• 159
    yapılanma dedim ama hangi yapı onu söylemedim. iyi, güzel, hoş da, biz tam olarak neye yapılanıyoruz bilen var mı? yani oluşturmak istediğimiz yapının, futbol ve oyun felsefesinin bir adı var mı? hangi formasyon-taktiksel düzen/lerde süreklilik sağlayarak nasıl bir ekol oluşturacağız, bilen var mı? yani ilk önce neye dönüşmeye uğraşıyoruz onu bir ortaya koysak iyi olur gibi. biz de süreci ve adımları ona göre, o ideale yaklaşma ve uzaklaşma anlamında daha yerinde değerlendirebiliriz.
  • 111
    3 yıllık planlama 3 yıl sonra aynı kadro ile başarılı olacağız demek değildir. zaten planlamanın ana amaçlarından biri oyuncu sata sata ekonomini geliştirmektir. galatasaray, büyük takımlar gibi olmuş oyuncu alarak başarılı olamayacağını, bir alt kademe takımlar gibi oyuncu satararak başarılı olacağını anlamıştır.

    amaç shakhtar, porto olmaktır. sattığı oyuncunun yerini daha ucuz oyuncu ile doldurup standartın düşmeden devam etmektir.

    tek eleştiri noktası alt yapıdan da oyuncu yetiştirmek için çalışmaların yapılarak ajax olmaya da çalışması gerektiği olabilir.
  • 470
    2021-2022 senesinde kadromuzda olup bu sezon yetersiz görüldüğü veya kontratı bittiği için takımdan ayrılan futbolcular:
    1- ismail çipe: boluspor ile anlaştığı söyleniyor. herhangi bir maçta süre almadı.

    2- fatih öztürk: kulüpsüz

    3- patrick van aanholt: devre arası psv'ye kiralandı. 5 maç 0 gol 0 asist

    4- ömer bayram: eyüpspor. 16 maç 0 gol 3 asist

    5- semih kaya: futbolu bıraktı.

    6- alparslan öztürk: eyüpspor. 10 maç 1 gol 0 asist

    7- omar elabdellaoui: bodo glimt. 0 maç

    8- alexandre cicaldau: al ittihad. 19 maç 3 gol 5 asist

    9- taylan antalyalı: ankaragücü. 17 maç 2 gol 2 asist

    10- olimpiu morutan: pisa. 24 maç 5 gol 7 asist

    11- emre kılınç: ankaragücü. 17 maç 2 gol 3 asist

    12- emre akbaba: adana demirspor. 17 maç 4 gol 3 asist

    13- sofiane feghouli: fatih karagümrük. 1 maç 0 gol 0 asist

    14- aytaç kara: kasımpaşa. 21 maç 4 gol 1 asist

    15- erick pulgar: flamengo. 14 maç 0 gol 0 asist

    16- arda turan: futbolu bıraktı

    17- gustavo assunçao: famalicao. 29 maç 1 gol 0 asist

    18- ryan babel: eyüpspor. 14 maç 4 gol 1 asist

    19- mustafa muhammed: nantes. 35 maç 8 gol 4 asist

    20- halil dervişoğlu: burnley. 6 maç 1 gol 0 asist

    21- mbaye diagne: fatih karagümrük. 22 maç 13 gol 4 asist

    22- oğulcan çağlayan: giresunspor/pendikspor. 11 maç/4 maç 0 gol 0 asist

    23- deandre yedlin: inter miami. 38 maç 0 gol 3 asist

    24- christian luyindama: antalyaspor. 5 maç 0 gol 1 asist

    toparlayacak olursak geçen sezon kadromuzda olup bu sezon herhangi bir takımda as takım oyuncusu olabilen isim sayısı 14, bir ülkenin en üst klasman ligindeki bir takıma imza atan isim sayısı 14, gol+asist verimliliği 10 ve üzeri olan isim sayısı sadece 2.

    sanırım sayılar bile geçen sezon ne kadar kalitesiz bir kadromuzun olduğunu gösteriyor. geçen sezonki isimlerden bu sezon iyi performans gösteren kişi sayısı bir elin parmağını geçmez. bu sezon kadromuzdaki isimlerden iyi performans gösterenler için de teşekkür edilecek birisi varsa bu isim okan buruk ve bu kaliteli kadroyu kuran yönetimdir. gerçek bu kadar gün gibi açıkken hala 3 yıllık planlama safsatasını ortaya çıkarmaya gerek olmadığını düşünüyorum.
  • 94
    sorun 3 yıllık planlama diye sürekli dillendirilip oyuna babel'in, feghouli'nin sokulmasıdır. üstelik bir kez değil, bir sürü kez babel'in sonradan oyuna girip zaten kötü oynadığımız maçı daha da batırmasını izledik. madem 3 yıllık planlama yapıyoruz, bu planlamada babel'in yeri olmamalı. al oyuna gustavo assuncao'yu,oğulcan çağlayan'ı al. çok iyi olduklarından değil, maçı kazandıracaklarından emin olduğumdan değil, en azından tahammül ederim onlara. olsun gelişecekler derim. lakin sen babel'i ezbere şekilde oyuna sokarsan eleştiririm. sorgularım 3 yıllık planını.

    3 yıllık planlamamız içerisinde oyuncu değişikliğinin sebebi 'ilerde top tutsun diye' olmamalı. sahadaki oyunun taraftarı ikna etmesi gerekir, ışık vermesi gerekir ki tarafarın sesi çıkmasın. 16 eylül 2021 galatasaray lazio maçı 'işte bu, böyle olmalı' dedirtti sonra eski oyuna tekrar geri dönüldü. eski dediğim oyun bu sezonki oyun değil yanlış anlaşılmasın, 2 seneden beri süregelen aynı oyun yani. e biz zaten lazio maçı gibi saman alevi oyun parlamalarını önceki sezonlarda da yaşadık. asıl sorun, üstüne koya koya ilerleyen bir takım hissiyatı yaratamaması teknik ekibin. lazio maçından sonra çıktığın maçta oyun sistemini tamemen unutmuş olamazsın. olmamalı yani. bugün alanyaspor karşısında sergilenen oyun 3 yıllık planlama olmadan önceki futbolla aynı futbol. insanların tepkisi de buna zaten. ligin 5.maçını oynuyorsun ve dahası sezonu en erken açan takım sensin. bir zahmet 3 yıllık planlamanın ilk ışıklarını görmek istiyor insanlar. e sen bir maç ışık verip diğer maç önceki senelerin berbat futbolunun aynısını oynuyorsan sisteminde de bir sıkıntı vardır. dahası geçen sezon da aynı adamlar sonradan oyuna giriyor ve o oyuncuların bizi kurtaracağına inanıyorduk.
  • 351
    hangi başlığa uygun olur diye düşünüp buraya bir şeyer karalama ihtiyacı duydum. uzun ve karışık bir yazı olabilir. tekrar gözden geçirmeden yazacağım. bunun için okuyanlardan özür dilerim.

    mevcut durumda başkan sıfatıyla kulübü yöneten burak elmas'ın 2 şubat 2022 tarihinde yapmış olduğu yayında bir çeşit sebepleri bahane göstererek gedson fernandes'in alınmayacağını ama almak isteseydik alırdık demecini izledik.

    3 yıllık planlama adı altında fatih terim ile başlanan süreçte daha ilk yaz transfer sezonunda tabiri caiz ise kapısında yattığımız benfica kulübü ile anlaşamayınca iptal olan/ertelenen bir transfer öznesi oldu gedson.

    fatih terim görevde kalsaydı da hepimiz eminiz ki gedson şu an imza için galatasaray'ın yolunu tutuyor olurdu.

    3 yıllık planlama olarak kadroda düşünülen bir oyuncudan ekstra kaleci transferi için vazgeçmek, 6 numara mevkii için vazgeçmek ya da ekstra forvet transferi için vazgeçmek akla mantığa sığar bir davranış değil. nedeni ise alınan kaleci şubat ayını idare etmek için, 6 numara opsiyonsuz olarak sezonu kurtarmak için, forvet ise bu sene kümede kalmayı garantilemek için geldi. yani bırakın 3 yılı mayıs ayına 3 ay var ve 3 aydan sonra bizimle olmayacak futbolcular için 3 yıllık planlamanın belki de en değerli ve en fırsat oyuncusu gedson için almak istemedik tasarrufu kocaman bir yalan.

    o zaman fatih terim vardı şimdi ise torrent geldi diyenler olacaktır. torrent'in daha 3 hafta sonrası garanti değil. geldiği günden beri aldığı bir puan dahi yok. saçma oyuncu tercihleri ve sahada ne oynadığı belli olmayan bir takım. kaldı ki elimizdeki oyuncularla 3 yıllık planlamanın kaldığı yerden devam edilmesi için anlaşılmış bir kişi. yani plandan ve oyun stilinden sapma yok.

    2022-23 sezonunda sözleşmesi bitecek olan babel ve feghouli var, diagne ya da mustafa muhammed'den biri kiralanır ya da satılır. zaten yabancı kontenjanı anlamında elimizin kolaylaşacağı bir sezona gireceğiz.

    gedson sezon başında alınmış olsaydı önümüzdeki yılların planlarında bir sorun olmayacakken, devre arası transfer döneminde gündeme gelince mi önümüzdeki yılların planlaması bir anda bozulur oldu. geçiniz.

    gedson babamın oğlu değil. bu transferin öznesi başka bir isim de olabilirdi. amacım kulüp için planlama anlamında kadro kalitesi olarak bu kadar ucuz maliyetli, ne vereceği belli, potansiyeli belli, takıma aidiyet duymuş bir oyuncuyu saçma sapan bahanelerin arkasına gizlenerek almadık, almak isteseydik alırdık gibi içi boş cümlelerle takıma katamayıp, taraftarın aklıyla dalga geçen yönetimi gösterebilmek.

    3 yıllık planlama ile orta saha mevkisinde; iyi niyetli ama sadece koşu mesafesi dışında fark yaratamayan berkan, 26-27 yaşında çevre kontrolünü öğrenememiş taylan, sorumluluktan kaçan, hayalet gibi gezinen cicaldau ve yedek olarak bile arzu edilen galatasaray için yeterli olamayacak aytaç var.

    3 yıllık planlamanın amacı sadece 3 yıl başkanlık koltuğunda oturabilmek olan burak elmas'mış meğer. bu amaçla kulübün efsanesi fatih terim'i de gönderir, yerine antrenör de getirir, barcelona ve fiorentina gibi kulüplerin oyuncularını parlatır, kulübü rizespor'un dalga geçtiği kulüp, kendisini nihat özdemir'in maçan yiyorsa konuş demeye getirdiği kişi yapar.

    3 yıllık planlama aslında iş bilen kişilerle gayet de güzel yapılır. olması da gerekendir fakat bu 3 yıllık plan galatasaray'ın kurtuluşu için değil burak elmas'ın koltuğunun kurtuluşu için yapılıyor.
  • 314
    sabredilse idi gayet başarılı olabilecek bir yapılanmaydı. gayet meyve verirdi, devamı gelirdi, ve sağlıklı bir yapıya kavuşulabilirdi sonunda. ama türkiye gibi bir ortamda elbette ki çok zordu.

    bi kere herkes fatih terim'in 30 milyon euro'luk transfer yaptırdığından bahsediyor. elli kere yazdık, önemli olan konu bonservis değil. siz bonservissiz gidip falcao'yu aldığınızda zaten nerdeyse bonservis kadar imza parası veriyorsunuz, bi de üstüne hayvan gibi maaş veriyorsunuz.

    bu sene başında evet, 30 milyon euro'ya yakın bonservis parası harcadık. fakat sezon sonunu bekleyebilseydik mesela, çooook uzun yıllardır ilk kez, babel ve feghouli'nin sözleşmeleri bittikten sonra, gelir gider dengesinde artıya çıkmayı başarmış bir futbol takımı görecektik.

    siz bonservis vermeyip direkt olarak kiralık ya da yıldız getirdiğinizde, verdiğiniz maaş yüküyle her yıl seneyi ekside bitirirsiniz. ama bonservis verip, az maaş verdiğinizde, hem seneyi artıda bitirirsiniz, hem de oyuncularınız genç ise satma ihtimaliniz olduğu için bonservisten kar edersiniz. doğru, sağlıklı çalışan bir iş modeli kurmuş olursunuz yani.

    bu sene başında neden bu kadar çok transfer yapıldı? çünkü takım boşalmıştı, bunun neresini anlamıyoruz gerçekten? berkan, cicaldau, aytaç, assunçao katıldı orta sahaya. orta sahadan kimseyi sattık mı? hayır. orta sahadaki tek oyuncumuz taylan'dı bizim, bi de atalay ve bartuğ var işte, farkında mıyız? tek orta saha vardı sezon başı elimizde. taylan. ne yapacaktık? mecburen adam aldık. senelerdir söylüyoruz zaten, sürekli oyuncularımızı bonservisiyle gönderip kiralık adam alıyoruz. fernando, ndiaye, belhanda, donk hepsi gitti. yerlerini kiralık adamlarla doldurduk, seri, lemina, nzonzi, gedson, etebo... e bu adamların kira süresi bitip kulüplerine döndüklerinde de elimizde orta saha kalmamış oldu haliyle. o yüzden de transfer yaptık, bunu mu eleştiricez cidden?

    ya da aynı sistemle gidip hiçbir kar edemeyeceğimiz kiralık modeliyle mi devam etseydik? yapılanma dediğiniz şey budur işte zaten. futbolcu kaliteleri tartışılır, ama euro kurunun bu seviyeye geldiği ve ekmek gibi, su gibi transfere ihtiyaç duyduğunuz ortamda nasıl transfer yapacaktık allah aşkına?

    bi de ismail çipe konusu var. ismail çipe ile sezona başlanır mıymış, okan neden gönderilmiş. okan oynasın diye gönderildi. planlama için gönderildi yani aslında. 23 yaşından sonra ufak tefek sorunlar dışında hiç sakatlık yaşamamış bir kalecinin, iki yıl üst üste uzun süreli sakatlık yaşayacağını bilmek biraz müneccim işi sanki. e galatasaray'ın her mevkisinde hayvan gibi eksikler varken ismail çipe'yi değiştirmek için kaliteli yedek kaleci almak da bi öncelik değil haliyle. fatih terim okan'ı oynasın, geriye gitmesin, çünkü gelecekte ihtiyacımız olacak diye gönderdi. çünkü yerli kuralı sertleşiyor, önümüzdeki senelerde kalecimizin yabancı olması çok büyük dezavantaj olacak. okan'ı bir sene yedek bekletmek yerine, elimizdeki en potansiyelli kaleci olduğu için gidip 1 sene sahada olsun diye gönderdi, ama pardon, kendisi medyum olduğu için muslera'nın tekrardan böyle bir sakatlık yaşayacağını bilmeliydi.

    fatih hoca'nın tek hatası yönetime güvenmek oldu. çünkü zaten kendisi tüm eleştirileri göğüslerdi, ama yönetimin pes edeceğini de düşünüp gidip zorlayıp bir iki tane winner katmalıydı takıma. kiralık bile olurdu o işte. gedson, pjanic, ghezzal falan. belki istedi olmadı bilemiyorum. çünkü aslında bu tarzda alacağımız adam yapılanma için değil, bu yapılanmaya gösterilecek sabır için gerekliydi. yarışmacı kulüp olabilmemiz için gerekliydi. bu kadroyla yarışamayacağımız çok açıktı, zamanla eklemeler yapılacaktı zaten ama en başta yarışmacı olmamak sabırsızlığı getirecekti zaten.
  • 266
    gerçeklerden kopmadan değerlendirildiğinde;
    1-takımın yaş ortalaması sanıldığı veya sunulduğu gibi genç değildir.
    2-yaz transferleri ucuza yapılmamış, hatta tam tersine son yılların en ciddi bonservis ödemesi yapılmıştır.
    3-altyapıdan kazandırılmış bir oyuncu içermeyen planlamadır.
    4-yarım sezonu geride bırakmışken bu sene yapılan transferlerden üstüne koyarak giden, olmazsa olmaz niteliğinde, çok parlak bir katkı sağlayan, sağlamaya başlayan, hatta sağlayacağına dair çok büyük umut veren bir futbolcu yoktur.
    5-üçü de ayrı milli takımda oynayan, üçü de aynı teknik ekip tarafından transfer ettirilmiş forvet hattında istikrar sağlanamamış, gol sorunu çözülememiştir.
    6-aynı teknik heyet tarafından transfer ettirilen marcao, nelson, luyindama, alparslan gibi stoperlere rağmen kolay gol yemeye devam edilmekte, defansta istikrar sağlanamamakta, yine yeniden transfer planları yapılmaktadır.
    7-3 yıllıktan öte muslera sakatlandığında kimin kaleye geçeceğinin bile doğru planlamadığı anlaşılmaktadır.
    8-maddeleri uzatmak mümkün ama 3 yıllık planlama, 4 yıldır takımın başında olan hoca tarafından yapılmaktadır. yani geçmiş 3,5 yıl artı yapılanmadan söz edildiği yarım yıldır iyiye gitmeyen tabloda neyin nasıl olup değişeceği merak konusudur.
    kısa kesmek gerekirse, teorik olarak en doğrusu takımı gençleştirmek ve yeniden yapılanmaktır. bu sabır gerektirir ki galatasaray taraftarı 3,5 yıldır aslında zaten sabretmektedir. bu sabrı sağlayan en önemli faktör hiç kuşkusuz galatasaray’ın en önemli isimlerinden olan fatih terim’dir ve o olmasa bu kadar başarısızlığa ve kötü futbolun getirdiği umutsuzluğa rağmen hiçbir teknik direktör bu kadar duramazdı. sadece galatasaray’da değil hiçbir kulüpte tutmazlardı bu kadar başarısız bir hocayı. yani yeniden yapılanma için doğru isim, hiç kuşkusuz büyük kredisi olan fatih terim’dir. ancak görünen o ki, türkiye’nin en yüksek teknik direktör ücretini alan, bu kadar sabır gösterilen fatih terim yaşanan sorunun farkında değil, gerçeklikten uzak bir haldedir.
    3 yıllık plana desteklenmeli ancak aynı hoca, aynı ekip, aynı mantalite ile yürünecekse unutulmamalıdır ki girdiler değişmeden sonucun değişmeyeceği muhakkaktır. 3,5 yıldır bu girdi ile gelinen nokta ortadadır.
  • 493
    egrisi dogrusunu bularak devam ediyor.

    fifa/fm kariyer modu haricinde 11 oyuncunun 11ini de genc potansiyel vadeden 20 yasinda oyunculardan doldurup kimse bir sey kazanamaz. ne oyuncu kazanirsin ne de oyun. zaten nasil bu kafayla yola cikildi enteresan.

    ne zaman sen iskeletini dizersin muslera-abdulkerim-torreira-sergio-icardi gibi ondan sonra yanlarini doldurursun nelsson, boey, kazimcan, kerem, baris, yunus o zaman iste planlama olur. her sene 11 oyuncu degil 3 oyuncu kazansan bile bu inanilmaz bir basaridir zaten. o sebeple 3 senelik planlama rafa falan kalkmadi. dogru sekilde dolu dizgin devam ediyor.
  • 315
    bu planlama için ilk 11'deki 11 oyuncunun da 24-25 yaş altı olması gerekmemektedir.

    ne zaman 30 yaş üstü bir oyuncu ismi çıksa herkes çullanıyor hani nerede planlama ne oldu diye. bu algı nasıl oluştu kim oluşturdu anlamadım. yaz transfer dönemi sonunda brezilya'dan son kalkan uçağın nöbetini tuttum 38 yaşında melo için. siz marcao, nelsson, boey, kerem, cicaldau, berkan, mohammed, morutan iskeletini oturtun takıma çevrelerini de isterseniz 30 yaş üstü oyuncularla donatın, bu hala mükemmel bir planlama örneğidir. sıkıntı şu ki bizim mevcut 30 yaş üstü oyuncularımız tam bir çöp. ne kendine ne çevresine faydası var. elimizde potansiyeli yüksek yeterince genç var. bundan sonra bu planlamaya yaşına başına bakmadan bu gençlerin çevresini güçlendirerek devam etmeliyiz.
  • 400
    3 yıllık planlama takıma acemiler ordusu doldurarak ne yazık ki olmuyor. olmadığını da gördük. lider vasıflı 3 tane futbolcunun etrafına yetenekli ama toy gençleri serpiştirerek yapılırdı. hadi buda olmuyor diyelim, bu planlamada sezon başı gedson ya da onun muadili bir orta saha alınsaydı, mantıklı olabilirdi. galatasaray nasıl bir planlama yapıyorsa yapsın 15. sırada gezemez. eğer geziyorsa bu planlama değil, beceriksiz bir denemedir. ha ben demiyorum ki hemen şampiyon olalım. ama 15. de olmayalım bir zahmet.
  • 48
    bu planlamanın altının çok da dolu olmadığı, 2021-2022 yaz transfer sezonunda ağustos ayının son günü devre arasında transfer ettiğin forvet oyuncusunun satılmaya çalışılmasından anlaşılıyor. eğer kendisi planlama içinde değil ise daha önce satabilirdik, eğer planlama içinde ise ve üstelik fatih hocamız kendisini olimpiyata göndermeyip yanında bir forvetin neler yapması gerektiğini anlattığını söylediği oyuncu ise satmamalıyız. anlamadım, fatih hocam her puan kaybı veya maülubiyette oyuncu grubunu mu değiştiriyor ne yapıyor. psv maçı sonrası çıktı ortaya bu 3 yıllık planlama. şimdi de kasımpaşa maçı sonra bir sürü aksiyon. transfer sezonu bitse de rahatlasak. gerçi sonrasındaki ilk puan kaybında ocak ayına referans verilecek gibi duruyor...
  • 402
    başarı kıstası şampiyonluk olan bir takım için yanlış yapılmış planlama.
    bu kadar ham futbolcu ile bu pas oyunu oynamazdı ki oynanamadı.
    terim kendi ile çelişti sürekli. ffp varken hazır oyuncuları kiraladı, ffp yokken ham oyuncuları aldı.
    bu oyuncular emek ister, bol bol çalışma ister bir de buna sabredebilecek camia ister.
    bizler bir kaç maç özeline aldanıp herkesi çöp ve ilah ilan ediyoruz.
    ayriyeten terim bir röportajında biz bu yapılanma ile hedeflerimizden vazgeçmiyoruz minvalinde bir konuşma yapmıştı.
    ancak hata burada başlıyordu bana göre.
    bu takımın baskıyı üzerinden alması için bence söylemleri daha hafif olmalıydı.
    burada terim suçlu demiyorum.
    ancak bu topluma bazı şeyleri nasıl anlatacağını bilmen gerekiyor.
    sergen yalçın geçen sene beşiktaş'ı şampiyon yapmadan önce sürekli basına bizden bir şey olmaz ben rahatım izlenimi verdi.
    bu hem oyuncular üzerindeki baskıyı hem de taraftar nezdinde stresi aldı.
    biz en başta iletişimi yanlış kurarak hataya düştük zaten.
    bir futbol aklı olsa ve camiaya bu planlamanın nasıl ve hangi koşullarda olduğunu,ne sertlikte bir süreç yaşayacağımızı yalın şekilde anlatsa hezeyanımız büyük olmazdı bana kalırsa.
  • 471
    uel’de oynadığı 8 maçın sonuncusunda yenildiği için-barcelona’ya- en azından tümüyle bir yanlışlık yoktu ancak uzun vadede; liyakatsizlik-teknik ekip ve oyuncu transfer/tercihlerinde- ve bulunduğun futbol coğrafyasına aykırı bir taktikle- çoğu stadın zemini bozuk ve neredeyse bütün takımların sana karşı 11 kişiyle defans yaptığı bir coğrafyada inadına paslaşarak oynama taktiği- uygulamaya çalışılınca ölü doğan bir planlama oldu. ama bugün geldiğimiz noktaya gelmemizde vesile olduğu da her şerde bir hayır vardaki şerdir.
  • 240
    planlaman olur planlama yapılır buna hizmet edecek emareleri görürsen bu planın iyi yönde ilerlediğini savunabilirsin ve sabır burada lazımdır.
    şimdi siz bir plan yapıyorsunuz sahaya bir takım adamlar çıkarıyorsunuz ve bu adamların tek varyasyonu yok.
    insanlar reale, madride, unitede kaybetse bile aksiyon yapan o takımları izledi.
    bu planlamada saha içinde bir şeyler yapmaya çalışan beceriksizler ömrümüzden en az iki saati çalıyor.
  • 498
    bu döneme dair aklıma geldikçe güldüğüm tek bir anekdot kaldı. morutan transferinde ilk başta wonderkid olduğu için 10 milyon talep ediliyordu. biz transferi ağırdan alarak müthiş bir pazarlıkla 3,5’a indirdik. taraftar da o sıralar skill videolarıyla coşuyordu.

    şaka bir yana rumen menajerlerden uzak dursaydık bir de devre arasında gedson patlatsaydık halen içinde olduğumuz bir dönem olabilirdi.
  • 494
    gayet de gerçekleşmiş bir planlamadır. isteyen istediğini söylesin yazsın. içindeki irinini boşaltsın hiç sorun değil. yalan, yanlış, algı vs. hepsini kendinize saklayın. bu planlamanın öncesinde de gayet benzer işler yapıldığı oluyordu. finansal yaptırımlardan dolayı al-sat yapamadığımız için ozan kabak altyapıdan çıkarılıp maddi getiri oluşturulmuş, yerine de marcao alınmış o da yine getiri sağlamıştır. üstüne yunus akgün, emin bayram gibi isimler altyapıdan çıkarılmıştır. mesela taylan gibi adam 3 kuruşa alınmış daha önce hiç oynamadığı mevkide sezonun adamlarından olmuştur. onyekuru, gedson, halil vs. gibi potansiyelli adamlar kiralanırdı. mesela o dönemin her transfer sezonu sonunda 1 tane genç futbolcu ya tutarsa diye mutlaka alınırdı, yani mantalite açısından yazdım.

    bu planlamanın hemen öncesinde kerem aktürkoğlu takıma katılmıştı. devamında ise barış alper, sacha boey, nelsson, morutan, mohammed ( kiralıktı zaten ), cicaldau, berkan, bonservissiz pva, halil dervişoğlu takıma katıldı. gedson istendi alınmadı, süreci de herkes biliyor az çok. bu takım maalesef lig için yetersizdi, hatta fatih hocanın da en büyük hatası bu takım ile sezona başlamak idi, kendisi de yine tecrübeli isimlerle harmanlamak istiyordu ama yapılamadı. yine de avrupa’da fena işler çıkarmadık.

    gelinen bu noktada bugün yıldız yaşça büyük isimleri rahatça alıyorsak o günlerden gelen genç futbolcularımıza sırtımızı yasladığımızdandır. bugün o yapılanmadan ya da o mantaliteden sağlanabilecek kazanç, harcananın 3 katı olabilir. zaten amaç da buydu. ülkemizde dövizin gelmiş olduğu noktada sağlıklı bir yapılanmayı hedeflemek idi.

    sonuç olarak bu planlama temeli olmadan, maalesef 2 sezon şampiyonluk gelmemesi üzerine yapılmış olması, sabırsız bir kitle, yanlış bir yönetim vs. derken havada kalmıştır. ama ona rağmen ortada gerçekten bir emek olduğu aşikar. ha bugün yangın yapanlara bakmayın, onlar zaten ne yaparsan yap karşı olacaklardı. buradan yapılan yangının tek sebebi cicaldau’dur. ( gerçi altta yatan sebep terim düşmanlığı da neyse. ) yatar kalkar bir şey bulamazlar döner dolaşır aynı isim üzerinden polemik yapıp dururlar. sanki hayatta tutmayan tek transfer gibi. istedikleri kadar algılarını, düşmanlıklarını yazsınlar, söylesinler. ben de yanlışıyla, doğrusu ile bildiğimi gerekirse kafalarına vura vura öğreteceğim.
  • 184
    kaybedilen maç sonrası hortlatılmaması gereken ve güvenilmesi gereken planlama.

    fatih terim istifa, burak elmas veya burak elmas yönetimini anlarım da başkan ve teknik adamdan bağımsız olarak yapılması gereken eylemdir. işin doğrusudur, sana göre bana göresi de yoktur. diğer başlıkları tartışabiliriz de bu eylemi tartışamayız. bu operasyonu kimin yönettiğini de tartışabiliriz ama planlamanın kendisi doğru bir olaydır.

    arkadaşlar 45 milyon euro harcasam bende şampiyon olurum diyen bir başkan 45 milyon euro harcayıp şampiyon olamadı. bizim hatamız tecrübeli, ağırlık koyacak, takımı ileri götürecek 1-2 oyuncunun eksik bırakılmasıdır. tüm oyuncular genç olmamalı. feghouli'de bu işi beceremiyor babel'de.
  • 350
    aynen kardeşim 3 yıllık planlama cart curt. vallahi şunu her gördüğümde kahkaha atıyorum. 3 yıllık planlama denen yerde 6 aylığına kaleci ve orta saha alınıyor. boşta alınabilecek 23 yaşındaki topçu varken bu kişi önceliğimiz değil deniyor, biri b takım, diğeri de orta sıra bir takımdan iki tane kiralık adam alınıyor. forvete de 36 yaşında adam.

    galatasaray taraftarı ile baştan sona dalga geçmek için söylenen, neresinden baksan elde kalan, her yeni gün yeni skandallara gebe bir planlama.
  • 185
    gözümdeki değeri ve inandırıcılıği 2023'te lozan'ın gizli maddelerinin geçerliliğini yitirmesiyle türkiye ekonomisinin şahlanması veya yüksek kur sayesinde çin modeline geçilmesi hedefi kadar olan planlamadır.

    3 yıl sonra avrupa'yı fethedecek takım şimdiden ışık verir. ligde içerde dışarda madara olmaz. bu sezon ligi 7. bitir ne cicaldau hedefine inanır ne morutan ne kerem. avrupa'da bu sene çeyrek veya yarı final görsek dahi bir anlamı yok. potansiyelli tüm oyuncularımızın gözü dışarda olduktan, iç rekabette rezil olduktan sonra bir şey başaramayız.
  • 281
    1992 yılında galatasaray futbol takımının başına geçen feldkamp takım planlamasına gitmiş ve şu isimler ile kadrosunun temellerini atmıştı:
    bülent korkmaz (23), tugay kerimoğlu (21), suat kaya (24), okan buruk (18), hamza hamzaoğlu (22), arif erdem (20), hakan şükür (20), mustafa kocabey (17)

    bu gençlerin yanına takımın eskilerinden erdal keser, uğur tütüneker, muhammet altıntaş takımda kalmıştı. ayrıca bunların yanına iki tane tecrübeli adam stumpf, götz ve gütschow alınmıştı.

    sonra feldkamp ayrıldı ama o plana sadık kalınarak ve kadronun üstüne takviyeler ile devam edildi. hollmann, saftig, souness derken en sonunda terim geldi ve dokunuşları ile o kemik kadro büyüdü ve 2000 yılında avrupa kupasına uzanan kadronun bel kemiği ekibi oldu.

    ez cümle teknik adamlardan bağımsız olarak doğru planlamaya devam edilir ise bu kadro da ileride büyük başarılar elde edebilir. ama takımın başına 1996 terim'i gibi genç, dinamik ve hayalleri olan bir teknik adam lazım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın