aynı isimdeki diğer başlıklar:
  • 427
    sezon başında arda'yla uğraşmak senin neyine ulan ipne ahmet çakar diye tezahurat yaptıktan sonra sezon sonunda düşmüşler paranın peşine tezahuratını yapan topluluk. artık hangi kelimelerle izah ediyorlarsa durumu(!).

    içlerinde "parasını veriyorum her türlü, iyi futbol da beklerim ulan" diyenler için söylüyorum, izlemeyin o zaman arkadaş, böyle garip garip* konuşacağına para da verme garip garip* de konuşma derler adama.
  • 430
    sözlüğün nezaketen ---"ultraslan" hakkında eklemek istediğiniz bir şeyler varsa buyrun:--- diyerek haklarında yazmaya davet ettiği oluşum.

    kendilerine eklemek istediğim şeyler var, 11 nisan 2010 galatasaray diyarbakirspor macindan sonra bir çok kişinin ekleyeceği şeyler vardır. ben "..." şeklinde bir bölüm ekliyorum.

    kişisel not: asy ye galatasaray maçı için 10 defa falan gitmişimdir. 5 sene önce falan kapalı üste kardeşimle beraber gitmiştik. ben zor ama belki biletteki yerime oturur maç seyrederim diye de küçük bir umut besliyorum. neyse geldik tribüne, yerime baktım dolu bir grup parsellemiş. biz de kapalı orta solda bir yerden seyrediyoruz. ortada duran grupla solumuzda duran grup arasında tartışma çıktı, bağrışmalar falan. neden böyle bir şey olabilir ki bir maçta aynı takım içinde falan derken, arkamda 45-50 yaşlarında bir çift vardı. onlar "allah ım nasıl bir karar verdik de maça geldik" der gibi bakıyorlardı.
    sonuç olarak tribünde oluşum işinden hazzetmedim. bir daha da numaralıda seyrettiğim kıytırık bir kupa maçı haricinde asy ye gitmedim. kısmet olur da imkanım olursa tt arena da kombine alır seyrederim. inşallah orada herkes kombine olur -boş koltuklar pahasına- kimin nerede oturacağı belli olur, olay çıkaran anında belirlenip, kartı iptal edilir, ingilizler gibi ooouu deriz, alkışlarız falan *.

    gaza getirmesi gereken yerde uyutan, protesto edeceğim derken sıvayan bir grup en iyi tribün grubuyuz diyorsa zaten işler ters gidiyor demek. 2 gündür yazılıyor; grup içinden olup, işin iç yüzünü bilenler bile görmezlikten geldiklerini yazmak zorunda hissettiler. bu tepkiyi içlerine sindiremeyen, aslında böyle olmaması gerektiğini düşünen kişiler umarım sözü geçen kişilerdir grup içinde.
    işin içinde başka şeyler aramak istersem şöyle bir entry okudum (bkz: #362908). var mıdır bir ilişki bu olaylarla arasında? aklıma takıldı sadece.
  • 433
    kurulduğu günden beri galatasaray ın başının bitten bi tarafının bişeyden kurtulmadığı oluşumdur.

    koreografi, eyvallah çok güzel yapıyosunuz. ama onun da tadı kaçıyor.

    güzel kardeşim, seyirci avantajı nedir? bi seyret bakayım ingiltere yi almanya yı falan. takım atağa kalkıyor "röhüyyy" diye bir ses çıkıyor. hatta "giggs sesi" diye bir efsane var. tevatür ederler ki giggs topu soldan alıp yardırmaya bşladığında, önünden geçtiği seyirci ayağa kalkarmış, oradaki koltuklar da katlanan cinsten olduğu için "tak tak tak" diye ardı sıra ses çıkarmış, işte bu giggs sesi imiş. şimdi öyle bir ortama beni koy (halı sahaya çağırmazlar kalecilik dışında, o derece düşün) top ayağıma geldiğinde o röhüynnn sesini duyayım, gaza gelir bikaç kişiyi çalımlarım ben de, ya da bana öyle geliyor.

    ama geliyoruz sami yen'e, 11 nisan galatasaray diyarbakırspor maçı için konuşmuyorum, misal keita aldı topu yardırıyo, tribünden ses "eyooo ultraslan, sikilmiş fener". ulan adamda elbet ruh kalmaz. yahu liverpool la oynuyoruz "ibne liverpool" diye bağrılıyo. arkadaş o liverpool lu adam "ibne"yi bilmez ki, herif algıda seçiyor liverpool'u daha beter gaza geliyor. bizim garibanlar atağa kalkacak "ultraslan" diye birine tezahürat yapılıyor. nerde coşku? nerde heyecan? nerde takımı itmek?

    başka bağırana da küfür ediyorlar. eden adamı da söyleyeyim size, stad yakınlarında bir büfenin helasında cebinden tomarla bilet çıkarıp, "boşsa boş tribün, paran yoksa gelme amına kodumun" diyen adam.

    şimdi ben baros olsam, hat trick yaptığım bi maçta coşturamamışsam bu seyirciyi daha da kendimi paralamam. ulan onu geçtim, "lucas neill" gibi efsane olma namzeti bi adam var. geldiğinden beridir adam gibi oynuyor, canını dişine takıyor. o adam ilk golünü atmış lan, adını bağırsana. şevke getirsene.

    neyse başımız gözümüzün sadakası, 3-5 maç kaldı şurda, seyrantepe ye geçelim de bu uğursuzluk kalksın başımızdan.

    uğursuzluk? kuruluş tarihi 2001, o vakitten sonraki asıl amacımız olan "avrupa" maçlarını bi inceleyin bakalım.
  • 435
    ne çok seveni varmış arkadaş. sevgilerini cesurca itiraf edemeyenler çareyi bunları kötüleyenlerin girdiği entrynin altındaki ''of butonu''nda buluyor. doğru ama, bu tribünler onlarsız olmaz değil mi? neden? çünkü onlar sigara paraları yokken bile bilet alıyorlar. * çünkü onlar en uzak deplasmanlara bile gidiyorlar. *

    ne kadar cefakar, ne kadar vefakarlar değil mi? evet, öyleler. *

    ben çocukluğunu, çocukluğunda fenerli olduğunu bildiğim kişilerin bunların yanında dolaştığını gördüm. her maça gittiklerini duydum. *

    bir dal sigaraya, bir-iki mevzuya*, birilerinin arkasını kollayacak figüran olmaya; sen de hak kazanabilirsin maça girmeye. o zaman sen de her maça giden bir ultraslan üyesi olabilirsin.

    hangisi daha kıymetli deseler,

    hiç maça gitmemiş, evinde heyecanla maç izleyen birinin taraftarlığını tercih ederim. çünkü eminim ki, onunki bunlarınki kadar bedava değil. hiç yoktan bir dal sigara kadar değil!

    hepsi öyle mi derseniz. lafım meclisine...
  • 436
    vizelerim yüzünden gidemediğim, lig tv'den fenerbahçeli eniştem ile izlediğim 11 nisan 2010 galatasaray diyarbakirspor macinda beni utancımdan yerin dibine sokan taraftar grubumuz.

    ergen aklım ile aldığım ve ergenliğimden beri sakladığım, üzerinde "ultraslan" yazan polarımı, atkılarımı ve berelerimi çöpe atmama sebep olan taraftar grubumuz.

    9 agustos 2006 galatasaray mlada boleslav macinda kapalıya astığı "sen tribündeki biz biz sahadaki sen" pankartını inkar eden, inkar etmese bile o sahada en fazla barış özbek olabileceğini gösteren taraftar grubumuz.

    sırf "ultraslan" kelimesini çağırıştırıyor diye "ultradnan" nickini alan bir gsuser olarak beni farklı bir nick ile galatasaray sözlük'ten yeni bir hesap alma derdine düşürmüş olan taraftar grubumuz.

    uzun lafın kısası;

    beni nickimden utandıran taraftar grubumuz.

    rumuz: şimdibanakaybolanyıllarımıverseler.
  • 439
    taraftarlık zor zanaattır, son maça gidenler, lafım sizlere. kendini bilen biliyor, yarası olan gocunsun isteyen de bir daha beni okumasın. kapalının önüne dikilmiş üç beş tane çapulcuya da lafım yok benim. o her maça giden, reis dedikleri, başkan dedikleri zatı muhteremleri 40 yıldır tanırım ben. her hangi bir tezahüratı söyleyebilsinler, ilk maçta fenerbahçe bayrağını alırım elime, bir daha galatasaray'ın ismini bile anmam. ama dedim işte lafım o tetikçilere değil. onlar bu orta oyununun en zavallı insanlarıdır. o tetiği çektirenlerle benim işim.

    maçtan 3 gün önce açıklandı, o ne olduğu anlaşılamayan, hedefinin neresi olduğu belli olmayan tezahüratın yapılacağı. jo lavuğunun ıslıklanacağı, arda turan'ın kulağı çekileceği, reykart'ın devre dışı kalacağı, taraftarın bölüneceği. bunları yaptıan akıllı adamların da yok galatasaray'la işleri. yöneticiliği bıraksınlar ve bir daha yönetci olmayacaklarına karar versinler maça bile gelmezler. (örnek; ergun gürsoy) kimbilir ne puştluk düşünüyorlardır. senelerdir getirdikleri bunca yabancıya kaptırdıkları paraların hesabını soran yok. galatasaraylılığın ne olduğunu kendileri biliyormu ki, gelenlere öğretsinler. onlar için tek gaye, taraftarı uyutsunlar, iki senede bir sırayla seçilsinler, padişahlıklarını sürdürsünler. haldun'u kim tanırdı yönetici olmasa, beni bile şurda yazıyorum diye 250- 300 kişi tanıyor. adnan polat belki de şirketini iflastan kurtardı sayemizde.

    arda turan; bu ülkede son yıllarda gelmiş geçmiş en büyük futbolcudur. oynamadığı maçlarda gördük, pozisyona bile giremedik. yani, fener maçında oyuna sakat sakat girdikten sonra maçı çevirseydi, bırak sinem'i paris hilton'u bile götürmesi için 10.000 kişi bağıracaktık. bırakın lan bu işleri, o bilmiyormu sanki taraftarla barışmak için yapması gerekeni. alır takımı maçtan önce, getirir kale arkasına, başlarını eğerler olur biter. taraftarın takıma sitemi sevgidendir, ancak başımızdaki belaların yaptırdığı şeylerin sevgiyle alakası yok. arda gibi başka kaç tane futbolcun var ki gitsin diyorsun. bizim en büyük özelliğimiz di oysa, takımda ilk 11 den en az 4 kişinin kendi evladımız olması.

    arda turan'ı satmak istiyorlar bence, bunun en kolay yolu taraftarın gözünden gönlünden düşürmek. aksi durumda, kupa kaldırmış arda'yı satabilirlermi? demek kaleye seneye yabancı almayacaklar, leo'yu ıslıklatın, protestoya devam edin talimatı tetikçilere. jo kim ya, onu kim aldıysa zararı ondan tahsil etmemiz lazım. esas protesto bunun için yapılmalı. yazıları ters asmışlar çapulcular, ne zaman girdiniz o stada. hepinizi tanıyorum, bedava aldığınız konbinelerinizi fener maçında 500 liraya sattınız. sonra her zamanki fare deliğinden içeri alındınız. hiç biriniz tezahürat yapmasını bilmez, forma giymez, tipleri kayık, ağızları ishal.

    bizim 40 yıldır tribünlerdeyiz diye övündüğümüz tribünler, bunlar değil çocuklar. 14 sene beklemişler, ne beklemesi? darwell'i ilk geldiği sene linçten alman polisi kurtarmıştı. daha dündü, fener'e yenilen imparator terim, takım otobüsünden kaçarak canını zor kurtarmıştı bunların elinden. gittikleri her deplasmanda olay çıkaranlar, her biri sabıkalı, bir o kadar tehlikeli yaratıklar. çıkmışlar iyi okumuş terbiyeli gerçekten taraftar olmak isteyen yığınlara liderlik taslıyorlar. aslanları kedilere boğduran, haldun, bu tezgahın baş sorumlusudur. şu an tartışma sıfırdır, ligin belediyespor dahil en kötü taraftarı galatasaray taraftarıdır. maç başlar alır bir meleme melodisi, sahadaki oyunla alakası olmayan bir desibelle yırtarlar bir taraflarını. köylere, yaylalara giden bağırtılar. bir maç''yensen de yenilsen de'' diyenler, bir sonraki maç '' sizin gibi ruhsuz görmedik'' derler. ne gördünüz ki lan siz. ben arda turan olsam, bağırmayın daha iyi diye beyanat veririm.

    bataklıktaki sivrisineklerle uğraşalım istiyorlar. yeni stadyumda bu çapulcular kendiliğinden asimile olurlar. numaralıdaki, durumdan vazife çıkarıp bağıranlar, işte o meşhur 14 sene şampiyonluk görmemiş çocuklardır, iyi bakın onlara. ceplerinden verecek olsalar paraları da olsa hangi çapulcu 4.000 dolar verip de o tribüne gider? ben numaralı tribünlerden şimdiye kadar hiç bir maçta en ufak bir protesto sesi duymadım.

    taraftarın fener maçında tribünleri yaktığında içlerindeydim. işte odur devrim, yapacaksan onu yapacaksın. takımı tamamen değiştirteceksin. bugün küfrettiğin futbolcuyu, yarın önüne çağırmayacaksın. işin çok kolay yolu vardı oysa. hiç bir futbolcuyu maç öncesi şova çağırmasanız yeterdi. merak etmeyin bizden aptal değil futbolcular, anlarladı demek istediğimizi. arda'dan benim beklentim yokmu kaptan olarak? var elbet, misal fener'e yenildikleri gece alem yapanın izini sürmek, yakaldığında da kafa göz girişmek. biz neler gördük, kaptan büyük mehmet, son dakika da antiç'ten dandik bir gol yediğinde laleci bahattin'e sahanın ortasında yapıştırmıştı tokadı. sende döv leo franko'yu, bok çuvalı bir maç kurtaramamış çıkartma çapulcu taraftarın önüne, kendiniz kesin cezayı. her türlü harekete verilecek cevabım var benim galatasaraylılık mazimde. 14. şampiyonluk geldiyse o çapulculara karşı tribünlerde verdiğimiz savaşla gelmişti. hatırlayan varsa bilmem, şimdikinden çok daha beter girmiştik son düzlüğe. takım rize'de yenilmiş, 3 maç kala şampiyonluk muczelere, 15. seneye kalmıştı. kocaelispor maçında o zamanın çapulcuları, takımı, darwell'i dövmeye hazırlıklıydı. şimdiki gibi değil tam 2 misli insan vardı tribünlerde. küfürlü tezahüratı yaptırmak isteyenlere karşı, bilinçli taraftarlar olarak çıkmıştık betonun üstüne. susturduk, takımı bağrımıza bastık, aynı anda malatya'dan gelen gol haberiyle biraz umutlanır gibi olduk. sonraki hafta antalya'da biz galipken, inönü'de bir mucize oldu. son dakikada denizli, beşiktaş'la berabere kalarak son eskişehir maçına lider çıkmamızı sağladı. ne oluyoruz be, paçası sıkan benle iddiaya girsin, her maçı kazanırsak şampiyon biz oluruz.

    oyunlara gelen, maşa olan, maçtan ekmek yiyen çapulcu tayfasını alt etmemiz imkansız. bizim feryadımız, bizimkilere, siz o maşaların maşası olmayın yeter. bırakın tezhürat yapmayı, yaptırmayı, konuşmayı bile bilmeyen adamlardan uzak durun. gerekirse bir sezon onların bulunduğu yerden kombine almayın. korkmayın galatasaray'a bir halt olmaz. daha da gerekiyorsa bir sezon maçlara gitmeyin. yapabiliyorsanız yöneticilere ulaşmaya çalışın. onların foyalarının çıkmasına yardımcı olun. inanın bu sezon saha sonuçları gelmemişse bunun tek sebebi dışarda haldun- adnangiller, içerde lanet olası 16 numaradır. dolduruşa gelipte çapulcunun tezahüratına eşlik eden bizimkilere gelince, bu maç sarı kartla kurtuldunuz benden. o da galatasarayı ne kadar çok sevdiğinizi bildiğim içindir, son sözlerim şudur.

    sizin dün yaptığınız şeyleri, çok daha haklı olduğumuz halde biz yapsaydık, bugün sizlerin'' sizin gibi ruhsuz görmedik'' diye bağıracağınız bir takımınız bile olmayacaktı. dün sizin kaptan arda'ya yaptığınızı biz cüneyt'e yapmış olsaydık, avrupa şapiyonu takımımız var diye övünen tek bir galatasaraylı olmayacaktı. zor zanaattır galatasaraylılık, öyle formayı giyip, tribünde iki bağırmakla, üç sövmekle taraftar olunmuyor. aklınızı başınıza devşirin, galatasaraylı olduğunuza şükredin.
  • 440
    suat ateşdağlıgibi kendini bilen kültürlü dünyanın tanıdığı birisi bugün şöyle bir yazı yazmış. ben bu adama biraz olsun güvenip inanıyorum. hiç bir şey göründüğü gibi değil dediğine göre altında bişey var olabilir diye düşündüm yazıyı okuyunca.

    işte o yazı:

    sevgili galatasaray’lılar,

    ben suat ateşdağlı.ultraslan’ın kurucularındanım ve ilk başkanıyım.ilk defa forumumuza bir yazı yazıyorum.çünkü 15 gündür gereğinden fazla bir şekilde, dışımızda değil içimizde maalesef ultraslan’ı anlamamış olan arkadaşlarımızın yorumlarını okuyoruz.

    öncelikle şunu belirtmek isterim ki, galatasaray bir sevdadır.
    bir hobi ve eğlence yeri değildir.ultraslan’ı da kurma amacımız bu sevdayı bir çatı altında toplayıp, kulübümüze faydalı bir şekilde yürütmek ve ilerletmektir.

    bunu yaparken özellikle bu tribünün yıllardır kahrını çekmiş olan lider arkadaşlarımdan çok büyük destek aldık.bu destek çığ gibi büyüdü ve büyümeye de hiç bir bölünme olmadan devam edecektir.

    ultraslan, yine çok doğru, kararlı bir protestoya imza atmıştır.ultraslan galatasaray ruhunu sahaya yansıtmayan, formasının hakkını vermeyen,2 çalım 1 topuk pasına kanmayan,dik ve gururlu bir taraftar grubudur.

    galatasaray taraftarı bestemizde de belirtildiği gibi 14 sene beklemesine rağmen takımını her zaman kayıtsız, şartsız desteklemiştir.

    galatasaray taraftarının her daim tek temsilcisi olan ultraslan, taraftarlık duruşu adına yine bir ilke imza atarak formasının hakkını vermeyen tüm takıma gerekli mesajı vermiştir.

    bu öyle bir mesajdır ki, sayın adnan polat ve teknik direktör’ümüz frank rijkaard da bu mesajı aldıklarını ve protestomuzda haklı olduğumuzu belirtmişlerdir.

    tekrar anlatmaya gayret ediyorum.bir taraftar, duruşlu, ne yaptığını bilen ve başta da dediğim gibi 2 çalıma kanmayan bir birey olmalıdır.

    yıllardır dediğimiz gibi, başarılar gelir geçer, asaletin bize yeter sözünün arkasında duran taraftar, taraftardır.

    bu takım 2 senedir başarısız sonuçlar alırken bu ultraslan niye protesto etmiyor, niye sessiz kalıyor deniliyorken şimdi de bu protesto niye var diyen bir kaç kişi ortaya çıkıyor.bu güruh benim başkanlığım döneminde de mevcuttu.ancak,bugüne kadar bu güruhun açıkçası neyin peşinde olduğunu anlayamıyorum.ne yani jo’ya şampanya verip, tüm takıma çiçek mi atsaydık iyi olacaktık?

    formasının hakkını vermeyen kim olursa olsun ultraslan o futbolcu veya futbolcuların karşısındadır.

    takımımız maç tabii ki kaybedecektir, ama ruhunu asla kaybetmemelidir.işte bizim hazmedeğimiz de budur!

    ayrıca, şunu da belirtmek isterim ki, her deplasmanda binlerce kilometre yol yapan ultraslan’ların kendini bilmez, galatasaray’ı hobi gibi gören bir kaç kişi tarafından yıpratılmasına da izin vermeyeceğiz.onlar 18 saat yol yaparken,bazıları bebek’te öğlen çayını yudumlayıp, maçını güzelce tv’de seyredip, sonrasında da bilgisayar başında ahkam kesemez, bize ne yapacağımızı öğretemez.bizde o zaman o kişilere deriz ki, sende elini taşın altına koy, seninde galatasaray sevdanı görelim.

    tabii ki, ultraslan olarak bizimde hatalarımız vardır.bu hataları da bizzat tribün liderlerimiz takip edip, gerekli önlemleri almaktadır.eleştiri illa ki olacaktır.ancak önemli olan bu eleştirilerin maksadını aşmaması ve art niyetli olmamasıdır.hele ki insanları tanımadan, bilmeden yorum yapmak çok büyük ayıptır.

    hiçbir şey dışarıdan gözüktüğü gibi değildir.gerekli bütün eleştirileri ve yanlışları düzeltmek içinde tribün liderlerimizle birlikte büyük çaba sarfetmekteyiz ve düzelteceğiz de.bundan kimsenin şüphesi olmasın.

    ancak şunu belirtmek isterim ki, ultraslan’ı bölmek isteyenler bu amaçlarına hiç bir zaman ulaşamayacaktır.

    son kez şunu söylemek isterim ki, herkesin metin oktay’ın "taçsız kral" filmini seyretmesi ve baba gündüz’ün "galatasaray bir his takımıdır" yazısını okuması gerekmektedir.

    galatasaray asla vazgeçemeyeceğimiz bir sevdadır.vakit, bu sevdayı tek ses, tek yürek olarak, birlik içinde, tüm gücümüzle yaşama vaktidir.

    saygılarımla

    suat ateşdağlı
  • 441
    daha önceki bir tartışma esnasında, ultraslan'ın ilk başkanı suat ateşdağlı hakkında yazmıştık bir şeyler. başkanlığı bırakmasının nedeni 2002 de rahmetli özhan canaydın eli ile yapılan ultraslan iç darbesidir.

    (bkz: zizonkovac/#245932)

    darbeden sonra en cevval hali ile ikinci ultraslan döneminde işin içinde kalmıştır ve tribünlerin bugün bu hale gelmesinin en önemli müsebbiplerinden birisidir.

    hakında daha önce yazdıklarımız için;

    (bkz: zizonkovac/#355490)
  • 442
    ilk başkanı tarafından savunulan oluşumdur. ama haksız bir savunma bu.

    madde 1 : deplasman kovalamakdenilen eylem, takımına yürekten bağlı olan insanların takımlarının peşinden onun gittiği her yere gitmesi durumudur. bunu yaparken de hiçbir karşılık beklemezler. bunu yaptıkları için kendilerine bir paye biçmezler, biçmemelidirler.

    yani ben deplasmana gidiyorum, galatasaray tribünü benden sorulur diye bir şey olamaz. menfaatiçin gidiliyorsa hiç gidilmesin. zaten her şehirde yeterince galatasaraylı var. bursa'dan biliyorum, stadın ordan merinos fabrikasına kadar 3erli sıra olur bir bilet uğruna. tabii bu paşalar gelir, biletsiz giren girer, diğerleri de sabahın 3ünden beri bekleyen insanların önüne geçer.

    madde 2: protesto vardır, eşeğin kulağına protestovardır. kimse ultraslanı protesto yaptığı için eleştirmiyor burada. yaparsın protestonu, mesajı alan alır, kapanır gider dava. sanki ultraslanın yaptığı ilk protestoymuş gibi yaklaşılıyor olaya. özhan canaydına yapılan protestoları da biliriz.

    ultraslanın eleştirildiği konu, protesto yapış şeklidir. galatasaray'ın değer verdiği ne varsa harcanmıştır. yüzyıllık bir slogan ıslıklanmış, simge bir futbolcunun ismi ters asılmış, ki diyarbakır türkiyedirpankartı düzken, diğer bir simge adayı futbolcuya da haksız biçimde özel hayatı üzerinden saldırılmıştır. bu 14 sene değil 14 asırda görülemeycek türden bir rezalettir.

    madde 3: tribün insanı olmak en çok mert ve dürüst olmayı gerektirir.

    siz dürüst değilsiniz. dürüst olsanız gariban bulduğunuz jo'ya, leo franco'ya, arda'ya değil onların başındaki adnan polat'a ve en önemlisi de bu takımı yaratan haldun üstünel'i de protesto etmeliydiniz. çünkü bu takım ruhsuzsa, böyle ruhsuz topçular görmediyseniz, onlar kadar ve belki daha da fazla yönetimin de suçu vardır bu durumda. yönetim yönetim olaydı madem de böyle ruhsuzluklara mahal vermeyeydi? ki bence ruhsuz olan futbol takımı değil, karaborsacılardır her zaman için.

    madde 4:
  • 446
    internet sitesinde suat ateşdağlı imzalı şöyle bir yazı yeralmıştır.

    öncelikle benim dikkatimi çekenleri yazayım, sonra isterseniz aşağıda yazıyı okursunuz.

    **ultraslan, yine çok doğru, kararlı bir protestoya imza atmıştır.ultraslan galatasaray ruhunu sahaya yansıtmayan, formasının hakkını vermeyen,2 çalım 1 topuk pasına kanmayan,dik ve gururlu bir taraftar grubudur.**

    ne demiş suat ateşdağlı ultraslan ''galatasaray ruhunu sahaya yansıtmayan, formasının hakkını vermeyen ve 2 çalıma kanmayan bir taraftar grubudur. bunun yanlış yazılmış olduğunu hepimiz de biliyoruz. ama ne güzel özetlemiş sayın ateşdağlı. galatasaray ruhunu sahaya yansıtmayan...

    **galatasaray taraftarının her daim tek temsilcisi olan ultraslan, taraftarlık duruşu adına yine bir ilke imza atarak formasının hakkını vermeyen tüm takıma gerekli mesajı vermiştir.**

    yok yaaa sayın ateşdağlı. o kadar kolay değil sayın ateşdağlı. ultraslan galatasaray taraftarından bir kısmının ve son rezilliklerden sonra küçük bir kısmının temsilcisidir. siz hala bize sahip olduğunuzu düşünüyorsanız. hayır.

    **tekrar anlatmaya gayret ediyorum.bir taraftar, duruşlu, ne yaptığını bilen ve başta da dediğim gibi 2 çalıma kanmayan bir birey olmalıdır.**

    taraftar rerere rarara gibi galatasaray simgesini ıslıklayan, bir diğer tribünü ötekileştiren, reislerine tapan, bedava bilet bulmazsa maça gelmeyen...

    **ancak,bugüne kadar bu güruhun açıkçası neyin peşinde olduğunu anlayamıyorum.ne yani jo’ya şampanya verip, tüm takıma çiçek mi atsaydık iyi olacaktık? **

    belkide daha iyi olurdu sayın ateşdağlı. * buna uygun bir pankartta koyunca daha etkili ve tüm türkiye'den alkış alacak destansı bir protesto olmaz mıydı?

    **ayrıca, şunu da belirtmek isterim ki, her deplasmanda binlerce kilometre yol yapan ultraslan’ların kendini bilmez, galatasaray’ı hobi gibi gören bir kaç kişi tarafından yıpratılmasına da izin vermeyeceğiz.onlar 18 saat yol yaparken,bazıları bebek’te öğlen çayını yudumlayıp, maçını güzelce tv’de seyredip, sonrasında da bilgisayar başında ahkam kesemez, bize ne yapacağımızı öğretemez.bizde o zaman o kişilere deriz ki, sende elini taşın altına koy, seninde galatasaray sevdanı görelim.**

    aynı hikaye, aynı hikaye. birde numaralıya giydirdik mi tamam. galatasaray sevgisi bizim tekelimizde değil mi? bedava bilet mi varmış, hiç haberim yok.

    **galatasaray asla vazgeçemeyeceğimiz bir sevdadır.vakit, bu sevdayı tek ses, tek yürek olarak, birlik içinde, tüm gücümüzle yaşama vaktidir.**

    yani tek yürek ama numaralı dışında. galatasaray sözlük'ün ua'dan nefret eden yazarlarıda hariç. protestoyu desteklemeyenler zaten bizden değildir.

    yazının tamamı

    --- alıntı ---
    sevgili galatasaray’lılar,

    ben suat ateşdağlı.ultraslan’ın kurucularındanım ve ilk başkanıyım.ilk defa forumumuza bir yazı yazıyorum.çünkü 15 gündür gereğinden fazla bir şekilde, dışımızda değil içimizde maalesef ultraslan’ı anlamamış olan arkadaşlarımızın yorumlarını okuyoruz.

    öncelikle şunu belirtmek isterim ki, galatasaray bir sevdadır.
    bir hobi ve eğlence yeri değildir.ultraslan’ı da kurma amacımız bu sevdayı bir çatı altında toplayıp, kulübümüze faydalı bir şekilde yürütmek ve ilerletmektir.

    bunu yaparken özellikle bu tribünün yıllardır kahrını çekmiş olan lider arkadaşlarımdan çok büyük destek aldık.bu destek çığ gibi büyüdü ve büyümeye de hiç bir bölünme olmadan devam edecektir.

    ultraslan, yine çok doğru, kararlı bir protestoya imza atmıştır.ultraslan galatasaray ruhunu sahaya yansıtmayan, formasının hakkını vermeyen,2 çalım 1 topuk pasına kanmayan,dik ve gururlu bir taraftar grubudur.

    galatasaray taraftarı bestemizde de belirtildiği gibi 14 sene beklemesine rağmen takımını her zaman kayıtsız, şartsız desteklemiştir.

    galatasaray taraftarının her daim tek temsilcisi olan ultraslan, taraftarlık duruşu adına yine bir ilke imza atarak formasının hakkını vermeyen tüm takıma gerekli mesajı vermiştir.

    bu öyle bir mesajdır ki, sayın adnan polat ve teknik direktör’ümüz frank rijkaard da bu mesajı aldıklarını ve protestomuzda haklı olduğumuzu belirtmişlerdir.

    tekrar anlatmaya gayret ediyorum.bir taraftar, duruşlu, ne yaptığını bilen ve başta da dediğim gibi 2 çalıma kanmayan bir birey olmalıdır.

    yıllardır dediğimiz gibi, başarılar gelir geçer, asaletin bize yeter sözünün arkasında duran taraftar, taraftardır.

    bu takım 2 senedir başarısız sonuçlar alırken bu ultraslan niye protesto etmiyor, niye sessiz kalıyor deniliyorken şimdi de bu protesto niye var diyen bir kaç kişi ortaya çıkıyor.bu güruh benim başkanlığım döneminde de mevcuttu.ancak,bugüne kadar bu güruhun açıkçası neyin peşinde olduğunu anlayamıyorum.ne yani jo’ya şampanya verip, tüm takıma çiçek mi atsaydık iyi olacaktık?

    formasının hakkını vermeyen kim olursa olsun ultraslan o futbolcu veya futbolcuların karşısındadır.

    takımımız maç tabii ki kaybedecektir, ama ruhunu asla kaybetmemelidir.işte bizim hazmedeğimiz de budur!

    ayrıca, şunu da belirtmek isterim ki, her deplasmanda binlerce kilometre yol yapan ultraslan’ların kendini bilmez, galatasaray’ı hobi gibi gören bir kaç kişi tarafından yıpratılmasına da izin vermeyeceğiz.onlar 18 saat yol yaparken,bazıları bebek’te öğlen çayını yudumlayıp, maçını güzelce tv’de seyredip, sonrasında da bilgisayar başında ahkam kesemez, bize ne yapacağımızı öğretemez.bizde o zaman o kişilere deriz ki, sende elini taşın altına koy, seninde galatasaray sevdanı görelim.

    tabii ki, ultraslan olarak bizimde hatalarımız vardır.bu hataları da bizzat tribün liderlerimiz takip edip, gerekli önlemleri almaktadır.eleştiri illa ki olacaktır.ancak önemli olan bu eleştirilerin maksadını aşmaması ve art niyetli olmamasıdır.hele ki insanları tanımadan, bilmeden yorum yapmak çok büyük ayıptır.

    hiçbir şey dışarıdan gözüktüğü gibi değildir.gerekli bütün eleştirileri ve yanlışları düzeltmek içinde tribün liderlerimizle birlikte büyük çaba sarfetmekteyiz ve düzelteceğiz de.bundan kimsenin şüphesi olmasın.

    ancak şunu belirtmek isterim ki, ultraslan’ı bölmek isteyenler bu amaçlarına hiç bir zaman ulaşamayacaktır.

    son kez şunu söylemek isterim ki, herkesin metin oktay’ın "taçsız kral" filmini seyretmesi ve baba gündüz’ün "galatasaray bir his takımıdır" yazısını okuması gerekmektedir.

    galatasaray asla vazgeçemeyeceğimiz bir sevdadır.vakit, bu sevdayı tek ses, tek yürek olarak, birlik içinde, tüm gücümüzle yaşama vaktidir.

    saygılarımla
    suat ateşdağlı

    --- alıntı ---
  • 447
    son zamanlarda kendilerine karşı oluşan tepkileri dindiremeyen "reislerin", ultraslan'ın içinden çıkmış ve herkesce bilinen sevilen bir dj ile bu tepkileri yatıştırmaya çalıştığı taraftar grubu.

    o ana kadar foruma üye olmamış olan suat ateşdağlı apar topar üye olarak ultraslan'ı sorgulamaya başlayan gerçek "ultraslanları" yatıştırma işine kalkışmıştır. belki belli bir kesim üzerinde başarılı olmuş olabilir. belki belli bir süre ortalık dinebilir ama maalesef ultraslan'ın uzun vadede önü pek parlak değil... git gide daha da çöküyor...

    nasıl ki şuanda sevinç ve mutluluk içinde yeni stadımızın yükselişine tanık oluyorsak aynı anda da kendimizi ait hissettiğimiz ultraslan'ın çöküşüne aynı oranda üzülerek tanık oluyoruz... maalesef olmadı, kendi kendini bitiridi ultraslan... benim gibi sorgusuz sualsiz bu oluşumu benimseyen taraftarları bile soğuttu kendinden...

    şahsi görüşüm bitmek üzere olan aslantepe stadı bu oluşumun ya kurtuluşu olacak ya da çökme noktasına gelen gruba son darbeyi vuracak...
  • 449
    şimdiye kadar hakkında hiç yazı yazmadım ancak gördüğüm bazı şeyler var ki insan çıldıracak seviyeye geliyor. dün oynanan 17 nisan 2010 manisaspor galatasaray maçında bize ayrılan gediz tribününde yerimizi almış maçı beklerken ultraslan izmir, ultraslan lise vb. gruplar da yerlerini aldılar. ancak öyle bir yer almaydı ki bu zannedersiniz kavimler göçü. yok efendim istanbul'dan otobüs geliyormuş herkes bir sıra geri kaysın, yok efendim maç izlemeye mi geldiniz falan filan. ancak amigo diye yerini alan birisi öyle bir marş söyletmeye çalıştı ki bırakın marşı anlamayı, hangi dil olduğunu bile anlamadık. diskolu miskolu birşeydi galiba. zaten eşlik eden de olmadı marşa eğer o marşsa. ayrıca maç esnasında ultraslan diye bağırmak takıma ne gibi bir avantaj verir? bunlar yetmezmiş gibi daha iki otobüs gelecek maça bedava girmek için, izdiham yaratmak için falan fistan demek ne kadar mantıklıdır? ultraslan lise isimli bir grubun maçın görüş alanına pankart asması nedir yahu, ben göreyim diye mi asıyorsun pankartı! tribünün içerisinde sağ taraftaki demire asacağına ön tarafa as da hem biz maçı izleyelim, hem de pankartın görünsün.

    neresinden tutarsan elinde kalıyor, olmuyor! olmuyor!

    edit: o değil de yaş ortalaması 15 olan insanların görüş alanına pankart asılmasına izin verilmemesinin ardından; '' maç izlemeye mi geldiniz aq, gidin kahvede izleyin aq, bırakın da pankartı asalım aq '' lafları durumu sanırım özetler.
App Store'dan indirin Google Play'den alın