• 1652
    bir seviyesi olduğuna inanılan takım. ısrarla söyleniyor bu, hatta beğendiğimiz, aklı başında yorumcular tarafından bile. ''bizim seviyemizde olmayacak hatalar, bizim seviyemizde yenmeyecek goller'' deniyor sürekli. bunu sürekli söylüyorsak, o zaman seviyemizi sorgulama zamanımız gelmiştir, belki de o düşündüğümüz seviyede değilizdir ?

    malta, estonya, kazakistan ayarı takımlara takılmadan geçtiğimiz çok nadir. üst seviyeye bakıyorum, ispanya almanya fransa ayarı takımlardan puan almışlığımız yok çok çok uzun senelerdir, onlar zaten rakibimiz değil. e bakıyorsun hırvatistan, belçika, isveç gibi ülkelerin belli standartları var hem başarı olarak hem oyuncu kalitesi olarak, 2008-2012 yılları arası bu ayarda ülkelere karşı nispeten sonuç alabiliyorduk, şu an o da tamamen kalkmış durumda. romanya ve arnavutluk maçlarında da görüldü ki, bahsettiğimiz gibi bir seviyede değiliz. ısrarla bu görülmek istenmiyor, ısrarla teknik oyunculardan kurulu olduğumuz, fiziksel mücadelede zorlandığımız, izlanda, arnavutluk vb ülkelerde bizim gibi yetenekli oyuncular olmadığı yönünde yorumlar yapılıyor. bırakın arkadaş allah aşkına şu işi, neyin tekniği, bok gibi kalitede oyuncuların var, ne teknik ne fizik hiç bir iş beceremiyorlar. bugün estonya, arnavutluk bile kendini biliyor, tanıyor, yan topta başarılıysa ona yönelik oyun deniyor, katı savunmaysa onu iyi yapıyor. bizde inanılmaz bir kendini büyük görme hastalığı var. o paraları alınca da kendini italyan, fransız oyuncu seviyesinde görüyor paşalarımız tabi. ne hikmetse sahaya çıkınca hiç göremiyoruz bu yıldız oyuncu tavırlarını.

    28 yaşındayım, şanslı dönemdeymişim, kulüp ve milli takımlarımızın başarılı yıllarıyla geçmişti çocukluğum, bunun etkisiyle de benim yaş grubum avrupa futboluna dahil olabilmiş bir türkiye gördü. lakin bunlardan önce şerefli mağlubiyet yıllarında, lüksemburg, moldova ayarında bir ülkeymişiz. şu an kimse yediremiyor belki kendine, inanılmaz büyük paralar da dönerken, ama aslında o yıllara dönmüş vaziyette kalitemiz. sadece ismimiz büyük görünüyor. açıkçası uluslar ligi işi iyi oldu, kendimizi ait gördüğümüz 'seviye' den nasıl küme düşüyoruz, estonya moldova ayarında bir takım olduğumuz gözümüze çarpacak göreceğiz.
  • 1653
    nüfusunun neredeyse tamamının futbolla yatıp kalktığı, futbolun neredeyse her şeyden önde ülkenin milli futbol takımı. 80 milyon nüfusla bu bilgiyi birleştirdiğin zaman aslında ortaya çıkan formül diyor ki bu ülkenin milli takımının her turnuvada başa oynaması lazım.

    ama işte bu formül iki bilinmeyenli bir formül değil dostlar, içinde eğitim kalitesi, antrenör kalitesi vesaire gibi onlarca değişken var. şu anda ülkede gelinen noktada ise bu onlarca değişkeni olan denklemi sadece yabancı sınırıyla açıklamaya çalışan adamlar var. kimse salak değil. 3 kuruş matematik bilen adam için bile anlaması çok kolay şeyler.

    futbolda bu inanılmaz paralar döndüğü sürece, rant kapısı olduğu sürece, bizim milli takımın yakın gelecekte başarı elde etmesi imkansız. para için bu işi yapmayan, eş dosta prim vermeyen idealist bir grubun en az 2-3 kuşak bu işin başında olması lazım ki gelecek için umutlanabilelim. ki rüzgarın her gün değiştiği bir ülkede idealist bir grubun senelerce altyapıyla falan ilgilenmesini beklemek hayalcilikten başka bir şey de değil.

    şu an gelinen noktada şunu anlıyorum ki, nasıl şu an yakaladığı jenerasyon sayesinde ciddi bir başarı yakalayan izlanda var - belki de tarihleri boyunca bir daha böyle bir durumları olmayacak 300 binlik bir ülkeden bahsediyoruz - türk futbolunun da 90'lar sonu ve 2000'leri de kapsayan başarılı dönemi jenerasyondan ibaretmiş.

    80 milyonluk ülkesinden, tarihinde bir sefer bile mesut özil çıkaramamış bir ülkeden bahsediyoruz. 96-2000 galatasaray'ı gibi bir türk takımı çıkmadığı sürece de milli takım uzun yıllar daha böyle devam eder.
  • 1654
    seviyesinin çok üstünde beklentilere girmesek bildiğn vasat bir milli takımdır.
    bir defa bizim belirli bir oyun anlayışımız yok. teeee şenol güneş'ten beri ne oynadığını bilmiyor mill takım. arada sırada duygusal olarak yükseldiği maçlarda başarılı oldu o kadara. ama atıyorum ucunda 3 puan olan bir romanya maçında oyun karakteriizle kazanmışlığımız yok. romanya'yı, estonya'yı hatta malta'yı bile yenmek için yumurtanın kapıya dayanması falan lazım.

    e böyle bir milli takımdan her avrupa şampiyonasına katıl, her dünya kupasında bulun gibi isteklerde bulunmak son derece yanlış.

    çözüm basit, önce millet bu milli takımdan beklentiyi düşürecek. elemelerde ilk 3'ü zorlayın, yapabiliyorsanız 2. olup baraj maçlarına kalın dememiz gerekiyor bunlara. başına koyacaksın m.reşit akçay'ı olacak bitecek. sağ bekte barış veya ömer ali sol bekte güray veya emre gibi oyuncularla devam edeceğiz. evet bu kadar basit aslında. atıyorum şöyle bir 11, harun-barış serdar çağlar emre-okay oğuzhan-alper yusuf cengiz-cenk. bu takım dünya kupası veya avrupa şampiyonasında şampiyon olmaz. olamaz. o zaman ne yapacağız, şampiyon olmuyorlarsa 2. olsunlar mı diyeceğiz? hayır. elimizi vicdanımıza koyacağız ve diyeceğiz ki bu takım taş patlasa turnuvalara katılır, renk katar. bu.

    ya, tarihin en iyi yerli jenerasyonu ki 96-2000 yılları arası galatasaray'ından bahsediyoruz, onlar bile en fazla çeyrek final oynadılar avrupa şampiyonasında. dünya kupasında da kura şansıyla 3. olabilmişiz. o jenerasyondan iyisini bırak onlar gibisini bir daha görmedi ki bu ülke.neden her kaleciye 2000'li yılların başındaki rüştü muamelesi yapıyoruz. neden her stoper ikilisini alpay-bülent ikilisiymiş gibi düşünüyoruz. neden her orta sahamızdan okan-tugay-emre verimi bekliyoruz. neden beklerimiz h.ünsal-ergün-fatih-ümit davala dörtlüsüymüş gibi vasatlıklarına şaşırıyoruz. neden orta saha ve kanatlarda hasan şaş, yıldıray, sergen, nihat vs varmış gibi kızıyoruz milli takıma. hele forvetlere hiç girmiyorum. ya fatih tekke alınmıyordu milli takıma ve hiç de problem olmuyordu bu. şu an var mı böylesine bir zenginlik? hakan şükür'ler, arif'ler, ilhan mansız'lar sonradan ilave olan serhat'lar, tuncay'lar, ümit karan'lar.... zamanın kadrosu nere bugünün kadrosu nere.

    bizim seviyemiz şu, biz izlanda, çek cumhuriyeti, norveç, irlanda cumhuriyeti falan. bu yani. almanya, fransa vs rüyamızda görürüz onları. artık hazırlık maçı dahi yapamıyoruz zaten onlarla.

    düşük tutacağız beklentiyi. tüm mesele bu. şimdi önümüzde 2020 avrupa şampiyonası var değil mi? diyeceğiz ki milli takım elemanlarına, beyler 6 takımlı eleme grubunda 3.lük başarıdır. evet. yapabiliyorsanız 2. olun baraj maçı oynayalım. evet evet tam da böyle söyleyeceğiz. ha taş kuşa değdi şampiyonaya katıldık. eyvallah bu bize yeter de artar bile deyip geçeceğiz. öyle primmiş, bilmem neymiş hep bu dev aynası olayı bu hale getirdi bizi. futbolda biz buyuz. yeri gelmişken söyleyeyim biz futbol ülkesi falan da değiliz. onu da çıkarın aklınızdan.
  • 1655
    bu fikri daha önce başka bir başlığa yazmıştım ama tekrar edeyim. öncelikle yabancı sınırına dokunulmayacak. kulüpler sözleşme imzalanan her yabancı futbolcu için 250 bin tl ödeyecek. sonrasında federasyon bir kural getirecek. 21 yaş ve altı, kulübün alt yapısından yetişmiş bir oyuncuyu ilk 11 oynatmak zorunlu olacak. ilk 11 başlayan oyuncu en az 45 dk sahada kalacak. ayrıca 18 kişilik kadroda 2 alt yapı oyuncusu bulundurmak zorunlu olacak. bunları yapmayan kulüplere önce uyarı, sonra para cezası ve en son da puan silme cezası verilecek. ayrıca alt yapısından ilk 11'de 2 ve daha fazla oynatan kulüplere, oyucuların aldıkları süre hesaplanarak ödül verilecek. ve hükümete düşen göreve gelince; başlangıç olarak 5 büyükşehir belediyesine görev verilecek. o belediyeler bir takım kuracak veya olan takımı sahiplenecek. modern alt yapı tesisleri yapıp, eğitimli alt yapı hocaları getirecek veya eğitecek. takımların eğitmenleri o şehir'deki ve çevre iller'deki oyuncuları araştırıp takıma kazandıracak. takımlarda kendi alt yapısı dışında kimse oynamayacak. bu kulüplerin giderlerini belediyeler karşılayacak. eğer olur da altınordu gibi geliri olursa, bu para yine o kulüpler için harcanacak. tabii her türlü denetime açık olacak. çünkü burası türkiye ve her türlü suistimal olur.
    bizim kulüp ne yapmalı diye soracak olursak, cevabı çok basit.
    kulüp yeni taşınacağı tesislerde bir ali sami yen futbol lisesi kuracak. öğrencilerin yani sporcular burda yatılı kalacak. alt yapı tamamen fransız bir ekibe bırakılacak. çünkü şu an dünyanın en iyisi onlar. öğrenciler yatılı olduğu için, antremanı gidip gelmek hiç sıkıntı olmayacaktır. öğrencilerden hem ders, hem de futbol konusunda başarı istenecek. tabii bide bir takım satın alınacak ve oyuncular 22-23 değil, 17-18 yaşında profesyonel maça çıkmaya başlayacak. yani milli takım ile ilgili aklıma gelen kurtuluş reçetesi böyle:)
  • 1656
    türk futbolunda köklü bir altyapı devrimi yapılmadıkça bir arpa boyu yol alamaz.

    sen futbolcu eskilerini "abi evde oturacağına geç çocukların başında dur, iki top teptir yeter ay sonunda da paranı alırsın" deyip altyapı hocası diye görevlendirirsen elbette futbolcu falan yetiştiremezsin. bizim hoca dediğimiz şuursuzları avrupa'da stadyum bekçisi bile yapmazlar. adam pedagoji bilmiyor, anatomi bilmiyor, antrenman metodu bilmiyor, taktiksel derinlikten habersiz ama ünvana baksan "altyapı hocası". tüküreyim öyle hocalığa. şundan 3-4 sene önce galatasaray altyapısı vedat inceefe'ye emanetti lan. vedat lan vedat. inanılır gibi değil hakkaten.

    tff'nin yapması gereken ilk şey avrupa'dan "altyapı hocası eğitmenleri" getirtmek ve "üç sene içinde bu hocalardan yeterlilik belgesi almayan hiç kimse altyapı hocası olamaz" kuralını koymak. böylece ne kadar niteliksiz adam varsa hepsini altyapılardan uzaklaştırmış olacaksın. ondan sonra liglerde galibiyet başına para ödülü verme kuralını kaldırıp "21 yaş altı oyuncu oynatma" ödülü koyacaksın. bu oyuncular milli takımlara seçilirse para ödülü daha da yükselecek. takımlar "ulan küme de düşsem problem değil, eğer genç oyuncu oynatırsam gayet iyi para kazanırım zaten" diyecek. böylece amacı diğer kulüplerle rekabet etmek değil, türk futboluna futbolcu yetiştirmek olan kulüpler oluşacak.

    ama y.d. gibi bir şahsın veya adını bile bilmediğim spor bakanının bunları hayal etmesi bile mümkün değil elbette. milli takımdan hoca yollar dururlar anca, ötesini kafaları almaz.
  • 1658
    geleceği berke özer, kaan ayhan, çağlar söyüncü, okay yokuşlu,oğuzhan, orkan çınar, cengiz ünder, emre mor, enes ünal gibi gençlere emanet "yetenek öğütücü" milli takımdır.

    yukarıda saydığım isimlerin çoğu artık avrupa'da da 11 oynamaya başlamış, form tutmuş çocuklar ancak biz nasıl ki yıllardır dortmund'un vazgeçemediği nuri'den, milan'da 11 oynayan hakan'dan yararlanamadıysak bu çocukları da hiç edeceğiz yine.

    yazık olacak yazık.
  • 1659
    güncel oyuncu performanslarına göre bakacak olursak, önümüzdeki ilk maçta şu şekilde olması gerekendir.

    ------------------volkan babacan------------------
    --------çağlar söyüncü--------serdar aziz--------
    gökhan gönül--------------------------caner erkin
    -----------okay yokuşlu---tolga ciğerci------------
    cengiz ünder----hakan çalhanoğlu----yusuf yazıcı
    -------------------cenk tosun-----------------------

    yedekler
    - berke özer
    - harun tekin
    - hasan ali kaldırım
    - ömer toprak
    - mehmet topal
    - şener özbayraklı
    - emre akbaba
    - yunus mallı
    - abdülkadir ömür
    - serdar gürler
    - emre mor
    - enes ünal
  • 1660
    berke özer, harun tekin, kaan ayhan, ömer toprak, serdar aziz,çağlar söyüncü, okay yokuşlu, oğuzhan özyakup, tolga ciğerci, yusuf yazıcı, deniz türüç, emre akbaba, yunus mallı, emre mor, cengiz ünder, abdulkadir ömür, cenk tosun ve enes ünal... gayet yetenekli ve takımlarında iyi süreler alan genç futbolcularımız var. lucescu hiç ağlayıp sızlamasın. şu kadronun içinde 1.500 dk'dan az süre alan çok az futbolcu vardır. yani öyle oynamıyorlar diye bahane aramasına gerek yok.

    edit: düzeltme
  • 1661
    son zamanlarda beni heyecanlandıran bir çok genç türk futbolcu olması sebebiyle tam içimi bir ümit kaplayıp, yine eskisi gibi heyecanlanacakken, başında mircea lucescu denen günümüz futbolunun çok uzağında ve federasyon maşalığı yapan bir adamın olduğunu düşününce heyecanımı kaybettiğim takım. *

    berke özer

    ? --- serdar aziz --- çağlar söyüncü --- ?

    cengiz ünder --- okay yokuşlu --- yusuf yazıcı --- abdülkadir ömür

    cenk tosun --- enes ünal

    gibi bir kadro kurup insanın fm'de yardırası geliyor ne yalan söyleyeyim. ki daha buraya yazılmamış çok fazla futbolcu var. şu güzel jenerasyonun başına, adam akıllı başarıya aç, gençlerle iyi iletişim kurabilen bir teknik direktör geçse keşke diye hayal kuruyor insan. umarım bu futbolcular ile 2 adet büyük turnuva görebiliriz.
  • 1662
    (bkz: #2372020) bu entry'e merih demiral'ı, yiğithan güveli'yi, ikna edilebilirse ferdi kadıoğlu'nu, hakan çalhanoğlu'nu, her ne kadar mental problemleri olsa da emre mor'u, berkay özcan'ı ekleyince alsında çok şey vaad eden bir jenerasyon var elimizde. ancak bek konusunda ne yazık ki çok da alternatif yok. emre taşdemir potansiyelli bi oyuncuydu ama sakatlıklardan kurtulamadı bir türlü. yusuf acer de biraz kıpırdanma var ama henüz o da hiçbir şey ispatlamış değil. sağ bek için ise durum vahim. transfermarkt değerlerine göre türk pasaportlu en değerli 5.sağ bek oyuncusu zeki yavru :( düşün artık :( yine de istanbulspordan zeki çelik'te biraz ışık var gibi gözüküyor diyorlar, bakalım.

    edit: ferdi türk milli takımını seçmiş sanırım. https://pbs.twimg.com/media/DX6cJgkX0AA4iyu.jpg
  • 1663
    güzel bir nesile sahip olan ama bu nesili yönetecek ne teknik adam ne de federasyona sahip ülkemizin bahtsız milli takımıdır.

    kaleci rotasyonunda harun tekin, erce kardeşler, berke özer, çağlar şahin akbaba gibi bu bölgeyi rahatlıkla doldurabilecek isimler var.

    sağ bek rotasyonunda sıkıntımız olduğu aşikar. şimdilik şener ile idare etmemiz gerekiyor ve bu bölgeye acilen düzgün birkaç adam yetiştirmemiz ve takviye etmemiz gerekiyor. benim bilmediğim ve şu an orayı doldurabilecek arkadaşlar mutlaka olabilir.

    sol bek rotasyonu da sağ bek rotasyonu ile benzer durumda. hasan ali ve ismail ile bir süre götürmek zorundayız gibi görünüyor.

    stoper rotasyonunda serdar aziz, çağlar söyüncü, ömer toprak, kendini toplarsa semih kaya, merih demiral, yiğithan güveli gibi potansiyel vaat eden oyuncular var.

    ortasaha göbekte tolgay'ın lisans sorunu çözülmeli ve kadroda mutlaka yer almalı. okay yokuşlu, emre akbaba, tolga ciğerci, ve şu an aklıma gelmeyen ciddi miktarda oyuncumuz burayı dolduracaktır. nuri şahin ise karakteri ile bu takımın kaptanı olarak bir müddet bu takımda yer almalıdır.

    kanat rotasyonumuz da gayet kaliteli ayaklara sahip. cengiz, abdülkadir, yusuf, emre mor, ömer ali şahiner gibi adamlar bu bölgeyi kotarırlar.

    hücum hattımızda cenk, enes, yunus, toparlarsa sinan gibi isimler var.

    uzun zaman sonra ilk defa bir milli takıma ciddi anlamda sempati duyuyorum. ama işte bu çocuklar hep bizim kafamızdaki isimler.

    lucescu yarın gider kaleye babacan'ı alır, mehmet topal'ı falan alır.
  • 1667
    23 mart 2018 türkiye irlanda cumhuriyeti maçı ve 27 mart 2018 karadağ türkiye maçı için aday kadrosu açıklanan takım.

    okan koçuk ve mehmet zeki çelik adlı hiç tanımadığım 2 oyuncu daha çağrılmış. ikisi de bursaspor'dan çıkmış ve ikisi de istanbulspor forması giyiyor. istanbulspor ise 1. ligde 8. sırada. erol erdal alkan'dan sonra 18, 19 yaşında da olmayan bu iki oyuncu için insan bir şüpheye düşmüyor değil. umarım başarılı olurlar.

    ayrıca o kadar kanat oyuncusu çağrılmışken serdar gürler'in olması da bana garip geldi. bir de tabi uğur demirok. mustafa yumlu'yu bile anlardım da uğur'a pek anlam veremedim.
  • 1671
    https://pbs.twimg.com/media/DYZ0Np-WkAAO00i.jpg

    kaleci ve defans konusunda sıkıntılı, orta sahası müthiş gelecek vaat eden, forvetleri ise şimdilik idare eder bir pozisyonda milli takımdır. daha da iyi kadro seçimi yapılabilirdi tabi.

    --------volkan b *----------
    kaan-ömer-serdar-hasan ali
    --------okay-oğuzhan-------
    ---cengiz--hakan-emre m.--
    ---------cenk(enes)---------

    ideal gözüküyor. ardalı buraklı canerli kadrolardan her türlü iyidir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın