• 22951
    4-1-4-1'i de topa sahip olma felsefesini de literatüründen silmesi gerek. olmuyor işte, pas yapacak topçu yok, çift yönlü oynayacak topçu yok. bizim topu eveleyip gevelemeden direkt rakip kaleye inmemiz lazım, rakip ceza sahasında olabildiğince kalabalık olmamız lazım yoksa bırakın galibiyeti, bu takımın gol atacağı yok. pas oyunu yan pas geri pas yapmak değildir. biz yanlış anlıyoruz, doğru anlasak da yanlış uyguluyoruz.
  • 22956
    organize bir hücum planı olmamasının nedeni her sezon başında oyuncu değiştirmesi değildir. hocanın güçlü oyun planı "topa sahip olmak" sadece. konunun dizilişle, oyuncuyla filan alakası yok. takımın bir planı olmadığı için oyuncuların teker teker formlarının değerlendirilmesi tamamen anlamsız. en çok eleştirdiğim oyuncu belhanda'dır herhalde son zamanlarda. onun bile kabahati yok. takımın bir planı yok ki. takım sahaya yapacağı şeyleri bilerek çıkmıyor. bırakın rakibe göre taktik çalışmasını, kendisine özel bir çalışması bile yok. sahada görüyoruz işte. kimse "antremanlarda mısın yeaaa" demesin. ilk hazırlık maçımızdan beri bu takımın sahada ne oynamaya çalıştığını kimse çözemiyor. evet rakipler de çözemiyor ama kendi oyuncularımız da çözemediği için rakibi şaşırtma şansımız da olamıyor.

    olay artık "oyuncular hocayı göndermek istiyor" saçmalığına kadar geldi, dayandı. kimse hocayı göndermek filan istemiyor. kiralık oyuncu neden hocayı göndermek istesin? daha takıma yeni gelen falcao neden hocayı göndermek istesin? sakat sakat bile oynatılan belhanda neden hocayı göndermek istesin? artık saçmalamakta sınırları zorluyoruz.

    hoca kötü. bu kadar. isteksizdir, yönetimle sorunu vardır, sıkılmıştır, başka hedefleri vardır vb... ben bilemem. ama hoca formsuz. takımın planı yok. her antremanda ayak tenisi oynuyor takım. geçen gün süleyman rodop "fatih terim yaşlı oyunculara ayrı, genç oyunculara ayrı antreman yaptırıyor" diye bir şeyler söyledi. kanım dondu. bir de dünyada ilkmiş bu. gururla söylediler bunu.

    hocanın takımla teknik direktör olarak ilgisi bana göre bitmiş. "ben buyum, oyuncular sırf beni gördüklerinde bile iyi oynamalılar zaten" düşüncesiyle geldiğimiz nokta bu. bu zihniyetle başarılı olabilmeniz için kadronuzdaki oyuncuların çok profesyonel ve yetenekli olmaları lazım. daha oturmamış bir kadroyla "arkadaşlar çıkın, topa sahip olun" dediğinde ilk yediği preste dağılır takım. karşındaki real madrid olunca* da 27 şut görürsün kalende. antreman maçı gibi.

    yazacak çok şey var da dönüp bir düşününce hemen hepsini yazdığımı görüyorum daha önce defalarca. artık sıkıldım. boşa kürek çekiyormuş gibi hissediyorum.
  • 22959
    herhangi bir takımın hocası olsam her hafta galatasaray ile maç yapmak isterdim. ekstra taktik, teknik kasmaya gerek yok. topu ver ve orta sahada pusuda bekle. hiç top kapmak için çaba göstermene bile gerek yok. top ya muslera-stoper-bekler arasında uzun süre gidip gelecek ya da nzonzi dışında bir orta saha oyuncusu oyun kurmaya çalışırsa tehlikeli bir bölgede topu kaptıracak. diyorum ya hiç taktik kasmaya gerek yok. bitirici forvetin olsun yeterli...

    pas futbolunu benimseyen insan evlatları ne düşünmüşler zamanında? top bende kalırsa gol atma ihtimalim artar, top bende olduğu için rakip gol atma fırsatı bulamaz, ben oynarsam rakip yorulur...

    şimdi bu pas futbolu felsefesini bize uyarlayalım. top bizde kaldığı için biz gol atamayız çünkü rakip kaleye gidemiyoruz, top bizde kaldığı için gol yeme ihtimalimiz çok yüksek çünkü mal mal paslar yaparak rakibe bedava pozisyon veriyoruz, top bizde kaldıkça biz yoruluyoruz çünkü rakip bizim kaleye 5 gelecek ise top kayıpları sayesinde 15 geliyor habire geri koşuyoruz...

    denizli 15, konya 16, kayseri 8, kasımpaşa 9, bruge 12, malatya 16, fener 12, psg 16, gençlerbirliği 20, sivas 16, real 26 şut atmış kalemize. ama biz pas oyunu oynuyoruz, oyunun kontrolü bizde...

    allah muslera' yı başımızdan eksik etmesin. kalemizde ortalama bir kaleci olsa ve sırf muslera' nın eline yapışan toplardan 5 tanesini sektirse şimdiye rezillik çıkmıştı...
  • 22961
    sene başından beri takımın bu halde olmasının asıl nedeni, 2 tane yıldız oyuncusunun rezalet performansı ve jean michael seri transferinin kötü çıkmasıdır. hadi lemina sağlıklı dönerse seri'yi ikame edebilir fakat younes belhanda ile sofiane feghouli'yi kiminle ikame ediceksin. bu adamlar yılda yaklaşık olarak 10 milyon euro alıyor ama sene başından beri hiçbir şey oynadıkları yok. forvete değinmiyorum çünkü florin andone zaten beklentilerin üzerinde ve biz topu ileri taşıyamıyoruz.

    şimdi gelelim hoca kısmına, peki sene başından beri 3 tane dikine pas yapamayan bir takım mı olur? yok fizik olarak iyi olacağız v.s. diye atıp tutan hocamız yine dediklerini yemek zorunda kaldı. nerede hocam bu takımdaki fizik gücü? artık antrenmanlarda ayak tenisi yaptırıp, boy boy pozlar çektirmek yerine birkaç hücum varyasyonu yada ne bilim bir duran top çalışması yapmanın zamanı gelmedi mi? bu kadar uzun boylu takımın duran toplardan bir golü olmaz mı ya? resmen şaka gibi! ne güzel iş vallahi at suçu taraftara kendin sıyrıl. adam 15 maçtır sistematik kötü oynuyor, bu adama taraftar daha ne yapsın? bu taraftar rakip takımın maçlarını izlemiyor mu zannediyorsunuz? gerçekten salak mı zannediyorsunuz taraftarı! bunun kazancının yarısını alan 35'lik jose ernesto sosa maçlara damga vururken, bu gamsız millete küfür ediyor. 22 ekim 2019 galatasaray real madrid maçı için konuşuyorum. kalede fernando muslera defans da christian luyindama nekadio olmasa tarihi fark yerdik.
  • 22963
    artık ağız tadıyla bir avrupa galibiyeti , başarısı elde etmesi gereken takım. kendimize avrupa fatihi falan demeyelim. ütopyalarda yaşamayalım. yıllardır bir başarımız falan yok.

    real madrid ulan bu, nasıl yeneceğiz mantığı bu kültüre bir hakarettir. genetiğimizi bozduk resmen. gerçekten üzülüyorum. lokal başarı falan artık zerre umrumda değil. biraz yüzümüz gülsün şu turnuvalarda, başka bir isteğimiz yok.

    bu dakikadan sonra takımın hedefine uygun olmayanlar ile yollar ayrılmalı, kalan maçlarda uefa avrupa ligi için mücadele edilmeli. sonrasında da başarı kovalanmalı.
  • 22964
    taraftarı bir süredir çuvaldızı yanlış yere batırıyor. yakın geçmişte eleştiriyi doğru yere yaparak faydalı olmuşluğu olan bu taraftarın bu sezon şirazesi kaymış. cimbom old boys müptezelliği tezahür ediyor adeta.

    takım iki sezondur doğru düzgün futbol oynamıyor, güneş balçıkla sıvanmaz. yüzdesel olarak en büyük sebebi de teknik heyet. herkes bu gerçekle barışsa keşke. kişi taraftarı mısınız kulüp mü bir karar verin.
  • 22968
    taraftarın hala daha sorunu oyuncularında aradığı takımdır. başlıklara bakın. herkes bir oyuncuya nefret kusuyor. takıma daha yeni gelmiş ve 3 maç üst üste ilk 11 oynatılmamış seri'yi maçın* kaybedilmesinde tek sorumlu olarak tutanlar var. akıl alır gibi değil.

    söz konusu maçta 22 pozisyon vermişiz. seri yüzünden olan 2'yse, nzonzi yüzünden olan da 2, marcao'nun da en az 2 vardır. bunlardan seri'nin, ki o pozisyonda donk çok daha kabahatlidir, pozisyonu gol oldu. real'in kaçırdıklarıi attığından çok daha kolaydı. bizimse 3,5'tan 4 pozisyonumuz var. andone'nin ilk pozisyonu çok netti. ikincisi kaçabilirdi. babel'in kontrol edemediği top ve belhanda'nın ancak 50 vuruştan 1 tanesinde gol yapabileceği pozisyonları için "3 tane net bulduk" demek çok fazla iyimser geliyor bana.

    bu takımın sorunu onyekuru'nun eksikliği ya da yeni transfer edilen oyuncuların formsuzluğu/sakatlığı değildir. bu takımın bir takım olarak planı yok. sisteme filan hiç gelemiyoruz zaten böylece. ama planımız yok. hocaya göre var. hem de çok güçlü bir plan: topa sahip olmak. bu konuda söyleyeceklerimi gereğinden fazlaca söylediğim için burada kesiyorum.

    "oyuncular son gün takıma katıldı" diye ağlanma hakkı yok hocanın. zira takıma son gün katılan adamları sen bir de üstüne saçma sapan nedenlerle kesersen zaten uyum sorunu olan adamlar iyice başı kesik tavuk gibi olurlar sahada. bu rotasyon konusunu hiç anlayamıyorum. dünyada örneği yok bunun. bir takım bir maç farklı 11'le, diğer maç farklı 11'le oynamaz. aynı anda 4-5 oyuncu dinlendirilmez. bunun adı rotasyon değil, olsa olsa fantezidir. rotasyon dediğimiz şey sakat/formsuz/cezalı oyuncuların, ikameleri ile yer değiştirmesidir. öyle "bu maç şunlar dinlensin, diğer maç bunlar oynasın" dersen ekim ayının ortasından hala daha ne oynadığı belli olmayan bir takımla karşılaşırsın. böylece güçlü (!) oyun planın da sadece topa sahip olmak olabilir.

    bu kadro yetersiz filan değil. kimse masal anlatmasın. bu ligin çok üstünde bir kadro. evet, piyasa değeri 1 milyar euro'nun üstünde olan real'le aşık atamayabilirsin. ama sen daha piyasa değeri 10 milyon € olan sivas'la bile aşık atamıyorsun. yani kimse "nasıl olur da real'i, psg'yi yenemezsin?" demiyor ki. neredeyse 2,5 sezondur bu takımın ne yaptığını bilmemesinden şikayet ediyor. etmesinler mi? her şeye "tamam hocam, sen neylersen güzel eylersin" mi desinler?

    hoca şunu demiş real maçı sonrasında:

    --- alıntı ---
    el insaf, real madrid ile oynuyoruz. mecburi transferler yapmış bir galatasaray'dan bahsediyoruz. ceza yemiş, mevcutların en iyisini almaya çalışan ve aynı zamanda milyarlık takımlarla yarışmaya çalışan bir galatasaray'dan bahsediyoruz.
    --- alıntı ---

    hocam tekrar söylüyorum, taraftarın sıkıntısı real'le başa çıkamaman değil. sen sivas'la da başa çıkamıyorsun. sorun burada. yine kendisini kurtarmak için oyuncuları attı ortaya. inanılır gibi değil. "mecburi transferler" yapılmış. bak sen. yahu bu transferleri sen şampiyonlar ligi'nde olduğun için yapabildin. yoksa ne seri, ne nzonzi, ne lemina, ne falcao, ne andone gelirdi buraya. bırak gelmeyi, luyindama'yı bile alamazdın belki yeniden. ne anlatıyorsun allah aşkına?

    hoca bana göre artık geri dönülmez bir yola girmiştir. bundan önceli 2 dönemini hatırlayanlar durumun farkındadır. hoca ne zaman ki yönetimle ya da taraftarla atışmaya, sorunların üstünü örtmeye, futbolcuları suçlamaya başlar; en fazla 6 ay sonra kendisini kovdurtur. bu hep böyle olmuştur.
  • 22969
    2019 yaz transfer döneminde bas bas bağırıyordu takımın bu hale geleceği.

    biz haddimizi bilmiyoruz. ne taraftar, ne yönetim, ne de teknik heyet haddini bilmiyor. hep en yetenekli oyuncuları istiyoruz. yetenekli olması da yetmez, koşup mücadele etsin istiyoruz. hızı ve kuvveti muasır medeniyetler seviyesinde olsun istiyoruz. beyler öyle bir dünya yok.

    bu yaz radamel falcao'nun arkasında koşuldu, duruldu. falcao kalite olarak en üst seviye bir oyuncu. herkes falcao'yu takımında görmek ister. ister de alsaydın ya 5 yıl önce falcao'yu, bakınız 10 yıl önce demedim sadece 5 yıl önce dedim. adamlar etinden, sütünden, yününden iyice faydalanmadan en üst kalite oyuncuyu bırakmazlar. bırakmıyorlar da zaten.

    galatasaray futbol takımı'nın da yıldız oyunculara ihtiyacı var mı? tabi ki var. ancak bir tane, en fazla iki tane. geri kalan 8 oyuncudaki(kaleci hariç) ilk kriter tamamen fiziksel güç olmalı. florin andonelar olmalı bizim takımda, martin linnesler olmalı, christian luyindamalar olmalı, pek oynamadı ama jimmy durmazlar olmalı. ryan babel, younes belhanda, jean michael seri ve sofiane feghouli değil. bu oyuncular ve falcao'nun aynı anda sahada olduğu takım ne pres yapabilir, ne tempo yapabilir, ne de rakiple göğüs göğüse vuruşabilir.

    artık şunu net şekilde anlamalıyız. biz avrupa devlerinin kalibresinde yetenekli ve zinde oyuncu alamayız. biz alacaklarımız ya yetenekli ya da zinde olur. biz yıllardır onların seviyesindeki yetenekli ama fiziken bitmiş oyuncuların peşinde koşup duruyoruz. aklımızdan çıkarttığımız konu şu, onlar da seninkiler kadar yetenekli, hatta daha yetenekli oyunculara sahip, üstelik onların oyuncuları fiziken genç, diri, kuvvetli ve hızlı. böylece rakipten hem yetenek olarak geri kalıyorsun, hem de fizik olarak geri kalıyorsun. nasıl alt edeceksin o zaman rakibi? edemezsin işte. sorun da bu.

    reçete belli ama. dön 2000 yılına. kaç tane komutan vardı takımda? bir, bilemedin iki. gheorghe hagi ve gheorghe popescu. geri kalan 8 oyuncu onlar kadar güçlü, onlar kadar hızlı, onlar kadar hırslıydı. kimse bana o oyuncular çok yetenekliydi demesin. hemen hemen hepsi gitti avrupa'ya. sonra tıpış tıpış geri döndüler. o takımda bir tane çok ama çok iyi komutan vardı ve işi bitirdi. askerleri onu dinledi, teknik direktörü dinledi başarı geldi. şimdi sahaya bakıyorsun belhanda'nın tek derdi feghouli ile paslaşmak, falcao'ya pas atan yok. babel tüm golleri ben atayım peşinde. takımda bir çok başlılık hakim. ya ülkelerin yönetim biçimlerinde bile yürütme en fazla iki başlı olur. böyle çok başlılığın olduğu yerlerde kaos olur.

    bizim teknik, taktik konulardan önce, mali problemlerden önce ilk önce artık bir takım kültürü oluşturmamız lazım. bana göre bir iki yıldız, geri kalanı görev adamları olmalı.

    muslera
    linnes luyindama marcao emre
    lemina nzonzi ömer jimmy
    andone falcao

    olmalı takım kadrosu.

    muslera
    mariano luyindama marcao nagatomo
    nzonzi
    feghouli belhanda seri babel
    falcao

    değil.
  • 22970
    son yıllarda üzen takımım.
    benim için başarı demek avrupa'da başarı demektir. türkiye şampiyonlukları da önemlidir ama bir galatasaraylı için türkiye ligi avrupa kupaları için basamaktır öncelikle. buradan yola çıkarak son 5 senede avrupa'da resmen dökülüyoruz. 5 senede 2 galibiyet almışız sanırım, yazık çok yazık.

    bana göre takımın en önemli eksiği tabi ki belirli bir sistem dahilinde oynamayışımızdır ki bunun müsebbibi elbete fatih terim'dir.

    bunun yanında kaç senedir budur diyeceğimiz bir 10 numaramız yok, orta sahada top dağıtan, minimum pas hatasıyla oynayan, koşan mücadele eden, aynı zamanda teknik, nokta uzun paslar atan, iyi ortalar açan, şut çeken, ara pas atan bir orta oyuncumuz yok. kesinlikle oyuncu açısından en önemli eksiğimiz bu.
    belhanda kendi çapında iyi bir oyuncu ama kesinlikle yeterli değil. ona kızmanın da pek bir manası yok, şu anda belhanda'ya mecburuz, çünkü onun yerini doldurabilecek bir oyuncumuz yok. bu kadar basit.

    ek olarak kanatlarımız da şampiyonlar ligi için çok yetersiz, en son ne zaman kanat oyuncusunun açtığı güzel bir ortayla gol attık ben hatırlamıyorum. keşke linnes kadro dışı bırakılmasaydı.

    defansımız iyi diye düşünüyorum, tehlikeli atakların hemen hepsini orta alanda hücuma çıkarken kaptırdığımız toplardan yiyoruz. defansımız bu atakları yine iyi savuşturuyor ki yediğimiz gol sayısı az. kaptırılan toplar derken seri ve belhanda'ya selam gönderiyorum.

    ve muslera, nzonzi, luyindama üçlüsünün gözlerinden öpüyorum. bunca olumsuz şeylerin içinde olumlu olan nadir şeylerden bu üç oyuncu.

    son olarak forvet hattında çok problem görmüyorum şahsen. orta alandaki eksikliklerden dolayı ileriyi besleyemiyoruz. burada yine kilit nokta ileriye dönük orta saha oyuncularının beceriksizlikleri. 10 numara ve 8 numara takım hücumu ve savunması için çok çok önemli ve maalesef hem 10 numaramız hem 8 numaramız yetersizler.

    özetle avrupada başarı istiyoruz artık. bu grubu üçüncü bitirip, ocak ayında en azından iyi bir 10 numara alıp avrupa liginde minimum çeyrek finali yakalamalıyız. aksi takdirde teknik heyetten başlayarak kökten bir değişimin gerekliliği kaçınılmaz olacak. sabır tükenmek üzere zira.
  • 22971
    yahu çok zor değil.

    -----------muslera------------
    şener luyindama marcao yuto
    -------nzonzi - lemina --------
    emre m ----soso----- andone
    ---------- falcao -----------

    yedekten oyuna girecek oyuncular
    60-70 maçı 1-0 2-0 a getirdiysek;
    falcao - adem b(andone'nin forvete geçeceği formasyonu düşünerek)
    emre m- jimmy d.
    soso - seri
    lemina - ömer ya da seri
    falcao - babel
    skoru aldıktan sonra bu tarz değişiklikler daha sert, temaslı bir takım yaratacaktır. bu ilk 11 oyunu oynar, o skoruda alır.

    belhanda'ya bülent korkmazın misimovic'e uyguladığı muamele uygulanmalı.
  • 22972
    zamanında bazı tespitlerim olmuştu;(bkz: galatasaray futbol takımı/#2742235) (bkz: galatasaray futbol takımı/#2684272).
    şimdi bu hataların hepsini yaptık. hem transfer olarak hem de elimizde ki oyuncu kalibresi olarak.
    bu hataların olmasında yönetim,hoca ve teknik ekibin büyük payları vardır. 2 senedir şampiyonluğun etkisi ile biz yine bu işi götürürüz mantığı ile yapılan transferlerin sonunda gol atamayan, zevk vermeyen bir oyuna sahip olduk.

    umarım ileri ki zamanlarda transferden tutunda yönetimsel olarak kurumsal,liyakatin önem alındığı değerler takım içinde hem çalışır hem de yardımcı olur. misal örnek vermek gerekirse; albayrak, tamamen transfer olayından uzak durmalıdır. kontrat bile görmesi yasaklanmalıdır. yoksa bu düzenle çok uzun süre ne yönetim ne teknik ekip kalacaktır.
  • 22973
    herkes kadro yazıyor kafasındaki düşünceleri paylaşıyor. çok değerli çıkarımlar yapılıyor. evet ama ben sorunun kadro olduğunu asla düşünmüyorum.

    https://streamable.com/f2n21

    bakın şu gol az önce atıldı. chealse takımı organize olarak nasıl geliyor. daha önce çalıştıkları o kadar belli ki. topu alan nasıl öne doğru gidiyor. kanat oyuncusu nasıl boşa koşu yapıyor. forvet defansı alıp götürüyor, sonra nasıl geri çıkıp vuruşunu yapıyor.

    tamam hadi şampiyonlar liginde organize olamadın. ama arkadaş biz daha ligde kadro kalitesi bizim takım ile yarışmayı bırak kalecimiz bonservisinde olmayan takımlara karşı bile bir defa şöyle organize geldik mi ?

    işte babel topukla atacak, andone rakibi eksik yakalarsa pozisyon bulacak da falan da filan. her maçı takip ederim. ciddi söylüyorum bulduğumuz pozisyonların hepsi kontra atak. yani spontane. doğaçlama. rakip size boş alan bırakmadı mı öylece geziniyoruz. organize hiçbir şeyimiz yok. bu sebeple her hafta farklı 11 ile bu sefer tutar mı diye bakınıyoruz.
  • 22974
    atletizmi halı saha takımlarından hallice olan takımımız. bu kadar hareket yoksunu bir takımın oyuncuları hangi rakiple oynarsa oynasın kalitesini sahaya yansıtamaz. bu nedenle sene başından beri rakip kim olursa olsun istikrarlı şekilde kötü oynuyoruz. pas veren oyuncu hareket edip uygun pozisyon alana kadar yıllar geçiyor adeta. beklerimiz zaten bindirme kavramını unutmuş durumda, kanatlarımız topla da topsuz da koşu yapamıyor.

    peki savunma farklı mı ? elbette hayır. orada da zerre caydırıcılığımız yok. bu nedenle rakibin aldığı her top bir şekilde ceza sahamızda bitiveriyor. orta sahada rakibi karşılayamıyoruz çünkü kimse hareket etmek dahi istemiyor. kenar savunmasında büyük sıkıntı yaşıyoruz çünkü beklerimiz için geri dönüşler çok sıkıntılı oluyor. sene başından beri stoperlerimiz rakip kanat oyuncuları ile karşı karşıya kalıyor ve bu hiç ideal bir durum değil.

    fatih terim maalesef bu sezon berbat bir transfer stratejisi izledi ve ortaya sahada hareket edemeyen, ağır ve güçsüz bir halı saha takımı çıktı. bu noktadan sonra takımın çok da ileri gideceğini zannetmiyorum maalesef. hoca bile değiştirsek bu seneki durumumuz çok değişmeyecek kanımca. o nedenle bir mucize olmazsa sezonun kalanında da aynı berbat oyunu izlemeye devam edeceğiz. taraftarımıza bol bol sabır diliyorum.
  • 22975
    nando, nzonzi ve andone'nin yerleri garanti gibi duruyor, en azından şimdilik. sezon başından bu yana bırak takıma göre olan durumlarını, kendi performansları dahilinde, bildiğimiz ve güvendiğimiz standartları tutturmuş, epey iyi bir performans gösteriyor bu üç isim. andone için daha iki maç özelinde bunları söylesek de, bence bu gidişatı devam ettirecektir.

    bu üç oyuncuyu sabit tutarsak:

    nando
    şener, luyindama, marcao, nagatomo
    nzonzi
    seri jimmy
    feghouli
    andone adem

    kadrosu ile 4-1-2-1-2 formasyonu denenebilir diye düşünüyorum. baklava 4-4-2 mi dersiniz, 4-3-1-2 mi dersiniz, ne derseniz deyin.

    niye böyle bir şey düşündüm, hemen açıklayayım. sol tarafta nagatomo'nun defansif meziyetlerine güvenerek, o bölgeye jimmy'i yaklaştırıp, nagatomo'nun hücum dezavantajını nötrlemek, gerekirse solda çift isim olmak; sağ tarafta da aynı şekilde şener'in dinamizminden faydalanıp, feghouli'yi oraya deplase ederek her iki tarafta pozisyonuna göre asimetrik bir diziliş olabilir diye düşünüyorum.

    yani jimmy, sık sık nagatomo'nun yapamadığını yapmak için sol çizgiye gelip, kısıtlı da olsa nagatomo ile bir ikili oyun deneyebilir; sağda da şener'in daha aktif ve enerjik durumundan faydalanıp, o koridoru ona bırakıp, gerektiğinde feghouli'yi yardıma gönderebiliriz. aynı zamanda andone ve adem ikilisi ile hücumda daha fazla kişi olup, ceza sahası içerisinde +1 adamımızı bulundurmuş olabiliriz.

    27 ekim 2019 beşiktaş galatasaray maçında bu dizilişi kafamda denedim, belki adem, jimmy ve seri'nin maç eksikliği, yani hamlığı bize dezavantaj yaratabilir, o konuda bir endişem var. ancak tabi bunlar topun beşiktaş'ın ikinci bölgesinden itibaren sete dönmesinden sonra olası bir durumda. top bizdeyken ise, hele ki önemli eksiklikleri bulunan beşiktaş'a karşı şimdikinden daha farklı bir oyun tarzı ile beklenmeyen bir tehdit yaratabilir diye düşünüyorum. hem adem, hem andone, top rakipteyken eli belinde bekleyen, statik santraforlar değiller. her iki oyuncu da pres yapabilen, geri gelip pozisyon değişimi gerçekleştirebilen ve rakip stoperlerin, hele ki vida ve necip gibi topla kötü özellikleri olan bu tarz oyuncular karşısında onlara tehdit yapabilecek düzeyde olduklarını düşünüyorum. önde baskıda oldukça işimize yarayabilecek isimler bunlar.

    belki de yanılıyorum, bilmiyorum. muhtemelen bu dediğim de gerçekleşmeyecek zaten, fatih hoca yine bildiğini okuyacak. ne diyeyim hocam, inşallah senin bir bildiğin vardır ve bu dediğin bize galibiyeti ve belki de ondan da ötesi, bize kaliteli bir oyunu getirir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın