• 11377
    içerisinde yangıncı yazarları bulunduran sözlük. galatasaray her yenildiğinde sözlük yıkılıyor. bu takım elbet yenilecek, elbet kötü oynayacak. hepimiz sinirliyiz ve üzgünüz. fakat yapmamamız gereken şeyler var ve biz her yenildiğimizde yapıyoruz.

    1) x'ten sonraki galatasaray teknik direktörü

    2) x mevkiideki eski oyuncunun başlığının gündeme gelmesi.**

    3) x'ten sonraki galatasaray başkanı*

    4) en ofsayt entry'lerde olmasından gurur duyulan entry başlığının bir anda dolması ve bazı yazarlarımızın zafer nağmeleri

    5) ileri tarihli maçların başlığına girip x maçın kopyası olacak tarzında olumsuz entryler girilmesi

    6) genelden farklı düşünen yazarın duvarının, diğer yazarlar tarafından entrylerle süslenmesi.*
  • 11378
    neden enseyi karartanların bu denli yüksek olduğunu anlamadığım galatasaray bilgi kaynağımız.

    arkadaşlar, 14 hafta var. 14 hafta maksimum 42 puan demek. kimse 14'te 14 beklemesin doğal olarak, bu dediğim ona bir gönderme, ileriye yönelik bir tahmin değil.

    14 hafta. 7 içeride 7 dışarıda desek, içeride full yapsak 21 puan. dışarıda 7'de 4 yapsak 12 de oradan ekle, kalan 3'e de birer beraberlik yazsan 3 de oradan, ne etti 36. imkansız mı sizce?

    36 puan şu andaki tabloda bizi her halükarda şampiyon yapar. sezonun ilk yarısında beşiktaş maçından sonra şampiyonluk barajının 80 puandan geçeceğini düşünmüştüm. ancak herkes, her takım bizim gibi puan kaybediyor - kaybedecek. üstümüzdeki tek takımla da arkadan yetişmeye çalışan takımların 1'i hariç diğerleriyle de içeride oynayacağız nedir bu karamsarlık?

    yahu bu takımın başındaki teknik direktör bu ülkede profesyonel lig kurulduğundan beridir en başarılı teknik adam değil mi? bu adam engin baytar'dan emre çolak'tan performans alan adam değil mi? neyin karamsarlığındasınız be kardeşim bana da anlatın da ben de karamsar olayım bari!

    ben de sinirlendim dün akşam 4 şubat 2018 sivasspor galatasaray maçında, amenna. ben de "yahu hoca donk dururken tolga çıkar mı?" dedim, ben de "hoca bu yasin'i neden kesmiyorsun artık al şu belhanda'yı" diye televizyona bağırdım, isyan ettim. galatasaray ulan bu. kaybettiğinde bir sonraki maçı kazanana kadar hepimizin canından can gidiyor mutsuzluktan tamam, ama maç oynanırken veya bittikten sonra gelip de buraya sağa sola öfke kusmanın, sayıp sövmenin kime ne faydası var?

    biraz daha pozitif bakmak gerekir. daha 14 tane savaşımız var. sonunda da zafer bizim olacak. inan edin yeter!
  • 11379
    şampiyonluk meşalesinin ilk yandığı yerdir burası. kaybedilen maç sonrası sözlüğün hali çekilmez ama ertesi gün herkes kendine gelir.

    galatasaray taraftarının geneline bakarak da oldukça kaliteli ve futbolu bilen yazarları vardır. öyle boş romantiklik de yapmaz, fazlasıyla yangın da. illaki vardır abartanlar da, bunun çok görünmesinin sebebi, çok görünen o saatlerde bazılarımızın sözlük'te bulunmamayı tercih etmiş olmasıdır.

    (bkz: bizler inandık siz de inanın)

    (bkz: hedef 21)
  • 11380
    http://gss.gs/zc8.jpg
    harry kewell the wizard of oz tarafından "önceki entrylere cevap niteliğinde" olduğu için silindiği görülüyor. mesajlarıma başlarda cevap verdiği için teşekkür ederim ama son mesajımı yanıtsız bırakmıştır. bu yoğunlukta bana yazamama ihtimali yüksek ama silinen entrylerimin nedeni genellikle bir mantığa oturmadığı için bu yazıyı yazma gereği gördüm.

    entryim bir cümleden oluşmakta ve sadece tanım içermektedir. moderatör nedeni için bana bunu attı: "herhangi bir başlığa girilen bir entry’den sonra o entry’e benzer kalıp şeklinde girilen entry’ler bu sebeple silinir." (bkz: evlilik/#2341317) bu entrye bakarak silinildiğini düşünüyorum ama attığı yazı silme nedeniyle uyuşmuyor. ayrıca tanım dediğiniz şey zaten belli bir kalıpta yazılır anlamadığım nokta bu.

    galatasaray sözlük kurallarında önceki entrylere cevap bölümünde şu iki başlık dikkat çekmekte benim için:
    b) herhangi bir entry'nin bu sebeple silinebilmesi için önceki entry'ye ya da entrylere doğrudan cevap niteliğinde olması gerekir.
    c) tek başına okunduğunda kendi içinde bir anlam ifade eden entry’ler dolaylı olarak kendisinden önceki entry’i ya da entry’lere cevap niteliğinde olsa da bu sebeple silinmezler.

    sözlük kuralları çok açık ama entrylerin silinme nedenleri pek uyuşmuyor. bu sorunla sürekli karşılaştığımı düşündüğüm için böyle bir yazı yazmak istedim. yoksa entry sözlük için çokta gerekli ve mühim bir entry değil bu çok açık.
  • 11382
    canım sözlüğümüz. bir nevi günlük. eski senelerde yazdığınız entrylere bakarak karakter gelişiminizin gözlemini bile sunar kendisi size:/

    ekşi sözlüğü çok okurum, ama hiç bir zaman yazar olmayı düşünmedim orda. iyi ki gs sözlük kurulmuş da bu oluşumun içerisinde yer almışım. galatasaray sevgisi kaynaklı içinde bulunduğumuz bir platformda kendime dair çıkarımlar yapabileceğimi hiç düşünmemiştim ilk üye olduğum zamanlar. 2009'da lise sonda üniversiteye hazırlanırken girdiğim entry de orada üniversitede çok bunaldığım zamanlarda maç çıkışı yazdığım entry de.

    sözlüğümüzün duygularını çok güzel anlatan okurken çok keyif aldığımız 10 numara yazarları var. ben duygularını uzun uzun anlatabilen biri değilim. keşke o yazarlarımız gibi güzel şeyler yazabilseydim ama bu kadar ifade edebiliyorum kendimi. bugün gene hayatımın değişik bir noktasındayken eski entry'lerime bakınca sözlüğün hayatımda 9 sene boyunca öyle ya da böyle yer alması beni çok etkiledi. lisede ders çıkışı arkadaşlarla cod 2 oynamaya girerken de sözlüğe entry giriyordum, üniversitede soğuk öğrenci evimde de, şimdi italya'da da. inşallah seneye bu sefer istanbul'da. belki gün gelir sözlükteki o güzel abilerimiz gibi aslan bir yeğeniniz doğdu bugün diye de entry girerim, kim bilir :))

    özet; iyi ki varsın gs sözlük, iyi ki kurulmuşsun be.
  • 11384
    yaklaşık 3 yıldır düzenli takipçisi olduğum, sol frame'den usulca ine ine okuduğum, 1 yıldır da katkıda bulunmak adına çaylak sırasında beklediğim sözlüklerin sultanı. belki de daha fazladır, beşerdir yanılır. gerçi aslan yazdığı yerden belli olur, ince eleyip sık dokumak esastır. günümüzde gözdeliğini koruyan ekşi'de spor başlıklarının nasıl bir çöplüğe döndüğü ortadayken, hiçbir zaman belli bir standardın altına düşmeyen bu sarı kırmızı meydanın değerini bilmek gerek. galatasaray dışı konularda dahi böyle doyurucu, ilginç, özgün içerikleri bulmak öyle kolay değil zira. tüm renkdaşlara selam olsun.
  • 11385
    ilk üyeliğimde yazar olamadığım ama ikinci denememde başardığım sözlük. kendimi 4 ay tatile çıkarınca da, yazar olmadan önce de devamlı girip bakıyordum. galatasaraylılarla böyle seviyeli bir platformu paylaşmak harika. yalnız mağlubiyet akşamlarında girerken dikkat edin, kimse emniyette olmuyor. günlük hayatta gayet sakiniz ama konu galatasaray'ın zararı olunca kimseyi tanımayabiliyoruz. o da işin tuzu biberi diyorum :)
  • 11386
    2008 ya da 2009 yılında kurulduğunu duyup üye olduğum sözlük. ama inan edin sonra ne yapmıştım, kullanıcı adım neydi hatırlamıyorum. aradan yıllar geçti ve ben o sürede ara ara takip ettim ve 6 ay önce, şu anda hatırlamadığım birisinin entrysine sinirlenerek üye oldum. dün gece itibariyle ise artık aranızdayım sevgili sözlük ahalisi. merhabalar *
    buradaki seviyeli ve foruma dönüşmeyen ortamın korunması en büyük dileğimdir. çok sık takip etmediğim ve nicklere dikkat etmediğim için buradaki nickini yaklaşık 2-3 ay önce farkettiğim nick benzerim tribunde usuyen adam a ayrıca selam olsun *
  • 11388
    öyle yoğun bir yazar alımı var ki (şahsen çok memnunum bu durumdan) sol sütundaki her başlığa "kesin yeni yazar" gözüyle bakıyorum.

    "hmm, imdat sütlüoğlu? kesin yeni yazar!" ve 3 saniye sonra yaşanan aydınlanma :( "güney amerika ve world of warcraft? kesin yeni nesildaşlar!" ve 5 saniye sonra yaşanan fantastik rönesans :(

    yazar yelpazesi gün geçtikçe genişleyen ulu lügat.
  • 11393
    7 yıldır bu sözlüğü düzenli olarak okuyorum, artık neredeyse spor haberlerine bakmıyorum okumaya başladığımdan beri. emek sarfeden çok kaliteli yazarlar var. ama birde maç günleri ortaya çıkıp birilerini çöp ilan eden, ya da gol attığında neredeyse altın topu verecek yazarımsılar var ve çoğalıyorlar. maç günleri bazen çok çekilmez oluyor burası. o kadar zamandır hala çaylak statüsünde bu arkadaşlar yüzünden kalıyorum. bıktırıyorlar sağolsunlar.
  • 11396
    türkiyedeki insan profilini yansıtan ortamdır. nedir bunlar,

    1. çok çabuk gaza/dolduruşa gelme. bakınız sözlükte biri hakkında bir kaç kişi sevmediğini yazarsa kısa süre içerisinde o kişi sevilmez hale gelir.

    2. bölünme ve taraf tutma eğilimi. örnek olarak wesley konusu verilebilir. insanlar kendisinin gitmesi gerektiğini söyleyen herkesi düşman varsıyorlardı. hatta turnusol kağıdı fln diyenler vardı.

    3. orantısız eleştiri. kimseyi güzel güzel eleştiremiyorz, ya küfür ya hakaret.

    4. içeriği boş yorumlar. herkes herşeyi bildiği her konuda fikir sahibi olduğu için bunu yeri geldiğinde paylaşmalı çünkü. zorunluluk bu.

    5. netice odaklılık. yani bizim için bir maçı kazanmak önemlidir mesela. o maç kazanıldıysa herkes kral, bir maç kaybedildiyse herkes düşman, kötü.

    6. sabırsızlık. yani sabır diye bir kavram yok, 2 maç bekleyelim yok. başarı bugün gelmeli. bu nedenle büyük takımlarda genç futbolcu da çıkmıyor mesela. çünkü bekliyoruzki maça giren genç futbolcu çıksın direk 11 oyuncusu gibi oynasın. yine bu yüzden avrupada başarılı türk takımı çok ender çıkıyor.

    bu liste daha uzayıp gider. ben kısaca bir ricada bulunacağım. bugün maç* ne olursa olsun unutmayalım ki biz galatasarayız. takımın hocanın arkasında duralım sevmesek de, basının dolduruşuna gelip, kelle istemeyelim. çünkü biz bu sene şampiyon olacağız.
  • 11397
    içerisinde, an itibariyle gündem oluşturan eboue olayını biraz yanlış değerlendirdiğine inandığım bir gürüh olan sözlüktür efenim'

    şöyle ki,

    emmanuel eboue isimli bek kardeşimiz premier lig'de 100ün üzerinde , şampiyonlar liginde ise 50 üzerinde * maça çıkmış, uluslararası seviyede tanınan bir isim. yaşadığı maddi sıkıntıları ya da bu zamana kadar kimden kaç para aldığı konusundan tamamen bağımsız olarak, böyle bir ismi kulüp bünyesinde antrenör olarak kullanmak gayet başarılı bir harekettir. ki galatasaray bu hareketi ile oldukça iyi bir pr çalışmasını da yanına bonus olarak almıştır. eğer yarın öbür gün galatasaray kulübü eboueye hava parası veriyor istanbul'da keyif sürüyor diye bir haber çıkarsa, hep beraber eleştirelim. ama o zamana kadar benim gözümde bu olay can çekişen altyapısı olan bir kulübün uluslararası profilde bir oyuncuyu antrenör olarak bünyesine katmasıdır. düşünün ki eboue yerine maxwell'i ya da ne bileyim riise'yi falan antrenör olarak getirdik. burda bir allahın kulu eleştirmezdi bunu. o yüzden eboue olayında sırf oyuncunun bizle olan geçmişi veya özel hayatında yaşadığı sıkıntıların karar mekanizmamıza negatif etki yapmasını mantıksız bulmaktayım.

    eyyorlamam bu kadar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın