• 503
    bütün gece boyunca hakkında hem taraftar hemde hoca hem sözlüğün saçmaladığı maç. ne hakemi? adamın yaptığı tek hata belkide o jailson'un golünden önceki malum taç pozisyonu. gören sanacak ki maç içinde galatasaray'a haksız kırmızı kart yada aleyhine olmayan penaltı ofsayttan gol filan verdi. altı üstü bir taç ki neredeyse her maç yaşanan hakemlerin bazen son teması gözden kaçırabildikleri sürekli olan sıradan ufacık bir hata. bahane üretmeyi bırakalım.
    sen her ne kadar çok formda olmasan bile veyahut 1-2 eksiğin olsada tarihin belkide en kötü fenerbahçe'sine karşı (adamlar adeta 2014-15 sezonu borussia dortmund sendromu yaşıyor) ve üstelik o fenerin başında hocası bile yokken bu sezon tek gol yiyince helvaya dönen bir takım iken bide bunların üstüne 49.dakikada 2-0'ı bulmuşken ve üstelik kendi sahanda oynuyor iken bu maç 2-2 ye gelemez kardeşim gelemez. geliyor ise sen rezil leş gibi bir takimsindir ki öyle. fener'in penaltisi da sapina kadar net penaltı. muslera ve ömer salak olmasalardi ve o pozisyon hiç olmasaydi. onlara kizilmasi gerekirken maçta taç hariç belkide hiç hatası olmayan adama suç bulmak nedir? önce bir takımın haline bakın. yürüyor yahu takım. az önce saydığım o şartları düşünün. o fenere 49'da 2-0 yapmışsın ama maç sonunda maglubiyetten yirtiyorsun. tebrikler gerçekten. taraftara ve hocayada tebrikler bütün gece güzel saçmaladilar.

    not: maç sonunda yaşanan olaylara girmeyecegim.
  • 504
    kimse hakem falan die boş yere ağlamasın puan kaybının sebebi bir taç mı? yoksa saçma sapan kararlar sahaya ciddiyet yansıtamayan takım veya transfer yapmayı beceremeyip forvet almayan yönetim mi? benim izlediğim derbiler içerisinde hakemin en az etki ettiği maçladdan birisiydi neredeyse kimse bahanelerin arkasına sığınmasın yeteneksizler ordusu bir takım ve inanılmaz formsuz bir fatih terim var bana fatih terim ne yapsın bu kadro ile de demeyin kadro kötü olabilir fakat sen hocası olmayan bitik fener karşısında 2-0 önde iken gerekirse kale önüne otobüs çektirip 30 dakika gol yemeden duracaksın ve tamının sahada 90 dakika boyunca ciddi oynamasını sağlayacaksın. bu maç başımızda tudor veya riekerink olsa ne anası kalmıştı ne avradı ne teknik direktörlüğü kalmıştı ne de insanlığı.bu sinan ısrarı nedir artık aklım almıyor adam yok sahada ama sen gidip rodriguesi çıkarıyorsun başkasını çıkarıyorsun ama sinan 90 dakika sahada bunu hamza hamzaoğlu yapınca yerli sevici ve evlatçı oluyordu ama fatih terim yapınca kadro bu yeaaa hoca ne yapsın oluyor. biraz samimi olun ve isimler eleştirebilmeyi başarın galatasaraydan önemli değil cidden.mesela ndiaye aşkıdır yürümüş gidiyor bana bu adamın ne yaptığını birisi söylesin allah aşkına ne yapıyor bu adam? sahada 50. dakikadan sonra zaten bitiyor ve yürüyor ondan öncede tempo yapması beklenen isimken asla sorumluluk almıyor ve zaten olmayan pas ve oyun görüşü yeteneksizliği ile takıma katkı da veremiyor. artık şu isim aşkını bi kenara bıraksın tüm taraftar.
  • 505
    penaltı pozisyonunda fenerliler itiraz bile etmediler tacı atmaya gittiler o kadar penaltı değil. medyanın paralı köpeklerinin gazına gelmeyin her temas penaltı olmaz. iki futbolcu birbirine doğru koşuyor top gittikten sonra çarpışmışlar olay bu. bugun eski bjk baskanı tüpçü bjk’ı yarışta tutabilmek için gs’a operasyon yapmıştır. bu operasyon malatya maçından başlıyor daha. mugdat ve mariano’nun pozisyonlarındaki sinsilik ile başlıyor. rakibimiz fb veya bjk değil normal şartlarda şu halimizle bile ikisini de yeneriz. rakibimiz tff’dir. ama şu an onları yenmeye gücümüz yetmiyor.
  • 506
    en sonda söyleyeceğimi başta söyleyeyim: rakibin en büyük övünç kaynağı olan 6-0 ı unutturacak skor alabilecek bir durumdayken laubali laubali hareketlerle maçın 2-2' ye gelmesine sebep olan galatasaray futbolcularının yatacak yeri yok. yok hakem yok bilmem ne değil kardeşim siz kendi ellerinizle verdiniz maçı.

    muslera: penaltı falan umrumda değil. kardeşim sen galatasaray kalecisisin. sen maç 0-0 iken zaman geçiremezsin. hele ki böyle bir maçta.

    linnes: sendeki bu profesyonellik keşke bütün futbolcularda olsa kardeşim. sen yürü arkadan takım yürüsün.

    ömer bayram: klasik bir anadolu topçusu fazlası değil.

    ozan kabak: iyi stoper. zaman zaman hataları var ama bunu giderecektir.

    serdar: sen sakatlanma lan artık.

    donk: helal olsun bu kadar kötü muameleden sonra hala bu takım için elinden geleni yapıyorsun ya helal olsun.

    ndiaye: fena başlamadı ama sonradan o da takım gibi civitti.

    henry: ne oynadı ben de anlamadım.

    garry: bilader senin o kalkan bir yerlerini kim indirecek bilmiyorum.

    belhanda: o ikinci golden önce adam almış topu giderken sen hala arkada el kol hareketleri yaptın ya. hah ışte o elin o kolun neyse... bu herifi savunanın da devre arasında yollamayanin da bir daha forma verenin de allah belasını versin.

    sinan: bak istanbulda kasımpaşa diye bir takım da var. senin seviyen oralar ışte.

    selcuk: haci abi sen bizim hali saha takımında anca oynarsın artık.

    feghouli: valencia'da süper oynamıştı ha bir de sezon basi kampi lazım bir kac tane daha.

    maicon: lan git anaokullarini ziyaret et. çocuklar seni görünce "a tosbik geldi" diye sevinir de bir ise yararsın.

    fatih terim: bırak firat'i falan hoca. maçı farka götürecek takımın laubalilikten verdi maçı. ve sen de kenarda izledin.

    galatasaray seyircisi: o oleyler eşliğinde kovalasınlar sizi.

    fırat aydinus: klasik eyyamci türk hakemi.

    muğdat çelik: mac sonundaki bütün gerginligimi alan adam.

    inek şaban: mac sonunda denk gelince iyi geldi.
  • 507
    maçı yeni doğan evladıma bakarak heyecanla izledim. bu zamana kadar kaç tane fb maçı izlediysem benim de zaman zaman nefesim daralır heyecandan ne yapacağımı bilemem. attığımız gollere çocuk uyanacak diye sessiz sedasız sevindim sonunda rahat izlicez herhalde derken yine bir şekilde hüsrana uğradım. maça kadar çok güzel olan moralim bugün bu saate kadar bozuk sürekli içimde bir üzüntü sıkıntı var. bazen diyorum ulan bize ne millet milyon eurolar kazanıyor senin kazancın ne ama galatasaray sevgisi. bu takım geçen sezon şampiyon olduğunda hamile eşimle floryada saatlerde ayakta takımı bekledik kızı sabahın bi körü eve soktum. oynamayın artık bu taraftarın duygularıyla. fatih hocam takımı istersen komple sil paf takımı koy istersen u17 den al ne yaparsan yap ama sahada ruhsuz yürüyen kendini kaybetmiş daha ısınırken sakatlanan futbolcu müsveddelerinden bizi kurtar senden tek ricam bu.
  • 509
    bir tetikçinin katlettiği derbi.
    bu maçtaki hakem performansının unutulmaması gerekiyor. sezonun kalan kısmında her hafta hatırlatacağız. hatırlatacağız ki bir daha cesaret edemesinler böyle şeylere. bu konuda mustafa cengiz ve yönetimine büyük iş düşüyor. umarım hepimizi tatmin edecek açıklamalar yaparlar ve şu fırat aydınus isimli pisliğe düdüğünü astırırlar.
  • 510
    sinirim ve üzüntüm biraz olsun ertesi sabah azaldı. hakem mevzusunu artık çokta tartışmamak gerek, bu mevzuları hep yapıyorlar ve nasıl tepki verirsek verelim yapmaya devam edecekler. hatırlayın geçmiş derbilerde yine hasan ali taca çıkan topu çevirmiş ve akabinde gol bulmuşlardı. o sebeple bu ülkede hakemi tehdit etsende, eleştirsende aynı haltları yapmaya devam ediyor.

    gelelim futbolculara, maç 2-1 olmuş artık yapacağın her hareket bırak maçı sezona etki edeceği maçta gayet rahat hareket ediyorsun. tribünleri zaten geçiyorum adamlar oley derdinde, futbolcuların ve terim’in kulaklarını kapayıp maçı bitirmeye yönelik hamleleri gelmeliydi.

    maalesef ölü fenerbahçe’yi bile dirilttik, bugünlerin suçu futbolcular ve teknik ekipte mi ? hayır. ben son transfer dönemindeki saçmalıklardan sonra asla dönüp terim’e ihaleyi bırakmayacağımı söyledim, yönetim kardeşim bütün sorumlu yönetim... forvetsiz kadroyla şampiyonlar ligi ve lige başarı hedefi için nasıl gideceksin ? unutmayın bu yönetim iyi kötü elimizde olan maicon’u son dakika satamadı. ozan çıkmasa stoperde yok...

    fatih terim başarısıyla ayakta kalan yönetimleri artık savunmayın, bugün terim gitse bu yönetim sezonu bitiremez.

    allah yardımcımız olsun, bugün mental olarak büyük yara aldık fakat bu yaralar bizi hep daha güçlü yapmıştır.
  • 511
    aslında berabere biteceğini düşündüğüm ve öyle de biten maç. böyle bitmesi gerekiyordu.

    yine de yapılan hataları söylemezsek olmaz. psikolojik olarak kırılgan bir takımız. sene başından beri öyle. kapanarak maçı bitiremiyoruz. ileride de ne pasla ne güçle top tutamıyoruz. bir şekilde, maçta kafa yapısı olarak oyunu geride kabul etmeye başlarsak bittik.

    defans ve orta alan aslında çok kötü değil veya şimdilik asıl problem orası değil diyelim. orta alanda yaratıcılık sorunu bir miktar yaşansa da şu maçın kazanılmamasının asıl nedeni değildi.

    gelelim ofans üçlüsüne. garry mendes rodeigues daha önce de dediğim gibi iyi oynaması için başkasının oyun zekasına muhtaç olan oyuncu. maalesef hiç o desteği alamadı. ne paslaşacak birilerini buldu ne de istediği pasları alabildi. ömer bayram yeterli değil yüksek seviye maçlar için. younes belhanda ise bu maçta beklentileri aşsa da genelde sağ kanada yardım etti. zaten forvet de yok, topu tutup garry ye falan pozisyon hazırlasın.

    henry onyekuru sakatlıktan yeni çıkan adama göre gayet iyiydi. pozisyona girdi, pozisyona soktu. genelde doğru tercihler yaptı, takım arkadaşlarıyla uyumluydu vs. bugün skor olmadı yarın olur, önemli olan iyi oynaması.

    veee bomba, sinan gümüş. maçtan önce açıklanan 11 de yok olduğunu görünce moralim yerine gelmişti. ancak maçı başlarken açınca sinan ı görmemle dünya başıma yıkıldı. bu arkadaş ile sadece sahada 10 kişi kalmıyoruz takım arkadaşları pas verse geri alamıyor, zaten sürekli göstermelik pres yapıyor falan derken 9 kişi falan oynuyoruz. kafayı yiyeceğim bu eleman yüzünden. bu arkadaş oynadığı hiçbir maçı izlemiyorum artık, şampiyonlar ligi istisna. yerine adam yok falan umrumda değil. koy altyapıdan gık çıkarmam ama şu eleman oynamasın.

    gelelim fatih terim e. hocam sinan tercihin her zamanki gibi yanlış. adam yok biliyorum da sinan olmuyor. olmayacak. aslında sırf sinan yerine başkası oynasa şu maçı alırdık.

    oyuncu değişiklik tercihleri de yanlış. sinan varken henry çıkmamalı. garry yi bir nebze anlarım. selçuk niye girdi, o da belirsiz ama o değişikliğin de mantığı olabilir. sofiane feghouli zaten son 5 dk girdi, ne yapacak adam.
  • 512
    sinirlerimizi tahrip eden karşılaşmadır. öncelikle bu maçla ilgili biraz başınızı ağrıtacağım için şimdiden özür diliyorum hepinizden. bu maç, hepimizi üzen, sinirlerimizi bozan bir maç oldu. maçın başlangıcında topla oynayan, rakibi hapsetmeye çalışan ve rakibin gömülü oyun tarzıyla da bunu başaran fakat ön alanda etkinliğimiz sınırlı olduğu için üreticilikten uzak bir takım görüntüsündeydik. fenerbahçe de kontralarla etkili olmaya çalışan, bizi durdurmayı amaçlayan bir görüntüdeydi. bu bölümde iyi oynamadık, ama top bizde olduğu için iyi gözüktük.

    sonra da duran toptan attığımız gol ertesinde fırsatlar yakalayan, ama yine ön alanda etkinliğı sınırlı olan, duran toplarla tehlikeli olan bir takım görüntüsündeydik. ikinci yarıda ilk yarıdan farklı olarak daha arzulu ve daha üretken başladık ve de bunun meyvesini linnes' in duran top dönüşü attığı müthiş golle aldık. işte burada maçın kırılma anını yaşadık. ikinci gol sonrası takımı, taraftarımız rehavete soktu. fenerbahçe kümeye, her pas sonrası oley çekmelerle takım hemen gevşedi ve savunmada, orta sahada gereksiz paslaşmalara girdiler. fenerbahçe' nin dağıldığı, daha fazla gol yemeyelim diye gözümüze baktığı bu dakikalarda biz oyalandık, gevşedik. hakem de zaten fenerbahçe' nin lehine düdük çalmak için beklerken önce onyekuru' nun olmayan faulünü yarattı, sonra da normalde maç 0-0 gitse çalmayacağı pozisyonda penaltıyı çaldı. burada muslera hatalı, aynısını schalke maçında da yaptı fakat hakem kurtarmıştı bizi. türkiye' de ise eyyamcı hakemler hemen penaltıyı çaldı doğal olarak.

    penaltı sonrasında 12. adam olarak takımı desteklemesi gereken taraftar, uğuldamaya, sahayı seyirci gibi izlemeye başladı bu sefer de. sonrasında fenerbahçe attığı golün etkisi ve rüzgarıyla bizi iyice hapsetti, biz de maalesef bu oyuna gelerek gömüldük kendi sahamıza. sonrasında kendisinin olmayan taç atışını kullanarak golü atan fenerbahçe ve yine ne oynadığı belli olmayan bir galatasaray izledik. bu safhada mağlubiyetten şansımızla zor kurtulduk. teknik heyet ise bu süreçte maç 2-0 olduğunda selçuk' u oyuna almayarak maçın gidişine olumsuz etkide bulundu, sinan ve garry çok etkisiz kaldı. ve teknik heyet buna önlem alamayarak eksi not aldı.

    şimdi kısaca maçın özetinden bahsetik. biraz da maçın saha ötesine çıkmak istiyorum. sene başından bu yana lokomotiv maçı ve porto maçından başka maçta futbol oynamadık. fiziken müthiş kötüyüz, fenerbahçe bile bizi ezdi maçın sonunda fizik olarak. hocanın tercihine saygım var ama scott piri' nin mutlaka takıma dönmesi lazım fiziken düzelme için. ayrıca sene başından beri futbol namına, düzen namına hiçbir şey ortaya koyamıyoruz. bunu düzeltmemiz gerek, fernando yokluğunda takım halinde oynayamıyoruz. gerekirse yeni bir taktik denemeliyiz ama mutlaka bu iyileşmeyi sağlamamız gerekli. bunun içinde devre arasında bir santrafor ve stoper almalıyız. fakat her şeyden öte ciddi oynamalıyız, böyle olmayacak bu iş.

    sonuç olarak fenerbahçe biraz kendine geldi, biz iyice dağıldık. hiç yalana gerek yok, bu havayla bizi schalke darmadağın eder almanya' da. ligde de işimiz çok zor, çünkü hepimiz göreceğiz önümüzdeki hafta içi herkese ceza yağdıracaklar. hoca için de dedikodular çıkartmaya başladılar, onu da 5 maç civarı men ederler tahminen, çünkü ellerine bir fırsat geçti artık. bunu kullanmadan bırakmak istemeyeceklerdir. son sözlerim de yönetim ve taraftara. yönetim; yumruğunuzu masaya vurun ve artık haksızlıklara ses çıkartın. hoca bize saha içinde lazım, böyle giderse maça çıkartmayacaklar adamı, gerekeni yapın. taraftar; bırakın şu oley çekmeleri, fenerbahçe kümeye laflarını. rehavet hayatın en kötü şeylerinden bir tanesidir. insan olarak hayatınızda da bir işi bitirmeden oldum demeyin, hele bu rehaveti galatasarayımız üstünden hiç gerçekleştirmeyin. rehavet yaratacak olan, telefonla oynayacak olan, maçın sonuna doğru garip homurdanmalarla takımı endişeye sevk edecek olan o stada gitmesin. bu iş parayla pulla olmaz, geceden kuyrukta beklenirdi o stada girmek için. o stada istediğiniz zaman gidebiliyorsanız kıymetini bilin. şunu da söyleyeyim, taraftarın maçın başında, gol anında, takım öndeyken tezahürat yapması doğaldır. fakat asıl taraftarlık, takım geriye düştüğünde, gol yediğinde, baskı yediğinde, iyi oynamadığında ortaya çıkar. o dakikalarda takıma destek olmak, 12. adam olmak gereklidir. böyle olmadıktan sonra sana fan derler, sen de susar kalırsın, dolayısıyla bu takım günahıyla sevabıyla bizim, sahip çıkmak boynumuzun borcudur diyorum ve noktayı koyuyorum.

    ilk defa böyle uzun bir entry girdim, eleştirilere saygım var fakat görüşlerim bunlar. katkılarınızı da bekliyorum, biz galatasaraylıyız alnımız her zaman açık, başımız her zaman dik. bunu unutmayın yeter renktaşlarım. sağlıcakla kalın.
  • 513
    dün gece maçın siniriyle yazamadım, işten 15 gibi geldim ve kafamı toparlayıp leptap başına geçtim.

    1- takım 2. golden sonra ipleri saldı. halbuki hücum oynamaya devam edip 3'ü, 4'ü bulması gerekirdi. karşındaki takım küme düşme hattında da olsa fenerbahçe. hafife alırsan götünde patlatırlar böyle.

    2- hoca sadece dün gecenin değil, bu sezonun en suçsuzudur. yedirmeyiz, yenmesine müsaade etmeyiz! yönetimin beceriksizlikleri yüzünden eksiklerle çıktığımız maçlarda hoca ne yapsın, çıkıp kendisi mi forvet-stoper-orta saha oynasın?!

    3- muslera'nın pozisyonu penaltı falan değil. o pozisyon canaydın döneminde olmuş olsaydı fıroya düdüğü astırmıştı şimdi başkan. ama tabi başımızdaki açık açık "ben beceriksizim" diyen bir başkanımtırak olduğu için kendisinden böyle cesur hamleleri beklemiyoruz. iktidarla, tff ile papaz olan terim astırır artık düdüğü.

    fenerbahçe gerçekten çok kötü bir takım. şu adamları nasıl yenemedik, nasıl üzüldüm, nasıl yıkıldım kelimelerle anlatamıyorum. bu dünkü maçın hiçbir izahı, hiçbir bahanesi olamaz. rezilliğin de rezilliğidir. sen galatasaray'san, stadın dolmuşsa, müthiş bir koreografi ve taraftar desteğiyle maça başlamışsan ve 50 dakikada 2 tane sallayıp 2 farklı öne geçtiysen, rakibin de ezeli rakibin fenerbahçe ise ve fenerbahçe düşme hattındaysa bu sezon o maçı ne yapıp yapıp alacaksın!

    rezalet bir sonuçla biten rezalet bir maçtır. şahsıma devre arası transfer sezonuna kadar galatasaray maçı izlememe kararı aldırmasının yanında babam gibi sevdiğim fatih terim için bir o kadar üzülmeme sebep olmuştur.

    fenerliler için hiç beraberliğe seviniyorlar demeyin hocam. aynı durumda biz olup kadıköy'de comeback yapsak değil 2 gün 1 ay taşak geçeriz. haklarıdır, onlara bu fırsatı biz verdik. hakemi de, bunları da üst üste koyup hoplatamayarak, o fırsatı elimizden kaçırarak biz verdik. yapacak birşey yok.

    yazdıkça yazasım geliyor. nerdeyse hamburg etkisi yarattı bu maç bende. küme düşme hattında olan, kadrosu ligin en kötüsü olan, evinde ağırlayıp 2 farklı da öne geçtiğin bu fenerbahçe'yi bir daha ne zaman yakalayacaksın? nasıl bırakırsınız maçı 50'den sonra, nasıl gevşersiniz ya...
  • 514
    bana göre muslera'nın pozisyonu penaltı... ikinci golde de taç kararında bariz hata var fakat bu karar cidden bize kötülük olsun diye bilinçli olarak mı verilmiş yoksa bir hakem şanssızlığı mı bilemiyorum. ayrıca da yediğimiz golün tek sorumlusu ilan edilebilir mi onu hiç bilemiyorum. bence 2-0'dan sonra genel olarak bir rehavet, özellikle de tribün özelinde bir cıvıma oldu. bunlar yaşanmamalıydı.
  • 515
    ikinci golü attığımızda oyun bir iki dakika daha bizim istediğimiz gibi gitti. işte tam o sırada yapılacak bir rodrigues - feghouli değişliği ile daha fazla pas yapıp, oyunun kontrolünü vermeden maçı tamamlama şansımız vardı bence. çünkü o dakikaya kadar fenerbahçe, rodrigues tehlikesine karşılık isla'yı fazla çıkartamamış ve dünyanın en kötü sol bek oyuncusu ömer bayram'ı işleyememişti ama zaten maç boyu tutuk olan rodrigues iyice oyundan düştükten sonra oraya resmen bir altın madeni gibi işlediler. halbuki bir rodrigues - feghouli değişili ile onyekuru'yu sol atsak isla hala mevkisinde çakılı olacaktı.

    muslera'nın hareketi net penaltıydı. açıkcası daha ilk an amk çıktı yine saçma sapan yaptırdı penaltıyı dedim. bu konuda tartışmak bence manasız. bu da başka bir etken oldu.

    başka şekilde de gol yiyebilirdik. sonuçta bu takım 90 dakika 25 gol kaçırıp, johnson'un serbet vuruşunda baraja çarpan topla gol yemiş takım. fakat bir reaksiyon gösterememek, patates çuvalı gibi kendini bırakmak gol yemekten daha kötü. nedir abi yani, 2-1 oluyor alt tarafı. bu salmışlık, bu moral bozukluğu neden? bıraktığın yerden devam et. üçüncüyü kovala yine. reaksiyon gösterememek bu takımın en büyük sıkıntısı.

    taç, evet bence taç bizimdi. dönen topun gol olması inanılmaz bir şanssızlık ama orada hakemle birlikte büyük suçlu belhanda gevşeği. abi, çocuk gibi yere oturmak ne ya. kalk, mücadeleni et sonra itiraz et.

    ben bir de hoca'nın selçuk inan değişikliklerini anlayamıyorum maçlarda. orta sahayı tutmak için yapıyor diyeceğim, orta sahadan adam çıkartıp yapıyor. sayıca orta sahada çoğalmıyoruz yani. üstüne bu adam girdiği andan itibaren takım, olduğundan daha kötü oluyor. ileri gidemiyor.

    taraftar oley çektirmiş de üç üç diye bağırmış da. bağıracak tabi amk. üç demesin ne desin? iki mi desin? ikinci golden sonraki 3-4 dakikalık süreçte de hakim bizdik. taraftar tabiki üç diye bağıracak. orada müdahaleyi yapacak olan teknik direktördür. yapacaksın müdahaleyi, bu kadar kötü yakalamışsın fenerbahçe'yi. ipin ucunu kaçırmayıp bam bam devam edeceksin. ama fatih hoca resmen izledi.

    son olarak, çok acı bir şey var ki fenerbahçe bizi böyle yakaladığında en az 4 gol atıyor. biz yapamıyoruz. hangi kadro ile oynarsak oynayalım olmuyor. yazık.
  • 517
    bir taç yüzünden galatasaray puan kaybetmemeli diyorum ama sonra aklıma ilk gol öncesi elif'e çalınan uydurma faul geliyor. hadi bunu da es geçeyim diyorum aklıma bu kez geçen seneki 22 ekim 2017 galatasaray fenerbahçe maçında milyonların saniye saniye gördüğü ama bir tek cücü ve yancısı tarık ongun'un görmediği hasan ali'nin elle oynayıp penaltı çalınmayan pozisyon geliyor. yahu onu da geçeyim diyorum; 13 nisan 2016 galatasaray fenerbahçe maçında podolski'nin attığı %100'lük golü aleks taşçıoğlu'nun ofsayt diye kestiği pozisyonunu hatırlıyorum. ulan hepsini geçiyorum aklıma 18 ekim 2014 galatasaray fenerbahçe maçında yarım metre taca çıkan toptan attıkları gol gözümde beliriyor.

    kimse kusura bakmasın. dünkü maçta hakemi es geçiyorsanız büyük yanılgı içindesiniz.

    ekleme: hakem yüzünden berabere kaldık demiyorum, sadece hakem es geçilmesin diyorum.
  • 518
    gitmesi gelmesi, eve varması gece 00'ı - 01'i bulan bir maçtan sonra sinirimin biraz azalıp sağlıklı hale bürünerek yorum yapmak amacıyla beklemek istedim.
    baştan söyleyeyim, 2-0'a kadar cesur, oynamaya teşvik eden tetitkçi fırat, ne olduysa 2-0'dan sonra başkalaşım geçirdi ve olmayan faullerle, saçma sapan kararlarla oyunu santim santim bizim alana yıktı. hani halk arasında "ince kıyım" dedikleri türden... bunu zaten birçok yazar arkadaşım dillendirdi.
    biz kendimize bakacak ve maça geçecek olursak, maçtan önce puan durumundaki pozisyonu ne olursa olsun, fener'in bize karşı farklı motive olacağını bekliyordum ama düşündüğümün aksine rakip puan durumundaki yerinin de etkisiyle maça oldukça haddini bilerek, hatları arasını fazla açmayarak temkinli başladı.
    biz ise yine haddinden fazla yavaş, yana oynayarak pozisyon üretemesek de en azından topun bizde kalmasını sağladık.
    fenerbahçe'nin kendi adlarına iyi yaptığı iş, skor 2-0 iken bile takım boylarını bozmadılar.
    biz 2-0'dan sonraki 5-6 dakikada oyuncularımız biraz akıllı olsa skoru 3-0'a getirir, rakibin gardını iyice düşürürdük.
    veya o sırada fatih hoca oyunu tutabilecek hamleleri yapabilseydi belki yine en kötü skoru korumuş olurduk.
    hakemin etkisini zaten konuşmaya gerek yok, bildiğimiz tetikçi ama buna rağmen bile 2-0'dan sonra o maçı aziz yıldırım da yönetse bu maç bu hale gelmez, gelmemeli. bu da işin başka boyutu..
    netice olarak, sene sonunda şampiyon olacaksak varsın bir fener galibiyeti eksik olsun, benim kabulüm ama şundan da adım gibi eminim ki aynı maç kadıköy'de oynanıyor olsaydı, ve fener oyunu 2-0'a getirseydi, o maçı en kötü öyle bitirir, skor bozulsaydı da emin olun artı yönde 3-0, 4-0 olarak bozulurdu, gerçi hakem de buna çanak tutardı, o ayrı.
    işte takım olarak da, taraftar olarak da, özetle camia olarak da bizim yıllardır yapamadığımız budur, öldürücü darbeyi bir türlü vuramıyoruz.
    sanuçta, öncesinde çok güzel bir kareografi çalışması olan, 2 de güzel gol attığımız bir maçı galip kapayamamak çok sinir bozucu, ama ne yapalım, adamlara can suyu olmak da bizim kaderimiz herhalde...
    neyse onlar da bununla avunadursunlar.. başka da bir motivasyonları yok zaten.
    bu arada ciddi ciddi küme düşme mücadelesi verebilirler, zira bu haftaya kadar ki bize rakip olan takımlar içerisinde fenerbahçe izlediğim en kötü takımdı gerçekten...
  • 519
    2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçını sadece hakem ve var üzerinden okumak biraz kolaycılık gibi geliyor. maçın 60. dk itibaren fiziksel olarak çok ciddi bir düşüş gösterdik. bunun üzerine yapılan saçma bir penaltı ile motivasyon da rakibe geçmiş oldu. fiziki gücümüz yüksek olsaydı emin olun bu maç dörde beşe giderdi. maçın dönmesinde ki en büyük sebeplerden biri de ne yazık ki bu. şayet bu kondisyoner ve ekibi devam ederse böyle çok maç yaşayacağımız fazlasıyla belli.

    not: yazar bu girdisinde hakemin hata yaptığının farkında ancak kondisyonumuz güçlü olsaydı bu durumların hiçbirini yaşamazdık. bunu anlatmak istiyor.
  • 520
    hala içime sindiremediğim maç. fenerin yıllarca bize yaptığını ilk 50 dk. biz yaptık. saçma sapan bir gol, ve rakibin korkup basamaması. 50 dk. da linnes çiviyi de çaktı üstelik. al işte umut kırıcı gol de geldi. abi kadıköy denen yerde maç bitmişti. aslında bizde de bitmişti. biz nasıl dönmelerine izin verdik yahu? erkeklik mi yaptık? oyunu soğutmadık? kadıköy'de 11 fenerlinin onuna kramp falan girerdi bir şey olurdu. alemin delikanlısı mıyız biz? yoksa enayisi mi olduk?
  • 521
    sakin kafa ile maç sonrası ilk yorumumu yapıyorum. maç içinde ilk olarak taraftarlara daha sonra oyunculara kızdım. hakem bunun neresinde derseniz en son kendisi gelmektedir sebebi de söylediğim gibi taraftarımız ve oyuncularımız. maçı 2-0 yaptıktan sonra taraftarın hakemi ve rakibi baskıya alan uğultusu yerine taraftarda rahatlamalar telefonları çıkarıp selfiler, 3 diye bağırmalar gibi koyvermiş bir görüntü çizdik. arkadaş zaten evimizde taraftarın ittirmesi ile maç oynayıp kazanıyoruz niye koyveriyorsun anlamış değilim.

    gelelim oyuncularımıza 2-0 sonrası saçma sapan hareketler ile bireysel olarak oynama olayına çevirdiler ki sebebi 3. golü isteyen taraftar gazına gelen oyuncuların gol atma isteği. sonuç rezalet ötesi 2-0 dan sonrası bizim için bitik.

    hakem olayına gelecek olursak da fırat 2-0 dan sonra rahatlayıp aleyhimize rahatça faul olmayan pozisyonları kolayça çalmaktadır. bu arada taraftar 3 istiyor bizi bekleyen kabustan habersiz. adama dokunmasan bile faul oluyor hakemin gözünde. ilk fırsatta alakasız bir pozisyon için gidip penaltı çalıyor sonrası zaten herkesin bildiği gibi ne yaptığını bilmez takımımız ve taraftar. burada en suçsuz terim ve ekibidir.

    öncelikle hiç televizyon açıp bakmadım maç sonrası pozisyon değerlendirmelerine felan. beraber izlediğim fenerli taraftarlar penaltı değil dediği pozisyonun penaltı çalınması sonrası adamları gülme krizi tuttu ve gol olunca maçı kazanmış gibi sevindiler. 2. golde taç sizindi diyor hepsi ama peşine gol gelince sırıtıyorlar. maçın sonunda belhanda ve soldado pozisyonunu görüp müdahale etmeyen hakem bozuntusu içinden olanları gülerek izlemediyse bende adam değilim. bunu bize yaşatan tüm eyyamcılara hakkımı helal etmiyorum.

    galatasaray sözlük ailemi çok seviyorum kendilerini takip etmeye devam edeceğim. şampiyon olana kadar sözlükte tek yazı yazmama kararı aldım. bunun yeri burası değil ancak bu başlık ve yazı altında olması gerektiğini düşünüyorum. herşeye rağmen şampiyon olacağız.

    (bkz: 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı)
  • 522
    (bkz: 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı)
    2-0 dan sonra bütün takdir haklarını fenerbahçe lehine kullanmış; olmayan taçları, faulleri varmış gibi çalan tetikçiler ordusu varken maçın faturasını başkalarına çıkarmak nasıl bir zihniyet anlayamıyorum. evet galatasaray kötü oynamıştır, taraftar rezalet performans göstermiştir ama unutulmasın galatasaray o kötü oyunuyla bile dünkü maçta galibiyeti hak eden taraf olmuştur. unutulmasın şeref yoksunu tetikçiler tarafından lime lime, kasıtlı olarak, tüm türkiyenin gözü önünde doğranmıştır. evet iyi futbol oynamadık, sezon basından beri de oynamıyoruz ama bu demek değil ki galatasaray bu yüzden dün bir puanla maçtan ayrıldı. dün yenilen 2 golde de maçın hakemi skandal kararlara imza atmış ve konuk ekibin cebine bir puanı elleriyle koymuştur. yahu şu maçtaki skandallar beşiktaşın başına gelse ülkede yer yerinden oynardı bizim taraftarlarımız algıcı medyanın gazına gelip belhanda'ya hasan şaş'a saldırıyor. adamların hakkı, hakkımız göz göre göre yenilmiş bundan önce de birçok kez. bunları sözlükteki yazarlar da bilmiyorsa, ya da hakemin 2-0'dan sonra ''kötü niyet'' barındıran hareketlerini bu mecradaki yazarlar dahi sezemiyorsa durum gerçekten can sıkıcı. içinde bulunduğumuz durumda çok iyi futbolla, hatasız galibiyetler beklerseniz daha çok beklersiniz. galatasaray eksikleriyle iyisiyle kötüsüyle dünkü maçı aslanlar gibi hak etmiştir, objektif bir yönetim olması halinde maç en az iki farkla bitecekti. rica ediyorum sözlükte yazacak kadar takımına gönül veren renktaşlar en azından kafasını kaldırsın etrafımızda dönen akbabaları görsün. kafanızı kaldırın, medyanın oyununa gelmeyin. herkes dönen tezgahın farkında. senin uğruna savaşacağız bu alçaklarla.
    (bkz: kon2antra2yon)
  • 523
    maçın 2-0'dan dönmesinin sebepleri:

    1. taraftar
    2. fatih terim
    3. belhanda
    4. takım
    5. fenerbahçeli oyuncuların gayreti
    6. hakem

    hakem hataları olmasa da maçın gidişatı belliydi. ikinci golden sonra akıl tutulması yaşadık hep beraber. hakem de iyi değerlendirdi, rakip de. hemen oyuncu değişiklikleri yapılmalıydı. en geç penaltıdan sonra değişiklik yapılmalıydı. bunu maçı izlerken de söylemiştim. skora göre konuşmuyorum yani. belhanda'nın kırmızı kart yememesi bile tff'nin belhanda'nın oynamasının bize bir katkısı olmadığının farkında olmasından kaynaklanıyor. eğer taç kullanırken kalkıp rakibini kovalasa n'diaye pozisyonunu kaybetmeyecekti. çok basit ama çok büyük bir hataydı. hakemler ve tff bize karşı art niyetli. yönetimimizin bunu bitirmeye yönelik hukuki ve sosyal mücadeleler vermeksizin, bizim bu konularda konuşmamızın, dillendirmemizin hiç bir faydası olmuyor maalesef. 3-0'dan 4-3 maç vermişiz zamanında. bazı şeyler değişmiyor demek ki.
  • 524
    tam anlamıyla masum değiliz hiç birimiz maçı...

    aslında 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçı koreografisi ile 1-0 önde başlamış gibiydik. özellikle ilk yarım saatte kapanacak olan rakibinin üzerine gelmesini bekleyip sabırla saçma sapan top çeviren bir galatasaray vardı. bir ara ekrana yansıyan pas sayılarında 290-70 gibi absürd bir skor vardı. çok da sıkıntı çekmeden geçen ilk yarının ardından bir şekilde golü bulduk ve 1-0 öne geçtik. bütün fenerbahçe takımı dağılmışken, hepsinin yüzü yere bakıyorken, adeta "inşallah yüklenmezler" diye yalvarırken saçma sapan yan top oyununa inatla devam ettik ve devreyi 1-0 tamamladık.

    ikinci yarıya biraz istekli başlayan fenerbahçe'nin anlık konstrasyon kaybında linnes gelen fırsatı çok güzel değerlendirip ceza sahası dışından uzak köşeye çakınca 2-0'ı da bulduk. bu noktadan sonra taraftarın oley çekmesi eleştiri konusu olsa da aslında o sinir bozucu ama güvenli oyunumuza devam ettik. ancak fenerbahçe belki kondüsyon durumumuzu gözeterek taktik gereği, belki de refleks olarak ikinci golden önce yaptığı şeyi dizilimini bozup ters yakalanmak pahasına devam ettirdi.

    bu noktada ortaya çıkan gerçek yan pas oyununun bizim için seçenek değil gereklilik oluşuydu. çünkü ileriye doğru arka arkaya üç pas yapamayacak kadar kötü bir durumdaydık. ikinci gol sonrası on dakikalık bölümde biz ileriye doğru oynamaya çalışıp bocalayınca fenerbahçe de daha güvenli hale geldi. her ne kadar tehlike yaratabilecek bir tempo yakalayamasalar da orta sahada bir mücadelede çalınan tartışmalı bir faul sonrası durarak oynuyor olmamıza rağmen defansımızı yarmayı başardılar. o pozisyonda her ne kadar doğru şekilde bir koşu yapamamış olsalar da muslera'nın auta giden adama çıkıp müdahale etme rahatsızlığı yine nüksetti. her ne kadar zaten yere düşmüş ve topu ayağından çıkarmış olsa da ceza sahası içindeki oyuncuya muslera'nın yaptığı şarj fırat aydınus'un ekran başındaki ali palabıyık için biçilmiş kaftandı ve götten osurma bir penaltı ile fenerbahçe golü bulmuş oldu.

    bu golden sonra stadda yükselen atmosferin bir anda düşmesi, hatalı penaltı kararının etkisiyle yaşanan o kaosla panik arası bölümde fenerbahçe takımı daha da yüreklenip yapabildiği hücum şekline devam etti. belhanda-valbuena arasındaki bir taç pozisyonunda valbuena'nın zeki ve uyanık hareketleriyle fenerbahçe lehine çıkan karar, yerden kalkamayan belhanda'nın açtığı boşluktan hızla giden top ve jailson'un şut bile sayılmayan iteklemesinin bir şekilde kaleye gitmesiyle skor beraberliğe gelmiş oldu.

    bu dakikadan sonra geriye kalan uzatmalarla birlikte yaklaşık 25 dakikalık bölümde ise net bir kör dövüşü oldu. fenerbahçe kalabalıktan seken topun önünde kalması sayesinde de olsa galibiyet şansını yakaladı. bizim de bir serbest atıştan gelen topta dirsek darbesiyle yerde kaldığımız bir pozisyon olsa da fırat aydınus ve ali palabıyık ikilisi için yeterli olamadı. fenerbahçe maçın başından beri topa sahip olamadığı için son dakikalarda topla oynaması baskı gibi görünse de aslında iki takım da kaderine razı bir görüntü çizdi ki zaten ikisinin de skoru değiştirebilecek gücü yoktu...

    maç sonundaki olaylar ise tam anlamıyla fiyasko. belhanda ve soldado arasında maçın son 3-4 dakikası boyunca devam eden horozlanma son düdüğün ardından diğer futbolcuların da araya girmesiyle sona ermek üzereydi ki jailson'un araya girip belhanda'ya attığı tokattan sonra önce bizim yedek kulübesi reaksiyon vererek fırladı, arkasından fenebahçe kulübesi ve sahaya girme şansı olan hemen herkes oraya doğru koştu. birbirinin boğazını sıkan, tokat atan, tekme sallayan, kovalayan futbolcular hatta teknik adamlar... sebebi ve şekli ne olursa olsun kabul edilmesi imkansız olan olaylar. umarım adaletli şekilde inceleme yapılıp cezalar verilir...

    taktik anlamında getirilebilecek temel eleştiri 2-0 sonrası oyun planına sadık kalmayışımız noktasında olabilir. 1-0'dan sonra özellikle devre arasına kadarki 10-15 dakikalık bölümde rakip de dağılmışken vazgeçilmeyen pas oyunundan neden 2-0'dan sonra vazgeçildi. bu vazgeçmenin arkasında kondüsyon yetersizliğimizin payı nedir? taraftarın gazıyla yükselen takım yine taraftarın gazının yükseldiği dönemlerde niye bir arpa boyu ilerleyemedi? bunlar hep sorgulanıp ders çıkarılması gereken konular...

    tribün konusuna gelirsek 2-0'a kadarki bölümde en az takım kadar konsantre olan, fenerbahçe topu her aldığında ıslıka yeri göğü inleterek görevini yapan bir taraftar vardı. 2-0 sonrası ki fenerbahçe karşısında pek kısmet olmayan bir skordur bizim açımızdan, bir anda maçı kazanmışız havasına girildi. sanki bitime iki üç dakika varmış gibi oley çekilmeye başlanmasıyla atmosfer iyice yükseldi. bu da hakem hatasıyla da olsa gelen fenerbahçe golü sonrası yaşanan infialin ve düşüşün üç dört misli fazla olmasına sebep oldu.

    son olarak hakemler konusuna da değinmek lazım. olmayan bir faul, ceza sahasında da olsa yere düşerken topu ayağından çıkarmış rakibe yapılan hamleye üflenen penaltı düdüğü. akabinde topun kime çarptığına değil oyuncuların vücut diline bakarak karar verilen bir taç atışı ve 2-0'dan 2-2'ye getirilen bir derbi maçı. dört yıldır ligde arena'da fenerbahçe'yi mağlup edemiyoruz. geçen sene gözünün önündeki elle oynamayı işaret etmeyen yardımcı hakem hala hafızalarda... her sene bir orospu rengi şekli her sene başka bir tiyatro dönüyor. bir şekilde sineye çekiliyor ama böyle böyle derbiler tarihi fenerbahçe lehine yazılmaya devam ediyor. bu döngüyü bu sistemi kırmak nasıl mümkün olacak merak ediyorum...

    işbu entry maç öncesi rahatsızlanıp kaldırıldığı hastanede hayatını kaybeden koray şener'e ithaf edilmiştir...
  • 525
    sonucunun müsebbibi çok büyük oranda hakemler olan maçtır.

    evet bizim takımın ve hocanın hataları var. taraftar ciddiyetsizlik yaparak takıma rehavet getirdi, ona da tamam. yönetim eli yüzü düzgün 1 tane forvet alamadı, ona da eyvallah.

    ama şu maçı makul gözlerle izleyen herkes maçın ikinci yarısında, özellikle biz 2. golü attıktan sonra fırat'ın her pozisyonda fener'e çalıştığını görebilir. bakın bu "ince ince doğrama" işi gerçekten çok ciddi bir iş. "ne olacak yeaaa belhanda yerden kalksaydı, muslera dikkatli olsaydı" değil konu.

    fener'in attığı 2 gol de birbirinden sorunlu. ilk golde henry faul yapmıyor. hadi faulü verdin. arkadaş o penaltı çok su götürür. 100 hakemden 90'ı vermez. ama işte fener'e bir penaltı mutlaka verilecekti arkadaşlar. bunu görün. pusuda bekliyorlardı. en ufak tereddütte çalınacaktı penaltı. o pozisyon olmazdı, başkası olurdu. ama çalınacaktı. öyle ya da böyle bir penaltı çalacaklardı. çalana kadar da fener'i bizim sahada tutuacaklardı.

    ikinci golde zaten çok bariz şekilde top valbuena'dan çıkıyor. "efendim belhanda yerde oturmasa, doğru pozisyon alsak" filan. tamam, doğru. ama arkadaş bu pozisyon olmasa bir başka pozisyon olacak. çünkü fırat yükleniyor. sürekli fener lehine hata yapıyor ve fener'i bizim sahaya sürüklüyor. bunlar tesadüf mü? bu pozisyon olmasa başkası olacaktı.

    amaç fener'in kaybetmemesiydi. bu şartlarda kazansaydı da olay büyüyecekti. maçı ortada bitirdiler. attığımız ilk gol tertemiz olmasına rağmen, inatla didik didik edilmesinin nedeni de buydu zaten. maçın başı diye yapamadılar bişey. çünkü tartışılacak bir pozisyon değildi. takdir hakkına filan gerek yoktu. fener'in penaltısını gören, skertel'in dirseğini görmedi mi? gördü. vermedi. takdir hakkını kullandı. vermedi. vermek istemedi. olay bu.

    evet biz daha iyi olabilirdik. ama biz zaten 2 sezondur dengesiz bir takımız. ne kadrodaki oyuncular yeterli ne de hoca bir oyun tutturabildi. ama zaten diken üstünde giderken neredeyse 65 dakika fener'e adım attırmayan takım, hakemin bir anda fener'i ittirmesiyle ve saçma sapan penaltıyla takım dağıldı. bu da çok normal.

    bu bir anadolu takımı maçı olsa kızabilirdim. ama formu düşük müşük, karşımızdaki fener. kaliteli ayakları var. boş alanda oldukça etkililer. biz de 2-2'den sonra gol için yüklendik. elbette pozisyon bulacaklardı.

    bizim takımın yetersizliği maçın 3-4 olmasını engelledi. ama bu bilinen bir şey zaten. 2-0'a getirmemiz bile çok iyiydi. zira gollerin birini donk serbest vuruştan, diğerini de linnes ceza sahası dışından attı. ceza sahası içinde zaten sıkıntılıyız. ama oyun olarak da fizik olarak da ezdik fener'i. eh haliyle pozisyon da verdik. ama 1-2 uzaktan şu dışında hiçbir şey yapamadı fener. ta ki penaltıya kadar. ikinci golü de dışardan attılar zaten. 2-2 olunca da bizim bütün konsantrasyonumuz dağıldı. yüklenmeye çalıştık ve pozisyon verdik.

    kısaca şu maçta takıma, hocaya, yönetime filan kızmak; zeytinyağı gibi üste çıkmaya çalışan fener'in ekmeğine yağ sürmek olur. tek vücut olup bu rezilliğe bir tepki göstermeliyiz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın