• 326
    bitmiş durumda. birtek galatasaray birşeyler yapmaya çalışıyor. ve hala şu durumda abdullah avcı "bence yabancı sınırı düşürülmeli" dedi diye bu rakamı 5'e düşüren federasyon var. ulan şöyle bir bak hangi kalburüstü ligde yabancı sınırlaması var. son 3 büyük uluslararası turnuvanın şampiyonu ispanya'nın liginde yabancı sınırlaması yok ama daha o turnuvalara katılamayan türkiye'de 5 tane yabancı oynatabiliyorsun. ya biz enayiyiz amına koyım ya da adamlar salak.

    şike yapılır; üzeri örtülür. ırkçılık yapılır; üzeri örtülür...

    bu ülkeden de, bu ülkenin futbolundan da bi bok olmaz.

    tff'nin başında beşiktaş'ı batıran yıldırım demirören oturuyor lan. herif sırf şikecileri koruduğu için seçildi ve hala orda. kimse de sesini çıkartıp "bi dakika lan n'oluyo" demiyor. buna bizim yönetim de dahil. biz anca arena'ya gelmesinler, inönü'ye gelmesinler, bizim oyuncumuzu aldılar, nasıl koyduk kocaman diye birbirimizi yiyelim gerizekalı gibi.

    bu kafayla ancak böyle gruplara kalınca seviniriz. adamlar uefa kupasını şeylerine takmıyor, uefa'ya yedek kadrolarıyla çıkıyorlar ama bizim ülkenin 50 yılı aşkın süredir en büyük avrupa başarısı uefa. bir de çeyrek finalimiz var diye göbek atıyoruz.

    senin kalburüstü olmasını beklediğin bursaspor, trabzonspor, fenerbahçe gibi takımlar avrupaya gidince eziliyor. bizim ligde şahlanırlar anasını satıyım. görün işte seviyeyi. marka değeri, marka değeri diye şikeciyi korursan, kıçıkırık adamları sırf galatasaray, fenerbahçe, beşiktaş aldı diye boyaya boyaya manşetlere çıkartırsan hem takımların hem de futbolcuların götü böyle tavanda gezer. avrupa kupalarının en kıytırık takımları da gelir seni böyle maymuna çevirir sen de o göte kuyruğunu kıstırır o annenin çok sevgili marka değeri yüksek ligine dönersin.
  • 327
    kesinlikle bir numaralı tecavüzcüsü digitürk olan futboldur. inanılmaz bir para verdikleri için istediklerini yaptırıyorlar. ertelemeler bile digitürk programına göre ayarlanıyor. kötü saatlere maçlar konuluyor, işlerine gelmeyen pozisyonlar tekrar gösterilmiyor, fener şike yaptığı için futbol biter diye aptalca bir play off getiriliyor. *ondan sonra gelelim iki numaralı sanığa aziz yıldırım. aptalca hayallerle kandırdığı taraftarına kupa getirmek için maç bağlıyor, alenen hırsızlık yapıyor, itiraf ediyor ama başkanlığı hala devam ediyor. yargıtay kararı bekleniyor ama mahkeme kararını rüşvetlerle iptal edilecek gibi duruyor. 3 numaralı sanık yıldırım demirören. beşiktaş'a alenen tecavüz ediyor, ibra edilmemesi bile mücizeyken 8 yıl başkanlık yapıyor. fenerbahçe küme düşmesin diye bir gecede fedarasyon başkanı yapılıyor, seçtiği adamlar açıkça şike yapan isimleri aklıyor veya komik cezalar veriyor. 4 numaralı ise yalamalığı meslek haline getiren iktidar destekli anadolu takımlarıdır. her seçimde fenerbahçe'nin adayı desteklenir. çünkü havuzdan daha çok para sözü verilir. oyuncular peşkeş çekilir veya astronomik paralara satılır. bu işten kara para aklanır. abuk bir belediyespor anlayışı vardır birde. seyircisi olmayan takımlara halkın vergileriyle kaynak akıtılır. 250 kişiye oynyan takımlar icat edilir bir anda. ankara belediye başkanının oyuncağı sayesinde ligler alt üst olur mesela. faydasız takımlar yüzünden adanaspor, göztepe, altay, erzurumspor, malatyaspor gibi şehir takımları kayboluverir hemen. kasımpaşaspor 2003 yılına kadar piyasada olmaz hatta amatör ligdeyken bizim topçularspor'la maç yaparlardı. * 10 yılda 1. lige çıkar ve bir anda zengin iş adamları bu semte sahip çıkarlar. 2012-2013 sezonunda tehlike ve önemli takımı olurlar. anadolu'daki stadlarda atatürk isimleri silinir mesela veya 106 yıllık ve avrupa'ya kan kusturan camia üzerinden dünyanın geliri sağlanır, fakat bazı isimler bu işi şahsi şova döküp tepki alınca 106 yıllık camia'ya kömür yardımı yaptık muamelesi yapılır. tabii bunlar olurken korkudan herkes susar. gerçekleri sadece tarih yazar.
  • 328
    her yaşa ayrı sınav koyarsan, çocuklara sporcu olacaksın da ne olacak dersen. adam gibi altyapı hocası yetiştirmessen, digitürk zaten paramızı veriyor avrupa kupalarına ne gerek var dersen veya avrupa kupalarında ileriye gitmeye çalışana destek olacağına köstek olursan. 3,5 milyonluk * senden daha kaliteli oyuncular yetiştiriyorsa sadece 3 adet kaliteli hocan varsa fatih terim, mustafa denizli, şenol güneş ve bu sorunlara çözüm bulacağına daha da sorun çıkarırsan. bundan sonra macaristan, romanya, avusturya, finlandiya, norveç, gibi istikrarsız ülkelere benzersin.
  • 330
    6 yıl 3 ay ceza alan adamların çıkıp "ben ne yaptıysam kulüp için yaptım" dediği ve bu söylemin salondakiler tarafından arsızca alkışlandığı, dünyada ilk defa at ile şikenin yapıldığı, ligden düşmesi gereken bir takımın ligi 9 puan geride tamamlamasına rağmen son maçta şampiyonluğu kaçırdığı(!), ırkçılık yapan adamın 3 maç ceza aldığı, şike yapan adamın 2 yıl hak mahrumiyeti alıp tahkimde cezasının 3 maça düştüğü, seyircisiz oynanan maçta sahaya seyircinin girdiği, maçın ortasında bir kulüp başkanının mikrofonu eline alıp anons yaptığı ve buna benzer sürüyle garipliklerin yaşandığı bir ortamda kötüye gidiyor diye eleştirilen futboldur türk futbolu. altyapı okulları kursan, ilköğretimlere seçmeli ders olarak futbol dersi koysan, milleti bilinçlendirici yayınlar yapsan ya da bilmem nerede de şöyle şöyle yapılıyormuş diye ballandıra ballandıra anlattığın işleri yapsan nolur ki? fıkrada da söylenildiği gibi:

    (bkz: ipin ucu puştun elinde)
  • 331
    iki türk takımı avrupa kupalarında kaç kez karşı karşıya gelmiş? sorusunun cevabı türk futbolunun kalitesini gösterir. son 10 yılda -bak dikkat ettiysen son 10 yıl dedim, futbol tarihinde demedim- avrupa kupalarında tahminen ingilizler kendi aralarında 15-20 maç, almanlar kendi aralarında 7-8 maç, ispanyollar kendi aralarında 10-12 maç, italyanlar kendi aralarında 3-5 maç, portekiz takımları 5-6 maç yapmıştır. çok bu maçların çok büyük bir yüzdesi final ve yarı final maçları. bunu da belirtmek lazım. ulan futbolu yönetenler hiç mi özenmiyorsunuz şu heriflere? şunlar gibi olalım hiç mi demiyorsunuz?
  • 336
    ilacı kesinlikle 4-4-2'dir. millet olarak zati karakteristik özelliğimiz bu çabuk gaza gelmemiz, amiyane tabir ile; coşmamız. diğer bütün varyasyonlar ( (4-3-3) (4-2-3-1 ) vs vs ) soğuk kanlı oyun, ve rahatlık gerektiriyor, soğuk kanlı olmanın en az tolere edilebildiği sistem 4-4-2
    hayvanlar gibi önde basmayı, neredeyse orta saha'ya yakın defansı kurmayı, sol açıktan ayrılmayan bekleri, ceza-saha'sı ön yayında gezen mc'leri ile bize en çok uyan sistem bu. defans yapamıyoruz aga biz. her duran top tehlike, her yaslandığımız an gol görüyoruz kalemizde.

    bakıyorsun hayvanlar gibi oynadığımız maçlara; bahsettiğimiz gibi oynanmış. geriye yaslanıp rolantide istediğimiz gibi oynayıp bitirdiğimiz maç tarihimizde bulunmuyor, (en azından ben henüz şahit olamadım)

    lan mahalle maçında dahi sktr et kaleciyi, stoper bulamıyorsun herkes ilerde gol arıyor, bizim td'lerimiz geride rakibi karşılayıp kontrollü oyundan bahsediyor... siktir lan!
  • 337
    7 eylül hollanda türkiye maçı 'nda da görüldüğü üzere a milli takımımızın teknik direktörü 2011-2012 ve 2012-2013(halen) sezonlarının en iyi türk orta saha oyuncusunu onbire almıyor... uzatmayacağım türk futbolunun içindeki artniyet ve takımcılık buralara kadar gelmiştir. oynatmayın arkadaşım madem öyle alma selçuğu işimize gelir. hem sakatlanmaz siz bize karşı nasılsanız biz de size karşı öyleyiz. semih'i de alma. hamit'i de alma... alma... alma arkadaşım alma yauuv.
  • 341
    ne taraftar olarak takımlarımıza etkili ve doğru destek olabiliyoruz, ne medya olarak kamuoyuna doğru ve güvenilir bilgi verebiliyoruz, ne antrenör olarak sahada taktik anlayış olarak güzellikler sunabiliyoruz, ne futbolcular olarak ortaya güzellik koyabiliyoruz, ne yöneticiler olarak doğru bir kulüp anlayışı sergileyebiliyoruz ne de takım olarak istikrarlı bir başarı yakalayabiliyoruz.

    sahi böyle futbol olur mu?
  • 342
    başındaki yönetici kendi aile şirketini bile yönetemeyen, asırlık beşiktaş jimnatsik kulübünü borçlar deryasına sürüklemiş türkiye'nin başarısız iş adamlarındandır. kendisi bu ülkenin milli takım patronuyken ne vizyon ne de başarı beklemememiz gerekmektedir. gönlümden geçen ünal aysal'ın başımızda 5 yıl daha kalması ve sonrasında milli takımlar başkanı olmasıdır. böylece bir ülkenin bir ayağı kurtulmuş olur.
  • 348
    türk futbolundaki çoğu teknik adam sistemlere takıntılılar bir takım illa 4-3-3 veya 4-2-3-1 oynamak zorunda değil. elindeki kadroya göre taktik yapmaları gerektiğini bilmiyorlar kaptırmışlar barcelonadan 4-3-3 ü ya bırakın oynayamıyorsun işte biraz esnek olun fatih terim gibi. fatih terim geçen sene 4-4-2 ye bir döndü son 10 yılın en dengeli galatasrayını izletti bize.
  • 350
    toparlanması için on yıllar gereken oluşumdur.bunun sebepleri de sadece bugünkü yönetimler değildir.

    +cumhuriyetin ilk yıllarında ve osmanlının son yıllarında kitleleri kendisine çeken sporlara karşı bir duruş vardı.*

    bunu dönemlere göre tek tek incelersek eğer;

    -abdulhamit döneminde bilinen dava insanların bir araya gelmesi ve organize birşeyler yapmasının hafiye teşkilatı adıyla abdulhamit lehinde engellenmeye çalışılması.
    -ittihat ve terakki dönemlerinde* halktan yapılması istenen sporun futbol yerine cimnastik,okçuluk,dağcılık,havacılık gibi hem askeri hemde disipline edici sporlar olması.
    -erken cumhuriyet donemlerinde (u: 24 eylül 1951'de futbol profesyonellik kanunu'nun meclisten gecmesine kadar olan sure) ise futbola halkta devlet politikalarının zıttı şekilde sonuçlar gösterecek olması nedeniyle olumsuz bakılması.

    bu ülke o zamanlar başarılı sporcular yetiştirmek yerine bütün vatandaşların her sporu vasatın üstünde yapacak kadar eğitilmesini amaç edinmişti.

    yani söylemeye çalıştığım diğer avrupa ülkelerinden her konuda olduğu gibi futbol konusunda da o kadar geri kalmışız ki o adamların yaşadıklarını 50 sene sonra biz yaşıyoruz.sistemler ekoller kısa sürede oturan şeyler değil.bizim futbolumuzun altyapı,organizasyon,yönetim vs gibi problemleri sadece kişilere bağlı değil tarihsel gerçeklerle de ilintilidir. kişiler futbolu doğru yönetmiyor evet orası bir gerçek, kimse futbolun bu durumuna dikkat etmiyor ve düzeltmeye çalışmıyor o da bir gerçek ancak böyle gelip böyle gittiği içinde 2 sene başarılı olup 5 sene turnuvalara katılamayan bir milli takımımız ve kendisine yüzyıllık çınar diye hitap eden ancak avrupa takımlarına karşı üstünlüğü amatör maçlardan ibaret olan ezeli rakiplerimiz var.ayrıca sistemli şekilde ilerlemek olgusu ne yazık ki bizim halkımız içerisinde albenisi olan birşey değil. bizde her kurum kişilere bağlı olduğundan dolayı kişi o kurumdan ayrıldığında sistemi de onunla beraber uçup gidiyor.

    not: merak eden olabilir diye söylüyorum cumhuriyetin ilk yıllarında voleybol,basketbol gibi sporlar takım ruhunu ve itaat duygularını pekiştirdiği gerekçesiyle destekleniyordu.ancak futbol üvey evlattı.
App Store'dan indirin Google Play'den alın