• 6976
    içinde göğe çıkarma konusunda da, yere vurma konusunda da ayarsız bireyler barındıran topluluk. bu ayarsızlık genelde transfer zamanı ortaya çıkıyor. transferler tamamlandıktan sonra biraz daha sağlıklı düşünür hale geliniyor.

    bakıyorum banega maestro, babel sol kanat koridorcusu. demek bu kalabalık 15-20 sene önceki transferleri görseler neler yaparlar. popescu, frank de boer gibi barcelona kaptanları geldi bu takıma.

    abartmamak lazım, bunu öğrenmemiz gerekiyor.
  • 6980
    taraftarımızın içinde azınlık olarak işe yaramayan bir kitle var. bu kitle, en ufak bir kıvılcım görünce, yangın var diye bağırır. bu kitle, futbolcusunu hata yapınca ıslıklar, aynı futbolcuyu güzel işler yaptığında kral yapar. ben bu kitlenin maicon'a yaptıklarını unutmayacağım. aynı şeyler tekrarlanıyor. ne kadar gitmesini istesem de diagne, kalmasını istediğim fernando, kendini bilmezler tarafından sosyal medyada rahatsız ediliyor. bu galatasaray kültürüne aykırıdır!
  • 6981
    içinde bulunmaktan onur duyduğum fakat aynı zamanda insanı 90'lı yıllarda iyi ki malum sosyal mecralar yokmuş diye düşündürten de grup. böyle düşününce ilk aklıma kadıköy'de oynanan ve hagi'nin orta sahada kaptırdığı topun kalemizde gol olduğu maç geliyor. düşünsenize şimdi böyle bir şey yaşansa hagi için neler yazardı taraftarımız twitter'da.

    performansları tartışılabilir fakat özellikle muslera, selçuk gibi yıllarını vermiş bu futbolculara instagram'dan hakaret etmek kovalamaya çalışmak bana hadsizce geliyor. zamanının dolduğunu, artık iyi oynamadığını düşünebilirsiniz aldığı parayı da eleştirebilirsiniz takımdan artık gitmesini de isteyebilirsiniz fakat bu şekilde bu adamları harcayamazsınız.

    gerçekten bazı durumlara abartılı ve yersiz tepkiler veriyorlar.
  • 6983
    her taraftar gibi bende takımıma iyi futbolcular gelsin her futbolcusu kaliteli olsun isterim. yeni transferler için heyecanlanırım. ama bu grupta bazıları çok kolay adam satıyorlar. diagne gitsin diye adama yapmadıklarını, etmedikleri hakareti bırakmadılar. iki senedir şampiyonluğun yağı taşlarından fernando reges‘i sırf banega takasında ismi geçiyor diye instagramda çocuğu olacağını öğrendiği postun altında taciz ettiler. herkes düşüncesini söylemekte özgür ama insanları rahatsız etmeden yapılmalı. ayrıca galatasaray futbolcularına yapılan ayıptır. her nolursa olsun hala bu kulübe bağlılardır. ne yazık ki bu gibi davranışlar kulüp taraftarına özgü değil ülkemizin genel sıkıntısıdır.
  • 6984
    yeni neslin en "şımarık" taraftar grubunu oluşturuyor maalesef. tamamen başarı odaklı, her istediğim olsun kafasındaki ve ergen kafalı bu taraftarlar kulübe yarardan çok zarar veriyor. belhanda, maicon, diagne ve fernando'ya instagram'da yapılanlar bunun en büyük kanıtı. bu kadar çabuk tüketen, at eskisini al yenisini kafasıyla galatasaray daha çok zarar görür. şu ülkede twitter ve instagram'ın yasaklanacağı günü iple çekiyorum bu kafalar yüzünden.
  • 6985
    sosyal medyayı bilinçsizce kullanan kısmına akıl erdiremediğim taraftar grubu. ali koç istese bu kadar zarar veremez. maalesef gözü dönmüş, cahil, bencil ve salt kazanma odaklı bir grup türedi son yıllarda, hatta uzun bir süredir.

    yarın takım kötü sonuçlar alsın, hoca ayrılsın 2 maç tutamazsın bunları tribünde. tribünü geçtim maç izlemeyi bırakır, bir dahaki yükselişe kadar sesleri kesilir. bunlar eğitilmezler gibi kalıplar görüyorum sürekli. doğru galiba..

    belhanda gelir, yönetim iş bilmezlik yapar wesley’nin formasını o daha gitmeden belhandaya verir hop taraftar adamın instagramına küfür, gol kaçırır pas hatası yapar, ya da kötü performans gösterir haydi ana avrat sövelim sosyal medyadan. fernandonun ismi sevilla ile geçer, haydi altına s.ktir git yazalım , come to sevilla!!? diyelim. diagne zaten sorunlu adam çocuk gibi, bunu bilmeyen yok, adama her maçtan sonra giydirelim, tam gidecek olsun her gün sövelim defol git diyelim, her türlü tahrikte bulunalım ki başımıza bela olsun. geri zekalı ya da hain olmanız lazım bunları yapabilmek için.

    nasıl mücadele edilir, nasıl terbiye edilir bu güruh bilmem ama inanılmaz tehlikeli ve faydasından çok zararı olan bu oluşumların azalarak bitmesini diliyorum.
  • 6987
    fazla evhamlı insan topluluğu. yağlı suratlı bakkal bey döneminde ve biraz da gomis satışından sonra yaşadığımız forvetsizlikte o kadar travmatik günler geçirdik ki şu an her şey kontrol altında olsun, her şey hemen olsun ve arkamıza yaslanalım istiyor birçoğumuz. oyuncu satışları hesaplama, "şunu yaparsak bu olur"lar, "onu alalım bunu satalım süper olur"lar... beyler geçen sene bugünlerde hangimiz tahmin edebilirdik devre arasında altyapımızdan çıkan bir çocuğun 11m€'ya gideceğini, 3.5m€'ya marcao gibi bir aslan alacağımızı, soso'nun ligin ilk yarısını 1 gol 0 asistle bitirip daha sonra o meşhur tabiri gerçekleştirip ligi donunda sallayacağını, belhanda tartışmalarının son bulacağını, ndiaye'nin berbat top oynayacağını... daha birsürü şey var aklıma gelmiyordur. yani bu iş video oyunu gibi olmuyor, bütün seneyi şimdiden öngöremeyiz. hayat sürprizlerle dolu, kendinizi yormayın. hele de daha şimdiden şunu alsak bunu satsak ffp'de artıdayız gibi hesaplamalara hiç girmeyin bence, kendinize zarar abi, ne bu stres ? hayal kuralım, isteyelim, kadrolar yazalım ama bu kadar strese, paniğe gerek yok abiler. hele bir de takımın başında fatih hoca varken...
  • 6989
    sırf vedat transferi olmama ihtimali doğduğu için panik yapıp saçmalayarak suçlayacak adam aramaya başlamış bir çok kişiyi barındırır.

    bazen gerçekten şaşırıyorum özellikle sözlükte seviye nasıl bu kadar düşebildi diye. sakin arkadaşlar sakin. hiç kimse gelmese bile şampiyonluğun en büyük adayı biziz. ki daha önümüzde çok uzun bir zaman var.

    hele hele vedat konusunda herkesin olursa ala olmazsa dünyada başka topçu mu yok modunda olması gerekirken ve daha ortad biten bir şey yokken resmen panik modunu açmış taraftarlar var.

    gülün geçin yahu gülün geçin.
  • 6993
    son zamanlarda çok fazla gereksiz öz güvene ve rakipleriyle dalga geçmeye başlamış topluluk. sosyal medyada ve sözlüklerde ne olursa olsun şampiyon olacağız havası var. bu havayı iyi kullanırsan, faydalı olur fakat altını dolduramazsan, tahribatı daha fazla olur.

    2018-2019 sezonunda şampiyon olurken sadece 69 puanla şampiyon olduk ki, bu 3 puanlı sisteme geçildikten sonra alınan en az puanla şampiyonluk. yedek kadrosuyla istanbul'a gelen benfica'ya evimizde yenildik, deplasmanda kalecisini göremedik. şampiyonlar ligi'nde tarihin en kolay grubunda 1 galibiyet alabildik. oynadığımız 6 maçta da kötü oynadık. küme düşmemeye oynayan fenerbahçe'yi iki maçta da yenemedik. yeni kurulan trabzonspor'dan 4 gol yedik, küme düşen akhisar'dan deplasmanda 3 gol yiyerek yenildik, içerde mucize bir şekilde iyi oynamadan kazandık. küme düşen bursaspor'un bize attığı kadar gol attığı başka takım yoktur. bursaspor'dan içerde 1 puanı zorla alırken, deplasmanda 2-0'dan döndük. yine küme düşen erzurumspor'a 2 puan bıraktık. şampiyonluk maçında ilk yarı rezil oynayarak, şampiyonluğu riske ettik.

    bunları niye yazıyorum. şuan bulunduğumuz durumun farkına varabilmek için. 2018-2019 sezonunda fatih hoca'nın son haftaları oynama becerisi sayesinde ve rakiplerin çok fazla yardım etmesiyle şampiyon olduk. gerekli çalışmalar ve önlemler alınmazsa, biz zaten 3 kupalı şampiyonuz havalarına girilerek hareket edersek sonu çok kötü olur. özellikle kendimizi olduğundan daha yüksekte görüp, gerçeklerle yüzleştiğimizde daha da kötü sonuçlar ortaya çıkarırız.

    çok fazla destek verilen ve şuanda eleştirilmesi teklif dahi edilemeyen yöneticileri hak ettiklerinden daha fazla eleştirmeye başlarız.

    peki, olması gereken ne? yöneticilere, teknik ekibe, gerektiği yerde tepki verip, gerektiği yerde destek vermek. yöneticilerin bir ismi göndermek istediğinde onu karalamasına izin vermemek ve hangi oyuncu olursa olsun, gitsin , defolsun gibi söylemlerden uzak durmak.
    özellikle bir oyuncuya tepki vermek kadar saçma bir durum yok. o oyuncu silah zoruyla bize gelmedi ve silah zoruyla sözleşme yapmadı. eğer burada tepki verilmesi gereken bir kurum varsa, oyuncu değil, onu alan yöneticilerdir.

    ayakları yere basması gereken, gerektiğinde tepkisini, gerektiğinde desteğini vermesi gereken içinde bulunduğum topluluk.
  • 6994
    takımda istenmeyen oyunculara verilen tepkilerle etik ve ahlaki değerlerinin ciddi derece de yozlaştığını hissettiren kulüp taraftarıdır.

    https://twitter.com/...685016630738950?s=19

    bu canlı yayına yapılan yorumlar nedir acaba? aynısı bir sürü post fotoğraf altında. gerçekten çok üzücü ne hale geldik ya. kulüp zaten göndermek için oyuncuyu uğraşıyor sen böyle yapınca çok daha çabuk mu gidecek. adam gitmem demiyor zam yapın demiyor. zaten yazın ayrılacağını bilerek geldiğini düşünüyorum ben galatasaray'a. yoksa fatih hoca istese tribünler sevmedi diye formsuz halde on gol atan forvetini göndermez. bi sakin, bi karşınızdakinin insan olduğunu hatırlayın, duyguları var olduğunu bilin.

    kendimi diagne'nin yerine koydum gerçekten üzücü sinirden ağlanabilecek bir durum. küfredip yayını kapatabilirsin milletle kavgaya tutuşabilirsin. oyununu oynamış idmanını yapmışsın boş zamanını harcamak için yayın açıyorsun gelen yorumlar.. yaşam enerjisi sömürülüyor gibi gerçekten..
  • 6995
    son 2 sezonda takımının şampiyon olmasında 1. derecede etkili faktördür. bence bu konuda fatih terim ve oyuncular ile eşit etkiye sahiptirler. igor tudor dönemi ile başlayan dolu stadyum havası halen namağlup devam eden serinin fitilini ateşlemişti. inşallah bu destek böyle devam ettikçe özellikle iç sahada çok zor puan kaybetmeye devam edeceğiz.
  • 6996
    galatasaray'ı izlemeyi, desteklemeyi bırakmak için çok kolay karar alabilen taraftarlar, taraftarlarımız.

    x gelirse takımı bir daha izlemem, galatasaraylılığımı askıya alırım, y olursa forma almam, kombine bırakırım, z gönderilirse bir daha takımı desteklemem vb.

    sizi bilmem ama ben, 3 yaşında babamın omzunda ali sami yen'de desteklemeye başladığım galatasaray'ımızı, bir futbolcu, bir karar yüzünden desteklemeyi bırakmam. kendimi bildiğimden beri galatasaray 100 maç oynadıysa 90'ını izlemişimdir. o 10 maç da, kötü gün, özel gün, tvsizlik veya toteme kurban gitmiştir. askerlik yaptığım küçük denizci birliğine digiturk bağlatıp tüm maçları izledim, efsane 2006 16 dk şampiyonluğunu askerde yaşadım ben.

    özetle bana göre galatasaray sevgisi, kişilere, kişilerin aldığı kararlara göre sevilecek ve sevmeyi bırakılacak bir sevgi değil.. özhan canaydın dönemi de destekledim, baliç geldi gs-fb maçına gittim*, dursun özbek geldi forma aldım, bileklik aldım, fatih terim gönderildi her maçı yine izledim, fatih terim geldi yine izliyorum.

    arda turan'dan en az sizin kadar nefret ediyorum.. ama arda turan gelirse de benim galatasaray sevgim için tek fark, takımda nefret ettiğim 1 futbolcu olacak.. ama ben her maç galatasaray'ı izlemeye, desteklemeye devam edeceğim, elimden geldiğince forma alacağım. ben çünkü galatasaray iyi olsun istiyorum, kişiler değil.

    bu demek değil arda'nın gelmesine veya farklı bir karar alınmasına karşı çıkılmasın, tepki verilmesin. ama o karar ne yazık ki herşeye rağmen alınırsa, galatasaray'dan vazgeçmek anlamsız geliyor bana.. belki içinizden bazıları, bu olmasın diye aslında yapmayacağı bir şeyi dile getiriyor.. öyle olsa bile yanlış geliyor bana.. ben hiçbir koşulda galatasaray'ı desteklemeyi bırakmam, bunu aklıma bile getirmem.
  • 6997
    o gelirse bırakırım, şöyle olursa alışveriş yapmam diyenler için her zaman kapı oradadır. florya'nın 4 kapısı var, birinden çık git. çok da umursanacağınızı sanmıyorum.

    bugün mahkeme var mahkeme. tedbir kararı kalkarsa belki de galatasaray'ın geleceği değişecek. senin o gelirse bu giderse tribinle uğraşılacak ve konuşulacak zaman değil.
  • 6998
    (bkz: 2018-2019 sezonu türk telekom stadyumu kombine kartı/#2424546)

    (bkz: galatasaray store/#2644648)

    (bkz: arda turan/#2702387)

    o işler öyle olmuyor işte ... galatasaraylı baba ile galatasaray sevdalısı olmak kolay fenerbahçe kongre üyesi baba ile galatasaraylı olmuş oluyor bazı kişiler.

    benim hayatım galatasaray'a endeksli ... çalışma günlerim/saatlerim, arkadaş buluşmalarım, hobilerim, spor saatlerim vs. vs.

    benim baktığım her yer sarı - kırmızı ... normal kıyafetimden daha fazla formam, atkım, galatasaraylı kıyafetlerim.

    yeri geldiğinde sevdiğin için sevdiğinden bile vazgeçeceksin ki o'na zarar gelmesin, yanlışından dönsün. taş basacaksın yüreğine ama bileceksin ki onun iyiliği için herşey.

    siz kendi kendinize takılın...

    bırakın herkes kendi bildiği gibi sevsin galatasaray'ı tarih nasıl olsa haklı olanı ortaya çıkarır.
  • 6999
    taraftar olmak doğası gereği problemli bir durum. insanların kendisine ait (bazılarının ise maalesef sorgusuz kabulleri) fikirleri, düşünceleri var. her bireyin bilinçli ya da bilinçsiz hayata karşı mevzilendiği bir yer var. taraftar olmanın problemli hali işte tam burda başlıyor: aynı kulübün taraftarları senin değerlerini paylaşmayabilir, hayata senin baktığın yerden bakmayabilir. sen ömrün boyunca kimsenin karşısında el, pençe, divan durmamışsındır ama galatasaray'ın en geniş taraftar grubunun lideri dini ya da siyasi figürlerle fotoğraflar çekilip, paylaşır. burda mesele kimlerle fotoğraf çektirdiği değil. bana ne? istediği şekilde düşünebilir, yaşayabilir, istediği kişilerle fotoğraf çekilip, paylaşabilir. mesele tüm bunları yaparken kullandığı 'galatasaray'ın en geniş taraftar grubu lideri' kimliği. işte o kimlik bir galatasaray taraftarı olarak seni de etkiliyor. çelişki. spora siyaset karıştırılmamasını isterler ama her fırsatta, muktedirlerden yana tavır koyarlar. 2017/18 sezonunun şampiyonluk maçında attığımız golün arkasındaki tribünde kudüs'le alakalı bir pankart vardı. şampiyonluk maçı!!! ne alaka kudüs?

    bebek katili apo'nun galatasaray taraftarı olduğu iddia ediliyor. (çeşitli zamanlarda bazı fenerliler bu yüzden bana sataşmıştı) diyelim ki galatasaraylı. ben de galatasaralıyım. ne yapayım? galatasaray'ı sevmeyeyim mi? çelişki.

    iktidar partisine oy verip, çok iyi galatasaraylı olanlar var mesela. son zamanlarda öyle şeylere şahit olduk ki, çelişkinin alasını onlar yaşadı, yaşıyor.

    hepimizin etrafında sevmediğimiz, saygı duymadığımız, hatta nefret ettiğimiz insanlar var. onların içinde de galatasaraylı olanlar var. bir çelişki daha. her bakış açısından yüzlerce örnek verilebilir.

    diğer çelişki, takımın oyuncularının, teknik ekibinin, yönetiminin değerler dünyası. onların değerleri ile bir taraftar olarak senin değerlerinin çatışması durumu. şu anda arda turan'ın galatasaray'a dönmesi mevzusu revaçta. farklı bir örnek verelim. mesela rahmetli metin kurt şu anda galatasaray futbolcusu olsaydı, böyle bir siyasi iklimde ve iletişim çağında kim bilir ne linçlere maruz kalırdı. eminim onu takımda görmek istemeyen milyonlar olurdu. metin kurt örneği yanlış anlaşılmasın. o, arda gibi ne galatasaray'a ne de yaşantısı ile kamuoyuna en ufak bir saygısızlık yapmadı. hem galatasaray çatısı altında, hem de bir birey olarak ortaya koydukları karakterler tartışılmaz bile.

    şimdi de arda turan'ın gelmesini istemeyen milyonlar var. çoğu galatasaray taraftarı arda turan'ı bırakın takımında görmeyi, onun adının anılmasını bile istemiyor. çok sevdikleri galatasaray'ı korumak amacıyla seslerini duyurmaya çalışıyorlar. sosyal medyayı kullanarak, maçları izlemeyeceklerini, forma almayacaklarını vs. belirtiyorlar. ve bunu yanlış bulan, ne şartla olursa olsun takımın her şekilde desteklenmesini isteyen taraftarlar var. buraya kadar sorun yok. herkes istediği gibi düşünebilir. hatta bahse konu kişiyi takımında görmek isteyenler bile olabilir. saygı duyarım.

    ancak, kimse ama kimse benim galatasaraylılığımı sorgulayamaz. kimsenin haddine değil bu. sizin gibi düşünmeyenler hain değil. herkesin galatasaray'dan anladığı şey başka. siz takımınızdan salt başarı beklersiniz, nasılını önemsemez, sormazsınız. bazıları sorar. siz takımınızın başarıları ile gururlanırsınız, başkaları sadece başarıları ile değil, tüm tarihiyle gurur duyar. ben 82 doğumluyum, galatasaray tarihinin en başarısız döneminin sonları. şimdiki gibi her yerde nice başarılar görmüş galatasaraylı çocuklar yok. neredeyse tüm çocuklar ya fenerli ya da beşiktaşlı. tek derdim sevdiğim takımın başarılı olması olsaydı, galatasaraylı olmazdım.

    görgüm, hayata karşı durduğum yer ve galatasaray'dan anladığım şey gereği isimleri, olayları ya da fikirleri anlamaya çalışıp, gerektiğinde kendi bilgim doğrultusunda eleştiririm. tabu sahipleri her eleştiriyi saldırı olarak görür. bu sözlükteki ve başka mecralardaki galatasaray taraftarlarının büyük bir kısmında da tabular var. en bariz olanı da fatih terim tabusu. eğer arda turan'ın galatasaray'a geri dönmesi fatih terim'in onu affedip affetmeyeceği ikilemine bağlıysa, ben sadece arda turan'ı değil, fatih terim'i de eleştiririm. fatih terim isterse dışarda görüşsün, evine alsın, bana ne, bize ne. ama burda mevzubahis olan galatasaray. başka galatasaray taraftarları nasıl olsa şampiyon olduk diye 2018/19 sezonundaki kötü oyunu önemsemiyor olabilir, ben önemsiyor ve teknik direktörü eleştiriyorum. başka galatasaray taraftarları teknik ekibimizdeki bazı isimlerin yaptığı gereksiz davranışları görmezden geliyor ve önemsemiyor olabilir ama ben eleştiriyorum. yine teknik ekibimizdeki bazı isimlerin liyakatlarını umursanmıyor ya da 'vardır hocamın bildiği bir şey' deyip geçiştiriliyor olabilir ama ben de bilmek istiyorum ve sorguluyorum. abdürrahim albayrak'ın 2018/19 sezonunun sonlarına doğru ''bildiğim şeyler var ve açıklayacağım'' deyip açıklamadığı şeyleri bilmek istiyorum. başka galatasaray taraftarları yine 'nasıl olsa ligi kazandık, suyu bulandırmanın gereği yok' diye düşünebilir. ama ben albayrak'ın düşünce yapısını, üslubunu ve bir şeyler ima edip sonra susmasını eleştiriyorum. uzun bir süre suyun öteki tarafında aziz yıldırım hep böyle bir tavırla hareket etti. hepimiz galatasaraylı olarak eleştirdik. suyun öte tarafı hala öyle, kendi karakterleri. ama ben galatasaray yönetiminin bu tavırları sergilemesini eleştiririm, çok sevdiğim galatasaray'a bu duruşu yakıştırmam. aksi takdirde onlarla ayırt edici bir farkımız kalmaz çünkü.

    bugün arda turan'ın gelmesini istemediğim ve kim olursa olsun buna evet diyenler bu takımdan defolup gitmedikçe içimdeki burukluğun geçmeyeceğini söylediğim için bir mesaj aldım. galatasaraylılığımın sorgulandığı bir mesaj. ilk defa sözlükteki birini engelledim. ki ben yazılanlara katılmasam bile bu adı güzel sözlükteki hiçbir yazara kıyıp da eksi oy bile veremeyen biriyim. aynı düşünmeyebiliriz, aynı yollardan geçip, aynı şeyleri yaşamadık sonuçta. beklentilerimiz ve galatasaray'dan anladığımız şeyler de farklı olabilir. ancak kimse bir başkasının galatasaraylılığını sorgulayamaz.

    illa sorgulanacaksa, ki sorgulanmalı, her yanıyla galatasaray ve galatasaray'a dair olanlar sorgulanmalı. galatasaray taraftarı olarak daha çok soru sormalı, doğru soru için daha fazla kafa patlatmalıyız. zira hayat ve eşyanın doğası bunu öğütler. ancak bu yolla özlemini kurduğumuz galatasaray inşa edilebilir. bazı kişileri dokunulmaz kılarak ya da kitleleri yaftalayarak değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın