• 6329
    7 kasım 2012 cfr cluj galatasaray maçı'nda ideal dizilimini bulmak adına sinyaller verdiğini ama tam olarak bulamadığını düşündüğüm takımım.

    yekta kurtuluş mükemmel bir maç çıkardı cluj* maçı'nda. ayağını soktuğu her top bizim lehimize sonuçlandı neredeyse. zaten oyundan çıkarken isabetli pas oranı %86 idi ve bu topların çoğu dikineydi. çok fazla yana ya da geriye oynamadı. bunda cluj'un orta sahasının bizden çok daha kötü olmasının etkisi var ama yekta'nın iyi bir orta saha olduğunu zaten biliyorduk. geldiğinden beri böyle birkaç maçta çok iyi oynamışlığı var; mesela 18 mart 2011 galatasaray fenerbahçe maçı'nda da çok iyi oynamıştı. hatta o sene cana+yekta kombiniyle orta saha olarak ilk defa bu kadar iyiydik diye hatırlıyorum.

    neyse; konumuza gelelim.. fatih terim akıllı adam. baktı ki 2. yarıda baskıyı yiyoruz, umut'u orta sahaya kadar çekti. umut'un pres gücünden orta sahada orta sahayı 5 leyerek yararlanmak istedi ki bence mantıklı bir hamleydi eğer böyle düşünüp yaptıysa imparator. burak, tek forveti kaldırabilecek bir oyuncu. kaldı ki orta saha böyle destek verdiği sürece de rahat rahat oynar. bence biz artık 4-5-1 oynamalıyız.

    -------------------------muslera------------------------

    eboue----------semih--------------dany---------riera

    ---------------------------melo--------------------------

    -----------------selçuk-------------yekta---------------

    hamit-----------------------------------------------emre

    ---------------------------burak--------------------------

    5 yabancılı(u: saçma yabancı kuralına itiraz etmeliyiz. ama seneye kadar bir şey değişmeyecekse 5 yabancılı sisteme de yavaştan uyum sağlamamız lazım.) bir 4-5-1. bu şekilde oynadığımız takdirde orta sahamız kolay kolay geçilmez. yediğimiz gol sayısı çok daha düşük olur. melo-selçuk-yekta-hamit ve ayağında çok top tutmadan oynarsa eğer; iyi pas yapan bir emre çolak ile bu 5 li mükemmel bir 5 li olur. burak da hiç yalnız kalmaz diye düşünüyorum. selçuk, yekta ve melo'nun hücum hattını kalabalıklaştırmasıyla oyunu rakip sahaya yıkarız.

    sene başında bir entry'de söylemiştim, "topa sahip oluyoruz, oyunu rakip sahada oynuyoruz ama oyun kurmak için değil, plansız, saçma paslar yapıyoruz." diye. 3 gün önceki maçtan* sonra bu değişti. o maçta tamamen dikine ve hücumu şekillendirmek için yaptık paslaşmalarımızı. yekta'nın bunda çok büyük etkisi var. her pozisyonda uygun adamı gördü, her pozisyonda başarılı pas verdi. selçuk zaten her zamanki gibiydi, tüm takımı yönetti. pas alıyor, pas veriyor, 2. bir pası alana kadar geçen kısa sürede de takım arkadaşlarını eliyle nereye gitmeleri konusunda yönlendiriyor. takım olarak inşallah böyle devam ederiz.

    transfer dönemlerinde keita tarzı yardıran kanatlar alma planımız var mı bilmiyorum ama eğer şu şablonu oturtup mükemmel uygulayabilirsek önümüz epey açık. eğer kanat alma düşüncemiz varsa da alana kadar böyle oynamalıyız. en efektif oyun bu şekilde geldi çünkü.(u: ilk yarı 4-4-2 oynamıştık. ikinci yarı 4-5-1. daha efektifdik 2. yarıda. ilk yarı yormuş olabiliriz tabi, öyle de bir durum var. 4-4-2'ye de döneriz yine zaman zaman.)

    ha bu dizilişin bir kötü yanı varsa o da yekta ya da melo'nun yedek kulübesinde olmamasıdır yani kulübeye takviye şart. ama planlı ve iyi takviyeler.

    daha önce de söylediğim gibi gruptan* çıkacağız. not finished yet!...
App Store'dan indirin Google Play'den alın