476
sinirden ne yazacağımı bilemediğim, yediğimiz ikinci golden sonra kapattığım maç.
eğer ortada kavram gereği bir suç varsa, suçlu arıyorum.
1. oley için ıslık bırakan, tatmin için cehennem'i cennet'e çeviren taraftar elbette. eli ayağı titreyen adamı ayağa kaldırdılar, bir top için 6 kişi basan zebanileri kuzuya çevirdiler. cehennem'de kuzu çevirme iyi olur tabii!
2. onlara ayak uyduran futbolcu topluluğu. ilk önce ileri üçlü. sonra geriye doğru gelir. mesela ryan donk... maç 2-1... üç kişiyi şak diye geçmişsin, önünde kontra atak şansı var. ryan kardeşimiz ne yapıyor? bütün takımı çalımlamaya çalışıyor. yahu şaka mısınız? ya da badou ndiaye... önünde adam top sürüyor, badou'muz gözleriyle topun sürülüş seyrini izliyor. neden bu oyuncuları özellikle yazdım. çünkü bu adamlara güveniyorum.
3. tabii ki fatih terim... hocam... skor 2-1 olmuş... zaten penaltı olmadan önce de takım sendeliyor. boşvermeye başlamış. zaten alırız biz bu maçı havasına girmiş. neden hamle yapmıyorsun? televizyon başında bir kişi dahi yoktur ki, "aha ikiyi yiyeceğiz, gol geliyor" dememiş olsun.
-1 veya 4: yönetim elbette. bu maçta ne kadar etkileri vardır bilemem. maçın hikayesi oraya hem kayar hem kaymaz.
not: bu arada oley'i kim başlattı, kim eşlik etti bilmiyorum. "evinden konuşması kolay, tribüne giden biziz" diyeceklere de saygım sonsuz. eşlik edene değil, başlatana laflarım. yoksa, psikolojiden biraz anlarım. tribün bilmez de değilim. ben bu oleyli, ağır aheste beste söylenmesi yüzünde, basket maçında kavga etmiş, yalan söylemek olmasın, neredeyse linç yiyecektim de aklıselim insanlar sağolsun (!) yaka paça dışarı çıkarıldım.
sonra, salon dışına davetler ve beklemeler oldu. falan filan...
neyse, olay ben değilim.
gerçi ortada ilgimi çekecek bir olay da yok. olaylar ilginçleşmeye değil, sıradanlaşmaya başladı. "galatasaray, artık bu sanırım" dediğim an beklentilerim sıfırlandı. bir an önce sinirden kendi kendimi yiyordum. şimdi, rahat rahat sezonun geri kalanını izleyeceğim.
oh, be! rahatlık varmış.
edit: hak yediğimi fark ettim. o fırat aydınus denen hakem kişisini unutmuşum. onu bir zahmet bir yerlere sokuverin. siz sokuvereceğiniz yeri bilirsiniz.
477
rezalet bir sonla biten maç. ben bu kadar mental olarak zayıf, formanın ağırlığı altında ezim ezim ezilen, iki set oyunu oynayamayan bir galatasaray takımı izlemedim. aynı fener bizi bu halde yakalasa yeni bir 6-0 faciası daha olurdu.
yazık kere yazık. sezonun bizim için kırılma anı.
478
çok kötü bir takım olduğunuzu yine, yeniden yüzümüze vuran maç. en geç gelecek sezona kadar köklü bir değişiklik şart. ocak ayında bir kaç transfer yapılarak sezon geçiştirilecek ama yeni sezonda neşteri vurmamız lazım. kağıttan, yürüyerek geçilen fenerbahçe ortasahasına ve savunmasına rağmen maçı galip bitiremeyecek kadar pasif bir oyuncu gurubuna sahibiz.
479
maçın tamamını nereden izleyebilirim arkadaşlar. digitürküm var.
481
taçtan fenerbahçe nin bize 2. golü attıği maç. yillar evvel tarik ongun yavşagı da 2 metre taçtan hasan alinin orta golunu vermişti. sneijder in ayı avladığı maç....
482
benim canım giden 3 puana yanmıyor, benim canım 2-0 dan 2-2 olmasına yanmıyor! benim canım bu ruhsuzlar için sesimin kısılmasına yanıyor! rahat uyuyun kardeşlerim birazda onlar uyku uyumasın!
483
ndiaye kırmızı,
belhanda sarı.
jailson ve soldado kırmızı.
484
ndiaye kırmızi rodrigues sari kart
jailson ve soldado kırmızı kart almışlar.
20 yaşındaki gence allah rahmet eylesin. ama tümer metin yani az demagoji yap...
485
belhanda nasil kirmizidan yirtti orada? bizim icin kotu oldu belhandanin ceza almayacak olmasi.
selcuk inanin emeklilikten donup adam gibi oynamaya baslamasi lazim ndiayenin yoklugunda. ama biraz olmayacak duaya amin demek oluyor bu.
486
olaylar ve hakem konuşmayacağım. kendi evimizde lig 15.si ve hocası olmayan rezil fenerbahçe'ye karşı 50.dakikada güle oynaya 2-0 yapmış iken. bırak fark atmayı(ki olması gerekendi) bide kazanamıyorsaki, yazıklar olsun... bu kadar net. fatih hocayada bu kadro ve yönetimle allah sabır versin. bugün hocayıda eleştirdim hataları vardı ama şu takımın en az sorumlusu o.
487
çok ama çok üzücü maç. ne analiz yapabilcek durumumuz var, ne de düşünecek açıkçası. son yıllarda böyle ağır bir maç yaşamamıştık.
488
maç içindeki siyah formalı bir adet insan evladı yüzünden kazanamadığımız maç. takım penaltıya kadar çok iyiydi. önde bastı, arkada pozisyon vermedi. gelecek için beni umutlandırdı.
489
şu maçı en baştan kazanamasaydık keşke. şu noktada yaşadığımız maç üstüne de almanya'da schalke'ye yenilirsek sezonun gidişatı adına çok kilit bir yenilgi olacak. uzun zamandır bir maç için bu kadar üzüldüğümü hatırlamıyorum.
490
şu maçın tek telafisi var. bu küme düşmeye oynayan fenerbahçe'yi kadıköy'de yeneceğiz. başka çaresi yok.
491
pilot olmamak adına susmayı tercih ediyorum, yoksa taraftardan girip futbolculardan çıkıcam arada hakeme de değinirim ama 2-0 öne geçtiğin maçda hakemden önce başka şeylere bakmak lazım, mesela 2. golde belhanda niye hakemle uğrasıyor adam bomboş taç atıyor.
492
fener dibe çökerken bizi de aşağı çekti. olay bu kadar basit.
şimdi maçtan eve döndüm. o kadar keyfim kaçtıki bu sezon benim için futbol bayağı aşağı noktalara indi.
maalesef maçı sol kanattan kaybettik. rodriguez ve ömer bayram sağ olsun otoban yaptılar kanatlarını.
2-0 öne geçtiğin maçta ne kadar susturmak istesekte oley çeken taraftarda büyük suçlu.
diğer taraftan özellikle rodrigues’in yediğimiz ilk golden önce çıkması gerekiyordu. hoca da maalesef oyun ve skor giderken değişiklikleri geç yaptı.
ama ne olursa olsun bu fener’e bu maç burdan verilmez.
fırat aydunus umarım bir gün bir yerde karşımaa çıkarsın.
493
2-0 haberi gelince "hafta sonu keyifli geçecek" moduna girmişken, hiç yoktan son anları sıkıntı içinde bekleten maç. yazık oldu. kavga sonrası sadece ndiaye'nin kırmızı görmüş olmasıyla belki de daha ağır durumlardan ucuz kurtulmamızı sağlamış olabilir.
her şeye rağmen kırılma maçıysa bile, bizim aleyhimize değil şampiyonluk yolunda bir kıvılcım olacağını umuyorum.
494
gözümün önünde oldu neredeyse fenere verilen taç kararı. maç benim için orada bitti sinirden. allah sizi nasıl biliyorsa öyle yapsın hakem müsvetteleri.
495
sinirden uyumam ben bu gece. tamam, takım olarak kötüyüz, bunu kabul etmemiz lazım. kapalı savunma açmak için hiç bir formülümüz yok. tek şansımız duran toplar, bugün de şans yanımızdaydı ve duran topla golü bulduk. ardından linnes'le ikiledik. maç 4-5 olur derken, inanılmaz bir sonuçla bitti ki kaybedebilirdik bile.
skor 2-0 iken karşımızda tüm özgüvenini kaybetmiş ve daha fazla gol yememek için sahada bulunan bir takım varken nasıl oldu da oyun böyle döndü anlamıyorum. hakem hataları olabilir, penaltının çok ağır olduğunu, maç berabere gidiyor olsa verilmeyeceğini düşünüyorum. ikinci gol öncesi taç pozisyonu da gayet açık. ama bunlara sebep veren yine bizim takımın laubali oyunu. başka bir şey değil. yani ne olursa olsun karşındaki takımın hücum gücünü hafife almamak gerekiyormuş demek ki. gerçi o hücum gücünün bu haftaya kadar deplasmanlarda 1 (yazıyla bir) golü vardı, bize iki tane attılar.
fenerbahçe açısından bu maçta kazanılmış bir şey yok. bu haftayı düşme hattında geçirecekler. haftaya da muhtemelen yine puan kaybederler. çünkü çok kötüler. ama asıl kaybeden biziz. kendi sahamızda 2-0'dan puan veriyoruz ezeli rakibimize ki, tarihlerinin en kötü dönemlerini yaşıyorlar. oyun kötü, forvetsizlik çok daha kötü. takımda hiç yaratıcılık, gol opsiyonu yok. takımın kontra atak gücüne güveniyordum ama bugün o da patladı. nasıl toparlanacağız bilmiyorum, sakatlar takıma dönerlerse bir nebze iyileşir miyiz, bilmiyorum. ama sezona forvetsiz başlamak çok şey kaybettirdi bize. o kesin.
496
4 hafta boyunca sol elimi kullanmak zorunda bırakan maç olmuştur.
497
ne olursa olsun isterse 10 tane fırat denen serefsiz olsun sen 50. dakikada 2-0 önde olduğun, fener’in adeta güçsüz orta sıra bir anadolu takımı gibi oynarken maçı bu hale getirmemeliydin. daha geçen hafta ankaragucu bunlara 3 tane çaktı.
gerçekten inanılmaz oldu maç sonu ama her fener maçı aynı değil mi zaten? dandik bir penaltı ve gelinen nokta.
499
maça oyunun hücum tarafında son derece ağır ve yavaş başladık. savunmada top gezdirmeler , orta sahayı dikine hiç geçemeyişimiz ve kapanan rakibi bozacak oyunu hiç oynayamadık. duran toptan bulduğumuz gol sonrası gelen özgüvenle ilk başta hem duran toptan hemde akan oyunda rakibi sıkıştırmaya başladık.oyunun savunma bölümünde ise sezonun en iyi savunma ve rakibe baskı oyunlarından birini oynadık.
ikinci yarıya moralli ve daha hızlı başladık. ikinci golden sonra ise maçı rahat koparacak seviyeye getirmişken maçın sonucunda bir puana sevinecek duruma getirildik. hakem özellikle hem ilk yarının sonunda hemde ikinci yarıda ki maçın kopma anlarında takdir haklarını fenerden yana kullanıp maçı olabildiğince soğuttu bu bizim oyunumuzun maçın başında ki ağır tempoya dönmesine sebep oldu. penaltı kararı ağırdı evet ama oyuncularımız karardan fena halde olumsuz etkilendiler. yanlış taç kararı sonrası gelen gol ise işin tuzu biberi oldu. golden önce fener bir kaç dakika top yapmaya başlayıp baskı kurmaya çalıştı. bunu yapacak gücü yoktu ama maalesef ceza sahamız önünde ki topu bir türlü en az dört sefer uzaklaştırabilecekken yapamadık ve gol geldi zaten.
açıkçası oyunun savunma yönünü beğendim ama hücum ve tempo anlamında felaket derecede kötüydük ve bir türlü çare üretemiyoruz. maçlara sanki 2-0 galipmişiz gibi başlıyoruz. maçın iyisi diyebileceğim tek kişi linnes’ti. belhanda, donk, ozan, serdar ve sinan iyi mücadele ettiler. ömer bayram bu takımın hiç bir maçında bu performansıyla sol bek oynayamaz. garry son haftalarda yasine rahmet okutacak cinsten performans sergilerken onyekuru’da bir iki pozisyon dışında hücum anlamında etkisizdi.
fatih terim’in oyun felsefesi hücum üzerine kurulu. savunma hücumdan başlar görüşüyle takımını sahaya sürer ki galatasarayın oyun planında hücum futbolu ön plana çıkar. hoca doğru planı uyguluyor ama bu kadro ve sakatlarla olacağı bu.
500
arkadaşlar taraftar zaten mallık yaptı. takım saldı. belhanda yattı taç çizgisinde. hepsine kabul. zaten öz eleştirimizi hepimiz her zaman yapıyoruz. ki en acımasızca yapıyoruz. ama o fırat başta olmak üzere 7 hakem maçı alıp fenere hediye etti.
linnes'e direkt giren adamı atmadı, yoktan penaltı, yoktan taç, o penaltıyı veren serdar aziz'e var'a bakmadan devam demiş, son dk belhanda - soldado olayına zamanında müdahale etmeyerek olayların buraya gelmesine sebep oluyor. alayının allah belasını versin. bu hakeme düdüğü astirmayan yönetim de defolup gitsin.
