• 1977
    nihat özdemir'in daha seçilmeden azalacağını açıkladığı sayı. abdurrahim albayrak da bunun bir anda değil de yavaş yayavş yapılması gerektiğini söyledi. zaten millet anlaşmış bile, boşuna konuşuyoruz.

    bu sene belki düşmez ama 1 veya 2 sene sonrası için hazırlıklarımızı yapmalıyız.

    yeni tff de kararını en az 2 sene önceden söylemeli ki, takımlar kontratlarını ona göre yapsın.
  • 1978
    anlamadıkları şey şu, yabancıyı sınırlamak yerli kalitesini arttirmayacak. yerli oyuncuların ceplerini daha çok dolduracak.
    yeni haliyle düzenlenmesi istenen şampiyonlar ligi sistemi için kimin söylediğini hatırlamadığım bi söz var. tam o durum.
    "bu yeni sistem klüpleri zengin etmeyecek, 7 tane ferrarisi olan oyuncu 10 tane alacak" bizim burda da bi anda yerli oyuncu patlaması olmayacak , 500bin lira alan adam 500bin euronun tl karşılığını isteyecek.en çok karşı çıkması gereken maddi olarak bombok durumdaki anadolu klüpleri, her şeyim hıyar diyene onlar koşuyor bi avuç tuzla. çok acayip.

    ulan yerli tesvik sistemi geldi son yabancı düzenlemesiyle, klüpler kadrodaki ekstra yabancı için odeyecekleri ve bu havuza aktarılacak "miktar" klüplere fazla geldi diye once düşürdüler, sonra ki durumu belli değil.

    şu sistem daha verimli nası hale gelir diye düşünmek yerine nelerle uğraşıyoruz arkadaş. toplanacak meblaaları arttır ,sezon başı yayın gelirinden peşin düş, ordan sonra da paraları haftalık yapılacak puan hesabına göre klüplere hemen dağıt ki, adamlar bi nebze de yapmaya çalıştıkları şeyden maddi kazanç da sağlayabilsinler. 15 yabancı için 6 milyon ödeniyosa, 16 milyon yap. ama uygula bunu.

    git alt yapı zeminleriyle uğraş(bizim bu sene bi göztepe u21 maçı var, zannedersin 1935 yılındaki bi sahada oynanıyor, tarla gibi bi yer), alt yapı çalışmalarını destekle. antrenörlerin eğitim almasını sağla. yurtdışında bu konuda yetkin akademilerle klüpler arasında köprü ol. hayvan gibi bütçen var, git eşit şekilde alt yapı yatirimi konusunda klüplere destek ol. alt yaş gruplarında milli takım bazında profesyonel alt yapı kadroları kur, teknik direktörden bağımsız. 5 sene içinde türk futbolu daha iyi yerlere gelmezse gel suratıma tükür.

    türkiye futbol federasyonu, türkiyede ki futbolla çok alakalı değil aslında. en temel problem bence burda.

    .
  • 1979
    gundeme geldiginde galatasaray taraftari onumuzu kesmek istiyorlar diye yazip cizecek, fb taraftari yerli oyuncularinin daha kaliteli oldugunu sanacak ve gs taraftarina bunun uzerinden sallayacak, bjk taraftari kimsenin iplemedigi bir kosede dorukhan len mq diye yazip cizecek. sonucta bu gurultunun arasinda yabanci sinirlamasi geldiginde tum taraflar zarar gorecek.

    soyle seyler izleyecegiz.

    https://twitter.com/...882538220503040?s=19
  • 1981
    oyunu kuralına göre oynamalıyız.

    onlar galatasaray’ın önüne bu kuralı set olarak çekmek istiyorsa biz coşkun ırmaklar gibi o setleri paramparça etmeliyiz. yabancı sayısı düşecekse -ki öyle görünüyor önlemimizi şimdiden almalıyız.

    valla benim aklım da içim de çok rahat.

    galatasaray emin ellerde,
    galatasaray 1 kuruş hakkını da kimseye yedirmeyecek olanların ellerinde.

    isterlerse yabancı sınırını getirsinler hiç farketmez. biz yabancı oyuncu alamayacaksak onlar da alamayacak. yerli havuzundan oyuncu alacaksak oyuncuların ilk tercihi galatasaray ve fatih terim faktörü olur. yeise kapılmanın karamsarlığa düşmenin alemi yok. biz oyunu her zaman kuralına göre oynarız. inanmış bir galatasaray camiasının önünde bunlar sadece ufak engeller olur.
  • 1982
    yayıncı kuruluş, hemen her sabah mehmet demirkol imzasıyla, ligin şu andaki durumunun basarisi ve mevcut sistemin özellikle anadolu takimlarina olan faydasi uzerine konusuyor. ligimizin en buyuk destekçisi olan bein sports'un 6 7 yabanci ile oynanma durumuna ikna edilmesi cok kolay görünmuyor. bu durum dolmayan stadyum, izlenmeyen mac ve ilgi cekmeyen bir mucadele anlamina gelecektir. akabinde reklam gelirinin azalması vs. bir yayin firmaai, sponsor ve reklam gelirlerine zarar getirecek en ufak bir detaya bile evet demez. bein, artik amatorce yönetilen digiturk gibi isletilmiyor. o acidan ben mevcut sistemin devamliligina inaniyorum.
  • 1983
    sınır getirilmesinin nasıl galatasaray'a zarar vermeyeceğini anlamadığım sayıdır. abi bizim asıl hedefimiz türkiye ligi değil ki. ne zamandan beri türkiye ligini amaç olarak görür olduk. sınır getirilirse ahmet çalık ile mi avrupa'da başarı arayacağız? bu konu hakkında bizim taraftarın kabullenmişliğini bir türlü anlayamıyorum.

    ayrıca kimse farkında değil galiba ama şampiyonlar ligi sistemi değişiyor. 2024'de şampiyonlar ligi'nde olabilmek için 2020-2024 yılları arasında topladığın puanlar ile en azından ilk 24'de olman lazım. bu seviyeye ulaşamasan da en azından mümkün olduğunca yüksek puan toplayıp avrupa ligi'nde iyi torbalara gelerek yukarıyı zorlaman lazım. yerli oyuncular ile mi bu başarılacak? galatasaray önündeki 5 yılı çok iyi planlamak zorunda. bunu yaparken bu zübüklerin kara cahil önerileri ile uğraşamaz. önümüzdeki beş yıl için sistem şimdi ne ise öyle devam etmeli ve değişmesi ile ilgili şüphe bile olmamalı.

    bu arkadaşlar galatasaray'ı nasıl aşağıya çekeriz diye düşünmekten önlerini göremiyorlar ama beş yıl sonra yabancı sınırının adı bile anılmayacak. çünkü artık yerel liglerin önemi gittikçe düşecek. avrupa maçları sayısı artacak. ortak ligler kurulacak. bu döneme hazırlanırken tek bir hata şansımız bile yokken bir de yabancı sınırı ile mi uğraşacağız?

    inanıyorum ki yakın gelecekte bizim olduğumuz ligi bu adamlar yönetmeyecek çünkü biz bu adamların yönettiği ligde olmayacağız. biz ya ağırlığımızı avrupa maçlarına kaydırmış olacağız ve yerel lig formaliteye dönmüş olacak ya da daha güzeli ortak başka bir ligde bulunacağız ve avrupa maçları ile beraber bu ligde mücadele edeceğiz. ama bu döneme, bu geri zekalılıklar ile girersek dezavantajlı başlamış oluruz ve belki onlarca yıl bu durumu düzeltemeyiz.

    her olaya ligden çekilelim denmesini saçma ve yapılamaz bulmuşumdur. ancak bu sınırın getirilmesine karşı çıkmak için ligden çekilme, havuzdan çıkma gibi yapılabilecek her türlü protesto şekilleri düşünülmeli. gerekirse uefa'ya futbola siyasi müdahale olduğuna dair şikayette bulunulmalı. gerekli yerlerde davalar açılmalı. yurt dışında ses getirecek adımlar atılmalı. bu durum artık ırkçılık boyutuna ulaştı.

    yabancı sınırı kararı, türk yöneticilerin kendi üç kuruşluk çıkarları için senin kuruluş amacını engellemeye yönelik almış olduğu kasıtlı bir karardır. sen köklü bir kültüre sahip kulüp olarak, kuruluş amacına önem vermeyi bırakmışsan zaten faaliyette olmanın da çok bir anlamı kalmamıştır.
  • 1985
    arkada$im sana kimse demiyor 11 yabanci ile oyna. elinde iyi yerli varsa onlari oynat.

    açikçasi sahada 11 yabanci olmasi benim de biraz kanima dokunuyor. yani $öyle deyim, ben milli takima futbolcu veren galatasaray'i seviyorum ama bu bugünden yarina olmuyor ve bir tek galatasaray'in çabasi ile de olmuyor!

    ben, sinir yokken yerli fiyatinin farkli, varken farkli olmasina kar$iyim. iyi yerli her zaman iyi yabanci ile e$deger olmalidir. ancak senin iyi yabancilar ile rekabet edecek iyi yerlilerin yoksa, ve keçinin olmadigi yerde koyuna abdurrahman çelebi demek zorunda birakilip, milyon dolarlar vermek sureti ile i$ bilmeyen anadolu kulüp ba$kanlarini zengin edeceksen, bu olmaz!

    tarik çamdal, o paralari edermiydi?
    ozan tufan, o paralari edermiydi?

    sorun ba$ka bir yerde. ülkemizde çok yetenekli futbolcular var ancak mentak eksiklikleriden ötürü geli$emiyorlar. öteyandan altyapilarimiz, tesislerimiz yetersiz.

    önce buraya yatirim yapalim, sonra oyuncular yeti$sin, bakalim yabanci siniri tarti$malari oluyor mu? herkes yerli oyuncu oynatmak ister. neden? yahu, adam dilimi anliyor. istediklerimi duygularimi en iyi ona analatirim ama i$te gel gelelim oyuncu yeti$miyor. altyapilara yatirim yapilmiyor, tesisler yetersiz, yenteneklerimiz viziyonsuz!

    hal böyle olunca tarik çamdallara 5 milyon €'lar veriyoruz.

    öne yabancilarla rekabet edecek yerlileri yeti$tir, sonra tekrar konu$uruz yabanci sinirini.
  • 1986
    neymiş efendim, şampiyon takımdan milli takıma oyuncu alamıyorlarmış. bundan 3 sene önce de milan'dan, roma'dan, sassuolo'dan, leicester city'den, lille'den, celta vigo'dan oyuncu alamıyordun gerizekalı. sınır kalktı da yıllar sonra ilk defa yurtdışına oyuncu ihraç etmeye başladın. zaten senin milli takımın yetmiş senede 2 defa dünya kupasına, 4 kere avrupa şampiyonasına katılmış bugüne kadar. şimdiye kadarki turnuvaların yüzde doksanını kaçırmışsın. öyle bir yaygara kopartılıyor ki gören de her turnuvada ispanya'yla yarı final, almanya'yla final oynuyorduk da yabancı sınırı geldikten sonra düşüşe geçtik sanır. ama senin derdin futbolumuz gelişsin değil. oyuncun, menajerin, yöneticin mamalanamıyor onu dert ediyorsun kendine. neyse getirin sınırı da rahatlayın artık. 2 yabancıyı kulübeye 2'sini de tribüne oturtun, iş ahlakından yoksun futbolcularımız istiklal marşı okusun. biz de avrupa devlerine kafa tutalım. elbet bu devran bir gün tersine döner ve umarım o gün siz de türk futbolundan defolup gidersiniz.
  • 1987
    madem getirilecek tamamen yabanci yasaklansin. türkler oynasın sürekli de görelim bakalım neler oluyor.
    ne de olsa oynarız diyen türk futbolcuları bolca göbek yapar.
    diğer ülkelere de göbekli futbolcularımızla reklam oluruz.
    insanlar gülmek icin izler ligimizi tanınırlılığımız artar.
    san marino tayfası gibi takılırız.
    bugün kendimizi gelistirdik 5 ile doyduk şükür falan deriz.
  • 1988
    yabancı sınırını isteyen insanlar zaten yabancı sınırının oyunculara nasıl pozitif etki ettiğini biliyorlar. sizin, bizim düşündüğümüz her şeye katılıyorlar fakat bu işlerine gelmediği için anlamamazlıktan gelip tam tersini savunuyorlar. çünkü kendi tuttukları takım(lar) mali açıdan gayet felakete sürüklendiği için, aradaki makası açmamak adına yabancı sınırını istiyorlar. onlar kadar biz de biliyoruz ki şu sınırı isteyen herifler, kendi takımları düzlüğe çıkınca tekrar yabancı sınırının kaldırılmasını ya da esnetilmesini isteyeceklerdir.

    türkiye'de futbolu saha içinde oynamaya çalışan birkaç kulüp kaldı onlardan biri de iki sene üst üste o kadar zorluğa ve topyekün saldırıya uğramasına rağmen şampiyon olan galatasaray işte. aşırı fanatik bir cümle olmuş olabilir ama gerçek bu.
  • 1989
    sınır olması saçma, yerli oyuncu teşviki ile yürümesi gereken bir durum. hepsini geçtim madem getirecegiz diye habire konuşuyorsunuz, yüreğiniz yetiyorsa türkiye için futbolda serbest piyasayı da yasaklayin. türk futbolcular en fazla 300 bin euro maaş alır, yurt içinde 1 milyon euro bonservisi aşamaz deyin. yabancı sınırı o zaman bir işe yarar işte.
  • 1990
    akılcı çözümler bulunabilecek sınırlamadır. yabancı serbestliğine gelen muhalif görüşlerin bir kısmı ülkeye gelen yabancıların belirli kriterleri sağlaması gerektiği yönündeydi. kısmen de olsa bu görüşe katılıyorum. yabancı sınırının sayısal olarak daraltılması yerine belli bazı kriterler getirilebileceğini düşünüyorum. örnek vermek gerekirse;
    - 21 yaş altı oyuncular için herhangi bir sınırlama olmaması
    - 21-30 yaş arası yabancı oyuncu sayısı maks. 8
    - 30 yaş ve üzeri yabancı oyuncu sayısı 3 şeklinde düzenleme yapılabilir. ya da ingiltere de olduğu gibi mensubu olduğu milli takımın düzenli oyuncusu olmak gibi kriterler getirilebilir. ancak sığ bir yaklaşımla yabancı oyuncu sayısını sayısal olarak sınırlamanın hiç bir mantığı olmadığı kanaatindeyim.
  • 1991
    galatasaray adına korkmadığım deli saçması kurallar bütünü.

    süper lig'in trabzonspor ile beraber en iyi yetiştirici kulübüyüz. doğru ve iyi bir scout yapılanmamız var. hem dahice pragmatist çözümlere hem de çok geniş bir yerel - gurbetçi bilgi ağına sahip, kaliteli bir teknik direktöre sahibiz. 2019-2020 sezonu'nda bir yaş daha olgunlaşmış ve tecrübelenmiş atalay, kapı, ali yavuz, yunus, çekdar, mutlu aksu, metehan, ışık, ogün, gökay, emirhan vs. gibi ateş almaya hazır kıvılcımlarımız da olacak. şimdilik bu oyunculara burun kıvrılıyor olabilir ama önümüzdeki senelerin yıldızları çıkacak belki de bu isimlerin içinden. hepsi yıllardır birbiriyle oynayan, uyumlu, kolej havası içindeki çocuklar.
    elalemin 35 yaşındaki caner, gökhan gönül; yetenek fukarası hasan ali, potuk, topal, vs. gibi yerli topçularından çekinecek değilim şu şartlarda.

    ne yaparlarsa yapsınlar, galatasaray'ı engelleyemeyecekler bence. önümüze çıkardıkları her aşılmaz sandıkları duvarı, yıkıp geçtik şimdiye kadar; yine yaparız.
  • 1992
    bu konuyu siyasetten bağımsız her kim yorumlamaya kalkıyorsa eksik yapıyordur.

    bunu daha önce defalarca kez söyledik ama bir kez daha söyleyelim; yabancı sınırının ilk eleştiri noktasının ne olduğunu, buna kimlerin tepki gösterdiğini, bu isimlerin hangi siyasi fikrin ekrandaki sözcüsü olduğunu ve türkiye'de yürütülen siyasi propagandayı göz önüne getirirseniz meselenin fotoğrafını çekmiş olursunuz.

    nihat özdemir'in ''yabancı sınırı ile lige kalite geldi ama sayıyı yine de azaltmamız lazım'' cümlesindeki ama ile başlayan kısım, kendisini oraya atayan kişilerin düşüncesini temsil ediyor. dolayısıyla lige kalite gelmesinin, oyuncu ihraç sayısının artmasının falan zerre kadar önemi yok. dolayısıyla bu verileri öne sürüp ''yabancı sınırına hayır'' demenin de bir faydası yok. üzerinde durulması gereken konu belli, tepki gösterilmesi gereken kurum belli. türkiye'de hasıl olan şahane ifade özgürlüğünde bunun yapılamayacağı da...

    yabancı sınırı üzerinden milliyetçi söylem üretip, oy devşirmeye çalışanlar olduğu sürece mantıklı bir zeminde tartışmanın mümkün olmadığı sorun diye tanımlayıp, konuya noktayı koyayım.
  • 1994
    dünya futbolu öyle bir hale geldi ki neredeyse teknik ve taktik olarak eksiksiz takımlar, robotik futbolcular var artık sahalarda. yabancı sınırını getirin, 4-5 yabancı ile gidelim avrupaya kevgire çevirir gönderirler adamı anamızın ligine. türk futbolu bırak bir üst turu galibiyet aldığı günleri mumla arar saçma saçma konuşmasınlar.
  • 1995
    taraftarlara soruyorsun, istemiyor.
    spor yorumcularına soruyorsun, istemiyor.
    teknik adamlara soruyorsun , istemiyor.
    klüp başkanlarına soruyorsun , istemiyor( görünüyor, bazıları istiyor olabilir. * ).
    yayıncı kuruluşa soruyorsun , istemiyor.

    bir uygulama( yenilik, regülasyon artık ne demek isterseniz ) getireceksen ilk önce karşılığını bulacağın bir taban olmalı. hatta istediğin kadar kişiyi getireceğin uygulamaya destek vermesi konusunda ikna et, infial yarat; eğer taraftar istemiyorsa bir destur dersin.

    bu kuralın tartışılması , türk futboluna yararlı olup olmayacağı tartışması, demokratik bir tartışma değildir. demokrasi'de görüşler kalifiye bir fikir gerektirir. yabancı kuralıyla türk futbolunun gelişeceğini düşününler kıt fikirli kimselerdir ki ben böyle bir insanın olduğuna inanmıyorum. bu kural , bazı kişilerin kendi takımlarının menfaati , diğer bazı kişilerin de politik menfaatleri için getirilmeye çalışılıyor, sonuna kadar karşı durulmalı.
  • 1996
    olay türk futbolunun, milli takımın gelişimi felan değil arkadaşlar. bunu zaten herkes biliyordur. yerli menajerlere arpa sağlamakta değil. yabancı sınırı dolaylı olarak galatasaray'ın durdurulmasına neden olacaksa da, amaç doğrudan bizi durdurmakta değil.

    futbol toplumları uyuşturmanın en güzel yollarından biridir. bu yüzden bir takımın alıp başını gitmesi bizim gibi gelişmekte! olan bir toplumu yönetenlerin hiç işine gelmez. çünkü başarı anlamında geri de kalan takımların taraftarları - bunlar günümüzde fb ve bjk taraftarları oluyor - kafayı kaldırıp bazı şeyleri* daha çok sorgulamaya başlar ve uyuşturucunun etkisinden çıkarlar. buna izin verirler mi, tabi ki hayır.

    bu zihniyetin en sevdiği şey, her sene bir büyük takım öne çıksın, malı* götürsün, her sene sil baştan tekrar heyecan yaşansın. büyük kitleler tarafından takip edilen hiç bir takımın taraftarı başarısızlıklar yüzünden boşluğa düşüp, sistemi sorgulamasın.

    bizim şanssızlığımız bu düzeni kırma ihtimali en yüksek olan takımın galatasaray olması. o yüzden genelde biz kafayı kaldırdığımızda sınırı çakıyorlar.

    bunları zaten biliyoruz, çözüm nedir diyenlere şunu söyleyeyim. bu sınır gelecekse, sınırın boyutunu tepkimizle biraz azaltabiliriz. mesela 6+4 gelecekse, tepki koyarak yabancı sınırının 8+4 olmasını sağlayabiliriz. yani hafifletebiliriz ama sınırın gelmesini maalesef engelleyemeyiz. kısacası yaklaşıyor yaklaşmakta olan.

    diyelim ki yeni kural 8+4 olsun, bu noktada tüm iş teknik heyete ve yönetime düşüyor. bu yaz transfer döneminde, takımda direk oynayacak ve kadro derinliği sağlayacak, sağlam yerli oyuncular alacaklar. böylece sınıra rağmen serimize devam ederek, bu çabayı boşa çıkaracağız. gerçi bu sefer'de 2013'te fatih hoca'yı ayartmaya çalıştıkları gibi, yan yollara sapacaklar. yani bu süreç, bu şekilde mücadele ile geçecek.

    allah yardımcımız olsun.
  • 1998
    https://youtu.be/eKNqm8HcqkM

    süleyman rodop’un tff yetkililerinden bizzat aldığı bilgiymiş.

    https://twitter.com/...802545980346374?s=21

    2019-2020 sezonu: 14 yabancı / 12si kadroda
    2020-2021 sezonu: 12 yabancı
    2021-2022 sezonu: 10 yabancı
    2022-2023 sezonu: 8 yabancı

    allah bu kuralı getirmek isteyen,
    bu aklı veren,
    bu kararı almaya mecbur kılan,
    bu kural getirilmeli diyen kim varsa;
    binbir türlü belasını versin.

    inşallah planlarınız elinize yüzünüze bulaşır.
  • 2000
    (bkz: 29 mayıs 2019 chelsea arsenal maçı/#2681775)
    uefa avrupa ligi final maçında* arsenal ve chelsea'de ilk 11'de yer alan 22 oyuncudan ainsley maitland-niles dışında ingilitere'li oyuncu yok. bütün dünya şu anda ingiltere futbolunu konuşuyor, inanılmaz bir reklam yapılıyor, prestij falan arşa çıkmış ama yırtık dondan fırlayan yabancı sınırlansın sevdalıları yok ingiltere'de. marş okuma üzerinden duyar kasan süzmeleri yok, ne yazık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın