aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 2027
    galatasaraya yakışmayan taraftar oluşumu. temizlenmelidir falan demeyeceğim, tamamen yok olmalılar. azalmadan, direkt.

    birader bu ne ya herifler galatasaray bayrağından çok ultraslan bayrağı sallıyorlar,
    galatasaray ambleminden çok ultraslan amblemli kıyafetler giyiyorlar,
    galatasaray ürünleri yerine ultraslan ürünleri giyiyorlar,
    tezahüratlarında galatasaray aşkından ziyade ultraslan sevgisi var.

    amk bir de takım aşkıyla oluşmaya çalışan güzel taraftar gruplarının oluşmasına kaba kuvvetle, barzolukla engel oluyorlar. nasıl bir saçmalık bu tüm galatasaray ultraslan olmak zorunda mı? başka taraftar gruplarına engel olmak rant kafanızı net bir biçimde ortaya koyuyor.

    nefret ediyorum, güzel galatasarayımın safralarıdır bunlar ve galatasarayım safralarından bir bir kurtulmalıdır, inanıyorum ki kurtulacaktır.
  • 2028
    bir fikrim var beyler. çikarin en iyi top oynayan taraftarlarinizi bir adim öne. kurun bir takim. üçer beşer, bişeyler toplayalim yazarlar olarak ve sponsorunuz olalim. amatörden başlayin top koşturmaya. gelin, maçlarinizi da alibeyköyspor'un stadinda oynayin. senelerdir kazandiğiniz parayla ödersiniz stadin kirasini. çok da küçük değil ha stad. size fazla bile. koreografidir, meşale yakmadir, sahaya atlamadir, adam dövme, vb. akliniza gelen, hatta sadece sizin ve destekçilerinizin aklinin erdiği birçok şeyi burada da yapabilirsiniz. oğlum bir düşünsenize. bir takiminiz var ve adi ultraslanspor. mükemmel olmaz mi? bence olur. arada biz de geliriz maçlarinizi izlemeye. bilete para veririz ama. ''yok ben ayarlarim, sen gel, bi raadol olum ya'' tarzi tekliflerle gelmeyin. ha bu arada, dayağimi yer öyle giderim evime. dövmemezlik etmeyin. ama öldürmeyin lan. tamam, ultraslan galatasaray'dan önce gelir (?) ama yine de daha bu gözler uzun seneler galatasaray'i izleyecek. bu adam perşembe günleri heyecanlanacak maç günü yaklaşiyor diye. sali ve çarşambalari avrupa zaferlerine şahit olacak. acimasiz olmayin yani. üffff, o değil de bir düşünsenize, heyya heyya heyya heyya ultraslan ultraslan tezahüratini bağirdiğinizi. 5000 kişilik stad yikilir yikilir. şu anda bile tüylerim diken diken oldu.

    sözlük, sözüm sana. bu yukarida yazilanlar hayal ürünüdür. ama gerçek olsa, neler olur, kisaca aktarayim sana.

    *tribünde olay çikmaz.
    *ben 5 yaşindaki yeğenimi arena'ya götürmekten çekinmem.
    *annemi de götürürüm arena'ya.
    *küfürsüz bir ortama bürünür stadimiz.
    *ses rekorlari kirilmaz belki, ama tribündeki dayicilik, ağabeycilik oyunlari da son bulur.
    *üzerine sari kirmizi forma giymiş bir adam ömer ağabey'den tekme yemez.
    *elin bebeleri arkasina dönüp, babasi yaşindaki adama, ''bağirsana a...yim'' şeklinde seslenmez.
    *en önemlisi de duyarli taraftar oraninda artiş olur.

    aklima gelmeyen ancak her maç içimde biriken, biriktirdiğim, birçok cümle var ultraslan'a sarfetmek istediğim. aa, aklima geldi bir tanesi.

    elinizi galatasaray'in üzerinden çekin ultraslanlarim benim.
  • 2029
    sene 2001, lise öğrencisiyiz. hayatımızı futbol üzerine kurmuşuz, iki aktivitemiz var. her gün okul sonrası, okulun asfalt zeminli sahasında top peşinde koşturuyoruz. ikinci aktivitemiz de tuttuğumuz takımlar. takımımız harika bir yıl geçirmiş, uefa ve süper kupayı almış, devamında da şampiyonlar liginde esip gürlediğimiz zamanlar.

    tarih 14 şubat, deportivo maçı öncesi yeni açıktayız. saat 3 gibi kapılar açılmış, aralıksız 6 saat boyunca yağmuru yemişiz, hâlâ da üzerimize bardaktan boşalırcasına yağmur yağıyor, hamur kıvamındayız. tahminlerimize göre sevgililer tam olarak o saatte yemeklerini yiyorlar, maç başladığı sıralarda da muhtemelen sinemada olacaklar. bizse o saatte, o yağmurun altında sevgilimizin ali sami yen'de sahaya çıkmasını bekliyoruz.

    ultraslan'la ilk defa o gece, takımlar sahaya çıktığında tanışıyoruz. bir bayrak açılıyor kapalı'nın tam göbeğinde, ortasında bir kalp, altında "only you" yazısı. imza olarak da ultraslan.

    kapalının hayalini kurduğumuz zamanlar. hayatımız kapalıda maça gitmeyi hayal etmekle geçiyor. tıpkı meşhur tezahürattaki gibi, hayatımızın tam ortasında ali sami yen stadı var, ve eğer bir seçim yapmamız gerekirse de ali sami yen'in kalbinin attığı yer olan kapalıda olmak istiyor gönül. ama dedim ya daha öğrenciyiz ve yeni açıktayız.

    o zamanlar, yıllardır pankartlarına baktığımız ikizler'i, türkiye'deki ultras kültürünün mihenk taşı olan yürüyedur'u, kasap gökhan'ı, çarli'yi ve daha nicelerini bir kez olsun görebilmek ve onlarla iki kelam edebilmek için hayatımızdaki birçok şeyden vazgeçebilecek durumdayız. işte o gün, o yağmur altında kapalı'nın göbeğinde açılan ve içinde ultras kelimesi geçen "ultraslan" imzası bizi tarif edilemez duygular içine sokuyor, hayranlıkla kendimizden geçiyoruz.

    sosyal medyanın, youtube'un bu derece aktif kullanılmadığı zamanlar olduğu için uzunca bir süre oluşumun kimler tarafından kurulduğu, neye hizmet ettiği ve amacının ne olduğu konusunda uzunca bir süre fikir sahibi olamıyoruz. ultraslan'ın yavaş yavaş, sindire sindire, yaptığı koreografiler ve organizasyonlarla birlikte büyümesinin ardından ultraslan hakkında bilgi sahibi olmaya başlıyoruz. ve o günler bize "kan bağımız olsa ancak bu kadar sevebilirdik" dediğimiz birini kazandırıyor; alpaslan ağabey'i.

    senelerimiz birilerine özenerek geçmişken, tribünlerde aidiyet duygusu arayıp da bulamadığımız ve kendimizi yalnız hissettiğimiz o zamanlarda alpaslan ağabey ultraslan'ı hediye etti bize. söylediği şey yalın ve netti; "her galatasaraylı ultraslan'dır." 3 basit kelime, ama bizim için anlamı çok büyüktü.

    ultraslan manifestosu'nu ilk okuduğumuzda "tamam" dedik, "bizim gibi düşünenler de varmış. endüstriyelleşen kahpe futbolun karşısında artık bir kale var. ve ben de bu kalenin bir parçasıyım." alpaslan ağabey'in bize hissettirdiği buydu. ilk "ultraslan" yazılı atkımı aldığımda ultraslan'ın galatasaray üzerinde tutulan bir olgu olmadığını, her galatasaraylı'nın ultraslan olduğunu düşünüyordum.

    ultraslan benim için alpaslan ağabey'in vefatıyla birlikte bitti. artık söylediğimiz tezahüratların içinde geçen "ultraslan" sözcüğü bizler için, bugün bizim olmayan, başkalarının üzerimizde bir kara bulut gibi dolaştırdığı ultraslan değil. harfler-sözcük aynı, ama bizim için ultraslan alpaslan ağabey'in bize hediye ettiği ultraslan. alpaslan ağabey'e minnet borcumuzun, vefanın, sevginin ve onu hayatımız boyunca unutmayacağımız gerçeğinin bir nişanesi olduğu için seviyoruz sadece ultraslan'ı, alpaslan ağabey bile kendine "genel koordinatör" sıfatını seçmişken, ortalıkta "ultraslan başkanı" diye gezenler için değil.

    yalnızca alpaslan ağabey'in ruhu ve bize bıraktığı mirası yad etmek için, gırtlaklarımız patlayana kadar;

    ölüm varmış, korku varmış,
    bu dünyanın sonu varmış,
    bizim için yoktur tasa,
    kalbimde sen yaşadıkça.

    başarılar gelir geçer,
    asaletin bize yeter,
    deplasmanda sami yen'de,
    "ultraslan" hep seninle.
  • 2031
    bu arkadaşlar güya ultras felsefeyi galatasaray tribünlerinde yaşatıyorlar ya hani.

    bu ultras felsefede de yönetimden hiçbir istekte bulunulmaz ve yardım istenmez ya hani.

    heh işte. millet 19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçı için bilet bulamazken bu adamların eline çoktan geçti bu biletler.

    haftalardır övünülen durum olan seyircisiz ceza almamız ve bu durumun tribünde pankartlarla yansımasının etkileri var bunlarda. sen bir de bu pankartın yanına ayriyetten "deplasman hakkımız engellenemez" pankartını koyuyorsun. o kadar ironik ki bu iki pankartın yanyana olması. sen yeteri kadar ağırlığını ortaya koyamadığın için o yasaklar kalkamadı. senin 7/24 küfür ettiğin fenerbahçe taraftarı kadar olamamışken bu deplasman konusunda gelip ne kadar seviyeli bir taraftar olduğunla övünüyorsun. zaten iyice ingiliz tribünlerine dönmüş tribünümüz. millet oturuyor alkışlıyor sadece. takım öndeyken tezahürat eden bir taraftar grubuna dönüşmüşken senin ağırlığını daha doğrusu ultras'lığını ortaya koyman lazım.

    ayrıca bir de bunların avrupa'daki temsilcilikleri sadece bayan olduğu için insanları en büyük sevgilisinden uzak tutup maça götürmüyor. kimsenin kusura bakmasında galatasaray'a kavuşmasına engel olamazsınız siz. kendini ne zannediyor bu insanlar ya! cidden ayıptır.
  • 2032
    19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçı için 120 meşale hazır etmişler ve stada sokmaya çalışacaklarmış diye duyum aldığım taraftar grubudur. keza galatasaray dün manchester'a indiğinde üyelerinden birkaçı meşale yaktığı için göz altına alındı ki bu bende onu yapan bunu da yapar mı endişesini doğuruyor. inşallah duyumum tamamiyle palavradır ve böyle bir çılgınlık yapıp kulübe ceza aldırmazlar.

    not: bir de üyelerinin istanbul'da 34 pounda aldığı biletleri burada, londra, karaborsa yapıp 150 pounda hatta tutturduğuna 200 pounda satmalarının takdirini de sizlere bırakıyorum.
  • 2033
    19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçında 120 tane meşale yakacaklarsa hiç girmesinler o stada daha iyi. bu tür şeyler takıma zarar vermekten başka bir şey değildir. git sesin kesilene kadar takımı destekle. old trafford'da sadece galatasaray taraftarının sesi duyulsun ama meşale yakmak mı kaldı be oğlum artık? maçlardan önce gösteri amaçlı yakarsın belki görsellik açısından ama maç esnasında olmaz.
  • 2034
    19 eylül 2012 manchester united galatasaray maçında, üç hilalli bayrak vardı. tribünün önünde asılıydı. tribünü yöneten ultraslan, galatasaray taraftarının 'sağ kolu' olduğunu bir kez daha gösterdi.

    bir kişi daha "ultraslan bütün galatasaray taraftarlarını tek çatı altında toplamak istiyor", "efendim her telden insan var", "tekyumruk siyaset yapıyor yea" demesin bana.
  • 2035
    başkanlık sistemine geçmişlerdir ;

    başkanımız ünal aysal’a
    __________________________________________________

    sayın başkanım,

    manchester old trafford stadı’na kadar gelerek, örnek davranışlarımız ve muhteşem desteğimize ithafen taraftarımıza teşekkür etmenizden dolayı ve her şeyden önemlisi galatasaray’ımızın başkanı ve reisi olarak aile havasının oluşmasına verdiğiniz katkıdan dolayı, biz de size teşekkür eder, saygılarımızı sunarız.

    amacımız, marka değerimizin; kulübümüzün kültürel ve yapısal değerlerini de göz önüne alarak otuz beş yıllık tribün tecrübemizle birleştirip, ulaşılması zor ve imrenilecek bir düzeye getirilmesidir.

    ultraslan bugün, dünyada bir daha hiç bir spor kulübü taraftarının başaramayacağı bir oluşumu gerçekleştirmiş ve büyümeye hızla devam etmektedir. son olarak endonezya ve irlanda ultraslan temsilciliğini kurarak elli beş ülkeye ulaşmış bulunuyoruz.

    unutmadığımız ve hatırlatmayı görev bildiğimiz tek konu "biz bir aileyiz, kenetlendikçe daha da büyüyen" sözüdür.

    saygılarımla,

    oğuz altay
    ultraslan başkani
  • 2037
    her ne kadar yetersiz ve zaman zaman zararlı olduklarını düşünsem de, kriz zamanlarında galatasaray'ı sahiplenmeleri sayesinde bende kredisi olan oluşum. tribündeki tüysüz ve atarlı veletleri temizleyip, tribünleri organize etmenin yolunun "bağırın lan ibneler" ya da "ayağa kalkmayan fenerli olsun" demek değil, yeni ve kaliteli tezahüratlar yaratarak herkesi bunları söylemeye teşvik etmek olduğunu anlarlarsa, yeniden bize faydalı olacaklardır. en azından demirören istifa diye bağıranları dövüp beşiktaş'ın batmasına en büyük katkıyı sağlayan çarşı gibi satılık değiller. adnan polat'a karşı başlattıkları istifa kampanyası bugünlere gelmemizde büyük rol oynamıştır. bu yüzden dediğim gibi kendilerini düzelttikleri takdirde başımın üstünde yerleri vardır.
  • 2039
    hiç hazetmediğimdir. beğenmedikleri marşı hemen susturup 15 dakika aptal aptal marşlar söyleyip, tribünü gerçek anlamda cehenneme çeviren ve verem edenlerdir. içlerinde akhisar'a karşı 1-0 öne geçildiğinde koyduk mu diye bağıranlar vardır. hatta akhisar'a karşı 3-0 olduğunda hala birbirlerini yumruklayarak sevinenler bile vardır.

    en nefret ettiğim insan tipleri yine bu grupta fazlasıyla vardır. arabesk insanlar evet. her an kendini jiletleyecekmiş gibi duran, yanıyorum, çile çekiyorum, ağlıyorum, lanet olsun böyle hayata diyen tipler bu grupta yine arabesk marşlarla tribündeki yerlerini ultraslan kimliğiyle almış durumdalar.

    bir de yeni hoparlörler koymuşlar kale arkasındaki 2 tribüne. maçtan önce bir tane amigo zımbırtısı, başbakan edasıyla çıktı yukarı, mikrofonu aldı eline. bunu da biz yaptık, artık güney de kuzey de bizim söylediklerimize uymak zorunda gibisinden birşeyler zırvaladı. arkasından hemen yine bu ultraslan denen koyuncuklar heyya heyya heyya heyya ultraslan ultraslan diye bağırmaya başladı. ya siz kimsiniz amk. acayip fitil oluyorum amk.

    sanki galatasaray bir devlet, ultraslan da bu devletteki tek başına iktidar olmuş siyasi parti.. neyin kafasını yaşıyosunuz amk?

    edit: mikrofon aylardır var diyen arkadaşlar var, ondan bahsetmiyorum. akhisar maçında ilkkez kullanılan yeni hoparlörlerden bahsediyorum.
  • 2040
    http://sphotos-g.ak.fbcdn.net/...975_1679036662_n.jpg

    23 eylül 2012 galatasaray akhisar belediyespor maçında gereksiz bir pankart açan oluşum.
    dünyanın dört bir yanında yaşanan insan katliamlarına, dünyayı bırak ülkende her gün ölen gencecik çocuklara ve bu çocukların vebalini taşıyanlara tepki gösterme ama saçma sapan bir filme tepki gösteren 3. sınıf kabilelerin seviyesine in.
    bravo tam ultraslan'a yakışan bir hareket.

    edit: bu pankartı eleştirenlere gelen tepkiler inanılır gibi değil.
    evet özür dilerim iyi ki açmışlar o pankartı keşke birde maç çıkışı hep beraber toplanıp amerikan konsolosluğunu taşlamaya filan gideydik. eyyaeyyaeyyaeyaa ultraslan ultraslan huleayn!
  • 2042
    sürekli çile, sürekli arabesk. takım paldır küldür önüne geleni ezerek geçse de, 2 maç üst üste kaybetse de sürekli arabesk. evet onlar dışında kimse bağırmıyormuş, lan diğer tribünler bunlardan başka bir şey söyledi mi direk bağırıyorlar başka bir şey, sen ne diyorsun. içindeki tiplerin nasıl bir hal içinde olduklarını tahmin edebiliyorum. maçtan önce ne yaptıklarını, aralarında ne konuştuklarını. açık söyleyeyim, galatasaray bunların çok da umrunda değil, en azından %60'ının falan umrunda değildir. kalan %40 zaten gerçekten bir şeyler yapmaya çalışanlardır eminim.

    hele şu kamu malına zarar verip de sen kimsin diyenler yok mu? yemin ederim metronun raylarını bir yerlerine sokacaksın ki o zaman akıllanacaklar. sen kimsin ki benim bindiğim metroya zarar veriyorsun ve sen kimsin ki kapalı alanda ve ağzına kadar dolu bir yerde sigara içiyorsun.

    kamu malına zarar vermeyi üstünlük olarak görenle işim olmaz zaten. başkan maaş bağlasın da maça gelmesinler bence. en azından insanlar pegasus tribününe girmeye korkmazlar.

    he bir de heyya heyya heyya ultraslan ultraslan.
  • 2044
    eleştirilecek çok yönü olan taraftar grubudur. ama güney tribünü'nde geçen sene sürekli maç izleyen biri olarak diyorumki eğer pegasus tribünü olmasa o statta kimse bağırmaz. üçlü dışında güney tribünün de doğru dürüst birlikte söylenen bir beste yok. bazı besteler arabesk ama haydi cimbom haydi bile denmiyorsa bu tribünde o zaman karşı tarafa laf söyleyeceğimize kendimize bakmalıyız. geçen sene şampiyonluk maçında bile bu tribünde bestelere iştirak eden çok az kişiydi.
  • 2047
    aramaya inanmaya çalıştım ama sözlük sürekli hata verdiği için sıkıldım. diğer yazar arkadaşların uyarılarını da bekliyorum yazacağım konuda. ali sami yen spor kompleksi türk telekom arena'nın 2 yıl önce açılışı vardı. orada bir takım protestolar oldu. galatasaray taraftarı da bundan gurur duydu. hatta diğer takım taraftarları bile destekledi. o zaman herşey güzeldi. spora siyaset karışmıştı orada ama kimsenin umrunda olan bu değildi. çoğunluk akp protesto edildiği için kulağının üstüne yatmış ve iyi oldu demişti. ultraslan'ı savunacak değilim. nasıl geçindikleri nereden geçindikleri vesairede beni ilgilendiren bir durum değil. bu yıl maçları güney tribününden izliyorum ve maalesef ki stadda pegasustan başka kimseden çıt çıkmıyor. hele maç heyecanlanırsa gol yenilirse falan herkes maçı izliyor. belki arada bir bağıranlar oluyorsa da bu tezahuratlar esnasında gol pozisyonu falan olursa susan ve pozisyona "offf, aaahhh" diye tepki veren taraftarı gördükten sonra, bestelerini beğenmesemde (sen varya sen den bozma tezahurat mesela) bu taraftar profiline tribünlerde ihtiyaç duyuluyor ne yazık ki.
    tribünlerde gelen şehit haberlerine, katliamlara her zaman protestolar yapıldı yapılacaktır ve yapılmalıdır da. dünkü açtıkları pankartla alakalı olarakta yine olsa yine aynı pankartı açıp tepki koyulmaldır. galatasaray'ın dna'sı bir kültür mozayiğidir ve toplumsal olaylara tepki göstermesi garipsenmemelidir.
  • 2049
    "türkçü" olduklarının anlaşılması salt açtıkları pankart sebebiyle değildir. gerek lider gördükleri kişilere reis demeleri gerek galatasaray kulübü başkanına reis diye hitap etmeleri ve bugüne kadar yapmış oldukları birçok şey bir arada değerlendirildiğinde ülkücü kafası yaşadıkları zaten aşikardır. son açtıkları deli saçması pankart da ülkücü kimliklerinin bir dışavurumudur. türk-islam sentezi kavramından bihaber "ne içtikleri belli olmayan" birtakım kişilere illa tane tane açıklamak mı gerekiyor yani? bugün "türkçü" ülkü ocaklarına gittiğinizde hepsinin "arap kökenli islam peygamberine" efendimiz efendimiz (yüzüklerin efendisindeki kıymetlimissss geldi aklıma birden) dediğini görürsünüz. yani "arap kökenli islam peygamberine ithafen açılan pankart" pekala da türkçü kimliğin bir yansımasıdır. hem de türkeş'ten beri. ultraslan'a atsızcı denmedi zaten ülkücü dendi. işte bunları böyle üç yaşındaki çocuğa anlatır gibi uzun uzun açıklamamızı gerektirecek yandaşları olan tribün grubu!?11birbir!

    ne içiyorsunuz siz abisi? * *

    edit: imla heheh
  • 2050
    kim türkçü, kim ülkücü kim değil orası bilinmez, ancak reis galatasaray kültüründe başkana verilen ünvandır. burdan bir siyasi çıkarım yapmak, bu kültürden bihaber olmakla açıklanabilir sanırım. galatasaray'ın ilk reisi ali sami yen'dir.

    --- alıntı ---

    ... cevdet'i ikinci reisliğe seçmiş, kendim de reis olmuştum. asım her hafta arkadaşlardan birer kuruş toplamakda mahir olduğu için kendisini muhasebeci yapmıştık. ben reisliği topu yağlayıp şişirmekle almıştım. topumuza evladım gibi bakardım. zaten varımız yoğumuz da toptu. mektebe gelirken, domuz sokağından geçer, domuz yağı alırdım. topu onunla yağlar, şişirirdim; yamasını yeni pabucumdan kesmiştim. bunu gören arkadaşlar, bana hepimizden fazla paye vermişlerdi. yani o zaman reisliğe ve diğer vazifelere payeyi, en çok çalışan kazanırdı. cevdet de ikinci reisliği formaları yıkadığı için almıştı.

    --- alıntı ---

    not: ultraslanın durumunu ben de kendimce sonuna kadar eleştiriyorum, yalnız reislik kavramından bu çıkarımları yapmayı da doğru bulmadığım için bu açıklamayı yapma gereği duydum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın