resim
Claudio Cesare Prandelli
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:66
Uyruk:İtalya
  • 826
    oynatmak istediği sistem mantıklı görünse de , elindeki kadronun buna uygunluğu tartışılacak olan hoca.

    şimdi bakalım, 20 eylül balıkesir - galatasaray maçını baz alarak değerlendirdiğimizde şu dizilişle sahaya çıktık.
    http://i.imgur.com/sUvN1Ol.jpg

    defans yaparken beklenti şu şekilde, ki gol yollarında kısır olmamıza rağmen defansif anlamda nispeten daha başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz;
    http://i.imgur.com/oImEX5u.jpg

    hücumsal oyunda atak başlangıcında veya göbek ataklarında şu şekilde bir diziliş ile yer almaya çalışıyoruz;
    http://i.imgur.com/WmfyqvC.jpg

    sağ kanattan yapılan ataklarda hocanın beklentisi şöyle bir diziliş almamız;
    http://i.imgur.com/4If0E6V.jpg

    sol kanattan da benzer şekilde şu şekilde pozisyon almamızı bekliyor;
    http://i.imgur.com/RsGoToT.jpg

    sol kanat akınlarında sneijder ve dzemaili'nin şut atabilecek olması, bu taraftan nispeten daha az orta yapmamızın daha geçerli bir sebep olacağını gösteriyor. aslında bakıldığı zaman yavaş gelişen kanat akınlarında zaman zaman beklerimiz ile chedjou'nun pozisyon takası yapması ve chedjou'nun ceza sahasına hava topu için sürpriz adam olarak hareketlenmesini çok isterdim.

    görüldüğü üzere aslında ileride tek forvet burak gibi görünse de, hocanın kafasında böyle bir alan yerleşimi olduğunu düşünüyorum. diziliş mantıklı gibi görünse bile, orta sahadaki üçlünün (melo da ağır bir oyuncu) yaratıcı ve çabuk oyuncular olmaması, bu sistemin işlerliğini anlamsız kılıyor.

    kanat akınlarında da ileride çoğalamıyoruz çünkü selçuk , yekta, melo, dzemaili gibi oyuncuların hücumsal etkinliği genelde, geriden gelip sürpriz bir duvar pası ile içeri sokulabilme ya da şut atma şeklinde. ceza sahası çevresinde orta bekleyen , ya da o bölgede süratle varyasyon yapabilecek seriliğe ve tekniğe sahip değiller.

    bu sebeple orta sahamız genelde top yapan, topu taşıyan ve büyük ölçüde kanatlardaki beklerimize aktaran al-ver tarzı bir oyunu tercih ediyor. bu bölgede bir değişiklik , hareket , sürpriz beklediğimiz adam yok. oysa bana göre melo-dzemaili ya da melo-selçuk arasına bir emre çolak , umut gündoğan ya da sinan gümüş gibi bir oyuncu orta sahaya farklı bir dinamizm getirebilirdi. tabii ilk akla gelen isim sneijder. bu durumda kanatlarda bruma ve olcan oynamalı herkesin malumu. ama yine de kanatlardan topu getirsek bile ileri çıkışları kısıtlı orta sahamızla ve ileride burak ve sneijder ile uzun defansların arasında orta beklemek ne derece mantıklı olur?

    galatasaray'ın bence denemesi gereken taktik 4-4-2 ya da 4-2-2-2 olmalı. ileride burak-pandev, pandev-umut varyasyonları denenmeli. orta sahayı kalabalık tutarak skor alamıyoruz. kabul edelim elimizde ne drogba ne de elmander var. burak yılmaz bir kontratak oyuncusu.

    burak yılmaz tek forvet oynuyorsa, kontratak futbolu oynaman gerekir. bursa deplasmanında attığı gol bunun en güzel örneği. ceza sahasında etkinliği, ağırlığı, mücadele gücü, bitiriciliği olmayan, soğukkanlı vuruşlar yapmayan, kora kor top saklayıp hava topu toplayabilen bir target man (bkz: drogba) (bkz: hakan şükür) (bkz: johan elmander) yoksa elinde o zaman kontratak oynaman gerekir.
    bu durumda kontratak oynayan orta sahanın da süratli veya süratli olmasa da hızlı düşünüp hızlı oynayabilen adamlardan oluşması gerekir. bu tarz adamlar galatasaray orta sahasında ne yazık ki mevcut değil. dolasıyısla burak'ın oynadığı kontratak takımı da olamıyoruz. zaten türkiye liginde galatasaray kontratak oynasa bile, karşısında hiç bir zaman az adamla bir defans yakalayamayacaktır.

    görünen o ki , hoca henüz takımı tanımıyor. tanımadığı için teorik arayışlar içerisinde. zamanla doğruyu bulacaktır. ama o sırada galatasaray çok şey kaybedecek. bu adamlarla yapabileceği en iyi varyasyonu yapmak zorunda.

    ben olsaydım;
    - anderlecht maçındaki gibi sürpriz ileri çıkışlar beklerdim chedjou'dan. çok güzel olurdu. ağır takımımız set oyunuyla ileri topu taşıdığında hem ileride hava hakimiyeti olan bir adam daha koyardık burak'ın yanına, hem de orayı karıştırırdı adam markajı anlamında.
    - melo'yu da daha sık ceza sahasına gönderirdim. eğer bir tercih şansım olsa melo'ya , selçuk'tan daha fazla ofansif görev verirdim. hem hava toplarında etkili ve agresif, hem şutu var, hem de sürpriz duvar paslarıyla içeri girebilir. top saklar, tekniği yüksek.
    - orta sahamız ağır ama şut atabilecek bir dolu adam var. melo atar, selçuk atar, dzemaili atar, hamit atar, sneijder atar. neden sadece sneijder ile şut deniyoruz? orta sahamızın eksik yönleri yerine güçlü yönlerini değerlendirecek varyasyonlar denemiyoruz? ceza sahası dışından atılan şutları da çok iyi takip edecek oyuncularımız var; burak, bruma vs...

    galatasaray'ın elinde kötü bir kadro yok , ama bence doğru bir kombinasyon bulunamadı. terim, ilk geldiğinde, kafasına göre takım kurdu ve istediği şekilde oynattı.başarıyı yakaladı. eline drogba ve sneijder verildiğinde ise onlara yer açabilmek için sistemden taviz verildi. iyi oldu, kötü oldu tartışılır.
    prandelli , eline bir kadro verildi, şimdi o da birşeyler bulmaya çabalıyor , ama -ne eski, ne yeni- yerlileri yeterince tanımıyor, ve elinde son dakika alınan bir pandev-dzemaili ikilisi var. bana göre 5+3 'ün de çok büyük etkisi var. tüm bunların yanında istediği kimyayı yakalasa bile yabancı kuralı yüzünden birşeylerden taviz vermek zorunda.

    umarım yanlışlarından vazgeçip takım kimyasını çabuk çözer, yoksa bizi hiç ama hiç iyi günler beklemiyor...
  • 828
    oynatmak istediği taktikte burak veya umut yerine drogba ya da benzeri bir futbolcusu olması gereken teknik adam. özellikle türkiye ligi gibi rakiplerinin %80'ininin kapanacağı maçlarda rakip defans arasında boğuşacak, yıkılmayacak, pozisyon almasını bilecek futbolcuya ihtiyacı var. yoksa kalabalık defansa karşı boğulup gidecek. pandev'in bu konuda kendisinin çok işine yarayacağını zannetmiyorum. adam hedef santrafor değil ofansif orta saha tarzı, yardımcı santrafor.
    dikkat edin fenerbahçe sow ve emenike gibi kuvvetli forvetleri formdan düşünce nasıl zorlanmaya başlıyor ve bu adamlar fizik olarak iyiyse nasıl rahat kazanıyor. türkiye liginde güçlü ve biraz becerikli forvetlerin yoksa rakip seni kalabalık defans ve sertlikle boğar. burak , umut'la olmaz bu iş. hatta pandev bile yetmeyecektir.
    hızlı oynamalıyız diyor sürekli ama deplasmanda bile kontra atak pozisyonu çok az bulacak. dar alanda hızlı oynayalım diyorsa bu aldığı topu kontrol edemeyen (bkz. burak) , veya topu alınca iki saat düşünen ve geri veren (bkz. selçuk) gibi adamlarla zor olacaktır. 5 yabancının yanına 6 tane istediği gibi oynayan türk oyuncu bulamayacak.
  • 829
    büyük teknik direktör olup olamama konusundaki kritik eşikte. fatih terim üçüncü gelişinin ilk sezonunda hücum kısırlığını 442'ye geçerek çözdü, mancini devraldığında takım yine üretemiyordu sneijder'i sola atıp bir nebze takımı yukarı çekti. aynı yaratıcılık sorunu yine var ve prandelli'nin hamlesi gerekiyor. hem diziliş hem oyuncu formları açısından takım dip noktayı bulmuş gibi. burada artık eldeki malzemeyle prandell'nin ne yapacağı önem kazanıyor. dünya kupası sonrası futbolcular gibi o da mental ve fiziki yorgunluğunu atamamış görünüyor. bu yorgunluk bizim dışarıdan görebildiklerimizi onun görememesine neden oluyor gibi. önümüzdeki günlerde yapacakları bunun kendisinin formsuzluğu mu yoksa yetersizliğimi olduğunu gösterecektir. dileğim işe takımı 4411 dizerek başlaması.
  • 831
    gerçekten hiç bir ışık vermiyor ve sanırım bu gidişle vermeyecek. mancini'nin gitmesini isteyen biri olarak geldiği zaman da söylemiştim, prandelli geldikten sonra mancini'nin gitmesinin ne anlamı kaldı? takımı istanbul'da tutup, kampa götürmemesi akabinde fenerbahçe'ye karşı oynanan silik futbol göz önüne alınınca kuşkular daha da arttı.

    anderlecht maçı ile cl'de üst guruba çıkma şansını tepti demiştik. bu oyunla ne dortmund'u yenebilirsin ne de arsenal'i. şimdi balıkesir maçı ile galatasaray'ı kötü günlerin beklediği gün gibi ortada. hala gözleri kapalı olanların gözleri arkadaşlarında dediği gibi fenerbahçe maçından sonra açılır. bana kalırsa en yakın zamanda kendisi gönderilmeli ve yerli bir antrenörle 1 yıllık anlaşılmalı. zararın neresinden dönersek kardır.
  • 832
    öncelikle şunu söyleyeyim ki takımın bu kadar kötü olmasında bence kendi dışındaki etkenler var. balıkesir'e tek bir yöneticinin bile gidememesi, tff'nin galatasaray'ı şamar oğlanına çevirmesi, taraftarın kontrol edilemez öfkesi, yönetim değişikliği, geç tamamlanan transferler... takımda forver olmaması (burak yılmaz ve umut bulut'u toplasanız bir webo etmez. berk'in de tecrübesi eksik. kiraya verilmesi gerekiyor)

    ama işin prandelli'yle ilgili kısımlar da var: prandelli yangına su dökmüyor. körükle gidiyor. antrenman performansı kötü olduğu için olcan'ı kadroya almıyorsan, maç performansı kötü olan oyuncularına da yaptırım uygulaman gerek. burak yılmaz ve selçuk inan prandelli geldikten sonra da hiçbir şey oynamadılar. hiçbir katkı veremediler. kadro dışı bırak demiyorum, yedek bırak. bir maçta 45 dakika boyunca takımın hiçbir şey veremediyse oyuncu değiştirirsin. formasyon değiştirirsin, bir şeyi değiştirirsin. 20 eylül 2014 balıkesirspor galatasaray maçında 60. dakikaya kadar hiçbir şey değişmedi. resmen skandal. oysa en az iki oyuncu değişikliğiyle başlamamız gerekiyordu.

    takımın şut denememesi konusunda da bir şey yapmalı. kapanan rakiplere karşı en önemli silahlardan biri şu. seker, çarpar, pozisyon olur, girer girmez, başka şey, ama ihtimalin artar.

    bunun yanında pandev yerine gomis transfer edilseydi bu takım için çok daha faydalı olurdu. galatasaray'a öyle bir oyuncu gerekiyor. kapanan, atak bile yapamayan takıma orta yağdır. kafayı kim vuracak. zamanlaması iyi, hava toplarına hakim bir yarma gerekiyor bunun için. gomis ideal adamdı. hem de bonservisi yoktu. pandev yerine böyle bir adam çok daha mantıklıydı. sözlük son derece karşı çıktı, ama galatasaray'ın ihtiyacı olan futbolculardan biri bu tipte bir oyuncu.

    ayrıca galatasaray'ın enerji değiştirmesi gerek. bu da daha çok genç oyuncuyu kullanarak yapılabilecek bir şey. prandelli paf takımını iyi izleyip genç oyuncularla da ilgilenmeli. gerçi paf takımında en son vedat inceefe, özkasap vardı. bunlar çocuklara ne katabilmişse... içimden bir ses "hiçbir şey" diyor.
  • 833
    kendisini korumak için futbolculara bok atan adamlara bayılıyorum ya. milyonluk eşekler koşmuyor, yerli futbolcular çok kalitesiz, yerli futbolcular takımı sabote ediyor.

    bundan 3 sene önce fatih terim'in ilk senesinde senin yerli ve yabancı futbolcuların bundan daha mı iyiydi? aksine daha kötüydü. emre çolak o takımda 11 oynuyordu. şimdi 18'e alınmayan engin baytar o takımın yıldızıydı. lan hakan balta falan her maç oynuyordu düşün.

    bizim yerliler kötü de balıkesirspor'unkiler daha mı iyi?

    futbolcularda falan sorun yok. selçuk kötü. evet, selçuk bence de kötü ama hasan şaş bizzat kendisi itiraf etti. bu çocuğu bu performansa biz ittik, sonrası da çorap söküğü gibi geldi diye. adam, selçuk orta ikilide müthiş işler yaparken, biz burak-sneijder-drogba üçlüsünü oynatabilmek için selçuk'u sağ iç ve sol iç oynatmaya çalıştık ve o günden beri de düşüyor adamın performansı dedi.

    26 yaşındayım. 96 sezonu galatasaray'ını az biraz hatırlıyorum. o günden bu güne izlediğim en kabız galatasaray'ı izlettirdi bana prandelli şu 5 resmi maçlık süreçte. 5 resmi maç yapıyorsun, elinde sneijder, bruma, burak, pandev, olcan gibi adamlar var ve sen 5 resmi maçta sadece 3 tane gol atabilyorsun. bak, müthiş atak yapıp, şanssızlıklar falan değil he. baya baya kaleye bile gidemedik bu 5 maçta. 3 gol çok bile yani.

    balıkesirspor sana karşı çift forvetle sahaya çıkıyor, sen ise sanki barcelona'ya karşı deplasmanda oynuyormuş gibi 3 tane defansif orta saha ile çıkıyorsun. 5 maçtır bunu deniyor ve olmuyor. olmayacakta.

    hani zaman lazım deniliyor ya kendisi için, iddia ediyorum, şu 3'lü orta sahası ile bütün sezonu geçirsin bu takım sezonu 50 golle bitirir. adam bruma'yı çıkartıyor emre çolak'ı alıyor. 4'lü orta sahaya geçiyor ama herkes "mc".

    oynamak istediği futbol için sol beke caner'i, forvete sow'u, orta sahaya da melo ve selçuk'un yanına oğuzhan özyakup'u koyması gerekiyor. ama malesef senin elinde bu adamlar yok. beklerin gümbür gümbür gidip gelemez o sahayı. göbekte harikalar yaratan melo ve selçuk'u katlemeye devam diyorsun. adamlardan sağ, sol iç yaratmaya çalışıyorsun. bruma, olcan, pandev, yasin gibi kanatta oynayabilecek, lig seviyesinin baya üstünd adamların var ama içlerinden sadece bruma'yı oynatıyorsun onun da bu sikindirik 4-3-3 dizilişind nerede oynadığı belli değil. kanat desen kanatta oynamıyor, forveet desn hiç değil. bütün maç deli dana gibi koşturuyor.

    sneijder zaten 15 metre top sürüp adam eksilten bir adam değilken sen hücumda koşabilen sadece 2 adam bırakıyorsun. burak ve bruma.

    3'lü orta saha saplantısından vazgeçmediği sürece her maç bu kabız oyunu izleyceğiz. takımın alışmasıyla, zamanla falan zerre alakası yok. bir defa olayın bir mantığı var ya, bu üç defansif orta saha ile bir takımın iyi hücum etme imkanı yok.

    he evet he, türk futbolcular çok kötü, berbat. amk cihan haspolatlı, orhan ak, sabri falan bu takımda banko oynayıp şampiyon oldu.

    adam 2-0 mağlup ama 70 dakika o üçlü defansif orta saha düzninde devam ediyor. vallahi çıldırıcam ya. atmış ileri 3 tane adam, onların tek başına gol atmasını bekliyor.

    gerçi futbol romantikleri şimdi yine bizim göremediğimiz bir sürü şeyi görüp yazarlar. bayılıyorum bu adamlara ya.
  • 834
    birincisi ülke futbolunu hala tanımıyor. keşke yanına türk antrenör alsaydı. mesela balıkesir maçına çift forvetle çıkmamak her şekilde intihardır. yani şu maçta kaleye sinan bolat'ı koyup yabancı sayısını pandev'den yana kullansa defansif anlamda hiçbir şey kaybetmezdik yenilen goller ortada sonuçta.

    ikincisi selçuk'a terapi mi yapar ne yapar bilmiyorum ama bu selçuk'u kesinlikle oynatmaması lazım. yemin ediyorum verdiği paslar içinde benim veremeyeceğim belki 10 tane ya vardır ya yoktur. faulsuz aldığı bir top zaten hatırlamıyorum. hala hangi akla hizmet oynuyor ilk 11'de cidden anlamıyorum.

    üçüncüsü bu oyun anlayışıyla burak'tan tek forvet şeklinde faydalanmamız çok ama çok zor. burak attığı gollerin yarısından fazlasını defans arkasına yaptığı koşulardan atıyor zaten. şu sıralar motivasyon olarak da yerlerde olduğu için ofsayta her zaman düştüğünden de daha fazla düşmeye başladı. selçuk'tan öldürücü pas gelmiyor. bi tek kalıyor sneijder. o da bi yere kadar tek başına. çözümü çok da zor değil ya forveti çiftliyceksin ya da başka bir tek forvet koyacaksın.

    dördüncüsü yasin'den sağ bek olmayacağını hep birlikte gördük zaten.

    beşincisi de olcan bir şekilde kazanılmalı. ne yaptı da kadroya alınamadı bilmiyorum. belki de prandelli haklıdır ama ne olursa olsun takıma kazandırılmalı, destek verilmeli. çok ihtiyacımız var ona.
  • 835
    brezilya 2014 dünya kupası'nda uruguay ve kosta rika'ya gol dahi atamayan takımın * teknik direktörlüğünü yapmıştır.

    yalandır.

    zarardır.

    balotelli ve pirlo ile gol bulamayan adamdan selçuk ve burak ile takımı coşturması bekleniyor.

    sabır taşıydım, ben bile çatladım.

    edit1: sevgili arkadaşlarım, bu sözlük düşüncelerimizi paylaşmak için var. birbirimize hakaret etmek için değil. yazdıklarımızın yasal yaptırımları var. diğer yazarların yazdıklarına atıf yaparak hakaret etmeyelim. haddimizi bilelim.

    edit2: 4 kez dünya şampiyonu olmuş italya'yı avrupa şampiyonasında final oynatmak bir teknik direktörü galatasaray'ın aradığı teknik direktör yapmaya yetmez. luiz aragonez'in * ispanya milli takımı ve fenerbahçe performansları ortada. kaldı ki benim temel eleştirim prandelli'nin taktik anlayışının, galatasaray'ın mevcut kadrosu ve türk futboluna uyumlu olmamasına.

    edit3: dünyada büyük olarak anılan takımların çok büyük bir kısmı oyuna hükmeder, topu alır ve oynar.

    örnek:barcelona, real madrid , bayern münih, almanya milli futbol takımı...

    galatasaray'ın karakterine, geleneğine ve vizyonuna uygun oyun sistemi de budur.

    ver topu rakibe onlar düşünsün sisteminin ne gibi sonuçlar verdiğini abdullah avcı yönetimindeki türkiye milli futbol takımında gördük.

    frank rijkaard'ın eline (bkz: bam) üçlüsünü vererek yeterince "sabır" gösterdiğimiz kanaatindeyim.

    sabır; amaca ulaşmak için tüm gereksinimleri karşıladığınız ve artık sadece zamana ve uyuma ihtiyaç duyulan bir dönemin mevzusu olur.

    prandelli'nin kontrol futbolunu çok iyi bilen italya gibi futbol ekolü bir ülkenin oyuncu havuzundan uruguay ve kosta rika'ya galebe çalacak bir takım yaratamamış olması karşısında, yabancı sınırlamasının olduğu bir ülke olan türkiyede, mevcut futbolcularla kendisine sabrederek bir yere varamayacağımız gün gibi ortada.

    ez cümle; cesare prandelli'nin oyun sistemi türkiye'ye, türk futbolcularına ve nihayet galatasaray'a uygun değildir. ekmek mayasıyla yoğurt mayalanmaz.
  • 838
    4-2-3-1 gibi kanatları ve wesley'i tam verimle kullanan bir sisteme geçmemeye, formayı hak edene vermemeye ve saçma sapan adamları saçma sapan yerlerde oynatmaya devam ettikçe eleştirilmeye devam edilecek hoca. isterse 3-4 maç üst üste kazansın. yukardaki belli başlı şeyleri yapmadığı müddetçe hiç bir halt ilerleyemeyiz.

    kimse "her şeyi bilmeyin yea" bıdı bıdısıyla gelmesin. hepimiz ister istemez galatasaray ile yatıyoruz kalkıyoruz. istemesek bile bir şeyler biliyoruz amk. ayrıca bildiğimiz başka bir şey daha var. 5 maçtır ne kanatları kullandık ne de düzgür bir hucum geliştirdik. net söyliyim sıfırız, 0. kafasını değiştirmez ise belki 1-2 galibiyet görüp günü kurtarır ama sezonu asla!
  • 839
    teknik direktör ne yaparsa yapsın, futbolu futbolcular oynar. sanmıyorum ki prandelli futbolculara "basmayın, koşmayın, gol atmayın..." desin. türkiye ligi aslında sıradan bir teknik direktörle bile idare edilebilecek bir lig. fenerbahçe bunu az da olsa aykut kocaman ve ersun yanal ile yapabildi. ama aynı hocalar ve aynı sistemle avrupa'ya gitseydi yiyeceği tokadın haddi hesabı yoktu.
    prandelli karakterli bir takım oluşturmaya çalışıyor. yedek futbolcunun oyuna girdiğinde kafası kesik tavuk gibi koşmaması için takımın belli bir sisteme ihtiyacı vardır. işte prandelli böyle bir yapı oluşturmak için olabilecek en iyi hocalardan biri. bu sistemi oturtması zaman alabilir, bu süreçte galatasaray başarısız da olabilir. ama felsefesini oturttuğunda başarının da süreklileşeceğini tahmin ediyorum. 5 yılda 2 şampiyonluk kazanan geri kalan sezonlarda da başa oynayan bir takım seyretmektense her sezon belli bir standardı olan, ne oynadığını bilen bir takım seyretmeyi tercih ederim.

    gelelim prandelli'nin teorisinin pratikteki yansımalarına...

    türkiye'de sistem oturtmak zordur. en yaygın sistem, sistemsizliktir. sadece futbolda değil, günlük hayatta rastlayabileceğiniz her işte bu böyledir. biraz alakasız kaçacak bir örnek vereyim. uzun yıllar sanayide üretimde çalıştım. birbirinden donanımlı mühendislerle çalışma imkanı buldum. cv'si 10 sayfa olan mühendisler, kafası zehir gibi çalışan insanlar... fakat bir işte 3 ay gibi bir süre bizimle çalışacak bir alman mühendis geldi. kemerinde maket bıçağı, cebinde not defteri, alyan takımıyla falan gezerdi. çok garipserdik. konuşurken not alır, kafasından hesaplar yapardı. açıkçası bana gereksiz gelirdi. nihayetinde onun yaptıklarını yapmadan da herhangi bir işi bitirebilirdik. bir süre sonra farkettim ki, bizim işi bitirdikten sonra etrafı toparlamamız gerekirdi. ama onun yöntemiyle iş bitince ekstra bir iş çıkmazdı. sadece not aldıklarını yapardı. evet alakasız kaldı ama bu burada dursun.

    iyi şöför; makasa giren, arada kuralları da çiğneyerek gideceği yere varan bir şöfördür. en baba f1 pilotunu getirin, istanbul trafiğinde zorlanır. istanbul değil, küçük bir ilde bile zorlanır. hayatın her alanında kaos hakim bu ülkede. futbolunda da aynı şekilde. biz terim yönetiminde nasıl başarılı olduk? bu kaos futbolunu başarıyla idare ederek. hasan şaş anlatmıştı anılarında, arada hakeme bilerek itiraz eder, taraftarı bu şekilde ateşlendirir ve nihayetinde takımı da ateşlendirirmiş. genelde de işe yarardı. peki bu ne kadar böyle gidebilir? bu doğru bir yöntem midir? bu şekilde başarı ne kadar sürdürülebilir? herhangi bir sistemden, sistemi işleten çarklardan bahsedebilir miyiz?

    prandelli yabancı bir mühendistir. istanbul trafiğinde afallayan usta bir şöfördür. işte az biraz ondan bir şeyler öğrenebilirsek, futbolcuları söylediklerini pratiğe dökebilirse sistemli bir başarı mümkündür. tüm dünya sistem oturtma peşinde koşarken bizim sistemsizce başarıya ulaşma çabamız ne kadar sürdürülebilir? biz sündürülebilir başarıyla doyacaksak, sürdürülebilirliği hedeflemeyeceksek prandelli'yi gönderelim gitsin. çok ciddiyim, yılmaz vural yönetimindeki bir galatasaray bu ligi alır götürür. en fazla 3 sene götürür. sonrasında ne olur bilinmez. sadece biraz sabır lazım. gerçi sadece sabır yetmez, gelenekselleştirdiğimiz algımızın da değişmesi lazım. prandelli'den bir şeyler öğrenmeye çalışmak lazım. yoksa artık herkes idman yapıyor, herkes taktik çalışıyor, herkes rakibini izliyor.

    türkiye gibi gelişmemiş ve gelişmemekte ısrarcı bir ülkede prandelli'nin işi zor. az biraz işleri rayına oturtsa biliyoruz ki 5 maç seyircisiz oynama cezası gelecek, türlü adaletsizliklere maruz kalacağız. 5+3 gibi olabilecek en saçma sınırlama ile oynamak zorundayız. bu koşulların herkes farkında. maç sonunda maça dair iki çözümleme yapamayan futbolcularla olmaz bu iş. futbolcu eskisi yorumcuların ne kadar saçmaladıklarını hep beraber izliyoruz. 20 sene profesyönel olarak yaptığı işten bu kadar anlamayan tonla yorumcu var piyasada. sebebi bence çok basit. hiçbiri oynadığı oyunu bilmiyor. hiçbiri yaptığı işe hakim değil.

    çok zor olacak, çok zaman alacak belki de hiç olmayacak ama, prandelli takımda kalıcı olursa onun takımından emekli olan futbolcular televizyonlara çıktığında faal futbolcuların özel hayatlarını konuşmayacak, futbol konuşacaktır. prandelli gibi hocalar fırsattır ve biz fırsat kaçırmayı çok severiz. bu seferlilk bu huyumuzdan vazgeçelim. bu seferlik başarısızlığa biraz tahammül edelim.

    prandelli eleştirilmez diye bir şey yok. tabii ki eleştirilecek. ama onu oynatma bunu oynat, şunu kanada çek şunu bek yap falan... bizden daha geniş bir açıyla izliyor ve takımla bizden daha çok zaman geçiriyor. elbet bildiği, denediği, yanıldığı şeyler vardır.

    bu sistem oturtmaya çalışan prandelli:

    http://i57.tinypic.com/2pt9unq.jpg

    http://i57.tinypic.com/v489r7.jpg

    bu da döner bıçaklarıyla başarı vaadeden türk fotbolsever:

    http://i58.tinypic.com/2h81vfq.jpg
  • 840
    galatasarayda kaldığı her saat, her dakika bizi şampiyonluktan uzaklaştırmaktadır. bazı kararları çabuk alıp uygulamak gerek. süründürdün mü gittiğinde artık iş işten geçmiş olur.

    kendisiyle olmayacak bu belli. geldiğinden şu ana kadar hazırlık maçları dahil takımın bir dakika bile olumlu futbol oynadığı yoktu. hiç ama hiç ışık yok. ünal aysal ne bekliyor anlamış değilim.

    tanım: galatasaray'ın gördüğü en kötü teknik direktör. buna sigi held, saftig dahil. fatih terim, ümit davala ve hasan şaş'ın atıldığı mersin maçında takımı son dakikalarda kenardan yöneten masör uğur durul bile kendisinden daha iyi hocalık yaptı o derece.
  • 841
    bak dersin ki takımın kilit oyuncuları formsuz ve bu yüzden başarısız oluyor anlarım ama takımda formda olan futbolcu yok. herkes dibe batmış durumda. sneijder'in üstüne yimpaş yozgat spor forması geçir sneijder demezsin. selçuk'un üstüne güngören belediyespor forması geçir ulan bu adam galatasaray'ı 2 sene şampiyon yapmış selçuk demezsin. bu bütün futbolcular için geçerli.

    bir tek olcan vardı kıpırdayan onu da kadro dışı bırakarak dibe batırmaya yemin etmiş durumda.

    hadi tüm bunlara da eyvallah diyelim ve kadrodaki bütün futbolcular formsuz olsun. gerçi bunun tek nedeni yine takımın patronudur ya neyse. peki bu adamın nasıl bir futbol oynattığı ya da oynatmak istediğini anlayan var mı?

    oyunu önde oynayıp preslerle rakibi boğma futbolu mu?
    topa sahip olup sürekli pas yaparak total futbol anlayışı mı?
    topa sahip olduktan sonra hızlıca rakip kaleye gitme anlayışı mı?
    90 dakika denge futbolu oynayıp bir şekilde gol atma anlayışı mı?
    kanat organizasyonu ve duran toplarla etkili olma anlayışı mı?

    futbolcular formsuz bile olsalar takımın ne oynamak istediği anlaşılır. futbolcular ne oynayacağını bilmeden sahaya çıkıyorlar. topu aldıklarında ne yapacakları hakkında fikir yok. hızlıca kaleye mi gideyim, kanatlara mı aktarayım bilmiyorlar. hepsi ilk defa futbol oynuyormuş gibi davranıyorlar.

    hazırlık maçlarında furkan'ı sağ bek olarak kullanmış ama sağ beke ihtiyacı olduğu vakit furkan aklına bile gelmemiş. peki kimi oynatmış? sol açık-sol forvet yasin'i.

    takıma bek oyuncusu alınmış sağ ayaklı adamı sol bekte oynatıyor. tamam tarık solda da oynayabiliyor ama ters taraf. halbuki ileri çıkmayan ama defansif özellikleri iyi olan hakan balta var. hakan'ın form durumu geçen seneye göre iyi durumda. hakan'ı sol bek oynatırsın ve maç içinde 3'lü savunmaya bile dönebilirsin. chedjou-semih-hakan'lı üçlü savunma. yani oyuncu değiştirmeden taktik değiştirebilirsin.

    bir lig maçının ilk yarısını 2-0 geride kapatabilirsin bu olur normaldir ama ikinci yarıya aynı anlayış ve aynı kadroyla çıkamazsın. bu normal değil ve doğru değildir. lig maçıdır çünkü. 2-0 kaybetmekle 10-0 kaybetmek arasında puan olarak fark yoktur. rakip 3 puan alır sen 0 puan alırsın. eleme maçı olsa ilk maçta deplasmanda 2-0 yenilmeyi kabul edebiliriz ve ikinci yarı farkın açılmaması için aynen devam etmeni bile anlarım. dersin ki rövanşta biz 3-0 yenip tur atlarız eyvallah ama lig maçı bu yahu. 2-0 gerideysen saldırmak zorundasın. 1 puanı bile kurtarmak durumundasın.

    şu anda kendisi kanserli hücredir ve vücudumuzda yer alıyor. gün geçtikçe vücudun her tarafına yayılacak. umarım hemen söküp atarız bu virüsü. adam bizi catania ile karıştırıyor.
  • 842
    formsuz takımın an itibariyle formsuz hocasıdır.

    kendisine önerilen diziliş taktikleri, "onu sağa koy bunu sola ötekini ileriye" şeklinde tavsiyeler mevcut düzenden daha iyi futbol oynatsa bile, bakın oynatsa bile diyorum, gerçek problemin diziliş veya sistemli alakalı olmadığı gerçeğini değiştirmeyecektir. takımdaki problem tamamen mental. cesare de bunu görüp buna göre önlem almaya çalışıyor. buna göre demeç veriyor. 4-3-3 oynamışsın, 4-2-3-1 oynamışsın ne oynarsan oyna hangi dizilişle sahaya çıkarsan çık ortaya belli bir oyun koyarsın. ancak problem dizilişte değil oyuncuların kendisinde.
  • 843
    yahu ya biz farklı maçlar izliyoruz ya da neyse ya "ya da"sını boşverin.

    arkadaş 2014 süper kupa finalinde takımın en hazır oyuncusu olcan değil miydi? biz farklı maçı mı izledik?

    bu takımın en sıkıntılı yeri sağ bek diye bu takıma tarık çamdal alındı. inatla sol bekte oynatıyor. ulan koy işte balta denilen adami da hiç değilse sağdan yürüyelim.

    sözlükte de arkadaşlar var "çift forveeet çift forveeeet" diye çöle düşmüş mecnun gibi dolaşıyorlar. arkadaş unut artık çift forveti. bu takım orta sahada sneijder forvette burak'la çift forvet falan oynayamaz. sen çift forveti hakan'la oynarsın elmander'le oynarsın. elindeki adamlar çift forvetlik adamlar değiller. çift forveti de oynayamamalarının sebebi gol yollarındaki yetersizlikleri değil ortasahayı eksik bırakmaları.

    bize alman lazım alman.
  • 844
    an tibariyle galatasarayi karistirmis adamdir. olcani kadro disi birakmak gibi kaotik yontemlere hiç girmemeliydi. yeni gelmissin, takim sik gibi top oynuyor ve sen takimin formda birkac oyuncusundan birini kafana takiyorsun. bu sekilde eline geçecek tek sey kaos. ki soyledigimiz uzere maci kaybettik ve kenarda geri dustukten sonra yapacak hamlemiz bile kalmadi ve yenilecegimizi herkes farketti. balikesir maci sabaha kadar oynansa gol atamazdik. aci ama gercek.

    simdi de daha fazla maceraya girmemesi gerek. destek meselesi degil bu. taraftar yeni bisey denendigini gorse destekleyecek. mesela kes selcuk burak ikilisini, veyseli dene pandevi dene mesela yerlerinde. ya da insan gibi olmasi gerektigi gibi olcan sneijder bruma hucum uclusuyle oynayalim. ideal olmaktan ote elzemdir bu uclu galatasaray hucumu icin. ama sen hala bunu denemezsen onumuzdeki macta, iste o zaman catlak sesler gurlesir kredin dolar takvim yaprakları senin adina daha bir hizla kopar sayin prandelli.

    macera aramayiniz. bu takima ne zaman macera aratildiysa sicip batirtildi. siz de kurt hocalik yapmayiniz. kendi kendimizi ipe goturuyoruz anasini satiyim.
  • 845
    kadro seçimi konusunda, taktik konusunda eleştirin anlarımda 3-4 maçı itibariyle eleştiriler artık yapıcı olmaktan ziyade yıkıcı olmaya başladı. bende burak yılmaz, selçuk inan'ın şu haline; olcan adın'ın kadroya alınmamasına bir taraftar olarak olumlu gözle bakmıyorum ama kendisinin yerine gelecek herhangi bir hocanın süper taktik oturtacağını ve şu galatasaray'ı bu selçuk ile ve burak ile takır takır top oynatacağını kim garanti ediyor ? galatasaray bu arkadaşım futbolcularda mental sorunlar var dostlar görmemek zor değil suç %30 prandelli deyse %70 futbolculardadır..ayrıca sadece bir taneside değil yekta'sından semihine; selçuk'undan burak'ına; veysel'inden, telles'ine kadar hepsinde çok ciddi mental sorunlar var..dünyanın en iyi teknik direktörlerinden birine sahibiz farkında mısınız bilmiyorum.. şu adam manchester united'ın, liverpool'un, city'nin başına geçse kimse sesini çıkaramaz ama bizim algımız "bu adam dünya kupasında kosta rika'ya gol atamadı yeaa" şeklinde şaka yapıyorsunuz galiba ? elbette kadro seçimi konusunda bir takım hataları olacaktır ama 3-4 maç sonra "istemezük, hikmet karaman gelsin" noktasına kadar düşmüş eleştiriler bu mudur koskoca galatasaray'ın vizyonu be arkadaş ? kendisinin yerine gelmesini istediğiniz "hikmet karaman" mı selçuk'u kesecek, burak'ı oynatmayacak yada taraftarın özlediği o futbolu oynatacak ? arkadaşlar az sabır ben artık hoca kovmaktan, kovdurmaktan bıktım aynısı mancini'ye de yapıldı şimdi o mancini mumla aranır oldu.. ben prandelli'ye hala güveniyorum ayrıca şu kek kalıplı üçüncü yıldız muhabbetinden de gerçekten gına geldi açıkçası taraftarın algısının bu derece negatif olmasında şu saçma sapan üçüncü yıldız muhabbetinin de büyük etkisi var.. hayır geçmişte ikinci yıldızı biz almıştıkta bu gün hangi taraftar "aga türkiye'deki ikinci yıldızı alan ilk takımız" diye övünüyor ? sıktı gerçekten..
  • 846
    bir yanım kendisinden ümidi kesmişken diğer yanım fatih terim'in ilk senesini hatırlayıp biraz daha zaman verilmesi gerektiğini düşünüyor. terim'in takımı da yanlış hatırlamıyorsam 10. haftadan sonra güzel futbol oynamaya başlayıp galibiyet serisi yakalamıştı. buna rağmen mevcut takıma bakıyorum ilerisi için hiç ümit vermiyor. çok kararsızım kısacası prandelli konusunda.
App Store'dan indirin Google Play'den alın