30
(bkz: hasan şaş) başlığında ki yazışmalar üzerine hortlamış konu.
milliyetçi bir kişi olarak, futbolun içinde en nefret ettiğim durumdur. sadece futbolda değil, her sektörde nefret edilesidir. ne iş yaparsak yapalım başarı, evresel başarı çıtasına göre değerlendirilmelidir. x milletin vatandaşı bir işi senden iyi yapıyorsa saygı duy, bırak çıta oraya çıksın ki senin vatandaşın da o başarıya ulaşmak için kendini geliştirsin. bir futbol takımı, bir şirket bir ülke bu şekilde gelişir güzelleşir.
bizim ülkemizde durum tam tersidir, yerli sevicilik = evlatçılık, devrecilik, hedehödöcülük diye gider durum. sırf alınırken seni adam yerine koymayıp fikrini sormadan alındığı için, senin uzaktan baktığın onlarca kupa ve başarıyı yaşamış bir futbolcuyu aşağılama hakkın vardır ama yıllardır kangren olmuş, gelişimi yaklaşık 10 yıl önce duran ve ters yönde ilerleyen yerli bir sağ beki, yada takım kaptanı bir orta sahayı, bir stoperi eleştirmezler mesela, yerlidir çünkü bizdendir.
halbuki bu durum tam tersi oldu her zaman, iyi yabancılar geldi ve hem takım hem bireysel performansları yukarı çekti. yani bir nevi kendi bacağına kurşun sıkmaktır bu. hagi gelmeseydi bir emre, melo olmasaydı bir selçuk, ujfa olmasaydı bir semih bu seviyelere çıkar mıydı? bir çoğu hala o günlerin ekmeğini yiyorlar hatta.
futbol evrensel bir spor, yeri gelir taa fildişi sahillerinden gelen bir kişi sana futbol ve insanlık dersi verir, yeri gelir avrupanın göbeğinden en kazması gelir. önemli olan ne verdiğini gör ve olumlu kısımları kendine örnek al, kendini buna göre geliştir ki futbol dünyasında kullanılan bol sıfırlar kadar iyi insan ve iyi futbolcu da yetişsin.
milliyetçi bir kişi olarak, futbolun içinde en nefret ettiğim durumdur. sadece futbolda değil, her sektörde nefret edilesidir. ne iş yaparsak yapalım başarı, evresel başarı çıtasına göre değerlendirilmelidir. x milletin vatandaşı bir işi senden iyi yapıyorsa saygı duy, bırak çıta oraya çıksın ki senin vatandaşın da o başarıya ulaşmak için kendini geliştirsin. bir futbol takımı, bir şirket bir ülke bu şekilde gelişir güzelleşir.
bizim ülkemizde durum tam tersidir, yerli sevicilik = evlatçılık, devrecilik, hedehödöcülük diye gider durum. sırf alınırken seni adam yerine koymayıp fikrini sormadan alındığı için, senin uzaktan baktığın onlarca kupa ve başarıyı yaşamış bir futbolcuyu aşağılama hakkın vardır ama yıllardır kangren olmuş, gelişimi yaklaşık 10 yıl önce duran ve ters yönde ilerleyen yerli bir sağ beki, yada takım kaptanı bir orta sahayı, bir stoperi eleştirmezler mesela, yerlidir çünkü bizdendir.
halbuki bu durum tam tersi oldu her zaman, iyi yabancılar geldi ve hem takım hem bireysel performansları yukarı çekti. yani bir nevi kendi bacağına kurşun sıkmaktır bu. hagi gelmeseydi bir emre, melo olmasaydı bir selçuk, ujfa olmasaydı bir semih bu seviyelere çıkar mıydı? bir çoğu hala o günlerin ekmeğini yiyorlar hatta.
futbol evrensel bir spor, yeri gelir taa fildişi sahillerinden gelen bir kişi sana futbol ve insanlık dersi verir, yeri gelir avrupanın göbeğinden en kazması gelir. önemli olan ne verdiğini gör ve olumlu kısımları kendine örnek al, kendini buna göre geliştir ki futbol dünyasında kullanılan bol sıfırlar kadar iyi insan ve iyi futbolcu da yetişsin.