• 2
    basketbol için konuşmak gerekirse, 2009-2010 sezonu için şu şekildedir;

    öncelikle yabancı uyruklu oyuncunun tanımına bir göz atalım: "ülkemizde tescilli her hangi bir kulüpte ümit, genç veya yıldız basketbol takımında resmi müsabakalarda yer almamış bir sporcu yabancı uyruklu sporcu olarak sayılır."

    tbl'de mücadele eden takımlar, en fazla 5 yabancı uyruklu oyuncuyu maç kadrolarında bulundurma hakkına sahiptir. ancak bu 5 oyuncudan en az 2 tanesi avrupalı olmak zorundadır. kadroda 5 yabancı uyruklu oyuncu bulundurmanın bir bedeli vardır. 5 yabancı uyruklu oyuncusu olan takımlar, 2009-2010 sezonu için 125.000 amerikan doları'nı havuza yatırmak zorundadır. havuzda toplanan para ise, 3 ve daha az yabancı uyruklu oyuncu ile mücadele eden takımlar arasında eşit olarak paylaştırılır. bu paylaşımda da bir takımın alabileceği maksimum tutar da yine 125.000 amerikan doları'dır. kadroda bulunması kararlaştırılan yabancı uyruklu oyuncu sayıları sene başında federasyona beyan edilir ve bu sayıların üstünde bir yabancı uyruklu oyuncu transferi yapılamaz. yani sene başında 3 yabancı uyruklu oyuncu ile oynayacağını beyan eden bir takım, 4 yabancı uyruklu oyuncu ile sahaya çıkamaz.

    takımlar, sezon başında beyan ettikleri yabancı uyruklu oyuncu sayılarından bir fazlası ile sözleşme yapma hakkına sahiptir, ancak sahaya çıkacak oyuncu sayısını etkilemez. yani, 5 yabancı uyruklu oyuncu ile oynayacağını beyan eden bir takım, 6 yabancı uyruklu oyuncu ile sözleşme yapabilir ancak 6'sını birden sahaya süremez. aynı şekilde, 4 yabancı uyruklu oyuncu beyan eden bir takım, 5 oyuncu ile sözleşme yapabilir ama 4 kişi sahaya sürebilir. bu durum havuza 125.000 amerikan doları yatırmasını gerektirmez.

    5 yabancı uyruklu oyuncu bulunduran takımların, bunlardan enaz 2 tanesini avrupalı seçmek zorunda olduğunu söylemiştik. bu kural kademeli olarak azalır. yani; 4 yabancı uyruklu oyuncusu olan bir takım, bunlardan en az 1 tanesini avrupalı seçmek zorundayken, 3 ya da daha az yabancı uyruklu oyuncuya sahip bir takım için avrupalı oyuncu şartı yoktur.

    yukarıda bahsedilen yabancı uyruklu oyuncu kısıtlamasının en önemli maddesi ise şudur; "her ne koşulda olursa olsun, kadroda bulunan yabancı uyruklu sporcuların aynı anda en fazla 3 tanesi oynayan 5 sporcu arasında yer alabilir." bunun sorumlusu takımın antrenörüdür. ihlal halinde teknik faul ile cezalandırılır, tekrarında ikinci teknik faul ile diskalifiye edilir. takım için herhangi bir hükmen mağlubiyet durumu söz konusu olmaz.

    avrupa kupalarındaki yabancı sınırlaması ise başka bir entry'nin konusu olsun.

    kaynak: erkekler birinci lig yönergesi 2009-2010

    http://tinyurl.com/yl8ujvr
  • 3
    --- alıntı ---

    şuan 6+2+2 kuralı uygulanıyor ülkemizde. baya eleştirildi bu kural ilk geldiğinde. tamamen serbest olsun bari denildi, tribünde oturacak 2 futbolcu ne işe yarayacak denildi, tartışıldı baya. gerçi o son eklenen +2, genç futbolcuları denemek adına faydalı olabilirdi. brezilya'dan, arjantin'den 18-19 yaşında 2 genç denenebilirdi rahatlıkla mesela.

    neyse, bahsetmek istediğime geleyim. yabancı sınırlaması kalksın istiyorum ben artık.
    ...

    --- alıntı ---

    http://jaimelesport.blogspot.com/...B1-%C3%BCzerine.html
  • 4
    az önce yabancı sınırlamasının kalktığı, ancak sahada 6+2 kuralının geçerli olacağı açıklandı. bir kurtulamadık şu '6+2'den de.

    işin bana kalırsa en önemli boyutu, kararın açıklanma tarihi. liglerin başlamasına kısa bir süre kalmış, bu karar daha yeni açıklanıyor. takımlar ona göre planını, programını yapmış, yabancı sınırlaması nedeniyle oyuncularını göndermiş belki de, her şey alt üst şimdi. en basitinden, bu kural transfer sezonunun başında açıklansaydı mesela, culio, neill, kewell hala takımdaydı? kim bilir? veya transfer sezonu kapandıktan sonra yapılır açıklama, dersin önümüzdeki transfer sezonlarından itibaren böyle böyle geçerli olacak..

    ayrıca saha içindeki 6 yabancı kuralı kesinlikle artmalıydı.

    bu kuralın tek olumlu tarafı, genç yabancı futbolcular daha rahat denenecek. şimdi scout'lara büyük işler düşüyor, gelecek vaat eden genç yabancı isimlere yönelip iyi futbolcular çıkartmak lazım. yabancı sınırı da bahane değil artık..

    ayrıca yazmayı unuttum, sadece bu sene uygulanacak, geçici bir uygulama gibi geliyor bana, bundan sonraki aşamada yine sahada 7-8 oyuncu, + sınırsız veya tamamen sınırsız gelebilir duruma göre.

    http://jaimelesport.blogspot.com/...2011/08/62snrsz.html
  • 6
    5 + sınırsız olacak haberleri yapılıyor.

    yani ilk 18'e 5 yabancı yazabiliyorsun. ister yedek yaz ister ilk 11 senin tercihin.

    ya ben sizin a.q. önümüzü kesmek için her türlü şeyi yaparsınız de mi!!

    bjk mal gibi yabancıları topladı diye tüpçü böyle istiyor.

    baktılar ki galatasaray yabancı oyuncuda attığını vuruyor,"ne yapalım " en iyisi yabancı sayısı düşsün,türk futbolu cart curt...

    yerliye dönünce sanki messi çıkacak içimizden,ondan sonra alper potuk için kapıyı 10 milyon'dan açarlar. te allahım yaa...

    http://kralspor.ensonhaber.com/...r-mu-2012-04-06.html
  • 7
    --- alıntı ---

    2012-2013 futbol sezonunda spor toto süper liginde bulunan kulüplerin transfer ve tescil dönemleri içerisinde olmak kaydı ile istedikleri sayıda yabancı uyruklu futbolcu ile sözleşme imzalayabilmelerine, ancak sahada müsabakaya devam eden kadroda aynı anda en fazla 6 yabancı uyruklu futbolcu bulundurulması koşulu ile 8 yabancı uyruklu futbolcunun müsabaka isim listesine yazılabilmesine,

    2013-2014 futbol sezonunda spor toto süper liginde bulunan kulüplerin transfer ve tescil dönemleri içerisinde olmak kaydı ile en fazla 10 yabancı futbolcu ile sözleşme imzalayabilmelerine ve 6yabancı uyruklu futbolcunun müsabaka isim listesine yazılabilmesine,

    2014-2015 futbol sezonunda spor toto süper liginde bulunan kulüplerin transfer ve tescil dönemleri içerisinde olmak kaydı ile en fazla 8 yabancı futbolcu ile sözleşme imzalayabilmelerine ve 5 yabancı uyruklu futbolcunun müsabaka isim listesine yazılabilmesine,

    --- alıntı ---

    http://www.tff.org/...687&ftxtID=15449
  • 9
    --- alıntı ---

    tecrübeli teknik adam cuper, dünyadaki diğer ülkelerinin kendine göre kuralları olduğunu ifade ederek, "ispanya'da yabancı futbolcularda bir sınır olsaydı messi ispanya'da oynamazdı. türkler dünya'da kendini nerede görmek istiyorsa ona göre kararlar almalıdırlar" dedi.

    cuper, ingiltere'de yerli futbolculara çok şans verilmediğine dikkat çekek, "türkiye futbolu belli bir şekilde kurulmuş. belli alışkanlıkları ve kuralları var. ben orduspor'da bu kuralları uygulamaya ve alışmaya çalışıyorum. başka ülkelerin farklı kuralları var. ingiltere'de yabancı kontenjanında farklı kurallar var. milli takımda oynamış olması gerekiyor. yerlilere o kadar yer verilmiyor. türkiye'de ise bunun cevabını kendileri vermelidirler. eğer kendilerini dünyada nerede görmek istiyorlarsa ona göre kararlar alması gerekiyor. ispanya futbolunda belli limitler olsaydı yabancı futbolcuda, messi orada oynayamazdı. ama messi gibi bir futbolcu ispanya ligini belli bir seviyeye çıkartıyor. şu anda ispanya'nın en iyi futbolcusu messi ve ronaldo'dur ve lig bu şekilde gelişebiliyor" diye konuştu.

    --- alıntı ---

    http://www.tribundergi.com/...bolunu-degerlendirdi

    herkese mantıksız gelen ve fakat sadece her ne hikmetse tff'ye olağan ve mantıklı gelen sınırlamaya cuper'den de ayar geldi sonunda.
  • 10
    sanıldığı gibi beşe seneye düşmeyecek sınırdır.
    http://www.tff.org/...-Statusu-2012-13.pdf

    "2013-2014 sezonunda kulüpler, en fazla 10 yabancı futbolcu ile sözleşme imzalayabilirler ve 6 yabancı uyruklu futbolcu müsabaka isim listesine yazabilirler."

    "2014-2015 sezonunda kulüpler, en fazla 8 yabancı futbolcu ile sözleşme imzalayabilirler ve 5 yabancı uyruklu futbolcu müsabaka isim listesine yazabilirler."
  • 12
    --- alıntı ---

    (1) kulüpler, istedikleri sayıda yabancı uyruklu futbolcu ile sözleşme imzalayabilirler.
    müsabakalarda 8 yabancı uyruklu futbolcu 18 kişilik müsabaka isim listesine yazılabilir,
    ancak aynı anda en fazla 6 yabancı uyruklu futbolcu oynatılabilir.
    (2) 2013-2014 sezonunda kulüpler, en fazla 10 yabancı futbolcu ile sözleşme imzalayabilirler ve
    6 yabancı uyruklu futbolcu müsabaka isim listesine yazabilirler.
    (3) 2014-2015 sezonunda kulüpler, en fazla 8 yabancı futbolcu ile sözleşme imzalayabilirler (gbkz: ve 5
    yabancı uyruklu futbolcu müsabaka isim listesine yazabilirler).

    --- alıntı ---

    http://www.tff.org/...-Statusu-2012-13.pdf
  • 15
    yabancı oyuncu sınırlamasında, temelde 2 argüman var, sınırsız olmalı diyenler ve sınırlama olmalı diyenler.

    genel olarak her iki grubun temel argümanları şu şekilde:

    sınırsız olmalı diyenler:
    - türk oyuncu kalitesi düşük, yeterince kaliteli türk oyuncu yetişmiyor. türk oyuncu oynatmak zorunda olunduğu için de
    fiyatları astronomik

    sınırlı olmalı diyenler:
    - yabancı oyuncu sınırı kalkarsa, türk oyuncu gelişimini baltalar, milli takımı etkiler, kendi takımının tamamen yabancı
    oyunculardan oluşmasını istemiyor, kendimizden bir parça görmek istiyoruz sahada.

    öncelikle yabancı oyuncunun sınırsız olmasının istenmesinin sebebi avrupada ki rakiplerle boy ölçüşebilmek, kalite farkını
    azaltmak, sözün özü şampiyonlar liginde final oynayabilmek. yoksa kimse türkiye'de şampiyon olabilmek için bir sürü yabancı
    oyuncu istemez. yabancı oyuncu sayısı ne olmalı sorusuna bu açıdan yaklaşalım o zaman.

    son 20 yılda şampiyonlar ligi kazananları/finalistleri takımlar ve ülkeleri şu şekilde:

    2011/12 chelsea - finalist bayern munich
    2010/11 barcelona - finalist man. united
    2009/10 internazionale - finalist bayern münich
    2008/09 barcelona - finalist man. united
    2007/08 man. united - finalist chelsea
    2006/07 milan - finalist liverpool
    2005/06 barcelona - finalist arsenal
    2004/05 liverpool - finalist milan
    2003/04 porto - finalist monaco
    2002/03 milan - finalist juventus
    2001/02 real madrid - finalist b.leverkusen
    2000/01 bayern - finalist valencia
    1999/00 real madrid - finalist valencia
    1998/99 man. united - finalist b.munich
    1997/98 real madrid - finalist juventus
    1996/97 dortmund - finalist juventus
    1995/96 juventus - finalist ajax
    1994/95 ajax - finalist milan
    1993/94 milan - finalist barcelona
    1992/93 marseille - finalist milan

    son 20 senedeki toplam 40 finalistin ülkelere göre dağılımı

    italya - 11 kere finalist
    ingiltere - 9 kere finalist
    ispanya - 9 kere finalist
    almanya - 6 kere finalist
    fransa - 2 kere finalist
    hollanda - 2 kere finalist (u: 93-94 senelerine ait uefa katsayılarını bulamadım. ama o zamanların futbolcu fabrikası ajax malumunuz)
    portekiz - 1 kere finalist * *

    görüldüğü üzere 40 finalistin 37 tanesi uefa sıralamasında ilk 5 sırada, sadece 3 kere sıralamada ki 6. ve 7. ülkelerden finalist çıkmış. bu takımlarda 95-96 sensinde olmak üzere 2 sene üst üste ajax ve 2004 senesinde jose morinho'lu porto. her iki takımda o seviyelere oyuncu transfer ederek değil de, oyuncu yetiştirerek çıkmıştır. şampiyonlar ligi finalistiği ile ülke sıralaması arasında doğrudan bir ilişki söz konusu, ülke futbolunu yukarı tırmandırmadıkça, şampiyonlar ligi finalistliği mucize sonucu çıkıyor.
    şampiyonlar ligi almak elbette hayaldan öte; ama hedefi orası koyalım da biz bakalım nereye çıkıyoruz?

    2012/2013 uefa ülke puanları katsayı sıralamasını şuradan görebiliriz.

    http://www.uefa.com/...s/country/index.html

    gelelim ülkelerin liglerindeki yabancı oyuncu kısıtlamalarına ve ligdeki oranlarına. ben burda önemli olanın yabancı oyuncu kuralından çok; gerçekte
    ligde ki reel yabancı oyuncu oranının önemli olduğunu düşünüyorum. kural ne olursa olsun, liglerde gerçekte ne kadar yabancı oyuncu var.

    ülkenize yabancı oyuncu getirmek her zaman risktir. olayın sadece futbol/teknik/taktik boyutundan öte, farklı bir ülkede yaşaması sorunuda vardır. çünkü yabancı olduğu
    bir ülkeye gelen oyuncunun, lige alışması, kültüre alışması, ülkenin dilini bilmemesi, yaşantıya alışamaması, doğup büyüdüğü çevreye özlem duyması gibi bir çok risk
    barındırmaktadır. yerli oyuncuların ise bu gibi dezavantajları olmadan kendini tamamen futbola vermesi çok daha kolaydır.

    avrupa ülkelerinin yabancı oyuncu kuralları ülkemizdeki gibi demode değil. öncelikle bosman kuralları(u:avrupa birliği genelinde oyuncuların serbest dolaşım hakkı + kontratı biten oyuncuların serbest kalması ) sayesinde avrupa birliği ülkelerinin oyuncuları; genellikle yabancı oyuncu olarak sayılamıyor. ayrıca 21 yaşından önce 3 sene ülkesinde futbol oynamış oyuncular diye bir kavramda mevcut, yani pasaportuna bakılmaksızın oynadıkları klüpün ülkesinde yetişmiş oyuncular. fifa'nın 6+5 olarak bilinen yabancı oyuncu sınırlama talebine karşı, büyük klüplerin karşı öneri olarak sundukları ülkede yetişmiş oyuncu kotası aslında. ayrıca futbolun gelişmediği ülkelerin oyuncuları da kullanmakta veya sömürmektedirler.

    biz bunu yapabilirmiyiz? ülkemizde çocuk yaşta oyuncuları getirip gelişimlerini sağlayabilirmiyiz? başlı başına sorun. daha türkleri yetiştiremiyoruz. yabancıları nasıl yetiştirelim?

    ingiltere:

    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene ingiltere'de geçirmiş oyuncu olacak.
    - en fazla 25 yabancı oyuncu
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    ispanya:

    - max 3 tane avrupa birliği dışı oyuncu
    - max 3 kaleci
    - max 25 oyuncu
    - avrupa birliği dışı olmasına rağmen avrupa birliği kapsamında sayılan ülkeler: rusya, türkiye, cotonou*
    - maç kadrosunda kısıtlama yok

    almanya:

    - maç kadrosunda ve genel kadroda kısıtlama yok.

    italya:

    - her sezon en fazla 2 avrupa birliği dışından transfere izin var.
    - maç kadrosunda kısıtlama yok

    fransa:

    - max. 4 tane avrupa birliği dışından oyuncu
    - avrupa birliği kapsamında değerlendirilen ülkeler: ozbekistan, kırgızistan, mısır haricinde tüm afrika ülkeleri, yeni zelanda haricinde tüm okyanusya ülkeleri,
    bosna sırbıstan ve karadağ haricinde tüm avrupa ülkeleri, mısır haricinde cotonou ülkeleri*
    - maç kadrosunda sınırlama yok.

    portekiz:

    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene portekiz'de geçirmiş oyuncu olacak.
    - max. 50 oyuncu *
    - maç kadrosunda kısıtlama yok

    ukrayna:

    - genel kadroda kısıtlama yok.
    - sahada max. 7 oyuncu oynayabiliyor.

    hollanda:

    - genel kadroda sınırlama yok.
    - 18 yaşından küçük avrupa dışı oyunculara oynayamıyor.

    rusya:

    - genel kadro da sınırlama yok.
    - maç esnasında sahada max. 7 oyuncu oynayabiliyor.

    belçika:

    - genel kadro da sınırlama yok.
    - maç kardrosunda en az 6 oyuncunun belçika'da eğitim almış olması gerekmektedir.

    yunanistan:

    - max. 5 avrupa birliği dışından oyuncuya müsade edilmektedir.
    - avrupa birliği kapsamında sayılan ülkeler: cezayir, fas, arnavutluk, rusya, tunus, hırvatistan, bosna, türkiye

    isviçre:

    - max. 10 avrupa birliği dışından oyuncuya müsade edilmektedir.
    - tüm avrupa ülkeleri avrupa birliği kapsamında sayılmaktadır.
    - sahada max. 5 tane avrupa birliği dışından oyuncuya müsade edilmektedir.

    kıbrıs:

    - net bilgi bulamadım ama. en fazla yabancı oyuncu bu ülkede olduüundan yok kabul edebiliriz.

    cotonou ülkeleri : angola, antigua & barbuda, bahamas, barbados, belize, benin, botswana, burkina faso, burundi, cameroon, cape verde islands, central african republic, chad, comoros,
    congo, cook islands, cuba, denmark, djibouti, dominica, dominican republic, dr congo, east timor, equatorial guinea, eritrea, ethiopia, faroe islands, fiji, gabon,
    gambia, ghana, grenada, guinea, guinea bissau, guyana, haiti, ivory coast, jamaica, kenya, lesotho, liberia, libya, madagascar, malawi, mali, mauritania, mauritius,
    mozambique, namibia, niger, nigeria, papua new guinea, rwanda, samoa, sao tome & principe, senegal, seychelles, sierra leone, solomon islands, somalia, south africa,
    spain, st. kitts & nevis, st. lucia, st. vincent & the grenadines, sudan, suriname, swaziland, tanzania, togo, tonga, trinidad & tobago, tuvalu, uganda, vanuatu,
    zambia, zanzibar and zimbabwe

    *

    ligimizin yabancı oyuncu oranının diğer liglere göre kıyaslamasına aşağıdaki tablodan bulabiliriz.

    http://comparetheleagues.com/

    tablo 2012 senesinde uefa ranking'e göre sıralanmış. yani ülkeler arasında uefa puanlarına göre bir sıralama var.

    bu listede liglere göre yabancı oyuncu oranında sonuncu sıradayız yani en az yabancı oyuncu bizde. ama burda yabancı oyuncu olarak pasaportlar esas alınmış.
    avrupa birliği dahilinde yabancı oyuncu statüsünde oynamasalarda, bu listede yabancı oyuncu olarak alınmıştır. eğer çift pasaporta sahipse, orjinal milliyeti
    esas alınmış. bizim gurbetçi oyuncular türk kabul edilmiştir. türkiyenin oranı %33.6. örnek verecek olursak italyan asıllı vito mannone arsenal'in yabancı oyuncularından. hamit altıntop türkiye'nin türk oyuncularından.

    aşağıda ise başka bir esasa göre ülkelerin yabancı oyuncu oranları verilmiş. oynadıkları ligde futbol eğitimini almamış olan "ithal" oyuncular. avrupa birliği ülkelerinde serbest dolaşan oyuncularda yabancı sayılmış. bu liste de gurbetçi oyuncularımız, türkiye'de yetişmediği için yabancı kabul edilmiştir. italyan asıllı vito mannone 17 yaşından beri arsenal'da olduğu için yerli oyuncularından, hamit altıntop galatasaray'ın yabancı oyuncularından.türkiye'nin oranı %50.9. yani ülkemizde gurbetçilerin oranı %18.3. tam türk malı oyuncu oranı %49.1

    http://img822.imageshack.us/...ancoyuncuyuzdesi.jpg

    uefa sıralamasının ilk 6 ülke * arasına; kısa ve orta vade de
    girmek çok zor. bu ancak uzun vadeli bir plan/proje ile olabilecek birşey. bu yüzden hedefimizi öncelikle 7. olmak olduğu
    aşikar. şampiyonlar ligi kupası hedefimize oradan 7. ligden sıçrayacağız artık. yani önüne geçmemiz gereken ülkeler rusya, hollanda, ukrayna, yunanistan, belçika aslında bu listeye göre arkamızda olmasına rağmen ensemizde olacak olan isviçre. dolayısıyla kıyaslamayı öncelikle bu liglere göre yapmalıyız.

    bu ülkelerde ki yabancı oranları :

    belçika - pasaporta göre %46,4 - yetiştikleri lige göre % 53.2 - toplam nüfus 10,5 milyon
    rusya - pasaporta göre %45.2 - yetiştikleri lige göre % 45.6 - toplam nüfus 140 milyon
    yunanistan - pasaporta göre %38,3 - yetiştikleri lige göre % 34.5 - toplam nüfus 11,1 milyon
    hollanda - pasaporta göre %36,6 - yetiştikleri lige göre % 33.6 - toplam nüfus 16,4 milyon
    isviçre - pasaporta göre %36,1 - yetiştikleri lige göre % 29.5 - toplam nüfus 1,1 milyon
    ukrayna - pasaporta göre %34,7 - yetiştikleri lige göre % 41.2 - toplam nüfus 46,0 milyon
    türkiye - pasaporta göre %33,6 - yetiştikleri lige göre % 50.9 - toplam nüfus 72,0 milyon

    yetiştikleri lige göre değerlendirmede ise hedef listemizde 2.sıradayız. yani başka liglerde yetişmiş ithal oyuncuları en çok kullanan 2. ülkeyiz
    yarıştığımız ülkelerden fazla yabancı oyuncu kullanmaktayız. bu listeden bakılırsa yabancı oyuncu sınırlamasına ihtiyacımzı yok gibi. zaten herkes kadar var yabancı oyuncu.

    pasaportlara göre ise yani gurbetçiler yabancı sayılmadığında ise:

    hedef listemizde ki ülkeler arasında en az yabancı oyuncu bizde, ancak rakamlar birbirine çok yakın. bizden çok fazla yabancı oyuncu kullanan ülkeler sadece belçika ve rusya. belçikanın nüfusunun 7 katı olduğumuz için rekabetçi kalabilmeleri için daha fazla yabancı oyuncu kullanmaları olağan. rusyanın ise futbolcular için nasıl para cenneti olduğu malum. bu liglere kıyasla inanılmaz bir nüfus avantajımız olmasına rağmen, hala yabancı oyuncuya ihtiyaç duymamız ve bu liglerin gerisinde olmamız
    sorunun ana kaynağını gösteriyor.

    uzun vade de uefa sıralamasının ilk 6 ülkesine girmek içinse yabancı oyuncu sayısını %50'lere çıkartmak gerekecek gibi, çünkü listenin tepesindeki 6 ülke'de oranlar
    böyle.

    bütün futbolcuların kariyerlerini daha üst ligde daha mücadeleci ligde daha büyük havuzda devam ettirmek istemeleri doğal.
    kendi kariyerlerimizde de her zaman daha büyük şirketleri, daha büyük isimleri tercih ettiğimiz gibi, futbolcuların da kariyerleri için
    büyük ligleri hedeflerine koymaları normal. kendi türk futbolcularımızın bile dilinden düşmeyen birşey avrupa'da oynamak.
    yabancı oyuncu sınırını şimdi kaldırırsak, ilk tercihleri büyük ligler olan; ancak bu ligler de kendine yer edinememiş yabancı futbolcuları
    ülkemize davet etmiş olacağız. ama ne zaman ki uefa sıralamasında ilk 6'yı zorlamaya başlarız, iste o zaman yabancı oyuncuların
    ilk tercihleri arasına girebiliriz. uefa sıralamasında ilk 6'yı zorlayan ülkelerden birisi olmadan türk oyuncuların kalitesini artırsak yine çözüm olmayacaktır;
    yetiştirdiğimiz iyi oyuncuların da birinci önceliği avrupa olacak ve ligimizde tutamayacağız. arda turan, nihat kahveci, tuncay şanlı,
    tugay kerimoğlu

    hem ligimizin sıralamasını yukarılara çekmeli, hem alt yapılarımızı kuvvetlendirmeli, hem de kademeli olarak yabancı oyuncu sayısını artırmalıyız. sonuçta büyük
    takımlar ve ligler yetenek havuzu olarak artık tüm dünyayı kullanmaktadırlar. türk oyuncuların kalitesini artırmak, onlara oynama imkanı vermek için yabancı oyuncu kısıtlamasına gitmek, bizi ancak uefa sıralamasında geriye götürecektir. bunun yerine tüm avrupanın yaptığı gibi, klüpte yetişmiş oyuncu kotasını artırarak, klüplere oyuncu yetiştirme zorunluluğu getirilmelidir. yabancı oyuncu sayısı bu seviyelerde tutularak, türk oyuncu kalitesi artıkça, yabancı oyuncu kuralıda genişletilebilir.

    halkımızın futbola olan ilgisi arttırılarak, stadların doluluk oranı * ve futbol oynayanların sayısı artırılmalı vs.

    (bkz: 3.ligde ki yaş sınırının kaldırılması)

    ligimizin diğer liglerle ilgili başka konulardaki kıyasları ise şu şekilde :

    liglere göre milli oyuncu yüzdeleri:

    http://img593.imageshack.us/...lioyuncuyzdeleri.jpg

    aslında hedeflenen yerde yani avrupa ülkeleri arasında 7. sıradayız. ama önümüzdeki ülkelerle aramızda büyük fark var. milli oyuncuların daha kaliteli oyuncular
    olduklarından yola çıkarsak önemli bir istatistik. yabancı oyuncularda işin kaymağını üst seviye ligler yemektedir.

    klüp bazında ülkelere göre senelik yeni transferler:

    http://img20.imageshack.us/...ndalkeleregretra.jpg

    üst seviye futbol ülkeleri, zayıflara göre daha az transfer yapıyor ve daha planlı ve stabil durumdalar. bizde oran klüp bazında her sene 11,7 transfer.
    bunu lig genelinde senelik 7-8 oyuncu seviyelerine çekmemiz lazım. galatasaray olarak ise 4-5 transfer olmalıdır. bu sayede her sezon transfere ayrılan süre optimum
    kullanılabilir. her sene 10 transfere ayrılan süre ile 5 transfere ayrılan süre aynı iekilde efektif olmayacaktır.

    klüp tarafından yetiştirilen oyuncu listesi:

    http://img38.imageshack.us/...afndanyetistiril.jpg

    15-21 yaş arasında en az 3 sezonunu oynadığı klüpte geçirmiş oyuncu sayısının tüm takıma oranını gösteren liste. her ne kadar büyük ligler listenin tepesinde olmasa da, türkiye maalesef listenin dibinde, italyanın üstünde sonda ikinci. %9,2 klüp tarafından yetiştirilen oyuncu sayısı, büyük liglerde bu rakam %15-25 arasında. bizde bu
    rakamı bu seviyelere çıkarmalıyız. bu listede ilginç olan ise liste başı ülkelerin çok zayıf ülkeler olması. ne kadar oyuncu yetiştirmek önemli ise de; kalite nerdeyse gidip alınız, transferden korkmayınız.

    brand-finance 2012 avrupa liglerinin marka değerlendirmesi:

    http://img405.imageshack.us/...lleaguesbrandval.jpg

    spor toto süper lig; uefa ülke puanı sıralamasında 12. olmasına rağmen, marka sıralamasında 6. sırada. yayın gelirleri bakımından da 6. sırada olan ligimizin sıralama da
    12. sırada olması gerçekten ilginç. olmamız gereken yerde değiliz ve birşeyleri çok yanlış yapıyoruz. bunu basitçe yabancı oyuncu sayısıyla açıklayamayız. ligimiz ülke genelinde televizyondan izleniyor, ve para ediyor. diğer avrupa ülkelerine göre yğksek nüfusumuzun avantajı.

    stadların doluluk oranları nam-ı diğer ayıp listemiz:

    http://img694.imageshack.us/...ootballleaguesco.jpg

    stadlarımızın doluluk miktarlarının / ülke nüfusumuza oranı 0,07. birinci ligler arasında en düşük, bizden daha düşük olan sadece ukrayna ve yunanistan 2.ligleri.
    içler acısı. ligimiz televizyondan izleniyor ama maça gitmiyoruz.

    meraklısına tam rapor burda : http://www.football-observatory.com/...DS2013_excerpt-2.pdf

    brand finance raporu : http://brandfinance.com/...ball_brands_2012.pdf

    avrupa'da trend emre çolak : http://img203.imageshack.us/...porkapakemreolak.jpg

    bu ne lan bilgisi : futbol sadece futbol değildir diyenler aşağıdaki linkdeki matematik hesaplarına baksınlar lütfen. ben o kadar matematik bilmiyorum maalesef.
    http://region-developpement.univ-tln.fr/...ng_Rathke_Runkel.pdf
  • 17
    evet ben de türk futbolu denilince ilk olarak altyapı eksikliğinden yakınırdım, tıpkı genel olarak türkiye'nin sorunlarından bahsederken yeterince iyi bilim adamı yetiştiremediğimiz için bilim yapamadığımızdan yakındığım gibi. ikinci düşüncem büyük ölçüde değişti, bu seneki değişim öğrenciliği dönemimde büyük avrupa ülkelerinin aslında sosyal bilim öğrencilerine ne kadar çok önem verdiğini ve yatırım yaptığını görünce yıllar yılı başarılı öğrencileri sürekli sayısal bilimlere yönlendiren bizlerin ne kadar yanıldığımızı ve bilim adamları için bilim ortamını doğru oluşturacak insanlar olmadığı sürece zaten dünyanın en iyi bilim adamlarına da sahip olsak sonuç elde edemeyeceğimizi anladım.

    altyapı konusundaki fikrimin tamamen değil ama kısmen değişmesinde ise uğur meleke'nin iki yazısı başrol oynuyor. ilki u19 milli maçlarında ilhan parlak'ın gerard pique'ye karşı nasıl üstünlük sağladığını yazdığı yazısı, diğeri ise aslında üstyapıda problem olduğunu anlattığı yeni bir yazısı.

    http://www.milliyet.com.tr/.../1269652/default.htm
    http://skorer.milliyet.com.tr/.../1682973/default.htm

    selçuk inan, burak yılmaz gibi isimlerin son 2-3 yılda gösterdiği performansı da göz önüne alınca uğur meleke'nin tespiti daha da değer kazanıyor. selçuk da burak da yetenekli olduğu daha 15-16 yaşlarındayken bilinen futbolculardı ki genç milli takım seviyesinde bir çok maça çıktılar ancak performans olarak bu seviyeye gelmeleri önce şenol güneş sonra da fatih terim'le birlikteliklerinden sonra oldu. halbuki aynı gelişmeyi 20 yaşından sonra yapabilseler şimdi belki de avrupa'nın en büyük kulüplerinden birinde oynuyor olacaklardı.

    üstyapıdaki problemin sebebi ise kendini yeterince geliştirememiş hocalar, kısa mesafeli sonuç odaklı futbol anlayışı ve de yabancı sınırı. türk futbolcuların biraz da yetenekliyseler kariyerlerinin parladıkları bir döneminde büyük takımlardan birine kapağı atmaları büyük bir olasılık zira her takım belli sayıda türk futbolcu oynatmak zorunda ve bu oyuncular için kendilerini geliştirmek için yeterince sebep yok. bununla beraber türk futbolculara ödenen fahiş paralarla para içeride kalıyor, başkan kazanıyor menajer kazanıyor türk futbolcusu kazanıyor.

    zaten yabancı sayısının azaltılmasını isteyen zihniyetin çoğunun de türk futbolunun gelişmesini falan umursadığı yok. türk futbolunda yabancı sayısının çok az olduğu günlerdeki milli takım'ın durumuna göz atmak bile bunun için çok yeterli olacaktır. benim bu konudaki net fikrim yabancı sayısına değil ama yabancı niteliğine kısıtlama getirilmesi, eğer bir takım gerçekten kaliteli 11 yabancı bulabiliyorsa hepsini oynatsın, ama bunun için en azından iyi bir networking, scouting çalışması yapsın. bu niteliğe kısıtlama getirirken de tabi ki premier league kadar yüksek standartlar en azından şimdilik getiremeyiz ama eğer gerçekten ülkenin çöp yabancılarla dolduğuna inanıyorlarsa olayın sayıdan çok kaliteyi değiştirmeye yönelik olduğunu görmek o kadar da zor olmamalı.

    edit: link eklendi
  • 19
    gelecek sene saha içi 5, sonraki sene de 4'e düşürülecekmiş, bu 4 olayını yeni duydum yemin ediyorum titreme nöbeti geçirdim.

    şu allahın belası tff yönetiminin değiştirileceği, yabancı sınırının arttırılacağı bir formül yok mudur arkadaş göz göre göre bitiriyorlar futbolu.

    gelen mesajlar üzerine edit: http://spor.gazetevatan.com/...lmasin/530967/5/spor 4 yabancı olayını bu haber metninde gördüm, bakanın sözleri de vardı bu konuyla alakalı, tff'ye karşımıyoruz diyip buna da el atıp bu şekle getirirler ben beklerim.
  • 20
    avrupa liglerindeki yabancı oyuncu sınırlamalarına bakalım. arada yanlışları görürseniz düzeltiniz.

    avusturya ligi: kadroda ab dışında en fazla 7 yabancı oyuncu olabilir. (bizim türk orada yabancıdan sayılıyor yani.)

    belarus ligi: maç kadrosunda en fazla 5, ilk 11'de 4 yabancı olabilir. (bizimle yarışır.)

    belçika ligi: yabancı sınırı yok. (benim sülalem rahat diyor.) şaka bi yana adamlar kaldırmış yabancı sınırlamasını ama gel gör ki son dönemde müthiş yıldızlar yetiştirmişler. eden hazard, vincent kompany, axel witsel, marouane fellaini, jan vertonghen, romelu lukaku, vermaelen, courtois, mertens, daha sayıyım mi lan. demek ki neymiş yabancı sınırı uygulamak çare değilmiş. bence bizim referansınız belçika olmalı.

    bulgaristan ligi: sınırsız yabancı oyuncu ile sözleşme imzalanabilir, ancak maç kadrosunda ab dışından 3 oyuncu bulunabilir. (buna razıyım lan.)

    hırvatistan ligi: ilk 11'de 6 yabancı olabilir.

    çek cumhuriyeti: ilk 11'de ab dışında en fazla 3 oyuncu.

    danimarka: maç kadrosunda 18 yaşından küçük ab oyuncusu bulunamaz. (bunlarda ayrı bi manyak.)

    ingiltere ligi: ve beklenen an. yabancı sınırlaması yok.

    fransa ligi: kadroda ab dışında 4 oyuncu bulunabilir.

    almanya ligi: yabancı sınırlaması yoktur. ama buna rağmen bayern münih maçlara en az 6-7 alman oyuncuyla çıkmaktadır. alman milli takımının iskeletini oluşturur. keza borussia dortmund'da öyle. bütün dünya almanın daşşağını yesin. http://www.itusozluk.com/...ini-yesin_150148.jpg

    italya ligi: her sene yurt dışından en fazla 2 oyuncu transfer edilebilir. (yalnız bunu ilk defa duydum ne güzelmiş lan.)

    ispanya ligi: kadroda ab dışı 3 oyuncu bulunabilir.

    50 tane ülke var sıkıldım yazamadım. ama kısacası elit liglerde herhangi bir yabancı oyuncu sınırlaması neredeyse bulunmuyorken, belarus, çek cumhuriyeti gibi liglerde yabancı sınırlaması bizim liglerle eş değer.
  • 22
    juppderwall tarzı yabancı oyuncu kuralı : (upgraded)

    her insan gibi her ülke de kendine özel. dolayısıyla farklı ülkelerdeki uygulamalar örnek alınsa da, aynen kopyalayıp uygulamak doğru değil.. nacizane süper ligimizin en üst düzeye çıkabilmesi adına önerilerim ve sorunlara dair çözümlerim:

    öncelikle var olan örnekleri incelemekle başlayalım:

    avrupa'nın en iyi 6 ligine sahip ülkeler:

    ingiltere, almanya, fransa, ispanya, italya ve portekiz..

    şüphesiz herkesin izlemekten en çok keyif aldığı, futbol dünyasının 'nba'i olarak tanımlayabileceğimiz lig; premier league.. dolayısıyla bu ligi kaliteli yapan vasıfları kendi ligimize aktarmaya çalışmamız lazım.. kurallara göz atarsak:

    - ab dışı transferlerde, oyuncu için son 2 yılda milli takımı ile maçların %75'ine çıkmış olma şartı.(work permit)
    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene ingiltere'de geçirmiş oyuncu olacak.(ab oyuncularına karşı önlem)
    - en fazla 25 yabancı oyuncu
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    şüphesiz en çok dikkat çeken kural milli olma şartı..

    http://img593.imageshack.us/...lioyuncuyzdeleri.jpg

    en yüksek milli oyuncu yüzdesine sahip lig: premier league. büyük çıkışta olan bundesliga'nın 2. sırada oluşuna dikkatinizi çekiyorum. istisnalar hariç genellikle liglerin kalitesi milli oyuncu yüzdeleriyle doğru orantılı.

    ligin kalitesini arttıran unsur, dünya'nın her köşesinden, daha önce profesyoneller tarafından maçları defalarca izlenip, değerlendirilip seçilmiş oyuncuların tekrar bir rekabete girip ilk 11'de düzenli şans bulabilenlerini, takımların transfer etmesi.. milli takımında düzenli oynayabilen oyuncunun fos çıkması çok düşük bir olasılık. dolayısıyla premier league'den örnek alınması gereken -olmazsa olmaz- kural:

    yabancı futbolcular için çalışma izni. milli olma şartı, yani sadece kalifiye futbolcuları lige kabul etmek. peki bunun ölçüsü ne olacak? premier league ve championship kulüplerinin maddi imkanlarının çok yüksek olduğunu ve liglerinin prestij açısından çok avantajlı olduğunu düşünürsek, kuralı aynen kopyalamak mantıklı olmayacaktır.

    -kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı.

    (yüzdenin ingiltere'den düşük olması herkesçe mantıklı bulunsa da rakam konusunda kesin konuşmak için bir istatistik çalışmasının gerekli olduğunu düşündüğümden kesin bir rakam belirtmiyorum. daha önce %70 olmasını savunsam da bunun biraz ağır kaçacağını düşünmeye başladım. artık şahsi fikrim %50 olmasıdır. ligimizin futbol seviyesini düşünürsek milli takımların rotasyon oyuncularının da transferi lige kalite katacaktır)

    kulüplerimizin maddi şartlarını düşünürsek ciddi futbolcu ihracatı yapan brezilya, arjantin gibi ülkelerden oyuncu transferi çok zorlaşacaktır. dolayısıyla milli takımlar sıralamasını göze alarak üst sıralardaki ülkelerden transferlere bir serbestiyet tanımak uygun olacaktır. ayrıca milli takımı bırakmış ama yine de ülke futboluna ciddi katkıda bulunabilecek tecrübeli oyuncuların önünü açmak adına 40+ kez milli olmuş oyuncuların önünü açmak lige olumlu katkı yapacaktır. dolayısıyla;

    kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı + 40+ milli oyunculara çalışma izni + ülkeler sıralamasındaki ilk 8 ülke için kural istisnası. (brezilya'nın durumuna bakınca puan değil de toplam değer sıralamasını kaale almak daha mantıklı gibi.. bu konu hakkında değerli görüşlerinizi bekliyorum)

    güncel ülke sıralaması için:

    http://www.transfermarkt.com.tr/...nalmannschaften.html

    ülkeye kaliteli yabancı ithalatı adına önlemleri aldık.

    premier league'in zayıf özelliklerine bakarsak;

    -tam bir öğütme makinesi, dışarıya oyuncu satışı yok. ancak oyuncuların posalarını alabilirsiniz.
    -alt yapıdan çıkan oyuncuların da yurt dışına çıkışı alışageldik bir durum değil.
    -ayrıca dünyanın en kaliteli ligine sahip olmalarına rağmen milli takımlarının beklenen başarıları yakalayamaması da başka bir sorun.

    gelecek örneklerde çözüm bulmamız gereken konular bunlar.. devam edelim.

    almanya: yabancı sınırlaması yok.

    herkesçe son yıllarda büyük çıkışta olduğu kabul gören ve bu sene 2 takımı şampiyonlar ligi finalinde karşılaşacak bundesliga'nın bu gelişimindeki en önemli unsurlardan biri 2006'da yabancı sınırlamasının kaldırılmasıdır. zaten sağlam bir altyapıya sahip almanya futbolu, kural değişikliğiyle beraber zincirlerini kırmış ve daha da büyümüştür.

    ispanya:

    - max 3 tane avrupa birliği dışı oyuncu
    - max 3 kaleci
    - max 25 oyuncu
    - avrupa birliği dışı olmasına rağmen avrupa birliği kapsamında sayılan ülkeler: rusya, türkiye, cotonou
    - maç kadrosunda kısıtlama yok

    ispanya örneğinde ise ab dışı oyuncu sınırlaması var. altyapısı nispeten sağlam fakat lig, 2 kulübün tekelinde. 2 kulüp dünyanın en iyi kulüplerinden de olsa güçleri, ligi premier league seviyesine taşımaya yetmiyor. ligin örnek alınabilecek tek özelliği serbest dolaşım hakkıyla ab oyuncularının serbest olması ve ab dışı oyuncu sınırlaması. şu anda buna benzer bir sınırlamaya hepimiz razı olsak da daha iyisine çalışalım. devam..

    italya:

    italya'da ise her sezon en fazla 2 avrupa birliği dışından transfere izin var. italya futbolu düşüşte olsa da yine dünden razı olacağımız bir kurala sahip. ab dışı oyuncu kuralını da ispanya'nınkinden daha mantıklı bulduğumu söylemeliyim. fakat bunun dışında örnek alınacak bir özelliği yok.

    fransa:

    - max. 4 tane avrupa birliği dışından oyuncu
    - avrupa birliği kapsamında değerlendirilen ülkeler: ozbekistan, kırgızistan, mısır haricinde tüm afrika ülkeleri, yeni zelanda haricinde tüm okyanusya ülkeleri,
    bosna sırbıstan ve karadağ haricinde tüm avrupa ülkeleri, mısır haricinde cotonou ülkeleri*
    - maç kadrosunda sınırlama yok.

    gelelim fransa'ya. altyapı ve ihracat ülkesi. ama altyapıları fransızlardan ziyade uluslararası bir nitelik taşıyor. neredeyse afrika'nın tamamı ab üyesi sayılmış (şimdi yemeyin bizi). bildiğiniz sömürgecilik devam ediyor. eğer bizde de ab oyuncuları serbest olacaksa buna nispet edercesine türki cumhuriyetlerin tamamına, hatta orta doğu ülkelerine de kolaylık tanınabilir. takımları avrupa'da, belli yıllar hariç yarıştığı ülkelerin takımları kadar başarılı olamayan fransa'nın, ihracat ülkesi olmasına yol açan bu kolaylık dışında örnek alınacak bir özelliği yok. (son 20 yılda tek bir cl finalleri var, o da 1992/93 sezonu marseille'nın şikeyle -fener usülü- aldığı kupa)

    portekiz:

    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene portekiz'de geçirmiş oyuncu olacak.
    - max. 50 oyuncu (alt yapı takımları dahil)
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    portekiz ligi ulaşmak istediğimiz noktada olmasa da, arzuladığımız önemli bir özelliğe sahip; avrupa'nın ham madde tedarikçisi konumunda ve ham maddeleri işleyip büyük liglere servis ediyorlar. en azından anadolu kulüplerimizin sahip olmasını istediğimiz meleke bu..

    ingiltere'de de, almanya'da da, portekiz'de de yabancı kısıtlaması yok ancak kendi ülke vatandaşlarını veya alttan gelen oyuncuları koruyan tedbirleri var. futbolcuların 25 yaşına gelene kadar adam yerine konmadığı, gelişimlerini çok geç tamamladığı (bkz: burak yılmaz) ülkemizde kesinlikle örnek almamız gereken uygulamalar bunlar..

    18 kişilik kadrolara zorunlu kılınacak alt yapıdan yetişmiş, ya da genç yaşta transfer edilmiş oyuncular bu soruna çözüm olacaktır. peki rakam kaç olmalı? zamanında kadroda 2 alt yapıdan yetiştirilmiş oyuncu zorunluluğu bulunan ligimizde kuralın nasıl su-i istimal edildiğini hatırlıyoruz.. trabzonspor'un kuralın cezasını peşin ödeyip yine de yedekte bile oyunculara yer vermediğini hala hatırlarım.. mesela sayının 2 olması durumunda bunun fazlaca şans bulamayan yedek kaleci ve yedek stoper mevkilerinde kullanılarak su-i istimal edileceğini öngörebiliriz. 18/4 şeklinde uygulanırsa takımlar her bölge için oyuncu yetiştirmek zorunda kalacak ve sakatlıkları da hesap ederek en azından 7 kişilik bir genç gurubu hazır tutacaktır. bizim millet ancak böyle katı kurallardan anlar o yüzden çekinmeden kuralı dayatmak lazım. kural için bu ülkeler örnek alınarak (az sonra yazacağım 23 yaşaltı kuralıyla beraber düşünerek) '21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu' şeklinde kriter belirlenebilir.

    -yine de kulüplere esneklik, genç oyunculara daha fazla şans tanınması adına, ve kulüplerin bu sürece uyumunu kolaylaştırmak açısından italya'yı örnek alı(maç kadroları 23 oldu) maç kadroları sayısı 20’ye, bulundurulması gereken altyapıdan yetişmiş oyuncu sayısı 5’e çıkarılabilir. yine aynı mantıkla en az 9 oyuncuyu hazır tutmayı gerektirir.-

    -kural: 18 kişilik maç kadrosunda en az 4 tane 21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu bulundurmak.

    -uyulmaması halinde önce ağır para, sonra puan cezası verilmesi kuralın - özellikle bizim ülke için - olmazsa olmazı..

    böylece yabancı sınırlaması var diye, almanya’dan , hollanda’dan yapılan türk oyuncu ithalatının bir önemi kalmayacak ve bu oyuncular genç oyuncuların önünü kesemeyeceklerdir. zaten kendi kulüplerinde şans bulan oyuncular gerekirse o ülkelerden de milli takıma seçilebilirler..

    yine bu kural, ülkede fiyatları aşırı şişmiş türk oyuncuların piyasasını da normal seviyelere çekecek ve takımları daha çok oyuncu yetiştirmeye teşvik edecektir.

    http://img20.imageshack.us/...ndalkeleregretra.jpg

    klüp bazında ülkelere göre senelik yeni transferlere bakarsak, avrupa futbolunu domine eden hiçbir ülkenin üst sıralarda olmadığı dikkatimizi çekiyor. fransa sürekli yetiştirip ihraç etmesine rağmen bir istikrar yakalamış durumda.. keza ispanya'da öyle.. çöküşte olan italya futbolu ise 4.sırada.. sürekli ihraç eden istikrar abidesi portekiz ise atlanmamalı. transfer sirkülasyonundan olsa gerek portekiz de 6.sırada. yine de portekiz ulaşmak istediğimiz noktada değil, maddi olarak ligimizin gerisinde bu yüzden portekiz'i bu açıdan değerlendirmiyoruz.

    zaten yabancı oyuncuların transferine milli olma şartı koyarak bu sorunun önüne geçtik sayabiliriz. mesele nasıl fransa, portekiz gibi ihracat yapacağımız. milli olmuş oyuncuları transfer etmek kaliteyi arttırsa da, dışarıya oyuncu satışına büyük katkıda bulunmuyor ingiltere örneğinde olduğu gibi.. kulüplerimizin fransa ve portekiz örneklerinde olduğu gibi bir serbestiyete ihtiyaçları var ülkeye genç oyuncuları getirip, parlatıp, satabilmek için.. bu istidadı ortaya çıkarmanın yolu belli bir yaş altında yabancı transferini serbest bırakmak. bir iktisatçı olarak normalde katılmasam da bu sefer adam smith'in dediği gibi: laissez faire, laissez passer. (bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler).

    kural: 23 yaş altı yabancı oyuncu transferinin kriter olmaksızın serbest bırakılması.

    büyük takımlar kadar kaliteli yabancı almakta zorlanacak anadolu kulüpleri için oyuncu yetiştirip ihraç etmeleri için bir fırsattır bu kural. 2. ligde benzer bir kural uygulanmış ve emenike gibi bir oyuncu bu sayede 2.lige gelmişti unutmamak lazım. demek ki isteyince oluyor. bırakalım yaşı müsait olduğu sürece istedikleri kadar adam alsınlar.. en fazla 22 yaşındaki oyuncu kariyer peşindedir, çalışır çabalar. yeteneği yetersiz bile olsa asla yatmaya gelmeyeceğinden zarar etmek zordur.. genç oyuncular düşük maaş aldıklarından kulüplerden çıkan para az, oyuncunun katkısı veya transferiyle gelecek para nispeten daha fazla olacaktır.

    >>türk kulüpleri, portekiz kulüplerinin brezilya’ya, fransız kulüplerinin afrika’ya açıldığı gibi, başta azerbeycan olmak üzere orta doğu ve orta asya ülkelerine açılarak genç oyuncu keşfinde bulunabilirler.

    senelik yayın gelirlerinden neredeyse super lig şampiyonu kadar ingiliz kulüpleriyle anadolu kulüplerini bir tutup, transfer için sadece milli olma şartı koymak asla yeterli olmaz.. genç yabancıların önünün açılması çok önemli..

    gerekli uygulamalar yapıldığı takdirde, uzun vadede ligimizin marka değerinin avrupa'da ilk 4'e girmesi mümkün.. futbol kalitesi olarak olmasa da, şu anda ligin maddi değeri avrupa'da 6. konumda.. (nüfusun da yardımıyla tabi)

    http://img405.imageshack.us/...lleaguesbrandval.jpg

    (neden hollanda'yı listeye almadın diye soranlara cevabım; hollanda'nın ihraç etmekten ve kaliteli oyuncuları ülkeye getirememekten dolayı avrupa'da istikrar sağlayamaması ve afonso alves gibi vasat topçuların çılgın atabildiği sıradan bir lige sahip olmaları.. portekizlilerle avrupa'da kıyas kabul etmiyor..)

    tüm bunlara ilaveten federasyonun kulüplerin alt yapıya yaptıkları yatırımları denetlemesi, belli düzenlemeler getirmesi, bunları aksatan kulüplerin yayın gelirlerine el koyması gerektiğini not düşelim.

    bu entry beğenildiği, desteklendiği sürece güncellenecek ve tekrar gündeme taşınacaktır. daha burada bitmedi.. (u: (:)

    5 heceli 11 harfli hayat 'a tablolar için teşekkürler.

    kendisinin çok daha sağlam çalışması>> bakmadan geçmeyin: (bkz: yabancı oyuncu sayısı/#1166708)
  • 23
    gündemden düşmemesi gereken konu.. bu günlerde kamuoyu -bu sene avrupa'daki başarılı grafiğin de etkisiyle beraber- bu kural hakkında federasyon üzerinde bir baskı oluşturmuş durumda.. şimdi bu fırsatı değerlendirip artık bu saçmalığı tarihe gömme zamanıdır..

    juppderwall tarzı yabancı oyuncu kuralı : (upgraded)

    her insan gibi her ülke de kendine özel. dolayısıyla farklı ülkelerdeki uygulamalar örnek alınsa da, aynen kopyalayıp uygulamak doğru değil.. nacizane süper ligimizin en üst düzeye çıkabilmesi adına önerilerim ve sorunlara dair çözümlerim:

    öncelikle var olan örnekleri incelemekle başlayalım:

    avrupa'nın en iyi 6 ligine sahip ülkeler:

    ingiltere, almanya, fransa, ispanya, italya ve portekiz..

    şüphesiz herkesin izlemekten en çok keyif aldığı, futbol dünyasının 'nba'i olarak tanımlayabileceğimiz lig; premier league.. dolayısıyla bu ligi kaliteli yapan vasıfları kendi ligimize aktarmaya çalışmamız lazım.. kurallara göz atarsak:

    - ab dışı transferlerde, oyuncu için son 2 yılda milli takımı ile maçların %75'ine çıkmış olma şartı.(work permit)
    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene ingiltere'de geçirmiş oyuncu olacak.(ab oyuncularına karşı önlem)
    - en fazla 25 yabancı oyuncu
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    şüphesiz en çok dikkat çeken kural milli olma şartı..

    http://img593.imageshack.us/...lioyuncuyzdeleri.jpg

    en yüksek milli oyuncu yüzdesine sahip lig: premier league. büyük çıkışta olan bundesliga'nın 2. sırada oluşuna dikkatinizi çekiyorum. istisnalar hariç genellikle liglerin kalitesi milli oyuncu yüzdeleriyle doğru orantılı.

    ligin kalitesini arttıran unsur, dünya'nın her köşesinden, daha önce profesyoneller tarafından maçları defalarca izlenip, değerlendirilip seçilmiş oyuncuların tekrar bir rekabete girip ilk 11'de düzenli şans bulabilenlerini, takımların transfer etmesi.. milli takımında düzenli oynayabilen oyuncunun fos çıkması çok düşük bir olasılık. dolayısıyla premier league'den örnek alınması gereken -olmazsa olmaz- kural:

    yabancı futbolcular için çalışma izni. milli olma şartı, yani sadece kalifiye futbolcuları lige kabul etmek. peki bunun ölçüsü ne olacak? premier league ve championship kulüplerinin maddi imkanlarının çok yüksek olduğunu ve liglerinin prestij açısından çok avantajlı olduğunu düşünürsek, kuralı aynen kopyalamak mantıklı olmayacaktır.

    -kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı.

    (yüzdenin ingiltere'den düşük olması herkesçe mantıklı bulunsa da rakam konusunda kesin konuşmak için bir istatistik çalışmasının gerekli olduğunu düşündüğümden kesin bir rakam belirtmiyorum. daha önce %70 olmasını savunsam da bunun biraz ağır kaçacağını düşünmeye başladım. artık şahsi fikrim %50 olmasıdır. ligimizin futbol seviyesini düşünürsek milli takımların rotasyon oyuncularının da transferi lige kalite katacaktır)

    kulüplerimizin maddi şartlarını düşünürsek ciddi futbolcu ihracatı yapan brezilya, arjantin gibi ülkelerden oyuncu transferi çok zorlaşacaktır. dolayısıyla milli takımlar sıralamasını göze alarak üst sıralardaki ülkelerden transferlere bir serbestiyet tanımak uygun olacaktır. ayrıca milli takımı bırakmış ama yine de ülke futboluna ciddi katkıda bulunabilecek tecrübeli oyuncuların önünü açmak adına 40+ kez milli olmuş oyunculara izin vermek lige olumlu katkı yapacaktır. (bkz: theofanis gekas) dolayısıyla;

    kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı + 40+ milli oyunculara çalışma izni + ülkeler sıralamasındaki ilk 8 ülke için kural istisnası. (brezilya'nın durumuna bakınca puan değil de toplam değer sıralamasını kaale almak daha mantıklı gibi.. bu konu hakkında değerli görüşlerinizi bekliyorum)

    güncel ülke sıralaması için:

    http://www.transfermarkt.com.tr/...nalmannschaften.html

    ülkeye kaliteli yabancı ithalatı adına önlemleri aldık.

    premier league'in zayıf özelliklerine bakarsak;

    -tam bir öğütme makinesi, dışarıya oyuncu satışı yok. ancak oyuncuların posalarını alabilirsiniz.
    -alt yapıdan çıkan oyuncuların da yurt dışına çıkışı alışageldik bir durum değil.
    -ayrıca dünyanın en kaliteli ligine sahip olmalarına rağmen milli takımlarının beklenen başarıları yakalayamaması da başka bir sorun.

    gelecek örneklerde çözüm bulmamız gereken konular bunlar.. devam edelim.

    almanya: yabancı sınırlaması yok.

    herkesçe son yıllarda büyük çıkışta olduğu kabul gören ve bu sene 2 takımı şampiyonlar ligi finalinde karşılaşacak bundesliga'nın bu gelişimindeki en önemli unsurlardan biri 2006'da yabancı sınırlamasının kaldırılmasıdır. zaten sağlam bir altyapıya sahip almanya futbolu, kural değişikliğiyle beraber zincirlerini kırmış ve daha da büyümüştür.

    ispanya:

    - max 3 tane avrupa birliği dışı oyuncu
    - max 3 kaleci
    - max 25 oyuncu
    - avrupa birliği dışı olmasına rağmen avrupa birliği kapsamında sayılan ülkeler: rusya, türkiye, cotonou
    - maç kadrosunda kısıtlama yok

    ispanya örneğinde ise ab dışı oyuncu sınırlaması var. altyapısı nispeten sağlam fakat lig, 2 kulübün tekelinde. 2 kulüp dünyanın en iyi kulüplerinden de olsa güçleri, ligi premier league seviyesine taşımaya yetmiyor. ligin örnek alınabilecek tek özelliği serbest dolaşım hakkıyla ab oyuncularının serbest olması ve ab dışı oyuncu sınırlaması. şu anda buna benzer bir sınırlamaya hepimiz razı olsak da daha iyisine çalışalım. devam..

    italya:

    italya'da ise her sezon en fazla 2 avrupa birliği dışından transfere izin var. italya futbolu düşüşte olsa da yine dünden razı olacağımız bir kurala sahip. ab dışı oyuncu kuralını da ispanya'nınkinden daha mantıklı bulduğumu söylemeliyim. fakat bunun dışında örnek alınacak bir özelliği yok.

    fransa:

    - max. 4 tane avrupa birliği dışından oyuncu
    - avrupa birliği kapsamında değerlendirilen ülkeler: ozbekistan, kırgızistan, mısır haricinde tüm afrika ülkeleri, yeni zelanda haricinde tüm okyanusya ülkeleri,
    bosna sırbıstan ve karadağ haricinde tüm avrupa ülkeleri, mısır haricinde cotonou ülkeleri*
    - maç kadrosunda sınırlama yok.

    gelelim fransa'ya. altyapı ve ihracat ülkesi. ama altyapıları fransızlardan ziyade uluslararası bir nitelik taşıyor. neredeyse afrika'nın tamamı ab üyesi sayılmış (şimdi yemeyin bizi). bildiğiniz sömürgecilik devam ediyor. eğer bizde de ab oyuncuları serbest olacaksa buna nispet edercesine türki cumhuriyetlerin tamamına, hatta orta doğu ülkelerine de kolaylık tanınabilir. takımları avrupa'da, belli yıllar hariç yarıştığı ülkelerin takımları kadar başarılı olamayan fransa'nın, ihracat ülkesi olmasına yol açan bu kolaylık dışında örnek alınacak bir özelliği yok. (son 20 yılda tek bir cl finalleri var, o da 1992/93 sezonu marseille'nın şikeyle -fener usülü- aldığı kupa)

    portekiz:

    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene portekiz'de geçirmiş oyuncu olacak.
    - max. 50 oyuncu (alt yapı takımları dahil)
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    portekiz ligi ulaşmak istediğimiz noktada olmasa da, arzuladığımız önemli bir özelliğe sahip; avrupa'nın ham madde tedarikçisi konumunda ve ham maddeleri işleyip büyük liglere servis ediyorlar. en azından anadolu kulüplerimizin sahip olmasını istediğimiz meleke bu..

    ingiltere'de de, almanya'da da, portekiz'de de yabancı kısıtlaması yok ancak kendi ülke vatandaşlarını veya alttan gelen oyuncuları koruyan tedbirleri var. futbolcuların 25 yaşına gelene kadar adam yerine konmadığı, gelişimlerini çok geç tamamladığı (bkz: burak yılmaz) ülkemizde kesinlikle örnek almamız gereken uygulamalar bunlar..

    18 kişilik kadrolara zorunlu kılınacak alt yapıdan yetişmiş, ya da genç yaşta transfer edilmiş oyuncular bu soruna çözüm olacaktır. peki rakam kaç olmalı? zamanında kadroda 2 alt yapıdan yetiştirilmiş oyuncu zorunluluğu bulunan ligimizde kuralın nasıl su-i istimal edildiğini hatırlıyoruz.. trabzonspor'un kuralın cezasını peşin ödeyip yine de yedekte bile oyunculara yer vermediğini hala hatırlarım.. mesela sayının 2 olması durumunda bunun fazlaca şans bulamayan yedek kaleci ve yedek stoper mevkilerinde kullanılarak su-i istimal edileceğini öngörebiliriz. 18/4 şeklinde uygulanırsa takımlar her bölge için oyuncu yetiştirmek zorunda kalacak ve sakatlıkları da hesap ederek en azından 7 kişilik bir genç gurubu hazır tutacaktır. bizim millet ancak böyle katı kurallardan anlar o yüzden çekinmeden kuralı dayatmak lazım. kural için bu ülkeler örnek alınarak (az sonra yazacağım 23 yaşaltı kuralıyla beraber düşünerek) '21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu' şeklinde kriter belirlenebilir.

    -yine de kulüplere esneklik, genç oyunculara daha fazla şans tanınması adına, ve kulüplerin bu sürece uyumunu kolaylaştırmak açısından italya'yı örnek alı(maç kadroları 23 oldu) maç kadroları sayısı 20’ye, bulundurulması gereken altyapıdan yetişmiş oyuncu sayısı 5’e çıkarılabilir. yine aynı mantıkla en az 9 oyuncuyu hazır tutmayı gerektirir.-

    -kural: 18 kişilik maç kadrosunda en az 4 tane 21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu bulundurmak.

    -uyulmaması halinde önce ağır para, sonra puan cezası verilmesi kuralın - özellikle bizim ülke için - olmazsa olmazı..

    böylece yabancı sınırlaması var diye, almanya’dan , hollanda’dan yapılan türk oyuncu ithalatının bir önemi kalmayacak ve bu oyuncular genç oyuncuların önünü kesemeyeceklerdir. zaten kendi kulüplerinde şans bulan oyuncular gerekirse o ülkelerden de milli takıma seçilebilirler..

    yine bu kural, ülkede fiyatları aşırı şişmiş türk oyuncuların piyasasını da normal seviyelere çekecek ve takımları daha çok oyuncu yetiştirmeye teşvik edecektir.

    http://img20.imageshack.us/...ndalkeleregretra.jpg

    klüp bazında ülkelere göre senelik yeni transferlere bakarsak, avrupa futbolunu domine eden hiçbir ülkenin üst sıralarda olmadığı dikkatimizi çekiyor. fransa sürekli yetiştirip ihraç etmesine rağmen bir istikrar yakalamış durumda.. keza ispanya'da öyle.. çöküşte olan italya futbolu ise 4.sırada.. sürekli ihraç eden istikrar abidesi portekiz ise atlanmamalı. transfer sirkülasyonundan olsa gerek portekiz de 6.sırada. yine de portekiz ulaşmak istediğimiz noktada değil, maddi olarak ligimizin gerisinde bu yüzden portekiz'i bu açıdan değerlendirmiyoruz.

    zaten yabancı oyuncuların transferine milli olma şartı koyarak bu sorunun önüne geçtik sayabiliriz. mesele nasıl fransa, portekiz gibi ihracat yapacağımız. milli olmuş oyuncuları transfer etmek kaliteyi arttırsa da, dışarıya oyuncu satışına büyük katkıda bulunmuyor ingiltere örneğinde olduğu gibi.. kulüplerimizin fransa ve portekiz örneklerinde olduğu gibi bir serbestiyete ihtiyaçları var ülkeye genç oyuncuları getirip, parlatıp, satabilmek için.. bu istidadı ortaya çıkarmanın yolu belli bir yaş altında yabancı transferini serbest bırakmak. bir iktisatçı olarak normalde katılmasam da bu sefer adam smith'in dediği gibi: laissez faire, laissez passer. (bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler).

    kural: 23 yaş altı yabancı oyuncu transferinin kriter olmaksızın serbest bırakılması.

    büyük takımlar kadar kaliteli yabancı almakta zorlanacak anadolu kulüpleri için oyuncu yetiştirip ihraç etmeleri için bir fırsattır bu kural. 2. ligde benzer bir kural uygulanmış ve emenike gibi bir oyuncu bu sayede 2.lige gelmişti unutmamak lazım. demek ki isteyince oluyor. bırakalım yaşı müsait olduğu sürece istedikleri kadar adam alsınlar.. en fazla 22 yaşındaki oyuncu kariyer peşindedir, çalışır çabalar. yeteneği yetersiz bile olsa asla yatmaya gelmeyeceğinden zarar etmek zordur.. genç oyuncular düşük maaş aldıklarından kulüplerden çıkan para az, oyuncunun katkısı veya transferiyle gelecek para nispeten daha fazla olacaktır.

    >>türk kulüpleri, portekiz kulüplerinin brezilya’ya, fransız kulüplerinin afrika’ya açıldığı gibi, başta azerbeycan olmak üzere orta doğu ve orta asya ülkelerine açılarak genç oyuncu keşfinde bulunabilirler.

    senelik yayın gelirlerinden neredeyse super lig şampiyonu kadar ingiliz kulüpleriyle anadolu kulüplerini bir tutup, transfer için sadece milli olma şartı koymak asla yeterli olmaz.. genç yabancıların önünün açılması çok önemli..

    gerekli uygulamalar yapıldığı takdirde, uzun vadede ligimizin marka değerinin avrupa'da ilk 4'e girmesi mümkün.. futbol kalitesi olarak olmasa da, şu anda ligin maddi değeri avrupa'da 6. konumda.. (nüfusun da yardımıyla tabi)

    http://img405.imageshack.us/...lleaguesbrandval.jpg

    (neden hollanda'yı listeye almadın diye soranlara cevabım; hollanda'nın ihraç etmekten ve kaliteli oyuncuları ülkeye getirememekten dolayı avrupa'da istikrar sağlayamaması ve afonso alves gibi vasat topçuların çılgın atabildiği sıradan bir lige sahip olmaları.. portekizlilerle avrupa'da kıyas kabul etmiyor..)

    tüm bunlara ilaveten federasyonun kulüplerin alt yapıya yaptıkları yatırımları denetlemesi, belli düzenlemeler getirmesi, bunları aksatan kulüplerin yayın gelirlerine el koyması gerektiğini not düşelim.

    bu entry beğenildiği, desteklendiği sürece güncellenecek ve tekrar gündeme taşınacaktır. daha burada bitmedi.. *

    5 heceli 11 harfli hayat 'a tablolar için teşekkürler.

    kendisinin çok daha sağlam çalışması>> bakmadan geçmeyin: (bkz: yabancı oyuncu sayısı/#1166708)

    edit: linkler düzeltildi.
  • 24
    alper potuk transferinden sonra kaldırmak için fenerbahçe'ye karşı ufak bir kozu kaybettiğimiz kural.. transfer gerçekleşseydi fener iyice köşeye sıkışacak ve tıpış tıpış federasyona gidecekti kural değişikliği için.. şimdi alper'le beraber (bkz: umut fakirin ekmeği) durumu yaşayıp önümüzü kesmeye çalışabilirler. beşiktaş zaten yeni futbol direktörü önder özen'den dolayı serbestiyeti savunacaktır..

    siyasi kanadın ise stat mevzusu için hem fenere hem bize karşı koz olarak kullanacağını düşünüyorum yabancı kuralını.. bakalım önümüzdeki günler ne gösterecek..

    biz kural adına önerilerimizi ve düşüncelerimizi dile getirmeye devam edelim;

    juppderwall tarzı yabancı oyuncu kuralı : (upgraded)

    her insan gibi her ülke de kendine özel. dolayısıyla farklı ülkelerdeki uygulamalar örnek alınsa da, aynen kopyalayıp uygulamak doğru değil.. nacizane süper ligimizin en üst düzeye çıkabilmesi adına önerilerim ve sorunlara dair çözümlerim:

    öncelikle var olan örnekleri incelemekle başlayalım:

    avrupa'nın en iyi 6 ligine sahip ülkeler:

    ingiltere, almanya, fransa, ispanya, italya ve portekiz..

    şüphesiz herkesin izlemekten en çok keyif aldığı, futbol dünyasının 'nba'i olarak tanımlayabileceğimiz lig; premier league.. dolayısıyla bu ligi kaliteli yapan vasıfları kendi ligimize aktarmaya çalışmamız lazım.. kurallara göz atarsak:

    - ab dışı transferlerde, oyuncu için son 2 yılda milli takımı ile maçların %75'ine çıkmış olma şartı.(work permit)
    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene ingiltere'de geçirmiş oyuncu olacak.(ab oyuncularına karşı önlem)
    - en fazla 25 yabancı oyuncu
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    şüphesiz en çok dikkat çeken kural milli olma şartı..

    http://img593.imageshack.us/...lioyuncuyzdeleri.jpg

    en yüksek milli oyuncu yüzdesine sahip lig: premier league. büyük çıkışta olan bundesliga'nın 2. sırada oluşuna dikkatinizi çekiyorum. istisnalar hariç genellikle liglerin kalitesi milli oyuncu yüzdeleriyle doğru orantılı.

    ligin kalitesini arttıran unsur, dünya'nın her köşesinden, daha önce profesyoneller tarafından maçları defalarca izlenip, değerlendirilip seçilmiş oyuncuların tekrar bir rekabete girip ilk 11'de düzenli şans bulabilenlerini, takımların transfer etmesi.. milli takımında düzenli oynayabilen oyuncunun fos çıkması çok düşük bir olasılık. dolayısıyla premier league'den örnek alınması gereken -olmazsa olmaz- kural:

    yabancı futbolcular için çalışma izni. milli olma şartı, yani sadece kalifiye futbolcuları lige kabul etmek. peki bunun ölçüsü ne olacak? premier league ve championship kulüplerinin maddi imkanlarının çok yüksek olduğunu ve liglerinin prestij açısından çok avantajlı olduğunu düşünürsek, kuralı aynen kopyalamak mantıklı olmayacaktır.

    -kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı.

    (yüzdenin ingiltere'den düşük olması herkesçe mantıklı bulunsa da rakam konusunda kesin konuşmak için bir istatistik çalışmasının gerekli olduğunu düşündüğümden kesin bir rakam belirtmiyorum. daha önce %70 olmasını savunsam da bunun biraz ağır kaçacağını düşünmeye başladım. artık şahsi fikrim %50 olmasıdır. ligimizin futbol seviyesini düşünürsek milli takımların rotasyon oyuncularının da transferi lige kalite katacaktır)

    kulüplerimizin maddi şartlarını düşünürsek ciddi futbolcu ihracatı yapan brezilya, arjantin gibi ülkelerden oyuncu transferi çok zorlaşacaktır. dolayısıyla milli takımlar sıralamasını göze alarak üst sıralardaki ülkelerden transferlere bir serbestiyet tanımak uygun olacaktır. ayrıca milli takımı bırakmış ama yine de ülke futboluna ciddi katkıda bulunabilecek tecrübeli oyuncuların önünü açmak adına 40+ kez milli olmuş oyunculara izin vermek lige olumlu katkı yapacaktır. (bkz: theofanis gekas) dolayısıyla;

    kural: oyuncunun son 2 yılda milli takımında maçların %x'ine çıkması şartı + 40+ milli oyunculara çalışma izni + ülkeler sıralamasındaki ilk 8 ülke için kural istisnası. (brezilya'nın durumuna bakınca puan değil de toplam değer sıralamasını kaale almak daha mantıklı gibi.. bu konu hakkında değerli görüşlerinizi bekliyorum)

    güncel ülke sıralaması için:

    http://www.transfermarkt.com.tr/...nalmannschaften.html

    ülkeye kaliteli yabancı ithalatı adına önlemleri aldık.

    premier league'in zayıf özelliklerine bakarsak;

    -tam bir öğütme makinesi, dışarıya oyuncu satışı yok. ancak oyuncuların posalarını alabilirsiniz.
    -alt yapıdan çıkan oyuncuların da yurt dışına çıkışı alışageldik bir durum değil.
    -ayrıca dünyanın en kaliteli ligine sahip olmalarına rağmen milli takımlarının beklenen başarıları yakalayamaması da başka bir sorun.

    gelecek örneklerde çözüm bulmamız gereken konular bunlar.. devam edelim.

    almanya: yabancı sınırlaması yok.

    herkesçe son yıllarda büyük çıkışta olduğu kabul gören ve bu sene 2 takımı şampiyonlar ligi finalinde karşılaşacak bundesliga'nın bu gelişimindeki en önemli unsurlardan biri 2006'da yabancı sınırlamasının kaldırılmasıdır. zaten sağlam bir altyapıya sahip almanya futbolu, kural değişikliğiyle beraber zincirlerini kırmış ve daha da büyümüştür.

    ispanya:

    - max 3 tane avrupa birliği dışı oyuncu
    - max 3 kaleci
    - max 25 oyuncu
    - avrupa birliği dışı olmasına rağmen avrupa birliği kapsamında sayılan ülkeler: rusya, türkiye, cotonou
    - maç kadrosunda kısıtlama yok

    ispanya örneğinde ise ab dışı oyuncu sınırlaması var. altyapısı nispeten sağlam fakat lig, 2 kulübün tekelinde. 2 kulüp dünyanın en iyi kulüplerinden de olsa güçleri, ligi premier league seviyesine taşımaya yetmiyor. ligin örnek alınabilecek tek özelliği serbest dolaşım hakkıyla ab oyuncularının serbest olması ve ab dışı oyuncu sınırlaması. şu anda buna benzer bir sınırlamaya hepimiz razı olsak da daha iyisine çalışalım. devam..

    italya:

    italya'da ise her sezon en fazla 2 avrupa birliği dışından transfere izin var. italya futbolu düşüşte olsa da yine dünden razı olacağımız bir kurala sahip. ab dışı oyuncu kuralını da ispanya'nınkinden daha mantıklı bulduğumu söylemeliyim. fakat bunun dışında örnek alınacak bir özelliği yok.

    fransa:

    - max. 4 tane avrupa birliği dışından oyuncu
    - avrupa birliği kapsamında değerlendirilen ülkeler: ozbekistan, kırgızistan, mısır haricinde tüm afrika ülkeleri, yeni zelanda haricinde tüm okyanusya ülkeleri,
    bosna sırbıstan ve karadağ haricinde tüm avrupa ülkeleri, mısır haricinde cotonou ülkeleri*
    - maç kadrosunda sınırlama yok.

    gelelim fransa'ya. altyapı ve ihracat ülkesi. ama altyapıları fransızlardan ziyade uluslararası bir nitelik taşıyor. neredeyse afrika'nın tamamı ab üyesi sayılmış (şimdi yemeyin bizi). bildiğiniz sömürgecilik devam ediyor. eğer bizde de ab oyuncuları serbest olacaksa buna nispet edercesine türki cumhuriyetlerin tamamına, hatta orta doğu ülkelerine de kolaylık tanınabilir. takımları avrupa'da, belli yıllar hariç yarıştığı ülkelerin takımları kadar başarılı olamayan fransa'nın, ihracat ülkesi olmasına yol açan bu kolaylık dışında örnek alınacak bir özelliği yok. (son 20 yılda tek bir cl finalleri var, o da 1992/93 sezonu marseille'nın şikeyle -fener usülü- aldığı kupa)

    portekiz:

    - kadroda en az 8 tane 21 yaşından önce, 3 sene portekiz'de geçirmiş oyuncu olacak.
    - max. 50 oyuncu (alt yapı takımları dahil)
    - maç kadrosunda kısıtlama yok.

    portekiz ligi ulaşmak istediğimiz noktada olmasa da, arzuladığımız önemli bir özelliğe sahip; avrupa'nın ham madde tedarikçisi konumunda ve ham maddeleri işleyip büyük liglere servis ediyorlar. en azından anadolu kulüplerimizin sahip olmasını istediğimiz meleke bu..

    ingiltere'de de, almanya'da da, portekiz'de de yabancı kısıtlaması yok ancak kendi ülke vatandaşlarını veya alttan gelen oyuncuları koruyan tedbirleri var. futbolcuların 25 yaşına gelene kadar adam yerine konmadığı, gelişimlerini çok geç tamamladığı (bkz: burak yılmaz) ülkemizde kesinlikle örnek almamız gereken uygulamalar bunlar..

    18 kişilik kadrolara zorunlu kılınacak alt yapıdan yetişmiş, ya da genç yaşta transfer edilmiş oyuncular bu soruna çözüm olacaktır. peki rakam kaç olmalı? zamanında kadroda 2 alt yapıdan yetiştirilmiş oyuncu zorunluluğu bulunan ligimizde kuralın nasıl su-i istimal edildiğini hatırlıyoruz.. trabzonspor'un kuralın cezasını peşin ödeyip yine de yedekte bile oyunculara yer vermediğini hala hatırlarım.. mesela sayının 2 olması durumunda bunun fazlaca şans bulamayan yedek kaleci ve yedek stoper mevkilerinde kullanılarak su-i istimal edileceğini öngörebiliriz. 18/4 şeklinde uygulanırsa takımlar her bölge için oyuncu yetiştirmek zorunda kalacak ve sakatlıkları da hesap ederek en azından 7 kişilik bir genç gurubu hazır tutacaktır. bizim millet ancak böyle katı kurallardan anlar o yüzden çekinmeden kuralı dayatmak lazım. kural için bu ülkeler örnek alınarak (az sonra yazacağım 23 yaşaltı kuralıyla beraber düşünerek) '21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu' şeklinde kriter belirlenebilir.

    -yine de kulüplere esneklik, genç oyunculara daha fazla şans tanınması adına, ve kulüplerin bu sürece uyumunu kolaylaştırmak açısından italya'yı örnek alı(maç kadroları 23 oldu) maç kadroları sayısı 20’ye, bulundurulması gereken altyapıdan yetişmiş oyuncu sayısı 5’e çıkarılabilir. yine aynı mantıkla en az 9 oyuncuyu hazır tutmayı gerektirir.-

    -kural: 18 kişilik maç kadrosunda en az 4 tane 21 yaşından önce, 3 sene türkiye'de çalışmış oyuncu bulundurmak.

    -uyulmaması halinde önce ağır para, sonra puan cezası verilmesi kuralın - özellikle bizim ülke için - olmazsa olmazı..

    böylece yabancı sınırlaması var diye, almanya’dan , hollanda’dan yapılan türk oyuncu ithalatının bir önemi kalmayacak ve bu oyuncular genç oyuncuların önünü kesemeyeceklerdir. zaten kendi kulüplerinde şans bulan oyuncular gerekirse o ülkelerden de milli takıma seçilebilirler..

    yine bu kural, ülkede fiyatları aşırı şişmiş türk oyuncuların piyasasını da normal seviyelere çekecek ve takımları daha çok oyuncu yetiştirmeye teşvik edecektir.

    http://img20.imageshack.us/...ndalkeleregretra.jpg

    klüp bazında ülkelere göre senelik yeni transferlere bakarsak, avrupa futbolunu domine eden hiçbir ülkenin üst sıralarda olmadığı dikkatimizi çekiyor. fransa sürekli yetiştirip ihraç etmesine rağmen bir istikrar yakalamış durumda.. keza ispanya'da öyle.. çöküşte olan italya futbolu ise 4.sırada.. sürekli ihraç eden istikrar abidesi portekiz ise atlanmamalı. transfer sirkülasyonundan olsa gerek portekiz de 6.sırada. yine de portekiz ulaşmak istediğimiz noktada değil, maddi olarak ligimizin gerisinde bu yüzden portekiz'i bu açıdan değerlendirmiyoruz.

    zaten yabancı oyuncuların transferine milli olma şartı koyarak bu sorunun önüne geçtik sayabiliriz. mesele nasıl fransa, portekiz gibi ihracat yapacağımız. milli olmuş oyuncuları transfer etmek kaliteyi arttırsa da, dışarıya oyuncu satışına büyük katkıda bulunmuyor ingiltere örneğinde olduğu gibi.. kulüplerimizin fransa ve portekiz örneklerinde olduğu gibi bir serbestiyete ihtiyaçları var ülkeye genç oyuncuları getirip, parlatıp, satabilmek için.. bu istidadı ortaya çıkarmanın yolu belli bir yaş altında yabancı transferini serbest bırakmak. bir iktisatçı olarak normalde katılmasam da bu sefer adam smith'in dediği gibi: laissez faire, laissez passer. (bırakınız yapsınlar, bırakınız geçsinler).

    kural: 23 yaş altı yabancı oyuncu transferinin kriter olmaksızın serbest bırakılması.

    büyük takımlar kadar kaliteli yabancı almakta zorlanacak anadolu kulüpleri için oyuncu yetiştirip ihraç etmeleri için bir fırsattır bu kural. 2. ligde benzer bir kural uygulanmış ve emenike gibi bir oyuncu bu sayede 2.lige gelmişti unutmamak lazım. demek ki isteyince oluyor. bırakalım yaşı müsait olduğu sürece istedikleri kadar adam alsınlar.. en fazla 22 yaşındaki oyuncu kariyer peşindedir, çalışır çabalar. yeteneği yetersiz bile olsa asla yatmaya gelmeyeceğinden zarar etmek zordur.. genç oyuncular düşük maaş aldıklarından kulüplerden çıkan para az, oyuncunun katkısı veya transferiyle gelecek para nispeten daha fazla olacaktır.

    >>türk kulüpleri, portekiz kulüplerinin brezilya’ya, fransız kulüplerinin afrika’ya açıldığı gibi, başta azerbeycan olmak üzere orta doğu ve orta asya ülkelerine açılarak genç oyuncu keşfinde bulunabilirler.

    senelik yayın gelirlerinden neredeyse super lig şampiyonu kadar ingiliz kulüpleriyle anadolu kulüplerini bir tutup, transfer için sadece milli olma şartı koymak asla yeterli olmaz.. genç yabancıların önünün açılması çok önemli..

    gerekli uygulamalar yapıldığı takdirde, uzun vadede ligimizin marka değerinin avrupa'da ilk 4'e girmesi mümkün.. futbol kalitesi olarak olmasa da, şu anda ligin maddi değeri avrupa'da 6. konumda.. (nüfusun da yardımıyla tabi)

    http://img405.imageshack.us/...lleaguesbrandval.jpg

    (neden hollanda'yı listeye almadın diye soranlara cevabım; hollanda'nın ihraç etmekten ve kaliteli oyuncuları ülkeye getirememekten dolayı avrupa'da istikrar sağlayamaması ve afonso alves gibi vasat topçuların çılgın atabildiği sıradan bir lige sahip olmaları.. portekizlilerle avrupa'da kıyas kabul etmiyor..)

    tüm bunlara ilaveten federasyonun kulüplerin alt yapıya yaptıkları yatırımları denetlemesi, belli düzenlemeler getirmesi, bunları aksatan kulüplerin yayın gelirlerine el koyması gerektiğini not düşelim.

    bu entry beğenildiği, desteklendiği sürece güncellenecek ve tekrar gündeme taşınacaktır. daha burada bitmedi.. *

    5 heceli 11 harfli hayat 'a tablolar için teşekkürler.

    kendisinin çok daha sağlam çalışması>> bakmadan geçmeyin: (bkz: yabancı oyuncu sayısı/#1166708)
  • 25
    daha önce dediğim gibi; alper potuk'u almayarak yabancı sınırı konusundaki kesin 'koz'umuzu kaybetmiş bulunmaktayız..

    http://www.fenerbahce.org/....asp?ContentID=34953

    kendimiz ettik, kendimiz bulduk.. sadece bu mesele için çok kritik bir transferdi ve yönetim maalesef eline yüzüne bulaştırdı.. hadi git al şimdi nani'yi tribünde oturtmak için..
App Store'dan indirin Google Play'den alın