• 43
    bir vizyon vardır bir de hayal. ikisinde de geleceği kurgularız. birinde elinde somut doneler vardır ve hedeflerine bu somut doneler üzerinden ulaşmak için plan yaparsın, ki buna da vizyon denir, diğerinde ise kaparsın gözlerini ve kurgularsın. hiç bir bilimsel done yoktur, faaliyetler yoktur, bütçe yoktur, proje döngüsü yoktur. hayal kurmak güzeldir ama vizyona sahip olmak getirir başarıyı.

    birinci koşula ne demiştik vizyon için. elindeki somut donelerin incelenmesi. galatasaray, türk futbolu ve türk futbolcusu için baktığımızda durum pek de parlak değil. temel sorunlar az çok belli, altyapıdan yeterli eğitimi almayışları, günümüz temposuna uymayan yavaşlık, karambol oyun anlayışı, düşük taktik anlayış vs vs. demek ki burada büyük sorunlarımız var. yani ülke olarak elimizdeki cevherleri genelde körelten ve iyi işleyemeyen bir sistemimiz var. bireysel olarak bazı hocalar ve takımlar bunları başarsa da genel olarak puanımız çok kötü.

    galatasaray olarak vizyonumuz ali sami bey tarafından yüzyıl önce konmuş. türk olmayan takımları yenmek. şimdi geliyoruz bu vizyona ulaşmak için ortaya konması gereken proje ve faaliyetlere. ne dedik ilk önce elimizdeki donelere bakmamız lazım. baktığımızda çok da parlak değildi. ya tutarsa veya daha önce bir tane tutmuşla plan yapılmaz. eğer öyle olsaydı altın jenerasyon dağıldıktan sonra bile düzenli olarak avrupada başarı gelirdi. o zaman altyapıdan çocukları alalım bir kaç tane de yurt içinden potansiyelli çocuk koyalım. kalede muslera 10 numara sneijder var, o zaman kesin bir kupa daha alırız uefadan. mı acaba?

    bu işi gözümüzün içine soka soka yapan bir almanya gerçeği varken hala bunları konuşmamız bile abesle iştigal. adamlar projelerini yaptılar, bütçelerini ayrıdılar, projeye sadık kaldılar ve şu anda hem kulüp bazında hem milli takım bazında 1 numaralar. demek ki kural 1 değerlendirme'ymiş. ama tarafsız bir değerlendirme. 3. partiler tarafından yapılan bağımsız denetimler gibi. sorunlar ortaya net bir şekilde konmadan, elimizdeki değerlerin potansiyelleri gerçekçi olarak ortaya çıkarılmadan yapılacak bütün planlamalar boştur. yoksa eray çok iyi kaleciydi, emre can süper defans, mülayim amcasını geçmişti, irfan ise dünyanın en iyi box to box oyuncusu.

    başarının tek bir yolu olsaydı bütün kulüpler bu reçeteyi uygular ve başarılı olurdu. kulüp bazında, ülke bazında her reçetenin kendine has olması gerekir. bizim ortaya konulacak olan projenin de galatasaray ve türkiye özelinde bize has olması gerekir. biz bu altyapı ile, bu sistemsizlikle, bu kadar değişkenle gençleri alıp eğitebilecek bir oluşum değiliz. biz o safhayı geçmiş, eğitimini tamamlamış ve başarıya aç veya kariyerinde sıçrama hedefleyen oyuncuların oluşturduğu bir takım olmalıyız. bu takımın abileri ve liderleri olmalı ki şu anda hali hazırda var. bunun için de yapılacak transferlerdeki yaş grubunun ideali bence 24-28 olmalı.

    32 yaşındaki oyuncuları transfer etmekle, driblingi çok iyi diye oyuncuları transfer etmekle vizyon ortaya konmaz. net olarak bu transferler herhangi bir transfer politikasının olmadığını, herhangi bir projenin izlenmediğini ve anlık kararlarla hareket edildiğini gösterir. örnek olarak aatıf ile hemen hemen aynı özelliklerde elinde sinan gümüş var ama sen sinanın önünü kapatıp aatıfı transfer etmeye çalışıyorsun. hamza hoca belli bir bölgemiz yok uygun birisini bulursak bölgesinden bağımsız olarak alırız, bulamazsak almayız ama forvete kesin transfer yapacağız demişti. bu açıklama sadece ve sadece iki durumda yapılabilir. transferi bitirmişsindir, takımı güçlendirmek isteyebilirsin o zaman veya hiç bir fikrin yokken. eksiklerimiz belli, o bölgelere transfer hedefliyoruz. galatasarayın mali durumunu da düşünerek en uygun isimleri almaya çalışacağız, alamazsak da kendi içimizden alternatif üretebiliriz dese işte bu tam vizyoner bir bakış açısı olurdu.

    bir de vizyon, vizyoner olmak, bir şeyleri beğenip beğenmemek tamamen subjektiftir. kişiden kişiye değişir. eğer insanlar bu görüşlerini açık açık yazamayacaklarsa burada ne işimiz var ki zaten. bırakın yazsınlar, siz de kendi görüşlerinizi yazın, nedir bu istemezük mantığı anlamıyorum.

    eğer ki elindekiler yetersizse, ülke içindeki alternatifler yetersiz veya fahiş fiyatlıysa o zaman çıkacaksın aslanlar gibi yurt dışından alacaksın kardeşim. porto her sene altyapıdan mı adam çıkarıyor, shaktar 11 ukraynalıyla mı aldı uefa kupasını, sevillalı mbia ispanyol mu? sneijderin 7,5'a alındığı bir ortamda ozan gibi daha yüzlerce fırın yemesi gereken bir adam için 10 milyon eurolar konuşuluyorsa, ömrünün yarısını sakatlıklarla geçiren adamlar hedefleniyorsa, bunların konuşulması bile saçmadır. dünyayı sadece menejerlerin portföyüyle sınırlı görürsen o zaman işte sadece 3-5 isim etrafında döner durursun yıllarca. millet scoutlarını u17 maçlarına gönderiyor. biz ise brumaya 12 + bir sonraki transferden pay vermeyi başarı sayıyoruz.

    galatasarayın vizyonu türkiyedeki en önemli vizyondur. ama buna yönelik düzgün bir durum değerlendirmesi yapılmamış, elimizdeki değerler yeterince doğru tanımlanmamış, vizyona ulaşabilmek için de doğru projeler üretilmemiş ve faaliyetler gerçekleştirilmemiştir. isimlere ve jenerasyonun kalitesine göre başarılar elde edilmiştir.

    şu anki transfer çalışmaları, açıklamalar, anlaşılan ve görüşülen isimleri bu çerçevede değerlendirip hala bir vizyon hedefi doğrultusunda ilerlediğimizi düşünen arkadaşlardan bu pembe gözlüklerinden bir tane de bana vermelerini rica ediyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın