• 1
    konu illa galatasaray veya x bir spor dalı değildir. bulunduğun ülkede savunmasız çocuklar katlediliyorsa, suçsuz, günahsız kadınlarımız sırf bir şerefsiz yüzünden vahşice katlediliyorsa her yerde, her platformda ses çıkarmalısın. bu sözlükte bunun için çok uygundur ve benim tanıdığım moderasyon da kesinlikle destek verip sabitleyecektir.

    hiçbir zaman #kadınaveçocuğadokunma
  • 6
    yetmez.

    erkeğe de dokunma. hayvana da dokunma. doğaya da dokunma. başkasının aklına, fikrine, hakkına, hukukuna, huzuruna, psikolojisine, düşüncesine, duygusuna da dokunma.

    senden farklı düşünene de dokunma.

    senden farklı olana da dokunma.

    senden farklı yaşamak isteyene de dokunma.

    suç işlemeyen, başkalarına ya da ortak değerlere zarar vermeyen kimseye, hiçbir şeye, hiçbir şartta dokunma.

    kadın ve çocuk cinayetleri elbette politik. elbette öncelikli. şerefsiz itlerin kadına ve çocuğa zarar verme eğilimleri elbette ki güçlerinin anca onlara yetmesinden. olayların cezalandırılmaması, suçluların salınması, korku toplumu yaratılması tabii ki gizli bir ajandanın uygulanmasından. ama bu kadar değil.

    "hattı müdafaa yoktur sathı müdafaa vardır; o satıh bütün vatandır." demişti atatürk. hatırla.

    sadece zarar verme potansiyeli olanları gücünün yettiğinin üzerinden elini çekmeye zorlamak hiçbir şeye yetmez. bu millet demokrasiyi, saygıyı, özgürlüğü, hukuku, evrensel ve üstün değerleri öğrenmek zorunda.

    bu millet birbirinin dedikodusunu yapmamayı, birbirinin alanını işgal etmemeyi, birbirine kolayca hakaret etmemeyi, birbirinin sinir uçlarıyla oynamamayı, birbirine üstünlük kurma çabasına girmemeyi öğrenmek zorunda.

    bu millet her şeyden önce haddini öğrenmek zorunda.

    burada bile en ufak fikir tartışmasında birbirine giriyor millet. sosyal medyada hiçbir etik değer kalmadı. discord ve telegramda binlerce cinayet fantazisi kuruluyor ve o fantaziler sokakta gerçeğe dönüşüyor. şiddet bir sarmal ve bulaşıcı. en ufak şiddet olayı bir adım sonrasının tohumu. bu millet bunu anlamak zorunda.

    bir ara olumsuzluğun, saygısızlığın, toksikliğin bölücülük olduğunu yazmıştım bir başlık altında. bulursam eklerim. kastım buydu işte. şiddetin en küçüğünün başını ezmezsen, normal görürsen, beslersen, benimsersen, en büyüğüyle eninde sonunda karşılaşırsın toplum olarak. ezmedik. besledik. büyüttük. şimdi de her gün farklı bir vahşetle şoke oluyoruz.

    memleket için umudum yok şahsen. yukarıda saydıklarımın öğrenileceğine inanabilecek yaşı çoktan geçtim. ama umudumuz yok diye kötülüğe dahil olacak değiliz. o yüzden ben, kendi hayatımda kötülüğün, toksikliğin her türlüsüne tepki göstermeyi tercih ediyorum. herkesi de bunu yapmaya davet ediyorum. belki memleketi kurtaramayız ama en azından vicdanımızı kurtarırız. bunca karanlığın içinde bu da bir şey.
  • 7
    ben yazdım demek için yazmıyorum bunu ama bu tag açılmadan kısa süre önce kulüplerin sosyal medyada sessiz kalmaması gerektiğini yazmıştım.(bkz: galatasaray/#4052506)

    bence en güzel şey futbol erkek ve kadın takımları başta olmak üzere birçok branşta karma takımlarla ülkenin önde gelen kulüpleri arasında dostluk karşılaşması düzenlenmesi olacaktır.
  • 8
    yukarıda diğer yazar arkadaşlar yazmış zaten. hayvanlar dahil, başkasının hayatına, psikolojisine dokunanın belasını sevecek bir devlet lazım. demokratik devlet budur aslında. böylece herkesin her şeyi söyleme hakkı olur. herkes istediği gibi yaşar. ama başkasına dokunduğun anda amel defterini kapatacak bir devlet lazım. idam demiyorum tabi ki. hukuki olarak cezasını kesecek. ama bizim devlet kendisi zaten bizim hayatımıza karışıyor. devlet demokratik değil.
  • 9
    günlerdir futbol veya başka bir şey konuşacak düşünecek durumda değilim. toplumsal bir çöküntü yaşıyoruz ve bu konuda iyiye giden hiçbir şey yok. normal insanların bile akıl ruh sağlığını kaybetmeye başladığı bir ülkede çok ciddi yaptırımların olması elzemdir. ispanya artan kadın cinayetlerini yanlış bilmiyorsam terör suçu kapsamına alarak önüne geçti. biz neyi bekliyoruz?
  • 10
    10 yaşında ve 2.5 yaşında cocuklarim var. büyük ihtimal, tehdit eden yada sıkıştıran olursa ilk önce temiz(hastaneye gidecek kadar) bir dayak atarım. ısrarla devam ederse diğer yöntemi seçerim gibi duruyor. 38 yaşında bu ülkede actigim bir adet iş davası ve savcılığa bulundugum iki şikayetten sonra tek soyleyebilecegim şey, ülkede suç işleyenin daha karlı oldugu, içeri girenin cok da fazla kalmadan dışarı ciktigidir. evimin icinde bir adet kalın bir sopam, kamplara giderken kullandığım bir adet balta ve yine kampta kullandığım iki adet çaki var. henüz evimi ve ailemi korumak icin gerekmedi. ancak bir gün gerekirse, iki kere dusunmeden o psikopat ruhlu sucluya gereğini yaparım.

    not: adli sicil kaydim temiz ve daha önce karakola herhangi bir olayla ilgili gitmedim. kadıköy deplasmanında yediğim 2-3 jop hariç*.
  • 11
    kadın ve çocuğa indirgenerek basitleştiğini düşünüyorum. sürekli şiddetin övüldüğü ve kutsandığı ortamlarda kadın olsun, erkek olsun ya da hayvan olsun hatta bitkiler bile ezilir. gerek diziler gerekse sosyal medya ortamında hep güçlüler övülüyor. herkes mafya.

    olayı bağlamından koparmadan değinmek istiyorum. ali koç stad basıp insanları döverken bu ülkede övüldü. üstüne editler yapıldı. öncesinde de milletin şerefiyle oynayıp tehtid etti. aziz yıldırım basketbol maçında bizim yöneticileri tehtid ederken başka bir başkanı dövdü kameralar önünde. eeee bunlar da şiddetti ama övüldü. o yüzden birçok sözde sanatçının paylaştığı tag benim için önemsiz.

    bu tarz şiddet övügüsü okullarda akran zorbalığı olarak karşımıza çıkıyor. maalesef bunu zaman zaman gözlemliyoruz. ufaktan akran zorbalığı olarak başlayan eylemler ya sert bir kayaya çarparak duruyor ya da böylesi vahim bir olayda.

    son yaşadığımız olaya benzer olaylar eskiden de oluyordu. (bkz: sıcağı sıcağına). sosyal medya ve kamera teknolojisi sayesinde daha çok görür olduk sadece. şiddet her zaman şiddeti doğurur. bu nedenle sürekli şiddet dili kullanan spor yöneticileri de masum değildirler (bkz: dostoyevski).

    neyse ne desem yetmez. ateş düştüğü yeri yakar. üç gün sonra unutulacak vahim bir olay. bu son olsun.
  • 12
    ülkede hayvan katliamı konuşulan günlerde zaten uzun yillardir var olan şiddet olaylarının artık iyice show yapilarak topluma sunulması bir rastlantı değildir. buyrun bakın yakin tarihe. ikinci dünya savaşı, sırp kasabı, ortadoğu bataklığı gibi arama kelimelerini kullanın google'da. bunun filmi bile yapildi. cok tuttu seri haline getirildi. abd'de bir günlüğüne şiddetin her türlüsünün yasal olmasıyla ilgili filmler. korkunç şeyler anlatiliyor.

    vahşetin herhangi bir tarzinin en ufak bile olumlanmasi toplumlarda neler yaratiyor bakin görün. zira sosyopat insanlar bizim gibi öz kontrola değil ceza korkusuna sahipler. bunu zayiflatirsaniz bu olanlar olur zaten. polisimiz çalısıp suç işleyeni alıyor ama acaba ne oluyor da 25 suçu olan adam ertesi gün dışarı salınıyor.
    kendi arkadaşım diye söylemiyorum, geçen hafta mahallemizde restoran işleten ve (kozyatağı bu arada gayet nezih bir semttir) durduk yere çıkan bir kavgada yanlışlıkla sivil polis tokatlayan iki arkadaşım en ufak ceza almadan sokaga salindi ayni gün.
    arkadaşım da olsa ceza almasıni en azından caydırıcı bir etkide bulunmasini isterdim bu olayin. eminim arkadasim dedigim adam bugun olsa ayni kavgaya yine girer. artik belki elinde bir sopayla...
  • 14
    katillerin çok da umurunda olmayacak slogan. daha dün haberlerde okudum. ülkemizde 1.3 milyon çocuk liseye kaydolmadı. üniversite demiyorum bakın lise diyorum. gerçi günümüzde mahalle arasında bile üniversite bulunduğu için okullu olmanın da bir faydası var mı onu da bilmiyorum. yıllardır her sene değişen bir eğitim sistemi. taa afganistan'dan yürüyerek gelen mülteciler vs.

    diyelim bu ülkenin çocuklarını okuttunuz. peki bu kadar ümmeti! nasıl eğiteceksiniz?
  • 15
    ne yazık ki ülkece iyi durumda değiliz. mevcut ekonomik sıkıntılar, toplumsal huzursuzluk insanları anlayışsız, empati yoksunu ve gaddar yapıyor. bununla birlikte bozulan aile yapıları da ortaya saçma sapan bireyler çıkarıyor. özellikle yeni jenerasyon inanılmaz bir yetişmemişlik içerisinde.

    93 doğumluyum, y kuşağı diye tanımlıyorlar bizi. sosyal medya denen şeyin olmadığı, internetin her eve ulaşmadığı bir dönemde çocukluk yaşadık. mahalle kültürü gördük, eve kapanıp internetin çöplüğünde kafamızı bulandırmadık. bizim zamanımızda okul at koşturabileceğiniz bir yer değildi. yaramaz bir çocuk muydunuz? en kötü haftada 1-2 kez öğretmen dayağı yerdiniz. öyle disipline ederlerdi bizi. babadan it gibi korkardık, güçlü bir figürdü bizim için. bir yanlış yapsak ilk babadan şamarı yiyeceğimizi bilirdik. 30 yaşıma geldim hala bir harekette bulunacaksam ilk ailemi düşünürüm. acaba onların yüzünü kızartacak bir iş mi bu diye. böyle yetiştik, böyle de devam ediyoruz.

    babam beni halı sahaya gideceğim zaman bile takip ederdi, acaba ne yapıyor diye. şimdiki ebeveynler çocuklarını salmış vaziyette. çocuk meth mi kullanıyor, ot mu çekiyor, sapkınlık mı yapıyor, milletin kızına psikolojik veya fiziksel şiddet mi uyguluyor hiçbirinden haberi yok. aynı şey kız çocukları için de geçerli. kiminle takılıyorlar, kimin evine gidiyorlar, sosyal ortamı, arkadaş ortamı nasıl bunları senin ebeveyn olarak gözetlemen lazım. hele de büyük şehirde yaşayan insanlar, bunu mutlaka yapmak zorundalar.

    ne yazık ki gece vakti bile sokaklarda 15 yaşlarında çocuklar dolanıyor. ellerinde sigara, ağızlarından küfür eksik olmuyor. serseriliği delikanlılık sanan bir nesil yetişiyor. halbuki en büyük delikanlılık efendiliktir. ve ne yazık ki bu çocukların büyük çoğunluğu sentetik uyuşturucu kullanıyor. ülkede son dönemde madde bağımlılığı çok arttı. normal sağlıklı bir bireyi bile şizofren haline getirebilecek maddeler kullanıyor bu çocuklar. ben küçük bir şehirde yaşamama rağmen burada bile çoluk çocuğa kadar düşmüş durumda.

    e bunu ben mi engelleyeceğim? çıkıp torbacı mı kovalayayım ben? bunu yapması gereken devlet, devletin birinci vazifesi vatandaşının canını güvence altına almaktır. ancak devlet kısa aralıklarla iki tane 19 yaşındaki kızın parçalanmasına engel olamadı. ki bu eylemi gerçekleştiren insanın daha önce bunu yapmayı düşündüğüne dair bir itirafı da mevcut. buna rağmen engel olunamadı.

    ne diyelim ki, gerçekten çok üzücü.
  • 16
    şu tage destek vermek zorunda kaldığımız için, bu ülkenin bu hale gelmesinde en ufak emeği olanın allah belasını versin. kadına el uzatanın, şantaj yapanın, sözlü veya fiziksel herhangi bir çirkin eylemde bulunanın kökü kurusun. bunlara sebep olanların yedi zürriyetini s……….

    anamızı, bacımızı, sevgilimizi/eşimizi sokağa çıkaramaz hale geldik. niye lan niye niye derdiniz ne o.çocukları derdiniz ne? cinayet haberlerinin yası bitmeden discord adlı platformda engelli kıza paneldeki verileri üzerinden şantaj yapanları gördüm. kafayı sıyırıcam artık. lan koskoca adamım sinirden ağlayacam amk derdiniz ne sizin şerefsizler? ne istiyorsunuz milletten? içinizden biri çıkıp ulan biz ne yapıyoruz hiç mi demiyor? ulan herşeyi geçtim gücünüz kadına mı yetiyor o…..çocukları delirecem artık. ne olur birşeyler yapılsın artık benim erkek olarak küfür edecek, kınayacak, beddua edecek halim kalmadı artık önlem alın.
  • 17
    kimseye dokunma. hiçbir canlıya ve doğaya zarar verme. trafikte, binada, denizde, ormanda, iş yerinde insan haklarına saygılı ol. kul hakkını hiç böyle düşündün mü? bisikletlilerin üzerine sürerken, yayaya yol vermezken, motosikletinle arabaların arasından makas atarak giderken, apartmanda gürültü yaparken, sigaranın izmaritini yere atarken, biranın kutusunu denize atarken, çöpünü ormanda bırakınken kul hakkı yediğini hiç düşündün mü?
  • 18
    toplumsal çürüme karşısında insanların destek olması gerektiği x hashtag'i. bazılarının kötülediği avrupa'da bu tür olaylar nadiren olurken türkiye'de son senelerde baya artmış durumda ve bence sebebi de verilen cezaların caydırıcı olmaması. fransa'da örnek veriyorum bu tarz bir katliam yapsan direkt müebbet yersin. fakat türkiye'de caniler iyi halden 5 seneye çıkıyor. hatta ne 5 senesi 2 senede çıkanlar bile var. ver müebbeti ver 50/60 sene cezayı bak bakalım dışarıdaki sapıklar bu tarz katliamlara, cinayetlere yelteniyorlar mı? bir de madalyonun öbür yüzü var. x(twitter), telegram ve discord gibi uygulamalarda teşvik eden tipitipler var. bunların da inlerine girmek gerekli. bu konuda da ailelere büyük iş düşüyor ve maalesef aileler kontrolü tamamen yitirmiş durumda türkiye'de. başta söylediğimi tekrar söyleyeyim o çok kötüledikleri avrupa'da aileler sosyal medya konusunda çok hassaslar ve dikkatli davranıyorlar ebeveyn olarak çocuklarının sosyal medya kullanımına aşırı dikkatliler ve yukarıda da dediğim gibi cezalar caydırıcı, iyi halden 2 seneye hiçbir suçlu, katil, sapık dışarı çıkamıyor. son olarak tekrardan gür sesle:

    #kadınaveçocuğadokunma
  • 19
    kadına, çocuğa, erkeğe, hayvana, doğaya, ağaca, çiçeğe tüm gezegene diye çoğaltılması gereken başlık.

    cem yılmaz dediğinde hep güldük geçtik fakat gerçekten eğitim şart. ağaç yaş iken eğilir. şimdinin çocuklarını doğru eğitebilirsek 20-25 yıl sonra çevresine, doğasına, eş, dostuna daha saygılı bir toplum yetiştirebiliriz.

    evvela interneti iptal etmek gerekir aslında. bu mümkün olmayacağı için sosyal medya kullanımı ehliyet sınavına tabi tutulmalı ve toplumu bozacak içerik üretenler anında cezalandırılmalı. önce cezalandırıp suç oranını asgari indirmek gerekir. artından da eğitim.

    iki kelimeyi yan yana getiremeyen insanların eline telefon verirsen çok da akıllı işler yapmasını bekleyemezsin.
  • 20
    dünyaya insanlar ikiye ayrılır. iyiler ve kötüler. her gün yüzlerce insan kötü insanların şiddetine maruz kalıyor. erkek olduğunda pek haber değeri olmazken kadın olduğunda ülke ayağa kalıyor. bunu kesinlikle sorgulamıyorum. kadın düşmanı değilim, eşimin elini sıcak sudan soğuk suya sokmam, yemeğini yaptığım bulaşığını yıkadığım bile çoksa olmuştur. sadece bu hashtag bana acayip saçma geliyor. kadına dokunma, çocuğa dokunma eyvallah da erkekler insan değil mi? trafikte kornaya bastı diye boğazı kesilen var, neden baktın diye öldürülen var, daha aylar önce bir motor kurye bir ruh hastası tarafından delik deşik edildi bıçakla, daha 1 sene olmadı taksici aracına aldığı bir dızzo tarafından katledileli. bu başlığı görünce kadına ve çocuğa dokunma erkeklere ne yapıyorsan yap gibi anlam çağrışıyor direkt bende. şayet şiddete bir savaş açılacaksa topyekün bir savaş açılmalı.
  • 21
    kadınlar, kendilerine atfedilen zayıf, dönek, dedikoducu, güçsüz ve dengesiz karakter yapısı ile ikinci sınıf insan muamelesi görmeye devam ediyor maalesef. cinsiyetçi yaklaşım için önce dönüp kendimize bakmalıyız.

    günlük hayatta ve tabii bu sözlükte hiç düşünmeden kullanılan pek çok kelimenin, deyimin cinsiyet eşitsizliğini beslediğini düşünüyorum.

    erkek gibi sözünde duran/oynayan...
    erkek oğlu erkek gibi hatasını kabul edip...
    kız ferdi...
    adam gibi adam...
    ...

    parasının gücüyle tff'yi, tüm medyayı, anadolu takımlarını parmağında oynatan dengesiz kişi erkek mesela, şikeye karışanlar da, hissiyatla penaltı verdiren var hakemi de erkek, silahım olsaydı hakemi vururdum diyen de, sahanın ortasında hakem yumruklayan da, yere yatırılmış adamın kafasına acımasızca tekme atan da, maça çıkmamak için üç gün rapor alan teknik direktör de, lig şaibeli şampiyonluğu haketmediler diyen de ne tesadüf hep erkek.

    insanın kadını erkeği yoktur, iyisi kötüsü vardır. bu düşünceyi dilimize de yansıtmazsak bu başlığın bu sözlükte işi yok demektir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın