resim
Mohamed Salah Hamed Ghaly
Takım:Liverpool
Mevki:Sağ Kanat
Yaş:32
Boy:1.75
Uyruk:Mısır
  • 155
    salah'a övgüler düzerken başta klopp, sonra firmino ve mane'ye de hakkını teslim etmek lazım. öncelikli olarak onu dönüştüren (tabiri caizse level atlatan) klopp ve sistemidir. zira roma da hedef santraforu genelde kanattan destekleyen oyuncu pozisyonundaydı (şu an cengiz'in poziyonu- 4,2,3,1 de sağ açık). klopp 4-3-3 te ileriye koydu ve kanattan biraz daha içe girdi, topla ceza sahası çevresinde buluşmaya başladı. bir ofansif kanat oyuncusu/kanat forvetken gizli santrfora-yardımcı forvete dönüştü. klopp, başta salah olmak üzere bir çok oyuncuya level atlattı (firmino, robertson, alexander-arnold, joe gomez, chamberlain..., aklıma gelen -bana göre- bariz gelişme kaydedenler bunlar).
    klopp'un yanı sıra firmino ve mane'nin hücum hattında salah'a oldukça yüksek seviyede destek verdikleri de aşikar. boş alan yaratıyorlar, istediği topları atabiliyorlar. firmino ve mane'nin herhangi birisinin olmadığı maçlarda liverpool hücüm hattı bocaladı (hatta coutinho bile bu ikisi kadar destekleyemiyordu salah'ı).
    klopp'un elinde müthiş uyumlu bir üçlü forvet hattı var, en tehlikelileri de salah. umarım bu üçlüden herhangi biri "ben reale barçaya gidecem" diye tutturmaz.
    keyifle izliyoruz kendilerini, vurduğun gol olsun king of egypt.
  • 158
    aykut demir denilen insansı yaratık ile bir arada tutulmaması gereken, top 5 faal futbolcu listesine girmeye doğru adım adım ilerleyen mısırlı futbolcu.

    inançları doğrultusunda yaşayan bir insan. ingiltere gibi bir ülkede dahi çoğu kesimden saygı ve hatta fazlasıyla sevgi görüyor. bunu da hem ekmek kazandığı mesleğe ihanet etmeyerek hem de özel yaşantısını ve kişisel tercihlerini kendinden farklı olanların gözüne sokmayarak yapıyor.

    bizim buradaki düşük zekalı yarmalarla uzaktan yakından alakası yok. böyle çalışkan adamları gördükçe başarıları beni mutlu ediyor. daha da yukarlara çıkar umarım.
  • 159
    aykut demirle karşılaştırılan futbolcu. bu karşılaştırma cok güldürdü beni.

    birisi sadece hükümete yaranmak için sakal bırakıp, garip garip demeçlerde bulunuyor. diğeri ise ligin en iyi oyuncularına laf çarpıp ''ben sadece futboluma bakıyorum'' diyor, çalışıyor ve ingiltere liginin en formda oyuncusu oluyor.

    salah'ın açıklaması tamamen pogba, sturridge gibi futbolcuları iğneliyor. saçınızı sürekli değiştiriceğinize, saçma sapan dövmeler yaptıracağınıza öncellikli olarak işinizi yapın diyor. helal olsun kendisine.

    ilerde cok daha iyi yerlere gelecek umarım, yürüyedursun.
  • 160
    dövmesi olmaması normal, saç stili veya tarzı vs olmaması da normal. ama olsaydı bunlar da normal olurdu, olması gerekirdi. saçı uzun veya şekilli taranmış kesilmiş; dövmesi olan birisi iyi insan veya futbolcu olamaz mı? hep diyoruz birbirimize kimsenin hayatına karışmayalım diye; futbolcular da isterse dövme yaptırır isterse yaptırmaz. pogba'nın bir stili var diye, sadece saçını yapıyor diye kötü bir insan mı veya futbolcu mu olur misal?

    salah böyle bir şey ima edecek birisi değil tabii ki önceki konuşmalarında maç içi / sonrası hep alçak gönüllü bir görüntüde. bizdekiler gibi "halktan geliyorum, bayrampaşalıyım elimde tesbih" vs tarzında iyi görünmek için normalim diyeceğini sanmam.

    “dövmelerim yok, saç stilimi hiç değiştirmedim, nasıl dans edilir bilmem. ben sadece futbol oynamak istiyorum.”

    muhtemelen röportajın hepsini dinleyince ve içinden bir cümle çekmeyince normal gelecektir, diğer futbolculara iğneleme falan değil. belki soru "dövmen var mı, futbol dışında hobin var mı" gibi normal bir şeydir. eğer iğneleme gibi bir şey varsa da en hafif tabirle yanlış ve hayal kırıklığıdır zaten.

    saçını tarayan, dövmesi olan insan gayet iyi, güzel normal bir insan olabilir, iyi ve profesyonel bir futbolcu da olabilir. tam tersine dövmesi olmayanlar da saha dışında kötü futbolcu(mesleğe saygısı olmayan) birisi de olabilir. dediğim gibi bizim millet kamera önünde "herkesin yaşamına kimse karışamaz" diyip sonra aa bu şu ülkeli şu şehirli o zaman kötü edepsiz, saçı şekilli giyimi farklı o zaman satanist vs diye etiketlemeye acayip meraklı.

    bu arada salah'ın en sevdiği şarkıcı justin bieber'mış.
  • 161
    ingiltere, aristokrat insanların olduğu, içlerinde barındırdıkları kültürü sonuna kadar korumasını bilen ve bunları da yaşayan insanlar oldukları kadar, içlerinde son derece muhafazakar, dışa kapalı ve farklı kültürleri bırak öğrenmeye, tanımaya bile son derece kapalı, hatta inanın "çomar" dediğimiz zihniyetin bir başka tezahürü olabilecek kadar da manyak insanları bulunduran bir ülke.

    yukarıda saydığım her iki gruptaki insan türünün tek ortak noktası var; kendi yaşantılarını son derece üstün ve ulaşılamaz görüyorlar. tabi alçakgönüllü ve dışa açık, tam bir medeniyet timsali insanları da vardır, ancak bunlar azınlık kalacak kadar az.

    işte bu salah dediğiniz adam başta futbolu ve başarısı, sonrasında alçakgönüllüğü ve mütevazı kişiliği ile bu mankafa ingilizleri kendisine hayran bırakıyor.

    geçtiğimiz günlerde ali ece söylemişti tivibu'da. bir liverpool fanatiği geçtiğimiz günlerde şöyle bir açıklama yapmış: "ateistim, sırf salah sevgim yüzünden kelime-i şahadet getirdim ve müslüman oldum".

    arkadaşlar şunu unutmayalım, bir insan dans etmeyi bilmek zorunda değil, bir insan dövmeye sahip olmak zorunda değil, saçını şekilli kestirmek zorunda değil. bütün bunları yapmadığı gibi, bunların herhangi biri veya birden fazlasına da sahip olabilir. bunlara sahip olmak ya da olamamak insanı iyi veya kötü yapmıyor.

    dans etmeyi bilip bilmemesi kendi bileceği iştir, hiçkimseyi ilgilendirmemelidir. bunu kimseye açıklamak zorunda bile değildir.

    liverpool kulübü ve taraftarları açısından da, işini ciddiyetle ve başarıyla yaptığı sürece, bu durum takdirle karşılanacaktır. olması gereken de budur, insanları hobileri veya zevkleriyle eleştirmek değil, işlerindeki başarıları ve performanslarıyla değerlendirebilmektir.

    ayrıca sanki hepiniz vals yapmayı bilip, mohikan saçıyla mı dolaşıyorsunuz =) (bak bir eleştiri de bana, bana ne sizin ne bilip bilmediğinizden)
  • 162
    “dövmelerim yok, saç stilimi hiç değiştirmedim, nasıl dans edilir bilmem. ben sadece futbol oynamak istiyorum.”

    şu lafı durduk yere söylemediyse (herhalde söylememiştir) hiçbir sıkıntı yok. ben havayla civayla uğraşmam, işime bakar geçerim diyor. ayrıca şunları yapamadığı için eleştiriliyorsa çok saçma. üç aşağı beş yukarı ben de kendisi gibiyim çünkü :) bu beni kötü yapmadığı gibi, bunlara sahip olanları da iyi yapmaz. bak volkan'a. saça jöle sürerken de aynıydı şimdi de aynı.
  • 163
    gördüğüm en komik eleştiri ve en anlamsız paragraflardan birinin öznesi olmuş futbolcu. tüh be salah, keşke saç stilini değiştirsen, dövme yaptırsan ve dans etmeyi çok iyi bilsen. bu nasıl zihniyet amınakoyim be oğlum? sen bir futbolcu olarak nasıl olur da dövme yaptırmazsın, saç stilini değiştirmezsin, dans etmeyi bilmezsin?

    bunlar hep aynı zihniyet işte abi. umarım en yakın zamanda biri yol gösterir de dans etmeyi öğrenir(!)
    dans önemli...
  • 166
    “dövmelerim yok, saç stilimi hiç değiştirmedim, nasıl dans edilir bilmem. ben sadece futbol oynamak istiyorum.”

    sözleriyle bana gheorghe hagi ve xavi hernández gibi futbol üstatlarını hatırlatan futbolcu. açıkçası futbolcu olsaydım ben de kıla tüye gereğinden fazla mesai harcamaz, performansımı optimum düzeye ulaştırmak için kafa yorardım.

    mısırlı adama medeniyeti roma'da, liverpool'da öğretmeye çalışmak* başka bir sözlüğün konusu olduğu için girmeyeceğim, fakat dövme ve dansın kökeninin primitif yani ilkel yaşama uzandığını, saç stili olayının da direkt olarak cinsel seçilimle alakalı olduğunu söylemek lazım. yalnızca tek cinsiyetin olduğu dünyada kuaförlük diye bir meslek olacağını sanmıyorum. nitekim alpaslan abinin beni çekici bulup bulmaması çok da sikimde olmazdı. aybüke ve füsun yine başka sözlüğün konusu. *

    iphone ve instagram'ın teknolojinin yan ürünleri olması gibi, futbolculuğun yan ürünü de popülerliktir. popülasyonun büyük çoğunluğunun interneti bilgiye hızlı erişmek yerine sosyalleşmek için kullanması gibi, futbolcular da futbol yetenekleri yüzünden adam yerine konulduklarını unutup kendilerine bambaşka bir karakter addediyorlar. en yakın örnek arda turan.

    salah yan ürüne değil, olduğu şeye, amaca odaklanıyor. bu yüzden bence çok daha büyük bir futbolcu olacak.
  • 167
    “dövmelerim yok, saç stilimi hiç değiştirmedim, nasıl dans edilir bilmem. ben sadece futbol oynamak istiyorum.”

    bu söz nereden çekerseniz oraya uzayabilecek bir sözdür. bununla birlikte aykut demir’in benzer bir sözünün kendisi ile karşılaştırılması çekilerek uzayabilecek noktalardan biri değildir.

    aslında burada günümüz futbolcularının “famous people” ve “celebrity” kavramı arasında kaymaları eleştiriliyor. türkçeye çevirdiğimizde “meşhur” ve “ünlü” diyerek geçiştirebiliriz ama aslında fark şu;

    bir mesleğin iyisi meşhurudur. eğer futbol gibi dünyanın izlediği bir iş ile uğraşıyorsanız zaten meşhursunuzdur. öte yandan celebrity, bir şekilde tanınan ama nasıl ünlü olduğu anlaşılmayan, daha doğrusu bir işi iyi yapmasından ziyade bilinirliği olan insan (ör. kim kardashian) demektir.

    eskiden, çok eski değil 10-15 sene önce, celebrity diyebileceğimiz tek futbolcu david beckham idi. bunda anormal yakışıklı olması, ingilizlerin pazarlama becerileri vb. etkiliydi elbette. zidane, r9, raul vb. gibi pozisyonlarında kendisine göre çok daha üst futbol seviyesinde olan adamların olduğu real madrid’de forması en çok satılan adamdı.

    son 10-15 yılda sosyal medyada ünlü olan normal üstü yetenekli adamlar inanılmaz paralar kazandı; i na nıl maz. onların sosyal medyadaki ünleri, endorsment deals (sponsorluk sözleşmeleri) bakımından alıp yürümelerine, hatta anormal bedeller ile transfer olmalarına, form olarak bu bedelleri karşılayamasalar bile top class seviyede kalmalarına olanak sağladı. burada net ayrım pogba ve kantedir. bugün epl’deki 20 takımın hocasına da sorun, hemen hepsi tercihini kante’den yana kullanır, ama kante pogba’nın 3’te biri paraya transfer olmuştur; tahminim geliri de pogba’ya kıyasla 1/3 oranından çok daha düşüktür.

    yine neymar’a bakalım. kötü bir futbolcu değil ama bir messi veya bir ronaldo seviyesinde de değil. neymar’ın psg tarafından istenmesinin tek sebebi üstün yetenekleri değil; aynı zamanda kendisi bir reklam yüzü. sosyal medyada ciddi takipçisi var. messi ve ronaldo’dan daha çok takip ediliyor bile olabilir.

    pogba’nın dansı ve saçları, neymar’ın dans ve saçları aslında salah’ın satır aralarında eleştirdiği. futbol romantiklerinin eleştiri getirdiği noktadan yaklaşmış. geçenlerde riquelme de “futbolcular berberde, köpek gezdirirken paylaşım yapmaktan maç izlemez oldular” falan diyip sinirlenmişti.

    bu yüzden derin düşünmemek lazım. dediğinin özeti şu; benim celebrity olma derdim yok; topumu oynayayım yeter.
  • 168
    17/18 sezonunda şu ana kadar oynadığı 41 maçta 36 gol atıp 12 asiste imza atan liverpool'lu oyuncu. gösterdiği performansla ingiltere'de liverpool taraftarı başta olmak üzere çok büyük bir kesimin saygısını ve sempatisini kazanmıştır. daha anfield'daki ilk sezonu bitmeden adına şarkılar söylenmeye başlandı bile.

    ingiltere'de liverpool taraftarı müslüman olduğu için kötü hissedebileceğini düşünerek kendisine god demeye çekinip king salah demeyi tercih ediyor. türkiye'de ise dövme yaptırmadığını söylediği için aykut demir muamelesi görüyor.
  • 169
    ben açık konuşayım müslüman kökenli futbolcuları beğenmiyorum. sebebi ise genellikle sorumsuz yapıda olmaları. ama mesela çok yetenekli olmasalar bile iskandinav oyunculara sempatim var. onun da sebebi iş ahlaklarının olması. açık konuşmak gerekirse müslüman topluluklar olarak genellikle sorunlu insanlarız. belli bazı toplumsal problemleri çözemediğimiz için burnumuz boktan çıkmıyor. salah ise bence örnek alınması gereken bir oyuncu. yıllardır takip ediyorum ve yeteneğine ihanet ettiğini görmedim. insanlarda yaşadığımız toplumun da neden olduğu bir algı var üstte bahsettiğim. ama salah kendi toplumunun üstünde bir iş ahlakına sahip. umarım diğer insanlara örnek olmaya devam eder.

    mesela bizde bulunan iki kuzey afrika kökenli belhanda ve feghouli sorumsuz kişiler. yeteneklerini hep heba eden oyuncular. böyle oyuncular yerine linnes'i daima tercih ederim. sonuçta messi bile yetenek abidesi ama takımında en çok çalışan oyuncularından bir tanesi. messi sallasa çalışmayı büyük ihtimal kısa sürede yok olmaya başlar. yeteneğini kullanamaz hale gelmeye başlar ve sonunda yok olur. ama adam sürekli çalışıyor. sadece yetenekle yılda ortalama 45-50 küsür gol atamazsın. adam takım fark etmeksizin atıyor.
  • 170
    basel forması giyerken eşleştikleri israil takımının oyuncularıyla maç öncesi seremonisi esnasında tokalaşmayı reddetmiş olan at gözlüklü bir şahıstır. arayan hemen bulur zaten baya gündem oldu o dönem.

    ne olmuş lan israillilerse? herife bak ya, zihniyeti belli, 100 gol 100 asist yapsa da beş para etmez gözümde çünkü zeki, çevik ama ahlaksız.
  • 172
    2017-2018 sezonunda liverpool forması ile çılgın atan mısırlı müslüman futbolcu.

    öncelikle dövme ve dans konusundaki açıklamaları için üst entrylerde verilen örneklere direk katılıyorum. artık futbolda attığın goller, oynadığın futbol geri planda marketing'in varsa ve raiola - mendez gibi menajerin varsa seni man utd'ye psg'ye real'e 100 m pounda çakabilirler. çünkü artık iş futbol da başarıdan çok ne kadar para kazandığına geçti kısaca futbol iş oldu. kulüpler de şirket oldukları için para kazanmaya çalışıyor aynı futbolcular gibi. real'in zamanında beckham transferi, psg'nin neymar transferi kulüpler için örnek gösterilebilir eski chelseali oscar'ın yaptığı açıklama da futbolcular için güzel bir örnek (u: başarı değil para önemli ailemin maddi geleceği için çin'e gittim minvalinde bir açıklama idi)

    gelelim bu arkadaşın yaptığı başka bir icraata. basel forması giyerken israil takımı ile eşleştiklerinde el sıkışmayı reddetmiş ne olmuş israillilerse imiş ? kendi dünya görüşünüze göre birşey olmuyor olabilir ancak müslüman bir kişinin dünya üzerindeki müslüman kesimin gördüğü zulmün yüzde 70'ini ya yapan ya maddi olarak destekleyen bir kabile -ki kendileri israiloğulları olarak bir kabiledir- üyelerinin elini sıkmak istememesi kadar doğal bir durum görmüyorum ben.

    zokora emre'nin elini sıkmayınca ''ooo çubuklu tosuna haddini bildirdi'' demek kolay, güzel popülarist geliyordur. kendine aşağılayıcı bir kelimede bulundu diye yaptı bunu zokora ki dibine kadar da haklı. orada ise insanlar işkence görüyor, tecavüze uğruyor, katlediliyor çıkıp biri tepki göstermek isteyince at gözlüğü !?

    kaldı ki dünya starı cristiano ronaldo'da bir şl maçı sonrası ''ben bebek katilleri ile forma değiştirmem'' diyip direk soyunma odasının yolunu tutmuştu. sanırım o da kuzey afrikalı, at gözlüklü, yobaz ve geri kafalı bir portekizli.
  • 174
    6 gün savaşlarında israil'in mısır'a verdiği sivil kayıpları bilmeyen arkadaşlarımızın, "israilli futbolcuların elini sıksan ne olacak yea, ahlaksız futbolcu" diye eleştirdiği liverpool futbolcusu.

    yahudi ve israilli arasındaki farkı iyi bilmek lazım. israil'e karşı tavır göstermek demek, yahudilere karşı göstermek demek değil. israil gerek ideolojisi, gerek politik davranışları ile günümüzün nazi almanya'sıdır.
  • 175
    bir futbolcuya mensup olduğu dininden ötürü ön yargılı olmak ne kadar yersizse doğup yetiştiği memleketinden ötürü ön yargılı olmak da bir o kadar yersizdir. ben sporcunun ciddiyetsiz veya sorumsuz olmasını kesinlikle mensup olduğu dinden dolayı olduğunu kabul etmiyorum. her dinden buna sayısız örnekler gösterebiliriz. bu gözler hem müslüman hem de gayrımüslim yetenekli, karakterli çok futbolcu gördü. bir o kadar kötü örneklerini de gördük hepimiz.

    diğer taraftan hiç birimiz doğup büyüdüğümüz yerleri kendimiz tercih etmedik en azından belli bir yaşa kadar. hiç bir sporcu kendi devletinin icraatlerinden dolayı olumsuz bir muameleyi hakketmiyor. bu nedenle zamanında koyduğu tepki son derece yanlıştır. yarın israilli bir futbolcuyla aynı takımda oynamak zorunda kaldığında ayrılması mı gerekecek ya da tenhada sıkıştırıp hesabını mı sormalı? israil'in bugüne kadar yaptıkları hepimizin malumu onu tartışacak değiliz fakat demezler mi bu bakış açısıyla amerika'nın israil'den farkı nedir? nba başta olmak üzere futbol dışında bir çok spor dalında ön planda olan bir ülke sözde demokrasi getirmek için yıllarca, on binlerce sivilin ölmesine sebep olan ülke değil mi? ama ölüp bitiyoruz nba takip etmeye ya da amerikalı bilumum ünlü sporcuları vs. ki bence bu da gayet doğal çünkü olması gerekenin zaten bu olduğunu düşünüyorum. sporun doğasında ayrıştırma, ötekileştirme yoktur olmamalı da.

    kendisi de çok güzel izah etmiş yapmak istediklerini ve tercihlerine sonuna kadar saygı duyuyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın