resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 22976
    --- alıntı ---
    fatih terim: "pes edecek değilim."

    --- alıntı ---

    kusura bakma ama sen çoktan pes etmişsin hocam. çıkıp hala bu takım iyi oynadı diyebiliyorsun. oyuncular eğer takıma küstüyse takımın futbol oynamamasından, belirli bir planı olmamasından küstü. bir kere de çıkıp açıkla oyun planımız buydu de. bir kere de bize futbol izlet. ama yok bireysel yetenekler ile bir yere kadar. en sonunda maalesef tökezleme vakti geldi. kusura bakma ama olmuyor artık.
  • 22977
    bu sezonu ve kariyerinin son dönemini kurtarmasının tek yolu doğru düzgün bir yardımcı istihdam etmesidir. maalesef yaşı itibariyle futbolun güncel seviyesini yakalayamıyor, yardımcılarını da kötü seçtiği için hata üstüne hata yapmaktan kurtulamıyor.

    hem fatih terim'in hem de galatasaray'ın gerektiğinde hocayla tartışacak, takımın saha içindeki parselizasyonuna eğilecek ve günün birinde bu takımın başına geçecek istidadı gösterecek bir isme ihtiyacı var. bu isim levent şahin değil, ümit davala veya hasan şaş da değil.

    eğer böyle bir yardımcı almazsa, bu hikayenin tek bir sonu olur: koskoca fatih terim kariyeri boyunca donunda salladığı türkiye ligi'nde dahi başarısız olduğu için takımdan istifa etmek zorunda kalır. istifa ettiği sezonun şampiyonu olan td her kimse, onun için "(ersun, okan veya başka biri) terim'i emekli etti" derler.

    bütün imkanlar elinin altında olan, 45 senedir bu sektörün içinde bulunan biri olarak kime ne dedirteceğini kendisi seçecek.
  • 22978
    14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçında selçuk yerine taylan, emre taşdemir yerine süleyman luşu oyuna alsa emin bayramı oynatsa ve maç 2-2 bitse hatta 2-3 bitse bir kaç cılız ses dışında kimse bişey demeyecek genç oyuncuların performansı konuşulacak ama fatih terim ısrarla selçuk'u emre taşdemiri emre moru oynatıyor. bu adamlardan olmayacağını, istersen 5-0 önde ol o maçın dönme ihtimalinin her zaman olduğunu görmüyor değildir. 50 yıldır futbolun içinde ki bi adamın bunu görmeme ihtimali yok. ama neden hala bu ısrar? inanın anlayamıyorum. 9 senede 8 şampiyonluk mu baskı kuruyor üstünde.
  • 22979
    14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçı hocaya dair umutlarımı bitiren son olay oldu. hocanın yaptığı anlamsız değişikliklerle verdiği bilmem kaçıncı maç. zaten kötü oynuyorduk. maç sonu açıklamaları da maalesef önceki söyledikleriyle ters düşen ve sorunu kabul etmeyen türdendi.

    ha bu sezon yine şampiyon yapar mı ? bal gibi yapar. ancak avrupa'da son iki sezondur bu haldeyken yerel lig şampiyonluğunun hiç bir anlamı yok. ancak maddi olarak rahatlatır bizi. yoksa türkiye ligi'nde şu kadroyla şampiyon olamamak ayrı bir başarı.
  • 22980
    şu anda son dönemlerde üst üste alınan ağır sonuçlar ve izletilen ruhsuz futbol biz gönül verenleri baya gerdi ve herkes eteğindeki taşları doğal olarak dökmeye başladı.

    şu anda ne kadarda oynanan futboldan doğal olarak kimse hazzetmese de ne olursa olsun fatih terimle kesinlikle devam etmeliyiz, en azından ffp bitene kadar. kendisi bize sayısız zaferler kazandırdı ve en az hepimiz kadar galatasarayı çok seviyor ve krediyi hak ediyor. artık şu şöyleydi bu böyleydi söylemlerinden ziyade yuvarlak masa toplantıları yapılıp hemen radikal kararlar alınıp reçeteler hazırlanıp hamleler yapılmalı ve amaç mümkün olan maddi ve manevi en az hasarla modern futbol kültürünü benimsemek için teknik heyet, futbolcu vs vs.. ne yapılması gerekse acilen çalışmalara başlanmalı çünkü trenin ucu çok kaçmaya başladı.
  • 22981
    burada fatih terim düşmanlığı ile itham ediliyoruz ya ben ve benim gibi fikirlerini belirtenler cok uzuluyorum.

    evet fatih terime karsi ekstra bir sevgim yok, fakat ayni sekilde bir nefretim de yok. bize cok guzel gunler de yasatti, cok kotu anlar da.

    ve bence artik hikayenin sonuna gelindi. onemli olan bu hikayenin nasil bitecegi..

    belirtmeden gecmeyeyim, kendisini toplasa da keske hepimiz yutsak laflarimizi birer birer. ama toparlanamayip cokusu ve cokusumuz devam ederse bugun kotumser olanlar yine o gun de, kotu de olsa iyi de olsa burada olacaklar. en korktugum sey ileride, kendisini galatasaraya denk ya da buyuk gorenlerin bu cokus devam ettikce hocaya sirt donmeleri.
    bu oldugunda, yonetimle arasini bilemem ama oyuncularla arasindaki bag kopmus, yardimcilari kendisini onaylamaktan baska birsey yapmazken, kendi taraftariyla da baglari koparsa hocanin galatasaraya dair butun baglari kopar. bilirsiniz saygi varsa belli bir sevgi de varsa bir sekilde karsindakine mutluluk dileyip yollari ayribilirsiniz fakat birine karsi bu denli kor ve buyuk bir aska sahipseniz sonunda en buyuk nefrete donusturebilir o hisleri. hem kendini hem de taraftarlarini buyuk bir hezimete surukler o gun.

    keske diyorum keske, hani buyuk sirketler de zamaninin kurucusu ya da o firmayi gelistiren insan bir gun isleri yeni nesillere devredip elini ayagini ceker ama onursal baskan olarak orada bulunur ara ara fikir danisilir ya keske diyorum bu kadar guzel ayrilabilsek.

    gelse onursal teknik direktorumuz olsa, adi bir efsane olarak kulubumuzle ayrilmayacak sekilde bir unvanla sona erdirse bu isi.

    ah hocam, umarim herkes icin en guzeli en iyisi olur.
  • 22983
    (bkz: 14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçı) sonrası yaptığı açıklamalar da bir ayrıntı dikkatimi çekti. kendisine yöneltilen ilk soru, takım kaptanlarının ortak açıklamaları hakkındaki düşünceleriydi. ne dediklerini henüz bilmediğini söyledi ve ekledi, söyledikleri neyse onu öğrenip ona göre bir değerlendirme yaparım gibisinden bir şey söyledi. psg maçında da selçuk üzerinden bazı oyuncuları uyarmıştı. bu iki mevzu, fatih terim'in iyiden iyiye futbolcularla bağının zayıfladığını ve tüm hatlarıyla bilmese bile kendi seçtiği kaptanlarının az çok ne diyebileceğinden bile şüphe duyduğunun göstergesi. normalde fatih terim şapkadan tavşan çıkarır, yine bir şekilde toparlar derdim ama insan ilişkilerini düzeltmek çok zor bir iş. ortada takım olma açısından hiç olmadığı kadar büyük bir enkaz var. devre arasında gidenler olacak ama bu gidenler bazı oyuncular mı olacak yoksa çaresizliği her halinden okunan efsanemiz, fatih terim mi olacak; şüpheliyim doğrusu.
  • 22984
    çıkmış 14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçından sonra iyi oynadık diyor, hatta bu sezon 90'a kadar olan performanslardan memnunmuş (90+'larda yediği gollere atıfta bulunuyor) kendisi. hocam ya sen futbolu unuttun ya da bizi aptal yerine koyuyorsun, her ikisi de sıkıntılı.

    şu ligde senin kadar bahane üreten başka bir teknik direktör yok. maddi imkansızlıklarla boğuşan, rezil bir kadroya sahip olan ankaragücü'nün hocası bile senin çeyreğin kadar bahane üretmiyor.

    ankaragücü maçından sonra 3 kulvarı kaldıramıyoruz muhabbeti yapıyorsan "hayallerim dünyadan büyük" demeyeceksin hoca. avrupa'da zaten rezil rüsva ettin bizi, bari gel evinde lig sonuncusunu yen yahu. yenemiyorsan da çıkıp hikaye anlatma.
  • 22985
    kendisini artık tanıyamadığım, her maç sonrası yaptığı açıklamaları bir türlü anlayamadığım, formayı adaletsiz şekilde dağıtmasından bıktığım efsanemiz, en güzel günlerimizin sebebi olan adam.

    çok şeyler söylemek istiyorum ama yazamıyorum, yazmayacağım.

    belki de yorulmuşsundur artık hocam. saygı duymak lazım. galatasaray'a adanmış bir hayat var ortada.
  • 22986
    nerede kalmıştık diye başlayan yepyeni bir serüven, kötü futbola rağmen alınan iki şampiyonluk ve sonrasında bu sezon* yaşanmakta olan hüsran. üzülerek söylüyorum ki fatih terim aynı fatih terim değil artık. galatasaray dışındaki futbol camiası ve siyasiler tarafından üstüne oynanmış, adaletsiz cezalarla kişiliğini yansıtmasına ket vurulmuş, yani fatih terim'i fatih terim yapan en önemli özelliği baskılanmıştır. kendisi başlı başına bir psikolojik üstünlükken, şimdilerde bu etkisini kaybetmeye başlamıştır. bizim öncelikli hedefimiz kendisinin eski güvenini kazanmasına yardımcı olmaktır. peki kendisinin hatası yok mudur? elbette vardır. hocam uefa kupasını kazandığımızda bu takımı oynatan sen, 2011 2012 de bu takımı oynatan sen, neden şimdi böyle oldun? senin en önemli özelliğin hatan yapsan bile hatalarında ısrar etmemendi. artık bunu yapmıyorsun. selçuk tek alternatif değilken hala onu taylan gibi bir oyuncun olmasına rağmen öncelikli tercih ediyorsun. mariano gibi bitmeye yüz tutmuş oyuncuyu oynatacağım derken linnes'i kadro dışı bıraktın. belhanda, olmuyor işte hocam, olur mu olmaz mı hepimiz tereddüt yaşadık, belki önceki sezonlarda bir şekilde idare etti, katkı sağladı ama artık olmuyor. sense ondan vazgeçemiyorsun. daha bir sürü örnek çıkar buradan, gerek oyuncu seçimleri, gerek diziliş, gerek taktik anlayış...

    bu sezon kurulan kadroya bakınca hepimiz yanıldık aslında, hepimiz uçup kaçma peşindeydik, sana suç bulamıyorum kadro konusunda. ama oynanan oyun olmuyor hocam. ne olursa olsun, bu takım anadolunun vasat takımlarından bile kötü oynuyorsa burada bir sorun var. sense her maç iyi oynadık diye açıklama yapıyorsun. ben kötü oynadığımızı görmediğine inanmak istemiyorum. mutlaka farkındasın ama bunu itiraf etmek istemiyorsun belki. nasıl olacak hocam? gözünü seveyim bir şeyler yap artık. yaşayan en büyük efsanemizsin, sana yakışanı yap yine, çöz bu olayı. inanıyorum ki, bu takımı buradan bile ayağa kaldırabilecek tek kişi sensin. yap işte bunu hocam, yaparsan sen yaparsın. aksi durumda, fatih terim istifa seslerini tribünlerde duyarsam paramparça olurum ben. bu noktaya gelmesin hocam. nolur!
  • 22987
    (bkz: #2822031)

    biraz daha detaylıca yazmak icap eder...

    şimdi, kendi açımdan en büyük sıkıntı, en büyük açmaz şu: hocanın söylemleri ve davranışları arasında taban tabana zıtlık var.

    hoca bazılarına son şanslarını verdik ve artık formayı hak eden, bu forma için mücadele edecek genç oyuncular daha çok zaman alacak dediğinden beri sadece taylan antalyalı 3-4 maçta süre aldı. standardını bozmadan aynı formsuzlukta oynayan oyuncular kesik yemediler, bu isimler ödüllendirilmeye devam edildi.

    devamlı olarak belli mazeretlerin arkasına sığınıldı; oyuncular, mali imkanlar, avrupa futbolu ile aradaki uçurum sorunların sebebi olarak gösterildi, her maç sonu toplantısı arkasından bu bahanelerin arkasına sığınıldı ama bu gece ankaragücü karşısında deniz bitti, "ben futbolcularımı hiç suçlamadım, ben hiçbir bahaneye sığınmadım" denildi. anlamak gerçekten güç.

    2 yıldır hoca yaz ve kış transfer döneminde takıma oyuncular aldı ve takımdan oyuncular yolladı. tudor görevden alınıp kendine teslim edildiğinde herkesin hem fikir olduğu konu hocanın takımı yaratmadığı ve meydana gelebilecek olası başarısızlıklarda hocanın bu açıdan bir kabahatinin olmayacağıydı.

    ama,

    2.5 yılın sonunda gelinen noktada takıma gelen giden oyuncular, takımın kimyası söz konusu ise bu noktada eğer bir yanlışlık varsa en büyük sorumlusu fatih hocadır. kaldı ki bu konuda yapılan hatalar şu an bulunduğumuz durumun en belirleyici unsurlarından. yani aklım hala almıyor, sezona bu kadar yaşlı bir kadro ile neden başlanır anlaşılmaz bir durum. hadi falcao'yu anladım, dünya yıldızı, repütasyonu olan bir oyuncu olarak geldi. ama 33 yaşında mariano, 32 yaşında nagatomo, 32 yaşında babel, bu adamlara alternatif olabilecek hiç mi genç ve ucuz maliyetli adam yoktu? hele ki bir linnes kararı var ki bunların üzerine tüy dikti. güzel tercihler yapıldı, mesela luyindama çok başarılı bir transfer, marcao geldiğinde ciddi katkılar verdi, onyekuru kiralık havuzundaki doğru tercihlerden biri oldu ama ne yazık ki takım istenilen seviyeye sıçrayamadı.

    yine en büyük sıkıntılardan biri, hocanın devamlı olarak saha içinden çok saha dışındaki olaylara konsantre olması. hoca geçen yıl 10 maç ceza aldı, çok sıkıntılı bir ilk devrenin ardından feghouli'nin önderliğinde takım ipi göğüslemeyi başardı. tüm camia hocanın ve takımının arkasında kenetlenerek galatasaray tarihinin en kıymetli şampiyonluklarından birini elde ettik. hoca'nın bu sene takımın eksiklerini nasıl kapatırım, takımın oyununu nasıl bir üst seviyeye çıkartırım derdinden çok saha dışında onunla uğraşanlara nasıl laf yetiştireceğim derdi var. rakipleri hoca'yı ne zaman sahanın dışına çekmeye çalışsa hoca bu tuzağa yakalanıyor. türk futbol tarihinin en başarı teknik adamının bu kadar kolay bu tuzağa düşmemesi gerekiyor.

    takım futbol olarak her geçen gün daha da kötüye gidiyor. açıkçası, ben iki yıldır ortaya konulan futboldan çok da memnun değilim. benim için bütün bu süre zarfından meydana gelen en büyük hayal kırıklığı lokomotif moskova-porto-schalke 04'lü şampiyonlar ligi grubunu sadece 1 galibiyet, 1 beraberlik alarak tamamlamak oldu. hele ki lokomotif moskova'nın 1 torba takımlarının en zayıfı olması ve schalke 04'ün alman liginde bulunduğu kötü duruma rağmen her iki maçta oynadıkları futbola karşı hiç direnç gösterememiş olmamız üzücü oldu.

    yine çok üzücü bir başka husus takımın taktiksel olarak futbolun doğrularını hiçbir şekilde sahaya yansıtamıyor olması. bu sene bahsi geçen sorun daha da büyüdü. maç sonu istatistiklerine göre takım topa %60-%70 oranında sahip, ama rakibimiz topu bizim kaleye daha çok taşımış ve kalemize daha çok şut atmış oluyor. devamlı olarak topu eveleyip geveliyoruz, oldukça temposuz bir futbol oynuyoruz, kanatlara inemiyoruz, rakip devamlı olarak kanatlardan tehlike yaratıyor ve skoru elde etsek bile koruyamıyoruz. tamam kadro mühendisliği hataları bunda büyük bir etken, ama futbol aklı ve taktiksel olarak eldeki malzemeye uygun hiç mi hücum-savunma planları yok? hoca bu konuda ne yazık ki uzun süredir formül üretemiyor.

    en büyük can sıkıntı sebeplerinden biri hocanın motivasyonunun da kalmamış olması. maç sonu toplantılarında her geçen gün daha da anlamsız, alakasız, konudan uzak açıklamalar yapıyor, kendisi de bulunduğu konumdan memnun değil. sanki mustafa cengiz ve ekibi sözleşmesini tek taraflı fesih etse hiç beklemeden gidecek gibi.

    hoca'ya ve çabasına saygı duymakla birlikte vereceği kararlarla takımın ileri gitmesine değil yerinde saymasına sebep olacak, günümüzün futbol gerekliliklerini yerine getiren bir taktik anlayış oturtmayacak, saha içinden çok saha dışına konsantre olacak, formayı adaletle dağıtmayacaksa bu birlikteliğin devam etmesinin daha ciddi sıkıntılar yaratacağı kanaatindeyim.

    umarım ben yanılırım.
  • 22990
    istifa etmemeli ve görevine de son verilmemeli. kendisini neredeyse her maç sonrasında buraya gelir eleştiririm. 14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçını izlerken de sonrasında da isyan ettim, hala ediyorum. ama sağlıklı düşündüğümde yerine şu saatten sonra gelecek insanla bu seneyi mi kurtaracağız? hayır. aksine yine tudor veya mancini'deki gibi olacak. takım yine oynamayacak ve bu sefer de o hocaya verip veriştireceğiz. o hocayı da tüketeceğiz. böyle bir şeye gerek var mı?

    kendisinin yaşattığı başarılar burada yazmakla falan bitecek şeyler değil. bu başarıların sonucunda da 6 aylık başarısız bir takımdan sonra kendisine göndermeyi benim vicdanım kabul etmiyor. bu sezon küme düşme potasına girecek kadar geriye gidilmediği sürece sezonu tamamlamalı. sezonun 2. yarısı da yine böyle kabir azabı gibi geçerse zaten sezon sonu gönderilmeye gerek kalmadan ben kendisinin bırakacağını düşünüyorum.

    bu sezonun böyle olmasının hala gözümde tek sorumlusu kendisidir. onu da belirteyim. geçen sene kadroda olanların hepsi geriye gitti, bu sezon transfer edilenlerin neredeyse tamamı fiyasko. hata yaptı işte. ısrarla oynatmaya çalıştığı bir "pas oyunu" vardı sezon başından beri hiçbir şekilde işlemeyen. çok ısrar etti ve olmayacağını çok geç anladı. sezon öncesi planlamaların hepsi yanlıştı. oyuncu tercihlerinden tutun da olmayan sisteme kadar. yine de bu kadar ağırlığı ve geçmişi varken bir ocak ayını da görmesini istiyorum. sonra da sezonu tamamlasın. 9 senede 8 şampiyonluk alan adam da başarısızken sezon ortası gönderilmesin bari o seneyi tamamlasın.
  • 22993
    kendisiyle ilgili savunma "size neler yaşattı, 1 sezon sabredemiyor musunuz? 1 sezon feda olmasın terim için?" şeklinde oldukça verilen tepkiler devam edecektir.

    halbuki yapılması gereken savunma bana göre şu olmalıdır:

    "fatih terim yıllarca başarılı olmuş bir teknik direktör. 2 sezon üst üste şampiyon olmayı da başardı. mevcut şartlarda kendisine 1 sezon kredi tanınabilir. hatalarını düzeltip düzeltmeyeceği izlenerek 1 sezon başarısız olmasına tahhammül edilebilir."

    böyle savunursanız kimse de çıkıp "galatasary mı önemli, fatih terim mi?" demez. demesine gerek kalmaz.
  • 22994
    berbat bir teknik direktörlük sergiliyor 2019-2020 sezonunda. yanlış diziliş, yanlış taktik, yanlış oyuncu değişiklikleri, akıllara zarar oyuncu tercihleri. hepsi var. berbat diyorum arkadaşlar. fakat kendisine bu kadar yüklenmek mantıklı değil. 10 da 8 olur en çok. o kadar hakkı var. düzelteceğine inanıyorum. inanmak istiyorum.
    not:devrim yapacağım desin 1996-2000 arası gibi eleştiren tek galatasaraylı kalmaz. bu taraftar futbolu biliyor.
  • 22995
    gelecek yapılanmasına, istikrarlı sürdürülebilir futbol ve futbolcu kalitesine, başarılı bir scouting sistemine, başarılı bir antrenman kalitesine, gençlere yer verilmesine, maddi disiplinin sağlanmasına, avrupada ortalama başarı yakalanmasına, derbi maçlarda deplasman galibiyetlerine, duygu ile değil mantık ile yönetilebilen bir kulübe, amatör değil profesyonel bir kulübe kendisi ile ulaşabileceğimize inanmadığım hocamız. bu yıl kötü olduğu için değil 3 senedir geleceğe dair bir ışık görmediğim için devam etmesine olumlu bakmıyorum.bu günlerin geleceği dünden belli idi. berbat futbolla gelen yerel şampiyonluklar hedefse, başarılı hoca.
  • 22996
    kadro yazılanların aksine hatalı ve çöp. seri-nzonzi-belhanda-feghouli-babel-sağ bek mariano- sol bek japon 7 lisi ile sahada yürüyen rezil bir takım seyrediyoruz.

    evet fatih hoca bu 7'linin en az 4 ünden doğrudan tamamının formsuzluğundan birinci derece sorumlu.

    ancak fatih hoca sıradan biri değil. kendisinden vazgeçmek ve istifasını istemek bize yakışmamakta. pes etmeyelim gerekirse bir yıl kaybedip (yıl sonu kiralıklar dahil 10 oyuncunun sözleşmesi bitecek) hatalardan ders çıkarıp dipten zirveye çıkalım. hatalardan ders almak için her yarım sezonda hoca değişikliği yapmamız şart değil. yardımcılar dahil, çalışma biçim ve yöntemleri dahil florya sportif anlamda bir üniversite gibi olmalı. bize istifa değil devrim gerekli.

    hocam bizden daha çok üzüldüğünü biliyorum. ama devrim zamanı geldi. eskisinden daha çok çalışıp sorunları tek tek değelendirmen ve büyük bir reform yapman gerekli. allah yardımcın olsun.
  • 22997
    selçuk inan'ı oynattıkça desteklemeyeceğim teknik direktörümüz. bakın her maç 5-0 yenilsek "neden?" diye sormam, eleştirmem ama selçuk inan'ı oynatma sevdası hatalarından ders almadığını ve gerçekleri fark edemedğini gösterir ki bu galatasaray adına mağlubiyetlerden veya puan kayıplarından çok daha tehlikeli bir durumdur.
    selçuk inan varsa benim kendisine desteğim yoktur, oynatma artık şu adamı bu kaçıncı maç oldu bilmiyorum 10-0 önde olsak son 10 dakikada oyuna girse, aralıksız 11 gol yiyip maçı kaybederiz. yeter artık şu adamı sahada görmek istemiyorum, arkasını dönüp faul almaya çalışacak adam varsa sokaktan geçen adamı al oynat en azından çime takılıp yerlerde sürünmez.
    adamı çok seviyorsun tamam istersen 100 yıllık sözleşme imzalat ama oynatma artık, yeter!
  • 22998
    bu sene* takımın maum gidişatı göz önünde bulundurulduğunda problemli durumumuzda kilit ismin kendisi ve ilişki kurma yöntemleri olduğu konusunda görüş bildirmek istiyorum. kendisinin kıymetini ve yetkinliğini tartışmaya açmak haddime değil.

    çözüme odaklanmak için iki kök nedeni irdelememiz gerektiğini düşünüyorum:

    1. yönetim her ne kadar sezon öncesinde duyarlı davranarak ve doğru hamleler yaparak ffp krizi sürecinde hocanın eline nispeten iyi bir kadro teslim etmiş olsa da, ne hocanın transfer talepleri ne de takımın kötü gidişi üzerine hocayı denetleyip hesap sorabilecek ağırlıkta değil. medyada ve çakallar sofrasında sezon başından beri hoca yalnız kalıyor. kendisinin her zaman serbest bırakılmaktan hoşlanan bir yapısı olduğu biliniyor. ancak yönetim ipleri biraz fazlaca hocanın eline verdi gibi geliyor. keşke o dönem tatsızlıklar yaşanmasaydı da ünal aysal gibi ağırlığı olan bir başkanla hocayı tekrar değerlendirebilme imkanımız olsa diyorum bazen. ünal aysal'ın başkanlığı döneminde en büyük falsosunun selçuk, burak gibi oyunculara verdiği astronomik sözleşmeler ve tarık çamdal, ontivero gibi saçma transferleri olduğunu düşünüyorum. bana göre hocanın o dönem kapıldığı rüzgarlar düşünüldüğünde aysal'ın kendisini kulüpten uzaklaştırması cesurcaydı ve bana göre doğruydu. ancak olayın yöntemi ve sürecin yönetilmesi itibariyle aysal'ı eleştirebiliriz, ki bu da en büyük falsosu değildi bana göre. aysal terim polemiğinde hatanın yüzde 70'i hocadaydı. ikisinin arası tatlıya bağlanabilse bu durumun kulüp için en hayırlısı olacağı düşüncesindeyim. ya da hoca "ben artık takım çalıştırmak istemiyorum üzerimde otorite kabul edemiyorum" deyip açıkça başkanlığa adaylığını koymalı ve bu kötü gidişatı kendi sonlandırmalı.

    2. taraftarın sabrı, kulübün geleceği, ferguson modeli, geçmiş başarıların hatrı, istikrar, daha önce nerelerden toparlandık bu sene de toparlanırız vs. düşünceleri ile şu an ne kadar kötü durumda olursak olalım, hayatta olduğu ve kulüp çalıştırmak istediği sürece hocadan başka bu kulübü daha iyi kenetleyebilecek bir şahıs olduğunu düşünmüyorum. kendisinin iyi bir lider olduğunu ancak yönetim tarzının fazlaca amatör olduğunu düşünüyorum. tüpçüyle olan halleri ve medyada düştüğü gereksiz polemikli durumlar çerçevesinde dahi bu takımın başına tekrar geldiğinde ahımız var diyenler dahil herkes kenetlendi. ama hoca yılların deneyimlerine rağmen çok inatçı ve adamcı. hasan şaş'ın bu takıma teknik kadroda faydadan çok zarar verdiğini taraftar olarak bizler dahi görebiliyorken kendisi bu durumu sürdürmekte ısrarcı. yani yardımcı seçerken yardımcının yeteneği ve kalifiyeliği değil, kendisine bağlılığı daha önemli hoca için. aslında üstteki madde biraz da burada devreye giriyor. yönetim hocaya "hocam seni tartışmaya açamayız ama idmanlar, taktik, teknik olarak takımın sıkıntılı olduğunu görüyoruz. senin bir figür olarak kalmanı ve kulübede olmanı isteriz. ama sen de yaşlandın enerjin düşüyor, gelişime açık değilsin, bu sebeple senin yükünü alacak ehil yardımcılar seçelim. şu yardımcıları değiştirelim, sen bir figürsün, efsanesin. biz bu figür çerçevesinde işinin ehli profesyonelleri konumlandıralım, sen yorulunca bu takımı bırakabileceğin birileri olsun" diyebilecek kadar cesur değil.

    en yetkili iki merci dediğimiz yönetim ve hocadan baskın olması gereken çekinik, çekinik olması gereken baskın olunca bu sıkıntıları tüm camia olarak yaşıyoruz kanaatindeyim. mustafa cengiz de sanırım hocayı ürkütüp taraftarın gözünde faruk süren, ünal aysal gibi başkanlar gibi anılmak istememesinden dolayı hocayı kontrol edemiyor, hesap soramıyor.

    bu hissettiklerim çerçevesinde aklımı karıştıran konuları maddelemek istiyorum. belki sohbet etmek isteyen yazarlar yeşillendirir de derdimizi paylaşırız ümidiyle:

    1. hoca büyük bir teknik adam. öyle az buz değil. ismi bile birilerini tutuşturup bizi kenetlemeye yetiyor her şeye rağmen. kendisinden galatasaray taraftarının hayatta olduğu müddetçe asla ümidini kesebileciğini düşünmüyorum. daha önce başardıkları bende hep şimdi de yapabilir ümidini yeşertiyor.

    2. hoca uyumsuz, egosu çok yüksek, otoritesi yer şeyin üzerinde olsun istiyor. yanlışlarından dönme konusunda isteksiz. profesyonellikten uzak ve adaletsiz. istediğinde yönetimi medyada karalayıp taraftarın önüne atabileceğini düşünüyor. denetlenemiyor, denetlenmekten hesap veren konumunda olmaktan hoşlanmıyor.

    3. hoca kendisinden sonra kulübün ne olacağı konusunda kaygı taşımıyor. yardımcılarını seçerken ilerisini düşünmüyor. teknik ve taktik konularda fikrini alabileceği yardımcılar yerine emir komuta karizma çerçevesinde bir yönetim anlayışını benimsiyor.

    4. taraftar olarak her şeye rağmen, şampiyon yaptığı sezon sayısı/ çalıştığı sezon sayısı düşünüldüğünde, uefa kupası düşünüldüğünde, üçüncü dönemdeki ucl başarısı düşünüldüğünde kendisine "yeter, bıraksın" denilmesini taraftara yakıştıramıyorum. biz fatih terim'e sabretmezsek kimseye sabredemeyiz. hocaya şimdi bıraktırılırsa iki üç sene sonra bugünün anıları tazeliğini yitirdiğinde, üst üste gelen bir kaç kötü sonuçta yine hocanın türküsü çığırılmaya başlanacak. bu kısır döngüden kurtulamayacağız.

    kapanış tanımı yapalım da tam olsun, kendisi içinde kaybolduğum ümittir.

    düzeltme: imla.
  • 22999
    arabesk tayfanın inatla savunmaya devam ettiği teknik direktör. beyler azıcık gerçeklerle yüzleşin, geçmiş başarılarla yaşamayın.

    galatasaray adına 19-20 sezonunun bu kadar rezalet geçmesinin sebebi kendisidir. belhanda takımı baltalamaya devam ederken oynatmaya devam eden kendisidir, selçuk inan'ı oyuna sokup performans bekleyen kendisidir. makas açıldı diye açıklama yapıyor eyvallah bu sene gelen şampiyonlar ligi kurası gerçekten çok zordu fakat bu takım tuzlaspor'a karşı isabetli şut bulamazken, lig sonuncusu 10 kişi kalmış takıma evinde 2 puan hediye ederken bu makas açık değil mi fatih hocam? bu sezon evimizde verdiğimiz aptal saptal puanın haddi hesabı yok, her maç sonu aynı açıklamaları dinliyoruz fakat bir sonraki hafta aynı ilk 11 karşımıza çıkıyor. 1-0 öne geçtiğimiz an oyunu tutacak bir planımız yok, muslera'nın insan üstü performansı olmasa bu sezon ligde sıralamamız çok daha berbat bir yerde olabilirdi.

    iki aydır ocak ayını bekleyin diyorsun, elindeki futbolcularını ateşe atıyorsun. bakalım ocak ayına pek bir şey kalmadı hepimizin hakkında hayırlısı. umarım takımı ayağı kaldıracak bir plan bulursun.
  • 23000
    başarılı olduğunda yanıltmadığı gibi, bu süreçte yaşadıkları ile de yanıltmıyor. ben de zamanında buna değinmek için kendisi hakkında yazmıştım. bazen nefes alıp, öfke kontrolü yapmak herkes için fayda sağlar. durup, sonradan düşününce anlarsınız ne kadar doğru bir karar verdiğinizi.

    fatih hocayı oyun harici, öfkeyle eleştirenlere de bunu tavisiye ediyorum.
    oyun kuralları, taktik-teknik çerçevesindeki her şeye sonsuz saygı. buna bir şey diyemem ama diğer türlü olunca, içime sinmiyor işte.

    (bkz: #2642255)

    entry içinde 'kendi' entrymize referans olmuyordu sanırım. pat diye bakınız verip kural ihlali yapmamak için giriş yazısı ile başladım. fakat hala ihlal varsa ve buna rağmen kuralları çiğnediysem baştan söylüyorum, özür dilerim ama bir şekilde bu yazıyı, özellikle son paragrafı ile birlikte hatırlatmak istedim.

    ---

    başarı kıtlığı gelip çatmıştır ve taraftar zor günler geçirmektedir. başarıya olan açlık rüyalara daldırır. hep o konuşulur. mazi gözlerde canlanır ve kulüp tarihinin en büyük ismi akıllara düşer. hayali bile iyi gelir önce... sadece hayal, kıpırdanmaya sebep olur. akıllarda tek bir isim var, bizi bu kıtlıktan sadece fatih terim çıkartabilir diye homurdanır taraftar...
    dualar kabul olur, o adam gelir.
    başarı da gelir.
    taraftar doyar, açlığı unutur ve tokluğun verdiği mükemmel hisle uykuya dalar.
    bir şeyler olur... ama bu galatasaray'da hep olur. hep de işler iyi giderken, ya içerden vurulur ya da dışarıdan.
    olur bu, hep olur.

    taraftar yine homurdanır, beceremiyor der. eleştirir, kızar, üzülür, yazar, çizer. hem de aslında işlerin öyle olmadığını bile bile.
    o bir gün yine gider ve her zaman olduğu gibi kıtlık yine başlar. bu da hep olur. sonra taraftar yine homurdanır, aç kalır, şiddetle onu ister. o da belki yine geri döner. döner döner, çünkü hep dönmüştür.

    onla olmuyorsa, onsuz hiç olmaz.
    fatih terim yine başaracak, yeniden eleştirilecek. bu coğrafyada işler böyle işte.
    7 şampiyonluğu, onlarca kupası var ama o bizi doyurdukça, açın halinden anlamıyoruz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın