• 451
    bir sezonu yarışmacı olamadan geçirmemiz haricinde çok yararlı olmuştur. bir sezonu bu uğurda feda etmek hiç de mantıksız değilmiş. zaten takımın teknik direktörü taraftarı acayip başarılara alıştırmış fatih terim yerine başka birisi olsa bu kadar tepki de çekmeyecekti muhtemelen. hoca terim olunca ister istemez herkes başarı bekliyor.

    bu dönemde 25 milyona yakın para harcadık, mohamed'i dahil edersek ki edelim, 30 milyona yakın para harcadık. nedense bu çok önemsenmiyor ama bunu yaparken de maaşlardan yaklaşık 20 milyon tasarruf sağladık.

    bu dönemde alınanlar üzerinden bir hesap yapacak olursak tahmini olarak nelsson 25, boey 20, mohamed 6, morutan 5.5, berkan 4, barış alper 5 olmak üzere yaklaşık 65.5 milyon gelir elde edilmesi bekleniyor. harcanan bedelin en kötü iki katı demek. bu planlama uğruna yerine oyuncu alınmayıp oynatılıp gelişmesi düşünülen kerem aktürkoğlu ve marcao gibi isimleri hesaba hiç dahil etmedim. onları 12m ve 15m diye dahil edersek 92.5m ediyor.

    kısaca bir aksilik olmazsa bu planlama daha ilk 2 senesinden sadece transfer geliri olarak bize neredeyse 2 adet şampiyonlar ligi geliri (~35m) sağlamış olacak. en kötü senaryodaki durumumuzu belirtmek için 2021-22 sezonunda avrupa liginde elde edilen başarı gelirlerini de kerem ve marcao gibi bu hesaba dahil etmiyorum. geçen sene sonuçlar yüzünden üzgünlükle ve sinirle değil de aklı selim ile düşünen taraftarlar da bunu öngörerek kadronun uzun vadede enkaz değil miras olduğunu savunuyordu.

    buradan sonra önümüz düzlük kaybettiğimiz tek şey en yakın rakibimizden 3 fazlamız olan süper lig kupası oldu ki onu da rakip olarak bize çok uzak olan bir camia aldı. bence buna fazlasıyla değer. anlık sinirlerle kulüp efsanelerine ve değerlerine karşı saygımızı da kaybetmemeye özen gösterirsek daha iyi olacak. galatasaray taraftarı diğerleri gibi alexçi, aykutçu, ersuncu, vitorcu, ıvırcı, zıvırcı diye bölünemez hele hele bu kulübü türkiye'nin ve avrupa'nın en büyüğü yapmış fatih terim üzerinden hiç bölünemez.

    bu senenin sonunda şampiyon olup olmamamızdan tamamen bağımsız olarak söylüyorum ki saha dışında dursun özbek, metin öztürk ve erden timur saha içinde ise okan buruk yönetiminde dominasyon kuracağımız yıllar bizleri bekliyor.

    artık yavaştan moda da girelim...
    #tekbüyükgalatasaray
  • 156
    uzun bir entry yazacağım. planlamaya nasıl bakmalıyız bunu ele almak istiyorum. (2.kısmı ayrı bir çizgiyle ayırdım)

    önsöz;

    çalışmayan hatta planli çalışmayan bir sey elde edemez. şampiyon bile olsa o şampiyonluk o seneye aittir ve orada kalır. sana sürekli başarının yolunu açmaz.

    ---------------------------------------------------1.kısım-----------------------------------------------------

    pesin pesin yazayım. terimci yine terim korumus denmesin de. eleştirim de var elmas ve terime ama sonuç hatta oyun veya hakemlere bagırmamak konusu değil. bize bir yapılanma vaad ettiler. evet bir rapor alalım kendilerinden ilk yarı bitince nedir durumumuz. hocaya 11 maddelik sorularımı bir okuyalım önce.

    (bkz: fatih terim'e mektuplar/#3256333)

    taraftar olarak kusura bakmayın fena elestiricem.* hala oyun söyle skor böyle bu adam gs oyuncusu değil fatih terim istifa etmeli vs anlatılıyor.

    yapılanıyoruz.*

    yapılanma diyince hemen sahaya bakmayalım artık bir zahmet. taraftar olarak tesisleri dert ediniyor muyuz?
    altyapıdaki çocuklar nasıl hangi koşullarda ne kadar haber alıyoruz, gidişati takip edebiliyor muyuz? altyapı için kaç tane zemini iyi hazırlanmış sahamız var.*) salon durumu nedir? altyapı hocaların kalitesi nasıl? beknaz ne durumda seneye kampa alinacak hangi altyapi oyunculari olur sorguluyor muyuz? yapılanmayı kişilere bağlı kılarsak patlarız. bunun riskine karsi analiz yapıyor muyuz? ekonomik olarak döviz surekli artarken duzenli borc odeme oyuncu ödemesi transfer tesislesme konularında atılan adimlar neler? niğdespor hamlesi oldu sürekli olarak bunun takibini nereden yapabiliriz?

    yapılanırken bunu altyapı ile desteklemezsen sürdürülebilir bir başarın olmaz. elinden keremi marcao'yu bir çekerler sen buna hazırlıklı değilsen güm diye patlarsın.

    bu takım 1.5 senedir orta saha yok diye kıvranıyor. peki bartuğ elmaz hazır hale getirilmesi için ne yapılıyor? kaleci sorunu yaşayacağımız aşikar. yaş haddinden ötürü diyorum buyrun bir de sakatlık çıktı. ne olucak kaleci işi muslera sonrası? oynatılması hedeflenen oyunda bekler aşırı önem arz ediyor. altyapıya bek transferi oldu mu veya mevcutlar yeterli görüldüyse üzerine hocaların eğilim nasıl?
    altyapı hocalarının antrenman methodları verimliliği ölçülüyor mu?

    şu konulara taraftar olarak ne kadar önem veriyoruz? ya yapılanma şampiyonluk değildir değil. hemen sahada cayır cayır akan takım göremezsin. ligde rakiplerin düşük takımlar da olsa sana problem çıkarmak için sahaya çıkıyorlar. kapalı savunmaları açma üzerine hocalar da çalışacak oyuncular da meziyetlerini güçlendirecek. biz sadece buna bakarsak taraftar olarak yapılanmayı idrak edemeyiz. lig+uefa kupası alsak sonra seneye düşüşe geçsek daha mı iyi? yapılanma ivmelenme demek zamanla yükseliş vaad etmek demek. her sene üzerine koymak demek. kerem gidince yerine gelen ahmet mehmet "keremden daha iyi ya bu cocuk dedirtmek" demek.

    elimizdeki mevcut yerlilerin altyapı eğitimleri zayıf. zaten o yüzden ortalama yabancılar+gurbetçiler cirit atabiliyor ligde. temelleri yerlilere nazaran çok daha önde. biz 2-3 sene sonra ilk 11'e girecek veya zorlayacak kaç tane altyapı oyuncusu hedefliyoruz? bunu yapabilmek için izlediğimiz yol nasıl bir yol? genç al genç oynat yaparak planlama yapılanma bitmiyor. terimi elması buradan bir eleştirelim. altyapıda oynanan oyun a takımla aynı mı yoksa 5 sene sonra trend olacak oyunu ön görüp onu mu oynatmaya çalışıyoruz? oyun kurucu santrafor mu yetişecek altyapıda yoksa target man mi? kesici bir 6 numara mı yoksa deep lying playmaker mı yetiştiriyoruz? şu an altyapımızda wonderkid kesici bir 6 numara çıkarsak bile oynanan oyunda kendini göstermesi zor olacağı için adamı yer bitiririz. çünkü bizim oyuna pas tekniği, çevre kontrolü ve alan parselizasyonu yüksek bir 6 numara oturur. tersten bakacak olursak xavier hernandez creus barcelona değil de real madrid oyuncusu olsaydı asla 11 oyuncusu olamayacaktı ve hatta gönderilecekti. çünkü öyle bir oyuncu rolü real madrid oyun yapısında hiç olmadı da.

    oynamaya çalıştığımız oyun üzerinde oyuncu rolleri gözetilerek altyapı eğitimleri veriliyor mu?

    bunca sorulacak soru konu varken konuşulanlara bakın sol frame'de.
    (bkz: fatih terim)
    (bkz: fatih terim istifa)
    (bkz: kornerden gol atmak)
    (bkz: duran toplar)
    (bkz: fatih terim yardımcıları)

    siz bunu mu anlıyorsunuz yapılanmadan? yani diyorsunuz ki süper bir hoca olsun yardimcilari ile takir takir oynatsin duran toplar falan ciddi tehlike yapalım. ligde bam bam gelene gecene vuralım. o zaman olur.
    baba bu yapılanma değil ki. bu bildiğin o sezonun şampiyonluk hamlesi ve sonucudur. peki diyelim x hoca geldi su an ligde 13-14 galibiyet aldi abartıyorum gitti uefa da gelene gecene 3 5 atip eledi. peki o x hoca giderse ne yapacağız? e başarısı da var adamın atlar avrupa üstüne haliyle. ne oldu yapılanma? yerine o ayarda hoca gelip bu davaya ikna edebilecek misin yine? hem kaliteli hoca alicaksin hem de diyeceksin ki bütçe kısıtlı 6 numarani kendin devşir. kim hangi kaliteli hoca uğraşır bununla? ınter conte'ye yetemedi kimi bulacaksin? yine taze bir umut vaad eden hoca denemesi lazim. e sen daha fatih terim'e dayanamiyorsun. toy bir hocaya ilk hatasinda bu hoca toy demeyecek misin? galatasaray kimlere kaldi edebiyati başlamayacak mi?

    ayni paragrafı bir futbolcu üzerinden de okuyabiliriz.

    burak elmas ifade etmişti.
    (bkz: kişilere bağlı olmayan sistem kurmak)

    çalışmayan hatta planli çalışmayan bir sey elde edemez. şampiyon bile olsa o şampiyonluk o seneye aittir ve orada kalır. sana sürekli başarının yolunu açmaz.

    (bkz: 2018/19 sezonu şampiyonu galatasaray)
    (bkz: 2020/21 sezonu şampiyonu beşiktaş)

    -------------------------------------------------2.kısım------------------------------------------------------

    yapilanmayi bir de konuştugumuz başlıkların dilinden anlatayim skorlara göre o zaman.

    borussia dortmund 2008/09 jurgen kloop getirdi. borçtan başıni kaldıramayan o takim* o sene 6. oldu. avrupada udinese'ye elendi.

    2009/10 da ise 5. oldu.*

    nihayet 2010/11'de vura vura şampiyon oldu*. avrupada psg* sevilla karpaty lviv uefa grubunda 3.olup elendi.

    2011/12 yine bundesliga şampiyonu oldu. şampiyonlar liginde yari finalde real madrid'i 4'leyip final oynadı. devam eden süreçte sürekli adam kaybetti.
    (bkz: lewandowski götze reus napsın)

    adamlar takır takır stadları doldurdu. hoffeneim'dan 4 mü yemediler bayern'den 5 mi yemediler. ılk 7 hafta 1 galibiyette mi kalmadılar. neler neler yaşadılar. yapılanma acı çekmektir sonra meyvesini almaktır.

    bir sürece girdik planlar yapılıyor ve takip ediliyor.* yapılanıyorsan başta başarı gelmeyeceğini pesin pesin kabul ediyorsun zaten. hedefin şampiyonluk değil ki hedefin sürdürülebilir başarı.*

    bakalım sürecin bas aktörü jurgen kloop neler demis.*
    --- alıntı ---

    2008'den beri borussia dortmund'un başındayım. ama benim başkanım ve sportif direktörüm türk mantalitesine sahip olsaydı, sanırım ben de bugünlere kadar gelemezdim. ben bu iş için biraz daha sabrın gerektiğini düşünüyorum.

    --- alıntı ---

    bir gazetecinin, galatasaray'ı son bir yılda 3 ayrı teknik direktörün farklı sistemlerle çalıştırdığını anlatıp, "başarı için bu doğru bir yol mudur?" şeklindeki sorusuna alman teknik adam:

    --- alıntı ---

    "bence doğru yol değil. ben futbolda sabrın ve felsefenin çok önemli olduğunu düşünüyorum. ancak ben konuya fazla hakim değilim. şu durumda konuyla ilgili yorum yapmak bana çok doğru gelmiyor. ama az önce de vurgulamış olduğum gibi benim patronlarım da galatasaray'ın patronlarıyla aynı kafada olmuş olsaydı, ben de herhalde bugün borussia dortmund'un teknik direktörü olmazdım" cevabını verdi.

    --- alıntı ---

    bugun burada fatih terim istifa diyenler 2009/10 sezonu 8. haftada bvb tribunleri kloop istifa diyeceklerdi.

    borussia dortmund ajax benfica bu acıları yasarken manşet olmuyorlar. şampiyonlar liginde sürecin meyvesini toplayıp yari final oynayınca cümlelerin başına su konuluyor;
    (bkz: ya ajax'a baksana abi)

    tekrar diyorum, çalışmayan hatta planli çalışmayan bir sey elde edemez. şampiyon bile olsa o şampiyonluk o seneye aittir ve orada kalır. sana sürekli başarının yolunu açmaz.

    (bkz: 2018/19 sezonu şampiyonu galatasaray)
    (bkz: 2020/21 sezonu şampiyonu beşiktaş)

    sadece tarihte 1 şampiyonluk olarak duran başarılar.

    bir de suna bakalım.
    (bkz: 1996/97 sezonu şampiyonu galatasaray)
    (bkz: 2003/04 sezonu şampiyonu fenerbahçe)
    (bkz: 1989/90 sezonu şampiyonu beşiktaş)

    sadece şampiyonlukla bitirmeyelim..tarihimizin ilk yapilanmasi ve sonrakilerine yol acan olumlu sirayetini hatırlayalim.
    (bkz: jupp derwall)

    ilk icraati zeminleri düzeltelim olan adam. tanıdık geldi mi? bu yuzden 5 ay boyunca stadimiz kapaliydi ve 4 5 mac kasimpasa olimpiyat gezindik sirf o zemin için.

    derwall sonrası altyapımızı saymayım uefa kadrosuna açılan ilk kapı oradan çıktı.
  • 340
    ben bu planlamada hala 1.5 üstü vereceğimiz her futbolcuya karşıyım. galatasaray bir maaş kriteri koyduysa bunu şöyledir böyledir diye aşmamalı.
    o sebepten hala fatih hocanın istediği ama alınmadığı söylenen berghuis, ghezzal, rosier, elneny gibi adamlara karşıyım. çünkü rosier'in 1.5-2 arası maaşını kenara bırakırsak geri kalanlar 2.5-3'ten aşağı gelmiyor zaten.
    bu maaşları geçersek bu sefer yıllardır olan "galatasaray yüksek maaş verir" goygoyu devam edecek, her istenen adam kapıyı 2'den açacak.

    eğer yaşı geçmiş bir futbolcu alınacaksa da bu futbolcu çok cüzi bir maaş almalı ve sözleşme süresi normal olmalı. misal elneny 29 yaşında, bu adama 2.5 milyon eurodan 4 yıl verirsek bu sene olmasa da iki sene sonra patlayacağız.

    kısacası kim transfer yapıyorsa genç olmasa bile cüzi maaşlı futbolcu yapmaya devam etmeli. bizi bitiren yaşlı, genç ayrımı değil verdigimiz maaşlar.
    maaşların bizi nasıl bitirdiğini görmek isteyen son 10 senemizin finansal tablolarına baksın.

    bu planlama dahilinde anadolu takımlarının bulduğu tarzda futbolcular bile bulamıyorsak o zaman gerekli departmanları anadolu takımı departmanları ile değiştirelim. millet bedava adam bulup 5 milyon değere ulaştırıyor, biz 4-5 milyon euro altında bonservis vermiyoruz ya da ucuz adam bulursak hayvani maaş veriyoruz. sonraki yönetim gelip "çok maaş veriyoruz :(" diye ağlıyor ardından aynı maaşı kendi veriyor...
  • 167
    ''tek adam'' zihniyetinin olduğu bir yerde, (sadece spor alanında değil) kısa, orta ya da uzun vadeli herhangi bir planlama, eşyanın doğası gereği, ol(a)maz. tarih bunun örnekleri ile doludur. üstelik bu lider devamlı bahanelere sığınan, haklı ya da haksız sebeplerle liderlik ettiği toplumu ya da topluluğu yalnız bırakan, tutarsız açıklamaları ve kararları olan biriyse, hiç olmaz.

    kötü sonuçlar, başarısız olmak vs. geçicidir. bizim galatasaray olarak asıl sorunumuz, ontolojik bir mesele. cevap ise, uzaklarda değil aslında:

    ''galatasaray bir his takımıdır. renklerine aşık birbirlerine seven futbolcuların takımıdır. galatasaray feragat ve fedakârlıklarla çalışacak futbolcuların takımıdır. galatasaray şımarıkları, kendini beğenmişleri, yalnız kendini düşünenleri sevmez. kısacası galatasaray, bir halatı hep birlikte çekenlerin, hep birlikte üzülüp, hep beraber sevinmesini bilenlerin takımıdır.''
  • 302
    ya bu konu ile alakalı ne zamandır yazacağım da hevesim yok. sağolsunlar öyle bir futbol var ki ortada insanlar yazmaktan soğuyor.

    sanki bana yıllardır hep a seviye hadi bilemedin b seviye transfer yapıyoruz.

    bratular petreler,
    culio zapata stancular,
    perez, fluerquin, victorialar,
    ali lukunku, batista, inamatolar
    fabio pinto, carrusca, ontovideo , pino ile sezona başlayan zaten hep başka kulüptü aq :(

    zaten biz hep batistutalar, zlatan ibrahimoviçlerle oynuyorduk.

    3 yıllık planlama. okey buna varım.

    alınmamış riski aldık fln bunlar yanlış beyanlar. bu kulüp yıllarca bu zamanki taransfer stratejisiyle yönetildi el mahkum.

    3 yıllık planlamayı hadi yedim.

    ama bunun ilk kez yapılmış gibi gösterilmesini ben yemedim.

    başkaları da yemedi ki sanırım hoca değişikliğine gidildi.

    dipnot: burak başkanla olmayacağı da ayan beyan ortada.
  • 222
    alt yapıdan galatasaray a takımı kalitesinde futbolcu çıkmıyorsa, bu planlamada yer almamaları gayet normal. türk futbolundaki futbolcu yetiştirme krizi, galatasaray'ın tek başına gideremeyeceği, devletçe çözülmesi gereken bir problemdir. türkiye'de hâlâ okulla futbol eğitimini bir arada götürmek imkânsız. bu sorunun üzerine eğilmedikçe, gençler hayatını spora adayamaz. aradan tek tük birkaç istisna çıkar sadece. yıllardır bu böyle.

    bir futbolcunun sadece genç olduğu için oynatılmasını istemek, türkiye'deki torpil kültürünün bir başka tezahürüdür. galatasaray kulübünün alt yapısından çıkıp da lâyıkıyla değerlendirilemediği için bir başka kulübe imza atıp orada kendini ispatlamış bir tane bile futbolcu yok. sonuçlar kötüleşince biri çıkıp "bu nasıl planlama alt yapıdan hiç futbolcu yer almıyor" dedi, şimdi herkes aynı şeyi söylüyor. ezbercilik kültürü de ülkeye hâkim malûm. olmak zorunda mı abi? alt yapıdan futbolcu olmak zorunda mı? ha, olmalı mı derseniz bence de olmalı. bu kurla belki zorunlulaşmalı. fakat yetiştiremiyorsan oynatmazsın, niye oynatasın?

    türkiye'de kötü sonuçlar alan her camiada alt yapı romantizmi belirir. kurtuluşun öz kaynaklarda olduğu vurgulanır. bunu tespit etmek için yıllarca yaşamaya gerek yok, beş yıl süper lig'i takip etmek gayet yeterli. işler kötüleşince alt yapı romantizmine başvuranlar, insanları hafif tabirle salak yerine koyuyorlar. zannediliyor ki, morutan'ı almayıp yunus'u, cica'yı almayıp atalay'ı oynatıp aynı durumda olsak aynı düşüncede olacaklar. o zaman da galatasaray çoluk çocukla oynamaz denilecek, onlar demese de birileri öyle bir kamuoyu oluşturup onu gündeme taşıyacak. bunu görememek için kör olmak lâzım. türk futbolu, kültürünün içinden doğmadır. değiştirilmesi gereken tam da budur.

    orijinal sandığı fikirlerle düzeni değiştirmeye çalıştığını iddia eden grup, düzene bir dayak da kendisi ekliyor farkında olmadan. bu da bizim trajedimiz.
  • 320
    sürekli atanınla tutanın iyi olacak goy goyu dönüyor. ama belirli bir sistemin varsa her türlü başarılı olursun. barcelona yıllarca victor valdes gibi vasat bir kaleci ile kupaları topladı. geçen sene beşiktaş 20 yaşında ki kaleci ile şampiyon oldu. ondan önce başakşehir mert günok ile şampiyon oldu. beşiktaş yine daha önceden tolga zengin-boyko-fabri üçlüsü ile şampiyon oldu.

    bunları niye söylüyorum. yukarıda ismi geçen kalecilerin hepsi ortalama veya ortalama üstü kaleciler. ama hepsinin takımlarının belirli bir sistemi vardı. bu sayede başarıda pay sahibi olabildiler. muslera’nın bizim şampiyonluklarımızda büyük söz sahibi olmasının sebebi takım oyunumuzun çoğu şampiyonlukta yeterli olmamasaydı. özellikle 4. yıldızı aldığımız sezon direkt dev modunu açmıştı ve şampiyonluğu tek başına getirmişti.

    şimdi galatasaray’ın üç yıllık planlamasına bakalım. muslera kesinlikle prime seviyesinde değil. onun yerine de bildiğimiz muslera seviyesi kaleci bulabilmemiz neredeyse imkansız. biz muslera’yı aldığımızda dünyanın en iyi 10 kalecisinden birisiydi. bizde bu çıtayı daha da yükseltti ve dünyanın sayılı kalecilerinden birisi oldu. biz bu zamanda böyle bir kaleci daha bulmaya çalışsak kapıyı 30-40 milyondan açarlar.

    bunların üstüne ülkemize gelen yabancı kuralı var. kadromuzda 3 türk futbolcu oynatmamız lazım. sırf bu yüzden orta saha da taylan ve berkan ikilisini oynatıyor ve takım kalitesini düşürüyoruz. şans belki de ilk kez yerli kaleciden yana galatasaray’ın yüzüne geldi. 26 yaşında ki okan kocuk ve 22 yaşında ki batuhan şen kendi takımlarında inanılmaz performanslar gösteriyor. ikisi de şu anlık tıpkı entry başında yazdığım kaleciler gibi ortalama ve ortalama üstü oyuncular.

    muslera eskisi gibi değil kabul edelim. bu topraklara da daha üst seviye kaleci zor gelir. o yüzden artık ortalama kaleciyi kabullenmeliyiz. hem de bu sene gördüğümüz ismail çipe performansından sonra daha da ılımlı yaklaşılacağını düşünüyorum. gelecek sezon kem küm etmeden muslera ile yolları ayırıp ve başka yabancı kaleci aramadan kaleyi direkt okan kocuk batuhan şen ikilisine emanet etmeliyiz. buradan gelen yerli konteyjanımız ile orta sahaya kaliteli oyuncu transferi yapsak bizim için daha iyi olacak.
  • 321
    ülkemizde futboldan anlayan insan sayısının az olmasından kaynaklı ortaya birden atılan 3 yıllık planlama adı altında takımımız yerle bir olmuş küme düşme potasına yaklaşmıştır. 3 yıllık planlama elbet yapılabilir ama sen böyle bir yapılanmayı yapacağını asgari 5 sene önceden belirlersen sonuç alırsın yoksa birden ben yapılanmaya gidiyorum dediğinde tepetaklak oluverirsin.
  • 188
    bu ülkede planlama, proje falan yapılmaz bunu çok iyi şekilde deneyimliyoruz. taraftar sabırsız, proje adı altında yola çıkan yönetim 6 ayda birbirine girmiş, hocası kararsız. 3 yıllık planlama adı altında kurulan kadronun ilk tohumlarıyla 6 ayda yıllardır başarısız olduğumuz avrupa'da son 16'ya kaldık. belki 3 yılın sonunda muazzam bir şey çıkacak ortaya tıpkı 96'da olduğu gibi ama bu yılda, bu yaşadığımız kültürde bunun ne kadar zor olduğunu görüyoruz. bu düşüncem de teknik direktörün kim olduğundan bağımsızdır, x kişisi gelse gene bu ülkede bu kültürde bu proje sonunu göremez. artık inanmıyorum.
  • 413
    3 yıllık planlamadaki en büyük plansızlık, planlamayı beraber yürüttüğün kişi ve ekibinden 1 kişi bile kalmayacak şekilde 4. ayda dağıtmaktır.

    eğer başarısızlık nedeni ile gönderiyorsan, 3 yıllık plan diyerek başarısız olduğun zaman kılıf arayamazsın, en çok başarısız olma hakkı olan planın sahiplerinden en önemlisini göndererek.

    kaldı ki ortada çok ciddi bir başarısızlık da yoktu. takım yenilgisiz uefa avrupa ligi grubundan lider çıkmış, takımı ligde o kadar doğranmasına karşın ligin ilk 3 hattı ile 4-5 puan mesafede idi.

    3 yıllık planlama diyerek, elde ki kadronun geçiş oyununda iyi olmasına karşın, buna taban tabana zıt kontrol ve pas oyunu hususunda takıntılı olan ispanyol ekolünü de getirmezsin.

    3 yıllık planlama diyorsan, elde ki geçiş oyununa teknik ve esneklik katıp, taktiksel açıdan pas yapmak istediğin ve oyunu domine etmek istediğin lig maçlarında da sana yeterli nefesi kazandıracak gedson veya muadili biri yerine, bize hazır oyuncu lazım diyerek, gedson gibi son 6 ayı yedek olarak geçirmiş pulgar tarzı isimleri menejer mi danışman mı olduğu bile tanımlanamayan şahısların önerisi ile tercih etmezsin. keza eskiye rağbet olsa bit pazarına nur yağardı hamlesinden öteye gitmeyeceği 100 metre öteden belli olan, bizden parasal tatminsizlik ile kaçar adım ayrılan, ve liderlik ile alakası dahi olmayan 37 yaşındaki futbolcuyu da gel biz batırdık bize lider ol diye getirmezsin.

    kısaca ben ortada plan falan göremiyorum.

    birilerinin yaptığını düşündüğü plana, başarısızlık paratoneri olarak sığınan, niyeti galatasaray'ın geleceği ve başarısından çok kendi ticari kaygıları olan, bu uğurda galatasaray kompleksi fizandan görülenler ile yan yana gelmekten dahi imtina etmeyen birilerini görüyorum her baktığımda.

    o yüzden 3 yıllık planı bilmem ama şu kesin. türkiye'de plan falan yapılmaz algısını yaratanlar sürekli bu plan lafını ağzına dolayıp, ona sığınanlar. plan yapılır, uygulanır ve uygulayıcısı kimse ilk ona sahip çıkılır, bu plan torrent ile bile yapılsa saygı duyarım. ama yolda bulduklarını her an değiştirerek kendi başarısızlığını ve duruşsuzluğunu gizlemeye çalışanlar ile plan falan yapılmaz. bunların planı da maksadı da 30 yıl önce olduğu gibi bellidir.
  • 452
    bizi az kalsın bataklığa götürecek planlamadır. işin psikolojik kısmına baktığımızda: küme düşecek takımların fikstürünü incelemek zorunda kalan galatasaray taraftarı, öne geçse bile her an gol yiyebilecek hissine kapılan galatasaray oyuncuları... bu yüzden alınan oyuncuların büyük bir kısmını takımdan göndermek zorunda kaldık.
    bunun örneklerini geçtiğimiz senelerde çok gördük, okan buruk gibi taktiksel bir deha, erden timur gibi vizyoner bir yönetici gelmeseydi büyük ihtimalle birkaç sezon kupa kaldırmadan geçecekti. böyle büyük ve riskli işlerin yanlış ellerde yapılmaması gerektiğini bir kez daha anlamış olduk. * arsenal gibi bir takım bile bu mantık yüzünden mali olarak kar ediyor gibi gözükse de uzun bir süreliğine liginde büyük takım olma olgusundan kopmuştu...

    işin mali kısmına baktığımızda: kötü oynayan bir takımda futbolcular kendini gösteremeyip kötü bir futbol sergileyecek, avrupa'ya da katılamayacağımız için fiyat olarak tabandan başka bir takıma transfer olacaktı.

    çok şükür ki yönetim, teknik direktör ve futbolcular kökten değiştiği için bunların hiçbirini yaşamak zorunda kalmadık.
  • 148
    sürekli sabretmemiz gerektiği söylenen planlama.

    yahu biz premier ligde falan mı kapışıyoruz? sanki romanya'dan, erzincan'dan aldığımız adamları chelsea, liverpool karşısına attik. oynadığımız takımlar; sivas, kasımpaşa, giresunspor falan yani. harcadığımiz paralar türkiye şartlarında ultra lüks seviyelerde. şu takımları yenmek için aman aman bir planlamaya mi ihtiyaç var? bugün bizi yenen sivas'ın ne planlaması var? altay'ın, karagümrük'un, malatya'nın ne planlaması var?

    son 16 son 16, mart'a kadar arkamıza yaslanıp mart olsa da avrupa maçı izlesek diye mi bekleyeceğiz? var mı bir garantisi abi avrupa ligi'nin. ilk avrupa maçımızda 3-0 bir skor ile karşılaştığımızda ne diyeceğiz? sanırsın bana her sene avrupa ligi'nde final oynuyoruz da ligi sallamayacagiz!

    tamam abi ; marta kadar spor amaçlı lig maçlarına çıkalım. nasılsa bu sezon son 16'ya kalarak gerekli başarıyı aldık, zaten biz galatasaray falan da değiliz basit bir anadolu kulubuyuz. haddimizi bilelim, hem avrupa'da hem ligde başarılı olmak bize ziyadesi ile fazla zaten. semt takımı falaniz çünkü. semtimizin küçük kahvesindeki elli kişilik taraftarımıza yeter bu başarı ne de olsa!

    her sene ileri gideceğimizi vizyon küçültüyoruz. takımın başındaki hoca, kulübün başındaki başkan günlerini dolduruyor. gün geçtikçe suyun ötesindeki camiaya evriliyoruz. taraftar hala avrupa fatihi diye diye hamaset yapadursun!

    (bkz: 13 aralık 2021 sivasspor galatasaray maçı)
  • 219
    2021 yazında yapılmıştır ve bu planlama doğrultusunda süper lig 2021-22 sezonunda 13. sıradayız.

    en iyi ihtimalle ilk 2 senenin çöpe atılmasını içeren plandır. 2021 yazında yapılan açıklamalarla az çok neler yaşanacağını ve bu planlamadan neler beklendiği yönetimimiz ve hocamız tarafından belli edilmiştir. 2021-22 sezonu devam ederken de bu boyun eğmişlik yapılan açıklamaların bazılarında kendisini belli etmektedir.
  • 456
    maalesef sosyal medyanın hayatımıza getirdiği en kötü alışkanlıklardan biri sonuca göre geçmiş okuması yapmak oldu.

    3 yıllık planlamanın, 2021/2022 sezonunda getirdiği başarısızlığı; bugün ortaya koyduğu mali avantajlarından bağımsız devasa bir başarısızlık ve skandal olarak anlatanlar istisnasız tamamı, önceki senelerde 'artık ajax modeline geçmeliyiz abi' diyordu. bakın istisnasız. üst üste 2 sene şampiyon olup, seri-leminalı sezonda hayvan gibi zor grupta başarısızlık geldiğinde; babamızım liginde şampiyon olmaktan bıktık biraz geleceğe yatırım yapalım demeyen yok gibi bir şeydi.

    misalen, 2020/2021 sezonunun ilk yarısının son haftasında 5-1 yendiğimiz antalyaspor maçında oldukca iyi oynayan taylan antalyalı; o gün lemina-belhanda-seri-nzonzi'li rotasyonda oynatılmadığı için ortalık yangın yeriydi. sonraki sezon, taylan'ın tüm sezon 6 oynaması ile şampiyon puanı topladık. bir allahın kulu, neden taylan ile sezon planı yapıldı demedi tabiki. bir sonraki sezon ise taylan ile sezona başlanırsa böyle olur dendi.

    artık sözlüklerin, twitter'ın bilimum yerin sistematiği bu maalesef. şuan, tutmuş görülen formül bir süredir galatasaray forması giyen gençler ve yıldız karması. o yüzden bütün okumalar bunun üzerinden yapılıp tek norm kabul ediliyor. fikirsel tutarlılık ise hak getire.
  • 359
    en başından hatalı başlanan iş. fatih hoca her ne kadar bu iş için kredisi bol biri olsa da oynattığı oyun ve düşülen durumlar belli. vasat yardımcıları ile ve kurulan kadro ile bu 3 yıl olmazdı. üstüne üstlük hocaydı okan'ı hazır olsun diye gönderen. yani kadro planlamasını hatalı yapan oydu. sözleşmeyi hatalı yapan ise elmas. bakın torrent'e anında gitti ayağı temiz bir kaleci ve orta saha çözdü kendine. fatih hoca ne yaptı? berkan'ı, aytaç'ı aldırdı. senin oyun planın pas üzerine ise yedlin'i, babel'i bir şekilde yollayıp yoksa fesih yolu ile yer açıp ayağı temiz yabancı orta saha çözmen lazımdı. alınan oyuncular yetişecek potansiyelli olsa da plana uygun değillerdi.
App Store'dan indirin Google Play'den alın