• 403
    kaynağı olan süper lig'de öylesine oynatmama ve gol yememe üzerine bir yapılanma vardır ki, maçlarda pozisyon olmaz oldu neredeyse. içeride dışarıda en çok oynamak isteyen biziz. kadıköy'de, inönü'de bile, nerede oynarsak oynayalım, hep oynayan biziz. takımımızın avrupa maçlarından yensek de yenilsek de zevk alma nedenimiz bence bu. ligdeki takımların stratejileri tamamen oynatmama üzerine kurulu.
  • 406
    ankara 19 mayıs stadı dış saha'da oynanan 1. u19 ligi yükselme grubu mücadelesinde futbol tarihine geçecek bir olay yaşandı.

    maçta önüne düşen topu kaleye göndermek yerine farklı bir şekilde auta gönderen futbolcu, saha dışında park halindeki bir aracın camını kırdı. kırılan cam sonrası aracın sahibi, eşi ve çocuğu sahaya girerek, futbolculara tepki göstererek kırılan camın parasını istedi. sahaya giren ailenin yüzünden karşılaşmanın hakemi gökhan kızıltan, maçı 22. dakikada durdurdu ve ailenin saha dışına çıkmasının istedi. bu olay üzerine sahaya giren aileyi polis ekipleri sakinleştirerek saha dışına çıkardı.

    talihsiz olayda aile sahaya girerek kırılan camın parasını istemesi futbol tarihine geçti.

    yeğeninin maçını izlemeye gelen ailenin başına gelen olay futbol tarihine geçti. arabasının saha kenarına çekerek maçı izleyen ailenin başına gelen olayda s.g eşi ve küçük oğlu ile birlikte sahaya girerek kırılan camın parasını futbolculardan istedi. maçı izlerken sahadan atılan top arabasının camını kırınca güvenlik barikatını aşan aile sahaya girdi. amatör kameraya yansıyan olayda aile kırılan camın parasını istedi.
    çektiği şut arabaya geldi, ortalık karıştı

    01 nisan 2013 pazartesi 16:16:49 - trtspor.com.tr

    ankara amatör kümede oynanan bir karşılaşmada forvet oyuncusu ahmet'in attığı şut, kale yerine saha dışındaki park halinde bir aracın camına isabet edince ortalık karıştı.

    arabasının camı kırılan aile ile hakem, futbolcular ve polis arasında ilginç diyaloglar yaşandı.

    baba a.g futbol sahasında "böyle şey olur mu, burası maç yeri mi diyerek herkese tepki gösterirken, arabamın camı kırıldı sizden davacıyım, paramı verin" dedi. "gelip bir özür bile dilemiyorlar. burası dağ başı mı" diye tepki gösterdi.

    eşi s.g ise polise, "bu nedir arkadaş, benim çocuğum ölüyordu. madem işlem yapmayacaksınız, o zaman her kaza yapan çeksin gitsin,"diyerek tepki gösterirken ailenin küçük çocuğu ise oyuncak araba direksiyonu ile saha içersinde dolaşmakla yetindi.

    http://www.trtspor.com.tr/....UVmPAT6sQJg.twitter
  • 407
    bu ülkede benim gördüğüm genel "adalet" refleksi, bir zamanlar kendi sahip olduğu konumu kaybetme olasılığı beliren veya halihazırda çoktan o konumu kaptıran grupların ve başkasının lehine yapılan haksızlıklar kendi lehine yapılmadığı zaman ses çıkaranların tekelindedir. gerçek anlamda, dürüst ve samimi bir şekilde çok çok az sayıda kişi mevcut adaletsizlikten kendi veya yakın çevresi de nemalandığı zaman çıkıp "göte göt" diyebilmiştir bu ülkede. tabii bunun yaşadığımız coğrafyada şuraya birkaç satır karalamak kadar kolay olmadığının altını çizmekte fayda var ancak bu durum kabak gibi ortadayken aradan çekip çıkarılan şeylere göre yorum yapmanın bilimsellikten uzak olduğu, hadi bilimselliği siktir ettim doğruluk ve samimilik amacı güdülerek yapılmadığı basbayağı ortadadır.

    milyonlarca şey içinden herkes kendi işine geleni çekip çıkarabilecek kadar kolay ulaşabiliyor artık çok şeye. ancak beyin aynı paralelde gelişmeyince ve içimizden atamadığımız "biat" kültürü var olduğu müddetçe (çoğumuz belki bunun farkında dahi değiliz) ortaya ancak trajikomik durumlar çıkabiliyor. sanki tüm dünya tarihinde olan tüm olaylar onlarmış gibi ve daha önceki hiçbir gelişmeden etkilenmemiş gibi çocukça yorumlar çıkıyor. sonra da insanlar böyle böyle deliriyor işte.

    nispeten yakın tarihteki olaylara bakıp (yegane olaylar onlarmış gibi) "türkiye'ye şikeyi galatasaray getirdi" çıkarımı yapılıyor yıllardır, üstelik bunu yapanlar arasında muhakkak rahatsızlığını dile getirenler olduğu gibi en hafif tabirle kendi takımları için benzer "iddia"lar ortaya atıldığı vakit o iddiaların gerçek olmadığını (gerçektir değildir değil şu anda meselem, çünkü gerçek olsa da olmasa da sonuç değişmeyecek) ispatlamak için akıllara ziyan açıklamalar getirip pis pis sırıtan insanlar çoğunlukta olduğu halde.

    bir şeyi nedense (muhtemelen de işimize geliyor) unutmayı çok kolay beceriyoruz. türkiye'de yaşıyoruz. mevcut iktidarın iski skandalından hala ve hala bahsedip belediyelere rüşveti, yolsuzluğu nurettin sözen getirmiş gibi argümanlar sunmaları vardır ya hani. halbuki bakın tekrarlıyorum, türkiye'de yaşıyoruz ve bu ülkede belediyelerde (ve her yerde) rüşvet ve yolsuzluk sabah 9, akşam 6 mesai yapıyor, yetmiyor iş çıkışı lüks restoranlarda iş toplantıları adı altında ek mesaiye kalıyor. kuvvetle muhtemel bu durum da sadece günümüzün, yakın tarihimizin gerçeği değil.

    sonuç olarak, bir genel hayat felsefen vardır (biliyorum çok şey istemek artık bu), yüksek oranda ona göre şekillendirirsin yorumlarını. benim için kıymetli olan budur. gerisi "sen de haklısın"cılık zihniyetinden öteye geçmez. veya alenen olayları otaya koyarken taraflı davranmaya girer, çoğunlukla da bir tarafa peşinen inanmaya dayanır ki sorgulamadan gelip biat eden çoğunluk için doğal bir sonuçtur bu. çıkıp da "abicim bizim de lehimize bir dolu şey oluyor, valla açıkçası her şey hak bize, beter olsun geride kalan herkes, umrumda da değil" diyebilmek ıvırmaktan kıvırmaktan yeğ olmalıdır. tabii ki "aynası laftır kişinin işe bakılmaz" zihniyetini şiar edinmiş toplumlarda zor, hatta olanaksız bir durum.

    neyse, şimdi şu aşağıdakileri koyduktan sonra "türkiye'de şikeyi sadece fenerbahçe ile beşiktaş yapıyor. bu camiaların alayı böyle zaten, ehi ehi" desem olur mu, bence olmaz. hem eksik bir yaklaşım olur hem de muhabbet "siz uefa kupasını aldınız ama biz de sizi yendik, ehi ehi" ile bitebilir ki aman diyeyim:

    http://p.twimg.com/A5fecyBCMAAh3jS.jpg:large

    http://tinypic.com/view.php?pic=jkxefl&s=7

    http://www.fotomac.com.tr/...4965B40B08E5B3Ay.jpg

    http://img580.imageshack.us/...951beiktafenerba.jpg

    http://img638.imageshack.us/...951beiktafenerba.jpg

    gün gelip kendi aleyhimize sonuç yaratacak durumlarda pozitif ayrımcılık yapabilecek duruma gelmediğimiz müddetçe de oturup adamakıllı bazı hususları masaya yatırmanın anlamı yok. yoksa bazı camiaların kuruluşundan beri pislik içinde boğulduğunu, diğerlerinin ise melek gibi olduğunu düşünen "saf"lıkta arkadaşlarla (nedense bana ortaokuldaki din derslerini hatırlatır hep) bu tartışmalar olmaz.

    arada söylüyorum, şurada sevdiğimiz bir halt kalmıştı, onunda anasına tecavüz edilirken susup, hapishanede tecavüzcü niye korunmuyor diye ağlayanlar da tecavüzcüden çok farklı değil ve izlediğimiz tiyatronun sorumlularından. lig tv, marka değeri, hede hödö diye diye futbol zevkimizin iyice içine edenlerden de farklı bir şey beklemek safdillik olurdu zaten.

    göndermeden ekleme: olur da, fenerbahçe ve beşiktaş ile ilgili bağlantıların şike ile ilgisi olmadığı sonucu çıkıyorsa bu yazıdan (ki zaten gerçekleşmemiş hadiseler olsa eklemezdim, her şey açık ve net), demek ki istediğimi anlatamamışım demektir. demek istediğim her kulübün içinde bu durumlara yol açabilecek gruplar varken kulüpler kendi yollarını çiziyorlar, kimisinde baskın kimisinde sönük kalmasının nedeni bu. ancak esas mesele bundan bağımsız olarak çok daha üstlerde, en azından benim açımdan.

    gönderdikten sonra ekleme: bu yazı, 6 nisan 2013 galatasaray mersin iy maçı sonrasında rastladığım takımımıza yönelik yorumlara karşılık facebook'ta yazıldığı için hitap edilenin sadece galatasaray tarafarı olduğunu düşünmek yanlış olacaktır. hatta dikkatli okunursa bilakis muhatapın başkaları olduğu da anlaşılacaktır.
  • 408
    kendisini yöneten bir grup kifayetsiz yüzünden gelişmesi imkansızdır.

    şike
    takım kayırma
    lig tv
    yabancı sınırlaması
    siyasi iradenin etkisi
    eski hakemler
    yeni hakemler
    günlük stratejiler

    liste uzar gider. böyle bir futbol yönetimi varken başarı beklemek hayal.
    al işte milli takıma bak çay demle. onca yeteneksizin içerisinde ispanya milli takımında oynayacak selçuk inan yedek. sahi milli takım ne lan? milli takım mı kaldı amk?
    hani bir dönemin eurovizyonu gibi milli takım turnuvaları. ülke futboluna katkıda bulunacak şey şampiyonlar ligi artık. planlamanı o gerçeğe göre yapacaksan yapıcaksın ki futbolun gelişsin.
  • 411
    psikolojik olarak incelemek gerekirse kişilik bölünmesi yaşamaktadır. bazen ali, bazen ayşe olmaktadır. aynı konuya iki ayrı bakış açısı ve davranış geliştirebilmektedir.

    nouma tombala çekerse ali 7 ay ceza verir,
    meireles tombala çekerse ayşe görmezden gelir.

    galatasaray ile ilgili şike şüphesinin şüphesi olsa ayşe coşar, tüm medya şüphenin şüphesini yazar,
    fenerbahçe şike yaparsa ve yaptığı mahkemelerce tespit dahi edilse ali görmezden gelir, olay "kazasız belasız kapatılır"

    fenerbahçeli futbolcu eliyle gol atarsa ayşe çarpma der,
    galatasaraylı futbolcunun eline bile çarpmadan ali el var der.

    yukarıda şekil a/26'da verilen örnekleri çoğaltmak istesek a4 kağıdı ve toner yetmez.

    o halde ya türk futbolunu değiştireceğiz, ya da tedavi ettireceğiz. bu iki kişilikli hasta zihniyet futbola hakim olmaya devam ettiği sürece futboldan alınan zevk konusunda hep almanya ve ingiltere örneği verip dururuz.
  • 412
    iğreniyorum.

    son 5-6 senedir, her maçı sıklıkla takip eden, etmeye calısan, işlerimi aksatan, arkadaşlarımı aksatan, ailemi aksatan bir insan olarak söylüyorum artık iğreniyorum.

    seviyorum fazla derecede galatasaray'ı o yüzden bu kadar bağımlıyım. herşeyi cekinir kılan tek şey galatasaray. ama iğreniyorum. galatasaray sevgime rağmen igreniyorum bu ligden de bu mantıklardan da.

    yayıncı kuruluşu ayrı dert, basını ayrı dert, medyası ayrı dert, sosyal platformu ayrı dert vs. vs. vs. birsürü etken var, aklıma gelen milyonlarca etken var ama herşeyin başı para.

    biz ülke insanları olarak şiddetten o kadar iyi besleniyoruz ki, içimize o kadar iyi işlemişler ki malesef herşeyde gözümüzü kör edebilirler bu duyguyu içimize barındırarak. şurda bile 3 tane cümleyi peş peşe sıralasam ''haydi savaşalım'' diyecek onlarca insan varken, toplumun geneline bunları yaymak cok da zor değil.

    hal böyle olup içine ''para'' da girince, hırs, öfke, rekabetin fazla olup; ahlak, eğitim, anlayış, hoşgörünün az olduğu toplumlarda kaçınılmaz sonlardan biri oluyor fanatizm. uğruna ölünen renkler, futbol'u holiganlık, adam öldürmek diye açıklayanlar eksik olmuyor.

    herşeyin başı eğitim, anne karnındayken başlayan mezara kadar devam eden o güzide parçamız. malesef bizde fazlasıyla eksik. kültür de cok önemli,

    arkadaşlar ben mi bilmiyorum lütfen söyleyin, bizim ülkemizde ki en önemli kültür nedir ? veya en önemli yaptığımız iş, eksiksiz, herkesin gıpta ile baktığı bir icraatımız var mı ?

    sanat, spor, siyaset, din, dil, mizah, ekonomi, heykel, kayak, inşaat vs. vs... var mı arkadaşlar 4/4 lük yaptığımız ?

    işte türk futbolu, türk halkanın yüzünün en önemli yanı... şike, şaibe, küfür, ahlaksızlık, hırs, öfke vs. vs. işte bunların hepsi futbolumuzun güzide parçaları... en iyi yaptığımız iş.

    sokağa cıksanız 20 kişiyi cevirseniz 19'unun hakkında bilgi sahibi olduğu türk futbol'u işte sadece bunlardan ibaret.

    türk futbolu bazıları için volkan demirel, bazıları için emre belözoğlu, bazıları için sabri sarıoğlu ve bazıları için pascal nouma...

    nerde kaldı peki, metin oktaylar, lefterler, hakkı babalar...

    bu zamana kadar metinlerle, lefterle, hakkı babalarla geldik, ama bundan sonrası için fazlasıyla yetersiz kalıcak bu güzel insanlar, bu güzel düşünceler...

    artık türk futbolu volkanlar, emreler, sabriler ile anılmaya devam ediyor...

    spor bir kültürdür, sanat bir kültürdür, siyaset bir kültürdür... ülkedeki en önemli eksikler bunlar ama bizim kültürümüz yok. o yüzden hiçbir zaman bu konularda başarılı olamayacağız.
  • 416
    kulüp yöneticisinden siyasetçisine, sahadaki futbolcusundan tribündeki taraftarına kadar bir şekilde futbol ile ilgili herkesin el birliği ile katlettiği oluşum. artık dostluk,kardeşlik gibi söylemler ifade etmiyor futbolu, türk futbolunu.şike, ırkçılık,cinayet,nefret söylemi ifade ediyor.
    çok daha fazla geç olmadan bulaştığı pisliklerden arınmalı. yoksa artık tüm renkler birbirine düşman olacak.
  • 418
    günden güne soğuduğum ve artık takip etmek istemediğimdir. daha üç gün önce iki gencin hayatı karardı. o suçluydu beriki suçluydu konusu değil. iki gencin hayatı karardı arkadaş daha da ötesi yok. insanlar sokaklara forma ile çıkmaya korkar oldu. ve bütün bu karmaşa arasında hala ve hala futbolun içindeki en önemli gibi görünen ama asıl önemsiz isimler olan futbolcu müsvetteleri ve sırf isimlerini duyurmak için yönetici olan insanlık dışı insanlar hergün ortamı germeye devam ediyorlar. kardeşim üç gün önce iki gencin hayatı karardı ki bu sadece bizim bildiğimiz kısmı. bizim bilmediğimiz kimbilir ne olaylar oluyor. her geçen gün daha da kötüye gidiyor durum ve maalesef bizler yani gerçek taraftarlar iyiler sesimizi tam anlamıyla çıkarmıyoruz. yeter kardeşim ben yemişim böyle futbolu da oyunu da. sizin oynadığınız oyundan ben zevk almıyorum. benim için futbol bir stres atma aracı, geyik muhabbeti gülme eğlenme aracı. takımımı sonuna kadar sahiplenir ve desteklerim ama sizin gibi değil. doğacak çocuğum ile formamı giyip adam gibi maç izleyemeyeceksem ben öperim öyle futbolu da taraftarlığı da. kardeşim ben taraftarım ya siz nesiniz? toplumda başka noktada saygı görmeyip orada saygı görmeyi amaçlayan ve maalesef bizim gibi adamların sesini çıkarmamasından mütevellit yeni yetme gençleri kendi etrafına toplayıp kendilerine benzeten ve ortalığa saygısız, insan hayatını önemsemeyen, hepsi kabadayı(!!!) gençler çıkartan insanlar s.... gidin bu ortamdan artık. gidin ve kimin adamı oluyorsanız ne bok oluyorsanız olun. ben sizin ve sizin etrafınızdaki çakalların bu güzelim aktivitenin içine etmesini istemiyorum artık. yeter ulan yeter be. çok sinirlendim sözlük sonra devam edeceğim.
  • 422
    çöküşü fenerbahçe'nin küme düşürülmemesiyle başlamıştır. net. yönetenleri adaletsizlik karşısında susan dilsiz şeytandır misali türlü şaibeyi marka değeri safsatası altında hasır altı etmiş ve bu günleri kendileri hazırlamışlardır.

    şike yapanın küme düşmediği, ırkçılık yapanın yaptığının yanına kar kaldığı, kendi hakeminin raporunun hiçe sayılıp bu şike yapan takımın daha sonraki haftalarda eli sikinde yakalanan ahlaklı futbolcusuna inanıldığı bir ülkede neyin futbolundan bahsedersiniz ki.
  • 423
    tam anlamıyla tükenmektedir. fenerbahçe geçen sene küme düşürülseydi şuanda bu noktada olmayacaktık. tek bir takımın küme düşürülmesi '' futbolu sahada oynayın ! '' mesajını sadece türkiye'deki değil dünyadaki bütün artniyetli beyinlere işleyecekti. lakin büyük bir camiayı korumak adına tüm ülke futbolu bu hale düştü.

    kul hakkı yiyenler utansın.

    ilahi adalet varsa, eden mutlaka bulacaktır. başka bir şey demeye gerek yok.
  • 424
    öncelikle: (bkz: türk futbolu/#964588)

    türk futboluna eleştiride bulunmadan önce, büyük resme, türk sporuna bir bakalım.

    atletizmci dediklerin, üzerine ay yıldızlı formayı teslim edip, olimpiyata gönderdiklerin, antrenörüyle birlik olup, götüne başına dopingi hormonu çakmış, ben ve benim gibi milyonlarca insana televizon başında hayal satmış. sahtecilikle, dümencilikle, dopingle, hormonla kazanılan olimpiyat şampiyonluklarından sonra da, senin benim hepimizin verdiği vergilerden toplanan devlet gelirlerinden öngörülen "altınlarla" ödüllendirilmiş hanım kızımız. 10 kere helal olsun, yüz kere helal olsun diyebilsem keşke. yalancının mumunun yatsıya kadar yanması ne acı değil mi? üzüldüğüm; türk milletini keriz, salak, ahmak, aptal yerine koyup, milli duygularıyla oynayıp insanımızı kekezleyen, aldatan, zavallı bir insan müsvettesinin gözyaşları değil aslında, hayır ben doping yapmadım, antrenörüm kocam olmasa bir hiçtim diyerek zırlamalar ise hiç değil, üzüldüğüm kandırılmanın verdiği hayal kırıklığıdır. halkına; dünya çapında hor görülen milletinin sesinin bir nebze de olsa bir atletizm başarıyısla bile de olsa olimpiyatlarda duyulmasını arzu etmeyi çok görür olmuş şerefiyle(!) spormence(!) yarışan milli atletlerimiz...

    peki ya milli sporlarımız dediğimiz güreş ile halter?

    bayanlar halterde doping skandallarını yazsam, sanırım entry harf limitine takılırım. kadınların yüzüne baktığında iyiki gilette mach 3 var diyosun. 10 numara sinek kaydı traş ediyor. 3 bıçağıyla, hormonlu sporcularımızı az da olsa kadınsı gösterebiliyor. testosteron hormonunu öyle vurmuşlar ki kendilerine, vücütlarının herhangi biyerinden sik çıkacak diye ürküyor insan. hepsi mazallah 3 oda bir salon olmuşlar, utanmadan çıkıp olimpiyatlara katılmışlar. göğüslerinde ay yıldızlı arma, sonları yine doping, yine hüzün, yine kekezlenen insanımız, kandırılan halkımız...

    bulgaristandan devşirdiğimiz sporcuların başarılarıyla 90 lı senelerde hepimiz sevinçten ağladık değil mi?

    evet ağladık... devşirdiğimiz diyorum bakın...

    sonrası ne oldu? devşirme sistemi yerine özkaynağa yöneldik, sonumuz yine doping ve hormon oldu...

    şöyle bir düşünüyorum, olimpiyatlarda teknik sporlarda türkiye'nin esamesi okunuyor mu diye? gerçekten aklıma gelmiyor. jimnastik, artistik patinaj, yüzme...

    ya yüzme demişken aklıma kim geldi, hepimizin gelmiştir. o zavallıdan da bahsetmek istemiyorum. 7-8 kere katıldığı uluslararası yarışmadan insan bir kere final yüzer be, ayıptır... senin geçimini sağladığın yer bu.. kimse senden bi başarı beklemiyo zaten...

    bu liste böyle uzar gider, biz boşuna kendimizi yorarız.

    fakat buradan türk futboluna şu şekilde bir çıkarım yaparak geçebiliriz; nasıl ki 90larda devşirme haltercilerle başarılar sağlandı, ülkemizin yüzü güldü, avrupanın diğer ülkelerine kıyasla 100 sene sonra metro inşaa etmeyi başarabilen ve ülkemin her bir alanındaki altyapıya sıfır önem veren ülkemdeki futbol da buradan nasibini aldı.

    nasıl aldı? markopaşalarla aldı, mert nobrelerle aldı... istiklal marşında britney spears playback numaralarıyla ağız oynatanla aldı.

    utanmadık,

    almanyanın senelerce altyapılarında beslediği, büyüttüğü, geliştirdiği türk-alman futbolculara göz diktik.

    ee alamnya, onlar türk ver bakalım onları bize dedik. sen bunları topluma kazandırmış olabilirsin, beslemiş, geliştirmiş olabilirsin, fakat onlar türk, onların etinden sütünden biz faydalanmaıyız sen değil. çünkü bizim böyle güzel altyapı sistemimiz yok almanya napalım? biz mi sana türk oyuncuları al geliştir dedik? yoo demedik, o zaman onları bize vericeksin, bu işin lami cimi yok.

    gurbetçi futbolculara ilişkin tutumumuz böyle olmadı mı beyler?

    mesut özilleri, murat-hakan yakınları, ilkay gündoğanları ve daha aklıma gelmeyen milli takımı olarak türkiyeyi seçmemiş bir çok başarılı futbolcuyu ıslıklamadık mı? kuru kuruya nefret etmedik mi? nefret ettirilmeye çalıştırılmadık mı?

    şikeler, dopingler, hormonlar, sahtekarlıklar, rantlar, dekoderler, mafyalar, ırkçılıklar, hizipçilikler... futbolu fahişeye çevirmediler mi? medya da bunlara en güzel çanağı tutmadı mı? pasta o kadar büyük ki, rant için çevresinde dolanan çakal sürüsü çok...

    en basitinden gs-fbrekabetini tiraj uğruna öyle bir raddeye getirdiler ki, kin ne vefret artık iç savaşa dönüştü, yağamalamalar başladı, ölümler takip etti.

    şimdi şöyle bir arkama yaslanıp bakıyorum, ne yapılabilir diye...

    ne mi yaılabilir? neresinden başlayacaksın?

    mafya-futbol / şike-futbol / yargı-futbol / medya-futbol / siyaset-futbol / futbolu yönetenler-mafya / futbolu yönetenler-siyaset / siyaset-mafya ...

    hangi ilişkiden başlayacaksın kardeşim düzeltmeye?

    hepimiz avlanan tüketicileriz. internet köşelerinde "durum bu" yazıları yazarak anca kendimizi avutabiliriz.

    bi zıpcıktı çıkar, ee o zaman sen söyle lan eleştirmeyi biliyosun, nasıl düzelsin der.

    düzelmez dostlar bu dirlik bu düzen. çünkü atatürk sporcunun zeki çevik ve alaklısını sever. gel gelelim ülkemde başta milli değerler olmak hüzere her değer ayaklar altında. rant ve bu ranttan pay çıkarma hırsı milletin gözünü kör etmiş. gerisi boş. atatürkü de kitapların ilk sayfalarında görürüz bir tek, o da zamanla yerini son 10 senedir ülkemi bu hale getiren diğer bir figüre bırakır muhtemelen...

    özetle, türk futbolu, milli birliğimizin yansımasıdır kanımca.
App Store'dan indirin Google Play'den alın