• 5601
    selçuk inan, tarık çamdal, tolga ciğerci, eren derdiyok, henry onyekuru, ryan donk, lionel carole, sinan gümüş ve martin linnes'in sözleşmesi 2019 haziran ayında sona erecek. kaba bir hesap ile yaklaşık 14 milyon euro maaş yükünden kurtulacağız. euro kurunun geldiği durumu da düşünürsek, sadece martin linnes ve performansına göre sinan ile sözleşme yenilemeliyiz. sinan ile kesinlikle tl üzerinden anlaşma yapmayalıyız. bu ayrılacak olanların yerine kesinlikle alt yapı oyuncularını monte etmeliyiz. ayrıca 2019-2020 transfer döneminde muslera da dahil iyi teklif gelen her futbolcumuzu satmayı düşünmeliyiz. sattığımız futbolcuların yerlerini düşük maaşlı ve potansiyelli oyuncularla doldurmalıyız. ülkenin durumu gelecek yıl bugünden daha iyi olmayacak. en önemlisi de 2018-2019 sezonunu şampiyon tamamlamalıyız. hiç öyle popülizm yapmaya gerek yok. şampiyonlar liginde başarılı olacağız diye ligi kaybetmeyi göze alamayız. bunları yapmazsak bu sefer gerçekten batarız.
  • 5603
    döviz kurlarının yükselmesi ile birlikte tüm kulüpler zararlarını katlıyor ve gelecek adına olumsuz senaryoların olasılığı yükseliyor. bunun da harcanabilecek paraların kısılmasına sebebiyet vermesi kaçınılmaz. en azından aklı başında, finanstan az çok anlayan yöneticilerin olduğu kulüplerde. bu noktada gelecek adına çok büyük umutlar beslenen 2000 jenerasyonunun bünyemizde olması ve bunlara ek olarak akademimize milli seviyedeki oyuncuların katılması çok ama çok kıymetli. gelecekte yaşanabilecek bir krizde, futbolcu transferinin imkansızlaşması ile birlikte bu gençler bizi taşıyacaklardır.
  • 5604
    her zaman gurur duyduğu canım takımım.
    karakterimden kaynaklı herhalde, hayatım boyunca hep ezilenden ve zayıftan yana oldum. bu sebeple sevdiğim ve tuttuğum, siyasi parti, film karakteri, formula1 pilotu, tenisçi ya da boksör, hep kaybetti ve sonucunda ben hep üzüldüm. ancak bir istisna vardı, galatasaray. canım takımım hiç üzmedi beni, hep sevindirdi. en büyük mutlulukları hep galatasaray armağan etti bana, uefa finalinde, süper kupa'da, kadıköy'de ki şampiyonluk maçında, her zaman her yerde. bu sebeple hep dua etmişimdir. iyi ki galatasaraylı'yım, iyi ki varsın şanlı galatasaray!
  • 5607
    medya tarafından her seferinde şampiyon olsa da olmasa da, şampiyonluk yolundayken de, yarıştan kopmaya dair en ufak bir ihtimal varken de hep bir şekilde cezalandırılan, en formda oyuncuları ile ilgili her seferinde futbol ve saha dışı ıspat ve delili olmayan muğlak şekilde haberler yapılmasıyla birlikte kamuoyunda çalkalanma suretiyle infial çıkan güzide kulübümüz.

    sürekli parasızlıkla, yoklukla, futbolcularının para alamaması ve çok para istemesiyle terbiye edilen kulübümüz.

    rakiplerinin küçük başarılarının abartıldığı ama kendi ilk ve eşsiz başarıları normalmiş gibi aksedilen ve değersizleştirilmeye çalışılan kulübümüz.

    kenarda köşede kalmış futbolcularıyla pek uğraşılmayan ama nedense hep en formda olanlarla uğraşılan kulübümüz. rakiplerimize dikkat edin tam tersi olur. zararlı oyuncular farkettirilip onlardan bahsedilir ama bizdeki etkisiz elemanlar kalsın orada mantığıyla onlara ilişen olmaz.

    rakiplerin beş para etmez topçularına yıllarca katlanılır ama bizim kulübün iyi oyuncusu mükemmel olmazsa hakkında karalama kampanyaları eksik olmaz.

    şampiyon olmadığımız zaman yerin dibine gömülürüz, rakiplerimiz olmasa da, ki zaten çoğunlukla biz oluyoruz, hep ilk sayfalarda yer alır hep umut saçar.

    şampiyon olduğumuzda hep kursağımızda kalır bir şekilde. sanki şampiyon biz değilmişiz gibi davranılır orada burada kadromuza, spor sayfalarındaki ve programlarındaki yerimize. ama rakipler şampiyon olsa abartılır, yer yerinden oynar, methiyeler düzülür.

    oynadığı yıllarına yetiştiğim bütün efsane futbolcuları oynadığı zamanlarda beğenilmemiş ve amansızca eleştirilmiş tek kulüp de galatasaray'dır. gelişinden gidişine, duruşundan bakışına hep eleştirilir. gol rekorları kırana beleşçi denir, leblebi gibi atana koşmuyor denir, daha gelmeden efsaneye yaşlı denir, ona şu denir buna bu denir neler gördü bu gözler neler duydu bu kulaklar.

    ha bunların bazıları doğru çıkıyor amenna ama yukarıdaki genellemeler ortada bir çok haksızlığın olduğunu bana tekrar tekrar hatırlatıyor. çünkü olayların geneli bu şekilde bence. yıllardır da değişen bir şey yok gibi. hep aynı şeyler.
  • 5608
    karşılığı olmadan sevmektir galatasaray. kazandıkça sevinir kaybettikçe üzülürsün ama ne olursa olsun vazgeçemezsin. çünkü ben bir armaya ve onun "biri vişne rengine çalan koyu tatlı bir kırmızı, diğeri de içinde turuncudan izler taşıyan tok bir sarı" içeren renklerine aşığım, işte bu yüzden o forma benin için kutsaldır. formayı giyenler, terletenler bu kutsal formanın ve onun kutsallığın farkında olmayabilir ama içinde galatasaray adı geçen her şey benim için kutsaldır.
  • 5610
    --- alıntı ---

    kalecisi asist yapar; 3 numarası gol atar... kalecisi penaltıdan gol atar... 10 numarası penaltı kurtarır... takımı hocasız şampiyon olur... 9 puan fark atarsın, play off zımpırtısıyla yarım puan farkla kadıköyde şampiyon olursun... italyana güneşle hoşgeldin der; kar-tipi-fırtına eşliğinde uğurlar... kewell'ı yoklukta stoper oynar, drogba'sı real madrid'e topukla gol atar... taraftarı juve maçında 17-18 saat aralıklı 2 maça, 85-90 bin kişi doluşur tüm dünyanın alkışlarıyla... aklınızı alır galatasaray!..

    --- alıntı ---
  • 5612
    reddit'teki gruplardan

    manu

    http://gss.gs/wu8.jpg (beyinsiz, sen önce flair'ini* değiştir.)

    http://gss.gs/wHN.jpg (aferin.)

    http://gss.gs/1VB.jpg (hadi yine iyisiniz.)

    bayern

    http://gss.gs/NOm.jpg (aek'yla idare edeceksiniz artık.)

    arsenal

    http://gss.gs/4xI.jpg (bu vatan haini de ingiliz takımlarını fantastik gruplara atıyor. fetöcü alçak!)

    juventus

    http://gss.gs/tlL.jpg (why be kardeşim? you have ronaldo, we don't.)

    http://gss.gs/0Jw.jpg (puhaha... umut ömrü hayatında böyle güzel iltifat duymamıştır. ee o hırçınlığın bir bedeli olacaktı.)
  • 5613
    yıllardır transfer döneminde taraftarı huzursuz eden bir sistem güden güzide kulübümüz.

    teknik direktör takımın eksik bölgelerini ve o bölgede oynayacak futbolcunun özelliklerini söyler siparişi verir.

    yönetim transfer için bütçeyi belirler.

    scout ekibi gerekli analizlerini yapar liste oluşturur.

    teknik direktör listeden istediği oyuncuları seçer.

    yönetim seçilen oyuncu veya oyuncuları transfer etmek için yine bütçe dahilinde oyuncunun kulübü ve oyuncu ile görüşüp transferi bitirmeye çalışır.

    sıkıntı bu sisteme sokulmaya çalışan bir nevi parazit etkisi yaratan menajerlerdir. tabi plansız hareket etmekte var tüm suçu menajerlere atmak doğru olmaz.

    gelelim taraftarın kızdığı konulara;

    uefa tepemizde iken kimse über transferler beklemiyordu transfer sezonu öncesi. sattığın kadar al kuralı var malum.

    yönetimin bana göre tek hatası ryan donk ile zamlı sözleşme imzalak oldu. abicim bu adama aynı parayı versen kabul etmeyecek miydi diye sorası geliyor insanın.

    nagatomo, emre akbaba, onyekuru, muğdat, ndiaye alındı eyvallah çok iyi yaptık bu kısıtlı imkanlarla buna da kimse bir şey demiyor.

    gomis kadroda iken fatih hoca forvet transferi istediğini belirtti. alındı mı, alınmadı. gomis ile ilgili sorunlar çıktı ve gomis satıldı ki bence doğru karardı buna da eyvallah. gomis satılalı kaç gün oldu hala forvet transferi bekliyor bu taraftar. en baştan söyleyin galatasaray düzeyinde imkanlarımız dahilinde oyuncu alamıyoruz kimsenin sesi bu kadar çıkmazdı. para yok der sineye çekerdik.

    scout ekibine gelecek olursak; ya bu adamlar araştırıp adam gibi liste hazırlayamıyorlar ya da hazırlanan liste beğenilmiyor. belki de işlerini iyi yapıyorlardır onu da bilemiyoruz kapalı kutu.

    gel gelelim oyuncu satışlarına.

    yine para saçtığımız menajerler yüzünden ödediğimiz paralar veya satmak için ödemek zorunda olduğumuz paralar oyuncu satışına engel oluyor. özellikle dursun özbek yönetimi zamanı verilen tonlarca maaş, bonus vs. yüzünden rakip takımlar bizden oyuncu almaya korkuyor çünkü o paraları ödemek ütopik geliyor.

    mustafa cengiz yönetiminde verilen maaşlar biraz olsun dengelendi, borçlar yapılandırıldı, forvet dışında çok güzel transferler yapıldı. 1-2 hata oldu tabi yukarıda bahsettim. o kadar hata devede kulak kalır.

    buradan kalkıp mustafa cengiz yönetimini istifaya çağıran, iş bilmez gibi laf kalabalığı yapan sözde galatasaray taraftarları var malesef.

    çok sucuk ekmek seviyorlarsa kadıköy sahilde güzel mekanlar var.
  • 5615
    her gelen güzel şeyin ardından illa başımıza kötü bir şey açan takım.

    yahu mis gibi kura çekiyoruz forvet stoper almıyoruz. kuraya sevinemez olduk.

    bir maç 6 atıp şov yapıyoruz takımı övüyoruz öbür maç dökülüyoruz yine mutsuz yine huzursuzuz.

    hangi oyuncuyu övsek kendisi üstünden rakiple dalga geçsek diğer maç başımıza iş açıyor.

    rakipler ne zaman puan kaybetse bizde illa puan kaybedecez yine sevinmek haram gibi.

    ne zaman son bulacak bilmiyorum.

    varlık içinde yokluk çeken bir takımın taraftarıyız.

    yüzlerce başarımız var ama sevinemiyoruz.
  • 5618
    gerekirse bir sene feda edip galatasaray'da oynamaya layık olmayan, baş yemeye çalışan bazılarını sepetlemesi gereken, fatih terim'i bağrına basması gereken nadide camia. elbette düzlüğe çıkacağız ama kenetlenmemiz şart, şampiyonluk gitsin gerekirse ama galatasaray'da oynaması karakterine 5 beden fazla gelen adamlar defolsun ve bu artık gelenekselleşsin; galatasaray'da parası için oynayan değil, galatasaray taraftarı insanlar olsun.

    ve bir şuur gerekiyor artık yönetici istiyoruz, idare eden adamlar değil!

    (bkz: kenetlenin başka galatasaray yok)
  • 5622
    dün akşamki mağlubiyetten sonra twitter'da da bunu konuyu bir kaç kişi ile tartıştık. dün* alınan mağlubiyetin yapılmayan transfer ile ilgisi yoktur. 2017-2018 sezonunda 2. hafta oynadığımız osmanlıspor deplasmanı dışında rahat geçen deplasmanımız olmadı. 18. haftada oynadığımız kayseri maçının ilk 30 dakikasını da sayabiliriz. kabul edelim ki deplasman oyunumuz çok kötü ve biz buna henüz çare bulabilmiş değiliz. tamam gomis'i sattık ve yerine santrafor almadık. e gomis varken de 30. haftada alanya ve 32. hafta akhisar deplasmanlarında 2-0 öne geçmemize rağmen ecel terleri dökerek maçları bitirdik. trabzon kendi sahasına çekilmiş bizi bekliyor, önde pres filanda yapmıyorlar ama 2 pas yapamıyoruz. deplasman oyunlarında sıkıntılıyız artık bunu kabul edelim. korkuyoruz, siniyoruz. ön tarafta modeste, arkada iyi bir stoper olsa bu korkuyla değişen bişey olmaz. ya daha 3. dakika korkuyla o kadar acemi işler yapıyoruz ki, golü yiyeceğimiz ayan beyan belli.. velhasıl deplasmanda kötüyüz net.
  • 5624
    1 eylül 2018 trabzonspor galatasaray yenilgisi tüm camia için güzel bir mesaj oldu bence. geçen yılki şampiyonluktan kalan zafer sarhoşluğu, zayıf alanya'ya 6 atmalar bizi epey havaya sokmuş. en başta yönetim olmak üzere, taraftarından futbolcusuna, teknik ekibine kadar herkes için bir wake up call oldu.

    yönetim, aylardır belli olan ffp'ye rağmen nasıl bir plansızlık içindeyse takımın bas bas bağıran ihtiyaçlarını kapatamayarak, sezona stoper ve forvet hattında büyük eksiklerle başlamamıza sebebiyet verdi. bu işlerin çok kolay yürüyeceğini düşündüler ve tamamen fatih terim'e güvendiler belli ki. şimdiden devre arası için çalışmalar yapmaya başlamazlarsa daha çok başımız ağrır.

    terim'in de bunca tecrübesine rağmen hala ilginç hatalar yaptığını görüyoruz. kazanan takımı bozmama gibi hayatımda gördüğüm en saçma hatalardan birine o bile düşüyor. evimizde iki maç kazandık diye sahada hayalet gibi dolaşan sinan'a ve ahmet çalık'a güvenmek hocanın en büyük hatalarıydı. bizim tandeme yazılması gereken ilk oyuncumuz serdar hocam. sonra yanındakine bakılır. ve kesinlikle ndiaye dönene kadar sert bir deplasmanda donk-fernando'yu düşünmesi lazımdı. kısır oluyoruz belki ama zor da gol yiyoruz. o takım bir şekilde bireysel yeteneklerle alabiliyor maçı.

    taraftara gelirsek, alanyaspor'a 6 attık diye ahmet çalık şöyle iyi, maicon böyle iyi, belhanda maestro oldu falan deniyordu. kaldı ki alanya'ya bile ilk zorlama golü atana kadar çok zorlanmıştık, ikinci yarıda açık verince dağıldı adamlar. bence bu sezon hazırlık maçları dahil istediğimiz düzeyde bir tane bile maç oynamadık. o yüzden ben de dahil hiçbir taraftar gereksiz yere takımı şişirmemeli. cl başlayacak ama futbol olarak hala kapasitemizin çok altındayız. maicon'ların ahmet'lerin anadolu takımıyla evinde yaptığın maçtaki performansına bakıp methiyeler düzmeyi bırakmamız lazım.

    bu yenilgi olmasaydı bence cl'de daha kötü sürprizlerle karşılacaktık. o yüzden zamanında gelmesi iyi oldu. milli arada herkes üzerine düşeni yapıp işleri ciddiye almalı. illa ki toparlayacağız, bence yine şampiyon olacağız ama şampiyonlar ligi'nde oynayacak takımın daha kat etmesi gereken çok yolu var.
  • 5625
    alınan onlarca başarının ardından ilk mağlubiyette herkesin çılgınca eleştirdiği, oyuncuların, yöneticilerin vs. yerden yere vurulduğu camia.

    dürüst olmak gerekirse ben bu tutumu beğeniyorum. çünkü başarı galatasaray'ın genlerinde var, en küçük başarısızlıkta ise kimsenin tahammülü yok. bence bu nedenle başarıyı alışkanlık haline getirdik.

    hep daha iyisini yapma isteği ve büyük hayallerimiz * bizi daima diri tutuyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın