resim
Mustafa Denizli
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:74
Uyruk:Türkiye
  • 1932
    takımı sabote eden eski spor yorumcusu. bilerek yaptığını düşünüyorum, gerek açıklamalarını, gerek takımla ilgili verdiği kararları. istedikleri yapılmayınca küstü ve gitmek için zorluyor işte. tazminatımı alır çekilirim diye. geldiğinde fıldır fıldırdı. belki hedefleri olarak geldi, adamı o konuda karalamak istemiyorum. 11 maçta 3 galibiyet alan ve o 11 maçta top oynatamayan antrenörde bir sorun vardır.

    ayrıca, kişisel birşeyler yazmak istiyorum. sözlüğe yazar olalı 1 sene oldu galiba. 1 kere küfür yazdım ceza aldım ki orada hatalıyım, dikkat etmedim belki de lakin geri kalan 2 cezamı hamza beye yazdıklarım yüzünden aldım. ne küfrettim ne bişey. hakaret sebebiyle aldım cezalarımı ve benim yazdıklarımdan daha beterlerini okudum sözlükte. neyse geçmişte kalsın, hatam olmuşsa affola. uzun bir süre ceza almamam gerekiyor yoksa pilot edilicem.

    lakin bu adam bozdurucak heralde. hamza beyden daha kötü olmamalı sporu seven birisi. ben dibi o adamla gördüm. konuşmaları, kadrosu, hamleleri falan felaketti bence. ama bu adam gerçekten çok zorluyor. taraftar pert olmuş durumda artık. 10-11 senesinde gerçekten adam yoktu yani. ama bu sene o kadar kötü değil. evet kötüyüz. tarihimizin en kötü forvetini izlemek zorundayız her maç. ama kaliteli ayaklar var takımda. o kadar eleştirilen hamza bey gol attırıyordu bir şekilde. gol yemeye çözüm bulamamıştı çünkü kurduğu takım yanlıştı en baştan.

    mustafa beyin iyi yaptığı bir tek şey yok. hucüm, savunma, kompakt oyun. yok yani. hakan taşıyan alkollü çıktığı programda napıyoruz ki biz demişti. bende mustafa bey'e soruyorum: napıyoruz ki biz mustafa bey.
  • 1936
    18 şubat 2016 galatasaray lazio maçından sonra o kadar çok şey var ki kendisi hakkında söylenecek. fakat yemin ediyorum bezdim gayri hocalarımızdan yakınmaktan, içim kararıyor.

    ligimizi de takımımızı da evvelden bildiği, oyuncuları yakından tanımak ve takip etmek için de yeterli süreyi geçirdiği halde neden her maç icat çıkarma çabası içerisinde bulunduğunu anlamadığım teknik direktördür kendisi. ama sakatlıklar var mecbur kaldı demeyin hiç, semih'i oyuncu kalmadığı için mi oynamıştı ligde?
  • 1938
    kendisine dair herkesin umutları tükendi. gelir gelmez yaptığı "bu ağacın budanması lazım, önce sulayacağız, gübresini vereceğiz ama olmazsa budayacağız" çıkışıyla taraftarı arkasına alan ve kötü sonuçlara rağmen yalnızca takımdaki gereksizlerin takımdan uzaklaştırılmasını isteyen ve sadece bunu bekleyen galatasaray taraftarını hayal kırıklığına uğratmıştır. önce devre arasında umut bulut'la takasına izin vermeyip 2,5 m euro'ya donk'u aldırması ve sonra burak yılmaz'ı göndermemek için elinden geleni yapması ile büyük kredi kaybetti. takım hamza hamzaoğlu döneminden daha kötü oynuyor ama taraftar zaten sezona havlu atmıştı. tek görmek istediği akıllı hamlelerdi. galatasaray'ın geleceğini yeniden inşa etmesini beklemek ise sanırım fazlaca iyimserlik oldu. kötü sonuçlar ve dahası ruhsuz futbola, denizli'nin de saçma oyuncu ve kadro tercihleri de eklenince bu işin uzun soluklu olmayacağı anlaşıldı.

    3-0 kaybedilen maçın rövanşında turu %51 galatasaray'a yakın gören ve "biz de onlara 5 atarız" diyen ayrıca derwall gibi galatasaray devrimini yapan adamın yardımcılığını yapmış, galatasaray'ın genlerini en iyi bilenlerden birisi olması gereken adam malesef eski stil antrenman teknikleri ve futbol anlayışı ile galatasaray futbol takımında bir arpa boyu yol alamadı. geldiği günden beri sadece takımın kondisyonu üzerine çalışılsaydı bugün kendi evimizden lazio'ya sahayı dar eden bir takım görebilirdik. malesef enkaz aldı ve enkaz bırakacak...

    sinan gümüş'ü oynatması gözümdeki tek artısı. bu saatten sonra da kendisinden tek beklentim takımın avrupa kupalarında mücadele etme hakkı kazanması.

    olur da uefa'dan ceza yersek yapılanma yılımız olacak olan 2016-2017 yılında bu cezayı çekmemiz lazım.
  • 1941
    kendisine artık dede diye hitap etmek istediğim hocamız.

    dedemin maaşallahı var kendisi 84 yaşında ve bilinci yerinde. futboldan pek de anlamaz. hem fenerli hem akp'li (ölümcül kombo). işte kendisi yerine dedemi koysak takımın başına o da üç aşağı beş yukarı aynı müdaheleleri yapar zaten oyuna. hatta ve hatta daha iyi yöneteceğini de düşünebilirim. en azından sağına soluna kulak verir ve sana gol lazım olan maçta; ilk oyuncu değişikliğini sol bek değişikliği olarak, ikinci oyuncu değişikliğini umut'u oyuna alarak ve son oyuncu değişikliğini de dakikalar 89'u gösterirken yapmazdı büyük ihtimalle.

    kendisi ilk geldiğinde umutlanan yüreğime tüküreyim.
  • 1943
    18 şubat 2016 galatasaray lazio maçı özelinde konuşmak gerekirse;

    *31567 tane stoper oyuncuyla sahaya çıkması ve takımın sahadaki dizilişiyle çok fazla oynamış olması ilk hatası. prandelli de şampiyonar ligi maçlarında yaptığı 3-5-2 denemelerinde sneijder'i ön libero, melo'yu stoper denemişti ve haliyle hüsran yaşamıştık. sırf yakın geçmişteki bu acı tecrübelerin bile mustafa denizli'ye bir fikir vermesi gerekiyordu ama kadroyu karman çorman yapmış ve takım haliyle ilk gol öncesindeki bir 10 dakikalık bölüm dışında ne oynadığını, ne oynaması gerektiğini bilmedi.

    *selçuk'tan hala ne bekliyor, ciddi merak ediyorum. oynaması, sahadaki varlığı tamamen zarar ziyan bu adamın. hızlı, çabuk ve teknik olan emre çolak yedekte otururken veya isviçre milli takımı orta sahası dzemaili'yi kiraya gönderip maaşını biz öderken, bizim burada kendimizi fizik ve kafa olarak bitik olan selçuk'a muhtaç bırakmış olmamız gerçekten çok üzücü.

    *takım gole kadar olan bölüm dışında gram top oynamamış, sabri yorulmuş, selçuk rezil rüsva. lakin kendisi 70'ye kadar oyuncu değişikliği yapmadı. benim genel bir kuralım var, gole ihtiyacınız olduğu bir maçta, oyuncu değişikliği yapmanız gereken en geç dakika 60. dakikadır. (tabii takım yaldır yaldır oynuyor ve bol pozisyona giriyorsa takımın hızını kesmemek için bu süreyi erteleyebilirsiniz. mesela bizim öyle bir maçımız vardı, 8 mart 2013 galatasaray gençlerbirliği maçında takım akıp giderken fatih terim emre-umut ve wesley-amrabat değişikliklerini yapmış ve takımın anasını sikmişti.)

    *podolski maçın genelinde ileride yalnızları oynamış olmasına rağmen hemen hemen her pozisyonda topu aldı, indirdi, tuttu, takımı ileri taşıdı vs. peki sayın denizli n'aptı? umut'u oyuna alınca podolski'yi geri çekti. o dakikadan sonra da ileriye çıkma çabalarımızda top duvardan çarpıp geri döndü.

    *wesley'i oyundan alması ise aklın ve mantığın tükendiği nokta. dakika 85 de olabilir, 90+ da olabilir. wesley'i oyundan çıkarmak demek hem takımın gol aradığı esnada vakitten çalmak, takımın hızını kesmek demek, hem de çıkan oyuncu wesley. bir pasla, bir şutla golü yaratabilecek bir adam.

    sonuç olarak bir maç için bu kadar hatayı amatör hoca bile yapmaz. kendisi olmadı, olmayacak da.
    tez zamanda "ben bu işi beceremedim" diyip ayrılsın.
  • 1944
    18 şubat 2016 galatasaray lazio maçı'nda oyuncu değişiklikleriyle beni çıldırtmış olan teknik direktörümüz.

    1- ryan donk sarı kart görene kadar güzel oynuyordu. sarı kart'tan sonra mücadeleden kaçma, lakayıt tavırlar sergileyerek tribünün tepkisini çekmeye başladı. en en en geç 60. dk'da yerine bilal kısa veya emre çolak girmesi gerekirdi.

    2- sabri sarıoğlu çabaladı, golü de attı. ama top kontrolü bildiğimiz gibi kötüydü. dinamiklik olsun diye sağ açığa verilmiş, ama adam kovalamaktan başka birşey yapmadık. o tarafa adam geçebilecek, hücum variyasonları üretebilecek oyuncu lazımdı. yine en geç 60. dk'da oraya olcan adın veya yasin öztekin girmesi gerekirdi.

    3- son değişiklik hakkımızı da belki 80'den sonra poldi-umut ile değerlendirebilirdik. ya da herhangi bir yorgunluk durumu için.

    benim tercihlerim bilal ve yasin olurdu.

    - ama adam biraz hücum edelim diye defansif bek carole'u çıkarıp, yerine olcan'ı koydu. bu sefer sol tarafımız otoban oldu.
    - yine hücumcumuz çoğalsın diye sabri-umut değişikliği yaptı, ki bu da yanlıştı. umut oynamasın artık. podolski zaten yoruldu. umut'u öne koyup, yordun poldi'yi kanada koymak saçmaydı. zaten umut'la uğraşmak zor, bi de yorgunken mi uğraşsın poldi. oraya dediğim gibi sabri-yasin değişikliğiyle poldi'yi bol bol besleyebilirdik.
    - 89. dk'da yasin-sneijder değişikliğine de oturma organımla güldüm zaten, ona birşey demiyorum.

    kısacası maçı o verdi.
  • 1947
    takım kötü oynamasına rağmen ısrarla takım içinde radikal bir karar almıyor. hala vasat futbolculardan medet umuyor ''eldeki kadro bu'' bahanesine sığınıyor. hatalarından ders çıkarmayan kurt hoca mı olurmuş. kurt hoca dediğin minimum düzeyde hata yapar. zaten bizim hamza hamzaoğlu'nu beğenmeme sebeplerinden birkaçı da vasatları şişirmesi ve hatalarından ders çıkarmamasıydı.

    en azından 1-2 futbolcu kadro dışı kalmalıydı şu takımda. takımı sabote mi ediyor bilmiyorum da teknik direktör bilgisi artık çok ama çok zayıf. hamza hoca varken sahaya baktığımızda belli bir taktiğimiz yok diyorduk ama şimdi bakıyoruz ki aslında o zaman gayet iyiymişiz.

    takımın sezon başında çalışmasıyla bir alakası yok bence, yani bu kadar olmamalı. biz şu kadroyla fenerbahçe'yi kadıköy'de yenecektik az daha. ama aynı takımı mustafa denizli çıkarsın, en az 3 yeriz diyorum ben. hamza hamzaoğlu döneminden bu yana hiç bir konuda ilerlemedik, aksine geriledik.

    keşke hamza hoca ayrıldıktan sonra yerine genç bir yabancı teknik direktör getirseydik. en azından gelecek planlamasını sağlıklı bir şekilde yapardık. eminim ki yönetim de pişmandır mustafa denizli'yi getirdiğine. sezonu kurtarsın diye takımın başına getirdikleri adam, takımı öncekinden daha beter hale getirdi sonuçta. umarım en kısa zamanda kovulur. derhal kovulmalı takımdan.
App Store'dan indirin Google Play'den alın