• 7004
    son zamanlarda çok fazla gereksiz öz güvene ve rakipleriyle dalga geçmeye başlamış topluluk. sosyal medyada ve sözlüklerde ne olursa olsun şampiyon olacağız havası var. bu havayı iyi kullanırsan, faydalı olur fakat altını dolduramazsan, tahribatı daha fazla olur.

    2018-2019 sezonunda şampiyon olurken sadece 69 puanla şampiyon olduk ki, bu 3 puanlı sisteme geçildikten sonra alınan en az puanla şampiyonluk. yedek kadrosuyla istanbul'a gelen benfica'ya evimizde yenildik, deplasmanda kalecisini göremedik. şampiyonlar ligi'nde tarihin en kolay grubunda 1 galibiyet alabildik. oynadığımız 6 maçta da kötü oynadık. küme düşmemeye oynayan fenerbahçe'yi iki maçta da yenemedik. yeni kurulan trabzonspor'dan 4 gol yedik, küme düşen akhisar'dan deplasmanda 3 gol yiyerek yenildik, içerde mucize bir şekilde iyi oynamadan kazandık. küme düşen bursaspor'un bize attığı kadar gol attığı başka takım yoktur. bursaspor'dan içerde 1 puanı zorla alırken, deplasmanda 2-0'dan döndük. yine küme düşen erzurumspor'a 2 puan bıraktık. şampiyonluk maçında ilk yarı rezil oynayarak, şampiyonluğu riske ettik.

    bunları niye yazıyorum. şuan bulunduğumuz durumun farkına varabilmek için. 2018-2019 sezonunda fatih hoca'nın son haftaları oynama becerisi sayesinde ve rakiplerin çok fazla yardım etmesiyle şampiyon olduk. gerekli çalışmalar ve önlemler alınmazsa, biz zaten 3 kupalı şampiyonuz havalarına girilerek hareket edersek sonu çok kötü olur. özellikle kendimizi olduğundan daha yüksekte görüp, gerçeklerle yüzleştiğimizde daha da kötü sonuçlar ortaya çıkarırız.

    çok fazla destek verilen ve şuanda eleştirilmesi teklif dahi edilemeyen yöneticileri hak ettiklerinden daha fazla eleştirmeye başlarız.

    peki, olması gereken ne? yöneticilere, teknik ekibe, gerektiği yerde tepki verip, gerektiği yerde destek vermek. yöneticilerin bir ismi göndermek istediğinde onu karalamasına izin vermemek ve hangi oyuncu olursa olsun, gitsin , defolsun gibi söylemlerden uzak durmak.
    özellikle bir oyuncuya tepki vermek kadar saçma bir durum yok. o oyuncu silah zoruyla bize gelmedi ve silah zoruyla sözleşme yapmadı. eğer burada tepki verilmesi gereken bir kurum varsa, oyuncu değil, onu alan yöneticilerdir.

    ayakları yere basması gereken, gerektiğinde tepkisini, gerektiğinde desteğini vermesi gereken içinde bulunduğum topluluk.
  • 7005
    takımda istenmeyen oyunculara verilen tepkilerle etik ve ahlaki değerlerinin ciddi derece de yozlaştığını hissettiren kulüp taraftarıdır.

    https://twitter.com/...685016630738950?s=19

    bu canlı yayına yapılan yorumlar nedir acaba? aynısı bir sürü post fotoğraf altında. gerçekten çok üzücü ne hale geldik ya. kulüp zaten göndermek için oyuncuyu uğraşıyor sen böyle yapınca çok daha çabuk mu gidecek. adam gitmem demiyor zam yapın demiyor. zaten yazın ayrılacağını bilerek geldiğini düşünüyorum ben galatasaray'a. yoksa fatih hoca istese tribünler sevmedi diye formsuz halde on gol atan forvetini göndermez. bi sakin, bi karşınızdakinin insan olduğunu hatırlayın, duyguları var olduğunu bilin.

    kendimi diagne'nin yerine koydum gerçekten üzücü sinirden ağlanabilecek bir durum. küfredip yayını kapatabilirsin milletle kavgaya tutuşabilirsin. oyununu oynamış idmanını yapmışsın boş zamanını harcamak için yayın açıyorsun gelen yorumlar.. yaşam enerjisi sömürülüyor gibi gerçekten..
  • 7006
    son 2 sezonda takımının şampiyon olmasında 1. derecede etkili faktördür. bence bu konuda fatih terim ve oyuncular ile eşit etkiye sahiptirler. igor tudor dönemi ile başlayan dolu stadyum havası halen namağlup devam eden serinin fitilini ateşlemişti. inşallah bu destek böyle devam ettikçe özellikle iç sahada çok zor puan kaybetmeye devam edeceğiz.
  • 7007
    galatasaray'ı izlemeyi, desteklemeyi bırakmak için çok kolay karar alabilen taraftarlar, taraftarlarımız.

    x gelirse takımı bir daha izlemem, galatasaraylılığımı askıya alırım, y olursa forma almam, kombine bırakırım, z gönderilirse bir daha takımı desteklemem vb.

    sizi bilmem ama ben, 3 yaşında babamın omzunda ali sami yen'de desteklemeye başladığım galatasaray'ımızı, bir futbolcu, bir karar yüzünden desteklemeyi bırakmam. kendimi bildiğimden beri galatasaray 100 maç oynadıysa 90'ını izlemişimdir. o 10 maç da, kötü gün, özel gün, tvsizlik veya toteme kurban gitmiştir. askerlik yaptığım küçük denizci birliğine digiturk bağlatıp tüm maçları izledim, efsane 2006 16 dk şampiyonluğunu askerde yaşadım ben.

    özetle bana göre galatasaray sevgisi, kişilere, kişilerin aldığı kararlara göre sevilecek ve sevmeyi bırakılacak bir sevgi değil.. özhan canaydın dönemi de destekledim, baliç geldi gs-fb maçına gittim*, dursun özbek geldi forma aldım, bileklik aldım, fatih terim gönderildi her maçı yine izledim, fatih terim geldi yine izliyorum.

    arda turan'dan en az sizin kadar nefret ediyorum.. ama arda turan gelirse de benim galatasaray sevgim için tek fark, takımda nefret ettiğim 1 futbolcu olacak.. ama ben her maç galatasaray'ı izlemeye, desteklemeye devam edeceğim, elimden geldiğince forma alacağım. ben çünkü galatasaray iyi olsun istiyorum, kişiler değil.

    bu demek değil arda'nın gelmesine veya farklı bir karar alınmasına karşı çıkılmasın, tepki verilmesin. ama o karar ne yazık ki herşeye rağmen alınırsa, galatasaray'dan vazgeçmek anlamsız geliyor bana.. belki içinizden bazıları, bu olmasın diye aslında yapmayacağı bir şeyi dile getiriyor.. öyle olsa bile yanlış geliyor bana.. ben hiçbir koşulda galatasaray'ı desteklemeyi bırakmam, bunu aklıma bile getirmem.
  • 7008
    o gelirse bırakırım, şöyle olursa alışveriş yapmam diyenler için her zaman kapı oradadır. florya'nın 4 kapısı var, birinden çık git. çok da umursanacağınızı sanmıyorum.

    bugün mahkeme var mahkeme. tedbir kararı kalkarsa belki de galatasaray'ın geleceği değişecek. senin o gelirse bu giderse tribinle uğraşılacak ve konuşulacak zaman değil.
  • 7009
    (bkz: 2018-2019 sezonu türk telekom stadyumu kombine kartı/#2424546)

    (bkz: galatasaray store/#2644648)

    (bkz: arda turan/#2702387)

    o işler öyle olmuyor işte ... galatasaraylı baba ile galatasaray sevdalısı olmak kolay fenerbahçe kongre üyesi baba ile galatasaraylı olmuş oluyor bazı kişiler.

    benim hayatım galatasaray'a endeksli ... çalışma günlerim/saatlerim, arkadaş buluşmalarım, hobilerim, spor saatlerim vs. vs.

    benim baktığım her yer sarı - kırmızı ... normal kıyafetimden daha fazla formam, atkım, galatasaraylı kıyafetlerim.

    yeri geldiğinde sevdiğin için sevdiğinden bile vazgeçeceksin ki o'na zarar gelmesin, yanlışından dönsün. taş basacaksın yüreğine ama bileceksin ki onun iyiliği için herşey.

    siz kendi kendinize takılın...

    bırakın herkes kendi bildiği gibi sevsin galatasaray'ı tarih nasıl olsa haklı olanı ortaya çıkarır.
  • 7010
    taraftar olmak doğası gereği problemli bir durum. insanların kendisine ait (bazılarının ise maalesef sorgusuz kabulleri) fikirleri, düşünceleri var. her bireyin bilinçli ya da bilinçsiz hayata karşı mevzilendiği bir yer var. taraftar olmanın problemli hali işte tam burda başlıyor: aynı kulübün taraftarları senin değerlerini paylaşmayabilir, hayata senin baktığın yerden bakmayabilir. sen ömrün boyunca kimsenin karşısında el, pençe, divan durmamışsındır ama galatasaray'ın en geniş taraftar grubunun lideri dini ya da siyasi figürlerle fotoğraflar çekilip, paylaşır. burda mesele kimlerle fotoğraf çektirdiği değil. bana ne? istediği şekilde düşünebilir, yaşayabilir, istediği kişilerle fotoğraf çekilip, paylaşabilir. mesele tüm bunları yaparken kullandığı 'galatasaray'ın en geniş taraftar grubu lideri' kimliği. işte o kimlik bir galatasaray taraftarı olarak seni de etkiliyor. çelişki. spora siyaset karıştırılmamasını isterler ama her fırsatta, muktedirlerden yana tavır koyarlar. 2017/18 sezonunun şampiyonluk maçında attığımız golün arkasındaki tribünde kudüs'le alakalı bir pankart vardı. şampiyonluk maçı!!! ne alaka kudüs?

    bebek katili apo'nun galatasaray taraftarı olduğu iddia ediliyor. (çeşitli zamanlarda bazı fenerliler bu yüzden bana sataşmıştı) diyelim ki galatasaraylı. ben de galatasaralıyım. ne yapayım? galatasaray'ı sevmeyeyim mi? çelişki.

    iktidar partisine oy verip, çok iyi galatasaraylı olanlar var mesela. son zamanlarda öyle şeylere şahit olduk ki, çelişkinin alasını onlar yaşadı, yaşıyor.

    hepimizin etrafında sevmediğimiz, saygı duymadığımız, hatta nefret ettiğimiz insanlar var. onların içinde de galatasaraylı olanlar var. bir çelişki daha. her bakış açısından yüzlerce örnek verilebilir.

    diğer çelişki, takımın oyuncularının, teknik ekibinin, yönetiminin değerler dünyası. onların değerleri ile bir taraftar olarak senin değerlerinin çatışması durumu. şu anda arda turan'ın galatasaray'a dönmesi mevzusu revaçta. farklı bir örnek verelim. mesela rahmetli metin kurt şu anda galatasaray futbolcusu olsaydı, böyle bir siyasi iklimde ve iletişim çağında kim bilir ne linçlere maruz kalırdı. eminim onu takımda görmek istemeyen milyonlar olurdu. metin kurt örneği yanlış anlaşılmasın. o, arda gibi ne galatasaray'a ne de yaşantısı ile kamuoyuna en ufak bir saygısızlık yapmadı. hem galatasaray çatısı altında, hem de bir birey olarak ortaya koydukları karakterler tartışılmaz bile.

    şimdi de arda turan'ın gelmesini istemeyen milyonlar var. çoğu galatasaray taraftarı arda turan'ı bırakın takımında görmeyi, onun adının anılmasını bile istemiyor. çok sevdikleri galatasaray'ı korumak amacıyla seslerini duyurmaya çalışıyorlar. sosyal medyayı kullanarak, maçları izlemeyeceklerini, forma almayacaklarını vs. belirtiyorlar. ve bunu yanlış bulan, ne şartla olursa olsun takımın her şekilde desteklenmesini isteyen taraftarlar var. buraya kadar sorun yok. herkes istediği gibi düşünebilir. hatta bahse konu kişiyi takımında görmek isteyenler bile olabilir. saygı duyarım.

    ancak, kimse ama kimse benim galatasaraylılığımı sorgulayamaz. kimsenin haddine değil bu. sizin gibi düşünmeyenler hain değil. herkesin galatasaray'dan anladığı şey başka. siz takımınızdan salt başarı beklersiniz, nasılını önemsemez, sormazsınız. bazıları sorar. siz takımınızın başarıları ile gururlanırsınız, başkaları sadece başarıları ile değil, tüm tarihiyle gurur duyar. ben 82 doğumluyum, galatasaray tarihinin en başarısız döneminin sonları. şimdiki gibi her yerde nice başarılar görmüş galatasaraylı çocuklar yok. neredeyse tüm çocuklar ya fenerli ya da beşiktaşlı. tek derdim sevdiğim takımın başarılı olması olsaydı, galatasaraylı olmazdım.

    görgüm, hayata karşı durduğum yer ve galatasaray'dan anladığım şey gereği isimleri, olayları ya da fikirleri anlamaya çalışıp, gerektiğinde kendi bilgim doğrultusunda eleştiririm. tabu sahipleri her eleştiriyi saldırı olarak görür. bu sözlükteki ve başka mecralardaki galatasaray taraftarlarının büyük bir kısmında da tabular var. en bariz olanı da fatih terim tabusu. eğer arda turan'ın galatasaray'a geri dönmesi fatih terim'in onu affedip affetmeyeceği ikilemine bağlıysa, ben sadece arda turan'ı değil, fatih terim'i de eleştiririm. fatih terim isterse dışarda görüşsün, evine alsın, bana ne, bize ne. ama burda mevzubahis olan galatasaray. başka galatasaray taraftarları nasıl olsa şampiyon olduk diye 2018/19 sezonundaki kötü oyunu önemsemiyor olabilir, ben önemsiyor ve teknik direktörü eleştiriyorum. başka galatasaray taraftarları teknik ekibimizdeki bazı isimlerin yaptığı gereksiz davranışları görmezden geliyor ve önemsemiyor olabilir ama ben eleştiriyorum. yine teknik ekibimizdeki bazı isimlerin liyakatlarını umursanmıyor ya da 'vardır hocamın bildiği bir şey' deyip geçiştiriliyor olabilir ama ben de bilmek istiyorum ve sorguluyorum. abdürrahim albayrak'ın 2018/19 sezonunun sonlarına doğru ''bildiğim şeyler var ve açıklayacağım'' deyip açıklamadığı şeyleri bilmek istiyorum. başka galatasaray taraftarları yine 'nasıl olsa ligi kazandık, suyu bulandırmanın gereği yok' diye düşünebilir. ama ben albayrak'ın düşünce yapısını, üslubunu ve bir şeyler ima edip sonra susmasını eleştiriyorum. uzun bir süre suyun öteki tarafında aziz yıldırım hep böyle bir tavırla hareket etti. hepimiz galatasaraylı olarak eleştirdik. suyun öte tarafı hala öyle, kendi karakterleri. ama ben galatasaray yönetiminin bu tavırları sergilemesini eleştiririm, çok sevdiğim galatasaray'a bu duruşu yakıştırmam. aksi takdirde onlarla ayırt edici bir farkımız kalmaz çünkü.

    bugün arda turan'ın gelmesini istemediğim ve kim olursa olsun buna evet diyenler bu takımdan defolup gitmedikçe içimdeki burukluğun geçmeyeceğini söylediğim için bir mesaj aldım. galatasaraylılığımın sorgulandığı bir mesaj. ilk defa sözlükteki birini engelledim. ki ben yazılanlara katılmasam bile bu adı güzel sözlükteki hiçbir yazara kıyıp da eksi oy bile veremeyen biriyim. aynı düşünmeyebiliriz, aynı yollardan geçip, aynı şeyleri yaşamadık sonuçta. beklentilerimiz ve galatasaray'dan anladığımız şeyler de farklı olabilir. ancak kimse bir başkasının galatasaraylılığını sorgulayamaz.

    illa sorgulanacaksa, ki sorgulanmalı, her yanıyla galatasaray ve galatasaray'a dair olanlar sorgulanmalı. galatasaray taraftarı olarak daha çok soru sormalı, doğru soru için daha fazla kafa patlatmalıyız. zira hayat ve eşyanın doğası bunu öğütler. ancak bu yolla özlemini kurduğumuz galatasaray inşa edilebilir. bazı kişileri dokunulmaz kılarak ya da kitleleri yaftalayarak değil.
  • 7012
    x gelirse kombinemi devrederim diyeninden biri (x = arda turan) olarak içinde bulunduğum güruh.

    4 yaşımdan beri aralıksız sahip olduğum kombinemi, ki 29 sene ediyor, arda turan gelirse iade edecek olmam ile galatasaray’ı desteklemem arasında bir korelasyon bulamadım.

    galatasaray bir duruştur, bir karakterdir. yeteneğin geldiği, karakterin tuttuğu mecradır galatasaray. 15 yaşında kopenhag meydan muharebesine katılmak, 16 yaşında paris’te tribünde dayak yedikten sonra 17 sene boyunca paris deplasmanı olsun da gidelim diye beklemek, hamburg deplasmanında 3. gün sıkılıp sabahtan maça kadar batak atmaktır.

    benim karakterim, galatasaray’ın temsil ettiği değerler ile bağdaşmayan hangi kademede olursa olsun insanların galatasaray üstünden polüm yapmasına izin vermediği için herkesten özür dilerim; ancak protesto anayasal bir haktır. yine gider, askerde olduğum sene kombine alamadığım için kombine parası tutarında formamı alır çoluğa çocuğa dağıtırım, ancak arda turan’a tezahürat yapmam. başarı için ruhunuzu satmaya, etik değerlerden ödün vermeye gerek yok. verecekseniz de, “başarılar gelir geçer asaletin bize yeter” tezahüratı yapmaycaksanız; ikisi birden olmaz.

    etik değerlerden ödün verip galatasaray değerlerini ayaklar altına aldığımız noktada, hiçbir temeli olmayan diğer takımlardan farkımız kalmaz.
  • 7013
    benim için sınır robinho varilerdir. başakşehir robinho'yu aldığında büyükler ne güne duruyor demişti bazı yorumcular. yahu siz bu külteri ne zannediyorsunuz. avrupa'ya adım attığı an tutuklanacak bir sapığın ne işi var bu takımlarda. hatta ne sivas'ta ne de başakşehir'de. hem de sırf yetenekli diye.

    konuştukları konunun bilgisini geçtim ruhuna haiz olmayan adamlar bu işten para kazanıyor. hakikatten ilginç.
  • 7015
    iki saat uyudum, uyandığımda gene karışmış topluluk. arkadaş bu topluluğa rahat batıyor. rakipleri bir bir erirken keyiflenip işine bakacağı yerde bir deli kuyuya taş atıyor sonra ortalık karışıyor. yönetime düşman olanların amaçları belli. bir de buraya gelip karıştırıyorlar zaten ama işin asıl üzücü olan ve değinmek istediğim doğruları gören anlayan taraftarların da birbirine girmesi. hadi diğerleri yönetimden rant peşinde tamam, ya siz niye tartışıyorsunuz? adamlar paralı troll işleri bu sallamayın geçin. konudan konuya atlanıyor, bambaşka konularda tartışılıyor. ortamı gerenlere izin veriyorsunuz. ömrümü yediniz be.
  • 7016
    homojen bir yapıya sahip olmayan heterojen topluluk. bazen bu gerçeği unutup kişi kendisi gibi bilirmiş herkesi düsturu ile hareket edip ona göre yorum yapma hatasında bulunuyorum. halbuki galatasaray taraftarı deyince içerisinde alevisi de var sunnisi de müslümanı da var hristiyanı da türkü de var kürtü de sağcısı da var solcusu da okumuşu da var okumamışı da zengini de var fakiri de aptalı da var zekisi de... bu liste uzar gider sözün özü biz sözlükte, statta, kahvede bir araya getiren ortak noktamız galatasaray. onunla ağladık onunla sevindik. çünkü çocukluk aşkımızdı. onun verdiği mutluluğu ne bir siyasi lider ne de bir kadın veremedi. benim önceliğim her zaman devletim ve galatasaray'ım oldu öyle de olmaya devam edecek. yaşasın galatasaray ve onunla sevinip üzülen güzel insanlar.
  • 7025
    sahada ya da saha dışında olan olaylara ve gelişmelere verilen tepkilerden bir bakış açısı geliştireceğim içinde bulunduğum bulunduğumuz topluluk. o kadar negatif bakıyoruz ki herşeye. karşımızda insan olduğunu unutuyoruz bazen. herhangi bir maçta yapılan saha içi bireysel bir hata yapan bir futbolcumuzu hemen bir asıyoruz yada göze hoş gelen bir durumu da tam tersi şekilde taparcasına yüceltiyoruz. yaklaşımlarımıza düşünerek hareket edip kendimizi başkalarının yerine az da olsa koyabilirsek hem gelişeceğiz hem de asmak kesmek kelle uçurmak modundan çıkacağımızı düşünüyorum. yapılan iyi ya da kötü olan şeyleri zamana bırakıp emin olduktan sonra değerlendirmeliyiz diye düşünüyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın