ülkemizde bir alıcısı ve albenisi olduğu muhakkak olan yabancı oyuncu sayısındaki kısıt veya yerli/gurbetçi oyuncu oynatma garantisi.
bu konu hakkında, aslında futbolun sosyal, toplumsal ve bireysel yaşama, eğitime, makro ve mikro (ülke/kent) düzleminde ekonomiye, kültüre/kültürler arası etkileşime, barışa vesaire etkisini inceleyerek çok uzun ve detaylı bir yazı yazmayı düşünüyordum ama vazgeçtim. neden vazgeçtiğim konusu muallak, bir nedenim yok, büyük ihtimalle tembellik.
zaten bu konuya takık olmam sebebiyle hakkında çokça yazdım. yine yazarım da kendimi çokça tekrar etmiş olacağım. o yüzden şunları şuraya bırakayım:
(bkz:
rıdvan dilmen/#2225334)
(bkz:
yabancı oyuncu sayısı/#2126289)
(bkz:
yabancı oyuncu sayısı/#2234115)
yeniden gündeme gelmesi ülke gündemiyle paralel olarak okunması gerektiğini de söyleyeyim.
özellikle;
- ülke ekonomisinin kötüye gidişi, hemen her para birimine karşı değer kaybeden türk lirası, özellikle futbol ekonomisini ilgilendiren dolar ve avro kurlarının yükselme trendi,
- iki büyük kulübün ve ülkemizin seçim süreci,
- ülkede bir süredir süregelen ve yükselerek devam eden milliyetçi söylem,
bazında.
bunun haricinde kulüplerin kendi bakış açılarıyla yapılacak okumalar yapılabilir.
mesela, galatasaray'ımız nezdinde, en azından 2018/19 sezonunun sonuna kadar sürmesi beklenen mevcut sistemin, neden erkenden gündeme getirildiği sorgulanabilir. federasyonda ve devlet/hükümet düzeyinde etkin kulüplerin işine gelince böyle işine gelmeyince başka türlü bir iradede bulunup bulunmayacağını görmek lazım. mevcut sistemin, eski türkiye futbol direktörü, yeni galatasaray teknik direktörü olan fatih terim tarafından getirildiği göz önüne alınırsa ve fatih terim'in federasyonla bir nevi savaş halinde olması da aklımızın bir köşesinde kalmalıdır.