öyle bir ikilem oluşturdular ki şu anda, kendi içlerinde olanlar ultraslan olmadan
galatasaray taraftarı olunmaz zannetmekte.
galatasaray taraftarlığı tüm kimliklerin üzerindedir. ultraslan bunun içerisinde sadece bir
alt kimliktir, o kadar. ultraslan olmak zorunda değilsin galatasaray taraftarı olmak, galatasaray'ı sevmek için. içlerinde bazı çocuklar var ki hele ultraslan'ı eleştirdiği için karşısındaki kişiye "sen bizim kadar galatasaraylı değilsin, anlamazsın" diyorlar. düşünün, birbirinin galatasaraylılığını kimse sorgulayamazken bunlar hepi topu 15 - 16 senelik bir oluşum için
galatasaraylılık sorgulamakta.
o zaman bunların mantığa göre
baba gündüz galatasaray'lı değil miydi? yada
metin oktay? utanmasalar "
ali sami yen ultraslan'dı" diyecekler. uefa kupası alınıp taraftarın ufku açılınca bir oluşum kurdular, bunun örneğini de avrupa'dan aldılar. ismi bile
italyanca kökenden geliyor, söylesen bilmez. ama ultraslan. ama bağımsız taraftar oluşumu. gülümsetiyorlar ufaktan böyle konuştuklarında. biz ultraslan'la galatasaray'lı olmadık ki. biz galatasaray taraftarı olduğumuz zaman ultraslan yoktu yok. şunu bir anlayamadınız.
bak kardeşim, bak ultraslan'ı savunan kardeşim. ben bunların içinde de yer aldım, bunların yönetim kademesinde de bulundum. benim yönettiğim dönemde karadeniz için ayrı bir bölge koordinatörlüğü konusu açıldı onun içerisinde de yer aldım. ve şu anda bu insanlar beni
twitter'dan engellemiş. sebep? astana maçında kendileri beşiktaş'a sayıp söverken üst taraftan birileri "
yönetim istifa" dedi, bunlar da o taraftarlara saldırdı, dövdü. bunu eleştirdim, beni engellediler. hani, nerede kaldı "
fikri hür, vicdanı hür" taraftarlık anlayışı ile birlikte "bağımsız taraftar oluşumu" olgusu?
sen şimdi burada gelip galatasaray taraftarına laf atıyorsunya "ultraslan'a sallıyorlar" diye, senin bunu söylediğin insanlar yarın öbür gün bir sıkıntı olsa bir mevzu olsa ultraslan dediğin insanların yanında yer alır konu
galatasaray olursa. konu galatasaray olduğunda bile ama ultraslan dediğin insanlar bu insanları darp etmekte bir sıkıntı görmüyor değil mi? astana maçında duyduk. durduk yere neden böyle bir şey hakkında kim yalan söylesin?
biz galatasaray'ın geleceği satılıyor diye
riva ve
florya anlaşmaları hakkında boğazlarımızı yırttık. elimizden gelenin fazlasını yapmaya çalıştık gördüğümüz yanlışları duyurmak için, etkili olduk olamadık ayrı konu. milyar dolarlık alanları hepi topu 140 milyon dolara peşkeş çektiler değil mi? hah işte, o peşkeş döneminde sesi çıkmayanlar,
ünal aysal döneminde bir
schalke maçının biletlerini, bir
90 dakikayı yarım sezon sordular tribünde bestelerle. yalansa söyle, sormadılar mı? "haydi söyle her maçına gelmedik mi? haydi söyle uğruna can vermedik mi? haydi söyle kimler gidiyor schalke'ye?" bestesini hiç mi duymadın?
hani bir de şunu savunuyorlar "siz fikstürü futbol endeksli takip ederken biz
basketbol -
voleybol gidiyoruz" falan diyorlarya. ben 1
bayan voleybol maçı için şehrimden 500 gidiş 500 geliş 1000 kilometre yapabiliyorum tek başıma. onların "haberleri olmayan"
genel kurullar,
divan kurulları varya. hani kulüp üyelerinin divan üyelerinin falan "bitse de gitsek" modunda olduğu, hah işte ben o toplantıların hepsini en başından son saniyesine kadar takip ediyorum.
galatasaray benim canım ulan! gece gözümü onu düşünerek kapatıyorum, sabah onu düşünerek açıyorum ben! sen ultraslan'ı eleştiriyorum diye benim galatasaray taraftarlığımı sorgulayacaksın öyle mi? kolaydı!
galatasaray taraftarı olmak için ultaslan denilen oluşuma ihtiyacınız yok! ama ultraslan dediğiniz olgunun galatasaray olmadan en ufak anlamı yok! bunu anlamayacak kadar körseniz siz galatasaray'ın değil
ultraslan'ın taraftarısınız!