• 380
    böyle bir sayfa olduğundan haberim yoktu. bu sözlüğe futbol dışında ilk defa birşey yazıyorum.
    her insanın başına hayatının bir döneminde beynin asla olmayacağını düşüneceği şeyler gelebiliyor.

    5 yıl önce babam vefat ettiği zaman beynim uzun bir süre bunun gerçek olduğuna inanmadı. muhtemelen büyük bir şok geçirdi. her eve uğradığım zaman hala babamın evde olduğunu düşünüyordum uzun bir süre. asla bu durumdan kurtulamayacağımı zannediyordum. sonra zamanla düzeldi beynim. hala babamı özlüyorum ama normal hayatıma dönebildim.

    herkese olduğu gibi çok eskiden çok sevdiğim bir insandan ayrılmıştım. herkes gibi bende bir daha asla bu sekilde sevmeyeceğimi düşünüyordum. sonra yine düzeldi beynim. normal hayatıma dönebildim. başka insanları da o insandan daha fazla sevebildim. önemli olan zaman. gerisini beyniniz hallediyor zaten.

    sözcüklerin, kelimelerin acıları hafifletecek hiçbir etkisi yok. bunu biliyorum. fakat sadece beynin bu durumları delirmeden atlatabilmek için nasıl çalıştığını anlatmak istiyorum.

    sağlıklı bir beyin sürekli başıma kötü bir şey gelecek diye düşünmez. yani sevdiklerime bir şey olacak ya da sevdiğim kız benden ayrılacak gibi. panik atak olan sürekli başıma bir şey gelecek diye tedirgin olan insanlardan bahsetmiyorum. sağlıklı bir beyinden bahsediyorum.
    o yüzden birisini kaybettiğiniz zaman ya da kız arkadaşınızdan ayrıldığınız zaman beyninizin şok geçirmesi çok normal bir durum. çünkü beynin, sağlıklı bir şekilde hayatını devam ettirebilmen için sana bu olasılıkları hatırlatmıyor. sürekli birisi ölecek şu olacak bu olacak diye aklına gelse delirirsin. beyin o yüzden kendisini koruyarak bunları bilinçaltına atıyor. bilincine çıkartmıyor.
    birisini kaybettiğin zamanda böyle bir durumu hiç beklemediğin için büyük bir şok geçiriyorsun. bu durumda normal. senin sağlıklı bir beyne sahip olduğunu gösterir.
    bu şoku geçirdikten sonra bilmen gereken şu. beyin yine kendisini korumak isteyecek ve bu durumu unutup bilinç altına atmak isteyecektir. bazı zamanlar kaybettiğin insanı çok özleyebilirsin. bu durumda da sorun yok. bu durumlar da sönme patlamasıdır. sönme patlamaları ise acıyı unutmaya en yakın zamanlardır.
  • 295
    "acı" her zaman kalbine inmez insanın... gözlerinden çıkmaz... her zaman katıdan sıvıya dönüşüp yağmaz burnunun üstüne.... hüzünlü bir şarkı olmaz, odayı doldurmaz.... her zaman doldurmaz kadehi... insan bazen acıyı alkolle yıkamaz... yıkayamaz.

    bazen, bazı insanlara... kulaklarından girer acı.. boğazından geçer, bir tam tur atar kemiklerinde..
    midesinden çıkar... kupkuru bırakır zaman zaman... bulutları parçalar.. yağmur içine içine yağar... susturur dünyanı, boşaltır bardakları... bardaktan boşalır acı, seni boş bırakır... bir sigara yaktırır, iki sigara yaktırır, üç sigara yaktırır... uyutmaz.

    girdiği kulağında kalır...
    bir sis gibi kaplar odanı,
    karla karışık yağar acı.
  • 79
    gerçekten canım yanıyor..
    dünyayı sadece 11 ay görmüş süt kokan bebekten ve annesinden ne istediniz? bu şerefsizlere ne söylesek az! gerek bu dünyada gerek öbür dünyada ellerimiz yakalarında olacak bu soysuz köpeklerin.

    kahpeliğin kitabını yazmışlar. şuncacık beden o tabuta sığar mı? içim eridi lanet olsun. mağaralardan başka hiçbir yerde yaşayamayan vatansız, aciz, zavallı, bebek katili bir yaratık topluluğudur pkk. bu piçleri destekleyen herkesin aynı acıyı yaşamasını umut ediyorum. o dağlarda taş üstünde taş kalırsa allah hepimizin belasını versin.
  • 209
    yılbaşının ilk günü sabah 06.24. çok keyifli bir gecenin ardından uyumadan önceki son aktivitem olan sözlüğüme girip bir kaç entry okumak istedim.

    ben temmuz 2018 tarihinde yazar oldum sözlükte lakin okuyuculuğum çok eskiye dayanır. ne yazık ki takip ederken kaçırdığım bir kaç olay canımı çok sıktı bugün. hako ve sarwidas nickli 2 çok değerli yazarımızın hayatlarını kaybettiklerini bilmiyordum... genç yaşları, arkalarında bıraktıkları onlar için söylenen onca güzel söz, hayalleri, umutları, sevdaları... hepsini hissettim bu sabah sözlük, her ne kadar onları tanımıyor olsam da.

    yine bana her ölüm gibi sorgulattı; "ölümden daha ciddi ne olabilir ki?" ruhları şad olsun, ışıklar içinde uyusunlar.
  • 110
    hissizleştim be sözlük. artık hiç kimseye, hiçbir şeye karşı olumlu veya olumsuz bir şey hissedemiyorum. son 1-2 yılda kendimi getirdiğim noktaya ben bile şaşırıyorum, anlayamıyorum artık. küçükken ailem için yaşadığımı, sahip olduğum şeyleri onlara borçlu olduğumu bilerek yaşardım. sonraki yıllarda önce benim istemeden de olsa hayatını mahvettiğim kız ve daha sonrasında da diğer kızların benim hayatımı mahvetmesinden sonra kimseye karşı bir şey hissedemiyorum artık. 25 yaşındayım, 2-3 yıl öncesine kadar hep yaşımdan daha olgun olduğum söylendi ve ben de buna inanıyordum ancak yıllar geçtikçe çocuklaşıyor gibiyim. diğer taraftan 1 ders yüzünden okulu hala bitiremedim ve aileme karşı bir utancım var. en kötüsü de kendimi çok güçsüz hissediyorum, nasıl olacak bilmiyorum..
  • 125
    sonunda yapacağım paylaşım ile yazarlar aralarında kupon toplayıp maddi yardımda bulunacak ben de gidip karneyle ekmek alacağım :)

    gençler ve kendini genç hissedenler karı-kız muhabbetlerine takılmayın bu kadar... yoksa allah sizi gerçek dertlerle imtihan eder... kaza-bela-yokluk-ölüm--hapis-hastalık var... boş verin gerisini keyfinize bakın hayat kısa, ömrünüz fani, galatasaray ise baki!!!
  • 315
    (bkz: 3 fidan)
    (bkz: yusuf aslan)
    (bkz: hüseyin inan)
    (bkz: deniz gezmiş)
    (bkz: 6 mayıs 1972)

    --- deniz gezmiş'in son mektubu ---

    baba,

    mektup elinize geçmiş olduğu zaman, aranızdan ayrılmış bulunuyorum. ben, ne kadar üzülmeyin desem, yine de üzüleceğinizi biliyorum. fakat, bu durumu metanetle karşılamanı istiyorum. insanlar doğar, büyür, yaşar ve ölürler… önemli olan çok yaşamak değil, yaşadığı süre içinde, fazla şeyler yapabilmektir.

    bu nedenle ben, erken gitmeyi normal karşılıyorum. ve kaldı ki, benden önce giden arkadaşlarım, hiçbir zaman ölüm karşısında tereddüt etmemişlerdir. benim de etmeyeceğimden şüphen olmasın.

    oğlun, ölüm karşısında aciz ve çaresiz kalmış değildir. bu yola bilerek girdi. sonunda da bu olacağını biliyordu.

    seninle düşüncelerimiz ayrı ama, beni anlayacağını tahmin ediyorum. sadece senin değil, (…) anlayacağını inanıyorum. cenaze için, avukatlarıma gerekli talimatı verdim. ayrıca savcıya da bildireceğim. ankara'da 1969'da ölen arkadaşım taylan özgür'ün yanına gömülmek istiyorum. onun için cenazemi istanbul'a götürmeye kalkma.

    annemi teselli etmek sana düşüyor. kitaplarımı küçük kardeşime bırakıyorum. kendisine özellikle tembih et. onun bilim adamı olmasını istiyorum. bilimle uğraşsın ve unutmasın ki, bilimle uğraşmak da bir yerde insanlığa hizmettir.

    son anda, yaptıklarımdan en ufak bir pişmanlık duymadığımı belirtir seni, annemi ve kardeşimi devrimciliğimin olanca ateşiyle kucaklarım…

    oğlun deniz gezmiş

    --- deniz gezmiş'in son mektubu ---

    bugün 6 mayıs (1972), bugün 3 fidan deniz gezmiş, hüseyin inan ve yusuf aslan'ın 49. ölüm yıldönümü. 3 tane aslan gibi gencin haksız yere hayattan koparılış günü! her 6 mayıs günü hüzünlenirim. içim daralır!..

    deniz, yusuf, hüseyin ve daha nice güzel insanlar, sizleri asla unutmayacağız!
  • 151
    2018 yılının ilk 10 ayında, en az 203 kadın, erkek şiddeti sonucu maalesef yaşamını yitirdi.
    ülkemizde yaşayan kadınların en az 1/3'ü fiziksel ve/veya cinsel şiddete maruz kalıyor.
    ne yazık ki şiddete maruz kalan kadınların ancak %11'i, yaşadıkları korkunç ve üzücü durumu resmi kurumlara bildirebiliyor.
    üstelik bu veriler yalnızca evli kadınları kapsıyor.
    bu durum bize gösteriyor ki, aslında şiddete maruz kalan kadınların sayısı çok daha fazla.
    kadınlar üzerine yapılan anket çalışmalarında, kadınların yaşadığı en büyük sorunun toplumsal bazda tehlikeli olacak şekilde artmakta olan şiddet olduğu ortaya çıkıyor.
    kadınlar, fiziksel, cinsel, psikolojik ve ekonomik şiddete maruz kalıyor.
    genel olarak şiddetin her türlüsünün ve konumuz özelinde kadına şiddetin ve özellikle yukarıda tasnif ettiğim 4 büyük şiddet tipinin, hukukçular, psikologlar, eğitimciler ve tüm meslek grupları olarak karşısında durmamız, tedbir almamız, şiddetin toplumu rahatsız edici boyutta yaşanmasının önüne geçmemiz ve yoğun çalışma ile, şiddet olaylarını ortadan kaldırmamız gerekiyor.
    bu çalışmaları yaparken de yine kadının ve erkeğin birlikte hareket etmesi, eşit düzeyde çaba göstermesi gerekiyor.
    hem önleyici tedbirlerin hem de eğitimin bir arada gitmesi lazım kanımca.
    her şeyin başı eğitimdir.
    tüm insanlığa ve ulusumuza ve konu özelinde tüm türk kadınlarına şiddetten, korkudan, panikten, sıkıntılardan ve her türlü zorluktan uzak, üretken, başarılı, mutlu, aklı ve bilimi rehber edinmiş bir yaşam diliyorum.
    fakat sadece dilemek yetmez.
    belirttiğim gibi çok yoğun şekilde ortaklaşa çalışma yapmamız ve bu işe hakikaten baş koymamız gerekiyor.
    kadınların, hayatın her alanında yetkin ve etkin olması şart.
    hukukta, sanatta, sporda, bilimde, eğitimde ve her alanda etkin olmalılar.
    kadınların mutlak suretle ekonomik bağımsızlığa sahip olmaları, bunun için de çalışmaları gerekiyor.
    kadınlar, mutlaka kendi ayakları üzerinde durabilmelidir ekonomik açıdan.
    başka çaremiz yok.
  • 405
    ya abi "burada ota boka klavyesini yağlayıp sallayan" diyorsunuz da, neden nasıl böyle olduğumuzu hiç biliyor musunuz?

    neler yaşadık da bütün öfkesini nefretini bir internet sitesinde yaşayıp onun dışında başımıza ne gelse ot gibi gün geçirir olduk?

    bütün olumsuz hislerin pençesine oturup da kaldık, sıradan bir insanı mutlu edecek heyecanlandıracak şeyler bile bizi neden korkutup gerer hale geldi?

    sevdiğimiz ne varsa aramızı açan bu bezginliği kimler nasıl üzerimize yapıştırdı?
  • 304
    uzun yıllardır hayatıma büyük anlam katan şeylerden biri yarasa yiyen çinliler yüzünden elimden kayıp gitti. beni birebir tanıyanlar çok azdır aramızda ama 10-11 yıldır çeşitli gruplarda vokallik yaptım. kendimle ilgili doğru ve güzel gördüğüm nadir şeylerden biriydi ve covid geçirdikten sonra şarkı söyleyememeye başladım. sağlıklıyız buna da şükür diyeceğim ama eskisi kadar sağlıklı da hissetmiyorum. bundan sonrası ne olur bilemem ama gerçekten tadım inanılmaz kaçtı.
  • 410
    2 sene önce göçtük türkiye'den. beyin göçü falan diyemem zira basbayağı bıraktık gittik ve hatta pek bir numaramız da yoktu zaten insanlara fayda adına. giderken ekonomi kötü falan diyorduk, son birkaç gündür bambaşka şeyler konuşuyoruz. herkes ev bark almaktan bahsediyor memleketten, o kadar içimden gelmiyor ki. ben bu ülkeden başımı sokacak bir evim olmadan, evlenip de insanlardan aldığım üç beş kuruşla ayrıldım. geri dönüp üç beş kuruş kazandırmayı o kadar istemiyorum ki.

    ama geçenlerde karşıma şu satırlar çıktı. galip erdem, peyami safa'ya yazmış. o kadar dokundu ki bana. ağlamamak için kendimi çok zor tutuyorum.

    https://gss.gs/uDM.png
  • 354
    aranmamak çok kötü bir şey sözlük. çok çok iyi arkadaşlarım var (onlar arıyor şimdi zaten şükürsüzlük yapmış olmayalım) ama genel olarak uzaktalar. iş çıkışı, bir pazar günü veya herhangi bir tatilde bir kişinin bile oturalım mı? kahve içelim mi? vs diye aramaması çevremde böyle birilerinin olmaması çok koyuyor. hatta benim de bu teklifi yapacak erkek arkadaşım yok diyebilirim. artık dışarıda 3-4 erkek arkadaş oturan gruplara çok imrenerek bakıyorum. oysa girişken konuşkan bir insanım genel olarak arkadaşlarım da severler. bulunduğum yerle ve iş ortamının cinsiyetiyle alakası var onun da farkındayım ama yine de durumun bu aralar inanılmaz yalnız hissetmeme neden oluyor.
  • 81
    daha 8 aylık bebeği olan bir insan olarak, tek yaptığı şey sabah kalktığında annesi babası yanında olduğu için gülümsemek olan 11 aylık bir bebeğin şehit edilmesi bana sigara üzerine sigara yaktırıyor. hayat anlamsız. gerçekten çok anlamsız. daha kendisini savunmaktan yoksun, kendini koruyabilmek için sadece ağlayabilen bir yavru. bir çocuk, bir insan yavrusu.

    içinde yaşadığımız dünyaya lanet olsun. hırslarınıza, planlarınıza, paranıza, mevkinize lanet olsun. şu hayatta hiçbir şey bir bebeğin sevildiğini anladığı için gülümsemesinden, hiç tatmadığı bir meyveyi tattığında yüzünde oluşan komik ifadeden, bırakın hepsini nefes alışverişinden daha önemli değil. ne sen, ne ben, hiçbirimiz.

    mustafa evladım artık nefes alamayacak, artık yeni meyvelerin tadına bakamayacak. içime bir ağırlık çöküyor, kendi evladım geliyor aklıma. dünya üzerinde hiçbir dil yok ki bu acıyı tarif edebilsin.

    "aynı evrende yaşamamalı cellatlar ve çocuklar;
    ya ölmeli cellatlar, ya da hiç doğmamalı çocuklar"
  • 251
    bugünden tam 76 yıl önce josef stalin'in emriyle, sscb , kırım tatar türklerini sürgün etme kararı aldı.
    sürgün sonucunda kırım tatar türkleri nüfusunun yarısına yakını şehit oldu.
    tatar türkçesinde bu menfur olaya "sürgünlik" denir.
    bu tehcir hadisesi sonucunda şehit düşen soydaşlarımızı rahmetle anıyorum. nur içinde yatsınlar.
    benim anneannem de bir kırım göçmeni.
    bu sürgün olayı ne zaman aklıma gelse çok duygulanırım, hep gözlerim dolar.
    soydaşlarımızı bir kez daha rahmetle ve saygıyla anıyorum.
  • 168
    artık konuşacak çok bir kimsem kalmadı. psikologa verecek param yok. hoş... psikologun çözebileceği bir durumda da değilim. sadece içimi boşaltmam lazım...

    evliyim. 2 köpeğim var. 32 yaşındayım ve işsizim... yani düzenli bir işte çalışmıyorum. arada bir freelancer olarak 3-5 deşifre, editörlük işi falan geliyor. onlarla uğraşıyorum. ay içerisinde elime geçen parayı duysanız gülersiniz.

    gazetecilik okumak için makine mühendisliğini 3. sınıfta terk ettim. makine mühendisi olmayı hiç bir zaman istememiştim. bir yandan okurken bir yandan çalışmanın (çalışmaktan kastım bayaa ağır hamallık) hayatımın en zorlu zamanları olacağını düşünmüştüm.

    yanılmışım.

    eşimle 3 haftadır konuşmuyoruz. eve artık para getirmem gerektiğini söylüyor. haklı da.. halbuki her şeyi çok farklı hayal etmiştim. hesapta istanbul'a taşınacaktık, böylece ben alanımda kalıcı bir iş bulacaktım. mutlu mesut yaşayıp gidecektik. olmadı, olamadı. bu şehirde kimseyi tanımıyordum sonuçta. hem yaşım da 27 olmuştu. istanbul'da iş ararken izmir'deki iş tecrübemin hiç bir kıymeti harbiyesinin olmayacağını hesaplayamadım. daha doğrusu hesapladım. hatta 6 ay boyunca her haftasonu istanbul'a git gel yaparak sertifika dahi aldım. sadece git gel yaparak bir şehirde iş ağı kuramayacağımı hesaplayamadım.

    tanışmamızdan bu yana 9 yıl geçti. boşanmanın eşiğindeyiz ve elimden hiç bir şey gelmiyor...
App Store'dan indirin Google Play'den alın