• 101
    bazen fazlasıyla sinir bozucu olan geyiktir.

    örneğin zeki çelik haberi çıkıyor. altyapıdan çocuklar oynasın daha iyi diyor adamın biri… ya kardeşim altyapıda oynayabilecek durumda olan topçu olsa florya’da 15-20 kişilik staff var, bunca adamdan birisi çıkıp ali veli oynasın demez mi? herkes para harcamaya mı meraklı yani. altyapı topçuları söz konusu olunca sanki amerika’yı keşfetmiş gibi topçu ismi zikredenlere gülüyorum. çoğu da yetersiz ayrıca. altyapıya önem verelim ama altyapıda yetenek kaynıyormuş gibi de davranmayalım mümkünse. yeteneği olsa bile fiziği yok çünkü. bir de işin o kısmı var ki en büyük sorunumuz budur.
  • 102
    şampiyonlar ligine gidiyorsun.
    nelsson-abdulkerim-emin-kaan 4lusune güvenmeyip davinson'u da transfer ettik.
    bu konuda bir hata yok bence.
    davinson'un maliyeti bir tarafa doğru transfer.

    nelsson abdülkerim lig için ideal ama bana göre avrupada soru isaretiyken eksikliklerinde emin ve kaan'a güvenmek çok daha olumsuz bir durumdu. emin'e güvenilebilir mıydı? zor.

    gunay'ı aldık kaleye. ikinci kaleci jankat yapilabilir miydi? imkansız.

    şu an dubois gönderilmeye çalışılıyor.
    yerine ali turap oynasın sohbeti başladı.

    okan buruk, ali turap'ı yeterli görüyorsa şans verir zaten.
    potansiyeli yüksek olan her genç futbolcu sans bulur.
    kimse harcanmaz endise etmeyin, herkes üç aşağı beş yukarı olacağı yere geliyor zaten.

    arda turan, ozan kabak en net örnekler.
    emre çolak, yunus akgün gibi örnekler de var.
    cafercan aksu, mustafa kapı, atalay babacan gibi örnekler de var.

    altyapının kimi yıldız olur, bir kısmı ortalama oyuncu olur, çoğu da yetersiz olur. bu böyledir.
  • 103
    her galatasaraylının arzusudur fakat çok da realist bir bakış açısı değildir.

    sebebi basit. altyapıda, diğer gençlere göre bariz yetenek farkı olanlar zaten gelip oynuyor. asıl problem ya da aslında asıl arzu edilen altyapının vasat üzeri ve çok da yetenekli olmayan gençlerine şans verilmesi ve bunların takıma kazandırılması.

    fakat orada şöyle bir problem var. bu vasat üstü futbolcuları iyi oynatabilmeniz için sağlam bir sisteme ihtiyacınız var. altyapıdan beri ezberletilmiş bir sistem. hadi o da ütopik mi oldu, en azından a takımın alışkanlık kazandığı bir oyun ezberi olması gerekiyor. bu gerekiyor ki altyapıdan çıkardığınız ortalama genç, düzgün çalışan sistem içinde tolere edilebilsin. hata yapabilsin ve hata yaptıkça öğrensin. oynadıkça gelişsin.

    böyle bir sistemin içine giren futbolcunun zayıf yönleri hem takım oyununu negatif anlamda çok etkilemez, hem de taraftarların tepkisini toplamaz. çünkü sistem bunu görünmez kılar.

    bizim gibi sık sık teknik direktör değiştiren, futbolcuların bir sistemi ezberlemesi için hem zamanı hem de sabrı olmayan büyük takımlar için maalesef altyapıdan ben buradayım diye bas bas bağıran büyük yeteneğe sahip futbolcular haricindeki gençleri a takıma monte etmek çok çok zor.

    bu nedenle ne zaman günü kurtarmak için hamleler yapmayı; bir kötü futbolda hocayı, futbolcuları harcama arzusunu bırakırsak işte o zaman sistemden bahsederiz, altyapıdan daha çok oyuncu almayı düşleriz.

    ama bu idea, bu topraklarda ne kadar uygulanabilir bilemiyorum.
  • 104
    arsenal, manchester city, liverpool, bayern münih, milan ve barcelona gibi takımları tutan taraftarların yapmadığı "geyik". niye biliyor musunuz? çünkü o takımlarda altyapıdan çocuklar oynuyor. şampiyonluk baskısıysa orada da var, yarışmacılıksa alası var. taraftar baskısı mı? burada onu zaten 25 yaşındaki türk oyuncu bile kaldıramıyor, kaldıramayacaksa genç yaşta ortaya çıksın da en azından tez elden oyuncunun ne olduğu anlaşılsın.

    ama kalkıp da anadolu'da 10 yıldır oynayıp bir gram ışık vermemiş bir futbolcu alınıp altyapı oyuncusunun önü kesilecekse o zaman taraftarın da bu geyiği yapmaya hakkı var. aytaç kara'nın verip de galatasaray'dan bir altyapı oyuncusunun veremeyeceği nedir? ya da alpaslan öztürk'ün?

    altyapıdan çıkmasa da genç yaşta galatasaray'a gelen kerem aktürkoğlu ilk transfer olduğunda oyuna her girdiğinde müthiş ışık veriyordu ama yine de uzun süre formayı ryan babel'den alamadı. sebebi de tecrübeli futbolcu fetişizmidir. ama bugün aldığı kısıtlı sürelere rağmen emin bayram için 7-8 milyon euro bonservisler, yunus akgün için 9-10 milyon eurolar konuşulur; bizim taraftar "galiba bu gençlere güvenmenin maddi geri dönüşü de var" demez.

    kimsenin sahada 10 tane altyapı oyuncusu olsun istediğini sanmıyorum ama bırakın da bir pozisyonun da yedeği altyapı oyuncun olsun. ömer ali şahiner kadar oynayamayacak mı? o zaman bırakalım gitsin, yerine altyapıdan başka bir oyuncu yetiştirilsin.

    yıllardır avrupa kupalarına verilen kadroya 4 isim eksik yazmak zorunda kalıyorsun, çünkü altyapıdan oyuncu çıkaramıyorsun, çünkü oynatmıyorsun. boktan ligindeki boktan takımların boktan hocaları da aynı kafada oldukları için kiraladığında onlar da oynatmıyor. sonra da al sana avrupa'nın en yaşlı, en temposuz ligi. ne diyeyim, herkes memnunsa aynen devam.
  • 105
    geyik değildir bayağı realist bir yaklaşımdır. herkesin özendiği benfica takımının kadrosuna bakabilirsiniz her sezon mesela. 17-18 yaşında çocuklara kesinlikle şans veriliyor. her sezon şampiyonlar gelirine muhtaç şekilde şuraya kapağı atsak 30 milyon euro gelse bakış açısıyla bir yere varılamadığı türk futbolunun varolduğu yıldan bu yana ortada. altyapıda forma giyen çocuk yeterli olsa oynatılırmış. ya bu çocuk oynamadan burada nasıl yeterli olacak zaten? 17-20 arası çocuklardan bahsediyoruz herhalde yetersiz olacak eksiği olacak. sacha boey geldiğinde yeterli miydi? burada bile bu topçu değil diyenler vardı. olabilir, denilebilir. bu çocuklar a takımda oynamadan niğde, batman gibi amatörden hallice kulüplere kiralanınca gelişecek mi zannediyorsunuz? kaç tane örnek var elimizde? arda turan var manisa'da oynadı. emin bayram gitti 2. ligde 2 sene oynadı ilk 11de forma giydi geldi yine yetersiz. arda turan zamanında twitter bu kadar meşhur olsa o da topçu olmazdı. ozan kabak oynadı her maç sarı kart geyiği dönüyordu kaçıncı dk görür diye. elbette olacak bunlar hata yapacak, gol yedirecek maç kaybettirecek. senin hataya tahammülün yoksa tek ihtimal üzerine hesap yapıyorsan oynayamaz bu çocuklar işte. 50 milyon euro net maaş verdiğin kadron varsa o cl gelirine muhtaçsın zaten. senin tl gelirin varken euro ödeme yapıp o çarkı döndürmeye çalışıyorsan olmuyor işte. bu sezon şampiyon olmadığımız her senaryoda yine başımıza sıkıntı çıkacak mesela. gerçek bu. elbette hepimiz istiyoruz ki galatasaray'da icardi, ndombele, zaha, ziyech oynasın hatta bellingham, luis diaz falan da oynasın ama sürdürülebilir değil. tek sezonluk iş yine. seneye ne olacak allah kerim hiçbirimiz düşünmüyoruz ama. bizim 10 birim gelirimiz varken 30 birimlik kadro kuruyorsak olacak olan belli. senin porto, benfica olabilmen için altyapıdan her sene 2-3 tane çocuk bir şekilde rotasyona atman gerekiyor. mecbursun abiciğim buna başka çıkar yolun yok. galatasaray'ın en başarılı olduğu dönem hagi'nin yanında kaç tane altyapı oyuncusu varmıl gir bak. başarı böyle gelecek, gelmeli. diğer türlü yok avrupa'nın 10 kulübü içerisine gireceğiz yok kupa alacağız işleri hayalde kalıyor. günü kurtarma peşinde koşulduğu her sene bu yaşanacak. twitter bu işin bokunu çıkardı. galatasaray büyük kulüp hatta benim için dünyanın en büyüğü, en önemlisi o ama amaç ne onu sorgulamak lazım. 23-24 sezonunda cl gruplarından çıkıp yarı final yapsak ligde şampiyon olamasak her şey yine sil baştan. çünkü seneye cl'ye gidememiş olacaksık ve gelir açısından büyük yara alacaksın. eldeki kadroyu sürdürme şansın olmayacak. aynı döngüyü biz, fb, bjk hepsi yaşadı ama alınan ders sıfır. evet bunların hiçbirini bende düşünmüyorum, düşünmek istemiyorum çünkü taraftarım ben. her sene 20 tane transfer yapılsa kimsenin gıkı çıkmaz. türkiye'nin en akil taraftarı galatasaray taraftarı olduğu da açık. herkes bu sene başında icardi, rashica ve 8 numara almak gerektiğini söylüyordu. kimse ndombele, ziyech, zaha falan da istemiyordu. icardi'ye fittik. twitterdaki duyumcular bilmem neciler beklentiyi büyüte büyüte zaha, ziyech'i sorgulayacak hale geldik daha iyisi olsun diyeceğiz utanmasak.

    sözün özü hepimiz polyannacılık oynamaya çalışıyoruz ama gerçek ortada. umarım bu sene ligde şampiyon olur avrupada başarılı oluruz ve bu peri masalı bir sene daha uzar. senin şampiyonluk gelirin 2,5 milyon euro ingiltere liginden düşen takımın geliri minimum 100 milyon euro iken olmayacak işlere amin dememek lazım. altyapı bizim gibi 5. sınıf liglerin tek kurtuluşu. çünkü paran yok. cebinde para yokken 5 litre hacimli amerikan otomobiline binmeye benziyor bu iş. dışarıdan çok janti ama ne vergisini ödeyecek ne de benzin koyabilecek paran yok.
  • 106
    galatasaray taraftarının özellikle de yaşı geçkin olanların yaşadığı geyik!!
    bazılarının yaşı yetmez belki ama galatasaray taraftarı için alt yapı oyuncuları çok değerlidir, cüneyt tanman’dan beri…
    her çıkan çocuğa umutla bakarlar, sahaya çıkınca ekstra mutlu olurlar.
    bazılarının düşüncüleri öyle olmayabilir ama bu çoğunluğun fikrinin aynı olduğu gerçeğini değiştirmez.
    he sonra oyuncu ilerleyen yaşında gelişir gelişmez o ayrı konu ama 17-18 yaşında galatasaraylı taraftarı umutlu olur.
    bu arada türkiye’den yurtdışına en çok türk futbolcu gönderen alt yapıdır.
    tugay kerimoğlu, okan buruk, emre belözoğlu, fatih akyel, arda turan, semih kaya, emre çolak, ozan muhammed kabak, yunus akgün ve emin bayram benim aklıma gelenler.
    fenerbahçe’de toplasan 3 değildir, beşiktaş’ta da hadi 5 olsun.
    bu kadar oyuncu çıkarmış alt yapıdan umutlu olunur…
  • 108
    herkesin atladığı birşey var. illa 18 yaşındaki çocuk çıksın rashford'a karşı oynasın demiyoruz ki, rotasyonun bir parçası olsun. yeri gelsin 60'dan sonra oyuna girsin, yeri gelsin kupa maçında ilk 11 başlasın sonra yavaş yavaş rekabete girsin diyoruz.

    ozan, emin hep bir fırsat çıkarak kendini gösterdi ve şu anda avrupa'dalar. ali turap da bunu yapacak potansiyelde bir çocuk. saçma sapan 30 yaşında potansiyeli kısıtlı türk oyuncu alacağına evet potansiyeli olan genç altyapı oyuncusunu oynat. mantık bu olmalı. yoksa herkesi transfer edemezsin. bazılarını da yetiştirirsin. hepsi arda turan olmaz da bazıları yunus olur bazıları da ali olsun.

    geyik değildir, güzel bir temennidir.
  • 110
    geyik olduğunu düşünmüyorum ama belirli şartlar dahilinde gerçekleşecek planlandir. nedir bu şartlar?
    1) oyuncunun yeteneği
    okan buruk, emre belözoğlu, arda turan, arda güler, sergen yalçın, ozan kabak gibi belirgin ya da büyük yeteneksen mutlaka şans buluyorsun. bu şansi iyi değerlendirmek oyuncunun elinde. yine efsanelere bakalım hagi steau, wesley ajax(kulübün geleneği bu), icardi (23 yaşında ınter kaptaniydi) dünyadan da yüzlerce örnek var.

    2)fizik kalite
    a takım seviyesinde oynayabilecek, ligin sertliğinden etkilenmeyecekse yeteneği varsa net oynuyor yeteneği düşük ama fizik kalitesi yüksekse rotasyonda duruyor. bunu başaranlara örnek sabri denilenilir yeteneksiz ama sakatlandığıni hatırlamıyorum. hep hazır kondüsyon hep yerindeydi. ancak ülke futbolunun en büyük eksikleri sen biri bu. aydın yılmaz, serdar özkan, emre çolak, atalay babacan gibi pek çok olumsuz örneği de var.

    3) mental güç
    çoğu oyuncu ekonomik olarak düşük ailelerden geliyor. parayı erken kazanınca lüks arabalar, güzel kadınlar, aile ile kurdukları bağın yapayliği ilgiyi kaldiramamak kötü çevre oyuna konsantre olmayı, kendini geliştirmeyi engelliyor ve kayboluyorlar. batuhan, muhammed demirci, yiğit gökoğlan, sercan yıldırım', volkan şen bunun örnekleri.

    4) takımın yapısı ve hedefleri
    büyük takımlar yarışmacı olur. yetiştirici olmak başka bir meziyet gerektiriyor. bu demek değil ki yetiştirmeyeceksin ama baskının yüksek, paranın başarıya bağlı olduğu takımlarda hoca da taraftar da yönetim de önce başarıyı hedefler. olması gereken de budur. ilk üç maddeyi karşılayan bir oyuncu yoksa kısa sürede iş çözecek yıldız ya da tecrübeli oyunculara başvurulur. ancak anadolu takımları ya da orta sıra takımlarda kümede kalman yeterli. hem ucuz olması hem de paraya kolay dönüşmesi sebebiyle genc oyuncular ya da ucuz yabancilar orada rahatlıkla forma bulabilir. bu da büyük takımlar için iyi bir havuz. ben olsam genç oyuncuları dakika şartıyla ücretsiz kiralardim anadolu takımlarına.
    5) şans faktörü ve güven
    şans hayatta her aşamada önemli. diyelim ki yukarıdaki ilk üç maddeyi öyle ya da böyle karşılayan bir oyuncu var ama takım cayir cayir top oynuyor neden takımı bozasin. ama bir afrika kupası, bir dünya kupasi, sakatlık, ceza ya da kulübün hedefsiz kalması gibi faktörler futbolda var. burada da oyuncuya şans gelir ve uzun süreli bir kariyeri olur. kerem kötü sezondan önce kafa gösterdi ama kötü sezonu sırtladı. karakter kazandı sonra da yıldızlarla oynayarak yıldız oldu. yusuf ise bunu başaramadı. bence yunus da bunu başaramadı. bu şans gelince de orada güven faktörü devreye giriyor. oyuncuya forma verecek hoca hatasına göz yumacak taraftar, koruyacak medya gibi enstrümanlar kıymetli.

    genç oyuncu oynamalı ama fanteziye kaçıp sapik gibi oynatmak camiayı oyalamak başarısızlığı halı altına süpürmek olabiliyor. yabancı ülkelerden örnek vermek bence uygun değil. burası dünyada hiçbir ülkeye benzemiyor. belki italya diyebiliriz ancak orası tam anlamıyla bir futbol ülkesi. türk çocuklarının oynaması beni mutlu eder. başarılı olmaları da ama yukarıdaki hiçbir maddeyi yerine getirmemiş oyuncular için galatasaray'in çeyrek puanının kaybolması beni daha çok üzer. 23 yaşına kadar 10 kere sakatlanmış toplam 50 maçı olmayan adam için üzülmem. gerekirse 11 yabancı yaşlı oyuncuyla oynarım yeter ki kazanalım. burası büyük camia. çocuktum bir şampiyonlar ligi maçı hatırlıyorum. şimdi hocamız olan okan buruk öyle çok koşmuş mücadele etmişti ki gözünden yaş gelmişti. maçta bir de asisti var diye aklımda kalmış. üniversite yıllarında bir hocam şunu demişti "sen bana ne kadar gelirsen ben seni o kadar görürüm."
    çalışan herkes görünür.
  • 113
    altyapıdaki çocuklara düzgün eğitim verilirse pekala olabilecek bir şeydir.

    sen global olarak kendini ispatlamış, akademik olarak sporcu nasıl yetiştirilir özümsemiş bir adamı tut altyapının başına getir, o adamın söylediklerini uygula, ondan sonra bak bakalım neler çıkıyor altyapıdan.

    4 büyükler dediğin takımların altyapısı o kulüpte daha önce top oynamış ve sonradan teknik direktör olmaya karar vermiş papazların staj yeri olduğu sürece altyapıdan sistematik olarak oyuncu çı-ka-ra-maz-sın. bir kaç tane aşırı yetenekli çocuk çıkar 10 yılda bir o kadar.
  • 114
    ben türkiye'deki altyapıların çocuklara beden eğitimi derslerinden biraz daha fazla yoğunlukta alın şu topu oynayın, atın atın enerjinizi işte denmekten öteye gidildiğini düşünmüyorum. çocukların halı saha ihtiyacını hafif profesyonel olarak gidermek fonksiyonu var sadece. ne pozisyon bilgisi, ne top kontrolü, bunlar öğretilmiyor. altyapı kimin umrundaki, her sezon 7-8 transfer yaparım bana yeter kafasındaki yöneticilerle.
App Store'dan indirin Google Play'den alın