• 27
    roberto mancini için de veysel sarı, ontivero, burdisso, hajrovic falandır. ne kadar vizyonlu teknik adamlarımız vardı da biz kıymetlerini bilemedik. keza muslera, melo, elmander sneijder, drogba da ünal aysal vizyonuı ama fatih terim'in hiç etkisi yok.

    takımı bok gibi bir durumdan, duble yapan hale getiren hamza'da yoktur, ama fenerden 10 puan fark yiyen mancini'de vardır.

    alternatif tanım: hamza hamzaoğlu'na laf etmek için argüman bulamayan sivri zekalıların sığındıkları tek limandır vizyon kelimesi. 2014-15 sezonu başında berbat transferler ve takımla yola çıkıp göstere göstere avrupa'da rezil oluşumuza zemin hazırlayan ünal aysal hala vizyonlu olarak anılır buralarda, şaka gibi.

    hamza hamzaoğlu başarıları altında nice göt olmalar dileğiyle. galatasaray sözlükte bana bu cümleyi yazdıranlar utansın.
  • 148
    artık ülkedeki boktan futbol gündeminden ve bizi aşağı çekmeye çalışan sözde rakiplerden sıyrılıp nihayet başka bir seviyeye geçtik. bizi bu seviyeye yeniden taşıyan ve bu özgüveni tekrar sağlayan başta erden timur ve okan buruk olmak üzere herkese teşekkür ederim. galatasaray'ın ve galatasaray taraftarının yeri, hedefleri bellidir. kurucumuz rahmetli ali sami yen bey'in gösterdiği hedef doğrultusunda yeni maceralara yelken açmış bulunuyoruz. hepimize hayırlı uğurlu olsun.
  • 124
    abiler ablalar müsadenizle bir iki şey karalamak istiyorum bu vizyon denen naneyle alakalı.

    hani ünal aysal ile ilgili söylenen bir söz vardı, o kadar parayı harcadıktan sonra ben de vizyoner olurum diye... buyrun. hadi buyrun işte buyrun. dursun özbek de harcıyor. üstelik fazlasını harcıyor. sonuç? biri sneijder'i, drogba'yı, bruma'yı takıma kazandırıyor diğeri yok yere galatasaray değerlerini elden çıkarıyor.

    birinin teknik direktörleri fatih terim, mancini, prandelli; ötekinin teknik direktörleri hamza hamzaoğlu, mustafa denizli, riekerink* ve tudor.

    biri taraftar ne isterse o olacak diyor ve yapıyor, diğeri taraftarı mutlu etmek için gece uykularım kaçıyor diyip milyonların sesine kulaklarını tıkayıp sneijder'i gönderiyor.

    biri sırtını hükümete dayayıp aciz bir kukla haline geliyor, diğer galatasaray'ın potansiyelini biliyor ve gerektiğinde herkese meydan okuyor. o meydan okuma ünal aysal'ın arkasında birleşebilsek netice de verirdi. yapamadık. taraftar olarak, kongre olarak, lise olarak yapamadık. şimdi dursun özbek'in arkasında dağılmış durumdayız. dağıldığımızdan kimsenin sesi çıkmıyor. hükümete göbeğimizi bağladığımızdan kimsenin sesi çıkamıyor. unutmayın tarihte hükümetle iş yapıp da galatasaray'ın karlı çıktığı bir dönem olmamıştır.

    seyrantepe eziyeti hala sürüyor. bundan ders almayıp hükümetle iş yaparsan boynuna tasmayı takmış olursun. biz taktık. özbek kardeşler ve genel kurulumuz sayesinde taktık. yazıklar olsun.
  • 69
    bütün mesele olan :) sadece futbolcu transferinde değil hayatın her alanında gerekli. ben bugün(dün) açıklanan sonuçlarla beraber ilk 73 bine girmiş bulunmaktayım. bitirdiğim lise için hiç parlak değil belki ama her şeyin belirleyicisi de değil. önümde çok önemli bir model var. 83lü genç bir tanıdığım müteahhit var. manisa celal bayar inşaat mühendisliğini bitirdikten sonra 2009'da serbest inşaat mühendisi olarak kariyerine başlıyor, 6 senede mükkemmel bir hayat standardı ve ömür boyu yetecek para elde ediyor ve çalışmayı bırakıyor. kendini gezmeye, film izlemeye, halı saha maçlarına adıyor :) bana tavsiyesi yaşadığım şehirden* olabildiğince uzaklaşmak olmuştu. bu gerçek anlamda bir vizyondur. onun puanına da kırıkkale'de ve manisa'da inşaat mühendisliği bölümleri tutuyormuş. o hem git gel olur yorulurum diye, hem de ankara'dan olabildiğince uzaklaşmak, kendi ayaklarının üzerinde durmak, vizyonunun genişlemesi açısından birey olarak yaşamını devam ettirmek zorunda olduğu manisa'yı tercih etmiş. ben de şu anda yaklaşık 75 binle alan manisa yolcusu gibi duruyorum. babam ilkokulda bana hep odtü'yü falan yakıştırırdı ama olsun pişman değilim. orayı bitirip boşbeleş bir beyaz yakalı olacağıma*** orada kendimi olması gerektiği gibi, benim olmasını istediğim gibi bir şekilde yetiştirip* hayallerimin peşinden koşabilirim, yakalayamazsam da kendime eklemlediğim rasyonel görüyle birlikte krizi fırsata çevirebilirim inşallah.

    bu vizyonu varoluşumuzu,dinimizi anlamak için bile kullanabiliriz hem de dünyanın en basit görü yeteneği ile ama bu yeteneği kullanmak istemeyen, kibrini yenemeyen insanlara rağmen. aldığımız her nefesi, pis kokulu gübreden çıkan mis kokulu çiçeği görü yeteneğimizle bambaşka yerlere çekebiliriz. lütfen bu vizyon tartışmalarını yaparken vizyonunuzu kullanın da baktığınız yerde bu mucizevi mizanı, alemlerin rabbini, sonsuz hayatı görün de bu geçici dünya için vizyon vizyon diye birbirinizi kırmayın abiler ;)

    vizyon önemli hacı :)
  • 35
    bazıları için sakatlıklardan kendini kurtaramamış, 32-33 yaşında, futbolu bırakmadan son bi enayi tokatlayayım diyen, biraz yakışıklı, formanın falan yakıştığı futbolcuyu transfer etmek, vizyon sahibi olmak demekmiş. herkes ağız ishali gibi tutturmuş vizyon da vizyon diye. ulan basketbol takımın yüz kızartıcı bi şekilde dağım dağım dağıldı, vizyonlu dediğiniz antrenörler milyonlarca euro parayı çöpe attırdı. galatasaray gerçekten inanılmaz bi kulüp. en mutlu olmamız gereken zamanda, daha transfer sezonu açılalı bi kaç gün olmuş olmasına rağmen neredeyse antrenöre istifa diye bağıracaksınız. gerçekten inanılmazsınız.
  • 9
    son zamanlarda vizyon aşağı vizyon yukarı tartışılagelen şey. nedir peki vizyon? tdk'dan anlamına bakalım:

    1. görünüm.
    2. ülkü.
    3. sağgörü.
    4. sin. ve tv gösterim.
    5. mec. ileri görüş.

    sanırım bizim kullanmaya çalıştığımız anlamı 5 numaradaki mecazi anlam olan ileri görüş. bu burada dursun, biz gelelim futbol takımımız ile ilgili yaşananlara. gerçi herkesçe malum ama altını çizelim, kalın harflerle yazalım, belki bir farkındalık yaratırız.

    tarih, 5 haziran 2009. frank rijkaard atatürk havalimanı'na iniş yapıyor. tüm galatasaray taraftarında bir coşku, bir heyecan. kimisi hâlâ inanamıyor onun burada olduğuna. yıkılıyor türkiye, avrupa... sevinçten 4 köşeyiz. herkesin dilinde tek bir kelime var; sabır! yeminler havada uçuşuyor, "ilk sene başarı gelmese de olur, sistem takımı olup yakın zamanda avrupa'daki söz sahibi olduğumuz yıllara geri döneceğiz" nidaları herkeste... bakınca vizyon gibi duruyor bu sanki. devam edelim.

    sezon başlıyor, takım gelene 4, gidene 6 atıyor. keyifler keka. gol rekoru lafları dolanmaya başlıyor sağda solda. tâ ki 4 ekim 2009 ankaragücü galatasaray maçına kadar. 3 - 0'lık mağlubiyet tokat gibi çarpıyor suratlara. sonrasında kör topal, bir iyi bir kötü giden bir sezon. derken, sezon başında vizyon gibi duran şeyin balon olduğunu görüyoruz. bir anda tüm yeminler unutuluyor. sabır diyenler takıma veryansın etmeye başlıyor.

    frank rijkaard'ın, fc barcelona efsanesini yaratmazdan önce, ilk sezonunda yaşadıklarını çoğu yazar arkadaşım yazdı çizdi zaten. bir de sir alex ferguson'a bakalım. belki burada vizyon ile alakalı bir şeyler vardır.

    sene 1986, ron atkinson'ın yerine geliyor ferguson. aberdeen ile kupa galipleri kupası ve süper kupa kazanmış. iskoç liginde ve kupasında fırtına gibi esmiş takımı. ilk sene 11 inci yapabilmiş manu'yu. türkiye'de olsa, bileti kesilmişti. (ara: vizyon) sonraki sene gelen 2 nciliğin üstüne, üçüncü sene yine 11 incilik. 3 senede elde sıfır. peki ilk şampiyonluk ne zaman geliyor? epl'nin ilk sezonu olan 1992-1993 sezonunda. bu arada, 1990-1991 sezonunda, finalde barcelona'yı yenerek alınan bir kupa galipleri kupası ve süper kupa var. yani en yakın başarı için 5 sene beklemiş manu taraftarı. ve ferguson'un gelişi ile liverpool fc'nin 11 şampiyonluk gerisinde olan manu, bu arayı kapatıp şampiyonlukları eşitlemiş. liverpool'un epl'de şampiyonluğu bulunmamasının etkisi var ama bunun yeri burası değil.

    tekrar dönelim galatasaray'a. şuraya bir bakalım önce: (#353122) %70'inden fazlası değişen bir takım, ilk senesinde şampiyon olamazsa diye teknik direktörü istifaya çağırılıyor. hangi vizyondan bahsediyoruz allahaşkına? gelip de ilk sene şampiyon yapanlardan ne gördük ki? onlar da ilk başarısız sezonlarında gönderilmediler mi? birinci fatih terim döneminden sonra, son 10 senedir 2 seneden fazla çalışan teknik direktör yok. lucesku'su, gerets'i, hagi'si, feldkamp'ı, skibbe'si, bülent'i... koskoca 10 yıl çöpe atılmış ama aynen devam, rijkaard istifa! nato kafa nato mermer.

    harry kewell the wizard of oz'a kulak verelim; (#359087)

    neydi bizim kuruluş amacımız hatırlayalım; "ingilizler gibi toplu halde futbol oynamak, bir renge ve isme sahip olmak ve türk olmayan takımları yenmek"

    bir de şurada şöyle bir şeyler var:

    (bkz: #337286)
    (bkz: #219265)
  • 100
    mehmet demirkolun dediği şey vizyon değil, misyondur. galatasarayın misyonudur türk olmayan takımları yenmek.

    vizyon bu değil, vizyon gelecekteki statü-konumunuzla ilgili bir şeydir.

    misyon niçin var olduğunuzun cevabı; vizyon ise gelecekte, belirli bir zaman periyodunda nerede ve ne halde olacağınızın öngörüsüdür.

    a) "amacımız türk olmayan takımları yenmek." - misyon.
    b) "10 sene içinde avrupanın ekonomik olarak en güçlü 10 takımından biri olacağız." - vizyon.
  • 28
    hamza hoca'da bulunup bulunmadığı tartışılan kelimedir. önce onu tartışmaya cesaret edecek vizyonu barındırıyor muyum diye insanın kendine sorması gerekir ilk başta. türkiye kadar akbaba ülke olamaz ya. avrupa'da ses getiren italyanların kurduğu kadro mühendisliğinden sınıfta kalan kadroyu devralıp 2 kupa kazandıran hoca'ya bile daha transfer sezonu açılmadan bile sallanıyor ya bu ülkenin insanından bir bok olmaz. sadece bok atmış olmak için bok atan insanlarla doluyuz. ulan adam sanki basın ordusu karşısında smokinlerle falan açıklama yaptı sabri ve bilal'in etrafına kuracağım takımı, şampiyonlar ligi'nde türk oğlu türk evlatlarımla başarılı olacağuk evelallah dedi sanki. bundan sonra sırf bok atmış olmak için bok atıp yapıcı eleştiri yapmayanlara ben de bok atacağım abi. bıktım ulan abuk subuk sinir bozucu entry okumaktan.
  • 123
    vizyon nedir?

    emmanuel eboue'yi 2.2 milyon euroya

    fernando muslera'yı 6.8 milyon euro + lorik cana takasıyla

    felipe melo'yu maliyeti fazla diye 2 sene kiralamadan sonra 3.8 milyona

    wesley sneijder'i 7.5 milyon euro ya

    dönemin gol kralı burak yımaz'ı 5 milyon euro'ya takıma kazandırmaktır.

    şu anda 17 18 milyondan aşağıya gönderilmemesi gerekirken armindo tue na bangna bruma'yı 10 milyon euro'ya almaktır.

    vizyon bir futbolcuyu aldıktan sonra ya parasının hakkını verene kadar kullanmak ya da bir oyuncudan ciddi yüzdede kar etmeyi amaçlamaktır.

    vizyonsuz bir yönetim ve/veya vizyonsuz bir teknik ekibe sahip olunca başımıza gelenler ortadadır.

    http://tr.beinsports.com/...-pereiradan-daha-iyi

    vizyonsuzluk, felipe melo gittiğinde elimizde bilal kısa jem paul karacan ve hamit altıntop var. o bölgeye transfer yapmaya gerek duymuyorum demektir.

    ya da takımın en iyilerinden ve en kariyerlilerinden lukas podolski'yi bu piyasada 2.6 milyon euroya satmaktır.

    vizyon sahibi olmayan taraftarlarımıza şu anki durum fazlasıyla müstehaktır. kendilerine hayırlı, bol dursun özbek'li ve hamza hamzaoğlu'lu günler diliyorum.
  • 140
    bu dediğiniz şey "avrupai olmak" değildir. bizde vizyon bununla karıştırılıyor. öte yandan vizyon tek başına yeterli de değil. o vizyon için uygun ortam var mı? o vizyon senin gerçeklerinle uyuşuyor mu?

    mesela ünal aysal avrupai'ydi, ali koç da hakeza öyle; bu adamların vizyonları da var. tamam ama bu vizyon bu ülkenin şeraitine uymuyor ki. çünkü bu ülke bir batı avrupa ülkesi değil. bu ülke hala demokrasisini oturtamamış, o yüzden otoriterliğin hüküm sürdüğü ve genel olarak ekonomik sorunlarla boğuşan, genelde istikrarsız bir doğu avrupa ülkesi. bu ülkede avrupai vizyonun sağlayacağı bir şey yok çünkü halk ve yönetim böyle evrilmemiş. haliyle tüm o vizyonlar, misyonlar türkiye gerçeklerinin sert surlarına çarpıp geri sekiyor.

    bu spor camiasında gerçekten vizyoner ve vizyonunu ülkenin şartlarını hesaba katarak kuran bir adam arıyorsanız aha o adam:

    (bkz: fatih terim)

    gözüm kapalı derim ki bu ülkenin en vizyonlu ve en gerçekçi spor adamı fatih terim'dir. şenol güneş hariç diğerlerini toplasan fatih terim'in sağ beyin lobu belki ederler. şenol güneş'te de o potansiyel var ama onda başka problemler olduğu için seviyesi o kadar yükselemedi.

    o yüzden fatih terim varken galatasaray'da vizyon sorunu olmaz.
  • 67
    vizyonun ne olduğu, ne olması gerektiği tartışılır ama bu transfer sezonunda yaptığımız şeyin yani dünyada sınırsız kaynak varken hedeflerimiz bu denli büyükken, hedeflerimize ve rakiplerimize oranla dandik olan ligimizin vasat hatta vasat altı oyuncularıyla, hep de tanıdık muhabbetinin olduğu oyuncularla ilgilenmenin vizyonla uzaktan yakından alakası olmadığı kesin. bakın şeyşu var ya sivas'ta çok beğenilen. bu arkadaş 25 yaşına kadar falan üst liglerde doğru düzgün maça çıkmadı. bir tek sivas'a gelmeden önce son senesinde ortalama bir sezon geçirdi. hele ondan öncesi tam fiyasko. bu arkadaş bile ligde iş yapıyor. bu arkadaşı bırak en üst seviyeye, şampiyonlar liginin orta-kötü takımlarına satabilir misin? hayatta satamazsın. peki gitse iş yapar mı? bence hayatta yapmaz ama bizim ligde iş yapıyor işte. neden bizim ligimize çöp gözüyle bakıyorlar sanıyorsunuz. durun şu türk'lere bi garezlik yapalım da liglerine bombok diyelim diye mi düşünüyorlar sanıyorsunuz? fener gibi herkes bize karşı ama biz süperiz ve haklıyız kafasında mısınız? neden iyi liglerden kimse ilgilenmiyor bizim ligdeki oyuncularla? bakın alıp almamak demiyorum ilgi bile olmuyor. izlemeye gelen olmuyor ya.

    yabancı sınırı yok gibi bir şey. tüm dünyada futbolcu okyanusu var. onu geçtim sırf bonservisi elinde olanlarda bile çok iyi bir oyuncu havuzu var(dı). sırf oradan bile bir takım kurulabilir(di). şu anda bunun için biraz geç ama hala kaliteli oyuncular mevcut.

    bakın bu transfer sezonunun bire bir aynısını daha hatırlıyorum ben. gerets ile yaşadığımız mucizevi şampiyonluğun devamındaki transfer sezonunda da aynı şimdiki gibi. kadro yeterli yeaa şampiyon kadro yeaa dedik. tamam maddi durumumuz da kötüydü şimdiki gibi ama o zaman da saçma sapan paralar harcamıştık. harcadığımız parayla çok daha iyisi yapılabilirdi. şimdi olduğu gibi. hatta son gün inamoto apar topar getirilmişti hatırlayın. ama biz işte o sezon "mucizevi" şampiyon olmuştuk. hasan kabze olayı, denizli olayı falan cidden nadir olacak olaylar. hele hele 6 ay falan maaş alamayan, bir sürü sakatlıkla boğuşan kısıtlı kadronun elinden gelenin belki de fazlasını yapması üzerine gerets'in çok başarılı pragmatist taktik hamleleri bizi şampiyon yapmıştı. bunlar hep kısa vadeli şeyler. uzun vadede tekrarlanması zor. nitekim de öyle oldu takip eden sezon bizim için felaket oldu.

    bu sezonda da bir benzer senaryo gerçekleşiyor. geçen sezon fenerbahçe'nin başında ismail kartal vardı arkadaşlar. beşiktaş'ı da şampiyonlukta rakip olarak görmediğimi defalarca yazmıştım. bu sezon durum farklı. aziz yıldırım 20 yıl sonunda akıllanıp işi diğer branşlarda yaptığı gibi profesyonellere bırakacak gibi gözüküyor. giden oyuncular, gelen oyuncular ilgilenilen oyuncular hiç aziz yıldırım transferleri değil. kjaer alındı. nani, luiz adriano, ospina ile ciddi şekilde ilgileniliyor. büyük ihtimalle bu seviye birçok oyuncuyla imza atılacak ve bunlar ligimizin seviyesinin çok üstünde oyuncular. başlarında da ismail kartal olmayacak. geçen seneye oranla çok daha dişli bir rakip olacak ligde bile. şampiyonlar ligi ise daha da zorlu rakipler.

    geçen seneyi hemen unutmayalım. fener'in kadrosu kötü, durumu kötü, takımda birlik yokken biz yine de çok zorlandık. özellikle son maçlarda kötü oynayıp sonlara doğru atılan gollerle 1-0 falan kazandık. muslera çok iyi maçlar çıkardı. zor bir şekilde şampiyon olduk. şampiyonlar ligindeki halimiz, ligin ilk yarısındaki halimizi de unutmamak lazım! kadromuz zaten yaşlıyken 1 yaş daha yaşlandı. melo'nun kalıp kalmayacağı belli değil. transfer sezonumuz skandal şu ana kadar.

    vizyon vizyon diye bağırıp çağırmamızın temel sebepleri bunlar. yoksa kimsenin gidip güney kore 2. liginden adam keşfedip bayern'e 70 milyon euroya satmamızı falan beklemiyor. ben eminim bonservissiz oyunculardan gignac'ı santrafora, konoplianka'yı kanatlara alsak. bir iki temel takviye yapsak veya en azından bu tarz mantıkla hareket etsek büyük çoğunluk mutlu olurdu. yoksa dünya yıldızlarıyla doldurun ilk 11'in hepsi yıldız olsun diyen yok. ha bir de bu var: (bkz: #1721714)
  • 36
    sözlükte belli bir süre ****** şeklinde gözükmesi gereken kelime. zira kullananlar adeta küfür yerine kullanıyorlar.. çalıştıkları şirketlerin vizyonlarını bile bilmeyen adamlar "hamza hamzaoğlu' nun en sevdiği yemek mantı" diye haber çıksa "vizyonsuz amk, hamur işi yiyen teknik direktör mü olur" diye yazacaklar artık, seviye o noktada..

    baydı be hacılar vizyon goygoyunuz..
  • 68
    https://instagram.com/p/4Uj059P9D0/

    https://www.youtube.com/watch?v=m-VXodBtE3Q

    http://www.milliyet.com.tr/...2062587-skorerhaber/

    http://www.haberturk.com/...masiyla-goruntulendi

    https://www.youtube.com/watch?v=q6E1T6WiaeA

    son linkteki videonun 3:10'una dikkatinizi çekerim. "le galatasaray... la ligue de champion". vizyon bunlardır arkadaşlar. annenizin ligindeki şampiyonluk edirne'den öte kimsenin umurunda değil. önceki teknik direktör * yalnızca başarısızlığından ötürü kovulmadı bu kulüpten. bavulunu topladığında lig liderinin 1 puan gerisindeydi yalnızca. http://www.tff.org/...198&hafta=10#mac

    "hedefimiz şampiyonlar ligi değil, ibb maçı" dediğinde kaybetti yerini. galatasaray'ın hocası, takım ne durumda olursa olsun bunu diyemezdi. ve gitti. bazılarımız şimdilerde dalga geçmek için kullansa da o kelimeyi, bizim amacımız, vizyonumuz en başından belli;

    "amacımız ingilizler gibi toplu bir hâlde oynamak, bir renge ve bir isme sahip olmak ve türk olmayan takımları yenmek."

    galatasaray'ın taşıdığı misyonu düşündüğünüzden çok daha büyüktür arkadaşlar. bu ülkenin, bu coğrafyanın bayrağıdır galatasaray. kimi zaman mağrur doğunun kibirli batıya karşı zaferidir galatasaray. gurbetçi emekçinin onu aşağı gören yabancı patronuna attığı tokattır galatasaray. "korkunç bir şey"dir galatasaray.

    tıpkı ali kırca'nın ali sami yen'e veda mektubunda yazdığı gibi;

    https://www.youtube.com/watch?v=CnRDsseEYPo

    "açıldıysa ilk sen açtın bu ülkenin kapılarını avrupa'ya...
    sen getirdin tarihin en büyük şeref madalyasını bu coğrafyaya.
    ülkemin yüzyıllık yalnızlığını yendin dünyada...
    duyuldu adın cezayir'den çin'e, kenya'dan arjantin'e,
    kimsesizliğimizi yendin bir anda...yen dedi yendin...
    yendin bu dünyada yenilecek ne varsa birer birer , yendin...

    çünkü... sen... ali sami yen'din..."
  • 121
    valla artik konsantrsyon pankarti gibi bir tane yaptirip sozlugun girisine asicam. hem de taarabt fontuyla.

    v i z y o n

    bizim hedefimiz sampiyonluk oldugu muddetce ayni filmi gormeye mahkumuz. ben steau bukres'ten beri yari finali asmaya calisan galatasaray'i ozledim. sampiyonlar liginde averajla ikinci olup yikilan hayallerimizi, juventus'a suat son dakika attiginda nasil olur da yenemedik diye uzulmeyi ozledim. fenerli besiktasli arkadaslara real maclarina ovunup icten ice real'e elendigimiz her defasinda uzuldugumuzu biliyorum.

    ne oldu bize? arkadaslarimiza soyledigimiz yalanlara mi inandik? real'e 3 atip elenirken mutlu muyduk gercekten? steau'ya yari finalde elenirken izmir'de 1-1 kalinca mutlu muyduk?

    ne zamandan beri sampiyonluk bizim icin amac oldu? biz avrupa'yi hedeflerdik lig kendiliginden gelirdi. 2001'de fenere sampiyonlugu kaptirinca camiamiza bir sampiyonluk acligi hasil oldu.

    varsa yoksa yildiz yarisi. varsa yoksa aman fener onumuze gecmesin. yahu benim omrumun yarisinda fener ondeydi hic de gocunmadim. hatta ben galatasarayli oldugum sira fener bizden 4-5 sampiyonluk falan ondeydi.

    artik silkelenelim. su dandik sezon sampiyon olsak ne olur olmasak ne olur? ciddi bir yonetim gelmeli ve avrupa fatih'i galatasaray icin calismalara baslamali. 14 yabanci hakkimiz var bu altin bir firsat. kaliteli oyuncularla eskisinden daha kolay olacak. ancak yeni yonetim gelecek sene icin simdiden calismalara baslamali.

    benim hatirladigim galatasaray ve galatasarayli buydu. batiya acilan pencerenin bati'yi alma zamani geldi de gecti. avrupa hic olmadigi kadar musluman dolu. fransa'nin, ingiltere'nin buyuklerini tokatlayacak galatasaray'in kazanacagi taraftar/sempatizan sayisini dusunebiliyor musunuz? avrupa'daki store'larin kapis kapis urun satttigini dusunsenize. hayal edin araplarin, asyalilarin avrupa'ya para'ya kafa tutmus galatasaray maclarini izlemek icin geldiklerini.

    o zaman iste sampiyonluklara ambargo koymak zaten elimizin kiri olur.

    artik yeni yonetim gelmeli. bu galatasaray'in her zaman varolmus vizyonuna ayak uydurmali ve basta su yerli menejer ve onlarin cete futbolcularinin sifonunu cekmeli, maaslari dusurmeli ve temiz guzel bir takim kurarak kendisini ispat etmis mumkunse alman bir hoca getirip bize pres futbolu izletmeli.

    gerisi gelir.
  • 43
    bir vizyon vardır bir de hayal. ikisinde de geleceği kurgularız. birinde elinde somut doneler vardır ve hedeflerine bu somut doneler üzerinden ulaşmak için plan yaparsın, ki buna da vizyon denir, diğerinde ise kaparsın gözlerini ve kurgularsın. hiç bir bilimsel done yoktur, faaliyetler yoktur, bütçe yoktur, proje döngüsü yoktur. hayal kurmak güzeldir ama vizyona sahip olmak getirir başarıyı.

    birinci koşula ne demiştik vizyon için. elindeki somut donelerin incelenmesi. galatasaray, türk futbolu ve türk futbolcusu için baktığımızda durum pek de parlak değil. temel sorunlar az çok belli, altyapıdan yeterli eğitimi almayışları, günümüz temposuna uymayan yavaşlık, karambol oyun anlayışı, düşük taktik anlayış vs vs. demek ki burada büyük sorunlarımız var. yani ülke olarak elimizdeki cevherleri genelde körelten ve iyi işleyemeyen bir sistemimiz var. bireysel olarak bazı hocalar ve takımlar bunları başarsa da genel olarak puanımız çok kötü.

    galatasaray olarak vizyonumuz ali sami bey tarafından yüzyıl önce konmuş. türk olmayan takımları yenmek. şimdi geliyoruz bu vizyona ulaşmak için ortaya konması gereken proje ve faaliyetlere. ne dedik ilk önce elimizdeki donelere bakmamız lazım. baktığımızda çok da parlak değildi. ya tutarsa veya daha önce bir tane tutmuşla plan yapılmaz. eğer öyle olsaydı altın jenerasyon dağıldıktan sonra bile düzenli olarak avrupada başarı gelirdi. o zaman altyapıdan çocukları alalım bir kaç tane de yurt içinden potansiyelli çocuk koyalım. kalede muslera 10 numara sneijder var, o zaman kesin bir kupa daha alırız uefadan. mı acaba?

    bu işi gözümüzün içine soka soka yapan bir almanya gerçeği varken hala bunları konuşmamız bile abesle iştigal. adamlar projelerini yaptılar, bütçelerini ayrıdılar, projeye sadık kaldılar ve şu anda hem kulüp bazında hem milli takım bazında 1 numaralar. demek ki kural 1 değerlendirme'ymiş. ama tarafsız bir değerlendirme. 3. partiler tarafından yapılan bağımsız denetimler gibi. sorunlar ortaya net bir şekilde konmadan, elimizdeki değerlerin potansiyelleri gerçekçi olarak ortaya çıkarılmadan yapılacak bütün planlamalar boştur. yoksa eray çok iyi kaleciydi, emre can süper defans, mülayim amcasını geçmişti, irfan ise dünyanın en iyi box to box oyuncusu.

    başarının tek bir yolu olsaydı bütün kulüpler bu reçeteyi uygular ve başarılı olurdu. kulüp bazında, ülke bazında her reçetenin kendine has olması gerekir. bizim ortaya konulacak olan projenin de galatasaray ve türkiye özelinde bize has olması gerekir. biz bu altyapı ile, bu sistemsizlikle, bu kadar değişkenle gençleri alıp eğitebilecek bir oluşum değiliz. biz o safhayı geçmiş, eğitimini tamamlamış ve başarıya aç veya kariyerinde sıçrama hedefleyen oyuncuların oluşturduğu bir takım olmalıyız. bu takımın abileri ve liderleri olmalı ki şu anda hali hazırda var. bunun için de yapılacak transferlerdeki yaş grubunun ideali bence 24-28 olmalı.

    32 yaşındaki oyuncuları transfer etmekle, driblingi çok iyi diye oyuncuları transfer etmekle vizyon ortaya konmaz. net olarak bu transferler herhangi bir transfer politikasının olmadığını, herhangi bir projenin izlenmediğini ve anlık kararlarla hareket edildiğini gösterir. örnek olarak aatıf ile hemen hemen aynı özelliklerde elinde sinan gümüş var ama sen sinanın önünü kapatıp aatıfı transfer etmeye çalışıyorsun. hamza hoca belli bir bölgemiz yok uygun birisini bulursak bölgesinden bağımsız olarak alırız, bulamazsak almayız ama forvete kesin transfer yapacağız demişti. bu açıklama sadece ve sadece iki durumda yapılabilir. transferi bitirmişsindir, takımı güçlendirmek isteyebilirsin o zaman veya hiç bir fikrin yokken. eksiklerimiz belli, o bölgelere transfer hedefliyoruz. galatasarayın mali durumunu da düşünerek en uygun isimleri almaya çalışacağız, alamazsak da kendi içimizden alternatif üretebiliriz dese işte bu tam vizyoner bir bakış açısı olurdu.

    bir de vizyon, vizyoner olmak, bir şeyleri beğenip beğenmemek tamamen subjektiftir. kişiden kişiye değişir. eğer insanlar bu görüşlerini açık açık yazamayacaklarsa burada ne işimiz var ki zaten. bırakın yazsınlar, siz de kendi görüşlerinizi yazın, nedir bu istemezük mantığı anlamıyorum.

    eğer ki elindekiler yetersizse, ülke içindeki alternatifler yetersiz veya fahiş fiyatlıysa o zaman çıkacaksın aslanlar gibi yurt dışından alacaksın kardeşim. porto her sene altyapıdan mı adam çıkarıyor, shaktar 11 ukraynalıyla mı aldı uefa kupasını, sevillalı mbia ispanyol mu? sneijderin 7,5'a alındığı bir ortamda ozan gibi daha yüzlerce fırın yemesi gereken bir adam için 10 milyon eurolar konuşuluyorsa, ömrünün yarısını sakatlıklarla geçiren adamlar hedefleniyorsa, bunların konuşulması bile saçmadır. dünyayı sadece menejerlerin portföyüyle sınırlı görürsen o zaman işte sadece 3-5 isim etrafında döner durursun yıllarca. millet scoutlarını u17 maçlarına gönderiyor. biz ise brumaya 12 + bir sonraki transferden pay vermeyi başarı sayıyoruz.

    galatasarayın vizyonu türkiyedeki en önemli vizyondur. ama buna yönelik düzgün bir durum değerlendirmesi yapılmamış, elimizdeki değerler yeterince doğru tanımlanmamış, vizyona ulaşabilmek için de doğru projeler üretilmemiş ve faaliyetler gerçekleştirilmemiştir. isimlere ve jenerasyonun kalitesine göre başarılar elde edilmiştir.

    şu anki transfer çalışmaları, açıklamalar, anlaşılan ve görüşülen isimleri bu çerçevede değerlendirip hala bir vizyon hedefi doğrultusunda ilerlediğimizi düşünen arkadaşlardan bu pembe gözlüklerinden bir tane de bana vermelerini rica ediyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın