• 1501
    içerisinde o kadar kötü insanlar barındırıyor ki bulunduğu bok çukurundan çıkması mucize gibi bir şey. hakemler, federasyon, kulüp yöneticileri, dışarıdan müdahale eden siyasiler, basın. acayip bir topluluk. bir de futbolcular var tabi. her maç yere yatan kalkmıyor. faul olmayan pozisyonlarda bile öyle bir bağırıyorlar ve kendilerini atıyorlar ki hakemler hemen kanıyor. çünkü hakemler futbolu bilmiyor ve işin tuhafı hakemliği de bilmiyorlar. her 100 futbolcudan 80'i sahtekar. çalışmadıkları ve yeterince antrenman yapmadıkları için sahada gerginlik çıkarıp bundan besleniyorlar. hakemler de çanak tutunca maçları izlemek eziyet oluyor. nereye gider bilmem ama sonu kötü.
  • 1502
    üzerindeki futbol ülkeleri ile ciddi anlamda makas aleyhinde açılmıştır. zamanında bu laf ile çok dalga geçildi ama durum bu. mesele futbolcuya para bayılıp almak ise suudi ligi bizi yüz kere sollar herhalde. bu sorunun temel nedeni, ülkenin geldiği yozlaşmışlık durumu ile paraleldir. bunu anlamak için az biraz gündeme yabancı kalmamak yeterli olacaktır. ayrıca fenerbahçe spor kulübünün artık ciddi anlamda yaptırım görmesi gerekmektedir. tarafsız bir ülkede kesinlikle bu kulübe, başkanlarına, yönetimlerine, camiasına vs. bu kadar müsamaha gösterilmezdi. kendilerini yenilemek zorunda kalırlar ya da azalarak biterlerdi. camia yapısından dolayı koltuğunu korumak isteyen başkanlarının; gerek mafyatik tipler, gerekse de zengin bebelerin vs. her şeyi kendilerine mübah görmesinden dolayı, sonunu düşünmeden yaptıkları her şey geri dönülemez problemlere yol açıyor.
  • 1503
    bu sene saha dışı ve saha içi olmak üzere herşey galatasaray'ın şampiyon olmaması adına dizayn edilmiştir.

    çünkü malum şahıs 5 senelik başarısız başkanlık dönemini, bir şampiyonlukla taçlandırarak başarılıymış algısı yaratmanın derdinde.

    aksi takdirde teneke bağlayarak gönderdikleri aziz yıldırım'dan fersah fersah kötü bir başkanlık dönemi geçirmiş olacak.

    bu amaç uğruna tff'si, mhk'sı,hakemi, yayıncı kuruluşu, yorumcusu, sosyal medyası tek bir adamın kuklası olmuş vaziyette.

    allah sonumuzu hayır etsin.
  • 1504
    italya ile beraber dünya futbolunun lağım çukuru. italya üzerine gidip gerekirse en büyük kuluplere, en önemli oyunculara çatır çutur ceza veriyor. biz ise salak saçma sebeplerle örtbas ediyoruz.

    özellikle alt liglerde bahis sikesinin kol gezdiğini düşünüyorum. tuzlaspor en son örneği. mafyatik adamlarin kulüp sahipliği işine dadanmasi da bir şeyleri gösteriyor aslında. tff'ye de, bu olayın üzerine gitmeyen emniyete de yazıklar olsun.
  • 1505
    ali koç'un başarısızlıkları büyüdükçe türk futbolundaki kaos da büyümeye devam ediyor.
    bu şahsın yaptığı tüm hülleler, attığı tüm iftiralar ve tüm başarısızlıkları kendi taraftarı tarafından da onaylanıyor ve geldiğimiz noktada fenerbahçe'li taraftarları hakemlere sivilde zarar vermeye yönlendiriyor. taraftarın da düşüncesi aynı. https://twitter.com/.../1721454728255611159
    yarın öbür gün bir hakemin kılına zarar gelse ali koç çıkıp sorumluluğu üstlenecek mi?

    bu ateş üfleyerek sönmez, bizim galatasaray olarak kaybedecek hiç bir şeyimiz yok. alnımız açık başımız dik. hodri meydan.

    gençlik ve spor bakanlığının bu şahısa bir dur demesi gerekiyor. hem spor ortamını geriyor, hem de insanları suça teşvik ediyor.
    bunu da yaptığı hülleleri ortaya çıkararak yapabilirler. bu kaos ortamının bir an önce son bulmasını istiyorum ancak bize vurana da gül atacak değiliz.

    erden timur 2 senede şirazenizi kaydırdı. bu 2 senede yine başarı elde edemezseniz asıl o zaman göreceğiz sizi.
  • 1506
    gerçekten acayip bi toksitlik içinde.

    burdan daha iyiye gitmeyecek gibi gözüküyor.

    medya ve takımlar erden timur’un temiz futbol lafına gram ses çıkarmazken türkiye’nin en zengin zat-ı taklit yeteğini konuşturunca hemen hemen hepsi sahaya çıkıyor.

    bütün hafta işteyiz hafta sonu kafa dağıtalım eğlenelim
    gerginliğimizi atalım diye izliyoruz daha beter başlıyoruz haftaya.

    vallahi billahi türk futbolunu türk basketbolunu izleyip kendi sağlığımıza yazık ediyoruz.
  • 1507
    şike iddialarının ortaya çıktığı, hakem çetesi söylentilerinin yayıldığı ve hakem istifası ardından birtakım medyatik ve mafyatik şahsiyetlerin "belgeleri açıklarsam yer yerinden oynar" minvalinde bir şeyler zirvaladigi, bazı kulüp başkanlarının nefret dolu söylemlerle halkı kutuplaştırdığı iğrenç bir dönemden geçmektedir.

    türk futbolunun karanlık olduğunu hep düşünmüşümdür ama şu dönemin ayrıntılarını aydınlığa çıkaracak bir belgesel olsa keşke.
  • 1508
    nasıl ve ne zaman oldu bilmiyorum ancak bir şekilde en iyi savunma hücumdur felsefesini geri kazanmış gibi görünen futbol. bunu milli takımda da galatasaray’da da çok net bir şekilde görebiliyoruz.

    özellikle galatasaray’ın oynadığı şampiyonlar ligi grup maçlarının hepsinde bu oyunu net bir şekilde gördük. en sonunda bu geuptan çıkamamak da var ancak 4 maç sonunda gruptan bile çıkmış da olabilirdik. türkiye’nin de hırvatistan ve almanya maçları yine aynı şekilde oynandı.

    baya baya bu takımlarla kafa kafaya oynandı maçlar. ileridi muazzam baskı, hızlı ataklar, hızlı geri top kazanmalar. tabi bunun neticesinde pozisyon da veriyoruz ve maçlar gollü geçiyor genelde.

    2004 yunanistan değilseniz büyük takımlara otobüs çekerek direnemezsiniz. alttan girip üstten çıkarlar ama o golü sana mutlaka atarlar. bütün motivasyonu gol yememeye harçarsanız 70. dakikada yediğiniz golü asla çıkaramazsınız. onun yerine oyunun asıl amacı olan gol atmaya tüm enerjimizi harcamalıyız. böyle olunca, geriye düşünce de mental olarak çökmüyorsunuz.

    şahsen bir futbolsever olarak kılıçla yaşayıp kılıçla ölmeyi tercih ediyorum.
  • 1510
    bir adet zengin tarafından fenerbahçe tekeline geçirilmiş futboldur. her şey serbest artık adamlara. kafalarına göre top oynuyorlar, kafalarına göre hakem atıyorlar, rakipleri kafalarına göre top oynuyor falan filan.

    lobi faaliyetlerini çok iyi yaptı fenerbahçe. her yerdeler. takımlarda, federasyonda, medyada aklınıza gelebilecek her yerde. galatasaray aleyhine her gün ortaya atılan iftiralar boşa mı sanıyorsunuz? hepsi organize. işin kötü yanı ali koç gidince bile bunlar devam edecek. çünkü futbol ortamımız kanıksadı artık bu durumu. hani kas refleksi derler ya ondan. işler, fenerbahçe şampiyon olursa da durulmayacak.

    polat alemdar'ın seyfo dayı öldükten sonra ekibine söylediği bir söz vardı; "kabadayılık bitti, sonuncusu yarın öğle namazında gidiyor" diye. türk futbolu da bitti, sonuncusu da bu akşam gösterildi.
  • 1515
    kolombiya'da halk futbolcuyu öldürmüştü, ülkemizde bugün yaşananlar da onun bir tık altı işte.

    fenerbahçe'nin takım otobüsü de kurşunlanmış, failleri hâlâ bulunamamış.
    hakeme silah çekip vururum diyen eski çaykur rizespor başkanı olan utanmaz adam hiçbir adli ceza almamış.
    ülkenin en zengin adamlarından birisi ali koç ezeli rakibimizin kulüp başkanı olmuş, koskoca camiayı oyuncağı haline getirmiş; bunun arkasına sığınıp hakemleri alenen tehdit ediyor.

    abi şu güzelim ülkede bir tane iyi şey olmaz mı yaa!

    çok şükür halim vaktim yerinde, işimde gücümdeyim, sağlığım sıhhatim yerinde ama hiç mutlu değilim; ülke gündemi ruh sağlığımı bozdu, haber izlemek istemiyorum artık.

    bizi mutlu eden tek bir şey var futbol başta olmak üzere spor.
    onun da içine ettiniz artık.

    yemin ediyorum çok sevdiğim ülkemde yaşamaktan iliğimle kemiğimle nefret eder hale geldim.
  • 1516
    insanları gerip, ülkeye doğru düzgün hiçbir başarı kazandırmayıp, sadece vergiden kaçmak için bir mecraya dönüşmüş, ülkeden döviz çıkmasına sebep olan, hiçbir yararı olmayan, safi zarar isminde futbol geçen fakat spor dışında her şey ile alakası olan, ikiyüzlülüğü meşrulaştıran, insanları kutuplaştıran, alenen yalan söylemeyi, insanları utanmadan kutuplaştırmayı marifetmiş gibi gösteren cahil cühelanın yuva yaptığı güya spor organizasyonu. evet cümle hiç de şık olmayan ve dil bilgisi açısından doğru olmayan şekilde uzundu. fakat yazabileceklerimin onda biri etmiyor. 11 aralık 2023 tarihinde yaşanan rezillik yılların birikimidir.

    senelerce utanmadan şikeler, kavgalar, primler, komisyonlar, skandal hakem hataları, skandal demeçler, akıl tutulmasının bizati resmi kıvamındaki başkan açıklamaları ile ortamı gerdiler de gerdiler. otobüs kurşunlandı bilmem ne oldu. şimdi de sıra hakeme geldi sonunda. ben açıkçası zerre şaşırmadım bu duruma. görünce “aaaa” diye tepki vermedim. çünkü olacağı belli idi. ama çocuk oyuncağı gibi milyonlarca insana fanatizm aşılayıp sonra gidip marifetmiş gibi küfür, kavgayı matah bir şeymiş gibi gösterirseniz, taraftarlar da bunu pekala yalayıp yutarsa olacaklar bunlardı. yani kocaman bir “ne bekliyordunuz ki?” idi.

    fakat taraftarlar hiç üzerine alınmayacak, hakemler %100 suçsuzuz ve mağduruz edebiyatı yapacak, tff kınayacak ve geçecek, başkanlar birbirini suçlayacak, camialar birbirini suçlayacak ve en son geyik muhabbetine dönüp bu olay da kapanıp tozlu raflarda yerini alacak. sonra biz yine çirkin bir olay yaşayacağız. neyse şimdilik maça çıkılmasın, iki gaz alınsın. sanki önceden hiçbir problem yokmuş, otobüs kurşunlanmamış, taraftarlar birbirine girmemiş, bazı teknik direktörler ve futbolcular sahada hakeme ana avrat düz gidip bırak cezayı sahada kart bile görmemişçesine bu olayı bir hafta konuşulsun ve yeni bir geyik bulunsun.
  • 1517
    (bkz: ankaragücü başkanının halil umut meler'e yumruk atması)

    "yanımda silahım olsaydı hakemi vururdum" dendi üstü kapatıldı.

    "bir gün bizden biri federasyona gidip birini tokatladı çıktı diye bir haber çıkarsa hiç şaşırmayın." dendi üstü kapatıldı.

    "hakemlere nefes aldırmayın. nerede görürseniz tepki gösterin. avm'de görseniz tepki gösterin, ensenizdeyiz." dendi üstü kapatıldı.

    geçmişte volkan'a bayrak direği attılar, üstü kapatıldı.

    josef de souza'ya saldırdılar, üstü kapatıldı.

    şu an aklıma gelmeyen bir sürü olay oldu ve hep üstü kapatıldı. büyük bir sirk haline gelmişti türk futbolu. ne başkanlara, ne de taraftarlara yönelik soruşturmalar açılmadığı gibi, spor hukuku açısından da kimseye caydırıcı hiçbir ceza da verilmemişti/verilmedi. hâl böyleyken, halil umut meler gibi gencecik ve belki de türkiye'deki en iyi hakemin darp edilmesi de gayet olasıydı. hatta böyle rezil bir olayın şimdiye kadar olmaması mucizeydi.

    he ama şimdi tff'nin eline güzel bir fırsat geçti. ya ankaragücü başkanına bir daha hiçbir stada giremeyecek ölçüde büyük bir ceza verecekler ve ankaragücü'nü küme düşürecekler ya da yine milletin gözünü boyarcasına bir ceza verilip, olayın üstü kapatılacak. göreceğiz bakalım nasıl bir yaptırım uygulanacak.
  • 1520
    lamı cimi yok; bu durumda olmasının tek ve yegane sebebi fenerbahçe spor kulübü denilen oluşum ve bu oluşuma yıllardır hak ettiği muameleyi gösteremeyen korkak federasyon ve devlet yetkilileridir. nokta.

    şampiyon olduğu, olamadığı istisnasız her sezonda ortamı geren, halkı düşmanlığa sevk eden, herkesi ama herkesi hedef gösteren fenerbahçe bugünlerin öncüsüdür.

    galatasaray olarak, skandal olarak bahsedebileceğimiz tek şey sulu derbiydi. kaldi ki o olay bile, kadıköy'de yaşadığımız rezaletin misillemesiydi. yine de usulca cezasını çektik ve önümüze baktık.

    bu olanları benim midem kaldırmıyor. bir kulübün, bütün ülke sporunu felaketlere sürüklemesi ve buna yıllardır müsamaha gösterilmesinden çok sıkıldım.

    yılanın başını ezmeden, hiçbir şeyi düzeltemezsiniz. önce siyaset spordan arındırılacak, daha sonra da fenerbahçe. bu böyle.
  • 1523
    ankaragücü başkanının halil umut meler'e yumruk atması üzerinden yapmacık, samimiyetsiz yorumlara sahne olan ülkemiz futbolu.

    öncelikle türkiye'de özellikle 3 temmuz 2011'den itibaren asla ama asla futbol sevgi ve kardeşlik olmadı. 3 temmuz 2011'den beri futbol iki kutbun savaşıdır: biz şikeci değiliz, kumpasa kurban gittik diyenler ve siz şikecisiniz diyenler. bunun ana nedeni de ikiliktir, rüşvetle haşır neşir uefa ile bir türlü kamuoyunun güvenini kazanamamış tff'nin meseleyi arada bırakmasıdır. 12 sene geçti ve mesele hala sonuçlanmadı. 2011 türkiye süper kupası maçı yapılmadı, ortada yok. https://www.uefa.com/...32b4161-1000--cases/ baktığınızda fenerbahçe ve beşiktaş'ın cezasını da görebiliyorsunuz. ama tff burada kişilere ceza verip, kulüpleri sıyırarak korkunç bir şey yaptı: türk futbolunu marka değeri yaratamayacak, güzel oyundan veya tesislerden, kaliteden bahsedilemeyecek bir çukura attı. bakın biz hata bile konuşmuyoruz. futbolcuların hataları, hakem hataları konuşulmuyor: biz futbolcular maç sattı, hakemler art niyetli diyoruz artık bu ülkede. hatalar değil, art niyetler konuşuluyor çünkü bir cephe şike yapıldığını ve ceza almadığını belgelere ve uefa kararlarına göre söylüyor, cas davasından çekilme meselesini hatırlatıyor; öteki cephe de tff'nin vermediği cezaya ve yasa dışı dinlemelerle kendince bir temel oluşturuyor. şike yapıldı mı, yapılmadı mı sorusu hala iki cevabı olan saçma sapan bir arada kalmışlığa sahip: bir soruya hem evet hem hayır cevabı verilemez. şike yapıldıysa, neden küme düşürülmedi takımlar? şike yapılmadıysa uefa neden ceza yiyen kulüplere iade-i itibar yapmıyor?

    sayısız isim futbol sevgi, dostluk, kardeşliktir masalı anlatıyor. katılmıyorum. futbol ankara'daki halı sahalardan tutun sivas'taki deplasman maçına kadar asla dostluk ve kardeşlik değildir, olmadı, olmuyor, olmayacaktır da. futbol ne olabilir? egoların çarpıştığı, onurlu ve seviyeli bir mücadele ve gösteri olabilir. becerilerin, kalitenin, fiziksel kapasitelerin saygı içerisinde karşı karşıya geldiği bir oyun olabilir. arenalardan ve gladyatör dövüşlerinden azıcık zorlama ama güzel yerlere dokunacak bir iz sürmeye girişmeyeceğim ama paragrafın tonu bu konudaki fikri ortaya koymuştur eminim.

    bakın bu ülkede hemen herkes her hafta art niyetli hakem yönetimlerinin olduğunu, futbolcuların maç sattığını alenen beyan ediyor. başkanlar hakemleri takip edin diyor, silahım olsa vururdum diyor, hemen herkes hakemlerin üzerine yürüyor, hakemlere kırmızı kart çıkartılıyor, başkanlar hakem yumrukluyor. 2011'den sonra engin baytar'ın cüneyt çakır'ın yakasına yapışmasından tutun hakemi silahım olsa vururdum beyanına kadar irili ufaklı çok fazla şey yaşadık. neden? çünkü iki kutup var ve iki kutup da kendini haklı görüyor. bu çözümsüzlüğe ve ikiliğe ısrarla izin veriliyor. iddia ediyorum 2011'de fenerbahçe küme düşürülseydi en geç 2015'te eski gücüne kavuşmuş, hatta belki de ekonomisini de toparlamış olurdu. galatasaraylıların çoğu da inanın fenerbahçe'ye başkanı yüzünden kötüye bulaşmış ama cezasını çekmiş eski dost ve rakip olarak bakardı. şu an apaçık iki cephe birbirinden nefret ediyor çünkü iki doğru, iki haklı, iki gerçek olamaz.

    faruk koca, halil umut meler'i yumrukladı. herkes bu olayı lanetleyecek, çok büyük bir değişim olacakmışçasına açıklamalar yapılacak, belki de büyük kararlar göstermelik de olsa alınacak. ancak 2011'de temeli atılan bu korkunç ortamda iki taraf birbirini yemeye devam edecek. bu ortam emin olun düşmanlık, art niyet arama, nefret, iğrenme, küfür, hakaret, şiddet doğurmaya devam edecek.

    ben artık bu olan biteni kabullenemiyorum. sahaya koşarak hakem yumruklamayı, her hafta şike ve art niyet iddia etmeyi, rakip tehdit etmeyi, şiddet iddialarını, rüşvet iddialarını, yolsuzluk iddialarını kabullenemiyorum. alenen sahada hakem dövmeyi, yerde yatan birini tekmelemeyi kabullenemiyorum.

    türk futbolunu kurtarmak istiyorsanız, verilecek cezalar bugünkü suçluları cezalandırırken yarınki arsızlıkların önüne geçsin istiyorsanız, futbol gerçekten saygın ve onurlu bir mücadele oyunu olsun istiyorsanız 2011 bilmecesini çözmek zorundasınız. iki taraftan biri haklı olmak zorunda ve deliller, belgeler ikna edici olmak zorunda. korkmayın yeter.
  • 1524
    3 temmuz döneminde, cumhurbaşkanı da dahil olmak üzere pek çok kişi tarafından bir şike durumunun olduğu ama sahaya yansımadığı dillendirildi.

    yetmedi dendi ki kişiler ile kurumlar ayrılmalı ve kişilerin işlediği suçlardan dolayı kulüpler cezalandırılmamalı.

    sonrası malum, delillerin toplanmasındaki usulsüzlük fln derken şahıslar da ceza almadı.

    ankaragücü başkanının halil umut meler'e yumruk atması olayını yaşayınca bu konuyla başlamak istedim.

    şimdi tff'nin mantıken eli kolu bağlı. normal bir ülkede böylesine bir durumda başkanının işlediği suç nedeniyle kulübe hükmen mağlubiyet + puan silme cezasından küme düşürmeye kadar yaptırımlar uygulanır.
    ama henüz herkesin aklında böylesine bir geçmiş dururken ankaragücü'ne ceza vermek ne kadar mümkün olacak ya da ne kadar hakkaniyetli olacak, hukuki açıdan bir soru işareti.
  • 1525
    galatasaray dışında her bir olayın, her bir maçın ayrı bir saçmalık seviyesi var gerçekten kendimiz adına toplum adına üzülüyorum. ülkenin neredeyse tüm iş branşlarında bu tür saçmalıklar oluyor. bugün oynanan 19 aralık 2023 istanbulspor trabzonspor maçı ndan sonra her takım bu tür yaptırımlara giderse ne olacak düşünen yok. takım sayısının acilen 14-16 seviyesine çekip play off mu yaparlar ne yaparlarsa yapsınlar. bu saçmalklardan yoruldum, yorulduk..
App Store'dan indirin Google Play'den alın