireceğiz. henüz iki hafta önce seçilmiş başkan, kendisini tanıtmak için çıktığı ilk televizyon programında, mayısta yapılacak seçim sonrası için kendi projelerini anlatsaydı şimdiden seçim propagandası yaptığı için eleştirmeyecek miydin?

    --- alıntı ---
    galatasaray başkanı "şöyle olmuş diyolar, bakıcaz", "böyle yapmış diyorlar, araştırıcaz" dememeli. gereğini yapıp açıkça ortaya koymalı. çıkıp divan'da belgesiyle kişilerin yüzüne vurmalı. lafların havada uçuşması "dursun özbek sendromu" daha çok taze taraftarda büyük etkiler bırakabilir, kişiyi kahraman da gösterebilir.
    --- alıntı ---

    mustafa cengiz, henüz iki hafta önce başkanlığa geldiğini, bu sürede sorulan iddiaları araştırmaya bile zamanının olmadığını, ayrıca yolsuzluk yapılan işlerde belgelere ulaşmanın zor olduğunu ve birçok işlemin de detaylı kayıtlarının olmadığını açıkladı. tüm bunlara rağmen yapılan tüm ‘’hukuk dışı’’ işlerin peşinde olacaklarını ve hesabını soracaklarını da söyledi. eğer yapacağım dediklerini yapamazsa, ileride eleştirirsin, daha gelir gelmez bunları yapmayacağı ya da yapamayacağı varsayımı üzerinden konuşup söylenmenin amacını anlamıyorum. ayrıca bugün taraftarda ’’dursun özbek sendromu’’ olmasının sebebi kulübe ihanet eden başkan ve yöneticilerdir. sen ne düşünürsen düşün, bu yönetimi yıkmak ve camiada ‘’dursun özbek sendromu’’na yol açan bu şerefsizlerden hesap sormak için gelen bir başkan, taraftarda hiçbir şekilde benzer bir etki bırakmayacak. eğer kahraman gibi görülecekse de, bu üç ay içerisinde ihanet yönetimini yıktığı, onlardan hesap sormayı amaçladığı ve bir televizyon programında da kimseden çekinmeden açık açık yaptığı rezillikleri anlatabildiği için olacak. bundan rahatsız olan bir insanı benim anlamam mümkün değil.

    --- alıntı ---
    eğer mayısta başkanlığa tüm camianın desteğini alacak birisi çıkmazsa galatasaray kulübünü "papermoon" tayfasının elinde "yabancı yatırımcı" arıyorken bulacağız. hani şu "olsun gelsinler transferler havada uçuşur" sevdasıyla sıcak bakılan yada "kendi şirketi gibi bakar kulübün parasını çarçur etmez" teziyle sıcak bakılan yabancı yatırımcı. unutulan şey ise kulübün artık senin olmadığı güzel kardeşim. artık galatasaray hiç senin olmayacak.
    --- alıntı ---

    mustafa cengiz, televizyon programında açık açık galatasaray bir gün yabancı yatırımcıyla satılırsa galatasaraylılığını bırakacağını söyledi. ne liseliler, ne de kendisi yabancı yatırımcıya satmayı kesinlikle istemiyor, istemeleri için de hiçbir neden yok. sen de kendi kafanda yarattığın bu iddianı yalnızca üç beş ergenin transfer hayallerini koyarak destekleyebilmişsin. sonra da korku aracını kullanarak algı kasmaya çalışmışsın. kim oldukları bilinmeyen bir grup, galatasaray'ı yabancı yatırımcıya satmak istiyormuş ve mustafa cengiz bu grubun parçasıymış. eğer mayısta seçilirse, artık galatasaray hiç bizim olmayacakmış. gerçekten çok büyük resim.

    --- alıntı ---
    oldum olası "genelin" kulağına hoş gelen süslü laflardan hoşlanmamışımdır. belki mustafa cengiz'de beni rahatsız eden şey "ben" ile başlayan cümleleri fazla kurmasıdır. çoğunluğun tersine trtspor'da verdiği söyleşi beni fazlasıyla rahatsız etmiştir. galatasaray sevgisi veya dürüstlüğünü tartışacak değilim ancak galatasaray gibi bir devin başkanı olacak yeterlilikte değildir.
    --- alıntı ---

    mustafa cengiz'in konuşmasını beğenenleri ''genel'' olarak etiketlemişsin, böylece kendini ''özel'' bir insan gibi gösterip mustafa cengiz'i tanımayanları ve programı izlemeyenleri galatasaray sözlükte etkileyeceğini mi sanıyorsun? mustafa cengiz’in galatasaray başkanı olacak yeterlilikte olmadığı düşüncesini desteklemek için de ortaya koyabildiğin tek argüman, kendisini tanımak için yapılan televizyon programında ''ben'' ile başlayan cümleleri fazla kullanması. programın tamamını izledim, ne benim ne de diğer insanların dikkati çekmedi. hatta tam aksine, izlerken mütevaziliğini takdir ettim. kimsenin tanımadığı bir insana karşı önyargı oluşturmaya çalışmak için egoistlik çok başarılı bir tercih, seni tebrik ederim. fatih terim de sadece gaz be abi, bam bam bam.

    --- alıntı ---
    bazı arkadaşlar için ağır kaçmış bir yazı olabilir peşinen özür dilerim. onlara tavsiyem dursun özbek nefretini artık bir kenara bırakıp olaylara daha geniş perspektifden bakmalarıdır. zira sırf bu yüzden doğru ile yanlış birbirine karışabilir.
    --- alıntı ---

    dursun özbek nefretini neden bir kenara bırakalım? neden bir taraftar platformu olan galatasaray sözlükte neden kulübe ihanet eden bu başkana olan öfkemizi yazdığımızda diğer tüm düşüncelerimizin yanlış perspektiften olduğunu düşünüyorsun? galatasaray’ı neredeyse yok etmeye çalışan bir adama karşı sen neden bu kadar duyarsızsın? bizim perspektifimiz bozuk olduğu için mustafa cengiz’in yanlış olduğunu gözden kaçıracağımızı düşünüyorsan, sen bu yanlışları dursun özbek’e bağlamadan yaz, biz de ona göre düşünelim.

    (bkz: #2330814)
    --- alıntı ---
    ancak mayıs'a kadar olan dönemde tüm camiayı ikna edecek icraatları beklemek haksızlık olur. 5 aylık dönemde yaptığı hangi projelerle yeniden seçilecek? umarım mayıs'tan sonrasında da devam eder ve görev süresini tamamlar. galatasaray başkanı asla 3-5 aylık olmamalı.
    --- alıntı ---

    mustafa cengiz’in adaylığını eleştirmeye seçim öncesinden başlamışsın. alternatifi 3 yıl daha dursun özbek yönetimi olan seçimde 3-5 aylık bir başkanın nasıl bir sakıncasını gördün? mustafa cengiz, mayıstaki seçimde projelerini diğer adaylarla birlikte ortaya koyar, ona göre yeni başkan seçilir, kimse bu kısa süredeki icraatlerini değerlendirmeyecek. zaten eğer dursun özbek’in baskın seçim planı olmasaydı, birçok adayla birlikte mayıstaki seçimde hedeflerini anlatıp demokratik ve adil bir seçimde yarışacaktı. mustafa cengiz de tam olarak bu kurnazlığa tepki olarak aday olduğunu ve bu yüzden seçildiğini hepimiz biliyoruz.

    ayrıca sen bugün mustafa cengiz’e şüpheci ve ön yargılı yaklaşırken, dursun özbek’in başkanlığı sırasında aynı tavrı göstermemişsin, hatta dursun özbek’e karşı ön yargılı olunduğunu iddia etmişsin.
    (bkz: #2046389)
    --- alıntı ---
    ne konuşursa konuşsun, taraftarın dinlemediği galatasaray başkanıdır. bu durum konusunda kendisinin kabahati olduğu kadar, basının ona biçtiği imajın da etkisi olduğunu düşünüyorum. ön yargı kötü birşeydir. bazen yapılması gereken şeyleri, sevmediğin adamlar yapar ama bu yapılanların yanlış olduğu manasına gelmez.
    --- alıntı ---

    (bkz: #2048439)
    --- alıntı ---
    takdir edilmesi gereken galatasaray spor kulübü başkanıdır.
    --- alıntı ---

    (bkz: #2115938):
    --- alıntı ---
    bırakalım bu önyargıları. adam en hor görülen, en karizmasız, en cibilliyetsiz galatasaray başkanı olabilir. ama reel olarak yaptıkları bana sorarsanız kupa ve şampiyonluktan bile daha değerlidir. pireye kızıp yorganı yakmayalım.
    --- alıntı ---
  • 21
    (bkz: #2422602)
    ffp nedir nelere uygulanır adlı belgeseli arkadaşa yolluyorum. riva aldığın geliri nasıl ffp'ye dahil ediyorsun? mesela senin borcun 2m tl riva ile 1,5m oldu noldu uefa ooo kardeş borcun azaldı mı diyor? ya da bjk'nin borcu artıyor ama ceza almıyor neden?

    komik olmamak ve övmek için yer aramamak lazım. ffp dönemde ki kar-zarar ve futbolcu giderlerine bakar. dursun gibi futbolcunun tazminatını ödemezsen, parasını ödemezsen götüne kaçar bunlar.

    edit: borc alacak farkinin anasini open dursun var adam 400-500m dolarlik projeyi ki en az gidip 350m tlye kirdirmis yapincada gelir gelip 1m tl olacakmismis. lan dolar 5. 200m dolar ile sen futbolcularin ciklet parasini veremiyorsun. hala birde ffp biliyormus gibi borc alacak diyor.
  • 23
    kendi nickimin altına yazmaktan nefret ediyorum ama insan bazen mecbur kalıyor. sözlerimin anlaşılamama nedenin tek sebebi insanların içindeki nefreti yönlendirecek yer bulamamalarına bağlıyorum. daha önce de birçok kez söyledim hala da söylüyorum mustafacı olmadığım gibi dursuncu hiç değilim. benim odak noktam galatasaray.

    yazılarımın çoğunda yanlış muhalefetin dursunu başımıza bela edeceğini her seferinde söylememe rağmen "sinsi sinsi dursuncu" olduğum iddia ediliyor. ffp'yi araya sokuşturan arkadaşlar için sözlerimi tekrar açayım riva ve florya projeleri ile spor kulübünün borç alacak dengesini getireceği yer uefa için önemlidir. birkaç sene içinde borç alacak farkını 0 (yazı ile sıfır)'a indirecek ve yapımı kesinleşmiş ve devlet güvencesine alınmış bir projen var elinde (korkarım şimdide tayyipçi ilan edileceğim). bu potansiyeli olan kulübü mü kupalardan men edecek uefa. "doğru yönetilirse tüm borçlarımızı ödeyecek proje" lafı bana değil, seçildikten sonra ilk kez kürsüye çıktığında mustafa cengiz tarafından söylenmiştir.

    gerçekten sizi, okuduğunuzu anlayamaz hale getirecek derecede nasıl nefret doldunuz bilmiyorum. açıkçası çok da benim sorumluluğum değil bu. sözlüğe küsen çok değerli yazarları düşününce gerçekten şu anda hepsine hak veriyorum. düşündüklerini, sırf burada linç yememek için yazmayanlara da saygı duyuyorum.

    artık düşüncelerimi paylaşma hevesimin hiç kalmadığımı düşünüyorum. belki bir gün, belki tekrar.

    kalın sağlıcakla.
  • 24
    riva ile florya süreci ve dursun ile ilgili söylediklerinde haklılık payı olan ancak eksik kalan yazar. bu yazacaklarımı rahat rahat yazıyorum zira burada beni "dursuncu" olarak yaftalayacak kadar gözü dönmüş insan yoktur diye düşünüyorum.

    riva ve florya'nın satım bedellerinin düşük olduğu malumunuz. ancak bazı ekonomik gerçekleri de göz ardı edemezsiniz. türkiye ekonomisi 2008 krizinde ülkeye giren tüm sıcak parayı inşaat sektörüne kredi olarak dağıttı. bu nedenle şu an gelinen durumda ekonomi tamamen kilitlenmiş durumda. özel sektör borcu, ki büyük çoğunluğu inşaat sektöründe faaliyet gösteren firmalara ait, borç yapılandıra yapılandıra batık kredi miktarını tavan yaptırmış durumda. ohal döneminde olduğumuz için de iflas açıklamak yasak. daha pek çok detay verebilirim ama gerek yok.

    peki tüm bunların riva ve florya ihaleleri ile ne ilgisi var? şu ilgisi var:

    1) riva ve florya ile ilgili ödemelerin tamamı devlet güvencesi altında. yani öyle de böyle de ödenecek. bu çok önemli. yukarıda nedenlerinden bahsettim.

    2) riva ve florya ihalesi ne yazık ki, burada bu süreci ünal aysal'a vermeyenler düşünsün, hükümetin "türk lirası da türk lirası" diye tutturduğu bir döneme denk geldi. bu tutturmanın nedenlerini de yukarıdaki ufak açıklamadan anlarsınız.

    3) en önemlisi ile o bölgelerin bir an önce hükümete yakın firmalar tarafından ele geçirilmek istenmesidir. önümüzdeki seçim sürecinde hükümet zorlanacağının farkında. hep farkındaydı. bu nedenle bu tür büyük ihale süreçlerini hızlıca ve en uygun bedelle yaptırmaya çalıştılar.

    kısaca söylemek gerekirse biz riva ve florya'yı yanlış bir dönemde ama olabilecek ne makul şekilde sattık. 1 kuruş fazlaya satamazdık. izin verilmezdi. bekleyecek lüksümüz de ne yazık ki yoktu. zira uefa sadece sportif gelirlere bakmıyor. evet ffp'nin değerlendirilme kalemlerinde sadece sportif gelirler değerlendiriliyor olsa da orta vadede borçların sıfırlanabilme olasılığı ve bunun devlet güvencesinde olması büyük bir kozdur. şampiyonluk kutlamalarında mustafa cengiz "teknopark projemiz uefa'yı şok etti" dedi. bunun futbolla alakası var mı? yok. ama işte adamlara "bzkın ülke bu durumda, biz de bu durumdayız. ama orta vadede gelirlerimiz garanti altında" dediğinizde anlayış gösteriyorlar. adamlar şikeye ses çıkartmadı yahu. uefa o kadar da net bir kurum değil yani.

    sözün özü riva ve florya'nın daha iyi koşullarda satılmasının o dönem için imkanı yoktu. biz inat etsek hükümet imar izni vermezdi, gider orada piknik yapardık sadece.

    bu satış süreci dursun'dan bağımsızdır. o dönem kim başkan olsa o şartlarda satmak zorunda kalacaktı. eğer ünal aysal döneminde bu izin verilseydi işler başka olabilirdi. zira o zamanlar hem teşvikler yüksek hem de krediler daha boldu.

    bu tür olayları ülkenin o dönemki siyasi ve ekonomik konjonktüründen bağımsız değerlendiremezsiniz.
  • 25
    (bkz: #2422602)

    bu entrysi olayı yanlış değerlendiren yazar. konu onun yazdıkları ile ilgili değil zaten. konu dursun aydın özbek genel kurulda ne kadarlık gelir kazanılacağını söyledi ve sonunda ne elde ettik ya da edeceğiz? adam alenen yalan söyledi hepimize. yoksa içinde bulunulan ekonomik durum ya da siyasi baskılar ve hatta ffp konu değil.

    dursun aydın özbek hiç utanmadan çıktı, yalan bir sunum yaptı ve sonucunda insanları kandırdı. riva ve florya satışının bir soygun olarak nitelendirilmesi nedeni budur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın