futbol kalitesi her hafta adım adım yukarı çıkan takımımız.
sene başı için zor sayılabilecek bir fikstürle 2022-2023 sezonuna giriş yaptık. gün itibariyle 6 haftanın 4 maçını deplasmanda oynadık. bunlar arasında trabzonspor ve antalyaspor gibi her takımın zorlanacağı iki deplasmanı atlatmış bulunuyoruz. sezon başları normalde her takım için zor iken türk takımları için ekstra zor geçmeye müsait oluyor. çünkü tatilden dönen futbolcuların gerek fizik durumu, gerek ezberlerini geri kazanma süreleri tökezlemeye müsait bir zemin yaratır, bu her takım için geçerli. bizim takımlarımızın bununla beraber transfer çalışmaları son güne kadar bekletildiği için yeni gelecek olan oyunculardan da bu kritik süreçte faydalanamamış oluyorsunuz. gelecek/gidecek oyuncu haberleri mevcut kadrodaki oyuncuların konsantrasyon ve aidiyet duygularını etkiler. tüm bunlar birleşince takımların hazır olmadığı dönemlerde sert deplasmanlar sezon başı için yıkıcı etki yaratabiliyor.
biz bu dönemde 6 maçta potansiyel 18 puanın 13'ünü toplamayı başardık. şimdi önümüzde iki sert maç bizi bekliyor:
16 eylül 2022 galatasaray konyaspor maçı ve
1 ekim 2022 adana demirspor galatasaray maçı. takımımız açısından hem fiziksel hem psikolojik hem de teknik anlamda önemli sınavlar olacak.
konyaspor ligde henüz gol yemedi ve fiziksel olarak güçlü bir takım. iç sahada oynayacak olmamız büyük bir avantaj, zorlansak da bu maçı kazanacağımıza güveniyorum. adana demirspor karşılaşmasının ise daha zor geçeceğini düşünüyorum ama bir şekilde galibiyet elde edersek rakiplerimize göre büyük bir avantaj elde etme şansımız var. kaldı ki adana demirspor ile maçımızın olduğu hafta beşiktaş - fenerbahçe derbisi oynanacak ve iki takımdan en az birinin bir darbe alacağını düşünürsek; bu iki maçta alacağımız potansiyel 6 puan bizi zirveye oldukça güçlü şekilde yerleştirir. burada başakşehir'in de kolay fikstür sayesinde 6 puan çıkarma ihtimali yüksek ve şu an için çok ciddiye alınmasa da zaman geçtikçe ana rakiplerimizden biri olduğunu hissetmeye başlayacağımızı düşünüyorum.
şu an için kadro yapılanmamız, özellikle hücum anlamında, güzel bir derinliğe sahip oldu. zayıf karnımızın sol bek ve stoper rotasyonu olduğunu düşünüyorum; bunun da sebebi daha çok yerli kadromuzun rakiplerimize göre görece zayıf kalması bana kalırsa. şu an için
kerem aktürkoğlu ve
yunus akgün ikilisinden birisi sakatlanır veya cezalı durumu düşerse önümüze iki seçenek çıkıyor; denklemde eksilen oyuncunun yerine
barış alper yılmaz'ı dahil edip aynı taktikle devam etmek veya takımda bazı taşları yerinden oynatarak diğer yerlilerden faydalanmak (örn: muslera'nın yerine
okan kocuk, sol bekte
kazımcan karataş veya
berkan kutlu,
sergio oliviera yerine
berkan kutlu vb.) ve bazı bölgelerde kaliteden feragat ederek hücum hattından eksilen yerlinin yerine,
milot rashica veya
yusuf demir gibi hücum kalitemizi yukarı taşıyacak bir yabancı ikame etmek.
kurmuş olduğumuz takımın darboğazı ve potansiyelini kısıtlayan nokta yedek kulübesindeki kaliteli yerli oyuncu sayısının azlığı. bu da bizi taktik değişiklik anlamında biraz zorlayacak gibi duruyor. onun dışında harika bir hücum hattına sahip olduk. birden fazla hücum hattı alternatifi kağıt üzerinde kurmak mümkün duruyor:
sol kanat: yunus (mertens, yusuf, mata)
sağ kanat: kerem (rashica, yusuf)
forvet: icardi (gomis, seferovic ve hatta zorunda kalınırsa mertens)
forvet arkası/on numara: mertens (yusuf, mata ve hatta zorda kalınırsa rashica, hamza akman)
bu 4 mevkide sayısız kombinasyon, takımın geri kalanında oynatılacak yerli sayısına göre oluşturulabilir. hepsi de rakip takım için önlem alması oldukça zor seçenekler sunacaktır bize. işte burada bu ihtimalleri hayata geçirebilmek için
abdülkerim bardakçı'nın ve
emin bayram'ın sol stoperde yerli oyuncu seçmemiz konusunda varlığı çok önemli. kerem ve/veya yunus'un formsuz, sakat, cezalı olması durumunda
okan kocuk,
berkan kutlu ve
kazımcan karataş sahaya çıkma konusunda en güçlü adaylar olacaktır şüphesiz.
hamza akman için hem erken olduğunu hem de önündeki isimlerden birini kesmenin takımı geriye götüreceğini düşünüyorum.
ligin ilk 6 haftası geride kalırken; en başta üretkenlik ve topu ileriye taşıma konusunda sıkıntılarımız vardı. bu sorun
lucas torreira'nın ve
fredrik midtsjö'nün takıma katılmasıyla çözülmüştü. daha sonra gol yollarında etkisiz kaldığımızı gördük, burada da seferovic'in yerine gomis'in form tutması sorunumuzu nispeten çözmüş oldu, icardi'nin gelişiyle daha da rahatlayacağımızı düşünüyorum. bir diğer sorunumuz ise rakip ceza sahasına soktuğumuz topu doğru servis yapamamak, bir başka deyişle ceza sahası içindeki pas seçimlerimiz. atağı çok güzel ve hızlı şekilde tehlikeli aksiyon noktasına kadar getirip burada yaptığımız aceleci ya da beceriksiz denemelerimiz bizi daha büyük gol tehlikeleri yaratma konusunda kısıtlıyor. bu konuda takıma yeni katılan isimler çok daha geniş bir yelpaze sunacaktır ama hala daha ilk başta çözmemiz gereken sorunun bu olduğunu düşünüyorum.
son olarak; önümüzdeki iç saha ve arka arkaya iki deplasman karşılaşmamızın bizim için kısa vadeli kritik bir dönemeç olduğunu, buradan 9 puanla çıkmanın bize çok ama çok büyük avantaj sağlayacağını düşünüyorum. 9 haftada 6 deplasman, ligin ikinci yarısında bu 9 maçın 6'sını iç sahada oynayacağımızı düşünürsek büyük bir avantaja dönecektir. rakiplerimizi sert fikstüre doğru uğurlarken biz yavaş yavaş rahatlayacağımız bir döneme gireceğiz. bu 3 maç bize şampiyonluk getirmez ama şampiyonluğu getirecek olan özgüveni güçlü şekilde kazandırabilir.
okan buruk'a güvenim artıyor. sahada doğruları yaptığımız ve şansımızın da yanımızda olduğu bir süreç olur umarım.
