• 301
    goruslerine bazen katildigim bazen katilmadigim yazardir.

    katilmadigim yerlerde kahrolsun ktei, fm oynayip burda ahkam kesen, ukala, defolsun gitsin buralardan. cunku katilmadigim yerlerde kesin ben hakliyim. zaten katildigim yerlerde de benimle ayni fikirde oldugu icin katiliyorum. o benimle ayni fikirde yani.
    tabi haksiz oldugu yer yok mu? fakat mesele hakli olmak degil ki, bi fikir teatisi. fernandinho'nun kagit uzerindeki mevkisi defansif ya da degil, mesele sahadaki rolu. yoksa fernandoyu gonderen adamlar ayni roldeki 35ine gelmis fernandinho'yu hala israrla neden oynatiyorlar ki..neyse.

    burada kimsenin marjinal fikirler savunmaya hakki yok. yok uclu defansmis da, adolf hutter'mis de, gasperini'ymis de nagelsman leipzig falan... git baska yerde yaz, burada milletin katilmayacagi seyleri neden yaziyorsun? burada hepimiz her transfere "huloo" diyelim, hangi transferde ne oynayacagimizi goruruz zaten hele bi lig baslasin. sana mi kaldi. hic.
    zaten notgivingup'du galiba, terim'i elestiren bi yazida hocanin belli bi donem ne oynattigini kimsenin anlamadigini falan soyledigi guzel bi yazisi vardi. bak hocanin bile kafasi karisikken, ktei olarak neden bilmis bilmis konusuyorsun ki?

    kahrolsun farkli bakis acilari.
  • 306
    çekilin, arkadaşı geldi. *

    fm ile olan ilişkisi benim gösterdiğim kadardır. pek oynamaz, bir ara leipzig ile 4-4-2 oynuyordu. ayrıca üst düzey tahammüle sahiptir. ortak gruplarda 10 dakika aralıksız küfür ettiğimde bir şeyleri anlatmaya çalıştığı dönemleri biliyorum. *

    ayrıca kendisi dinamik, akan oyun seviyor bildiğim kadarıyla. bunu da pekala defansın önüne orta saha konumlandırarak yapabilirsiniz. kendisi çok basitçe diyor ki o adam balta olmasın. hatta ön plana çıkan özelliği defans olmasın. diyor ki benim ileride forvetim ve kanat forvetlerim basarsa, geride 7 kişi topun arkasına geçerse zaten savunmada zaafiyet yaşamam.

    he kendisi altıgen 4-4-2 ya da 4-2-4 de diyebilirsiniz sever. alana bunlarla iyi yayıldığını düşünür. bu arada bana göre de galatasaray'ın 2019-2020 sezonunda defans önüne adam koymasına gerek yoktur. koyması gereken maçlarda donk oynayabilir.

    4-3-3'ü bir merkez, iki iç orta sahayla oynayabilir bu takım. seri de belhanda da yatan adamlar değiller. belhanda kendi kaptırdığı toplarda 1-2 saniye mavi ekran veriyor tabi. seri de dramatik olarak ya kante gibi koşuyor zannediliyor, ya da hiç koşmuyor zannediliyor. her topun ardına geçer, koşar, elit savunmacı kesinlikle değildir. seri-belhanda arasına savunmacı altı değil de savunması iyi bir sekiz istiyor büyük ihtimalle bu yazarımız. düşündüğü de doğru. çünkü oraya savunmacı, kısa pasör altı gelirse luyindama topla çıkıyor, marcao top atabiliyor, mariano oynarsa iyi pasör. e bu kadar pasör kime pas atacak? `nereye sıçacaklar? `

    sözlükten sıkılacağını pek zannetmiyorum. herif bana tahammül etmiş, burada adama benim gibi saldıran da yok. (u: :()
  • 307
    on numara yazılar yazıp sözlüğün çehresini değiştiren yazar. bilmiyorum kimler farkında ama onun yazıları sayesinde birçok yazar artık anchordan, regista'dan, defansif forvetten ve dizilişlerden bahsediyor. eskiden 'getirin abi ibrahimoviç nerede' tarzı isteklerin olduğu sözlük kendisinin üşenmeden yazdığı entrylerden sonra 4411 lerin, baklava 442 lerin daha fazla konuşulduğu bir yer oldu.

    ayrıca bu fm geyiği üstünden de adamın üstüne gitmek ne kadar saçmadır bilmiyorum. ulan fm geliştiricileri bu terimleri götünden uydurup oyuna katmadı zaten, senelerdir kullanılan, futbol literatüründe yeri olan şeylerden bahsediyoruz. kendisiyle ne özelden bir muhabbetim var, ne de bir kere başlığına entry girdim ama belhanda'yı neredeyse tek başına savunduğu günlerden beri keyifle okurum. en sevdiğim özelliği herkesi yapıcı bir şekilde eleştirir; fatih hocayı da eleştirir, yanlış işler yapan yönetimleri de, hatta taraftarı da. eminim ki hocamı da çok seviyor, ama eleştirmeden gelişmek mümkün değil.

    velhasıl buradan kendisine selamlarımı iletip, yazmaya devam etmesini rica ediyorum.
  • 308
    şu ahir ömrümde her daim şuna inandım. hayatta gördüğümüz çoğu şey aslında gördüğümüz veya anladığımız gibi değil.

    milyonlarca hatta milyarlarca insan futbol izliyor. sanırım dünyanın en çok sevilen sporu futbol. televizyonda veya statta izlerken gördüğümüz 22 adam 2 kale 2 takım ve topu o direklerin içinden geçirme hadisesi... izlerken çok kızıyoruz oturduğumuz yerden konuşmak, eleştirmek çok kolay geliyor. topa vur gol olsun bu kadar basite indirgiyoruz. halbuki bu iş profesyonel bir iş. yani icra etmek için profesyonel olmak gerek. yeterince iyi olmak gerek. geçenlerde bir haber vardı. roma kulübü cengiz ünder’in attığı çok kolay görünen bir golün videosunu sosyal medya hesabında paylaşır ve altına da bir taraftar şu yorumu yazar; çok kolay bu golü bende atarım diye. pozisyonu izlediğinizde evet çok kolay bir gol gibi görünüyor. sonra roma bu taraftarı davet eder aynı pozisyonu aynı şekilde tekrarlanıp taraftarın o golü atmasını ister ve taraftara 3 hak verir. aynı pozisyon o taraftarla 3 kez tekrarlanır ve sonuç 3’te 0...

    konuyu çok dağıttık toplayalım. futbol, öyle gördüğümüz kadar basit bir oyun değil. bunun arka planında teknik, taktik, disiplin, kondisyon, özel hayat, beslenme, çalışma, psikoloji, gibi bir çok faktörü barındırıyor.

    kaide, bana işin teknik taktik kısmını sevdirdi. sahaya farklı bir gözle bakmamı sağladı. oyuna dair ufkumu açtı. onun yazılarını okuduktan sonra tv’de futbol yorumlayan insanların ne kadar leş, bilgisiz ve ezbere yorum yaptıklarını anladım. üstteki bir yazar para versen bu yorumları okuyacak yer bulamazsın gibi bir şey yazmış ne kadar da haklı! belki onun da yanlış gördüğü ya da yanlış yorumladığı durumlar olabilir, vardır da... sen de fikrini belirtirsin bir karşıt tez yazarsın senin fikrini benimseyenler de sana destek olur. ama adam görüşlerini yazdı diye ukala demek ayıptır. kendisinin öyle bir tarzı olduğunu düşünmüyorum.

    sözlüğe değer katıyor. 3-5 olumsuz yoruma bakıp da misyonunu doldurduğunu düşünmesin. gördüğüm bir çok yazarın kadro içinde ve yazıları büyük bir keyifle okunuyor. bende büyük bir keyifle okuyor ve feyz alıyorum. yazadursun...
  • 310
    kendisine mesaj yoluyla da belirttiğim gibi, kıymetli yazıları ile yazadursun dediğim yazardır, kadromun hasıdır. burada madem ki eleştiri kabul edilsin deniyor, o zaman da "çok bilmiş, fm jargoncusu" diye tabirler ile yazar arkadaşlarımızı kırmanın alemi yok. neticede hepimizin gayesi galatasaray'ın başarısı. 20 milyon taraftar, farklı yaşlarda, farklı hayatlar yaşayan ve farklı eğitim görmüş bireyler olarak buradaysak maksadımız paylaşmak, desteklemek ve muhabbet olmalı.

    bu arada ben de 20 yıllık fmciyim(başlangıc cm 00-01), böyle laf yemedim yahu kimseden gençler*
  • 311
    kendisinden futbolu daha iyi biliyor olabilirsiniz. hatta bence ben, kaide'den daha iyi biliyorum, orası net * ama şöyle bir incelik var olayda;

    şimdi bazen bir argümanla karşılaştığımızda, 100 metreden ne kadar saçma olduğunu anlıyoruz ve genellikle üst perdeden üstelik de pek fazla karşı argüman sunmadan yorumlar yapıyoruz. aslında haklıyız, gördüğümüz şey çok saçma ve oturup paragraflarca karşı argüman yazmaya değer görmüyoruz.

    kaide burda ayrılıyor; bazılarının bahsettiği tepeden bakma olayının içini dolduruyor adam. bu önemli. mesela ben "ya ha siktir, marcao forvet oynar mı amk" yazarken, adam marcao'nun neden forvet oynayamayacağını bilimsel verilerle açıklıyor. bu neden önemli; çünkü içi boş bilmişlik evet can sıkıcıdır ama bunu sağlam temellere oturtursanız, bu sefer can sıkıcılık karşı tarafın bilgisizliği üzerinden başlıyor.

    yani kaide'yi okuyor ve adamın uslübundan canınız sıkılıyorsa muhtemelen bu onun kadar bilgili olmamanızdan kaynaklanıyordur. çünkü adam yazdıklarını havada bırakmıyor, boş ukalalık yapmıyor.

    ben kaide'nin her yazısına katılıyor muyum? belki çok azına. hatta şimdi buraya gelince depolanmış bir yazımı gördüm. yazdığı bir entry bayağı bir övgü almıştı nick altında ama hiç katılmıyordum ve onu açıklayan da uzun bir yazı yazmışım ama eksik kalmış. daha sonra kendisiyle tartışacağım bu konuyu.

    tekrar söylüyorum kaide ile aynı fikirde olmak zorunda değilsiniz, sizin düşündüğünüz de doğru olabilir, bunu da dile getirmek de herkes özgürdür ama gerçekten emek vererek, kafa yorarak, futbolun detaylarına inerek yorumlar yapan bu arkadaşı çok bilmişlikle ya da tepeden bakmayla suçlamayın. ne zaman ki 4-4-2 başlığına gelir ve "4-4-2 en iyi sistemdir, siz ne bok biliyorsunuz ki" yazar, o zaman linç ederiz; ama " 4-4-2 en iyi sistemdir çünkü;...." yazdığı sürece bu sözlüğün en okunası yazarlardan biri olmaya devam edecektir.

    bu arada evet, 4-4-2 en iyi sistemdir. aksini iddaa eden, ergendir.
  • 315
    başlığını görünce " dağı taşı linç ettiniz, sırayı kaideye mi getirdiniz " dedim içimden.
    kendisi hem bilgili, hem bilgisini özgün bir perspektif ile harmanlamış ve ayrıca mütevazi, gönül kırmamaya dikkat eden bir renktaşımızdır, değerlidir.
    ergen zihyineti yenememişler ya da özgüven eksikliği olanlar bari kaideye bulaşmasınlar da yazadursun.
  • 320
    sözlükte ocgunsson ile birlikte kırmızı çizgim olan yazardır. ikisini kimseye yedirmem. istediğiniz kadar eleştirebilirsiniz ama adama hakkını vermek kaydıyla olmalı ki ortada iyi niyet olsun.

    mesela ben de onu çok eleştiriyorum hatta en son deep lying playmaker terimini derin yalan söyleyen oyun yapıcı diye yorumladığımı söyledim hiçbir karşılık veremedi hahaha. yaaa ktei kardeş her şey gegen megen prese bakmıyormuş.
  • 322
    son günlerde fikirlerine genelde katılmadığım yazar, ama gayet keyifli bir şekilde takip ediyor ve okuyorum. uzun yazılar yazdığını görünce, okumadan önce gidip çayımı tazeliyorum ve öyle okumaya başlıyorum. hatta, işim gereğince futbol sektöründe olduğum için, yeni projelerde kendisine danışmak, şirketimizin markasını daha yukarı çekebilmek adına kendisinden fikir almak gibi bir düşüncem de var.

    üstüne gelen baskıyı, popülerliği, analiz yapma beceresi vb. ne derseniz diyin, kaldıramadığını düşündüğüm yazar. daha önce 15 dk'lık bir girdi yazıp, okuyup enter'a basıyorsa, şu anda biraz daha negatif düşüncelere girip, belki de bazı konularda hiçbir şey yazmıyor. ayrıca son günlerde üslup olarak da birtakım sıkıntıları olduğunu seziyorum. bazı konularda kendisine katılmayan insanların olduğu aşikar. bu sayı son günlerde gittikçe arttı ve renktaşlarımız bunu dile getirmeye başladı. o yüzden kendisi de verdiği tepkilerde biraz, çizgisi dışına çıkmış gibi hissediyorum.

    tavsiyem, kulaklarını tıkayıp inandığı konulara yazmaya devam etmesi yönünde. kendisini destekleyen ve ondan memnun olan kişi sayısı, emin olsun ki onu rahatsız edenlerden daha fazla(eleştiriden bahsetmiyorum). tutunması gereken dal, onu destekleyenler olması gerekmekte.
  • 323
    nick'i dünden beri sol frame'den düşmeyince bhutan krallığı bal ligi'nde oyuncu scout ederken sıkıntıdan öldü sandığım yazar. meğerse box to box'a box to box dediği için eleştiriliyormuş. *

    halbuki box to box'a kutu kutu pense, deep lying midfielder'a denizin buz gibi derin sularında yatan şahin k, poacher'a sürek avcısı, libero'ya da ahmet altan demeliydi. işte o zaman hayat bayram olurdu. bir de şu "oyuncu rollerine fazla takıyor" muhabbeti var. çok iyi, çok da güzel yapıyor. her oyuncunun nevi şahsına münhasır bir fiziği, zekası, tekniği hatta hırsı var ve -belki bazılarına ilginç gelecek ama- büyük takımlar transfer yaparken bunlara dikkat ediyor. atıyorum guardiola orta saha kurarken çat çat çat tek pas yapabilecek adam ararken allegri, it gibi koşup alan daraltan ciğersizlere bakıyor. ya da olayı daha da somutlaştıralım. icardi denen adam adinin teki ama çok iyi forvet, buna rağmen conte bu adamı neden takımında istemiyor? çünkü conte hücum hattını bir pivot bir de hareketli forvetten kurmak istiyor ve icardi bu rollerden ikisine de uymuyor. sırf bu yüzden inter yönetimi işi gücü bıraktı haftalardır lukaku'yla dzeko'nun peşinde koşuyor. kimse de conte'ye gidip "ya başkan yap bi' güzellik, oynat şu icardi'yi" demiyor. çünkü bunu kendilerinden isteyen conte. üç serie a, bir premier lig şampiyonluğu var herifin.

    yakın tarihten benim en aklımda kalan hikayelerden biri daha... benitez, real'de göreve başladığında daha yeni porto'ya giden casemiro'yu dalga malzemesi olma pahasına geri getirtip orta sahayı casemiro-modriç-kroos üçlüsünden kurmuştu. sonra medya james'i oynatmıyor diye adamı itin tenasül uzvuna öyle bir soktu ki benitez kalktı en olmayacak maçta, el classico'da modriç-kroos-james üçlüsünü sahaya sürdü. o maçta barça'dan 4 tane yediler ve benitez'in kellesi gitti. yerine gelen zidane, adının da ağırlığıyla benitez'in başta kurmak istediği casemiro'lu orta sahayla arka arkaya üç şampiyonlar ligi şampiyonluğu kazanarak tarihe geçti. bu metelleri daha da çoğaltabilirim. pirlo'nun kariyeri ofansif orta sahadan defansif orta sahaya evrilmesiyle kurtulmuştur ya da mourinho'nun sol ayaklı stoper aşkı ve lucio transferi inter'e yarım asır sonra ilk şampiyonlar ligini kazandırmıştır... hatta aha gözlerimizin önünde gerçekleşiyor: 4-4-2 kullanmaya başlayan ancelotti, orta sahanın göbeğini iki 8'den kurmak için diawara gibi bir cevheri gönderip eşek yüküyle paraya elif'i aldırıyor.

    yani ancelotti'sinden pep'ine kadar bunca insan yanılıyor olabilir mi? olabilir tabii. ktei de yanılabilir. benim de katılmadığım görüşleri var. menemen soğanlı olur diyor mesela. ama ben bunu kalkıp da nick altına yazmıyorum. onun yerine asrın icadı olan özel mesaj yoluyla kendisini rahatsız ediyorum. "şu an üzerinde ne var?" diye sorup akabinde meramımı dile getiriyorum. olması gereken de bu "bence". allah sizi inandırsın son derece de kibar bir beyefendi kendisi. attığınız mesaja üstündeki çizgili takım elbisesi ve elindeki kanyağıyla ince bir şekilde cevap vereceğine eminim. ama adamı illaki darlamak isteyen varsa yine kendi bilir.
  • 325
    sadece 442 aşığı olsa neyse... kendisi aslında iflah olmaz bir üçgen aşığı.. hele bir de kenar hücumcuları topu ayağında tutup bindiren kanat bekini "half space" denilen yerde topla buluşturduğunda aşktan deliriyor. kesinlikle tv karşısında orgazm oluyor, futbol orgazmı.

    kendisi twitter alemine de giriş yaptı da en azından kafası rahat bir şekilde yazabileceği bir hesabı oldu. malum, sözlük olarak 9 köy gibiyiz. taşlamayı seviyoruz. ha ktei'yi ben de yedirtmem orası ayrı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın