• 6301
    entrylerimde hep geçen seneden örnek veriyorum; yine öyle yapacağım. bildiğimiz üzere geçen sene kayseri deplasmanına kadar takım inişli çıkışlı bir grafik göstermişti. kayseri deplasmanından alınan 0-2'lik galibiyetle bir seri yakalamıştık ve içerdeki fenerbahçe derbisiyle liderlik koltuğunu devralıp şu güne kadar hiç bırakmadık. yine bir kayseri maçı ve skor bu kez 3-0. inanıyorumki bu galibiyet takımı kendine getirdi ve önümüzdeki zorlu deplasmanlarda alacağımız galibiyetlerin habercisi olacaktır. nitekim takımımızda bunu gerçekleştirecek herşey mevcut. bizi biliyoruz ki kadromuz çok iyi ama şans yanımızda değildi ama şeytanın bacağını kırdık. güzel günler bizi bekliyor.
  • 6304
    bu grubun elemanı olan futbolcular sürekli değişiyor kendi aralarında.. sarı kırmızıyı giymesi için bazen özenle bazen de bilinçsizce seçilmiş futbolculardan oluşan farklı kombinasyonlar görüyoruz her sezon.. bu isimlerin her birinden teker teker bağımsız olarak şunu söyleyebilirim ki; ben bu insanların yekününü gereğinden çok çok fazlaca düşünüyorum..

    şöyle ki;

    tüm yakın akrabalarımın, dost diyebildiğim birkaç şahsın ve hayatıma girmiş olan hatun kişilerin sayısını alt alta yazıp toplasan bu adamların** sayısı kadar etmez.. bir 10-20 sene sonra sayıları beynimin sınırlı sayıdaki odalarını gereksiz yere tıkış tıkış işgal etmiş olacak..

    necati ateş, alparslan erdem, kerem inan, sebastien perez gibi isimler var aralarında..

    bunları yazmamın sebebi ise geçen gün gabriel tamas'ı rüyamda görmüş olmam.. galatasaray'a dönmüş, eli boş gelmiş sırık.. "romanya'dan geliyon olm, absynth falan getirseydin ya" dedim, hatasını anladı, yüzü kızardı, "ne biliym abi, akıl edemedim" filan dedi..

    bi çıkın gidin olm..
  • 6305
    2 kasım 2012 istanbul bb spor galatasaray maçı'nın ikinci yarısında görülen ve korkutan bir durum mevcut. iki farklı öne geçtiğimizde oyunu kendi sahamızda kabul ettik ve gol yemezsek ölecek hastalığına yakalanmışçasına çok basit bir pozisyonda gol gördük kalemizde. ayrıca topla oynamada %58'e %42 gerideydik ve top bizim sahada oynandı desem abartmış olmam.

    bu oyun tarzı beni cluj maçı* için derin düşüncelere sürükledi. ne yapıp edip oyunu kendi sahamızda kabullenmememiz gerekiyor. ibb'de turgay bahadır vs. düz adamlar yerine webo yakalasaydı o pozisyonları 2 kasım 2012 istanbul bb spor galatasaray maçı'ndan mağlup bile ayrılabilirdik o derece bunalttı adamlar. kısaca topu kendi sahamızda kabul etmemeli, bir an önce gol yemezse ölecek hastalığına bir önlem almamız gerekiyor.
  • 6307
    bana nasıl desem saçma sapan düşünceler yaşatan takımdır. şu anda 2012-2013 şl sezonunda 1 puanımız var farkındayım. geçen sene play-offlarda* son maç deplesmana kaldığında da işimizin ne kadar zor olduğunun farkındaydım. ama ne o zaman ne de şimdi en ufak bir ümitsizliğim yok. bu kadar saçma bi durum olabilir mi bilmiyorum ama sanki bütün galatasaray taraftarları biliyoruz gelecek güzel günler ama çaktırmıyoruz. hani sırıtcak gibi oluruz, yanaklarımız patlıcak gibi şişer ya ama çaktırmamak için tebessümle geçiştirmeye çalışırız, her galatasaraylı mübarek insana denk geldiğimde yeminle öyle hissediyorum. ne bileyim mesela ligde puan kaybediyoruz filan hiç sallayıp üzülesim gelmiyor. braga'ya kaybediyoruz üzülüyorum***(u: böğ neyse 2012-2013 ş.ligi grup maçları içerdeki braga maçı umarım silinmesine engel olur bu açıklama entrynin) tamam ama ertesi sabah bi kalkıyorum aman koy götüne diyorum bu takım o gruptan çıkar ya da dün geceki i.b.b* gol yiyoruz ama sklemiyorum, gereksiz geliyor anlamsız bir rahatlık oluşmasına sebep oldu bu galatasaray futbol takımı.

    dündü sanırım 2 kasım 2012 yani trt'de mustafa doğan'la, ali ece'nin muhabbetinde ali ece diyor ki: "abi gençlerbirliği iyi takım, bursa'da iyi, antalya'da iyi bu sene" vs.vs... ve peşinden: "bu sene süpriz bi 2. çıkabilir" diyor. böyle bi şey olabilir mi sözlük? süpriz 2. ne amq? adamlarda, bizde gayet biliyoruz ki bu sene nasıl olsa şampiyonuz bu nasıl skndirk bi rahatlıktır sözlük?

    bence problem bu rahatlıkta başlıyor ayrıca. şimdi alınmaca gücenmece yok lütfen. akşam* eve geldim işte bakayım bi dedim sözlüğe normal olarak kim kime sallamış? evet sallamış? maçta selçuk kaptanımızın* ilerdeki deli fişeğimiz burak yılmaz'a attığı paslarda amrabat denen* kel oğlanımıza atsa daha mı iyiydi ne diye ben de düşünmedim değil. lan sonra dedim: "olum kendine gel lan selçuk o vardır bi bildiği" ve sonra düşününce kendimce mantıklı olduğunu inandığım baya cevap buldum bu olaya. ama bu olaydan bişiler çıkartanlar olmuş tabi normal olarak. kankası ya o yüzden atmıştır di mi?

    sonra bakıyorummmmm eboue'ye sallanmış evet daha sonra ha tabii ki normal olarak sıradanlaştı artık dany ve hamit'e sallanmış. neyse şaşırmıyorum. bi kere daha yazmıştım bu tarz bişiler işler yolunda ya da yoluna girecek aslında hepimiz biliyoruz illa birilerine bok atmaya gerek yok heri gidin ali ece'yi dinleyin, kitap okuyun, film izleyin, kız mız bulun takılın ne biliyim. nolur sözlük bok atmayın valla 2-3 aydır artık sözlüğe yazasım gelmiyor. biliyorum bi şeyinizde değil ama harbi kafayı yicem. geçen sene muslera'ya, selçuk'a, engin'e sallayanları da gördük ama noldu? hagi'nin dediği şey aklıma geldi birden: "göt oturur, kafa düşünür" niye aklıma geldi bilemedim neyse.

    bu sene ligde şampiyon olacak ve umarım şampiyonlar liginde gruplardan çıkacak takımdır. ha gruplardan çıkamazsa mı? olsun önümüzdeki sene çıkar. biz desteğimizi verelim de o takıma. kendi forvetimizi kendimiz itin götüne sokmayalım da. fenerin verdiği daha fazla paraları tercih etmeyip bize gelen, yıllardır beklediğimiz, en kariyerli türk futbolcuyu 10 maçta itin götüne sokmayalım da gerisi gelir zaten.

    ha bir de o ronoldo, bizim stada gelecek sözlük. bu gün arkadaşıma söz verdim, takıma kefil olarak. nasıl olsa takım oturcak, her sene yine gruplara katılcaz ve o ronaldo o zaman hangi takımda olur bilmem ama elbet bizim gruba düşecek ve istanbul'a deplasmana gelecek. hiç olmadı finalde karşılaşırız bi ara heri koca ronaldo'nun takımı finale çıksın bi zahmet.

    aha beni böyle gamsızlaştıran takımdır. elmander'i, selçuk'u, eboue'si, ujfa'sı, semih'i, engin'i, burak'ı, umut'u, muslera'sı nasıl güzel takım olduk vay anasını ya. kenar yönetimi saymıyorum bile.

    ha uzadıkça uzuyor ama ben yazayım da içimde kalmasın. sessiz sinema programında gstv'nin, umut aslan kral'ı anlatmak için burak'ı gösterdiğinde nasıl bi karaktere sahip olduğunu herkese gösterdi sanırım. ve bencil denen golden başka bok düşünmüyo denen burak bugün* nasıl 1 golle önünde olan umut'a da al da at dedi. ahh ahh her gün maç olsa da izlesek. hadi iyi geceler..

    edit: final olursa istanbul'a gelemez ki ronaldu vay anasını. neyse yarı final olsun. hem sonra irina yengeyi alır bi daha gelir istanbul'a bi alışırsa daha bırakamaz ne de olsa. zaten tüpçü de para bok, beyin yok o ağırlasın ronaldo'yu. biz de burda 2 dal sigaranın hesabını yapalım lan dünya. bak şimdi çok sinirlendim sözlük çok. niye metrobüse aktarma olmuyor laaaan.
  • 6308
    2012-2013 futbol sezonu versiyonu, bazı taraftarların gözünden takımımız:

    fernando muslera: çok gol yiyor, geleni içeri alıyor.
    emmanuel eboue: yerden kalkmıyor, geçen seneyi mumla aratıyor.
    dany nounkeu: tam bir el bombası.
    cristiano marques gomes : çok ağır, yılın en kötü transferi.
    semih kaya: içinden adam geçiriyor.
    hakan balta: takımın en zayıf halkası.
    albert riera: elde kaldı, zorla sol bek. ilk ciddi maçta patlar.
    hamit altıntop: bitmiş.
    selçuk inan: çok formsuz, sürekli kankasına pas atıyor.
    felipe melo: iyi ki sadece kiralamışız, bu sene rezil.
    nordin amrabat: kazık yedik, sahada hayaletleri oynuyor.
    emre çolak: bu çocuk olmayacak demiştim.
    umut bulut: şansa bala gol atıyor ama forvet özellikleri yok.
    burak yılmaz: tam bir fiyasko, forvet filan değil, kendini yere atsın anca.
    johan elmander: eski günlerini aratıyor, sakatlık sonrası kendine gelemedi.

    görüntü baya kötü gibi. ama şükür ki bu sene de şampiyon olacağız. avrupa'da gruptan çıkar mıyız bilmem ama kısa bir süre içinde o da olacaktır.

    köstek taraftarı ise şampiyonluğu görüp bir süre sevinecek, sonrasında transfer dönemiyle birlikte taarruza geçecek.

    takımımıza tüm rakipleriyle mücadelede başarılar dilerim.
  • 6309
    defans göbeği, sol bek sorunu, yabancı sınırı, performans gibi nedenlerle şuana kadar belirli bir 11'e sahip olmayan takım. bana göre yerleri değişmeyecek ve ilk olarak yazılacak 3 adam var he çok iyi performans sergilediklerinden mi hayır, alternatifi olmadıkları için; muslera, eboue, selçuk.

    acil ihtiyacımız sol bek ama takıma iyi bir yerli monte etmek zor. seneye h. balta'nın yerine sol bek alınacak mı meraktayım. şu an için konuşursak o bölgede devşirme riera ortalamanın üstü bir performans sergiliyor ama riera ve semih'in birlikte oynadıkları braga ve cluj maçlarında yediğimiz kontra ataklar tesadüf mü bilmiyorum. her ne kadar ağır dense de cris (sakatlığı düzelecek ujfalusi) tecrübesiyle bu defans 4lüsü arasında mutlaka yer almalı. keza dany hakkında net bir fikir yürütemiyoruz. semih-dany ikilisinden hangisi oynamalı sorusunun cevabı net değil. dany oynadığı zaman;

    -----------muslera-----------
    eboue---dany---cris---riera

    5i de yabancı bir defans hattı olusuyor ki bu durum elmander-amrabat-melo üçlüsünden ikisinin yedek oturması demek. elmander'in bu takımda olması gerektiğini düşünsem de alternatifleri olduğu için burak-umut ikilisini tercih edersek adı silinecek diğer bir adam kim olacak? melo'nun şuana kadarki performansı kötü olsa da geçen seneki çıtayı tutturacağı umutları da varken net olarak yekta'yı ilk 11'e koyamıyorum. belki engin de gelirse ilk 11 daha net bir şekilde ortaya çıkabilir.

    geçen sene takım savunmasını daha iyi yapıyorduk özellikle melo'nun katkılarıyla. takım defansif oynamayı öğrenmeli zamanı gelince uygulamalı özellikle avrupa maçları için böyle olmalıydı. dünkü b.belediye maçında * zaman zaman oyunu geride kabul ederek bunu da uyguladık. en azından bazı maçlara tek forvet çıkabiliriz. zorunluluk vs. olsa da geçen sene normal lig süresinde oynadığımız maçların 3te 1ine tek forvetle çıkmışız. zaman zaman yine tek forvetin denenmesini isterim özellikle zor deplasmanlarda ve geç kalmış olsak da avrupa maçlarında. böyle bir taktikle semih'li, dany'li hatta riera'lı bir defans hattında daha az hata yaparız diye düşünüyorum. özellikle ağır olan hamit'in bu taktik anlayışta daha etkili olacağını düşünüyorum hem de amrabat'ın kontra becerisinden daha fazla faydalanabiliriz. zorlu maçlarda engin'in cezasının bitimiyle tek forvet burak veya elmander ile bir kadro oluşturulabilir. en azından iyi bir takım savunması veya uyumlu bir defans hattına sahip olmamıza kadar ara sıra denenebilir.

    ilerleyen haftalarda hatta önümüzdeki sezon, birbirini tetikleyen bu solbek, defans, yabancı sınırı sorununa nasıl bir defans hattı kurarak çare bulunur şimdiden düşünmek lazım, fatih hoca da muhtemelen zihnini bu sorulara çözüm bulmak için meşgul ediyordur. takım kurmak ile transfer yapmak aynı şey olmuyor, bana göre bu sene aykut kocaman bunu acı bir şekilde tecrübe ediyor.
  • 6315
    özlediğimiz avrupa başarılarını elde etmek için bizi bir 4 yıl daha bekletmeyecek futbol takımımız. sadece sakin olalım ve bu güzel takımı ve insanları sonuna kadar destekleyelim. sahaya bakıyorum, canla başla mücadele eden bir takım. kulübeye bakıyorum, birbirinden güzel yüzler. hasan şaş, ümit davala, claudio taffarel ve imparator.

    bütün bunların dışında ise, 2012-2013 şampiyonlar liginde ilk 3 maçta 1 puan almamıza rağmen, bizleri ümitsizliğe düşürmeyen bir takım. bu takım kendisinden kağıt üstünde daha üstün takımlara karşı daha iyi performans gösterecektir. gruptan çıktığımızda bunu herkes görecek. ikinci tur maçlarının aylar sonra olacağını düşünürsek, takım savunmasını birkaç kademe üste çıkaracağız. asıl o zaman çok canlar yakacak bu takım. biraz daha sabır.
  • 6317
    kalecisi belli.

    stoperleri sırayla;

    1- semih kaya
    2- dany
    3- cris
    4- gökhan zan

    sol bekleri;

    1. albert riera
    2. hakan balta
    3. çağlar birinci

    sağ bekleri;

    1. eboue
    2. sabri
    3. hamit

    semih hızlı, çevik ve tek hamleli
    dany bire bir oyunda çok başarılı, kademede sıkıntıları var
    cris ağır ama tecrübeli, kafa toplarında iyi.
    gökhan zan kullanılmıyor ve az çok tanıyoruz.

    riera sol açık ve sol bekte kritik maçlarda iyi oynadı, özellikle ofansif anlamda
    hakan balta, dengeli bir oyuncu, defansif anlamda daha iyi diyebiliriz
    çağlar birinci, takımda en çok tanıdığım isim. belki de bu sözlükte onu benden iyi tanıyan yok. o yüzden susuyorum.

    eboue genel olarak ofansif özellikli, iyi bindirmeleri var ama son zamanlarda isteksiz görüntüde, çıkarken çok top kaybı yapmaya başladı
    sabri, hepimiz tanıyor biliyoruz. ofansif özellikli bir sağ bek.
    hamit sağ bekteki son alternatifimiz, sağ bek için ağır bir aday ama tecrübesiyle kapatacak düzeyde.

    sonuç olarak baktığımızda hücum gücü yüksek bekleri, hızlı olanıyla, kafa topuna iyi çıkabileniyle iyi bir stoper hattı var ancak takım savunmasını iyi yapamıyor zaman zaman.
    bunda melo'nun formsuzluğunun, selçuk'un melo'nun açıklarını kapatmak için defansif koordinasyona çok ayak uyduramamasının büyük payı var.
    engin baytar gibi çalışkan oyuncusu da eksik olunca haliyle savunma açığı veriyoruz.
    sezon başından beri süregelen şanssızlık faktörünü de unutmamak lazım.

    düzeltme: ujfalusi'yi unuttum. o gönlümüzde, takımda paşa gibi yeri var, her türlü.
  • 6319
    bu sezon* oynadığımız ibb ve cluj maçlarındaki taktik bence bizim oyun sistemimiz için doğru taktik yaldır yaldır saldırmamıza hiç gerek yok baskıyı önde kuralım, kaptığımız topları selçuk yada hamit ile uygun pozisyonda buluşturalım sonra burak umut amrabat deliler gibi boşa kaçıp rakibin dengesini bozsun topu en uygun isme aktarıp golle buluşalım.
  • 6320
    2012-13 şampiyonlar ligi sezonundaki ilk üç maçta ilginç istatistiklerle oynadı.

    - topa en fazla sahip olan 2. takım (barselona'dan sonra)
    - rakiplere ceza sahasından şut imkanı veren 1. takım
    - ceza sahası içinde rakip çerçeveye en az şut çeken 2. takım

    fatih terim'in de dediği gibi 'istatistikler mini etek gibidir, her şeyi kapatmaz".

    önemli olan maç sonunda istediğini alabilmek.

    7 kasım 2012 cluj galatasaray maçı ile nihayet avrupa'da kritik bir maçı kazanadık. böylece avrupa'da son yıllarımıza damga vuran bir travmayı atlattık diyebiliriz.

    (bkz: #1085574)

    umarım bir daha trömsöve karpaty lvivgibi takımlarla karşılaşmayız. böylece son yıllarda avrupa'da yaşadığımız tüm travmaların etkisi biter.
  • 6322
    7 kasım 2012 cfr cluj galatasaray maçı'nda ideal dizilimini bulmak adına sinyaller verdiğini ama tam olarak bulamadığını düşündüğüm takımım.

    yekta kurtuluş mükemmel bir maç çıkardı cluj* maçı'nda. ayağını soktuğu her top bizim lehimize sonuçlandı neredeyse. zaten oyundan çıkarken isabetli pas oranı %86 idi ve bu topların çoğu dikineydi. çok fazla yana ya da geriye oynamadı. bunda cluj'un orta sahasının bizden çok daha kötü olmasının etkisi var ama yekta'nın iyi bir orta saha olduğunu zaten biliyorduk. geldiğinden beri böyle birkaç maçta çok iyi oynamışlığı var; mesela 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı'nda da çok iyi oynamıştı. hatta o sene cana+yekta kombiniyle orta saha olarak ilk defa bu kadar iyiydik diye hatırlıyorum.

    neyse; konumuza gelelim.. fatih terim akıllı adam. baktı ki 2. yarıda baskıyı yiyoruz, umut'u orta sahaya kadar çekti. umut'un pres gücünden orta sahada orta sahayı 5 leyerek yararlanmak istedi ki bence mantıklı bir hamleydi eğer böyle düşünüp yaptıysa imparator. burak, tek forveti kaldırabilecek bir oyuncu. kaldı ki orta saha böyle destek verdiği sürece de rahat rahat oynar. bence biz artık 4-5-1 oynamalıyız.

    -------------------------muslera------------------------

    eboue----------semih--------------dany---------riera

    ---------------------------melo--------------------------

    -----------------selçuk-------------yekta---------------

    hamit-----------------------------------------------emre

    ---------------------------burak--------------------------

    5 yabancılı(u: saçma yabancı kuralına itiraz etmeliyiz. ama seneye kadar bir şey değişmeyecekse 5 yabancılı sisteme de yavaştan uyum sağlamamız lazım.) bir 4-5-1. bu şekilde oynadığımız takdirde orta sahamız kolay kolay geçilmez. yediğimiz gol sayısı çok daha düşük olur. melo-selçuk-yekta-hamit ve ayağında çok top tutmadan oynarsa eğer; iyi pas yapan bir emre çolak ile bu 5 li mükemmel bir 5 li olur. burak da hiç yalnız kalmaz diye düşünüyorum. selçuk, yekta ve melo'nun hücum hattını kalabalıklaştırmasıyla oyunu rakip sahaya yıkarız.

    sene başında bir entry'de söylemiştim, "topa sahip oluyoruz, oyunu rakip sahada oynuyoruz ama oyun kurmak için değil, plansız, saçma paslar yapıyoruz." diye. 3 gün önceki maçtan* sonra bu değişti. o maçta tamamen dikine ve hücumu şekillendirmek için yaptık paslaşmalarımızı. yekta'nın bunda çok büyük etkisi var. her pozisyonda uygun adamı gördü, her pozisyonda başarılı pas verdi. selçuk zaten her zamanki gibiydi, tüm takımı yönetti. pas alıyor, pas veriyor, 2. bir pası alana kadar geçen kısa sürede de takım arkadaşlarını eliyle nereye gitmeleri konusunda yönlendiriyor. takım olarak inşallah böyle devam ederiz.

    transfer dönemlerinde keita tarzı yardıran kanatlar alma planımız var mı bilmiyorum ama eğer şu şablonu oturtup mükemmel uygulayabilirsek önümüz epey açık. eğer kanat alma düşüncemiz varsa da alana kadar böyle oynamalıyız. en efektif oyun bu şekilde geldi çünkü.(u: ilk yarı 4-4-2 oynamıştık. ikinci yarı 4-5-1. daha efektifdik 2. yarıda. ilk yarı yormuş olabiliriz tabi, öyle de bir durum var. 4-4-2'ye de döneriz yine zaman zaman.)

    ha bu dizilişin bir kötü yanı varsa o da yekta ya da melo'nun yedek kulübesinde olmamasıdır yani kulübeye takviye şart. ama planlı ve iyi takviyeler.

    daha önce de söylediğim gibi gruptan* çıkacağız. not finished yet!...
  • 6323
    yüzümüzü güldürmeye başlayan, üzerindeki olumsuz havayı atan ; ligde lider ve şampiyonlar ligi grubunda 2. sırada olan takımımız. biraz olumlu gelişmelerden bahsedelim.

    öncelikle şanssızlığımızı kırdık ve oynadığımız futbolun karşılığını almaya başladık.

    burak yılmaz formunun zirvesinde; selçuk ve hamit kendini bulmaya başladı, riera da yeni mevkiisine iyice ısındı diyebiliriz. engin'in cezası bitiyor, elmander sakatlığını atlattı, melo da iyileşti ve şampiyonlar ligindeki cezası bitti. yani ilk 11'e yazılabilecek 3 önemli oyuncumuz geri döndü.

    yekta kurtuluş, eski pantolonun cebinden çıkan para misali, kara kara düşünürken bir anda ortaya çıktı ve hepimizi rahatlattı. elmander, engin ve melo'nun dönüşü, yekta'nın da ilk 11'e yerleşmesiyle beraber çok zengin ve üst düzey bir orta saha, forvet rotasyonuna sahip olduk. bu olumlu gelişmelerin, şampiyonlar liginde oynayacağımız final niteliğindeki maçlardan hemen önce gerçekleşmesi de ayrı güzel.

    şuan her şey çok güzel görünüyor. umarım daha fazla şanssızlık, sakatlık yaşamayız ve yakaladığımız çıkışı devam ettiririz.
App Store'dan indirin Google Play'den alın