• 1476
    rezil bir ortamdır. takımım puan kaybediyor, hocaya veya oyuncuya gelene kadar 50 tane hakem hatası, yöneticilerin kötü niyetli eylemi eleştiriliyor haklı olarak. rakip puan kaybediyor, adamlar kötü oynasa bile dalga geçemiyorsun, çünkü herkes hakemler tarafından doğrandığına inanıyor doğranmasa da, doğransa da.

    düşünün manu-mcity kapışıyor. city evinde leeds'e karşı 3-1 geri düşüp maçı 3-3 e getiriyor. manu avantaj yakalıyor, rakibi de norwich. norwich'e karşı öne geçen manu, gidip 3-3 ile puan kaybediyor ve avantajı tepiyor. güzel espriler dönerdi, taraflar birbiriyle dalga geçerdi, üzülen de içten üzülür, eleştirisini içi dolu yapardı.

    bu senaryonun aynısı ülkemizde oldu. ne tartışılıyor? ferdi el, hakem doğraması, 2 sayfa açıklama. hakemler de insandır, hata yapabilirler lafı sonrası bu ülkede hakem konuşulması skandaldır, bu bir. hakemler ferdi'nin çarpmalı eliyle feneri doğruyorsa saçma sapan kararlarla galatasaray'ı da doğruyor bu iki. bunlar gerçekler. bir takımın onlarca penaltı atması gibi tartışmaya çok açık durumlar var, oralara hiç girmiyorum ama ben sıkıldım.

    galatasaray buradan şampiyonluğu verirse kaç tane galatasaraylı seneye daha iyi olabilmek için teknik ekibini, yönetimini, futbolcularını, saha içini eleştirebilecek? bir başlayacağız alanya maçından, devam edeceğiz ali şansalan'a kadar. bize bunu yapma hakkınız yok.

    bakın her maç bütçesi olan bir sinema filmi gibidir. takımın gideri, rakibin gideri derken sanırım ligimizdeki her maç bütçesi 5-10 milyon euro arası bir film kadar paraya oynanıyor. oyuncuların bonservisi, tesis giderleri v.s. tüm giderleri katın hesaba. ben 10 milyon dolar bütçeli, efekti az, senaryoya dayanan bok gibi bir film izlesem akşam soluğu imdb'de alır review yazarım. ama türkiye'de film izlerken bile türkiye'deki sinema perdelerinin kirli oluşuyla başlıyoruz eleştiriye. maçta aynı şey. hakem, yöneticiler derken sahaya inemiyoruz.

    ben türk futbolunun türk futbolu olmasını istiyorum. maç önü heyecanı, maç heyecanı, maç sonu kritiği, dostlarımla laf sokma seansları, sonra bitti. hafta içi edit izler, ulan şu maça gitsek mi diye eşe dosta mesaj atarız. yok ama, hak etmiyoruz herhalde biz bunu ki konu futbol konuşurken futbola gelmiyor.
  • 1478
    altyapılarından çıkan çocuklara katiyen ilk dokunuşun öğretilmediği futbol ekolümüz. keremler, taylanlar vs çoğunun ilk dokunuşu berbat. çocuğun kendisinde bu iş tanrı vergisi olarak varsa sorun yok ama çocuk bu konuda zayıfsa kesinlikle bu zayıfı yarım kalıyor. bu işe bir çözüm bulmak lazım. iyi altyapılar bir nebze yine bu işi aştılar ama daha düşük seviyedeki altyapılarda bu kadar temel bir beceri öğretilmiyor. yazık günah bu çocuklara.
  • 1479
    ülkemizdeki futbola genel olarak verilen ad.
    geçen hafta ülke futbolundaki maalesef olumsuzluklarla ilgili bir kez daha karşı karşıya kaldım. yurtdışında yaşıyorum ve burada maalesef ehliyetlerimiz geçerli olmadığı için ehliyet kursuna gitmek gerekiyor. sürüş derslerini verenlerden birisi de bildiğiniz futbol manyağı olan bir herifti. elemanla konuşurken, çok ilginç bir şey söyledi. (bkz: ola brynhildsen) trabzonspor'un bayağı istediği bir futbolcu. ki hakikaten de iyi futbolcu, galatasaray'da da en azından bu seneki kadroda olmasa da bir kaç yıl önceki kadrolarda da gideri olabilecek bir oyuncu. molde ile trabzon anlaşıyor, trabzonun parası olmadığı için taksitlerde de anlaşıyorlar, ama oyuncuyu martin linnes, sörloth başta olmak üzere, tr ile ilişkisi olan oyuncular vazgeçiriyorlar, işte paranı 4-5 ay geriden alırsın vs. gibisinden. yani duyduğumda da olmaz diyemiyorum, olmuştur illaki. ve bu adamların burada kazandığı paralar, yıllık 150.000 euro belki 200.000 euro anca. geçmiyor bile. bu adamlara senelik en az 1.5 veririrz diyoruz, onu da vermiyoruz. adamlar da gelmeyince oraya buraya sallıyoruz.
  • 1480
    ali koç geldikten sonra o kadar kaotik o kadar terörize bir hal aldı ki artık her sezon psikolojik harp veriyoruz.
    başarıyı mı bekliyor bilmiyorum ama gerekirse alsın başarısını defolsun gitsin artık ya.
    fonladığı sözüm ona medyası ile insanların sinir sistemini helak etti resmen.
    bu sene de geçen sene ki gibi bir mücadele vermek zorunda kalacağız belli ki.
    hatta daha zoru olacak gibi görünüyor.
    ülke futbolunun düştüğü hal ortada, köy takımlarıyla bırak şampiyonlar ligi elemesini konferans ligi elemelerinde mücadele etmek zorunda kalıyor bütün takımlar.
    hala da galatasaray ile uğraşıyor orası bitiyor trabzon ile uğraşıyor...
    bu sezonu mental olarak kaldırabileceğimi hiç zannetmiyorum.
    ne dolap dönderecekse erkenden foyası ortaya çıksa da ona göre ligi bırakıp, avrupa maceramızı takip etsem diye bekliyorum.
    ülkede her şeyden sorumlu bir adam var, bir el atmaz mı insan şu işe?
    uzun yıllar sonra ilk defa insanların bu kadar galatasaray-fenerbahçe kavgası yaşadığını görüyorum.
    bu işin sonu hiç hayra alamet değil ama neyse.

    geçen seneki gibi veya daha fazla nefret tohumlu bir sezon yaşanırsa büyük ihtimalle sözlüğü ve twitter'ı kapatıp, uzaklaşmayı düşünüyorum.
    hakkımızda hayırlısı olsun.
  • 1483
    diyelim ki rezalet oynuyorsunuz, rakibinizin forveti içinizden geçti ve sizi sinir etti. hiç üzülmeyin topla alakasız bir şekilde ayağına istediğiniz gibi kayabilirsiniz. hakem en fazla sarı kart verir. ancak dikkat edin bunu sadece forması sarı kırmızı olan futbolculara yapabilirsiniz. geri kalanlara yapmasanız bile kırmızı yersiniz.
  • 1484
    gelismesi icin kucuk capta bircok devrim yapmamiz gereken spor dali.

    oncelikle super ligi izlenen bir lig haline getirmemiz lazim. artik bir gercek var. turk lirasi ile bu sektor donmuyor. doviz girisine ihtiyacimiz var.

    bunun icin de hakem kalitesini ve saha kalitesini oncelikle gelistirmemiz gerek. tarla gibi sahalarda eyyam dolu hakemlerle oynanan maclari ben bile izlemek istemiyorum zaman kaybi diye.

    ortadogu, kuzey afrika , ortaasya, uzak doguya bu ligi bir sekilde satmamiz lazim. orada daha cok izlenmeliyiz.
    o yuzden yabanci kuralinda bu ulkelerden gelenler icin bir kota koymak lazim ki insanlar kendi vatandaslarinin oldugu ligleri izlesinler.
    ornegin 8+ 1 ortadogu/kuzey afrika + 1 ortaasya + 1 uzakdogu kurali gibi bir yabanci kurali koymaliyiz.

    tipki bir zamanlar mirsad turkcan ve mehmet okur zamaninda nba izleyen kisi sayisinin artmasi gibi.
    tipki ispanya orta sira takimi real sociedad’in maclarini nihat kahveci icin izledigimiz gibi.
  • 1486
    yeni bir esigin sinirinda olan olusum. ya bu oyunun lideri olan avrupa ulkeleri gibi geriden oyun kurmayi ogrenecegiz, ya da derwall oncesi turk futbolu gibi dunyanin gerisinde kalip, her avrupa macinda "yahu bu adamlar sanki baska bir oyun oynuyor" diyerek giptayla seyredecegiz.

    fb - nordsjealland macini seyrediyorum, kopenhag gibi onlar da israrla ayaga pas yapiyorlar savunmadan cikarken, son care olmadikca uzun vurmuyorlar. bizim ligimizin ilk 3'unde bitiren takimlarin hicbiri yapamiyor bunu.
  • 1487
    zalgiris, molde, kopenhag, brugge, nordsjaelland takımlarını gördükten sonra türk futbolu diye bir şeyin olmadığına kanaat getirdim. bu takımlar küçük bütçelerle oynayan ama modern futbolun tüm gerekliliklerini yerine getirmeye çalışan ekipler. oyun disiplininden maç kaç kaç olursa olsun kesinlikle kopmuyorlar. hızlı, güçlü, genç, kora kor mücadeleden kaçınmayan oyuncularla futbolun tüm gerekliliklerini yerine getiriyorlar.

    hadi bizim üç büyükler baskıdan dolayı bir sistem kuramadılar diyelim. diğer takımlar ne iş yapıyor? onlar en azından bu takımları örnek alsalar ligin kalitesi yükselecek. 20 dk yerde yatan takımlar olmayacak. hakemler zırt pırt oyunu durduramayacak. büyük takımlar ister istemez kaliteyi ve standardı yükseltecek. avrupa’da daha hazır olacak.

    bilmiyorum ama futbolda fazla söz sahibi olmayan ülkelerle bile aramızda 20 yıl fark var. makas açıldı ama teknik, taktik açısından. para sonraki mesele.
  • 1488
    devre arasının kaç dakika olduğu meçhul olan futbol. misal şuan oynanmakta olan maç 19:00'da başladı, 3 dakika ilave süre geldi. 19:48'de ilk yarının sona ermesi, 20:03'te başlaması gerek. halen bekliyoruz, bakalım ne zaman başlayacak.

    edit: 20:08'de başladı. devre arası 20 dakika oldu galiba haberimiz yok.

    (bkz: 30 eylül 2023 galatasaray ankaragücü maçı)
  • 1489
    3 gün önce, kimi ekranlarda gördüğümde kanalı değiştiriyorum, kimler inanılmaz itici insanlar benim için diye oturdum, düşündüm.

    1- ahmet nur çebi
    2- ali koç
    3- şenol güneş
    4- selahattin baki
    5- mehmet büyükekşi
    6- irfancan kahveci
    7- mert hakan yandaş

    1 dakika içinde aklıma gelen ilk isimler bunlardı. sonra farkettim ki hepsinin soyadları noktalı harfle bitiyor. sonra karar verdim ki allah bunlara işaret koymuş. dikkatli olalım, kötü söz söyleyip günaha girmeyelim diye. götü yere yakından ve ad soyad kombinasyonu noktalı harfle bitenden kork demiş atalarımız. benim de soyadım noktalı harfle bitiyor diye özelime gelmeyiniz dostlar. siz galatasaraylısınız, ayrıcalıklarınız var.
  • 1493
    mehmet büyükekşi başkanlığındaki federasyon yönetiminde, hakkında yapılan bütün asılsız, mesnetsiz eleştirilere ve karalama kampanyalarına rağmen avrupa ülkeler sıralamasında büyük bir atılım gerçekleştirerek 20. sıradan 9. sıraya kadar yükselmiştir. 2000'li yılların başından sonra ilk defa bu kadar olumlu bir havayı uzun bir aradan sonra yakalaması muhtemel olan futboldur.
  • 1495
    erden timur'un açıklamalarından da anlıyoruz ki mide bulandırıcı, tiksinç, iğrenç durumdadır. kapalı kapılar arkasında katakullilerin döndüğü, şirket çalışanlarının patronlarına yaranmak için koca camianın hakkını yemesi, yayıncı kuruluş moderatörünün yayına müdahalesi, mhk başkanının yaptıkları... say say bitmez. galatasaray'ım olmasa açıp 1 dakika takip edersem ahlaksızın en önde gideniyim.
  • 1497
    iğrenç bir bataklığa dönmüş olduğuna erden timur'un açıklamalarıyla iyice emin olduk.

    düşünün öyle bir ortam var ki, yayıncı kuruluştan spor yazarlarına, kulüplerden tff'ye, spor basınından sosyal medyaya tüm unsurlar sadece tek bir amaç için çalışıyorlar, o da fb'nin şampiyonluğu. bunun için her yol mübah, her şey serbest... tüm bu organizasyona karşı duran sadece biziz.

    galatasaray tek, siz hepiniz lafı hiç bu kadar doğru olmamıştı.

    nasıl uyuyorlar geceleri, vicdan, ahlak, terbiye, ar, namus hiç mi yok bunları yapanlarda...
  • 1498
    ligde maçlara çıktığımız rakip takımlar da dahil olmak üzere yazılı, görsel ve sosyal medyası, tff'si, tff içindeki pfdk, tahkim ,etik ...vs. alt birimleri olmak üzere alayının sponsoru ve işvereni koç holding olduğu sürece burnu boktan çıkmayacaktır.
    şu anki hali reziller mangasıdır.
    içinde galatasaray olmasa takip etmek için en ufak bir değer barındırmayan oluşumdur...
  • 1500
    ipliği pazara çıkmıştır. olanlar zaten malumun ilamı. haydi buyrun, saha içini konuşun. erden timur ile ilgili yangın yapın. aşağılık takımlardan oyuncu övün. ne bileyim dandik futbolcu eskilerine başarılar dileyin. etliye sütlüye karışmayan yorumcuları yüceltin. vole kaliteli, sd'de iyi adamlar var, aman kaptan bülent efsane falan yazın.
    ortaya çıkan sadece koku, daha asıl pisliği görmedik. bunun sonucunda ne olacağını da bilmiyoruz. pisliğin üstünü yine örterler belki. ama burnunuzu tıkayın, gözlerinizi kapatın ve bol bol galatasaray eleştirin. ve gururla galatasaray taraftarıyım deyin. gördüğünüz gibi ne yaparsanız yapın hiçbir şey karşılığını bulmuyor. iyisi de kötüsü de...
App Store'dan indirin Google Play'den alın