resim
Fatih Terim
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:70
Uyruk:Türkiye
  • 14270
    dün evden çıkmadım. oturdum galatasaray'ın 2011-2012 ve 2012-2013 tüm lig ve şampiyonlar ligi maçlarının özetini sırasıyla izledim.

    o süreçleri tekrar baştan bi hatırladım.

    ilk sezonumuza servet'le falan başladığımızı, bi önceki sezon 8. olduğumuzu, şu an küfürler ettiğimiz umut, burak, selçuk gibi adamlardan fatih hoca'nın nasıl birer yıldız yarattığını, en sonlarda da drogba - burak yılmaz, selçuk - sneijder ilişkilerini gördüm.

    semih'in, emre çolak'ın falan yıldızlaştığı maçları gördüm.

    ömürlük olsun hoca, dursun ünal farketmez, sen kal burada. alacağız o kupayı. 8. takımı 2 senenin sonunda çeyrek final gören takım yaptıysan, o hayalde gideceğiz sonuna dek.
  • 14310
    evet, nefret eden arkadaşlar var hala hoca'dan. ne yapalım, değiştiremiyoruz bu arkadaşları. kendilerini onurlu, dik duruşlu falan zannediyorlar, olaylar konusunda hiçbir bilgileri yok, içerde değiller, kim ne konuştu ne söyledi bilmiyorlar ama bilmedikleri olaylar hakkında fikir sahibi oldukları için dik duruyorlar.

    bu pek sevgili arkadaşlar, hata arayacaklar artık. kendilerine biçtikleri görev bu. mesela göztepe'ye yenilsek hemen gelip tudor iç saha maçı kaybetmemişti diyeceklerdi. olmadı.

    hoca dedi ki "galatasaray emek verenlere vefa gösterir, bu da çok güzel bir jestti, böyle olmalıdır. o yüzden, sabri bunu haketmiştir. açıkçası olsam göndermezdim, kötü de olsa, kötü de oynasa burda kalırdı. büyük camialar sembolleriyle ayakta durur."

    buradan vuruyor pek sevgili aysalcı profesyonel paşalar. adam diyor ki "büyük camialar sembolleriyle ayakta kalır" yok ağzımız kokuyormuş da bilmemne.

    sevgili mancini gibi beş para etmez topçulara bülent tulun - ünal aysal işbirliğiyle 20m euro harcamıyor fatih terim. 2m euro sabri'ye veriyor ama sabri'den olabildiğine faydalanıyor, bu faydalanması sayesinde kulübü başarıya götürüyor, bu sayede de o verdiğin 2m euro'yu 45m euro olarak geri alıyorsun şampiyonlar liginden:

    http://gss.gs/1603466

    "sembol" diyor adam. anlatabiliyor muyum bilmiyorum. her futbolcu emek verdi diye 40 yaşına kadar kalacak demiyor. alt yapıdan yetişmiş, fayda sağlanabilen bir isimi "sembol" olarak tutardım diyor. çünkü büyük takımlar için bu önemlidir diyor. takım olmak için önemlidir diyor.

    tabi florya'da yatıp kalktığınız, her şeyi off ne biçim süfer profesyonelliği en iyi siz bildiğiniz için biz anlamıyoruz, fatih terim anlamıyor ama siz anlıyorsunuz.
  • 14332
    az önce yarım saatimi boş yere yemiş adamdır. işim gereği, amerika'dan biriyle her gün 2 saatlik falan bir telefon görüşmesi yapıyorum.

    kadın da yani hiç futbolla falan ilgisi yok ameka.

    işte sonra, biz başladık görüşmeye, hafta sonu ne yaptın dedi kadın. ben dedim ki "do you know galatasaray?", hatun dedi ki "of course". ben dedim ki "do you know fatih terim?" kadın dedi ki "of course". dedim "nerden biliyon la sen", afalladım tabi. ingilizce dedim bunu yanlış anlamayın hemen. kadın dedi ki "he is a legend, of course i know him". kadınla fatih terim'den başladık, en son kadının lisedeki otoriter hocasından çıktık.

    bu da böyle bi anımdır.

    edit: he bu arada, dedim madem bu kadar seviyon, birazdan maç var bırak beni maçı izleyeyim yarın devam ederiz, olur dedi sağolsun. :)
  • 14353
    siyasi anlamda olabilecek en zor dönemlerden birinde hoca olarak görev alıyor.

    evet propagandasına katılmamalıydı, evet. en önce şunu itiraf etmek gerek, evet propagandasına katılmama doğrusunu yaparken bir yandan bu işin yanlışlığı da var, zor durumda bırakılmak noktası var. fakat bu noktaya getiren de kendisi. en baştan siyasi iktidarla içli dışlı olmak demeyelim de, siyasi iktidarın elinde tuttuğu bir kurumla anlaşması yüzünden siyasi iktidar kendisinden bu propagandayı istedi. zaten fatih terim'in bence de kendi kendine itiraf edebileceği en büyük hatası budur.

    çok savunurum kendisini, bu sürecin hazırlayıcısı olarak ünal aysal'ı görürüm ama denize düşüp yılana sarılan da fatih terim, bu hatayı kendisi yaptı. sarıldığı yılan da bi gün geldi dedi ki benim evet propagandama katıl.

    yani günün sonunda, o güne kadar yaptığı yanlışlar, o gün yaptığı doğruyu bir anlamda yanlışlaştırdı.

    şu an, olabildiğince uzak durması gerekiyor imparator'un o yılandan. yalakalık dediğimiz tabiri, saraya çıkmaları falan yapmamalı evet, ama bir yandan zıt da gitmemeli. susmalı, sükunetini korumalı. zaten en çok da bu yüzden normalde olduğundan bi kat daha fazla başarılı olmalı, olduğundan bi kat daha fazla silkelemeli rakiplerini.

    imparator'un karakteri dolayısıyla susabileceğini çok sanmıyorum. zor, biraz da sonuçlara bağlı. başarılı olursak, tartışmasız susturacağı başarıların geldiği noktaya kadar idare edebilirsek sonrasında onlar direnemez zaten. beni en çok umutlandıran bu taraf. çünkü imparator takımları genellikle haksızlığa başarıyla refleks verir. comeback dediğimiz tabiri bolca yaşarız bu takımlarda. işte imparator'un, bu refleksi verirken olabildiğince hırslı, ama reflekse sebep olan haksızlığı konuşurken olabildiğince itidalli olması gerek.

    böyle olursa kimse galatasaray'ı tutamaz, siyasi iktidar dahi.
  • 14355
    şu carrasco konusundaki eleştirileri anlayamadığım hocamız, bilgisizlikten mi ileri geliyor bilmiyorum.

    şimdi sevgili arkadaşlar, yabancı oyuncu yönetmeliğinde şöyle bir şey var;

    -18 kişilik maç kadrosunda birden fazla yabancı kaleci bulunduramazsınız. bulundurursanız, yedek kulübesindeki en az 2 yabancı oyuncuyu yedek kulübesine koyamazsınız.

    bu şu demek, muslera kaledeyken lig maçlarında carrasco'yu yedek kaleci olarak tutamazsın.

    şimdi bana söyle sevgili her şeyin en iyisini bilen arkadaşım;

    oynayacağın 3-4 türkiye kupası maçı için carrasco'yu hazır tutmak, onu görmek mi, yoksa önündeki 17 maçlık maratonda yedek kaleci olarak tutmak zorunda olduğun eray'ı hazır tutup, onu görmek mi?

    edit: bu arada sanırım son yönetmelikte maç kadroları 21'e çıktı, dediğim gibi minimum 1 türk kaleci bulundurma zorunluluğu var. tudor döneminde de dikkat ederseniz tüm lig maçlarında yedek kaleci eray.

    edit2: cevap niteliğinde olsun dye söylemiyorum, fakat kural kalkmadı. şu ifadelerle yer alıyor, ben en başta kuralı yanlış biliyormuşum, yanlış bilgilendirme için özür dileyerekten:

    "müsabaka isim listesinde türkiye a milli futbol takımında oynama uygunluğuna ve
    yukarıdaki 2 nci maddenin b bendindeki şartlara sahip futbolculardan en az birinin
    kaleci olması zorunludur. kulüpler tarafından bu şartlara uygun kalecinin müsabaka
    isim listesine yazılmaması halinde müsabaka isim listesinin 1 futbolcu eksik verilmesi
    zorunludur."

    kaynak da şu şekilde; http://www.tff.org/...uper-Lig-Statusu.pdf

    yani aslında üç kaleci bulunduramazsın demiyor, en az birisi türk olacak diyor. bu da şu demek, eray'ı o kulübede her türlü tutacaksın, ister carrasco'yu koy, ister koyma. muhtemelen fatih terim'in bakış açısı da, madem eray her durumda kulübede olacak, 35 yaşındaki yabancı kaleciyi takımda tutmakta bir amaç görmüyorum, zaten maksimum 1-2 maçta ihtiyaç duyarım. eray'ı hazır tutarım, olmadı alt yapıdan bi kaleci çıkarırım demek daha mantıklı.
  • 14434
    içim rahat hocam.

    şu başlık altında yazanlar sen üçüncü kez gelmeden önce galatasaray taraftarının ne düşündüğünü anlatır nitelikte:

    (bkz: üçüncü fatih terim dönemi)

    sonrasında neler olduğunu ikimiz de biliyoruz.

    ikinci yarı olsun, sen gerçek galatasaray'ı göster, dün arkandan iş çevirip, sana mobbing uygulayıp, bugün davalı olduğun hükümetin televizyon kanalında arkandan sallayanların ağızlarına ağızlarına vur; o zaman bugün yine sana sallayan tiplerin esamesi okunmayacaktır.

    çünkü herkes bilecek bunu ve üstüne laf edemeyecek yine o gün senin galatasaraylılığının.
  • 16537
    takımı oturtmaya çalışıyor. kötü futbol diyenler açsınlar 2011-2012 galatasaray'ının ilk maçlarını izlesinler. ilk maçta ibb'ye 2-0 yenilmiştik, sonrasında da kötü futbola rağmen galibiyetler gelmişti. takımın oturması 5., 6. maçına falan rastlar.

    geçen sene elinde resmen hiç olan rotasyondan tecrübesiyle şampiyon yarattı. bu sene istekleri var, tabii mali durumu da düşünerek isteklerini olabildiğince karşılamak gerek. bunlar olduktan sonra, 3-4 maç sonra takım oturacaktır ve herkes tekrar fatih terim'in kim olduğunu hatırlayacaktır. müsterih olun.

    edit: 3-1 değil 2-0
  • 19780
    (bkz: 15 mayıs 2019 galatasaray akhisarspor maçı) sonrası, cumhuriyetin en önemli şehirlerinden sivas'ta bu kupayı kazanmak çok önemliydi diyerek kime karşı savaştığını net şekilde ortaya koymuştur. (bkz: 19 mayıs 2019 galatasaray istanbul başakşehir maçı)'nda da cumhuriyet yürüyüşünün başladığı tarihte aldığı kupayla cumhuriyet düşmanlarını bir kere daha yenecektir.
  • 20294
    hocayı eleştirince düşman olunmaz tabii, eleştirmek herkesin en tabii hakkı.

    fakat, hakkınızı kullanmak ile haksızlık yapmak arasında çok ince bir çizgi var.

    aynı şeyleri tekrar tekrar söylemenin bir anlamı olmamakla beraber, o 20 aylık süreçte neler oldu bir bakalım:

    -bu takıma geldiğinde bu takımın donk diye bir oyuncusu yoktu. kendisi oradan yeterli bir rotasyon oyuncusu yarattı. bunun başka bir anlamı da şu aslında, bu adam bu takıma geldiğinde elinde pahalı fakat hareket kabiliyeti dar bir kadro vardı. yedekleri yetersizden öteydi, latovlevici falan vardı elinde sol bek olarak. rotasyonda kullanabileceği oyuncu sayısı çok sınırlıydı. bunun üstüne bir de sattığın kadar al diye bir cezayla karşılaştı. bugün elinde mariano, donk gibi en dinamik olması gereken bölgelerde kullanılacak yaşlı oyuncular var, ve yerini dolduramayacağı için devam etmek zorunda.

    yani, neredeyse 15 16 oyuncuyla oynuyor 2 senedir. siz selçuk inan'ı sildiniz belki ama hocanın hala arada bir forma vermesi bu yüzden, alternatifi yok ve alacak gücünüz de yok.

    -geçen yıl üstüne oynanan oyunlar, kaç maça takımının başında çıkmadı bu adam? sayabildiniz mi? şu an yine cezalı sanırım di mi? hak etti mi o cezaları? mesela kendisini gerenler, üstüne yürüyenler, daha ağır küfürler edenlerden ceza alan oldu mu? rakip takımın başkanı dahi her basın toplantısında üstüne geliyor.

    şimdi geldik, taktik oturtamadı meselesine. hazırlık maçı oynuyoruz yahu. ilk yarı forvette denediği adam 3 gün önce kampa katılan diagne. son hazırlık maçı falan da, napsın adam, afrika kupasından sonra bi de tatil yapan bi forvet var elinde. daha takımın as forveti gelmemiş. haftaya gelse dahi hazır olmayacak. diagne'nin durumunu görmek istemiş adam, gelecek hafta ilk 11'e koyacağı adamı hazırlamış biraz belki.

    6 numarası yok, donk seri oynatıyor. dün 10 ağustos 2019 sivasspor fenerbahçe maçında fenerbahçe'nin rezil oyunundan sonra herkes çıkıp daha bu takımın stoperleri bekleri gelecek falan diyor. galatasaray'ın iki kritik bölgede eksiği var şu an, bir hazırlık maçında kötü oynamış takım, yok rasim kara yok bilmemne.

    haklı mısın? bence değilsin, zira adamdan mucizenin de üstünü bekliyorsun. öyle sabredelim genç oyuncu yetiştirelim ayaklarına girmeyi bilirsin de, mesela bu takımın iki stoperi 6 aydır beraber oynuyor, yaşları da o bölge için genç. hani sabredecektin?

    adam zaten son iki sene elindeki imkanlarla mucize yarattı, 4 kupa aldı. biliyorum, 2011-2012 model galatasaray bekliyorsun da, o iş öyle kolay değil. muslera'yı 7.5 verip çat diye alıyordun o zaman, elinde baros varken gidip elmander alıyordun, yetmiyordu burak alıyordun, yetmiyordu umut bulut alıyordun, o da yetmedi drogba alıyordun. bugün elindeki imkan bu birader.

    selçuk inan'ı alıyordun, bugün gidip yusuf yazıcı'yı, abdülkadir ömür'ü alabiliyor musun?

    biraz mantıklı olun. 20 ay önce fatih terim yerine başka herhangi bir teknik adamı takımın başına koysak, şu ana kadar 4 teknik adam falan değiştirmiştik.

    eleştirin, eyvallah. ama yaşanan her şeyi unutup eleştiriyorsan, gözün kapalı eleştiriyorsun demek. gözün kapalı eleştirmek, ön yargıdır. ön yargı düşmanlıktır.

    (bkz: 11 ağustos 2019 fiorentina galatasaray maçı)
  • 20444
    neden donk'u kullanmıyor sorusunun cevabını tahminen vermeye çalışacağım.

    muhtemelen, 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçı'ndan önce hocanın aklında şunlar vardı;

    -donk fiorentina maçı'nda çok çok kötüydü.
    -denizlispor'un hücum oyuncularının hepsi hızlı oyuncular, muhtemelen kontra üzerinden çalışacaklar.
    -bu da muhtemelen oyunu kendi alanlarında oynamalarına izin verecekleri anlamına geliyor, ön alan baskısına giremeyecekler.
    -böylece biz topu denizlispor sahasında tutacağız.
    -bu yüzden de, yavaş ve formu çok kötü olan donk'u değil, biz ön alanda oynarken daha kilit paslar verip maçı daha erken koparabilecek olan selçuk'u tercih edersem daha iyi. (burada hocanın bir selçuk nefreti olmadığını kabullenmeniz gerek)

    muhtemelen, bakın muhtemelen diyorum hoca nispeten kolay bir maç bekledi. kimse bahsetmiyor da, belhanda'nın rezil performansı kırmızı karta sebep oldu, o kırmızı olmasaydı pozisyon bulan taraf bizdik, muhtemelen de yakın zamanda golü bulacaktık.

    işler hocanın istediği gibi gitmedi. burada evladını koruyor diye art niyetli bakmaktansa, hocanın bu maç için öngördüğü taktiksel duruma selçuk'un daha elverişli olduğunu düşünmek içinizi rahatlatabilir.

    işler her zaman istediğiniz gibi gitmeyebiliyor futbolda, canı sağolsun. ama burada, sezonun ilk maçı üzerinden canı sağolsun diyemeyip, kendisine sallayanlar, kusura bakmasınlar da fatih terim'in parmağı olan hiçbir başarıda gram sevinmeyi haketmiyorlar.

    "eleştirmeyelim mi canım?" da dünyanın en saçma argümanı. eleştir arkadaşım, eleştir de, sen baskı oluşturmaya çalışıyorsun, olumsuz hava yaratmaya çalışıyorsun. sosyal medya bu yüzden kötü işte. sen spor yazarı değilsin kardeşim. bak, bulunduğun konuma verilen ismin anlamını bi düşün önce: "taraftar".

    sen taraftarsın, yani tarafsın. eleştirinin içerdiği kelimeler, zamanlaması önemli o yüzden. ben erman toroğlu falan eleştirince onun eleştiri zamanlamasını umursamam, ama sen destek olman gereken zamanda, rüzgar yaratılmasına katkı vermen gereken zamanda eleştirmeyi tercih ediyorsan, taraftarım deme kendine. git spor gazetelerine falan başvur spor yazarı olarak.

    şimdi zamanı da siz belirleyin falan diyenler olacak. bugün de eleştirirsin, ama yapıcı eleştirirsin. mesela dersin ki, "yahu hocam neden selçuk oynuyor" dersin, desteklediğini anlarız. ama sen "fatih terim yine evladını kolluyor" şeklinde eleştirince, işte bu negativite oluyor.

    eyvallah.

    edit: hemen iki alttaki şu entry mesela: http://gss.gs/2736258

    bu entry'yi eleştiri olarak mı görelim şimdi? selçuk başrolde falan diyor adam. bu entry benim gözümde bir taraftarın yazmaması gereken bir entry. fatih terim'den bağımsız burası, teknik adamın daum olsa, selçuk bu takımın 11 oyuncusu dahi olmayacak bunu bile bile, selçuk başrolde diye eleştiri mi yapılır? bu dümdüz, bildiğin art niyet mesela. bunu başka bi teknik adama yazmak art niyet, fatih terim'e yazmak ayıptır.

    edit 2: adam pilot olmuş, entry şu idi : https://gss.gs/Lll.png
  • 20539
    yine seri entry giren değer bilmez yazarlarca yaptıklarının ayıbın da ötesinde olduğu farkedilmeden istifası istenen canımız ciğerimiz.

    emre mor'u neden çıkardı? neden çıkardı, çünkü 4-4-2'ye döndü anlatabiliyor muyum sevgili dünyanın en futboldan anlayan adamı? emre mor varken 75 - 25 gibi bir ortalamayla pozisyon bulamıyorduk çünkü, emre mor pas oyununa henüz hazır olmadığı için. nitekim 2. yarı başında çat çat pozisyon bulmaya başladık, 15. dakikada da golü attık. oldu mu sayın bilirkişi?

    takım golden sonra neden geriye yaslandı? çünkü daha sezon başındaki maçta 60 dakika hayvan gibi kapanan rakibe karşı gol bulmak amacıyla uğraştıklarından olabilir mi zeka küpü? sezonun başındasın, ağustos ayındasın, karşında 11 kişi savunma yapan bi takım var, gol bulmak için 60 dakikadır çabalıyorsun, kendi evindesin. golü bulduktan sonra maçı rölanti moduna almak daha mantıklı olduğu için olabilir mi mesela?

    selçuk neden girdi? çünkü seri kırmızı yeyince nzonzi orta sahada tek kaldığı için olabilir mi mesela sayın yüksek şahsiyet? peki selçuk mu yedirdi golü, selçuk girince mi kapandı takım? jimmy olsaydı farklı mı olacaktı her şey? adamlar 90+6'da bi şans golü buldular ve berabere bitti maç, bu mu istifa sebebi?

    ulan, takım baya baya top oynadı, atın şu kötü niyetinizi artık. daha birbirini tanımayan bi takım var sahada farkında mısınız? orta sahada oynayan nzonzi'nin ilk maçı, seri'nin ikinci. adam takımın omurgasını kökünden değiştirmiş, fernando, ndiaye, onyekuru gitmiş ve yerlerine gelen oyuncular aynı karakterde değil. fernando ve onyekuru elindeyken uzun pas kontratak oynayabilirsin, adam gidip pas oyununa daha müsait olan iki tane orta saha almış.

    neden şimdi yapmış bunu? mesela ffp olduğu için olabilir mi? bak adam maçtan sonra orta sahaya ihtiyaç var dedi. mesela selçuk konusunda onun da eli kolu bağlanmış olabilir mi? senin için çok kolay atalay'ı mustafa kapı'yı yazmak da, her gün antrenmanda birlikte olduğu bu oyuncular henüz bu seviye için hazır olmayabilir mi mesela? ozan kabak'ı, semih kaya'yı, emre çolak'ı 11'e yazabilen bu adamın buna cesaret edemeyeceğini mi sanıyorsunuz? geçen sene de yunus akgün'e dileniyordunuz, yok bu harika çocuk, yok çok iyi olacak, gidin bakın bakayım başlığına neler yazıyorsunuz bu günlerde.

    kolay olmayacak güzel kardeşim. adamın elinde hayvan gibi pahalı bir kadro vardı geldiğinde, ve bu kadro 15 kişilik bi kadroydu. şu ana dek bi yandan günlük ihtiyacını karşılayacak, bi yandan geleceğe yatırım yapmaya çalışarak getirdi takımı. yeri geldi donk'u baştan yarattı, o gün gamsız dediğinize bugün terminator diyorsunuz. yeri geldi hiç istemeden ozan'ın satılmasına ses etmedi. yavaş yavaş ilerlemek zorundaydı. öyle mancini gibi bir devre arasında 19 milyon euro'luk oyuncu grubu satın alamazdı.

    önce stoperleri yeniledi, istediği gibi iki stoper koydu. orta sahayı kurmakla meşgul şu an. kiralık falan ama istediği tarzda orta saha da oluştu, sadece biraz zamana ihtiyaçları var. elde edemediği tek şey forvet. bir devreyi forvetsiz kapattı, alan'ı istedi, modeste'yi istedi, yönetim gitti transferin son günü diagne'yi aldı. ne yapsaydı? alma mı deseydi? almasa şu an o parayı kullanamıyorduk bir de, farkında mısınız? sıfırlıyor ya hani ffp her haziran'da cezayı.

    biraz sabredin. kolay olmayacak. takım yavaş yavaş alışıyor, şanssız iki kırmızı kart yedi son iki maçta, haliyle yeni birbirine alışan bir takım için maçları 10 kişi tamamlamak zor.

    biraz galatasaray taraftarı olun. destek olun, farkındasınız olanların, 3 maç sonra bu yazdıklarınızı size yutturacak adamın imparator olduğunun farkındasınız. biraz sarı kırmızı düşünün, bu takımı forvetsiz geçen bir devrenin ardından 11 puan fark geriden gelip şampiyon yaptı bu adam. iki maçta asılacak adam değil, takımın taktiği de, oyunu da, tekniği de oturacak birkaç maç sonra. o zaman sevinmek hakkınız olsun istiyorsanız, şimdi destek olun biraz.

    (bkz: 25 ağustos 2019 galatasaray konyaspor maçı)
  • 21001
    gayet akıllıca bir taktikle oynatmıştır takımını, en kötü senaryoda olması gereken 1 puanı da alıp gelmiştir. club brugge deyince küçümsemek herkes için çok kolay olabilir de, şampiyonlar ligi’nde oynarken bizim gibi takımlar için deplasmandan alınan puan gayet de yeterlidir.

    bu akşam genç, dinamik ve önde basan rakibi pas oyunuyla yordu ve hücumda etkisizleştirdi. maçın sonuna dek izleyen insanlar maç sonunda brugge’ün etkisiz hücumlarını hatırladıkları için “biz bu takıma 3 atardık” gibi bir psikolojiyle yazıyorlar fakat maç başında daha etkili gelen bir brugge vardı, eğer bu etkiye biz de tempo yaparak karşılık verseydik brugge karşısında hiç şansımız olmazdı.

    brugge’ün gardını düşürmeye başladıktan sonra çok akıllıca bir hamleyle emre’yi aldı, soso’yu ortaya çekti. bu maçı kazanma hamlesiydi. hücumda hareketlenip brugge’ü uzun topa zorlayacaktık, brugge’ün hücumcuları yorulduğu için dönen topları alıp baskıyı kuracaktık. bir süre bu da işe yaradı ama birincisi bizim oyuncularımızın da çok yorulması, ikincisi değişikliklerde geç kalınması işi biraz bozdu. hoca orada bana göre bir tercih yaptı, iyi pasör olan seriyi, kesici olan nzonziyi ya da takımın en teknik gol silahlarından biri olan feghouliyi tam baskı yaparken çıkarmak yerine, şansını denedi. çıkarıp ömer bayramı alsa farklı olabilirdi, ama olmama ihtimali daha yüksekti.

    sonuç olarak şampiyonlar ligindeki hedef maçlarımızından deplasmanda olanında puan çıkardı, şu sonuç avrupa ligi kapısını açar en azından. şanslı olsaydık gol de atabilirdik ama burada başka türlü her oyunda kaybeden tarafta olurduk.

    (bkz: 18 eylül 2019 club brugge galatasaray maçı)
  • 21189
    hocam hep savundum, hala da savunurum. ama belhanda ortada oynarken ve kanatların bu kadar yorgunken bu oyunu oynatamazsın. lütfen. çek belhanda'yı sola illa ki oynatıcam diyosan, babel'i de hamle oyuncusu kullan. ama hem pas oyunu oynayacağım deyip, hem seri'yi kenarda oturtamazsın.

    ayrıca, eskiden müfit erkasap falan vardı, yani aslında yardımcılar çok önemli değil sana göre biliyoruz. ama bu topyekün savaşta belli ki seni sürekli tribüne gönderecekler. bu yüzden artık bir miktar karizma içeren, takımı yönlendirebilecek bir yardımcı seçmelisin. lütfen bunların farkına var artık.

    istifa isteyenleri falan biz iplemiyoruz zaten, senciyiz, allah kerim fatih terimciyiz, bir derbide silmeyiz. ama bunu haketmiyoruz. biz iyi tarafız, bize bunu veremezsin. seni sevenleri üzüyorsun.
  • 21358
    ligdeki futbol için yapılan eleştirilere ve istifa seslerine bi tarafıyla güldüğüne o kadar eminim ki.

    arkadaşlar, emin olun biz şu an elimizdekinin farkında değiliz. fatih terim elite teknik adamlar arasında derken bu şaka değil, gerçekten öyle.

    şu an ligi pek sallamıyor, çok eminim. daha ne sular akar o köprünün altından. şu an şampiyonlar ligi'nde bir şekilde gruptan çıkmaya odaklı çalıştığını adım gibi biliyorum.

    türkiye ligi ciddi anlamda bu adamın elinin kiri. takım top oynamıyor vesaire de, eminim ligdeki takımları, fenerbahçe de dahil buna, rakibi olarak görmediği için önemsemiyor. çünkü eminim şu 6 maçlık periyotta biraz geride kalsak dahi bu kadro kalitesi ve kendisinin taktik dehasıyla azıcık zorlayıp ligi alır zaten.

    ersun'un takımlarının sonradan düştüğünü falan senden benden iyi biliyor adam. bi de yani 39'luk emre'nin üstüne takım kurmuş bir fenerbahçe şu an ligde şampiyonluktaki en büyük rakibimiz. o emre fenerbahçe'yi minimum 10 maç yalnız bırakacak.

    neyse, teknik, taktik falan biz eleştirmeye devam edelim. onlar da havaya girsin.

    ne de olsa kendisinin sebep olduğu bir güzel veciz söz mevcut...

    havaya girdin mi galatasaray çakar sana
  • 22317
    sonra algı yapan kendisini destekleyenler oluyor.

    bir kısım hocanın artık eskisi gibi olamayacağını düşünüp yenilik istiyor, çünkü galatasaray'ı düşünüyor.

    öteki kısım fatih terim'i neredeyse galatasaray'dan çok seviyor, galatasaray'ı değil fatih terim'i düşünüyor.

    he canım he.

    şu inadınızdan bi vazgeçin. bu ülkede akp iktidarken, federasyonda aziz yıldırım ve yıldırım demirören'in kurduğu, fikret orman ve ali koç'un desteklediği kadrolar varken, ali palabıyık, mete kalkavan gibi hakemler hala pişkin pişkin maç yönetirken fatih terim dışında bir teknik direktör, mustafa cengiz dışında bir başkan, abdürrahim albayrak dışında bir yönetici ile mücadele etme şansınız yok arkadaşım. anlatabiliyor muyum? yok.

    geçen yıl allah'tan seçim vardı da başakşehir'e desteklerini çekmek zorunda kaldılar. yoksa rüyamızda görürdük o şampiyonluğu.

    emin olun, futbol tertemiz olsaydı, gönderelim derdim fatih terim'i şu futbolla. ama akp, federasyon, mhk ve liseliler orada durduğu, galatasaray lisesi mezunu koca koca adamların dahi galatasaray'ı mı yoksa kendi menfaatlerini mi düşündüğünü bilemediğimiz, kime güveneceğimizi şaşırdığımız şu ortamda, kendisinden başka tutunacak dal yok! yok abi anla bunu artık, gelecek teknik adam ilk olarak bu takım çok yaşlı diyecek oyuncu isteyecek. alabilecek misin? hayır. alamayınca taraftar kime tepki gösterecek? önce teknik adama, sonra yönetime. yönetim taraftar desteğini kaybederse nolur? liseliler üstüne çullanır. liseliler üstüne çullanırsa nolur? akp'nin ve ali koç lobisinin istediği, dursun özbek veya muadili bir başkanı kulübün başında görürüz. sonra? sonra eldeki gayrimenkullar falan.

    distopya romanı yazmıyorum arkadaşım. olan şeyler bunlar. koy mustafa cengiz'in yerine ünal aysal'ı. gitti fatih terim. o andan itibaren gözünün önüne getir yukarıda yazdıklarımı. olmadı mı? oldu.

    galatasaray top oynar. hoca toplar. sabırlı olun. bu kadar mutluluk yaşatan adama bi kez olsun zor döneminde destek olun. bi kez olsun lan, taraftar olun amk. taraf olun, en azından galatasaraylı olduğunu bildiğimiz, güvendiğimiz adama destek olun. taraftar destek olsun, bakın görün nasıl düzelecek her şey.
  • 22863
    öncelikle sert bir entry olacağını belirteyim, zira dün fatih terim'i destekleyenlere "hain", "paralı asker" diyen akıldan izandan yoksun tiplerin derdine ancak böyle derman olabiliyorsunuz.

    ben fatih terim'in bu takımın başında kalması gerektiğini savunuyorum, ve fatih terim'i galatasaray'dan daha çok sevmek gibi bir durum içerisinde değilim. çünkü ben vizyonsuz değilim. geçmişten ders alabiliyorum. nankör değilim falan demeyeceğim, romantik falan bakmıyorum. böyle bir savla gelmiyorum yani.

    vizyonsuz değilim, çünkü mustafa cengiz yönetiminin galatasaray'ın mali durumu için bir şans olduğunun farkındayım. çok ciddi hatalar yaptılar, yapıyorlar ve fatih terim'i ciddi zor durumda bırakıyorlar bu hataları ile, ama yine de mali olarak şu an daha iyisi yok, desteklemek zorundayız. çünkü onlar giderse kulübün başına dursun özbek veya muadili bir başkan gelecek. ve şunu görebiliyorum, mustafa cengiz yönetiminin liselilere karşı en büyük dayanağı fatih terim. neden? çünkü fatih terim gemisini terketmiyor.

    şöyle açıklayayım, bu mali açmazda gelecek olan teknik adam transfer isteyecek ama mustafa cengiz o transferi yapamayacak. fatih terim'e transfer yapmasan da kalacak hoca. forvetsiz sezona başla diyorsun kalıyor, kendi çıkardığı 18 yaşındaki taş gibi stoperi satıyorsun kalıyor. başkası ilk başarısızlıkta yönetimi suçlayacak. hoca suçlamıyor. yönetimi suçlasa şu ana kadar 50 kere gitmişti o yönetim.

    benim derdim şu dönemi olabildiğince az hasarla, ve mali olarak güçlenerek atlatmak. senin gibi günlük başarılara sevinmek değil yani. benim derdim rakip diye gördüğün club brugge'ün, dinamo bükreş'in 6 farklı forvet oyuncusu varken, elindeki biri 33 yaşında diğeri kiralık 2 forvet oyuncusuyla sezona giren adamın şampiyonlar ligi'nde getireceği zafer değil, benim şu anki derdim açık söylüyorum o şampiyonlar ligi gelirini almak. çünkü ben galatasaray'ın sadece bugün oynadığı topu düşünüp, off arkadaşlarım benimle yarın taşak geçecek deyip fatih hoca'ya saydıran bir ergen değilim. ben geçmişte rijkaard'ın, mancini'nin başarısız olduğu ortamdan ders alan, dursun özbek, duygun yarsuvat gibi başkanların kulübü nasıl söğüşlediğini gören bi taraftarım.

    bi de 3 senedir top oynamıyormuş takım. insaf! insaf lan insaf! adam bu takıma geldiğinde 12 kişilik kadro vardı elinde. donk diye bi oyuncun yoktu senin anlatabiliyo muyum? lato'yu ıslıklamaktı en büyük başarımız taraftar olarak. geldi, ne oldu? sadece nagatomo transferi yaptı, takımı şampiyon yaptı.

    ve bu adam 3 yıldır mecburiyetten omurga değiştiriyor takımda. gidin bakın bakayım o çok beğendiğiniz takımlara, kaç senedir aynı futbolcularla oynuyorlar. geçen sene fernando - onyekuru ile oynarken bu sene tamamen farklı nzonzi - babel ikilisiyle başlıyor.

    2 senedir yaptıklarını, yapılanları görmezden gelmeniz tamam da, seneye transferin son günü gelen adamlarla falan başladı bu insan ve bunu yaparken oyun kurmak zorundaydı. bana göre yaptığı tek bir fahiş hata var; linnes mevzusu. onda da mariano'ya güvendi ki getirdiğiniz her teknik adam bunu yapardı emin olun.

    eğer bütün bunların farkında olup, hatta aşağıdaki entry'de yazdıklarımın da farkında olup hala fatih terim istifa diyorsanız, kusura bakmayın ya koç troll'sünüz, ya da vizyonsuz.

    http://gss.gs/2801707

    şu an takımın bu durumda olmasının tek sebebi fatih terim değil, tek sebebi oyuncular değil, tek sebebi yönetim değil. kendi hatalarınızı da düşünün biraz. şu an özgüveni yerlerde bu takımın. gelen oyunculara öyle bir misyon yüklüyorsunuz, istediğiniz olmayınca o kadar kısa sürede o kadar hunharca eleştiriyorsunuz ki futbolcular ayağına top istemeye korkuyor. bu takımda nzonzi, seri, babel gibi süperstar adamlar var, ama takımın yıldızı ömer bayram. neden? kaybedecek bi şeyi yok.

    galatasaray taraftarı olun ulan biraz. ayıp! gelip şu sözlüğe kin kusmaktan, insanları germekten başka bir şey yapın. zor döneminde destekleyin hocanızı, takımınızı. müşteri gibi davranmayın amk, para veriyorum karşılığını istiyorum diyorsanız gidin başakşehir'i destekleyin. bu takımı değil.
  • 23030
    bu sezon ciddi sorunlar yaşayan canım hocam.

    beni bilenleriniz bilir, bilmeyenler profilimi inceleyebilir. fatih hoca'nın buradaki en azılı savunucularından olduğumu düşünebilirsiniz, ki savunurum, evet. alınan sonuçlarla, daha önemlisi oynanan kötü futbolla düşüncem değişmedi. zira duruma daha yukarıdan bakmaya çalışıyorum, geçmişte yapılan hataların sonucunda galatasaray'ın nasıl faturalar ödediğini, elindeki en büyük değer olan riva'nın, florya arazisinin peşkeş çekilmesinin fatih hoca gönderildikten sonra gerçekleştiğini ve fatih terim'in gidişinin bu faturalarla ciddi ilgisinin olduğunu görebiliyorum. katılırsınız, katılmazsınız bilemem ama, 8. sırada bitirilen travma sezonundan sonra gelip iki yılda şampiyonlar çeyrek finalinde oynayan ve o çeyrek finalde 45 dakikada real madrid'e 5 gol atabileceğine inanan bir takım oluşturmuştu fatih terim. böyle bir adam gittikten sonra ise bu başarıya açlık bize 19 milyon euro'luk devre arası transferleri, başarısız sonuçlar ve sonunda dursun özbek olarak döndü. bu yüzden, onun gönderilişiyle ilgisi var bence florya'nın, riva'nın kaybının.

    işte tam da bu sebeplerle hocanın kalması gerektiği tezini savunuyorum uzun zamandır. bunu yaparken bir fanboy, bir terimci olarak yapmıyorum, bunu belirteyim. yine inanırsınız, inanmazsınız size kalmış, ama ben de siz eleştirenler gibi, keşke sistem kurulsa, keşke alt yapılara yatırım yapılsa diyenlerdenim. hatta şöyle hayallerim mevcut:

    (bkz: #2780808)

    fakat bildiğim bir diğer şey, bu ülkenin o sisteme henüz hazır olmadığı. her işte olduğu gibi bu işe de ortasından girersek bir sonuç alamayacağımız o kadar net ki. örnek verdiğiniz kulüplerin bulunduğu ülkeler hollanda, italya falan. mesela juventus'u çat diye küme düşürebilen italya. biz ne durumdayız buna karşın? şike yapan kulübün şike yaptığı dönemde yönetimde olan yöneticisi şu an türkiye futbol federasyonu başkanı.

    türk futbolunda sistem kuracaksanız, önce taraftardan, yöneticilerden, tff'den, mhk'dan bahsetmeniz gerekir. inanın galatasaray teknik direktörü o zincirin son halkalarından.

    işte ben bunu gördüğüm için, bu kaos ortamını en iyi yönetecek adamın fatih terim olduğuna inandığım için kalmalı diyorum.

    evet, kötü oynuyoruz. birazdan bundan da bahsedeceğim ama evet, fatih terim bu sezon inanılmaz hatalar yapıyor. fakat mali bir gücümüz yok, satıp para kazanabileceğimiz futbolcularımız yok, tl karşılığı sattığımız bilet gelirlerinden başka gelirimiz yok ve iyi bir takımımız yok. gerçekten, üstelik galatasaraylı olmayan hatta türk olmayan ve türk futbol ortamının pisliğini bilmeyen bir teknik adamın gelip sistem yaratabileceğine inanıyor musunuz bu ortamda?

    medyanın nasıl üstüne gideceğinin, taraftarın ilk başarısızlıkta üstüne çullanacağının örneklerini defaatle yaşamadık mı?

    gelelim bu yılki oyuna.

    ciddi bir sorun var. fatih hoca'nın yaş faktörünü ciddi şekilde göz ardı etmesi en büyük sorun. linnes'le başladı bu hatalar zinciri. onyekuru yerine babel'in yerleştirilmesi büyük hata. geçen yıl alarm vermeye başlayan beklerin değiştirilmemesi büyük hata. en iyi oynadığı dönemde dahi taraftarla yıldızı barışmayan belhanda'nın bir şekilde satılmamış olması büyük hata.

    yaz transfer dönemi konusunda düşündüklerimi daha önce şöyle yazmıştım:

    (bkz: #2770810)

    fakat transferlerden, taktikten falan daha büyük bir sorun var. özgüven eksikliği yahut sabotaj, ikisinden biri bu sorun. zira kimse bana 14 aralık 2019 galatasaray ankaragücü maçında, taktiğe tekniğe bağlı bir beraberlik aldığımızı anlatamaz. o kalibredeki oyuncular bir şekilde 2 dakikada iki gol yiyorlar, bu ya sabotajdır, ya özgüven eksikliğidir. özgüven eksikliği daha baskın benim düşünceme göre.

    bunu fatih terim'i koruma amaçlı yazmıyorum yanlış anlaşılmasın. zira ben hocanın elindeki bir oyuncu grubunun bu kadar özgüvensiz olduğunu hiç görmedim ve bu hocaya yazar.

    umarım bir an önce her şey düzelir, kapanmayacak bir fark yok. fakat en başta söyleyeceğimi en sonda söyleyeyim, gözümde en büyük suçlu taraftardır. zira bir kesim falcao transferi gündeme geldiğinden beri takıma öyle bir misyon yüklemeye başladı ve kötü sonuçlara öyle tahammülsüz tepkiler gösterildi ki, futbolcular sahaya çıkmaya korkar hale geldiler. bakın eski entry'lere, daha hazırlık maçlarında, fiorentina maçı'nda falan başladı fatih terim istifa sesleri. takıma 30 ağustos'ta katılan insanların o an takımı şaha kaldırılması beklendi falan. bu süreci en kötü yöneten taraftar oldu yani bana göre.

    edit: gbkz hatası.
  • 23407
    öncelikle kendisinin ihanet ettiğini iddaa eden, antrenör falan diyerek kendisini küçültmeye çalışan aysalcı mı fenerbahçeli mi koç troll mü olduğunu anlayamadığımız, galatasaraylıysa da sanıyorum 20 senedir neredeyse hiçbir başarıya sevinmeye hakkı olmadığı halde sevinen tipleri bir kenara ayıralım.

    hocam, bugüne dek hep savundum, ama gözlerim de kör değil. savunurken dedim ki, seni çok seviyorum o ayrı ama sevdiğim için değil, galatasaray için en iyisinin sen olduğunu bildiğimden savunuyorum.

    bugün gider arda'yı getirirsen, kendisini sevenleri defaatle üzmüş bir galatasaraylıyı bizimle bir araya getireceksin. böyle bir şey yaparsan üzersin insanları. haberin olsun
  • 23547
    şu alt yapıyla ilgilenmiyor diyen arkadaşlar var ya, heh onların biraz galatasaray'ın resmi youtube kanalıyla haşır neşir olmaları gerek.

    hani sen sıkılıp da evinde kahven/biran elinde sıcak odanda oturup akademi maçlarını izlemiyorsun ya, izlemek gibi bi sorumluluğun da yok yanlış anlaşılmasın, bi açıp bakarsan hocanın istanbul'daki neredeyse tüm galatasaray akademi maçlarını, u14 de dahil olmak üzere, yerinden takip ettiğini görürsün güzel kardeşim.

    buradan "yeaaa ama atalay çok iyi, süleyman luş harika sol bek" diye atıp tutmak kolay. biraz oturup izlersen anlarsın kim ilgileniyor, kim ilgilenmiyor.
  • 23548
    arda konusunda farklı düşündüğünü umuyor, tahmin ediyorum. fakat hocam gerek yok, lütfen.

    muhtemelen şu an arda'nın camiasız kalmış olmasına sebep olan adam olmak istemiyor. arda futbolu bırakacak yakın zamanda, ve futbolla ilgili bi iş yapması mümkün olmayan bir şekilde bırakacak. hani anadolu takımlarında falan çalışabilir de, baya baya ne galatasaray'ın, ne de diğer büyüklerin kapısından girebilecek bu şekilde futbolu bırakırsa. tahmin ediyorum, arda'nın hayatının mahvolmasını istemediği için, nasıl olur bilmem ama galatasaray'da bıraksa iyi olur diye düşünüyor hoca.

    zira hoca'nın da, emre b.'nin de hataları çoktur. ama bu tatta sansasyonel isimler ancak camiası olursa piyasada var olabilir.

    örneğin tanju çolak, silinip gitmiştir.

    ama hocam, şunu söylemek istiyorum. anlıyorum seni ve gerçekten çok seviyorum, fakat arda camiasız olmayı sonuna dek haketti. onu sevenleri o kadar üzdü ki, emin ol geri dönüşü yok. sen söz verdin, içerden dışardan kim gelirse gelsin 5 yıl bir yere gitmiyorum diye. arda'yı biz sildik, galatasaray sildi, rica ediyorum silmiyorsan da sessiz kal.
  • 23581
    söylemedi demeyin de, gittiğinde yine bir enkaz bırakacaktır. zira gelir gelmez milyon euro'lar alan adamları çat diye ıskartaya çıkarmak yerine, eboue, donk gibi hayvan gibi paralar ödediğimiz adamları a2'ye göndermek yerine, önce bi denemekte, sonra olmuyorsa de jong gibi saygı çerçevesinde göndermektedir.

    elinde ne malzeme varsa faydalanmaya çalışmakta yani kendisi.

    e tabi bu durumda, gittiğinde diğer teknik adamlar için bıraktığı şey bir enkaz olacaktır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın