resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:62
Uyruk:Hollanda
  • 2001
    galatasaray'ı bitiren teknik direktörmüş. takım içinde çatlaklar varmış. bak sen. bunları söyleyebilenlere tek cevabım: günaydın. ama bu geç bir günaydın. zira bu çatlak mevzusu galatasaray'ın yıllardır en büyük problemi. takım içindeki bütünlük bozulalı ne kadar oluyor bi oturup düşünelim, iyi gelir.

    rijkaard'dan hemen önceki hoca: bülent korkmaz. 4 aylık kısa galatasaray macerasında bile, takımdaki oyuncularla ciddi sorunlar yaşadı.**
    michael skibbe: yardımcıları kovulduğu anda bütün itibarı yerle bir oldu takım içinde. basınından taraftarına, herkes neyi konuştu? futbolcular onu seviyordu çünkü çok gevşekti, ciddiye alınmıyordu.
    karl heinz feldkamp: isterseniz buralara hiç girmeyelim. onun döneminde takım içi dengeler nasıldı herkes biliyor.

    daha fazla geriye gitmek niyetinde değilim. ben kesinlikle bu isimlerin yaptığı teknik direktörlüğü tartışmıyorum. sadece onların döneminde yaşadıkları takım içi sorunlara değindim.

    bugün dünyanın en önde gelen teknik direktörleri bile, o kulüpten ayrılan futbolcular tarafından; hatta takımın içindeki oyuncular tarafından eleştiriliyor mu? evet.

    kendisine laf sokmak için fırsat kollayan, en ufak bi açıkta saldıran futbol dehaları, lütfen yerine isim önersin. sadece bunu istiyorum. gelsin; takım içi dengeleri kusursuz yapsın; herkes mutluluktan sarhoş gezsin. ama aynı zamanda müthiş futbol oynatsın, bütün kupaları kazanalım... yok mu böyle isimler? var elbette. nerde? en son barcelona'nın, real madrid'in başında gördüm bunlardan. du bakayim başka var mı?
  • 2003
    sabretsin yabancı düşmanları, sabretsin türk futbolu sevicileri, sabretsin ruh-hırs-ısıran takım hayalleriyle yaşayanlar, ülke futbolu gerçekleri diye kafa s.kenler, allah yardımcınız olsuncular. bir sene daha sabretsin. az mantıklı olun, yırtınsanız bu adam bu takımın başında başlayacak bu sezona. muhtemelen sezon sonunda da gidecek. 1 sene için birbirimizi kırmayalım. susun, eğer bu sene takım çatır çatır oynar, başarılara koşarsa ne yüzle sözlüğe yazacağınızı düşünün. yazmayı bırakırsınız heralde o zaman, rijkaard "sizinlemi uğraşacam." diyip kaçtığında ve yerine sonraki sene için fatih terim yada mircea lucescu geldiğinde geri dönüp kutlama yaparsınız. lakin şimdi sabredin.

    tanım: galatasaray futbol takımının yeni sezonda da başında olacak teknik adam.
  • 2004
    hocamız.

    benim adıma problem iyi hoca veya kötü hoca olması değildir. rijkaard bence mükemmel işleyen sistemler kuran bir hocadır. bu da zaman alır. maç içinde hamleleriyle çevirdiği tek kasımpaşa maçını hatırlıyorum.

    bence asıl sorun rijkaardın ilahlaşmasıdır. yahu bu adamda etten kemikten bir insandır. herkesin sevdiği kadar ben de seviyorum rijkaard'ı; ama öyle bir konuma sokuldu ki sözlükte adamcağız, sanki hiç hata yapmaz hep mükemmeldir, hep iyidir. bu sezon takım ne kadar suçluysa kendi de o kadar suçludur. bunu herkesin anlaması gerekir. zira kendisi teknik direktördür, kötü gidişi kadro yetersiz diyerek sallamak değil, aksine kötü gidişi yeni formüller bularak iyiye çevirmek için para almaktadır kendisi.

    uzun vadeli projelerin, ise galatasaray yönetimi ile yardımlaşarak gerçekleştirmesi gerekir diye düşünüyorum. fakat sezon içi ayrı uzun vadeli projelerde ayrıdır. eldeki malzemeden en yüksek verimi ne şekilde alabiliyorsa o şekilde almalıdır, zira mustafa sarp'ın total futbola entregrasyonu sanırım bu projenin bi parçası olamaz. bu oyuncularla total futbol denemek yerine daha farklı oyun şekilleriyle çıkıp zamanla kafasındakini oturtmak yani evrilerek bir devrim yaratmak sanırım daha isabetli olur.

    bu sene rijkaard'ın ilk senesiydi. günahıyla sevabıyla bitti, buradaki ortamı anladı. benim kendisinden asıl beklentim bu sezon başlıyor. çünkü tanıdıktan sonra da bir şey yapamıyorsa yani futbol anlamında geriye gidiyorsak (şampiyonluk, kupa vs. bahsetmiyorum) benim için dönemi kapanmıştır. umarım sevdiğimiz hocamız bizi üzmez.

    edit: the wizard of ozuyardı ankaraspor maçını da çevirmemize yardımcı olmuş
  • 2005
    tüm rijkaard yalakalarına kapak olması gereken teknik direktördür. hatta rijkaard lalesi, frank abi ve hz. rijkaard'dır!!!

    anlamayanların anlamadığı nokta şudur ki arkasında durulan şey hollanda pasaportu taşıyan surinam asıllı frank rijkaard kişisi değil, frank rijkaard'a müteakip gelen/gelecek olan total futbol, güzel oyun, takım karakteri, sadece sonuca yönelik olmayan, taraftara güzel maçlar izletmeyi hedefleyen bir sistem, uzun vadede kalıcı ve sürdürülebilir başarılardır. arkasında durulan şey bu fikirlerdir. eğer guus hiddink veya johann cruyff olsaydı onların arkasında duracaktık fikirlerinden ve ideallerinden ötürü.

    ayrıca birtakım yazarların olm hepiniz malsınız bir tek ben görüyorum gerçekleri kör müsünüz hepinizin gözüne perde inmiş tadındaki yazıları kabak tadı vermekle beraber ileri derecede can sıkıcı olmaktadır. koca koca adamlarız burada, gerizekalı falan değiliz, allaha şükür sizin kadar düşünebiliyoruz. mesele şu ki arkasında durulan şey galatasaray tarihinde ilk defa gerçekleşecek olan bir sistemdir ve bu süreçte şeyinin dikine giden asi ve "abi"ci çocukların elenmesi kaçınılmazdır.

    yok öyle bedavaya kahraman olmak... iki günde cesur yürek olup üçüncü gün ona buna laf sokan efsane falan değildir benim gözümde...
  • 2006
    bastan soyluyorum: frank rijkaard'in avukati degilim. gerekirse gitmesini de isterim, kalmasini da.

    simdi ugur ucar benim en sevdigim oyunculardan birisidir. o aciklamalari gercekten yaptiysa dogrudur. dogrudur derken demek istedigim ugur'un boyle hissetmesidir. hocasi ve arasinda sogukluk hissetmistir.
    belli ki sadece ugur hissetmemis. emre gungor de boyle hissetmistir. bu konuda rijkaard'i elestirebiliriz ama ben bunu dogru bulmuyorum. her insan arda, ugur gibi degildir. bazilari biraz kapaniktir. bence rijaard da boyle birisi. boyle oldugu icin oyuncular hocalarini soguk birisi olarak taniyabilirler ama resimler ve rijkaard'in bazi aciklamalari bunlarin aslinda gercek olmadigini gosteriyor.

    simdi gelelim rijkaard'in oyunculari bitirme konusunda. hic ama hic dogru bulmuyorum bu soylentileri.

    servet cetin: rijkaard onu 40 macta oynatmis. bu sizce az bir rakam mi? servet'in kotu oynamasi rijkaard'in sucu mu? rijkaard sadece topu daha iyi oyuna sokmasini istedi. yanindaki arkadasina adrese teslim pas vermesini istedi. bunu servet zaman zaman yapti ama bir cok kez de hata yapti. basit oynamadi. zaten kendisi avrupaya gitmek istiyor. bunu her sene soyluyor. rijkaard da bence gitmesine izin veriyor ama yerine iyi birisi gelirse. rijkaard da sabredecegiz diyoruz ama o zaman rijkaard'in istedigine de saygi duymamiz lazim. bir de tek rijkaard degil bunu isteyen. neeskens'i unutmayin. onlara guvenmek zorundayiz ve ben guveniyorum da.

    ugur ucar: 26 macta 1951 dakika sahada kalmis. yani ortalama 75 dakika. ilk once sol bek oynadi hakan'in sakatligi yuzunden. sabri'den formayi alamadi. zaten hemen alinmasi beklenmiyordu. ona lazim olan sey surekli oynamakti. simdi size soruyorum sabri sakat degilken kimi secersiniz diye: sabri mi ugur mu. maalesef ugur eski ugur olmadigi icin ben sabri demek zorundam. sabri'nin sakatliginda surekli oynama sansi buldu ugur ama demek ki bir seyler eksik kaldi. ali ve neil'in de o bolgede oynayabilmesi ugur'u belki de guveni ni sarsti. ugur ne demis: oynayabilecegim bir takima gitmem gerekiyordu. yani cok dogru bir sey demis. burada rijkaard'in nasil bir sucu var anlayamiyorum. belki bana anlatan olur. sabri varken ne yazik ki ugur ikinci secim. ama tekrar iyi olabilmesi icin ugur'un surekli oynamasi lazim.

    emre gungor: kendisi sakatlik belasinda kurtulamadi. hatta kendine iyi bakmadigindan oluyor deniliyordu. kendisi 21 macta gorev yapmis ve 1224 dakika sahada kalmis. yani ortalama 58 dakika oluyor bu. servet'in yerine cok iyi bir stoper dedik ve neill'le uyumu iyi dedik. ama sonra hata yapmaya basladi. elbette hata yapabilir. zaten hata yapti diye yollanmamistir. hatirlarsaniz rijkaard emre hata yapmasina ragmen "sahada ki e iyi oyunculardan birisiydi" demisti. yani unutun o hata yapti da yollandi dusunceleri. gaziantepspor istemistir emre'yi, rijkaard'a sorulmustur. rijkaard da maddi anlamda iyi bir teklif ise ya da yerine birisi gelirse olur demistir. ben oyle dusunuyorum.

    aslinda arda'yi da alalim oyuncular arasina. arda ilk once ortada oynadi. sezonun en iyi oyununu oynadi. sonra herkes rijkaard arda'yi messi yapacak falan denildi. sonra bi baktik arda magazin haberlerini suslemeye basladi, forvet oynadi falan derken sakatlandi. takim kotuye gitti ve "bız" onu ve takimi protesto etmeye basladik. o olaylardan sonra arda'nin performansi eskisi gibi hic olmadi *. simdi rijkaard mi suclu yoksa biz ve arda mi?

    isteyen rijkaard'i beyenir istemeyen de begenmez ama ilk once "servet kazma" "ugur eskisi gibi degil" "emre muzmin sakat" deyip sonra bakin emre, ugur ve servet haklilar. rijkaard onlari bitirdi demek biraz ters oluyor.
  • 2007
    bu sene yaşanan başarısızlık sonrası frank rijkaard isminin yarattığı heyecan bazı kesimler tarafından unutuldu, bazı kesimler ise zaten başından farklı beklentiler içindeydi. bu başlıkta geri gittiğimiz zaman ileride şampiyonlar ligi şampiyonu olma ümitlerinden, gerçekten avrupalı bir takım olabilme ve total futbol oynama ümitlerinden bir çok yazarca bahedildiğini görebiliriz. ben o zaman ilk kez gelmiştim bu sözlüğe, yazar olmak gibi bir hevesim yoktu sadece entrylerdeki ümidi görmekti niyetim, galatasaray taraftarının gösterilen misyon sonrası düşüncelerini görüp gururlanmak, bir nevi taraftarın nabzını yoklamaktı. çok mutluydu o zamanlar sözlük, herkes şampiyon olmasak olur, mühim olan vizyondur diyordu.

    tabi sonra işler değişti. hakikaten şampiyon olamadık. sezonda büyük kopmalar yaşandı takımda. gördük ki çok sevdiğimiz oyuncularımız, hayal ettiğimiz hedeflere bir boy küçük geliyor. dedik ki büyük olan galatasaray, kimse vazgeçilmez değildir. hafif üzgün takımdan ayrılışlarını izliyoruz hep ümit bağladığımız oyuncuların ama ikna olduk, galatasaray artık başka bir futbol düşüncesinin peşindeydi ve gidenler devrim şehitleriydi.

    şimdi burda bir çok insan eleştiriyor rijkaard'ı. cümlenin başından anlaşılacağı yere gitmeyecek söylediklerim. onlarda haklı. onlar bir ümit görmüyorlar rijkaard'da. onlara göre bu sene yeterli bir deneyimdi ve gelecek seneyi riske atmanın alemi yok. çok seviyorlar galatasaray'ı onlarda haklı tartışmanın lüzumu yok.

    ancak onlarda bizi anlasınlar, biz rijkaard'ın bu takımda devrim yapabilecek tek kişi olduğuna, artık bir sene gol rekoru kırıp bir sene 3. olan takımlar görmeyeceğimize, artık oyuncuların kendilerini galatasaray'dan büyük görmeyecekleri bir kültür yaratacağına inanıyoruz. sancı çekiyoruz bizde evet canımız çok yandı bu sene, ne transfer haberi takip edecek halimiz var, ne de keyifle bir çay içecek. ama geleceğe umutla bakmaktan vazgeçmekten imtina etmek gerek. zira başardığımız taktirde gelecek galatasaray'ın olacak, tıpkı geçmiş gibi.

    hadi biraz daha sabır arkadaşlar. herşey çok farklı olacak hissetmiyor musunuz?
  • 2009
    avrupa'da kaldırılmadık kupa bırakmamış, futbolcuğunda ve teknik direktörlüğünde total futbolun kitabını yazmış bu adam, şu ortamda hayatları boyunca bir baltaya sap olamamamış klavye mastürbatörleri tarafından kendisine saldırıldığını görse zaten giderdi. bırakıp giderdi. ola ki rijkaard'ı da yersek taraftarından, yöneticisine kadar hakkımı helal etmem. ahirette yakalarına yapışırım. artık yeter lan.
  • 2010
    rijkaard yalakalarına kapak olsun o entryler de, daha bismillah ilk seneden beklenen başarılar da verilen entrylerden birinde (bkz: #414545) geçen "...ancak şunu gördüm ki her şey günlükmüş" sözüyle çelişmekte apaçık. tamam, emre güngör'ü ben de çok severim, gitmesine çok üzüldüm; ama rijkaard top kullanamayan stoper istemiyor !!! bu mu suçu? oyun sistemine uymayanı göndermek mi? şans verilsin, şans verilsin nereye kadar. alın buyrun barış'a şans veriyoruz da ne oluyor?

    orta sahamızda çok kaliteli (!) türklere yer verdik bu sene. evet, yabancı hayranı özentilerine selam olsun. bu türklerdi çok koştukları için bizi şampiyon yapan (!), bu türklerdi tekmeye kafa uzatıp avrupa'da rakip tanımayan (!). ruhsuz olan sadece neill'di, baros'tu, kewell'dı, keita'ydı, dos santos'tu çünkü...

    boşa mı konuşuyor rijkaard maçtan önce, soyunma odasında? acaba rijkaard mı suçlu söylediklerini sahada yapamayanlardan, düzgün çeviri yapamayan tercümanı mı yoksa sahada yeteneği olmayanlar mı?

    eğer eze eze, birçok maçı kazansaydık, derbilerde gelene 3 gidene 5 atsaydık da gene de şampiyon olamasaydık, her halükarda söven sövene olmayacak mıydı rijkaard'a? günlük başarıya aç taraftarsak, yetinelim bununla. buyrun gerets geldi, öyle ama böyle oynattı şampiyon olduk. o takımdan esamesi okunan var mı şimdi? o takım şampiyonlar ligi'ne gidebiliyor mu? bu demek değil ki gerets kötü antrenör. gayet de başarılıydı, avrupa'da biraz sıkıntı yaşattı. ama gerets'in zihniyetiyle 2-3 sene şampiyon olursun.

    rijkaard'a gelirsek : bu vakitten sonra rijkaard takımı şampiyon yapamazsa suç kime atılacak? takımı, ülkeyi, futbolcuyu da daha iyi tanıyor artık hem. olmaz efendim, sen gidip de çılgın-fantastik taktiklerle (bkz: 1-1-8) başarısız olmadığı sürece rijkaard'ı suçlayamazsın !!! nokta. bu adamın barcelona'da icraatı belli. barca'nın şimdiki temelini kuran adamdan bahsediyoruz ya, o izlerken ağzımızın suyu aktığı xavi'li, iniesta'lı, messi'li, puyol'lu barcelona'yı yeni baştan kuran adamdan. sen bu adama düzgün bütçe vermezsen, orta sahayı bonservissiz 2. sınıf topçulardan kurarsan uefa'ya gitmeye şük-re-de-cek-sin !
    bu saatten sonra rijkaard'ın hayran olacağımız bir galatasaray oluşturmasına engel varsa da bu rijkaard'ın kendinden kaynaklanan bir sorun değil. bu adamı getiriyorsan, bir takım masrafları da göze alacaksın arkadaş. iki iki daha dört. bir işi yapacaksan layıkıyla yapacaksın. rijkaard, harry potter mı ki sana barış'tan, mustafa sarp'tan xavi-iniesta yaratsın?

    sizin için galatasaray her şeyin önündedir. konu galatasaraysa ne rijkaard tanırsınız ne kewell. ondandır ki günlük başarıları yakalayanların başarısız oldukları güne kadar arkasında durursunuzdur. ondandır ki başarıların kesildiği yerde sesiniz çatlak çıkmaya başlar. ondandır ki günlük taraftarsınızdır. ondandır ki uğur'un - emre'nin "arkamızda durmadı" demeçlerini söylemeyi bilir, ancak 1 sezon başarısız olan rijkaard'ın arkasında durmazsınız. ondandır ki kıymet bilmezsiniz, çünkü konu galatasaraysa yapılması gereken kıymet bilmemektir sizce.

    bu adamın hedefleri var, takımdaki eksiklikleri tespit etti, temizlik yapmaya başladı. bunca işi neeskens'le birlikte boşuna mı yapıyor?

    rijkaard takımda kalite eksikliği var diyor. bundan kasıt, oyuncuların kendi sistemine uygun olmaması. yoksa kimse ondan bir barca yaratıp şampiyonlar ligi'nde finalin gediklisi bir takım yaratmasını beklemiyor. rijkaard, uzun yıllar üst derecelere oynayabilecek, her sene kendini geliştirebilecek bir takımın iskeletini oluşturmak için geldi. tabi bu mantaliteyle işi çok zor. ama adam çırpınıyor, kendi lüle lüle saçlarını bir de türk insanı görsün diye gelmedi buralara. fakat var mı ki anlayan?

    buradan lucescu hayranı özentilere selam olsun... buradan yabancı hayranı özentilere selam olsun...
  • 2012
    frank rijkaard'ın galatasaray içinde transferle ilgilenmediği gibi bazı iddialar ortaya atılmakta imiş. bak şimdi gardaş, bu adamlar profesyonel adamlar. bu adamların güvendikleri ekipleri vardır tamam mı. sene boyunca oyuncu izler bu elemanlar. rijkaard'a istekleri doğrultusunda rapor verirler. gidip izlediği herhangi maçta sivrilen bir adam varsa o da takibe alınır mesela ok? hade bu işlerde çakmıyosun ulan hiç mi football manager oynamadın. orada bile basit bi scout sistemi var olm. batdal'ı da bilir, musa'yı da, serdar'ı da, sen kafaya takma bunları. bak tatil gelmiş, git bi ağaç altı bul ızgara mızgara demlen kendine gel.. transferle ilgilenmeyen rijkaard'ın takımına geçen sene elano'lar, keita'lar, dos santos'lar felan gelmişti bide bak. koy bakalım mustafa denizli'yi başa geliyolar mı? çok pis, kötü, kaka bi adamsın rijkaard sen yahu..
  • 2013
    2010-2011 sezonunda da başarısız olursa ve gönderilirse kendisini destekleyen biri olarak çok pis göt olacağım. peşin peşin söyleyeyim de ileride "biz demiştik!", "ne oldu 'total futbol'cular? şimdi konuşsanıza!", "bir frank rijkaard vardı ne oldu ona?" falan denirse açıp hatırlarsınız renktaşlar... tüm frank rijkaard destekçileri mehmet topal'a yüklenmiştir, almanlar soğuktur, finlandiyalılar da intihar ediyor sürekli, bir de amerikalılar hep mcdonalds'tan yiyormuş... mesela rijkaardçılardan biri olarak peter crouch'u yere göğe sığdıramıyorum, şaka maka hakikaten valencia'nın kapısından giremez, eğilse az, belki...

    tanım: hiçbir şey yapmayan, transfere bile karışmayan, oturduğu yerden para sövüşleyen bir adam. hepimiz salağız çünkü of ya!!!
  • 2014
    takımdaki sevgi ortamını öldürdü diyenler de sanki adamla aynı kampı paylaşmışlar. bu kadar kesin kesin konuşuyorlar bir de. rijkaard'ı savununca da rijkaard fanatiği oluyoruz. ulan saldıran dangozların içler acısı hallerini görünce ne yapalım arkadaş? bu kadar basit ve sığ adamlar galatasaray sözlük'e yakışmıyor. yarın öbür gün çıkacak eleştiriler için;

    (bkz: frank rijkaard'ın karısı ile arası bozuk) * *
  • 2015
    ben üniversite 2. sınıftayken, bir yerde staj yapıyordum. ama sağolsunlar, bana hiçbir zaman stajyer gözüyle bakmamışlardı. okuduğum üniversite falan da, iyi sayılabilecek bir yer olunca, öyle fotokopidir, getir götür işleri vermediler hiç. gittiğimin ilk haftası, insan kaynakları direktörü gelip, genel müdür seninle görüşmek istiyor dedi. geçtim karşısına, oturdum muhabbet ettik, ne olmayı düşünüyorsun gibi, bazı sorular sordu falan. güzeldi açıkcası. hatta, eğitimini devam ettir, yüksek lisans için sana imkan sunalım, sonra gel buraya demişti. muhabbet sonunda, bende bir intiba oluştu genel müdürle ilgili.

    neyse sonra, 2 hafta bir adamın yanına yolladılar beni, kemal abi, ödemeler biriminde. kemal abinin yanına ilk adım attığım andan itibaren, her boş kaldığı anda, bana genel müdürü kötüledi, arkasından konuştu, küfretti. sigaraya içmeye çıkardık, başlardı orada küfretmeye. ileri geri konuşurdu. ben de dinlerdim sürekli. ama hiç onun söylediklerinden etkilenip, genel müdür hakkındaki intibalarımı değiştirmedim. genel müdür beni ne zaman görse, halimi hatrımı sorardı, hatta hayatımda ilk defa çalışıyordum, iş ortamı nasıldır falan bilmememe rağmen, bir gün beni toplantıya bile çağırdı, yönetim kuruluna sunum vardı, sunum esnasında orada bulundum falan.

    bir gün geldi, ben okuldayım artık, stajım bitmiş, ama hala irtibat halindeyim çalıştığım yerle. muhabbet ediyoruz çalışanlarla. kemal abinin işten ayrıldığını duydum. ne yapıyor diye sordum. işten ayrıldıktan sonra tazminatını almış, tazminatıyla bir tane büfe açmış, bütün parasını büfeye yatırmış, şimdi onu ayakta tutmaya çalışıyormuş. işleri kötüymüş o aralar.

    sonra 2-3 hafta geçti aradan, bir haber daha geldi, genel müdür işten ayrılmış. başka bir genel müdür atanmış gruba. giderken, yanına 2-3 müdürü daha almış. şirkette yeniden yapılanma falan varmış. sordum nereye gitti ki diye, türkiye'de önemli bir grubun başına ceo olarak geçmiş.

    ama ben demiştim, bu adam büyük adam, bu adamda iş var diye. ona küfreden adam da, büfeyi ayakta tutmaya çalışıyordu hala, şimdi ne yaptı bilemem.

    sonradan aklıma geldi edit'i: şimdi merak ediyorum ben bazen, diyor ya servet çetin, uğur uçar, emre güngör falan, biz rijkaard'la gidip konuşmadık hiç, odasına girip muhabbet etmedik diye. ben de merak ediyorum, rijkaard servet'i çağırsa, gel biraz muhabbet edelim diye, ya da uğur'u çağırsa, gel anlat derdini, ne olmak istiyorsun dese, bizim çocuklar konuşabilir mi rijkaard'la? yani ne bileyim, aracı birisi olmadan, oturup karşısına muhabbet edebilir mi gerçekten? aynı dili konuşabilirler mi?

    aslında türk futbolunun temel sorunu, yetenek, çalışma falan değil de, yabancı dil sanırım. pasaportumuz türk pasaportu olmasaydı avrupalarda fink atardık biz diyeceklerine, avrupa'da fink atanlara biraz baksalar, sorunun nerede olduğunu anlayacaklar. avrupa'da 100 ülkeden futbolcu oynuyor. geçen sene servet marsilya'ya neden gidemedi? oturup bunları düşünmek lazım biraz da, kolaya kaçmamak gerek sanırım.
  • 2016
    rijkaard'dan habersiz alınan oyuncuların da suçu transferleri takip etmiyor diye rijkaard'a yüklendi ya, helal olsun. senin yönetimin adamı yanlış kullanıyor, ondan habersiz getiren adnan sezgin değil mi batdal'ı, serdar'ı? asıl suç, başarısızlık durumunda yönetimin olacaktır. anti-rijkaard'çılar sadece mehmet topal'a yüklenildiğini düşünmüşler, bilemem, kimi için öyledir. zira orta sahadaki sorun mehmet topal'dan ziyade barış'tadır, m.sarp'tadır, ayhan'dadır, hatta gönderilmesi taraftarı olmadığım elano'dadır biraz da. savaşçı orta saha arıyoruz, ama senin adamın ne kadar savaşıp da topu kaptıktan sonra hemen kaptırsa (bkz: barış özbek) savaşçı orta sahanın ne anlamı kaldı. sırf yönetim sana iki yönlü kaliteli bi oyuncu alamadı diye, günümüz futbolunda maçların kazanıldığı orta sahanın en önemli unsuru olan 2 yönlü oyuncuyu m.sarp'tan, topal'dan, barış'tan, ayhan'dan yaratmak mı suç? senin elindeki malzeme bunlar. elimizde keita olmasaydı belki kewell'ın sakatlığında onun sağ tarafını barış gibi bir baltaya emanet etmiş olacaktık. bunun sorumlusu da mı rijkaard olacaktı? rijkaard başarısızlığa giden yolda nerde saçmaladı? feldkamp gibi servet'i ön libero mu oynattı? yoksa skibbe gibi 3'lü defansın soluna mehmet topal'ı mı koydu?

    bu adam bu ülkeye bir sistem oturtmaya geldi, maça göre sistem yapmaya değil. bu adamın amacı farklı. bu adam bir anlayışı yerleştirmek istiyor. bu sene şampiyon olmamız da gerekmiyor rijkaard'ın başarılı bulunması için. rijkaard'ın başarısı anca onun kurduğu takımın meyveleri kendinden çok sonra da olsa toplanmaya başlayınca ortaya çıkacaktır.

    yatın kalkın rijkaard'a dua edin, ya da gidin her sene günü kurtarmak amacıyla abuk subuk dünya yıldızları, üst üste şampiyonluk sözü veren bir başkan bulun kendinize. şampiyonluğu son maçta kaybederseniz belki daha mutlu olursunuz.
  • 2018
    galatasaray'ın başına gelmesinin iki nedeni var. birincisi; sayın adnan polat'ın başkanlık ömrünü uzatmak, ikincisi ise kişisel para hırsıdır.

    biz başkaları gibi ham hayallere kapılmadık. bunları ilk geldiği günden beri yazmaktayız. birinci maddede yer alan sayın adnan polat'ın başkanlık ömrünü uzatması gerçekleşmiş olup, ikinci maddedeki kişisel para hırsı kaynaklı son meyveleri de alıp gidecektir.

    bazılarının sandığı gibi bir sistem yaratmak ve devrim yapmak gibi ulvi bir amaçla gelmemiştir. böyle bir amaçla gelmiş olması için, birincisi; galatasarayın tüm mali problemlerinden sıyrılıp bir kenara 300-500 milyon dolar para koyarak bu arkadaşı getirtmesi ve kendisi ile 1+1 değil en az 5 yıllık bir kontrat yaparak "gel kardeşim, kur bize o barcelona sistemini, biz 5 yıl bekleriz" demiş olması lazımdı.

    bu nedenlerle gören göz ve düşünen kafa gereken doğru tahlili yapıp bu orta oyununa alet olmamıştır. frank rijkaard'ın galatasarayın içinde bulunduğu mali koşullar, eldeki kadro yapısı ve kendisi ile yapılan sözleşme neticesinde başarılı olamayacağını bilmemesi düşünülemez. gelirken "kumar oynarım kazanırsam biraz daha bir şeyler yutarım" mantığı ile gelmiştir. oynadığı kumar tutmamıştır. tutmaz da.

    transferleri kendi ekibi filan yapmamaktadır. geçen seneki transferleri de kendisi yapmamıştı. geçen seneki transferler de galatasaray yönetiminin yaptığı transferlerdi, bu sezon için yapılan transferler de galatasaray yönetimin transferleri. buraya yazıyorum; galatasarayı önümüzdeki sezon orta ve üst sıralara oynatıp hayranlarını üzecektir. bu orta oyunundan daha fazlası beklenemez. bu orta oyununa sırf para hırsı nedeni ile katılıp taraftarı ve kamuoyunu aldattığı için gözümdeki değeri "sıfır" teknik direktördür.
  • 2019
    zamanında fatih terim galatasaray'a 2.kez geldiğinde nasılda mutluydunuz be!!

    hepimiz seviyoduk lucescu'yu. sergen'i yendiden var etti, ayhan'dan ön libero yarattı, fleurquin'lerle, radu'larla şampiyonluk yasattı, ofsayttan gol yemese şampiyonlar liginde ceyrek final oynayacaktı.

    gitmesin dedik, uzulduk terim gelince.. ama o kadar çok biliyorsunuz ki, havalara uçmuştunuz fatih terim gelince..

    şimdi ne oldu? ne değiştide bu adamın üstüne lucescu'nun gelmesini öneriyorsunuz..

    işte bu kadar futboldan anladığınız.. skor taraftarlığı budur işte.. o zaman lucescu kimsenin s.kinde değildi. göbek attığınız fatih terim'in b.kunu hala temizleyemedi galatasaray.

    şimdi bi uefa kupası aldı diye lucescu muthiş hoca oldu. gelsin mi luce? gelsin. ne olacak söyliyim mi? bu ruhsuz, takımı içten bölen, kıskançlık içinde arkadaşına pas atmayan futbolcularla ancak olsa olsa " futbolcular lucescu'yu sevmiyor" olur.. "futbolcular lucescu'yu istemiyor" olur..

    kabul edin işte ya. rijkaard'ın elindeki malzeme kötü. futbolcu çıkmış " 4 milyon euro ise bonservisim ben takım bulim onlara" diye küstahlık yapıyor. rijkaard mı bitiriyor servet'i?

    kaç maç oynadı lan servet? aç bak bari en az 40 maç oynadı. e oynatmamış mı oluyor rijkaard?

    keita galatasaray'la alakasız bir yerde sırf takımının hakem tarafından ezilmesine tepki vermek ve dikkat cekemk için kendini atıyor yere, " s.ktrsin girsin" deniliyorda servet çıkıp " 4 milyon euro ise bonservisim ben takım bulim onlara" diyecek, "galatasaray'dan fazla alsam gidicem" diyecek, rijkaard suçlı olacak.

    (bkz: -mına koyim ben böyle bakış açısının müdürüm afedersin)

    emre güngör, servet, gökhan zan, hakan balta, mustafa sarp, mehmet topal, vs. toplasan bir adam etmeyecek kalitede adamlarla takım kurmaya çalışmış herif laf yiyor birde. çok iyi adamlardı o zaman skibbe, bulent neden başarılı olamadı, kalli niye kovalandı?

    galatasaray'da futbolcular mafya olmuş istediği zaman oynuyorlar, istediği zaman hocalarını sevmiyorlar, gitsin istiyorlar. millette çıkmış rijkaard'a konusuyorlar.. uzağa gitme ya bak galatasaray'ın son 5 yılına. butun hocalar için "futbolcular x'i istemiyor" denildi denmedi..

    galatasaray'da pis bir adet oldu bu. uefa şampiyonu olundugu gunden beri futbolcular kulübün sahibiyiz sanıyorlar. arda'lar, ayhan'lar'da ağabeylerinden gördüklerini yapıyorlar..

    not: her dalda nice kupalar adlı kullanıcı arkadaşım bu entry'nin bir kaç üstünde lucescu gelsin gibilerinden bir ley yazmış.. bu yazılan entry kendisine cevap niteliğinde değildir. bir çok kişidende aynı ismi duydugumdan yazdım buraya.. lucescu diye konusan arkadaşlarımda zamanında kovuldugunda"oh be" dıyen adamlardı. yazdığım kelimelerin tek bir cümlesi her dalda nice kupalar ile alakalı değildir..
  • 2020
    adnan polat'ın kendisini takımın başına getirerek başkanlık ömrünü uzattığı gerçektir, değildir. bu başlık altında bunu tartışmam. zira bu durum rijkaard'ın iyi ya da kötü teknik direktör olduğu gerçeğini de etkilemez.

    öyle ki bu adam bir sistem oturtmaya gelmemiş olsaydı, maçlar zora girdiğinde veya geriye düştüğümüzde feldkamp gibi terim gibi skibbe gibi paşa paşa forvetleri takıma doldurur defanstan adam çıkarır, maçı riske atardı. bazılarının düşündüğü gibi sistem oturtmak yerine para çarpmak için gelmiş olsaydı paslı oyun istemezdi, topu koşturmayın siz koşun derdi. ve yine bunun için gelmemiş olsaydı, 5 sene sözleşme yapıp 2 senede aldığı parayı 5 senede 2,5 katına çıkarmak varken daha uzun süreli bir sözleşme yapmaz mıydı?

    peki ya keita, elano? gelirken omuzlarda karşıladığınız, uğurlarına besteler yazdığınız, bir an önce lig başlasa da izlesek diye ağzınızın suyunu akıtan topçular? rijkaard olmasa gelir miydi sanıyorsunuz? her şeyin en kötüsünü düşününce bile bu adam ve semereleri takımın marka değerini artırıyor.

    artık kafalarda bir şeyin değişmesi lazım. günü kurtarmak isteyen anlayışı yok etmeniz lazım. yok olmuyorsa buyrun size daum, buyrun size yılmaz vural...
  • 2021
    ne bir scouting ekibi bulunan, ne de kendi kendine bir nebze olsun bu işi yapmakla uğraşmayan teknik adamdır. arkadaş hollanda var surinam var uganda var papua yeni gine var. 2 tane adam öner şu kulübe allah için bir yararını görelim. sen transfer döneminde dünya .ikime, taraklar da kaba etime tavrından çıkma ondan sonra vay anam bana mustafa sarp verdiler, caner erkin verdiler, bu takım tu kaka, bu topçularla bir halt olmaz.

    genç yıldız adaylarının tonla bulunduğu hollanda ligi bile teknik sorumlumuza bir kaynak oluşturamıyor. aa pardon total futbol oynamak için xavi lazım, iniesta lazım, messi lazım, kasada da 500 milyon euro lazım. rezil bir yönetim kurulumuz var bu kabulümüz fakat kimse de hoca istiyor yönetim alamıyor tribine girmesin. maalesef kulübedeki ekip galatasaray yönetiminden bile fazla gamsız.
  • 2022
    inanılmaz iyi bir hocadır. beyni çok çalışıyordur fakat galatasaray'ın hocası olabilecek kapasitede olmasına rağmen adnan polat zihniyetinin hocası değildir.

    adnan polat zihniyetinin hocaları için; felix magath, yılmaz vural, jose mourinho, lucescu.*

    farklı zihniyetler ve hocalar için ;

    faruk süren; fatih terim, frank rijkaard, alex ferguson, arsene wenger.*

    şimdi özet oldu biraz ama anlayan anlamıştır muhtemelen. adnan polat'ın kafası aziz yıldırım usülü çalıştığı için rijkaard kendisine asla yaranamaz. ama gerçekten çok iyi hocadır. günü kurtaracak adam değildir. işini sağlam yapar. zizo'nun dediği gibi dalavereci olduğunu da sanmıyorum. profesyonel ve işine saygılı bir havası var.
App Store'dan indirin Google Play'den alın