439
taraftarlık zor zanaattır, son maça gidenler, lafım sizlere. kendini bilen biliyor, yarası olan gocunsun isteyen de bir daha beni okumasın. kapalının önüne dikilmiş üç beş tane çapulcuya da lafım yok benim. o her maça giden, reis dedikleri, başkan dedikleri zatı muhteremleri 40 yıldır tanırım ben. her hangi bir tezahüratı söyleyebilsinler, ilk maçta fenerbahçe bayrağını alırım elime, bir daha galatasaray'ın ismini bile anmam. ama dedim işte lafım o tetikçilere değil. onlar bu orta oyununun en zavallı insanlarıdır. o tetiği çektirenlerle benim işim.
maçtan 3 gün önce açıklandı, o ne olduğu anlaşılamayan, hedefinin neresi olduğu belli olmayan tezahüratın yapılacağı. jo lavuğunun ıslıklanacağı, arda turan'ın kulağı çekileceği, reykart'ın devre dışı kalacağı, taraftarın bölüneceği. bunları yaptıan akıllı adamların da yok galatasaray'la işleri. yöneticiliği bıraksınlar ve bir daha yönetci olmayacaklarına karar versinler maça bile gelmezler. (örnek; ergun gürsoy) kimbilir ne puştluk düşünüyorlardır. senelerdir getirdikleri bunca yabancıya kaptırdıkları paraların hesabını soran yok. galatasaraylılığın ne olduğunu kendileri biliyormu ki, gelenlere öğretsinler. onlar için tek gaye, taraftarı uyutsunlar, iki senede bir sırayla seçilsinler, padişahlıklarını sürdürsünler. haldun'u kim tanırdı yönetici olmasa, beni bile şurda yazıyorum diye 250- 300 kişi tanıyor. adnan polat belki de şirketini iflastan kurtardı sayemizde.
arda turan; bu ülkede son yıllarda gelmiş geçmiş en büyük futbolcudur. oynamadığı maçlarda gördük, pozisyona bile giremedik. yani, fener maçında oyuna sakat sakat girdikten sonra maçı çevirseydi, bırak sinem'i paris hilton'u bile götürmesi için 10.000 kişi bağıracaktık. bırakın lan bu işleri, o bilmiyormu sanki taraftarla barışmak için yapması gerekeni. alır takımı maçtan önce, getirir kale arkasına, başlarını eğerler olur biter. taraftarın takıma sitemi sevgidendir, ancak başımızdaki belaların yaptırdığı şeylerin sevgiyle alakası yok. arda gibi başka kaç tane futbolcun var ki gitsin diyorsun. bizim en büyük özelliğimiz di oysa, takımda ilk 11 den en az 4 kişinin kendi evladımız olması.
arda turan'ı satmak istiyorlar bence, bunun en kolay yolu taraftarın gözünden gönlünden düşürmek. aksi durumda, kupa kaldırmış arda'yı satabilirlermi? demek kaleye seneye yabancı almayacaklar, leo'yu ıslıklatın, protestoya devam edin talimatı tetikçilere. jo kim ya, onu kim aldıysa zararı ondan tahsil etmemiz lazım. esas protesto bunun için yapılmalı. yazıları ters asmışlar çapulcular, ne zaman girdiniz o stada. hepinizi tanıyorum, bedava aldığınız konbinelerinizi fener maçında 500 liraya sattınız. sonra her zamanki fare deliğinden içeri alındınız. hiç biriniz tezahürat yapmasını bilmez, forma giymez, tipleri kayık, ağızları ishal.
bizim 40 yıldır tribünlerdeyiz diye övündüğümüz tribünler, bunlar değil çocuklar. 14 sene beklemişler, ne beklemesi? darwell'i ilk geldiği sene linçten alman polisi kurtarmıştı. daha dündü, fener'e yenilen imparator terim, takım otobüsünden kaçarak canını zor kurtarmıştı bunların elinden. gittikleri her deplasmanda olay çıkaranlar, her biri sabıkalı, bir o kadar tehlikeli yaratıklar. çıkmışlar iyi okumuş terbiyeli gerçekten taraftar olmak isteyen yığınlara liderlik taslıyorlar. aslanları kedilere boğduran, haldun, bu tezgahın baş sorumlusudur. şu an tartışma sıfırdır, ligin belediyespor dahil en kötü taraftarı galatasaray taraftarıdır. maç başlar alır bir meleme melodisi, sahadaki oyunla alakası olmayan bir desibelle yırtarlar bir taraflarını. köylere, yaylalara giden bağırtılar. bir maç''yensen de yenilsen de'' diyenler, bir sonraki maç '' sizin gibi ruhsuz görmedik'' derler. ne gördünüz ki lan siz. ben arda turan olsam, bağırmayın daha iyi diye beyanat veririm.
bataklıktaki sivrisineklerle uğraşalım istiyorlar. yeni stadyumda bu çapulcular kendiliğinden asimile olurlar. numaralıdaki, durumdan vazife çıkarıp bağıranlar, işte o meşhur 14 sene şampiyonluk görmemiş çocuklardır, iyi bakın onlara. ceplerinden verecek olsalar paraları da olsa hangi çapulcu 4.000 dolar verip de o tribüne gider? ben numaralı tribünlerden şimdiye kadar hiç bir maçta en ufak bir protesto sesi duymadım.
taraftarın fener maçında tribünleri yaktığında içlerindeydim. işte odur devrim, yapacaksan onu yapacaksın. takımı tamamen değiştirteceksin. bugün küfrettiğin futbolcuyu, yarın önüne çağırmayacaksın. işin çok kolay yolu vardı oysa. hiç bir futbolcuyu maç öncesi şova çağırmasanız yeterdi. merak etmeyin bizden aptal değil futbolcular, anlarladı demek istediğimizi. arda'dan benim beklentim yokmu kaptan olarak? var elbet, misal fener'e yenildikleri gece alem yapanın izini sürmek, yakaldığında da kafa göz girişmek. biz neler gördük, kaptan büyük mehmet, son dakika da antiç'ten dandik bir gol yediğinde laleci bahattin'e sahanın ortasında yapıştırmıştı tokadı. sende döv leo franko'yu, bok çuvalı bir maç kurtaramamış çıkartma çapulcu taraftarın önüne, kendiniz kesin cezayı. her türlü harekete verilecek cevabım var benim galatasaraylılık mazimde. 14. şampiyonluk geldiyse o çapulculara karşı tribünlerde verdiğimiz savaşla gelmişti. hatırlayan varsa bilmem, şimdikinden çok daha beter girmiştik son düzlüğe. takım rize'de yenilmiş, 3 maç kala şampiyonluk muczelere, 15. seneye kalmıştı. kocaelispor maçında o zamanın çapulcuları, takımı, darwell'i dövmeye hazırlıklıydı. şimdiki gibi değil tam 2 misli insan vardı tribünlerde. küfürlü tezahüratı yaptırmak isteyenlere karşı, bilinçli taraftarlar olarak çıkmıştık betonun üstüne. susturduk, takımı bağrımıza bastık, aynı anda malatya'dan gelen gol haberiyle biraz umutlanır gibi olduk. sonraki hafta antalya'da biz galipken, inönü'de bir mucize oldu. son dakikada denizli, beşiktaş'la berabere kalarak son eskişehir maçına lider çıkmamızı sağladı. ne oluyoruz be, paçası sıkan benle iddiaya girsin, her maçı kazanırsak şampiyon biz oluruz.
oyunlara gelen, maşa olan, maçtan ekmek yiyen çapulcu tayfasını alt etmemiz imkansız. bizim feryadımız, bizimkilere, siz o maşaların maşası olmayın yeter. bırakın tezhürat yapmayı, yaptırmayı, konuşmayı bile bilmeyen adamlardan uzak durun. gerekirse bir sezon onların bulunduğu yerden kombine almayın. korkmayın galatasaray'a bir halt olmaz. daha da gerekiyorsa bir sezon maçlara gitmeyin. yapabiliyorsanız yöneticilere ulaşmaya çalışın. onların foyalarının çıkmasına yardımcı olun. inanın bu sezon saha sonuçları gelmemişse bunun tek sebebi dışarda haldun- adnangiller, içerde lanet olası 16 numaradır. dolduruşa gelipte çapulcunun tezahüratına eşlik eden bizimkilere gelince, bu maç sarı kartla kurtuldunuz benden. o da galatasarayı ne kadar çok sevdiğinizi bildiğim içindir, son sözlerim şudur.
sizin dün yaptığınız şeyleri, çok daha haklı olduğumuz halde biz yapsaydık, bugün sizlerin'' sizin gibi ruhsuz görmedik'' diye bağıracağınız bir takımınız bile olmayacaktı. dün sizin kaptan arda'ya yaptığınızı biz cüneyt'e yapmış olsaydık, avrupa şapiyonu takımımız var diye övünen tek bir galatasaraylı olmayacaktı. zor zanaattır galatasaraylılık, öyle formayı giyip, tribünde iki bağırmakla, üç sövmekle taraftar olunmuyor. aklınızı başınıza devşirin, galatasaraylı olduğunuza şükredin.
maçtan 3 gün önce açıklandı, o ne olduğu anlaşılamayan, hedefinin neresi olduğu belli olmayan tezahüratın yapılacağı. jo lavuğunun ıslıklanacağı, arda turan'ın kulağı çekileceği, reykart'ın devre dışı kalacağı, taraftarın bölüneceği. bunları yaptıan akıllı adamların da yok galatasaray'la işleri. yöneticiliği bıraksınlar ve bir daha yönetci olmayacaklarına karar versinler maça bile gelmezler. (örnek; ergun gürsoy) kimbilir ne puştluk düşünüyorlardır. senelerdir getirdikleri bunca yabancıya kaptırdıkları paraların hesabını soran yok. galatasaraylılığın ne olduğunu kendileri biliyormu ki, gelenlere öğretsinler. onlar için tek gaye, taraftarı uyutsunlar, iki senede bir sırayla seçilsinler, padişahlıklarını sürdürsünler. haldun'u kim tanırdı yönetici olmasa, beni bile şurda yazıyorum diye 250- 300 kişi tanıyor. adnan polat belki de şirketini iflastan kurtardı sayemizde.
arda turan; bu ülkede son yıllarda gelmiş geçmiş en büyük futbolcudur. oynamadığı maçlarda gördük, pozisyona bile giremedik. yani, fener maçında oyuna sakat sakat girdikten sonra maçı çevirseydi, bırak sinem'i paris hilton'u bile götürmesi için 10.000 kişi bağıracaktık. bırakın lan bu işleri, o bilmiyormu sanki taraftarla barışmak için yapması gerekeni. alır takımı maçtan önce, getirir kale arkasına, başlarını eğerler olur biter. taraftarın takıma sitemi sevgidendir, ancak başımızdaki belaların yaptırdığı şeylerin sevgiyle alakası yok. arda gibi başka kaç tane futbolcun var ki gitsin diyorsun. bizim en büyük özelliğimiz di oysa, takımda ilk 11 den en az 4 kişinin kendi evladımız olması.
arda turan'ı satmak istiyorlar bence, bunun en kolay yolu taraftarın gözünden gönlünden düşürmek. aksi durumda, kupa kaldırmış arda'yı satabilirlermi? demek kaleye seneye yabancı almayacaklar, leo'yu ıslıklatın, protestoya devam edin talimatı tetikçilere. jo kim ya, onu kim aldıysa zararı ondan tahsil etmemiz lazım. esas protesto bunun için yapılmalı. yazıları ters asmışlar çapulcular, ne zaman girdiniz o stada. hepinizi tanıyorum, bedava aldığınız konbinelerinizi fener maçında 500 liraya sattınız. sonra her zamanki fare deliğinden içeri alındınız. hiç biriniz tezahürat yapmasını bilmez, forma giymez, tipleri kayık, ağızları ishal.
bizim 40 yıldır tribünlerdeyiz diye övündüğümüz tribünler, bunlar değil çocuklar. 14 sene beklemişler, ne beklemesi? darwell'i ilk geldiği sene linçten alman polisi kurtarmıştı. daha dündü, fener'e yenilen imparator terim, takım otobüsünden kaçarak canını zor kurtarmıştı bunların elinden. gittikleri her deplasmanda olay çıkaranlar, her biri sabıkalı, bir o kadar tehlikeli yaratıklar. çıkmışlar iyi okumuş terbiyeli gerçekten taraftar olmak isteyen yığınlara liderlik taslıyorlar. aslanları kedilere boğduran, haldun, bu tezgahın baş sorumlusudur. şu an tartışma sıfırdır, ligin belediyespor dahil en kötü taraftarı galatasaray taraftarıdır. maç başlar alır bir meleme melodisi, sahadaki oyunla alakası olmayan bir desibelle yırtarlar bir taraflarını. köylere, yaylalara giden bağırtılar. bir maç''yensen de yenilsen de'' diyenler, bir sonraki maç '' sizin gibi ruhsuz görmedik'' derler. ne gördünüz ki lan siz. ben arda turan olsam, bağırmayın daha iyi diye beyanat veririm.
bataklıktaki sivrisineklerle uğraşalım istiyorlar. yeni stadyumda bu çapulcular kendiliğinden asimile olurlar. numaralıdaki, durumdan vazife çıkarıp bağıranlar, işte o meşhur 14 sene şampiyonluk görmemiş çocuklardır, iyi bakın onlara. ceplerinden verecek olsalar paraları da olsa hangi çapulcu 4.000 dolar verip de o tribüne gider? ben numaralı tribünlerden şimdiye kadar hiç bir maçta en ufak bir protesto sesi duymadım.
taraftarın fener maçında tribünleri yaktığında içlerindeydim. işte odur devrim, yapacaksan onu yapacaksın. takımı tamamen değiştirteceksin. bugün küfrettiğin futbolcuyu, yarın önüne çağırmayacaksın. işin çok kolay yolu vardı oysa. hiç bir futbolcuyu maç öncesi şova çağırmasanız yeterdi. merak etmeyin bizden aptal değil futbolcular, anlarladı demek istediğimizi. arda'dan benim beklentim yokmu kaptan olarak? var elbet, misal fener'e yenildikleri gece alem yapanın izini sürmek, yakaldığında da kafa göz girişmek. biz neler gördük, kaptan büyük mehmet, son dakika da antiç'ten dandik bir gol yediğinde laleci bahattin'e sahanın ortasında yapıştırmıştı tokadı. sende döv leo franko'yu, bok çuvalı bir maç kurtaramamış çıkartma çapulcu taraftarın önüne, kendiniz kesin cezayı. her türlü harekete verilecek cevabım var benim galatasaraylılık mazimde. 14. şampiyonluk geldiyse o çapulculara karşı tribünlerde verdiğimiz savaşla gelmişti. hatırlayan varsa bilmem, şimdikinden çok daha beter girmiştik son düzlüğe. takım rize'de yenilmiş, 3 maç kala şampiyonluk muczelere, 15. seneye kalmıştı. kocaelispor maçında o zamanın çapulcuları, takımı, darwell'i dövmeye hazırlıklıydı. şimdiki gibi değil tam 2 misli insan vardı tribünlerde. küfürlü tezahüratı yaptırmak isteyenlere karşı, bilinçli taraftarlar olarak çıkmıştık betonun üstüne. susturduk, takımı bağrımıza bastık, aynı anda malatya'dan gelen gol haberiyle biraz umutlanır gibi olduk. sonraki hafta antalya'da biz galipken, inönü'de bir mucize oldu. son dakikada denizli, beşiktaş'la berabere kalarak son eskişehir maçına lider çıkmamızı sağladı. ne oluyoruz be, paçası sıkan benle iddiaya girsin, her maçı kazanırsak şampiyon biz oluruz.
oyunlara gelen, maşa olan, maçtan ekmek yiyen çapulcu tayfasını alt etmemiz imkansız. bizim feryadımız, bizimkilere, siz o maşaların maşası olmayın yeter. bırakın tezhürat yapmayı, yaptırmayı, konuşmayı bile bilmeyen adamlardan uzak durun. gerekirse bir sezon onların bulunduğu yerden kombine almayın. korkmayın galatasaray'a bir halt olmaz. daha da gerekiyorsa bir sezon maçlara gitmeyin. yapabiliyorsanız yöneticilere ulaşmaya çalışın. onların foyalarının çıkmasına yardımcı olun. inanın bu sezon saha sonuçları gelmemişse bunun tek sebebi dışarda haldun- adnangiller, içerde lanet olası 16 numaradır. dolduruşa gelipte çapulcunun tezahüratına eşlik eden bizimkilere gelince, bu maç sarı kartla kurtuldunuz benden. o da galatasarayı ne kadar çok sevdiğinizi bildiğim içindir, son sözlerim şudur.
sizin dün yaptığınız şeyleri, çok daha haklı olduğumuz halde biz yapsaydık, bugün sizlerin'' sizin gibi ruhsuz görmedik'' diye bağıracağınız bir takımınız bile olmayacaktı. dün sizin kaptan arda'ya yaptığınızı biz cüneyt'e yapmış olsaydık, avrupa şapiyonu takımımız var diye övünen tek bir galatasaraylı olmayacaktı. zor zanaattır galatasaraylılık, öyle formayı giyip, tribünde iki bağırmakla, üç sövmekle taraftar olunmuyor. aklınızı başınıza devşirin, galatasaraylı olduğunuza şükredin.