• 26
    bana göre transferler resmileşmeden ve transfer sezonu kapanmadan hakkında atıp tutulmaması gereken kavram. zira atıp tutulsa da değişen bir şey olmayacak, sadece başımız ağrıdığı ile kalacak.

    4. yıldızı mı aldık, sezonu zar zor mu bitirdik belli değil anasını satayım sıçacam böyle transfer sezonuna lan. bir güne de güzel başlayalım, yüzümüz gülsün, dost kardeş geçinelim amk.
  • 27
    roberto mancini için de veysel sarı, ontivero, burdisso, hajrovic falandır. ne kadar vizyonlu teknik adamlarımız vardı da biz kıymetlerini bilemedik. keza muslera, melo, elmander sneijder, drogba da ünal aysal vizyonuı ama fatih terim'in hiç etkisi yok.

    takımı bok gibi bir durumdan, duble yapan hale getiren hamza'da yoktur, ama fenerden 10 puan fark yiyen mancini'de vardır.

    alternatif tanım: hamza hamzaoğlu'na laf etmek için argüman bulamayan sivri zekalıların sığındıkları tek limandır vizyon kelimesi. 2014-15 sezonu başında berbat transferler ve takımla yola çıkıp göstere göstere avrupa'da rezil oluşumuza zemin hazırlayan ünal aysal hala vizyonlu olarak anılır buralarda, şaka gibi.

    hamza hamzaoğlu başarıları altında nice göt olmalar dileğiyle. galatasaray sözlükte bana bu cümleyi yazdıranlar utansın.
  • 28
    hamza hoca'da bulunup bulunmadığı tartışılan kelimedir. önce onu tartışmaya cesaret edecek vizyonu barındırıyor muyum diye insanın kendine sorması gerekir ilk başta. türkiye kadar akbaba ülke olamaz ya. avrupa'da ses getiren italyanların kurduğu kadro mühendisliğinden sınıfta kalan kadroyu devralıp 2 kupa kazandıran hoca'ya bile daha transfer sezonu açılmadan bile sallanıyor ya bu ülkenin insanından bir bok olmaz. sadece bok atmış olmak için bok atan insanlarla doluyuz. ulan adam sanki basın ordusu karşısında smokinlerle falan açıklama yaptı sabri ve bilal'in etrafına kuracağım takımı, şampiyonlar ligi'nde türk oğlu türk evlatlarımla başarılı olacağuk evelallah dedi sanki. bundan sonra sırf bok atmış olmak için bok atıp yapıcı eleştiri yapmayanlara ben de bok atacağım abi. bıktım ulan abuk subuk sinir bozucu entry okumaktan.
  • 33
    hamza hamzaoğlu hocanın bünyesinde hiç bulunmayan hede.
    dün yazmıştım bu başlığa ama şurada serdar aziz ismini görünce dayanamadım bir daha döşeyeyim dedim.

    https://twitter.com/...s/608749504364429312

    bu serdar aziz isimli kasap futbolcunun bizim kadromuzdaki gökhan zan'dan ne üstünlüğü var allahaşkına!
    gökhan'ı yollayıp bunu alıyorsunuz.
    ya da koray günter'e sabır göstersen bir serdar aziz olmaz mı!

    sonra biz vizyonsuz deyince hebele höbele...
    keşke sadece vizyonsuz olsa, üstüne bir de çapsız.
  • 35
    bazıları için sakatlıklardan kendini kurtaramamış, 32-33 yaşında, futbolu bırakmadan son bi enayi tokatlayayım diyen, biraz yakışıklı, formanın falan yakıştığı futbolcuyu transfer etmek, vizyon sahibi olmak demekmiş. herkes ağız ishali gibi tutturmuş vizyon da vizyon diye. ulan basketbol takımın yüz kızartıcı bi şekilde dağım dağım dağıldı, vizyonlu dediğiniz antrenörler milyonlarca euro parayı çöpe attırdı. galatasaray gerçekten inanılmaz bi kulüp. en mutlu olmamız gereken zamanda, daha transfer sezonu açılalı bi kaç gün olmuş olmasına rağmen neredeyse antrenöre istifa diye bağıracaksınız. gerçekten inanılmazsınız.
  • 36
    sözlükte belli bir süre ****** şeklinde gözükmesi gereken kelime. zira kullananlar adeta küfür yerine kullanıyorlar.. çalıştıkları şirketlerin vizyonlarını bile bilmeyen adamlar "hamza hamzaoğlu' nun en sevdiği yemek mantı" diye haber çıksa "vizyonsuz amk, hamur işi yiyen teknik direktör mü olur" diye yazacaklar artık, seviye o noktada..

    baydı be hacılar vizyon goygoyunuz..
  • 39
    çoğunlukla kelimenin ne anlama geldiğine dair fikri olmayanların cümle içinde kullandığı kelime.

    (bkz: hayal)
    (bkz: vizyon vs hayal)

    vizyon ile hayal arasındaki fark; vizyon şu anda sahip olduklarımızla yani elimizdeki yeterliliklerimize göre kurguladığımız bir resimdir. hayal ise elimizdeki yeterliliklerden bağımsızdır, tamamen kurgusaldır.

    messi'yi 12 yaşında keşfedip, altyapınıza dahil edip, düzgün bir eğitimle dünya yıldızı yaptığınız da vizyon sahibi oluyorsunuz.

    kjaer'i transfer edince vizyoner olmuyorsunuz.

    bi de şöyle bişey var.

    abi dijilobop diye bi futbolcu var, bize gelse keşke....

    bi de bunun alt kümesi (bkz: fm'de çılgın atıyordu)

    *
  • 40
    öncelikle vizyonun tek bir tanımı yok. subjektif bir kavram. yani herkesin vizyonu başka bir şey. akıllar pazara çıkmış, herkes yine kendi aklını almış. o yüzden bir başkasının vizyonu en doğru, seninki saçma, en doğrusu bu gibi tekdüze yorumlardan kaçınalım bir zahmet.

    benim için transferde vizyon realist davranmaktır, özgün davranmaktır, koşullara göre esnek davranmaktır.

    kim istemez 2-3 yabancı yıldızın etrafına en az 3'ü altyapıdan olmak üzere 7-8 tane kaliteli yerli futbolcuyu. tıpkı efsane 2000 kadrosu gibi. ama yok işte. potansiyelli yerli futbolcu çıkmıyor anadolu'dan. almanya falan olmasa türk futbolundaki çöküş daha net görülecek ama biz yıllardır arda turan'la avunuyoruz. muhammetleri, oğulcanları çok potansiyelli zannediyoruz. potansiyelli olsa bile onları eğitemiyoruz. bruma gibi yetenekleri harcıyoruz. ondan sonra vizyon olarak hayal satıyoruz. küçücük ekmeğe 5 tane köfte istiyoruz. önce gerçekçi olacağız ve kısa vadede başarıyı düşüneceğiz.

    porto, arsenal, barcelona modelleri ile bizim aramızda 1 milyon tane fark var. en önemlisi bizim herhengi bir planımız yok. her hoca ve yönetim baştan her şeyi dizayn ediyor ve bozuyor. şimdi önümüze bakalım. 14 tane yabancı alabiliyoruz. laf olsun diye transfer yapalım demiyorum. dünyanın hiçbir yerinde bizimki kadar yerli oynatıp başarısız olan bir ülke yok. artık gerçeklere dönelim. kaliteli futbolcuyu yerli, yabancı diye ayırmayalım. kulübü aşağıya çekmeden 5-10-20 senelik hedefler belirleyelim. bunları yapmadan son aşama olan barcelona'yı örnek göstermek en hafif tabirle cin olmadan adam çarpmaya benzer.

    evet elimizde helva yapacak malzeme yok. başarıyı fazla pahalıya kaçmadan satın alacağız. vizyonum budur.
  • 41
    hani merdiven altı bilgisayar firmalarının templatemonster'dan çalarak yaptıkları web siteleri olur orada sayfa doldurmak için vizyonumuz misyonumuz sekmesi olur ya, hah işte sözlükte kullananların bir kısmı bana bu merdiven altı imalatçılarını hatırlatıyor.

    transfer üzerinden vizyon tartışması komik bile değil, saçmadır çünkü sen bu adama sunulan transfer bütçesinin ne olduğunu bilmiyorsun, diğer etkenleri saymıyorum bile örneğin inamoto alındığı yıllarda ulan kim aldı bu adamı dedim başka adam mı yoktu diye söylendim, yıllar sonra bir gün o transferin hikayesini ilk ağızlardan birinden dinledim ki cidden o şartlarda o adamın gelebilmesi bile mucizeymiş.

    buralara gelip atıp tutan demeyeyim ama geniş geniş yazan genç dimağların kanı kaynıyor bundan dolayı onları hoş görüyorum ama diğer yandan kelli felli herifler var ki bu kelimenin ardına saklanıp sağa sola hakaretler yağdırıyor ve ben onların iyi niyetli olduklarını düşünmüyorum yaptıkları saçmalıktan ibaret olduğundan ve en istikrarları yanları önce atıp tutup sonra göt olmak olduğundan sadece bekliyorum, malumunuz tarih tekerrürden ibaret.
  • 42
    anladığım kadar misyonla karıştırılan hede.

    vizyon: 1. sinema salonlarında filmin gösterilmeye başlaması. 2. daha sonra olabilecekleri düşünme işi. 3. insanı duyular dünyasının üstüne yükselten ve hiçbir zaman tam olarak gerçekleştirilemeyecek olan, yalnızca erişilmesi istenen amaç olarak kalan kılavuz ilke. 4. bir şeyin dıştan bakıldığında görünen biçimi, görünme durumu. 5. gerçekleri yanılmadan görebilme yeteneği.

    tdk'ya göre tanımı budur.

    misyon: 1. görev, 2. amaç
    1. bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı görev. 2. bir kimseye veya bir kurula verilen özel amaçlı görev.

    tdk'ya göre tanımı.

    vizyon ile ilgili yazılanların çoğu aslında kulübün misyonuna değinmekte.

    vizyon potansiyeli, olacakları görebilmektir. bunu transferlerden örneklemek istiyorum ne de olsa konumuz bu.
    ancak önce şunu söyleyeyim. vizyon'un kişiden kişiye göre değişeceği tezine katılmıyorum. bana göre vizyon tektir. tdk'dan çıkardığım bu benim. öyle olsa kimse kimseye vizyonsuz diyemez kanısındayım.

    şimdi bir iki örnek vermek istiyorum kendimce.

    huntelar: bir vizyon transferi değildir. geçen sene yaptıkları, oyuna katkısı belli. herkes tarafından görünüyor. görünmeyeni görmek söz konusu değil.

    felipe melo: başarılı bir izyon transferidir. yetenekleri malum ama baktığımızda hiç bir işe yaramayacak, takıma oturamayacak deseler gelmeden önce pek çok kimse ne diyorsunuz diyemez. ama potansiyeli görüldü ve yapabilirliği anlaşıldı sonunda alındı. öyle yada böyle 4 senedir gayet yerinde ve verimli bir şekilde hizmet etmekte.

    elmander: yine başarılı bir vizyon transferi. isteyen istatistiklerine ve ya gelmeden önce denenlere baksın. ama galatasaray'daki hizmeti su götürmez.

    sneijder: bir vizyon transferi değildir. baktığımızda sneijder'in neler vaad ettikleri o kadar belli ki. adam tam bir süper star. ha belki kasık sakatlığından dönüşündeki başarısını öngörmek olabilir.

    drogba: düpe düz bir fırsat transferidir.

    bilal kısa: vizyon transferidir. neden? çok basit. ortada bildiğimiz bazı şeyler var ama tahül edemediğimiz çok şey var. hamza hamzaoğlu bir şeyleri tahül edebildiğini düşünüyor. başarılı mı başarısız mı olduğunu göreceğiz. ama benim tdk'dan anladıpım kadarıyla bir vizyon transferidir.
    bu vizyonun doğru ve yanlış olduğuna şimdi karar veremeyiz çünkü elimizde doneyok.
  • 43
    bir vizyon vardır bir de hayal. ikisinde de geleceği kurgularız. birinde elinde somut doneler vardır ve hedeflerine bu somut doneler üzerinden ulaşmak için plan yaparsın, ki buna da vizyon denir, diğerinde ise kaparsın gözlerini ve kurgularsın. hiç bir bilimsel done yoktur, faaliyetler yoktur, bütçe yoktur, proje döngüsü yoktur. hayal kurmak güzeldir ama vizyona sahip olmak getirir başarıyı.

    birinci koşula ne demiştik vizyon için. elindeki somut donelerin incelenmesi. galatasaray, türk futbolu ve türk futbolcusu için baktığımızda durum pek de parlak değil. temel sorunlar az çok belli, altyapıdan yeterli eğitimi almayışları, günümüz temposuna uymayan yavaşlık, karambol oyun anlayışı, düşük taktik anlayış vs vs. demek ki burada büyük sorunlarımız var. yani ülke olarak elimizdeki cevherleri genelde körelten ve iyi işleyemeyen bir sistemimiz var. bireysel olarak bazı hocalar ve takımlar bunları başarsa da genel olarak puanımız çok kötü.

    galatasaray olarak vizyonumuz ali sami bey tarafından yüzyıl önce konmuş. türk olmayan takımları yenmek. şimdi geliyoruz bu vizyona ulaşmak için ortaya konması gereken proje ve faaliyetlere. ne dedik ilk önce elimizdeki donelere bakmamız lazım. baktığımızda çok da parlak değildi. ya tutarsa veya daha önce bir tane tutmuşla plan yapılmaz. eğer öyle olsaydı altın jenerasyon dağıldıktan sonra bile düzenli olarak avrupada başarı gelirdi. o zaman altyapıdan çocukları alalım bir kaç tane de yurt içinden potansiyelli çocuk koyalım. kalede muslera 10 numara sneijder var, o zaman kesin bir kupa daha alırız uefadan. mı acaba?

    bu işi gözümüzün içine soka soka yapan bir almanya gerçeği varken hala bunları konuşmamız bile abesle iştigal. adamlar projelerini yaptılar, bütçelerini ayrıdılar, projeye sadık kaldılar ve şu anda hem kulüp bazında hem milli takım bazında 1 numaralar. demek ki kural 1 değerlendirme'ymiş. ama tarafsız bir değerlendirme. 3. partiler tarafından yapılan bağımsız denetimler gibi. sorunlar ortaya net bir şekilde konmadan, elimizdeki değerlerin potansiyelleri gerçekçi olarak ortaya çıkarılmadan yapılacak bütün planlamalar boştur. yoksa eray çok iyi kaleciydi, emre can süper defans, mülayim amcasını geçmişti, irfan ise dünyanın en iyi box to box oyuncusu.

    başarının tek bir yolu olsaydı bütün kulüpler bu reçeteyi uygular ve başarılı olurdu. kulüp bazında, ülke bazında her reçetenin kendine has olması gerekir. bizim ortaya konulacak olan projenin de galatasaray ve türkiye özelinde bize has olması gerekir. biz bu altyapı ile, bu sistemsizlikle, bu kadar değişkenle gençleri alıp eğitebilecek bir oluşum değiliz. biz o safhayı geçmiş, eğitimini tamamlamış ve başarıya aç veya kariyerinde sıçrama hedefleyen oyuncuların oluşturduğu bir takım olmalıyız. bu takımın abileri ve liderleri olmalı ki şu anda hali hazırda var. bunun için de yapılacak transferlerdeki yaş grubunun ideali bence 24-28 olmalı.

    32 yaşındaki oyuncuları transfer etmekle, driblingi çok iyi diye oyuncuları transfer etmekle vizyon ortaya konmaz. net olarak bu transferler herhangi bir transfer politikasının olmadığını, herhangi bir projenin izlenmediğini ve anlık kararlarla hareket edildiğini gösterir. örnek olarak aatıf ile hemen hemen aynı özelliklerde elinde sinan gümüş var ama sen sinanın önünü kapatıp aatıfı transfer etmeye çalışıyorsun. hamza hoca belli bir bölgemiz yok uygun birisini bulursak bölgesinden bağımsız olarak alırız, bulamazsak almayız ama forvete kesin transfer yapacağız demişti. bu açıklama sadece ve sadece iki durumda yapılabilir. transferi bitirmişsindir, takımı güçlendirmek isteyebilirsin o zaman veya hiç bir fikrin yokken. eksiklerimiz belli, o bölgelere transfer hedefliyoruz. galatasarayın mali durumunu da düşünerek en uygun isimleri almaya çalışacağız, alamazsak da kendi içimizden alternatif üretebiliriz dese işte bu tam vizyoner bir bakış açısı olurdu.

    bir de vizyon, vizyoner olmak, bir şeyleri beğenip beğenmemek tamamen subjektiftir. kişiden kişiye değişir. eğer insanlar bu görüşlerini açık açık yazamayacaklarsa burada ne işimiz var ki zaten. bırakın yazsınlar, siz de kendi görüşlerinizi yazın, nedir bu istemezük mantığı anlamıyorum.

    eğer ki elindekiler yetersizse, ülke içindeki alternatifler yetersiz veya fahiş fiyatlıysa o zaman çıkacaksın aslanlar gibi yurt dışından alacaksın kardeşim. porto her sene altyapıdan mı adam çıkarıyor, shaktar 11 ukraynalıyla mı aldı uefa kupasını, sevillalı mbia ispanyol mu? sneijderin 7,5'a alındığı bir ortamda ozan gibi daha yüzlerce fırın yemesi gereken bir adam için 10 milyon eurolar konuşuluyorsa, ömrünün yarısını sakatlıklarla geçiren adamlar hedefleniyorsa, bunların konuşulması bile saçmadır. dünyayı sadece menejerlerin portföyüyle sınırlı görürsen o zaman işte sadece 3-5 isim etrafında döner durursun yıllarca. millet scoutlarını u17 maçlarına gönderiyor. biz ise brumaya 12 + bir sonraki transferden pay vermeyi başarı sayıyoruz.

    galatasarayın vizyonu türkiyedeki en önemli vizyondur. ama buna yönelik düzgün bir durum değerlendirmesi yapılmamış, elimizdeki değerler yeterince doğru tanımlanmamış, vizyona ulaşabilmek için de doğru projeler üretilmemiş ve faaliyetler gerçekleştirilmemiştir. isimlere ve jenerasyonun kalitesine göre başarılar elde edilmiştir.

    şu anki transfer çalışmaları, açıklamalar, anlaşılan ve görüşülen isimleri bu çerçevede değerlendirip hala bir vizyon hedefi doğrultusunda ilerlediğimizi düşünen arkadaşlardan bu pembe gözlüklerinden bir tane de bana vermelerini rica ediyorum.
  • 47
    her insan tahayyül edebilir pek tabi. insanın doğasında var bu. mekandan ve zamandan bağımsız bir amaçtır bu. nedir? galatasaray için şampiyonlar ligi şampiyonluğudur. bu yolda kısa vadeli düşünen bir adam uzun vadeli düşünen bir adama göre vizyonsuzdur. çok da laf canbazlığına gerek yok. bu sene takımın eksik yerlerine nokta transferleri yaparsın nereler buralar? sağ bek sağ açık forvet ve defans. sen balta'ya yaslanıyorsan defansın yok demektir. sen sağ açıkta umut'u oynatıyorsan sağ açığın yok demektir. senin forvetlerin hiç kimse kusura bakmasın torba torba gol kaçırıyorlarsa senin forvetin yok demektir. sen hala kendisiyle dağlara taşlara attığı serbest vuruş sebebiyle değil, dağlara taşlara atmasına rağmen inadına gelip serbest vuruş kullanmasını karikatürize etmiş adamı hala o kadar adam almana rağmen sağ bekte oynatıyorsan ve defansın o kanattan hallaç pamuğuna dönüyorsa ve bu adam fenerbahçe maçında 2 dakika boyunca sağ beki umut'a kitliyorsa "se-nin sağ-be-kin yok" demektir. kaç gün kaldı güntekin sezonun açılmasına? 2 hafta mı ne? bu adamlar dururken sen amcanın oğlunun 35 yaşındaki kaynını alıyorsan kısa vadeli düşünüyorsun hatta kısadan da kısa vadeli düşünüyorsun ve sende uzun vadeli adamın vizyonu y o k demektir. hiç taklaya gerek yok. la millet 31 yaşındaki dünya starına burun kıvırıyor allahaşkına ya.
App Store'dan indirin Google Play'den alın