• 151
    hagi nin barış özbek üzerine kurduğu oyun planın barış'ın sakatlanması ile ters gittiği yerine b planı olarak mustafa sarp gibi bir yıldızı oyuna soktuğu ama yapacak birşeyin kalmadığı süper kaptan arda nın yedeği ayhan akman'ın kırmızı yiyince hiç şansımızın kalmadığı aydın yılmaz'ın bile kurtaramadığı yani kimsenin kurtaramıyacagı bir maçtan daha 3 puansız ayrıldık. bilmem farkındamısınız ama bu adamlara son 4 maçta gol atamadan 10 puan hediye ettik ertuğrul hoca en büyük duacımızdır bu kesin.
  • 152
    kaybetmetnin suçu net hagidedir. colin kazımı 30 metre alanda 3 kişinin arasında oynatmayı nasıl anlatabilir merak ediyorum. alex fergusonun güzel bir sözü vardır, topu koşturmak gerekli kazanmak içn, hagi ısrarla yeteneği düşük adamları koşturarak maç kazanmaya çalışıyor. maçlardan sonra bahanesi zaman, enkaz devraldık yalanı.

    emre çolak ısrarı sonunu getirecek farkında değil, bir de orta sahadan pasları ilk yarı emreye yönlerdirterek pasörlük yaptırmaya çalışmak saçmalığın önde gideni. mustafa sarp denen, oyun zekası ve yeteneği sıfır olan oyuncuyu barışın yerine aldı, yektayı ortaya çekip kazımı kanata, stancuyu forvete almayı ben bile düşünebiliyorsam, hagi nasıl düşünmedi. yekta en azından ortada sorumluluk alır ve öne oynardı. ayhan belli kırmızı yiyecek, neden yemesini bekledi, çok merak ediyorum.
  • 153
    kaleci bir takımın yarısı derlerdi, inanmazdım. kalede kaleci olsa maç berabere biterdi. çok ciddiyim. galatasaray eğer iyi bir kaleciye sahip olsun çok zor yenilir. ne yazık ki en iyi ihtimalle bu sene 6.oluruz. kupada da zaten durum ortada. ben takımım için elimden geleni yapıyorum. peki ya onlar? onları da suçlamak istemiyorum. kapasiteleri bu kadar. zapata bakalım neleri değiştirecek. neill ve baros gelince biraz toparlanırız, fakat kaybedilen bir yıl var.

    kısmette yok takımda. tam iyi oynarken barış sakatlandı. ufuk zamanlama hatası yaptı. sonra tam devre biterken ufuk 40 metreden gol yedi. 2.yarı istekli arzulu başladık. ayhan oyundan atıldı. hagi ne yapsın?
  • 155
    kadromuzda bulunan ve avrupa seviyesinde olan oyuncularımızın olmadığı maçta kendi acı gerçeğimizle karşılaştığımız maç. bu maç diğer oyuncularımızın ne seviyede olduğunu, gelecek senelerde de ne yapabileceğimizi gösteren maç. kaliteli oyuncuların zor ve stresli maçlarda kendini göstermesi gerektiği ve teknik direktör anlamında da tekrar düşünülmesi gereken maç. oyuncuları fazla suçlamaya gerek yok. onların kapasiteleri bu. onları bu takıma alıp oynatanlar suçlu. sen eğer galatasaray 'a futbolcu alıyorsan o oyuncu sadece yetenekli olmayacak aynı zamanda mental özellikleri de iyi olacak, her anlamda galatasaray 'a layık olacaksın. bu yapı değerli adamların da zararına sonuç doğuruyor. böyle bir oyuncu topluluğunun başına getirdiğin adamdan yüksek beklentilerin olması o kişinin de kredisini tüketiyor belki de haketmediği halde... hagi, tamam büyüksün, cansın, ciğersin, aşksın ne varsa güzel o'sun benim için. ama olmuyor, gitmiyor böyle. belki sezon sonunda gitmen gerek. sen can'ını sahipsiz bırakmadın zor günde yanında oldun ama olmuyor senle, olmayacak da. sen benim efsanelerimden birisin ama olmayacak senle. belki çok sevdiğin galatasaray 'a başka bir görevde, başka bir şartta, başka bir şekilde hizmet etmelisin. en kötü oynadığı maçta bile galatasaray adı bile bir kaç pozisyona girer girmesi gerekir. bir kaç varyasyon vb. şeyler yapar, ezilmez, yılmaz, savaşır. tamam yenilebilirsin de 10 kişi de kalsa bir şeyler yapar galatasaray sahada. belki bunları yapamamak senin de suçun olmayabilir, haklı nedenlerin olabilir ama bir şeyler de göstermen gerekir. neyse.. size de bir şeyler söylemek istiyorum adnan beyler.! hiç kimse, hiç bir hoca futbolu bilmiyor siz biliyorsunuz futbolu. evet siz futbolun ilahısınız, evet siz her şeyi bilen adamlarsınız. gerçi adam olduğunuz konusunda şüpheliyim.! çocukların bile hatta antu.com 'un bile yapmayacağı yapanlara, saygı denen olgudan bir nebze faydalanmamış adamlara da bir şeyler söylemek gerek . bazen arkasından attığınız, gitsin artık sakat, çalışmıyor, bilmem ne bilmem ne diye konuştuğunuz adamlar dünya seviyesinde olan adamlar.! bunlar olmayınca ne haldeyiz, bunlar nasıl futbolcular bir daha düşünmenizi öneririm. en kötüsü bir söz vardır 'giden geleni aratır' diye... hiç bir şey düşünemeyenler düz mantıkla bu sözün anlamından da bir şeyler çıkarılabilir. bu oyuncular için:

    (bkz: harry kewell)
    (bkz: lucas neill)
    (bkz: milan baros)
    (bkz: lorik cana)
    (bkz: arda turan)
    (bkz: zvjezdan misimovic)
    (bkz: sabri sarıoğlu) *

    gidenler için:

    (bkz: elano blumer)
    (bkz: abdel kader keita)
    (bkz: frank rijkaard)
    (bkz: michael skibbe)
    (bkz: erik gerets)
    (bkz: bülent korkmaz)

    harcanmaya çalışılan:

    (bkz: tugay kerimoğlu)

    listeye daha niceleri eklenebilir. evet sonuç olarak bu adamlar futbolu bilmiyor ama herkes biliyor futbolu. özellikle adnan beyler. !
  • 157
    hayır amk hayır neye üzülsem bilemiyorum takımın ligdeki durumuna mı türk telekom arena mevzuğuna mı yönetime mi oynadığımız hiç bir taktiği olmayan sikindirik futbola mı neye üzülsem hiç bilemiyorum. ama hepsini geçiyorum da bu takım niye taktiksiz oynuyor amk yaaa niye lan niyeeeeeeeeee taktik yok takımda taktik!!!! saçma sapan yan paslar geri paslar ama ileriye gelince pas yok saçma sapan ortamsı bir vuruş ve bursa defansından müdahele işte bu kadar bu koca maçın özeti bu kadardı koskaca galatasaray anasını siktiğimin bursasına 90 dakikada 2 şut vurabilmiş lan yazık amk yazık ağlıyorum şu an.

    daha önce yazmıştım yine yazıyorum hagiden teknik direktör falan olmaz sen ilk yarı sonunda ayhanı almazsan oyundan böyle olur işte. galatasaray ne zaman tek forvetli oyun oynamaya başladı işte o zamandan beri şampiyonluk mücadelesinden hep uzağı bunun da altını çizeyim.
  • 158
    kadro'yu gördüğümde yenileceğimizi anladığım maç. zaten oradan belliydi ne olacağı. as takımızın neredeyse yarısı yoktu arkadaşlar. bu kadar galeyana gelmemek lazım. bu maçta en çok şaşırtan şey ufuk'un orta saha'dan gol yemesiydi. ama o da her kalecinin başına gelebilecek bir şeydi.
    benim anlamadığım iki şey var ;
    1:) hagi niye uzun zamandır gol atamayan, çünkü uzun zamandır golcüsü olmayan takım'da stancu'yu değil de emre çolağı oynatıyor ilk 11'de?
    2:)neden insanlar böyle bir kadro'nun (yerlerde sürünüyor kalitesi) bursaspor'a deplasmanda yenilmesine şaşırıyor? orta sahanda mustafa sarp ve ayhan akmanla oynuyorsan (yıllardır) ve bir tane bile iyi oyun kurucun ve ön liberon yoksa, misimovic paf takımında oynuyorsa .... bu yenilgi ve silik futbol normaldir.
  • 159
    öylesine oynanıp biten maç. galatasaray takımının kazamaya daha çok ihtiyacı vardı bursaspor takımından ama demek ki öyle değilmiş. bursaspor daha çok istedi ve aldı. hani eskiden derlerdi büyükler formalarıyla alırlar maçları oynamasalar bile, artık o devir yok. dünyanın hiçbir yerinde yok sadece türkiyede değil. bursaspor gösterdiki avrupada başarısız olsa da eskiden büyüklerin yaptıklarını artık onlar yapa biliyorlar. büyüklerse yani büyüklerde formalarını terletmeyen topçularsa o formanın farkında olmadan, hala orada kalmaktalar ve öyle anlaşılıyor ki kalmaya da devam edecekler. sanki hepsinin yüksek mevkilerde dayıları, amcaları varmış gibi. hani olmuyorsa bırakın hepsini a2 takımıyla çıkın. en azından bilelim ki, bugün sahaya a2 takımıyla çıktık ve kaybettik. stancu gibi futbolcu alıyorsun 5 milyon avroya (ki stancu'nun kendisi demiş romanyada 5 milyon avro edecek futbolcu yok), sorarım şimdi galatasaray gibi takıma layık mıdır o fiyata öyle bir topçu. umarım ben yanılırım ve alınan futbolcular hepsi iyi çıkarlar. en azından türkiye kupasını alırız da veya avrupa kupalarından uzak kalmayız gelecek sene. yani bu hallere düştük. bırakın şampiyonlar ligini, avrupa ligine bile neredeyse katılamayacağız. ki bu sene katılamadık elendik. gelecek sene o ön elemeyi bile oynayamayacağız. not: şampiyonlar liginde en son ne zaman oynadık ben hatılamıyorum.
  • 160
    alınan maglubiyetin galibiyetten daha hayirli oldugu mactir. bu kaos icinde alınan galibiyetler sadece gunu kurtarır, gozleri kor eder. simdi gercekler tum cıplaklıgıyla ortada.

    cevat hoca zamanında alınan sampiyonluga ne kadar cok sevinmistik, fakat o sampiyonlugun mimari olduklarini iddia eden adnan'lar kendilerine ne kadar buyuk kredi acmislar ki, hala eksi bakiyeye ulastıgımızı gormuyorlar. yazıkk...
  • 161
    ufuk: her geçen gün dahada batıyorsun. geldiğinde bu çocuk 2 3 sene piştikten sonra 10 yıl kalemizde olur diyordum. ne kadar iyi niyetli düşünmüşüm. kalecilikten bu kadar uzak olunmaz. sana kim öğreticek gelen toplara nasıl müdahale yapıcağını. yetenek falan yok sende. ben oynasam o topa ayağımla vurur uzaklaştırırdım lan. yazıklar olsun. büyük bir takıma yakışmıyorsun.

    sabri: hırsından şüphem yok. çabandan şüphem yok. süratin,fiziğin vb. gibi avantajlarında olduğunu düşünüyorum. ama arkadaş şu rezil,dumur olduğumuz maçlardan sonra hiçmi oturup düşünmüyorsun şu benim topu ayağımdan kaçırışlarım,ortalarım ne olucak diye.

    servet: elle tutulur nadir adamlardan. iyi niyetini sahaya yansıtıyor. şu takımda diğer adamlar olduğu için servet'e diyecek birşey bulamıyorum.

    hakan balta: defolup gidermisin hakan? bıktırdın hakan bıktırdın. bıktım senin topu bırakışlarından. bıktım senin ofsayt diye topu bırakışlarından. bıktım senin soğuk kanlı duruşundan. git ulan git başka takıma. ilk geldiğin seneye bak* birde şu 2 seneki haline bak. bıktım!

    insua: takımda en beğendiğim topçulardan. yeteneği tartışılmaz. kiralık olmasına rağmen sahaya ruhunu mücadelesini koyan ender futbolcularımızdan. 5 yıldır bu takımda olup hatta türk olmasına rağmen bu ruhu yaşayamayanların arasında senin o hırsını görünce 'helal olsun' diyorum.

    ayhan: ayhan sen bitmişsin artık. o hatalarından sonra,o kırmızı kartı gördükten sonraki gülüşlerin beni öldürdü öldürdü. seni allah'a havale ediyorum.

    barış: yetenek yok. yaptığı tek iş topa basmak. bu darma duman olmuş takımda o topa basmanı görünce bile mutlu oluyorum. gerçek galatasaray takımının masörü bile olamazsın bunu bilesin.

    mustafa sarp: futbolla uzaktan yakından alakası olmadığını düşündüğüm orta sahamız. çok net birşey söyliyebilirim. mustafa sarp'ın yerine ben oynasam daha iyi oynarım. çok iddalıyım. 2 metre yanıma pas atabilirm. aksine ondan daha üstün yeteneğim var. topla kendi etrafımda daha hızlı dönebilirim. yakışmıyorsun bu kulübe.

    emre çolak: konuşmak için daha erken. ama birşeyler yapsın diye beklediğim 2 topçudan biri.

    culio: top ayağına geldiğinde kaybetmicek duygusuna bana yaşatan cana'yla birlikte tek topçu. o kendini yırtışın,birşeyler yapmaya çalışını bütün izleyenler görüyor sen hiç merak etme. kaliteli bir takımda ne kadar iş yapabilceğini herkes çok iyi biliyor. sakın üzme kendini, bırak takımda ruhsuz türk'ler üzsün kendini!.

    yekta: son zamanlarda bu kadar sevdiğim,umut beslediğim futbolcumuz olmamıştı. sana inanıyorum!

    stancu: konuşmak için erken.

    kazım: fenerdeki umursamaz tavırlarının bizde olmadığını düşünüyorum. uğraşını,üzgünlüğünü hissedebiliyoruz. inşallah iyi bir takımda daha iyi olucaksın.

    arda: sonuna kadar inandığım kaptanımız. futbolculuğuna diyecek hiçbirşey yok. ama allah için sen takımın kaptanısın. bu takıma o hırsı vermekte senin görevin. kaptanlık görevini yapamıyorsun. bu takımın kaptanı bülent korkmaz olsaydı asla bu halde olmazdı.

    tanım: dumur olduğumuz maç.
  • 162
    ulan yine yenildi galatasaray. bu maç için bakılırsa hiç de sürpriz değil aslında. marka bağımlısı bağdat caddesi gençliği olarak bakarsak, bursa geçen senenin şampiyonu, ilk maçı ali sami yen’de 2-0 kaybetmişiz. o zaman ok let’s go !

    amma velakin futbol böyle bir şey değil işte. yukarıdaki önermeyi kabul eden bir galatasaraylı’nın acilen 2000 uefa kupası’nı nasıl kazandığımızı açıklamasın bekliyorum. açıklayamazsa kendisi aziz yıldırım’a havale ediyorum.

    maça gelelim mi, gelelim. bazı internet siteleri alıntı falan yapıyor, bekletmemek lazım.
    sezon başında ve ortasında “anadolu takımı” dedikleri için bir çok galatasaraylı’ya kızıyordum. hala kızıyorum yahu. ama bir fak var, artık hak veriyorum. rakip kaleye gidemeyen bir galatasaray var.
    bu işin sorumlusu hagi’mi? hiç de değil. ulan (ki azdır bu yazıyı bekleyenler içinde bana ulan diyecek, yaş itibariyle yahu, ne kadar fesatsınız, çok şükür reis falan değilim) hani transferleri hagi yapmıştı, hani takım düzelecekti diyenler varsa, soruların muhatabı ben değilim. her zaman transfere inanmadığımı anlattım, dilim döndüğünce. dilimiz pek dönmüyor, en azından yazma konusunda.

    bursa, geçen haftaki konya beraberliğinden sonra pabucun pahalı olduğunu anlamış. sezon başındaki ofansif özelliklerinden tamamen vazgeçmiş. kendileri açısından iyi yapmış. şampiyonlar ligi bursaspor’un kimyasını bozmuş besbelli.
    artık bursaspor böyle oynayacak. büyüklere ve deplasmanda rakiplere karşı sağlam alan savunması, içerideki maçlarda “bastır ankaragücü”. tuhaf gelmesin, ‘70lerin sonlarında ankaragücü’nün sloganıydı. bunu kullanmam tesadüf mü, değil elbette.
    maç kafa kafaya gibi başladı. hatta galatasaray rakip kaleye daha kolay gidiyor gibiydi. ama golü bulan bursa oldu. çünkü galatasaray santraforsuz oynuyordu. bir futbolcuyu santrafora koysanız da o bu işi yapacak adam değilse bu işler olmaz. ille isim lazımsa yalandan santrafor oynayan adam kazım’dı. onun suçu değil ki.

    eğer adınız galatasaray ise oyunu rakip sahada oynamanız gerekir. allahı var bu takım maçı bursa sahasında oynadı. ama neye fayda. bursa’nın kazandığı ve kaybettiği büyük maçlara bakın, zaten tamamında topu rakibe verdiğini görürsünüz, ali sami yen’deki (seni yıkacak dozerin) ilk maç dahil. şampiyonlar ligi’nde benzeri bir oyun istediler ama valencia 40 metreden çakınca dağıldılar.
    1,5 senedir galatasaray’ın en büyük sıkıntısı boşa kaçmayan futbolcular. bu rijkaard zamanında da böyleydi, hagi zamanında da. gönül ferahlığıyla hagi’yi bunun sorumluluğundan kendi gönlümde kurtarırım, nitekim henüz yarım sezon bile geçirmedi. çok bilmişlere inat.

    bazı aklıevveller internette diyorlar ki, “artık rakip kaleye gidemeyen bir takımımız var.” hımmm, rijkaard varken gidebiliyorduk ya. karabük, buca gibi maçlar geliyor aklıma. yavrum, o dediğiniz kısa kollularla maça gittiğimiz 2009 sezon başında oldu sadece. ne zaman mont, uzun kollu forma ile maça başladık, bir daha takımı rakip yarı sahaya yüklenmişken görmedik. neyse, derdimiz galatasaraylı’lar değil, galatasaray.

    yüklendiğinde topun sende kalması lazım. bunu herkes bilir. bilmeyenler zaten devamını okumasın, hiç hoşlanmazlar. topa hükmetmen gerek. türkiye’deki herhangi bir ligde (genç, amatör, 3.lig, 2.lig, bank asya, süper lig fark etmez) topu mümkün olduğunca efektif kullanman gerek. bırakmazlar hocam. doğru mu, yanlış mı, çağdaş mı, çağdışı mı buna karışmam. karışırım da karışmam. mesela sorarım, dünyanın en pahalı benzinini kullanıyoruz da, en modern futbolunu oynamamız şart mı? cevap vermekte zorlanırsın, topu langırttaki gibi ortaya atarsın. her şeyi bilmek, her konuda doğruları söylemek mümkün değildir. bu ülkeye zaten bir tane gelmiş her şeyi doğru söyleyen, onu da dünyanın en zevk alınması gereken şeyi rakı yüzünden aşağılamaya çalışıyorlar. yemezler.

    ulan rakı acayip bir şey, nereden nereye geldik. galatasaray takımında topu ileride tutacak iki adam var. biri arda turan diğeri kewell. arda sakat. sakal traşı olurken kulağını kesmiş van gogh hesabı, sinem kobal’ın dizi setine göndermiş diye duydum. yok lan, bu hafta maçta 18 dışındaki futbolcularla beraberdi bursa’da. ama başında gri-siyah bere vardı. galatasaray kaptanı sarı-kırmızı dışında bere takar mı? icabında prezarvatifini bile storedan almalı. demek ki arda sakatım numarası yapıyor.(oldu canım)
    bir diğer top tutacak adam kewell. usta sen ne yaptın ya. zaten geçen sezon dünya kupası’nda oynamak için sakatım diye florya’da gezdin, idmana çıkmadın, güney afrika’da ilk maçta kırmızıyı gördün. şimdi de asya kupası numarası çektin bize. finalde kaybettin, oh olsun sana. sakın geri dönme.

    ufuk ceylan. ben adını yazdığım dakikalarda(23:03) büyük ihtimalle takım yemek molası vermiştir. masalarda “ulan ufuk o golü yemese maçı almıştık” diye konuşuluyordur. hee, hemen atlayın, bir tek galatasarayda konuşulur bunlar. yavrum, real madrid’de, milan’da, liverpool’da, livorna’da, lazio’da, la galaxy’de de aynı şeyler konuşulur.

    bu takım sezon başında yazdığım gibi düşe kalka gidecek. anlaşılan o ki kupayı alamazsa seneye avrupa kupalarında olmayacak. hagi’nin suçu mu, değil elbette. unutmadan bir hocanın gönderilmesine müthiş tepki veren galatasaraylı’ların futbolcularına küfür etmesini hiç anlamadım, anlamayacağım da. aslında anlıyorum elbette. eğer bir hocanın taraftarı gibi davranıyorsanız normaldir, sakın ultraslan’a laf ettiğinizi duymayayım.
    şaka lan, kimseyi ne yazmış diye takip etmiyorum, paranoyak değilim çok şükür. kim ne isterse yazsın, söylesin. kimse beni galatasaraylı’lara küfür ettirecek kadar sinirlendiremez.

    önümüzdeki hafta eskişehir maçı var. bu maçı alırız, sezon sonuna kadar da böyle gider. içerde galip dışarıda allah kerim.
    muhakkak eksik bir şeyler kalmıştır, ama hem çok sinirliyim, hem içkiliyim. idare edin:)

    2009-10 ve 2010-11 sezonlarında belli oldu ki, bize acılar var. bana koymaz, ben 14 sene beklemiş tayfadanım. ama gençlerin işi zor.

    galatasaray takımı ileride çoğalamıyor, pozisyon üretemiyor. bunu söylemek için ulema olmaya gerek yok. santrafor eksikliği bariz değil mi? hagi acaba ne düşünüyor? anlaşılan baros iyileşene kadar kazım’ı santrafor oynatacak. umarım bu hafta baros oynayacak duruma gelir. yoksa işimiz var.
  • 163
    nasıl anlatsam, nereden başlasam / bursaspor 2 - 0 galatasaray

    neler oluyor galatasaray'a, anlamak mümkün değil. belki de tarihinin en büyük kaoslarından biri yaşanıyor tüm camia olarak. elbet çıkılacaktır bu kaosun içinden de ama, nasıl çıkılacak, hiç bir fikrim yok.

    maça gelelim. pek bahsedilecek bir şey yok aslında maç ile ilgili. beklenildiği gibi, sönük başladı maç, hagi'nin istediği gibi bursa'nın oyunu hızlandırmasına izin verilmedi. gerçekçi olursak da, bizim zaten hızlı oyunla falan işimiz yok, en azından şu takımla, hayalden öteye geçmez. geçtiğimiz haftaki sivas maçında, biraz olsun umutlandırdılar bizleri. umut fakirin ekmeğidir derler ya hani, öyle oldu sanki. cem yılmaz'ın reklamındaki gibi, 'mekan oynatıyor' diyeceğim ama, ahım şahım top da oynamadı ki takım o maçta, hatta culio, yekta, stancu ve kazım hariç kimse yoktu sahada. mücadeleyi de bu isimler yaptı, iştahlı olan isimler de bu isimlerdi yine. barış'ı da o maçlık bu isimlerin arasına katabiliriz. - zaten hep söylüyorum, şu meşhur barış-ayhan-sarp üçlüsünün en etkilisi barış'tır kesinlikle. barış'ın sakatlığı da ciddiymiş, sezonu kapattı deniliyor. kaldık sarp ile ayhan'a.. - kalan isimler göstermelik bir kaç mücadele falan, o kadar. o maçtan sonra yazdığım yazıda demiştim ki, şu bir kaç zorlu haftadan iyi puanlar ile dönülürse, iyi şeyler olabilr. i ıh, bu kök salmış isimler bu takımdan gitmeden bir halt olmazmış. her şey aynı tas, aynı hamam böyle devam eder temizlik olmadığı sürece. o maçlık bir ümit, hevesmiş işte benimkisi de..

    bursa'nın attığı gol net ofsayt, miller'in eline çarpan topun önüne düşmesi falan. bu gol tüm dengeleri alt üst etti kuşkusuz, gol olmasaydı galibiyet yine gelmeyecekti bana göre ama, bir ihtimal beraberlik. ve bu kadar rezil olmazdı koskoca galatasaray. hale bak, disipliniyle tanınan almanya'da, bundesliga'da takımını şampiyon yapan en önemli 2-3 isimden birisi olmuş, rekorlar kırmış misimovic, burada disiplinsiz diye, zart diye zurt diye kadro dışı bırakılıyor. şaka gibi! bitmedi, yetmezmiş gibi, ayhan, sarp, hakan balta vs. o güya disiplinden taviz verilmeyen kadroda, ilk 11 başlayabiliyor! vallahi yazık. ayhan kırmızı kart görmek için elinden geleni yapıyor, sonra bir de gülüyor falan. galatasaray takımının kaptanı ayrıca bu kişi, örnek kişilik. sarp mücadeleye girmeye bile tenezzül etmiyor, hakan balta oynadı mı oynamadı mı bilmiyorum, servet desen ayrı bir konu. kaptırdığı pozisyondan sonra, tehlike oldu kalede, ufuk çok iyi çıkardı, sonra ufuk'a dönüp 'konuş konuş' diyor saatlerce. hadi, 1-2 kere dersin uyarırsın anlarım da, 1 dakika boyunca aynı şeyi, tüm stada göstere göstere yapmak, hagi'ye şikayet etmekten başka bir şey değil. geçtiğimiz hafta da rijkaard'a gönderme yapıyor, bana güvenilirse böyle böyle diye.

    rijkaard demişken, anlaşılmıştır herhalde artık sorunun rijkaard'da olmadığı.. ah be kıvırcık, özledim vallahi seni. bunlara mahkum etmişlerdi seni, hagi'ye verdiği tam yetkiyi, keşke sana da verselerdi; tutar mıydın bu takımda sarp'ı, servet'i, ayhan'ı, hakan balta'yı.. hiç sanmıyorum.

    anlamak imkansız. disiplinden bahsedilen yerlerde, böyle isimlerin takımda hala duruyor olmalarını geçtim, üstüne ilk 11 oynaması.. içimi acıtıyor..

    misimovic, nasıl oynamaz şu takımda allah aşkına. tam ihtiyaç olan bölge, orta saha. oyunu yönlendirecek, oyun zekası yüksek, teknik, yaratıcı. daha ne arkadaş. disiplinsizmiş, sakız çiğniyormuş. disipliniyle tanınan almanya disiplinsiz demiyor, şov yapıyor orada, burada disiplinsiz. misimovic'e bir şans daha verilsin, yapmıştır bir hata diyoruz ama, misimovic yaptığı açıklamalarda kendinden bir hayli emin. "galatasaray'da yeniden oynamam için hagi'nin benden özür dilemesi gerekiyor" demiş mesela. kendisine güvenmeyen birisi bunu söyleyemez, kolay değil o kadar. ne yapıp edilip, misimovic'in bu takıma kazandırılması lazım.

    stancu alınmış, adam antrenmanlı, takımla da antrenmana çıkmış baya, ama yedek. schuster'e bakıyorum, yeni transferler gelir gelmez direk oynamaya başladı, takır takır da oynadı. stancu da oynardı. yekta sağ kanatta harcanmazdı, kazım geçerdi oraya. yekta da geçerdi kendi mevkisine, oynardı futbolunu. şampiyonluk yolunda olur takım, stancu'yu oynatıp riske girmek istenmez anlarım da, zaten lige daha ilk yarıdan havlu atılmış, hazırlık maçlarından ne var kalan maçların? musa çağıran gönderileceğine, o oynasaydı bugün orta sahada. onda diretilseydi, emre çolak'da nasıl diretiliyorsa. ne bileyim, başka gençler oynasın culio'nun, yekta'nın vs. yanında. o zaman geleceğin planlaması olur işte. ayhan ile sarp ile olmaz geleceğin planlaması.

    emre çolak, gelecekte hiç bir şey olacağını zannetmiyorum. geçtiğimiz maç, yüzündeki maske rahatsız etti dedik, ondan oynayamadı. bu maçta kazım çıldırdı resme emre'ye pres yap demekten. ne mücadeleye giriyor, ne pres yapıyor. en çok koşanlardandı bugün kazım. keza culio da öyle. oynadığı her maçta yanındakileri uyarmaktan, futbolu anlatmaktan topunu oynayamaya zamanı olmuyor. insua ve yekta ile stancu da elinden gelenleri yaptı. takım paramparça olmasına rağmen bu isimler elinden geleni yapıyor, bu isimler hak ediyor işte o formayı.

    bir de cana, neill, kewell gönderilecek falan denilmiyor mu, şaka gibi..

    ufuk'a gelelim son olarak. o ikinci golden sonra çok kötü oldum doğrusu, ufuk adına harbiden üzüldüm. wederson'un uzaktan etkili şutları olduğu ortada, yerler kaygan, o kadar rahat nasıl şut çeker ve o topu hiç kimse engelleyemez onu anlamadım ama n'olursa olsun 40 metreden de gol yenmez hani. hem de üstüne gelen top. ben çok farklı hayal ediyordum ufuk konusunda, uzun yıllar kale emin ellerde diyordum ama gidişat gösteriyor ki pek de fazla süresi kalmadı galatasaray'da. en azından sezon sonuna kadar ufuk'da diretilmesini isterim ben, yapacaksa ufuk hata yapsın. zaten çoktan kopulmuş bir lig var. belki fenerbahçe'nin volkan demirel'i kazandığı gibi ufuk'u kazanırız biz de. volkan'ın yediği goller, yaptığı hataları hepimiz çok iyi biliyoruz, ve şuanda çok iyi bir kaleci olduğu gerçeği var. ben biraz daha diretilsin derim ufuk'da..

    yönetim de gurur duysun, bu takım onların eseri..

    haftaya eskişehirspor maçı var. heyecan falan yok tabi ama neill ile kewell'ın dönecek olması, barış ile ayhan'ın oynamayacak olması, cana'nın cezasının bitmesi, baros'un oynama ihtimali. bunlar heyecanlandırıyor biraz olsun..

    http://jaimelesport.blogspot.com/...ereden-baslasam.html
  • 164
    normal şartlarda yerli oyuncular işlerini iyi yaparlar ve buna ek olarak takımlarının ruhu olurlar diye tahmin edilir, yabancılar misafirdir ve sadece işlerini yapmaları beklenir. yerli oyuncuları bu kadar kötü bir takım daha olmamıştır lig tarihimiz boyunca, nasıl sövmeyeyim size ayhan barış sarp balta ufuk aykut aydın zan, yakışmıyorsunuz sarı-kırmızıya yakışmıyorsunuz bize, deplasman defterimi kapattım arenanın gazıyla bu sezon gidebileceğim kadar maça gidecem ama size sövebileceğim kadar sövecem belki kameralara yakalanırım da stada girişim 6 ay engellenir...
  • 165
    --- alıntı ---
    boş şeyler yazıyoruz, hatta yazdığıma pişman bile oldum. yediği sopadan 5 gün sonra kükremeyi aklına getiren galatasaray'ın aslan başkanının ve galatasaray'ın aslan başkanının yaptığı icraattan memnun olan eski kükremiş aslan başkanlarının sevgili galatasarayını yazıyoruz. bizim taraftarlığından atıldığımız, itin iti ısırmadığı bir düzenin, dümenin, dalaverenin galatasarayını.

    halbuki iş bizim galatasarayımıza kalsaydı, kalecinın yediği iki dandik golle yaralansaydı, o galatasaray'ın kükremesi marmara denizinden istanbul'a yankılanır 3-4 tane atar kaleciyi de aslanın şerefini de kurtarırlardı. kraliyet ailesinin öz galatasarayı yediğini çıkaracak ha, yaralandığında, ölmeyeyim diye bir delik bulup saklandılar, daha fazla gol yemeyelim diye sıçan gibi kaçtılar. bırak kükremeyi, tıslayamadılar bile.

    mahalle takimi

    http://mahalletakimi.blogspot.com/...2-galatasaray-0.html

    --- alıntı ---
  • 167
    yenilen 2. golden sonra ağzımda patlayan bir küfürle izlemeyi bıraktığım maç.

    sonra ne mi yaptım?

    eve gidip sinirimden * yarım saat ağladım.

    türkiye'nin en büyük kulübüsün.
    türkiye'nin en çok taraftara sahip kulübüsün.
    türkiye'nin en başarılı, en tanınmış kulübüsün.

    şimdi ise, ortada oynanan futbola, ligdeki konumumuza bir bakın.

    yazıklar olsun koskoca galatasaray'ı bu hallere düşürenlere !
  • 168
    nasıl olacak?

    gerçekten merak ediyorum, nasıl olacak? bu takım eski günlerine nasıl dönebilecek.. yerli oyuncusu 1-2 tane var. yabancıları ya sakat ya da cezalı sürekli.. ilerisi için ışık yok, bugün zaten kayıp..

    teknik direktörüne sonuna kadar güveniyoruz; belki de koca camia içinde çırpınan iki isimden biri. diğeri de yardımcısı zaten.

    ama nasıl olacak arkadaş, nasıl? nasıl kükreyeceğiz tekrar avrupa'da?

    nasıl 3-4 hafta önceden şampiyonluk turu atan efsaneyi geri getireceğiz?

    bir şeyler yap aciz yönetim, bir şeyler yap!!!!

    1-2 milyon euro az vermek için transfer sezonunda en ihtiyacın olan bölgeye adam almıyorsun, orada oynattığın adam çocuklar gibi gülüyor her başarısızlıktan, her rezaletten sonra.

    asıl kaptanın desen, iş ondan çoktan geçmiş, yitmiş gitmiş adam..

    stoperin kim senin hoca, servet-hakan. o adamların ne işi var artık galatasaray'da? yediğimiz poziyonun haddi hesabı yok göbekten. ulan lucas neill allah korusun bir sakatlansa, bir iki maç cezalı olsa sıçtık be!!

    nedir bu tek forvet ısrarın peki senin ey hocam, hagi'm, ilahım? nedir? yok işte, olmuyor, giremiyorsun pozisyona. sen böyle mi galatasaray yapmıştın bizi zamanında? 2 forvet vardı senin önünde oynarken. oluyordu, başarıyorduk. biri atamazsa diğeri geliyordu poziyona. peki şimdi bu ısrar neden?

    nasıl olacak abi, nasıl? nasıl eski galatasaray olacağız biz?

    umut mu? o her zaman var. ölmedik ya, ölmeyeceğiz.

    ama bir şeyler yapın ulan!!

    gidip muhabirlere pişkin pişkin "bu saatten sonra transfer zor" demeyin allahsızlar! sizin işiniz o ya, işiniz o!

    offf.. aşk her şeyi affediyor işte.. akşamın bir vakti, sebepsiz, kederliyim takımım için.. ama üzerimde forması, nedense..
  • 170
    bursaspor'un hakkiyla kazandigi bir maç.

    ufuk: cok guvendigim bir kaleciydi ama artik biçak kemige dayandi. kendisine o bile guvenmiyor, tribunlerde veya ekran basinda bizim guvenmemiz de dolayisiyla imkansiz. yedigi iki golde de cok buyuk hatasi vardi. hata yapmaktan korktugu surece daha da buyuk hatalar yapacak. galatasaray'dan gonderilmeli.

    sabri: bu galatasaray takimi icinde asla laf etmeyecegim bir adam. kendisinden beklenenden daha fazlasini veriyor sabri. rijkaard ona kafasini kullanmayi ogretti. fizigi zaten yerinde. evet, belki iyi orta yapamiyor ama dedigim gibi bu takimda yenilgi halinde en az bizler kadar uzuldugunden emin oldugum bizim çocuk o.

    servet: elinden geleni yapti bu maçta. maglup olmamizdan sorumlu degil.

    hakan balta: ilk golde ufuk ile birlikte sorumluluk onun da. nasil sabri'nin kaybedince en az bizim kadar uzuldugunden eminsem, hakan'in da umursamadigindan bir o kadar eminim. gonderilsin demiyorum ama adam gibi oturup konusulsun bu adamla. ya kendini toparlar ve galatasaray'da oynadiginin farkina varir, ya da yol verilir.

    insua: sahaya ruhunu koymaya calisiyor ama maalesef bana o da guven vermiyor. cok adam kaciriyor, fizigi de yeterli olamiyor. yine de hakan balta'yi gorunce, takimin puan tablosundaki durumu da ortadayken ona daha cok sans verilmeli. yabanci sinirlamasina takilmasi ise cok muhtemel.

    ayhan: gordugu kirmizi karttan yine utanmayacaktir. galatasaray'dan derhal gonderilmeli. her maç hakemle diyalogundan oturu kirmiziyi yemesi beklenir halde yillardir. yakismiyor.

    barış: çabaliyor ve bu ruhsuz takimin icinde bunu yapan az sayida insandan biri. as oyuncu olamaz ama yedek kulubesinde yeri var bence.

    mustafa sarp: bursa'dan gonderilmeseydi bursa hicbir zaman sampiyon olamazdi. rakibin arkasina saklanip, topu kaybetmek ve adam kacirmaktan baska hicbir ise yaramiyor. her gun antremana alsa beni hagi, ondan daha iyi oynarim, orasi net.

    emre çolak: kesinlikle kiralik olarak verilip guc kazandirilmali. sahada uflesen ucacak gibi duruyor. hala bir numarasini goremedik.

    culio: cok iyi transfer. yedigi tekmelere ragmen sakatlanmayacak gibi duruyor. onune bir forvet koyarsak daha da iyi olacaktir. helal olsun sana.

    yekta: maça çok iyi basladi ama sonra takima uyum sagladi. yine de iyi bir transfer oldugunu gosterdi bana. kosan, iyi pas atan ve guclu bir adam. bu kadroda hep yeri var.

    stancu: neden oynatilmadigini anlayamadigim adam. oyuna girdikten sonra pek bir sey yapamasa da, oynatilmasi lazim.

    kazım: forvette etkin olamadi dun ama cabaliyor. kanatta daha iyi olacagini dusunuyorum. kendisini ispatlamaya calisir gibi oynuyor, ki dogrusu da bu.
  • 173
    uzun zamandır hiç bu kadar heyecanlanmamıştım bi maçtan önce. başlangıç olacaktı;biliyordum. saat 12 civarında maç için hazır oluyorum. maçı evde izlicem hatta tek başıma izlicem ama güzel giyiniyorum,süsleniyorum filan.saçım başım da tamam.nasılsa ağlamıcam diye rahatça sürüyorum göz kalemini,rimeli.ağlamıcam biliyorum çünkü.kaybetmicez ki ağlayayım. zafer gözyaşı içinse erken.kendimi iyi hissediyorum çünkü kazanıcaz maçı biliyorum.maç sonrası için hayaller de tamam.ama maç başladı ve maç bitmiş. nasıl bitti bilmiyorum. bitmiş sadece bunu biliyorum. beraberinde bir şeyleri bitirerek.

    ayhan kırmızı kart gördüğü anda maçı,televizyonu,ışıkları filan kapattım formamı çıkardım ve ona ağladım. formama ağladım,maçtan saatler önce bu formayla izlediğim hiçbir maçı kaybetmedik diye umutla giyişim geldi aklıma ve o formanın bir daha benim içim umut olmayacağı. dua ettim bir mucize olsun o beklenen ruh geri gelsin o beklediğimiz ruhun dönüş maçı olsun istedim.o mucizeye şahitlik etmediğim için kendime küfretme ihtimalim için dua ettim. ilk gole kadar; o kadar eminim ki. iyi oynuyorduk, oynamıyorduk belki de ama kazanacaktık, bu maçı kazanabilecek kadar oynuyorduk. inanıyordum kazanacaktık, rakip sahadaydık pres yapıyorduk az pas hatası yapıyorduk ve oynuyorduk. emre,insua ikilisinin solda yaptıklarını hayranlıkla izledim.iyi oynuyorduk atacaktık,kazanacaktık.umut vardı.kimse beğenmemiş ama benim beğendiklerimi. hangi maçı izledim ya da görmek istediklerimi mi gördüm maçta bilmiyorum.dakika 35 civarı saha dumanla kaplandı,bursalılardır dedim küfür ettim saçma sapan bir gol yicez şimdi bunun yüzünden dedim ama futbolcular birbirini görebiliyordur sorun olmaz dedim ki onu da galatasaraylılar yapmış. neyse dumanla ilgili mi ilgisiz mi bilmem ilk gol geldi. ofsayt olan ve elle atılmış bir gol. çevirebilirdik.neydi ki 1-0 galatasaray çevirirdi maçları. çeviririr-di yani. hem ikinci yarı stancu girecekti ve gerçek bir forvetimiz olacaktı sahada.ilk yarının son dakikası. serbest vuruş kazanıyor bursa. insua'yı hatırlıyorum, topu rakibin ayağına yolluyor serbest vuruşu kullansın diye. top kullanılacak ve ilk yarı bitecek. ikinci yarı çok ama çok güzel şeyler olacak ki ufuk. ufuk hem kendini hem bizi bitiriyor. kötü bir şey çıkmıyor ağzımdan yapma be oğlum diyorum sadece. yapma be oğlum!yakışmıyor çünkü ufuk'a o gol. yakışmıyor benim 10 sene daha galatasaray kalesinde görmek istediğim adama. ufuk diz çöküyor ben de çöküyorum. ah be oğlum. santrası bile yapılmıyor golün. bizimkiler gidiyor soyunma odasına,ne oldu diyorum.idrak edemiyorum ki o topu kim attı, nerden geldi o top. sonradan görüyorum ki vederson orta saha çizgisinin hemen önünden öylesine vurmuş. öylesine değil belki de ama vurmuş. ve ufuk o golü yemiş. ah be oğlum. golü atmadı vederson ufuk yedi. ah be oğlum. ama olsun geçen sene 2-0 dan 3-2 çevirdiğimiz antalya maçı geliyor. bu sene hiç gitmedi zaten aklımdan bu maç.bundan önceki 8 mağlubiyetimizin tamamında antalya maçı var diyorum çeviririz diyorum ama olmuyor hiçbirinde. ama bu sefer olacak biliyorum. hagi var hagi'm var. imkansızları mümkünatsızları olura çevirmedik mi biz onunla en kötü zamanda. yine olacak bu sefer olacak. ikinci yarı başlıyor tek hatırladığım mustafa sarp'ın rakip ceza alanının hemen önünde rezil oluşu. ayhan kırmızıyı görüyor ve bitiyor benim için maç. ayhansız ya da 10 kişi maçı çeviremeyecek olduğumuzdan mı bitiyor hayır. yük ağır geliyor ve bitiriyorum o maçı. ağır gelen galatasarayın üzüntüsü filan değil. umutlarımı taşıyamıyorum. biliyorum ki o maçı 90+ da dahi olsa 2-0dan 3-2ye getirme ihtimalimize sonuna kadar inanıcam. maçı kapatınca diyorum ki hagi nolur maç sonu iyi olucak,yapıcaz,iyiye gidiyoruz deme. çünkü inanırım diyorum. hagi maç sonu bunları diyor ve ben yine inanıyorum.inanırım çünkü. söyleyen hagi çünkü. takımımızın ne kadar kötü oynadığını anlatacak kimseyi dinlemedim tv'de. haberlerden köşe bucak kaçtım.hiçbir yorumcuyu dinlemedim,dinlemicem de. bu başlıktaki maç sonu yazılarının hiçbirini okumadım. benim galatasarayım iyi oynadı çünkü. benim galatasaray'ım kazanabilirdi çünkü.aksine inanmıcam çünkü hiçbir şekilde. takımımdaki herkesin elinden geleni yaptığına inanmak istiyorum.benim galatasaray'ım da öyle olur çünkü. öyle olmaz mı? beni kimse ikna edemez çünkü takımımın kötü olduğuna.hagi'nin tercihleri için yanlış diyeceklerin söyleyecekleri yanlış çünkü. benim galatasaray'ım olduğu yerde rahat değil çünkü. biliyorum ki benim gibi üzülen birileri daha var. gözyaşı döken tek ben değilim. biliyorum ki hagi gece uyuyamayacak.biliyorum ki bir kez daha huysuz olacak. bunun bir kez daha olmasından rahatsız olan tek kişi değilim çünkü biliyorum.
  • 175
    bunlar da benden gelsin o vakit;

    http://img828.imageshack.us/...962/fotoraf0002f.jpg
    http://img153.imageshack.us/...03/fotoraf0003pl.jpg
    http://img508.imageshack.us/...741/fotoraf0004j.jpg
    http://img823.imageshack.us/...121/fotoraf0005e.jpg
    http://img812.imageshack.us/...84/fotoraf0006ua.jpg
    http://img690.imageshack.us/...18/fotoraf0007nx.jpg
    http://img145.imageshack.us/...605/fotoraf0008q.jpg
    http://img109.imageshack.us/...059/fotoraf0009p.jpg
App Store'dan indirin Google Play'den alın