2012-13 UEFA Şampiyonlar Ligi Son 16 Turu İlk Maçı
21:45 Türk Telekom Arena
1 - 1
  • 405
    taraftara haybeye bok atılan maçtır. maçı kahvede birbirini gazlayarak izleyenler için taraftara bok atmak kolaydır tabi.

    taraftar maça harika başladı, gol erken geldi, şükür.
    ancak golden sonra ne zaman tezahürata girilse ıslık ve yuhalamak zorunda kalındı.

    oyuna dönecek olursak, takımın arzusu beni oldukça memnun etti. aslanların hepsi istiyor, hepsi yırtınıyor, hiç birisini yuhlayıp suçlu göstermek galatasaraylılığa yakışmaz.

    skora ve oyuna aldanmayın tur şansımız %51 idi %50 oldu.
  • 434
    berabere biten sampiyonlar ligi macidir. maç öncesi her zaman gittigimiz mekân ( 4 levent te) tamamen schalkeliler tarafından doldurulmuş, mekan sahibi ise
    " bende anlamadım, öğleden sonra geldiler bir anda" diyip sırıtarak şaşkınlığini göstermişti. biz de farklı mekana geçmiş, rövanşta "biz de sizin sehri işgal ederiz nasıl olsa" temalı planları yapmaya başlamıştik.
  • 388
    hamitti meloydu zemindi falan geçin bunları. şampiyonlar ligi gibi bir organizasyonda, üstelik ikinci turda, üstelik kendi evinde, üstelik 1-0 öndeyken, üstelik ilk yarının bitimine 1 dakika kala rakibe böyle bir kontraatak nasıl verirsin? önce düşünmemiz gereken bu. biz nasıl kendi sahamızda ve önde olduğumuz maçta oyunun hakimi olamıyoruz, kalan 1-2 dakikayı geçirip soyunma odasına bu skoru taşıyamıyoruz? ne gerek var 11 kişi hücuma çıkmanın? bitirsenize ilk yarıyı rakip yarı alanda.

    emin olun ilk yarı 1-0 bitseydi ikinci yarı bir yada iki gol daha bulabilirdik. olmadı, sağlık olsun.

    bir sitemimde fatih terime. sneijder, burak ve drogbadan birisi fazlaydı sahada. devre arası birisini çıkaracağı belliydi. ilk yarının ortalarında gol bağıra bağıra geliyorum dedi. be hocam değişiklik yapmak için neden gol yemeyi bekledin. fatih terime akıl verecek halimiz yok elbette ama ilk yarıda oyuncu değişikliği yapılamaz diye bir kural yok. sneijder pres yapmıyor, drogbaya ve buraka doğru düzgün top gelmiyor, gelenleri zaten çok olumlu kullandılar bir gol bir direk. ama takım savunmasında yoklar üçüde. bu durumda bütün yük melo, selçuk ve hamite bindi. hatta sol kanadımız koridor oldu. allahtan riera bir kaç kritik müdahaleyle rakipten topları çaldı yoksa ilk yarıda 2 yada 3 gol bile yiyebilirdik.

    söylenecek tek şey var bu maçla ilgili o da ne takım, ne hoca, ne mabed gününde değildi. taraftar için söyleyeceğim hiç bir şey yok. ben tt arena taraftarından ümidimi kestim artık. kimse darılmasın gücenmesin. burada futbolcuların kişilik haklarına varan saldırıları yapmayı kendine hak gören, takım kaptanıyla alay eden, oyundan çıkan oyuncusunu ıslıklayan, bu derece önemli bir maçta takımına itici güç olmayı beceremeyen bir taraftar kitlemiz var.

    rövanş için ben hala umutluyum. bir kere fatih terim kesinlikle çok ders çıkaracak bu maçtan buna eminim. kendi sahamızda yediğimiz golün dezavantajına takılmıyorum çünkü biliyorum ki illa ki gol atacağız orada. 2-2 ve üzeri gollü beraberliklerde bize yarıyor. almanya pek deplasman sayılmaz zaten tt arenadan büyük deplasmanmı var bize? esas iç saha maçımızı 12 mart günü oynayacağız. kesinlikle 2 gol bulup kazanıp ya da 2-2 berabere kalıp turu atlayacağımızı düşünüyorum. henüz daha bitmedi. paniğe gerek yok. herkes için iyi bir ders olmuştur umarım dünkü maç.
  • 124
    hocamızın isi cok zor. ben kac gundur kafamda ideal kadroyu bir türlü kuramıyorum. sozlukteki arkadaslara baksak eldeki en iyi oyunculari, uygun sistemi falan dusunmeksizin sahaya surmek lazim. ama schalke gibi kontra takımına bunu yapmak intihar olabilir. yani drogba, sneijder ve burak uclusuyle bu maca baslayacagini dusunmuyorum ben hocanin. buyuk ihtimalle drogba yedek baslayacak maca. biz de antalya macinda oynadigimiz sistemi oynayacagiz. 4-4-1-1 gibi. he amma velakin ilk yari 0-0 biterse ve hoca drogbayi oyuna almaya karar verirse bence oyundan buraki cikarip sistemi korumali. sahamizdaki 0-0 lık skor hic kötü bir skor olmayacaktir. ama bir gol yersek kontradan. eyvah eyvah.

    ha bir de ben hocadan emre colak surprizi gorursek de sasirmayin diyorum. biliyorum sinir harbi gecirirsiniz ama aklınızın bir kösesinde bulunsun bu da.
  • 127
    bana kalırsa büyük bir kısmında 4-3-3 oynayacağımız maç. barça'nın pes veya fifadaki klasik dizilişini aklınıza getirin, aynen o şekilde.

    çoğu kişi akhisar maçında* drogba girdikten sonra 4-3-1-2 oynadığımızı düşünüyor ama işin aslı öyle değil. drogba girdikten sonra burak ikinci forvet olarak değil sağ forvet olarak oynamıştır. amrabat da sol forvet olarak. sneijder de kaldığı süre boyunca selçuğun önünde ama ortaya yakın oynamıştır. hamit sağ iç, sneijder sol iç selçuk da defansif orta saha/playmaker olarak görev yapmıştır. burak'ın son zamanlarda gösterdiği gelişim bende sağ forvet oynayabileceği düşüncesini oldukça pekiştirdi.

    4-2-3-1 oynadığımızı düşünmüştüm izlerken ama tekrar izleyince farkına vardım bu durumun. '4-3-1-2 neden olmaz?' a gelince, olay çift forvet olması değil aslında. forvetler ne kadar baskı kurarsa kursun, çift ciğerli bekleriniz -şahane savunma yapmaları gerektiğini söylemiyorum bile- olmadığı sürece bu dizilişten verim alamazsınız. kanatlarınızın arkası boş kalır ve size karşı atağa katılan ikinci üçüncü oyuncuların demarke kalma olasılığı oldukça artar ki bunu gördük daha önce.

    tabii 2 gol attıktan sonra imparator farklı dizilişler de denedi maç içerisinde, sneijder çıkmadan önce ve sonra yine değiştirdik dizilişi ve 4-4-2'ye döndük mesela. drogba varken 4-4-2 çok daha rahat olacaktır çünkü drogba tam bir forvet, her şeyi yapabiliyor. akhisar maçında da gördüğümüz üzere ortaya gelip top alıp dağıtıp oyunu açabiliyor, pozisyon yaratabiliyor, tam bir tehlike. bu adam üst düzey ve yaptığı bir iki hareketle zaten ilk maçtan bize neler yapabileceğini kanıtladı.

    ben bizim takımın 4-3-3 oynayabileceğini ve bu işte ilerledikçe ustalaşacağına inanıyorum, oyun sürerken farklı dizilişlere geçebilmemiz de elimizi güçlendirecektir. her halükarda imparator yapacağını bilir diyelim.

    harca şalkeyi aslan cimbomum!
  • 230
    çok zor geçecek bir maçtır. her şeyden önce, karşımızda son beş yıl içinde dört kez şampiyonlar ligi'de yer almış, bu dört seferin birinde yarı final ve birinde çeyrek final oynamış bir kulüp olacak. yani bu seviyede kulüp olarak bizden çok daha tecrübeliler. ikincisi, her ne kadar ligde bir süredir çok kötü gitseler de, bastos'un takıma katılımıyla hücum anlamında toparlanmaya başlamış bir takım schalke 04. esas sorunları defans bölgesinde. bu yönleriyle, çok gol yiyen ama çok da gol atan bir takım. ilk maçta içerde gol yememek gerçekten çok önemli.

    takımımıza gelecek olursak, hangi formasyonda oynayacağımız ve takımda kimlerin ilk on birde çıkıp, kimlerin sonradan gireceği konusunda konuşmak anlamsız. zira, futbolcuların son durumlarını en bilen isim fatih terim ve hoca muhakkak en iyi kararı verecektir. bu noktada, bizim en büyük şansımızın, jens keller gibi teknik direktör becerileri oldukça kısıtlı bir isme karşı, taktiksel anlamda avrupa'da ilk ona girebilecek yetenekteki fatih terim olduğunu düşünüyorum. ama gel gör ki, futbol sahanın içinde oynanan bir oyun. yine de, taktik ve oyuncu seçimi konusunda terim'in bu maça hepimizden daha hazır olduğuna eminim ve bu noktada hocaya, naçizane, güvenim sonsuz.

    bunun dışında üzerinde durulması gereken nokta takımın oyun felsefesi. aslında bu konuda bize en güzel ipucunu, 19 şubat 2013 arsenal bayern münih maçı'nda bayern münih verdi. top rakipteyken, bir anda on kişiyle topun arkasına geçen bayern münih, hücum silahlarından önce takım savunmasının önemini ön plana çıkardı ve bu şekilde maçı kazanmayı bildi. buna benzer bir oyunu, biz de 10 şubat 2013 galatasaray antalyaspor maçı'nda bizim takımda görmüştük. doksan dakika boyunca önde basan, takım halinde savunma yapan ve top rakipteyken ivedilikle on kişinin topun arkasına geçtiği bir görüntü vardı bu maçta.

    aslında bu tarz bir futbolu bu sezon 20 kasım 2012 galatasaray manchester united maçı, 16 aralık 2012 galatasaray fenerbahçe maçı ve 27 ocak 2013 galatasaray beşiktaş maçında da görmüştük. birçoğumuz için sıkıcı geçen bu maçlarda, rakiplere çok az pozisyon verip, bulduğumuz az ama öz fırsatları değerlendirmiştik. bu sene bize büyük maçların hepsini kazandıran esas olgu da budur. ancak, özellikle fenerbahçe ve beşiktaş maçlarında konsantrasyonumuzu doksan dakikaya tam yayamamamız, ekstra toplardan da olsa, bizim kalemize gol olarak dönmüştür. schalke 04'ün hüvum silahlarının fenerbahçe'den de, beşiktaş'tan da çok üstün olduğunu düşünürsek, bir anlık rahatlık bize çok pahalıya patlayabilir.

    öte yandan, bu oyun tek başına şampiyonlar ligi son 16 seviyesinde yeterli olmayabilir. bu oyun tarzının bize hücumda bir kısıtlılık getirmesinden ötürü, bugünkü maçta ekstra şeyler yapmak gerekebilir. hücumdaki çeşitliliğin artması ise, ya hücumdaki oyuncu sayısını arttırmak ya da pasa dayalı ve dikine bir oyunla mümkündür. 15 şubat 2013 akhisar belediyespor galatasaray maçında, drogba girdikten sonraki bölümde sahada bu tarz oyunu oynayabilen bir takım gördük.

    güzel haber, takımımız iki oyun tarzını da sahaya yansıtabiliyor. kötü haber, bu sezon henüz ikisini beraber oynamayı başaramadık.

    hoca'nın açıklamalarına bakacak olursak, öncelikli hedefimiz gol yememek. bu, büyük ihtimalle, bu maçta da antalyaspor maçındakine benzer bir felsefeyle oynayacağız anlamına geliyor. ancak sıkıntı veren konu, schalke 04, son maçlarda görüldüğü üzere, karşısında savunma yapmayı düşünen bir takım bulduğunda cesaretleniyor ve hücumda etkili olabiliyor. oynanacak maçın bir şampiyonlar ligi maçı olduğu düşünülürse, bu cesaretleri daha da fazla olacaktır. fatih terim'in de açıklamalarından anladığım kadarıyla, oyun planımız baskılı ama dengeli oynamak ve topun genelde bizde kalmasını sağlamak üzerine kurulu olacak.

    bu tarz bir oyun, sabır gerektiren bir oyundur. maçtan kopmadan, bunun iki ayaklı ve toplamda 180 dakika sürecek bir "süreç" olduğunu unutmadan, baştan sona konsantre bir şekilde oynanması gereken bir eşleşmede olduğumuzu düşünüyorum. dilerim, bugün statta gerek saha içinde gerekse saha dışında bu sinerji oluşur ve doksan dakika rakip üzerinde bu baskı yaratılabilir.

    son olarak, atlanmaması gereken bir konu, bu takımın bu seneki avrupa hedefine zaten ulaştığıdır. bundan sonra gelecek her başarı ekstra olacaktır. bu tabi ki, "ee biz buraya kadar, hadi elenelim de seviye çok yükselmesin" demek değildir. aksine, bizim için çok da ciddi bir fırsattır. ancak, hepimizde oluşan "şalke kötü takım yææ" havasına girilmesi, olası ters bir sonuçta tepkilerin de misliyle yüksek olacağı ihtimalini arttırmaktadır. önemli olan, ligde şampiyon olarak kalıp, şampiyonlar ligi'ne sürekli gidebilmek ve hem ekonomik hem de sportif anlamda bu seviyede kalıcı olmaktır. aksi takdirde, 2000 senesindeki zaferde olduğu gibi sağlam ve yavaş adımlarla çıktığımız zirveden koşar adımlarla uzaklaşırız. bu da bize en az yeni bir on sene kaybettirir.
  • 161
    en büyük korkumun taraftarda ve futbolcularda oluşabilecek rehavet olduğu maç. öyle bir hava yaratıldı ki sanki biz müthiş formdayız karşımızdaki taraf da çok kötü bir takım. ne olursa olsun hücum hattında huntelaar, farfan ve bastos'a sahip bir takımla oynuyoruz, ayrıca deplasmanda daha başarılı olan ve şuan içinde bulundukları durumdan kurtulmak için bu maçı büyük bir fırsat olarak görebilecek bir takım.

    bir de kendi sahamızda mutlaka galip gelmemiz gerek gibi bir yanılgı var, önemli olan önce gol yememek, kontrollü bir şekilde de golü aramak. sneijder ve drogba'nın hem tecrübesinden hem de şampiyonlar ligi için olan ekstra konsantrasyonlarından dolayı mutlaka oynamaları gerektiğine inanıyorum. umarım gol yemeden maçı bitiririz, 1-0 çok iyi 2-0 süper sonuç.
  • 392
    grup aşamasında kontrollü oyunun bize neler getirdiğini görmezden gelerek (cluj deplasman, braga deplasman, united içerde) bu kadar ofansif bir mentaliteyle oynamak resmen intihardı... bu takım bu sistemle lig sonuncusu akhisar'a bile 3-4 net pozisyon verdi... bu futbola 1-1 iyi sonuç diyebilirz...

    sneijder'i solda oynatmak büyük hata... bu yüzden ilk yarıda hem sol tarafımız çöktü hem de sneijder'in ofansif etkinliği azaldı...

    galatasaray'ın bu sezon en güven verdiği maç 10 şubat 2013 galatasaray antalyaspor maçıydı.... o maçta rakibe bir tane pzsyon vermedik ve bunun sebebi kalabalık orta sahaydı...bu maça da kesinlikle o formasyonla çıkmalydık, çünkü schalke fiziksel olarak çok üstün bizden heryere basıyorlar, bu baskıyı ancak orta sahada fazla olarak kapatabilirdik ama bunu düşünmedik bile...

    bunun yanı sıra fatih hoca yaptığı hatalardan ders çıkaran bir insan... bu hatalarını anlayacaktır ve bize turu almanya'da atlatacaktır... aten bu sene deplasmanda daha iyi bir takım görüntüsü veriyoruz şampiyonlar ligi'nde...

    herşeyi geçtim drogba gibi bir insanüstü oyuncuya sahip takım, herkesi heryerde yenebilir...
  • 393
    kanımca galatasaray için sonucu şans olan maçtır. sonuçta turu geçeceksek bu maçta almadığımız hezimet sayesinde. diyebilirim ki schalke ayağına gelen fırsatı tepti. işi bitirip öyle dönebilirlerdi istanbul'dan.
    gerçi çok gol pozisyonuna girdik maç içerisinde fakat rakibin kaçırdıkları ile kıyaslanamaz. hamit direkten dönen şutunu hiç hesaba katmıyorum çünkü futbolda her zaman yaşanabilecek şanssızlıklardandır o pozisyon, sezon başından beri sergilediği kötü oyunu bu maçta da sürdürdü. malesef bu futbol ile olmuyor hamit. fatih terim'in de artık hamit ısrarından vazgeçmesi gerekiyor. hamit'i silelim demiyorum. kendine geldiği zaman takıma katkısı çok önemli olacak bir oyuncu. bunun bilincindeyim. yine de koskoca drogba'ya, sneijder'e burası katar değil yatmaya gelmediniz diyorsak, hamit de buna göre oynamalı. bir oyuncun ayağına aldığı her topu eziyorsa, ve bu oyuncu sisteminde hem kanadı idare etmek hem de orta sahaya girip o bölgeyi kalabalıklaştırarak oyunun kontrolünü sağlamak gibi önemli bir roldeyse, malesef o sistemin işleme şansı yoktur. an itibarıyla zaten galatasaray kaliteli ve kalabalık bir kadroya sahip oldu. her oyuncuyu oynatmamız zaten mümkün değil. ve takım ben 4-3-3 oynarım diye bağırıyor. forvet hattını fatih terim amrabat, drogba, burak'tan mı kurar, yoksa başka bir şey mi düşünür bilmiyorum fakat görünen o ki orta 3'lümüz an itibarıyle selçuk, melo ve sneijder olur. çünkü sneijder'le oynadığımızda gerçekten çok pozisyon yaratıyoruz.

    dün malesef çok ezildik. maç farktan döndü. yine de sahada 2 tane güzel şey vardı. bir tanesi burak'ın golü. arkadaş o nasıl bir top alıştır, tek bir hareketle bütün savunmayı maymuna çevirdin sen. helal olsun. sene başından beri galatasaray'ın forveti değil diyenleri utandırmaya devam ediyorsun. kim bilir belki de haklılar. çünkü attığın gollere bakıyorum da bu sezon, juventus'un, chelsea'nin, real madrid'in forvetlerinden hiç bir eksiğin yok. diğeri de selçuk'un performansıydı. özellikle ikinci devre sahada krize girdiğimiz her yerde selçuk vardı. her pozisyonun içindeydi. 3 kişilik oynadı. tebrikler kaptan.
  • 109
    (bkz: 18 eylül 2012 olimpiyakos schalke 04 maçı)

    ilk 11: unnerstall / höwedes - papadopoulos - matip - fuchs / jones - neustadter / farfan - holbty - barnetta / huntelaar

    gol: höwedes - huntelaar

    (bkz: 3 ekim 2012 schalke 04 montpellier maçı)

    ilk 11: unnerstall / uchida - papadopoulos - höwedes - fuchs / neustadter - höger - draxler - holtby / pukki - huntelaar

    gol: draxler - huntelaar

    (bkz: 24 ekim 2012 arsenal schalke 04 maçı)

    ilk 11: unnerstall / uchida - matip - höwedes - fuchs / neustadter - höger / farfan - holtby - afellay / huntelaar

    gol: afellay - huntelaar

    (bkz: 6 kasım 2012 schalke 04 arsenal maçı)

    ilk 11: unnerstall / uchida - matip - höwedes - fuchs / neustadter - jones / farfan - holtby - afellay / huntelaar

    gol: farfan - huntelaar

    (bkz: 21 kasım 2012 schalke 04 olimpiyakos maçı)

    ilk 11: unnerstall / höwedes - papadopoulos - matip - fuchs / neustadter - jones / farfan - holtby - draxler / huntelaar

    gol: fuchs

    (bkz: 4 aralık 2012 montpellier schalke 04 maçı)

    ilk 11: hildebrand / uchida - metzelder - höwedes - kolasinac / neustadter - holbty / barnetta - pukki - draxler / marica

    gol: höwedes

    - unnerstall zaten 8 hafta önce formayı kaptırdı fakat 2. kaleci olsa bile geçtiğimiz günlerde sakatlandı.
    - şl'de 3 maça çıkan papadopoulos sakatlandı.
    - holtby satıldı.
    - afellay sakatlandı.
    - uchida sakatlandı.
    - huntelaar'ın durumu ise belirsiz.

    genel olarak yukarıdaki isimleri çıkartarak kadroyu oluşturursak ve iki kadro arasında fark;

    genel olarak kullanılan: unnerstall / uchida - höwedes - matip - fuchs / jones - neustadter / afellay - holtby - farfan / huntelaar

    varsayım: ? / ? - höwedes - matip - fuchs / jones - neustadter / ? - ? - farfan / ?

    tabii bastos'u ve hildebrand'ı koyalım ayıp olmasın.

    varsayım 2: hildebrand / ? - höwedes - matip - fuchs / jones neustadter / bastos - ? - farfan / ?

    şl maçlarında oynayıpta yazmadığımız kişileri katalım.

    varsayım 3: hildebrand / ? - höwedes - matip - fuchs / jones - neustadter / bastos - draxler - farfan / ?

    kısacası;

    gruptan namağlup çıkan schalke 04 kadrosundan 6 kişi yok. bu 6 kişinin arasında holtby asist konusunda ortalığı yıkıyor, gol konusunda da ise huntelaar yükü sırtına alıyordu. sağ bek yok. stoper alternatifi yok. eksik çok. allah yardımcımız olsun.
  • 382
    iki saglam kanatla oynayan takimin(farfan bastos) kanatsiz oynayan takimi salladigi ama yikamadigi mac. bir an icin düsün, hamit ve amrabat yerine bu iki oyuncunun bizde oldugunu, hah aynen öyle siker atardik(transfer taraftari degilim ve yabanci sinirlamasi geyiginden haberim var). rakip dersine cok iyi calismis belli. inaniyorum daha oturmus bir takimla ve fatih hocanin bugünkü mactan aldigi notlarla kurgulayacagi taktikler bize almanya da turu getirecektir.
  • 201
    tam 1-0 olsun bizim olsun maçı. sonunda geldi çattı lan. hepinize tavsiyem pek fazla uçmamanız. içerdeki braga maçını hatırlayın. maça gideceklere de bi öneri* gereksiz yere takıma baskı yapmayın olm. öyle bi hava var ki dakika 60da eğer önde değilsek takımı yuhalıyacaklar sanki. sözüm yazarlara değil. bilete asgari ücretten fazla bayılıp drogba var 3, 5 atarız kafasındakilere.
  • 170
    şampiyonlar ligi 2012-2013 sezonu h grubunda 1 puanla tamamladığımız 3 maç sonrası çift forvetli sistemi tercih ettiği için fatih hoca'yı eleştirenler, schalke karşısında sneijder - burak - drogba üçlüsü ile çıkmamız gerektiğini söylüyor. elbette mevcut kadromuza göre en uygun diziliş ve tercih bu şekilde görünüyor fakat galibiyetsiz kapattığımız grubun ilk 3 maçında şampiyonlar ligi'nde daha farklı ve sabırlı bir oyun oynamamız gerektiğini anlamış olmalıyız.

    bunun yanında bize çeyrek finali getiren galibiyeti aldığımız braga* deplasmanında ilk yarı ve ikinci yarıda sergilediğimiz görüntümüz de bize önümüzdeki maçlar için ışık tutuyor fazlasıyla. maça elmander - burak ikilisi ile başlayıp ilk yarıda kalemizde ciddi tehlikeler yaşamış ve skor olarak da geriye düşmüştük. ikinci yarı başlarken, asıl yapmamız gerekeni yapıp tek forvete ve kalabalık orta sahaya geçmiştik. bunun karşılığını da 2 gol, galibiyet ve son 16 bileti ile almıştık.

    schalke'nin üst üste yaşadığı şanssız sakatlıklar, ligde kötü bir görüntü çizmesi, takımımızın yaptığı sneijder ve drogba transferleri ile sağladığımız yüksek motivasyon ve özgüven doğrultusunda olası 2-0 veya 3-0'lık skorlarla işi ilk maçta bitirmek istemeyi anlayışla karşılayabiliriz. fakat çift maçlı eleminasyon sistemindeyiz ve ilk maçta alınacak ummadığımız bir skor, rövanş maçına dezavantajlı gitmemizin yanında takımın ve taraftarın direncini, özgüvenini ve moralini de fazlasıyla düşürür. bunlara hiç ama hiç gerek yok. eleme maçlarının dehası fatih hoca başımızda olduğu için, taraftar genelinde hakim olan düşüncenin takımda da olacağını sanmıyorum.

    sabırlı oyun oynayalım. bu maçı kazanma zorunluluğumuz olduğunu düşünmeyelim. schalke'ye deplasmanda da gol veya goller atabilecek bir takımız. bu bilinç ve konsantrasyonla sahaya çıkar / tribüne gidersek, çok daha faydalı olacaktır. yolumuz açık olsun...
  • 377
    bize alman futbolunun ne kadar üst düzey olduğunu gösteren maç. adamlar ligin 9.su ligde son 12 maçta 1 galibiyetleri var. bizden daha iyi pas yapıyorlar, bizden daha iyi sahaya yayılıyorlar. arkadaş adamlar ne oynadıklarını biliyorlar. bizim türk takımları organizasyondan uzak, ne istediğini bilmeyen, plansız oynuyorlar. kopuğuz, nasıl duracağımızı bilmiyoruz.

    hiçbir şeye sabredemiyoruz, hemen enseyi karartıyoruz. hiç uğraşmadan başarılı olalım istiyoruz. emek vermeden takımlarımız iyi savunma yapsın istiyoruz. olmuyor arkadaş olmuyor. adamlar yıllardır çalışıyor, bir anda basit oynayıp hücuma hızlı çıkmayı yıllardır tecrübe ediyorlar. olmaz hiçbir zaman da olmayacak biz sabretmedikçe. elimizde hiçbir plan olmadan sadece transfer üzerinden iyi oyun istiyoruz. adamlar disiplinliler, planlarını hiçbir şekilde bozmuyorlar. biz golü yiyince dağılıyoruz. topu şişirmeye başlıyoruz. kendimizi çok çabuk kaybediyoruz arkadaş. çok kopuğuz.

    galatasaray taraftarı takımına destek vermeli, hakemi etkisi altına almalı. 7-8 dakika boyunca bağırıp 80 dakika susmamalı. koreografi iyi güzel ama taraftarlık namına sınıfta kaldık. arkadaş hakem çat çat sarı kart gösteriyor bizim oyunculara taraftardan tepki yok. tiyatro seyircisi gibi seyircimiz var.

    umarım turu geçeriz. deplasmanda daha başarılı oynayacağımızı düşünüyorum. en büyük galatasaray.
App Store'dan indirin Google Play'den alın