• 826
    transferle her şeyin düzeleceğini sanıyorlar. o olay 10 sene önceydi be dostum. alırdın hagi'yi, koyardın takımın merkezine, o zaman işte transfer oyunu çevirebilecek kıvamda olurdu. tabi en az o transfer alex kalitesinde olmak şartıyla. şimdi öyle mi? siz şu takıma gerrard gelse her şeyin düzeleceğini mi sanıyorsunuz? lampard gelse ortasahada bir tane bile sorun kalmayacağınamı inanıyorsunuz?

    yanılıyorsunuz...
  • 827
    --- alıntı ---

    son iki yıldır galatasaray ne zaman umutsuzluğa sürüklese, 4-3-3'ten, "çok koşarak değil akıllı yer tutarak efektif defans yapmak"tan, total futbol, ayağa tek pas gibi ottan boktan sıkılsam 2000'deki, 2001'deki pres yapan, koşan, ısıran, son dakikaya kadar maçı kovalayan, rakamlarla değil futbol topuyla oynayan galatasaray'ı hatırlar, biraz olsun derdi tasayı unuturum. son iki üç yıldır izlediğimiz oyuncu grubuyla o takım arasındaki farkın daha derini o zamanki taraftarla bugünküler arasında mevcut. galatasaray taraftarı denilince aklıma 3 nisan 2001 galatasaray real madrid maçı devre arasında takımı fişekleyen taraftar gelir, parken'i, westfallen'i "burası sami yen, buradan çıkış yok" diye inleten taraftar gelir, bugün sami yen'i rakipler için cennet haline getiren, tek işi "şu oyuncu kötü, bu futbolcu galatasaray'a yakışmıyor, şu futbolcunun kız arkadaşı ve lüks arabası var" demek olan, fener medyasına bakarak kendi futbolcusundan nefret eden taraftar müsveddeleri değil. o günkü takım şu an ne kadar ulaşılmaz geliyorsa o günkü taraftar da o kadar ulaşılmaz geliyor.

    kendi takımını nasıl değerlendireceğini ntv spor'dan, fanatik'ten, doğan medya grubu gazetelerinden, erhan telli'den, rıdvan dilmen'den öğrenen, sadece temmuz ayında yapılan bomba transferlerle şampiyonluk hatta avrupa kupası kazanılacağını sanan, atatürk havalimanı'nda futbolcu karşılamayı stadda takımı desteklemeye tercih eden taraftarla o günkü taraftar arasında dağlar kadar fark var.

    --- alıntı ---

    ekşi sözlük'ten.
  • 831
    eleştirelecek birçok yönü olsa da kalite olarak fener ve beşiktaş taraftarından on yıllardır çok önde olan taraftar topluluğudur.ne beşiktaş taraftarı gibi iki yüzlü günlük başarılar peşinde koşan ne fener taraftarı gibi çirkef başarı için her şeyi mübah sayan bir mantık yapısına sahip değillerdir.eleştirildiği zaman eleştirirler övülmesi gerektiği zaman överler ve bunların büyük çoğunluğunu dozunda ve seviyesiyle yaparlar.kulübün genlerinde bulunan avrupalılık kültürünün kendilerinde de bire bir yansıdığını düşündüğüm ve içine kendimi de katıp içinde bulunmaktan onur duyduğum 25 milyonluk camia...
  • 832
    bir avuç insan haricindekiler taraftar filan değildir. köküne kadar iyi gün dostudur. ister üç yıl üst üste şampiyon olmuş ol, ister mucizeler yaratmış. istersen uefa, süper kupa, milenyum kupaları almış. en ufak başarısızlıkta tribünden kendi futbolcusunu veya teknik direktörünü yuhalamaya ıslıklamaya başlar. kendi efsanelerine saldırır ve küfür eder. hele en ufak başarısızlıkta tribünleri terk etmesi acaiptir. ben defalarca yüz kişiden az seyirci ile oynadığına tanık oldum galatasaray'ın.

    galatasaray taraftarlığını gençlik eğlencesi olarak görür. yaşı 25 oldumu tribünleri terk eder. giderken de kendi kaçkıncılığına mazeret bulmak için "yok kardeşim eski galatasaray değil, şöyle oldu böyle oldu" gibi cümleler kurup kulübe veya takıma bok atar. sana ne lan. sen taraftarmısın istatistik bilimcisi mi ! gel maçını seyret, destekle ondan sonra sktir ol git. tribünü terk etmek için kulübe ne bok atıyorsun.

    "taraftar" olmadığı bugün ali sami yen'i dolduran kitlenin yaş ortalamasından anlaşılabilir. yaşı 30'u geçmiş bir avuç adam bulursunuz tribünlerde. tribünden hevesini alan kaçıp gitmiştir. taraftar gibi takımın peşinde koşan ise malum ekiptir. bugün tribünlere gelenlerin de yüzde yüzü yaşları 30 civarı oldumu çekip gideceklerdir. adamların tribünde mevzilenişi bile acaip. bırak takımı desteklemeyi sanki tiyatroya geliyor. üzerlerinde rengarenk kostümler, yanlarında partnerleri. hepsi maçı izlemekte. köşe yazaramısınız ulan siz. gazeteye yazı mı yetiştireceksiniz. hiç bi halt yapmasanız bile maça ve pozisyonlara reaksiyon verin bari. 65 yaşındaki rahmi abi, 70 yaşındaki bülent abi kadar reaksiyon gösteremeyen gençlik mi olur. o 70 yaşındaki bülent abi nefesi yetmiyor diye tezahüratlara katılamasa bile maçı an be an yaşar. kaçırılan pozisyonlarda duvarlara tırmanır.

    kısacası takım oynarsa lay lay. yoksa ruhsuz kokusuz renksiz bir kitledir. yaş haddinden (30 yaş, bilemedin 35) tribün emekliliği beklemektedirler.

    aslında işin aslı cemal süreya'da saklıdır. ne demişti şair;
    -fenerbahçeli doğulur, galatasaraylı olunur.

    bu takım gerçek taraftarlara sahip olup, onların doğuştan galatasaraylı çocukları tribünleri doldurmadan abad olamayacaktır.

    edit: (bkz: ali sami yen tribünleri/@zizonkovac)
  • 833
    kendi oyuncusunu yerme konusunda beni şaşırtan taraftarlardır. yetenek olarak sınırlı ama takımına nispeten katkı yapabilen, rotasyon oyuncuları her takımda mevcuttur. ama ülkemizdeki veya yurtdışındaki forumlarda bile acımasızca eleştirilen bir başka takım oyuncuları daha görmedim. ne liverpool taraftarı lucas leiva'yı, ne manchester taraftarı wes brown'u, ne arsenal taraftarları bendtner'i, ne barca taraftarı valdes'i, ne milan taraftarı favalli'yi, ne fenerliler ali bilgin'i, deniz barış'ı, ne beşiktaşlılar ekrem dağ'ı, uğur inceman'ı, hatta eminim antalyalılar bile kaleci bozuntusu ömer'i bu denli eleştirmemiştir. bu tip oyuncular her zaman takımlarda yer alacaktır, her maç fark beklemek, iyi futbol beklemek haksızlık olur, yıldız oyunculardan sonra daha az tanınmış adamlara alışmak da zor olur. ama daha sezon başlamadan, daha 2 maçta çoğu oyuncunun ipi çekilmiş durumda. o formayı terletmezler, mücadele etmezler ise, gider protesto edersiniz. en ilginç olan ise, taraftarlar teknik direktör ve elano'ya öyle destek oluyorlar ki, bugüne kadar kimse böyle destek görmemiştir bu kadar başarısızlık içinde. umarım bu destek tüm takım oyuncularına eşit bir şekilde pay edilir. eleştir ama destek ol, yan toplarda hata da yapsa, adam da kaçırsa, altı pas içinde direğe de nişanlasa, çünkü başka galatasaray yok..!
  • 836
    kendi içinden birilerinin* uydurduğu transfer haberleriyle havalara uçmuşken, f5 tuşunu kırma noktasına gelmişken bir de bakar ki hiç de işler sanıldığı gibi değildir.
    kendi söyler kendi güler misali.
    bütçe imkanları, alınacak futbolcunun kalibresi eşitlemesini bir türlü yapamayanlar ve bunu umursamayanlar da vardır aralarında.

    ama olmayan bir şeye inanıp sonradan hayal kırıklığı yaşaması trajikomiktir. allah garibanı sevindirmek için eşeğini kaybettirir sonra buldururmuş derler, galatasaray taraftarı için şu sıralar tam tersi gerçekleşiyor. buna uygun bir laf da bulunur elbet.

    lig başlamamış, puan kaybı yaşanmamışken bu kadar celalleniyorsa vay bize puan kaybedilen günde.

    sakin ol, hayat da senin şampiyonluk da.
  • 839
    2010-2011 sezonunda alınacak kötü sonuçlar sonrasında çok da üzülmemesi gereken taraftardır.
    eğer birazcık futbol ile ilgileniliyorsa bu takımın zaten iyi sonuçları haketmeyecek kadar düz ve sıradan bir takım olduğunu bilmek gerekir.
    idari yapısıyla,teknik heyetiyle,futbolcu kadrosuyla kesinlikle hazır olmayan bir takım şu anda galatasaray ve zannımca hazır oluncaya kadar (olabilirse) atı alan çoktaaaaan üsküdarı geçmiş durumda olacaktır.
    kalesinin göbeğine değilde birazcık köşeye doğru meyleden her topu kaleye almakta sakınca görmeyen bir kalecisi,
    defasın arasına topla hareketlenen her rakip oyuncu tarafından oyundan rahatlıkla düşürülebilecek bir defansı,
    bırakın direk ara pasları, 3 metre yanındaki boş pozisyondaki arkadaşına pas atmakta dahi acemilik çeken bir orta sahası,
    en ufak bir karşı reaksiyonda demoralize olup oyundan düşen futbolculardan oluşan bir kadrosu olan bir takımı tutuyorsanız eğer (bu takımı bırakamıyacağınıza göre) hiç değilse bir süreliğine üzüntülerine gem vurmayı öğrenmelidir.
    aksi bir durum futbolun adaletine terstir.
  • 840
    hangi takımlısın? fennnerrbahhççeliyizz. ama böyle harfleri bastırarak söylemek lazım çoğunluğu böyle söyler. siz de böyle söyleyin. bir an olsun rahatlayın. neden mi? kendinizi kandırmayın yaa. galatasaray taraftarı hani kültürlüydü, hani futbolu severdi, hani olayları bilmeden sallamazdı? noldu yoksa skor taraftarı mı olduk fennerbahhçeliler gibi. yoksa yarın yolda gördüğünüz arkadaşınız nasıl yenildiniz lan bak biz niang'ı aldık sizden bu senede bi s.kim olmaz söylemlerinden korktuğunuz için mi buraya kusuyorsunuz her şeyi. kim gelsin teknik direktör olarak galatasaray'ın başına desem en az 5 isim çıkar şimdi. yılmaz vural gelsin be. hakkatten şu adama bi şans verelim. bir de onu görelim ne yapıyor. olmaz mı? vizyonu mu yok? yahu rijkaard vizyonlu ya. daha vizyonlusu yok be yavrum. terim, luce, kalli, gerets, bülent hepsini paket ettik ya. haa derwall tamam hemen söyleyelim taraftara mezardan çıkarsın. kim gelsin diye soruyorum ulan biriniz çıksın desin ki şu adam gelsin diye. sonra buraya twitter'a yazmayın ben demiştim diye. vermeyin anasını satayım eski entrylerinizi. onları okuduk zaten çözüm üretin ulan çözüm.

    başkanların poker masalarında kumar oynarken maçları kurduğu, endüstriyel futbol diye taraftarı kekledikleri bir ortamda kimlerden nelerden bahsediyoruz ki? ben futbolu sadece oyun olduğu için seviyorum. perdeleri kaldırıp bakmayalım çünkü altında olanları görünce insanı spordan da soğutuyor. deveye neren eğri demişler, nerem doğru ki? demiş. biz de o misal bu ülkede futboldan bahsediyoruz. boşverin perdenin arkasını görmeyin. polyannacılık oynayalım hep beraber çünkü tersini düşününce bu ülkeye atatürk'ün tekrar gelmesi gerekiyor.
  • 841
    tepkisin de haklıdır ama içi boş yorumlar yapmak yerine biraz daha seviyeyi koruyarak eleştirmeyi tercih etmelidir. örneğin dün akşam... 14 ağustos 2010 sivasspor galatasaray maçı... 2-1 mağlup olduk herkesin bildiği gibi. rezalet bir oyun ortaya koyduğumuz konusunda herkes hemfikir fakat sorumlu kişiler konusunda fikir ayrılığı var. elbette bu da normal ancak insanların kişiliğine küfretmeden önce bir düşünelim lütfen. yani çok öfkeli olabilirsiniz sonuçta herkes galatasaray için fedekarlık yapıyor. okul parasından kesiyor maça gidiyor, forma alıyor vs. ama sinirimiz geçtikten sonra yapalım şu yorumu, hep beraber el ele bulalım sorumluları. biraz fazla optimist oldu çünkü türk insanın bu tarz konulardaki mantalitesi bellidir. kendimizle çelişen ifadeler kurmaktan kaçınalım. bu entry'i de galatasaray sözlük başlığına değil de galatasaray taraftarı başlığına yazma sebebim bellidir. bu platformda taraftarın genel profilini yansıtıyor çünkü.

    çabamızın adı galatasaray
  • 842
    kanımca bir maç ile umutsuzluğa kapılan taraftar değildir. bunun ötesinde hayal kırıklığıyla biten bir sezon ve beklentiler vardır. takımda bir kişi pres yaparken diğerleri yardım etmeyi değilde geriye yaslanmayı düşünüyorsa bu durum iki maçta düzelecek şey değildir. bu karamsarlık, biz koca bir sezonu heba ettik yine elde var sıfır karamsarlığıdır.
  • 843
    --- chaogrey.blogspot ---
    taraftara şöyle bir bakınca şunu rahatlıkla iddia edebilirim ki kimsenin bir şeyleri feda edeceğini sanmıyorum. kime sorsan "harala-gürele, vur-kır-parçala, son dakikada ofsayt gol at, uzaktan bir gole bel bağla, önde bas" futboluyla gelecek şampiyonluğu ister misin, diye, kabul eder bence. üzüntü-sinir-hayal kırıklığı sonucunda yaşadığınız duygu patlamalarını yanlış yere yönlendirmemeniz gerekiyor ama herkesin bir hedef araması normal aslında. şu ahvalde suçu yükleyeceğiniz makamın bu adamları bir şeyleri değiştirmek adına değil de, birilerine psikolojik baskı kurmak/isim yapmak adına getirdiği aşikar olanlar olduğunu göremiyorsanız, futbola bakışınızı gözden geçirmenizi tavsiye ederim. takımın kalecisi yok, beklerinden birisinin kafası nerde bilinmez, diğeri bek bile değil, orta sahadakilerin top kontrolü şu satırların yazarından daha kötü, forvet o şanssız sakatlıktan kurtuldu mu belli değil, diğer forvet oyunda olsa her dakika kendisine top şişirileceği aşikar, sağlam olan tek adam skorun tüm yükü üzerine kalan kaptan... taraftarın ikinci şansı tanıyacağı oyun kurucu gönderilip yerine başkası getirilecek (muhtemelen bir sezon sonra gönderilmek üzere), daha ilk günden hiç kredi tanınmayan bir kalecinin ardından ondan beterlerine kalınmış, alt yapıdan çıkan gençler üflesen düşecek halde, başkanın çıkıp dalga geçer gibi "bizde transfer bitmez" diyor, bu durumda suçlu rijkaard öyle mi? hadi ordan.

    hiçbirimizde affetme kültürü yok, hiçbirimiz bir şeylerin değişmesi için 2 senenin yetmediğini anlamak istemiyor. boka batmış bu sistemin içinde ondan nasıl faydalanacağımızı düşünüyoruz, ondan kurtulmak yerine. "buralarda bu sistem olmaz yeaa"dan tut da "bizim futbolcumuz değişmez abi"lere kadar her boku bildiğimizi iddia eden laflar sarf etmekten vazgeçemiyoruz. tüm ümitsizliğimiz, tüm memnuniyetsizliğimiz, tüm negatif enerjimiz futbolcumuzun, hocamızın üzerine aksettirilmiş; ne onların bize verebileceğine inandığı bir şey var, ne bizim onlara güvenimiz. iki tarafta da tedirginlik, gerginlik had safhada. ve bu beni fener'den 6 yemekten, hsv'ye 2-0'dan maç vermekten, sami yen'de kocaeli'ye 5-2 yenilmekten daha çok üzüyor/korkutuyor.

    sen, galatasaray taraftarı; eğer şu çarpıklık içinde, bu çarpıklığa kurban giden adamları korumak yerine bunun mesullerinden son bir iyilik (peeh) beklersen, bugün sövdüğün zihniyetin yarın kaos futboluyla getireceği şampiyonluğa tav olursan, birileri bu adamların kuyusunu kazarken sen de buna ses çıkarmazsan yazıklar olsun sana. aklını başına topla, rijkaard'ı getirip ona gerekli ortamı sağlamayan zihniyetle çatış, rijkaard'la değil.

    --- chaogrey.blogspot ---
  • 846
    anasının karnından uefa kupasıyla doğan biz yeni nesil tarafından fenerbahçe ve beşiktaş taraftarından farklı olduğu söyleniyor ya, işte bu en büyük yalandır.

    fenerbahçe'de yaşanan skandalların galatasaray'da yaşanmamasının en temel nedeni, galatasaray'ın son 20 senedir dibe vurmamasıdır. ben eminim ki pendik maçından sonra rüştü'yü arabasında döven angutlardan bizde de bol miktarda mevcuttur. yine eminim ki 4 sene üst üste fenerbahçe şampiyonluğu ve adamların avrupa kupalarını görsek bizde o arabayı ters çevirecek adamlar çıkacaktır. her şene şampiyon olmaya alışmış galatasaray taraftarı, özhan canaydın dönemindeki duraklamada bile çığrından çıkmadı mı. galatasaray başkanına, futbolcusuna küfürler edilmedi mi, tesisler basılmadı mı...

    şimdi galatasaray sözlükteki galatasaray başlığına bakın. duygusal sözler, aşk nağmeleri, galatasaraylılık edebiyatı. hepsi lafta kalıyor ancak. galatasaraylılığın neresinde istediği futbolcu transfer edilmezse taraftarlık donduruluyor.

    jan polak gelirse galatasaraylılığımı donduracağım.

    hakikaten biri bana nasıl taraftarlık donduruluyor açıklasın. nereye başvuruluyor, sonuç ne zaman belli olur? işte sonra bu adam ilk yenilgide ne başkan ne yönetim bırakır. galatasaray küme düşer diye dünyanın en abuk laflarını sayar. bu arkadaşlar uefa kupası taraftarıdır, transfer taraftarıdır, başarı taraftarıdır. galatasaray başlığına yazdığın o aşk dolu cümlelere ne oldu peki?

    bir de şimdiden aylar sonraki fenerbahçe maçı için 3-4 yeriz, yine 6 olur gibi realist olduğunu zannettiğiniz, saçma sapan mesajlar yazmayın. hangi takımı tuttuğunuzu hatırlayın. artık taşağa sarılmaya başlanan "galatasaray adının olduğu her yerde umut vardır" sözünü diyen adam derwall'dir derwall.

    afedersiniz ama bunu söyleyen adam derwall ise, bize bok yemek düşer.
  • 847
    sabırlı olması gereken taraftardır. kulüp kötü idare edilmesine rağmen şampiyonluğun en güçlü adayıdır. 4-3-3'ün orta üçüne en az bir kaliteli yabancı gelir, baros, pino iyileşir, kaleyi de ufuk devralır, son olarak sabri'de bu takıma katılırsa ligin devamı çok ama çok farklı olur. 2010-2011 sezonuna kötü bir giriş yapılması devamının da kötü olacağı anlamına gelmemektedir. guti, q7, niang falan filan bir kenara bırakılmalı, ilerleyen haftalarda bu kişilerin katkılarına bakılmalı. iki ara pasla, iki çalımla şampiyon olunsaydı lincoln varken her sene şampiyon olurduk.
  • 849
    uefa şampiyonluğu, süper kupa şampiyonluğu, 17 tane süper lig şampiyonluğu başta olmak üzere bir çok başarı görmüştür. kupa görünce sapıtmaz başarıya alışkındır. şampiyon olmadan timsah yürüyüşü yapmaz. transfer sezonunun son gününe kadar bıkmadan usanmadan bekleyebilirler. her zaman her yerde takımını destekler. futbolcuları kabullenmeleri kolay dışlamaları zordur. umutları daima taze kalabilir. stadyumu cehenneme çevirebilirler, akıllıca kareografileri vardır. 26-45 doğu meridyenleri ile 36-42 kuzey paralellerinde bulunan güzide ülkemizin her bir yerinde,her köşesinde kendisine rastlamak mümkündür. avrupa ve diğer kıtalarda en çok taraftarı bulunan türk taraftarıdır. ne kadar belirleyici etkendir bilemem ama facebook adlı sosyal paylaşım sitesinde en çok taraftara sahip olan takımdır.
    "2012 uefa kriterlerine uyum sürecinde gözden çıkarılanlardan biri olmaz umarım."
App Store'dan indirin Google Play'den alın