resim
Mustafa Denizli
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:74
Uyruk:Türkiye
  • 2506
    "şöhretin büyüsüne kapıldığınız oldu mu?" sorusuna "izmir'de kıbrıs şehitleri caddesi'ni normalde 6-7 dakikada yürürdüm. sonra bu süre 1.5-2 saate çıkınca o büyüye kapıldım. o süre yeniden 6-7 dakikaya inince yaptıklarımdan ders aldım ve süre yeniden 1.5-2 saate çıktı ve yıllarca da öyle kaldı." diyor.

    istanbul günlerinde aziz nesin ile sıkı bir hukuku gelişiyor. "tüm kitaplarını okudum" diyor. "okulum" dediği derwall'den habersiz yaptığı değişiklik fark edilince "seni öldüreceğim" hitabına muhatap oluyor ama oyuna soktuğu oyuncunun golüyle maç kazanılınca okulu onu kucaklıyor. bu hatırasını da böbürlenerek değil mahcup bir edayla, utana sıkıla anlatıyor.

    çocukluk idolü sorulduğunda direkt olarak söylediği isim metin oktay. küçük plastik toplarla toprak sahada oynamanın futbolcu tekniğini nasıl geliştirdiğini anlatırken şöyle diyor: o topların, toprak sahanın da etkisiyle, nasıl sekeceğini, nereden geleceğini çok fazla bilemezsiniz. o yüzden sürekli teyakkuzda olmanız gerekir. bu oyuncu tekniğine ve çevre kontrolüne faydalı oluyordu. sonra bu kontrolü hayatınıza taşırsınız. 'bu top şuradan gelirse şuramı acıtır' dediğiniz gibi 'bu insanla arkadaşlık edersem ileride acıtır' dersiniz.

    kendisini çocukken beşiktaşlı yapan abisinin ölüm yıldönümünde beşiktaş'la şampiyonluk yaşarken verdiği röportajda "onun hayatta olması benim en büyük arzumdu" derken gözleri dolu dolu.

    fatih hoca'yla hukuku sorulduğunda tebessümle "hukuk üstü" cevabını veriyor. "çok sık görüşemiyoruz ama ben bilirim ki dara düşsem ilk fatih gelir, o da bilir ki ben giderim" diyor ve "benim galatasaray'a gelebilmemde de önemli katkıları olmuştur fatih'in" diye ekliyor.

    hoca'nın özel bir adam olduğunu düşünüyorum. kendine has sükuneti, dinginliği, nadiren yaptığı ve genellikle de haklı çıktığı iddialı söylemleri ve en çok da duruşunun altında varlığı sezilen o felsefi derinliğiyle hikayesine şahitlik etmenin değişik bir haz verdiği bir adam mustafa hoca. yaptıklarıyla ve yapmadıklarıyla, tüm tercihleriyle sıra dışı bir adam oldu. ara ara acaba bu kadar daldan dala gezmeyi değil de galatasaray'a mâl olmayı seçseydi nasıl olurdu diye düşünmüyor değilim ama sanırım biraz yersiz bir düşünce bu. hoca tüm eksiklik ve fazlalıklarıyla bu kadar nevi şahsına münhasır bir adam olabildi. ve tabii 90'ların ortasından itibaren yükselerek gönül tahtımızın kontenjanını fazlasıyla dolduran fatih terim fenomeni varken de o imkana pek sahip olamazdı gibi görünüyor.

    kendisini var eden ve futbol dışında da dürüstlük gibi önemli erdemleri kendisine kazandırdığını söylediği galatasaray camiasına yine kendi tarzınca vefa borcunu ödemek üzere geldiği son döneminin daha iyi geçmesini isterdim. lazio'ya karşı sami yen'de 5 stoperle çıkan, kendisini yenileyememiş bir adam olarak hatırlanması, bütün bu yaşadığı ve yaşattığı şeyleri düşününce insanı biraz hüzünlendiriyor.

    "çığır", kar tüm yolları kapattığında açılan ilk yola denirmiş. türk futbolunun mahrumiyet dönemlerinde sınırları aşan işleri hayal edebilen ve bir kısmını da gerçekleştirip deyimin tam manasıyla çığır açan birkaç adamdan birisi mustafa hoca. aşağıdaki fotoğrafa bakınca; toprak sahalı, şerefli mağlubiyetli dönemlerde futbolculuğunu yaşayıp daha fazlasını yapabilmeyi hayal eden ve ettiren iki güzel adam görüyorum: altaylı büyük mustafa ve galatasaraylı fatih. var olsunlar.

    https://gss.gs/Szv.jpg
  • 1143
    amrabat, bruma'yı yollayıp yasin'i alternatifsiz bırakan

    orta sahayı boşaltıp bilal ve j.karacan'a yer açan

    forvet alırsam burak yılmaz'ı nasıl oynatacağım diyen

    sezon başı tüm sağ bek alternatiflerini istemeyip tarık ve sabri'yle devam etme kararı alan

    telles'i yollayıp olcan'a sinsi sinsi yer açan bir teknik şeyden görevi devralmış teknik direktör.

    mutlaka hataları var ama böyle bir enkazdan ancak bu oluyor.
  • 2132
    kariyerimi riske edeceğim dediği kariyeri eksi sozlukte bir arkadas harika anlatmış. aha da link;

    https://eksisozluk.com/entry/5878245

    --- alıntı ---

    öncelikle şunu belirteyim.. galatasaray'ı kariyerinde şampiyon falan yapmamıştır!

    galatasaray'ı 86-87'de derwall şampiyon yapmıştır, 87-88 bu hoca olarak başlasada bir kaç maç sonra derwall sahaya inmiştir..

    bu bir.

    ikincisi hayatının hiçbir evresinde büyük bir hoca da olmamıştır..

    1986-97 ve 1987-88 ile derwall ile şampiyon olan takım zaten simoviç-ismail-semih-cüneyt-erhan-yusuf-prekazi-uğur-muhammed-tanju-mirsad'lı takımdır. ilk sezon tanju yoktur, ilyas, arif, metin falan zaten galatasaray'ın oyuncusudur..

    ha alt yapıdan bülent korkmaz'a güvenmiş oynatmıştır ki aslında 21 yaşındaki bir oyuncudan bahsediyoruz aslında çok genç sayılmaz. aynısını bülent, hamburg'a karşı yapamamıştır ve semih kaya'yı oynatmamıştır. belki de tur gitmiştir.

    neyse zaten iyi olan kadro havasını yakalamış yarı final oynamıştır ama ligde 4. olmuştur yanlış hatırlamıyorsam..

    sonra kalkıp milan'a falan hoca olmadı, almanya 2.liginde hoca oldu!

    1 sezon sonra takıma döndü, başarısız oldu, 5 puan öndeyken şampiyonluğu beşiktaş'a verdi falan.

    ardından atv'de spor haberlerini sunmaya başladı. düşünsene fatih terim spor haberlerini sunuyor!

    43 yaşındasın ve buyuk teknık dırektorum dıye egoların var ama spor haberleri sunarak para kazanıyorsun!

    neyse, kocaelispor'a transfer oldu. öyle böyle bir kaç başarılı sonuç aldı kocaeli ile. ha tabi buradada sefa sirmen'in kurduğu müthiş takım vardı..

    moşe, saffet, faruk, mirkoviç, ömeroviç, osman, volkan, evren, turan.. adam alıyor satıyordu falan..

    sonrası milli takım..

    türk futbl tarihinin en iyi kadrosunu dunya kupasına götüremedi!

    rüştü, engin, umit davala, bülent, alpay, ogün, abdullah, k.hakan, okan, suat, tugay, sergen, ertuğrul, oktay, hakan şükür, arif vs. vs. vs.

    ne ararsan var kadroyu götüremedi!

    tabi ki basın bir şey demedi neden? çünkü adam herkesle iyi olmuş, basın da çevresi çok!

    sonra 2000 elemelerinde, galatasaray gerçeği varken sahaya rüştü-ali eren-ogün-ayhan-tayfur-oktay-tayfun- abdullah'larla çıktı!

    play off larda galip gelemeden irlanda'yı eledi!

    belkide şampiyon olacağımız euro 2000'e emre belözoğlu'nu götürmed! uefa şampiyonu takımın iskeletiyle oynamak yerine ( fatih-bülent-k.hakan-suat-emre-okan-arif hakan. koy rüştü, alpay ve sergen'i) abuk subuk adamlarla, mustafa izzet'lerle falan oynadı!

    üstelik turnuva esnasında sergen ve tugay ile takışıp kadro dışı bıraktı! ulan turnuva la bu! sezon mu adamı kado dışı bırakıyorsun vakit mi var!

    burada 4 puanla gruptan çıkmış, portekiz'e elenmiştir. belkide türk futbol tarihinde en önemli fırsatı tepmiştir!

    sonrası malum zaten aziz yıldırım'ın transferleri ve masa başı oyunlarıyla yaşanan fenerbahçe'de şampiyonluk!

    ardından daha 50'li yaşların başında manisa'lar, iran takımlarında sürünmeler!

    aç kalınca ligtv'de yorumculuk! şansal abimizin lobisiyle, ligtv'de yorumcu olan her hoca gibi beşiktaş'a hoca olması!

    fenerbahçe ve galatasaray'ın geride kaldığı ligde sivasspor ile çekişerek şampiyonluk yaşaması!

    sonrası yine abuk subuk takımlar ve rize falan..

    bu adamın lobisi var arkadaşlar, arkası sağlam ve torpilli. hayatının hiçbir evresinde başarılı bir hoca olmamıştır! ersun'lar, hamza'lar hatta cevat güler'ler bile buyuk takımları şampiyon yaptı! ersun yanal'dan iyi bile değildir! 30 sene evvel galatasaray'ın yarı final oynamasının ekmeğini, edindiği çevreyle yiyen adam..

    fatih terim, 1996'da buyuk takıma hoca oldu. 20 senede 6 lig, 2 türkiye kupası, 4 türkiye süper kupası, 3 tsyd kupası, 1 uefa kupası kazanmışken..

    1987'de buyuk bir kulüpte başlayan kariyerinde 30 senede kazandığı 2 tane lig, 2 tane de türkiye kupası kazanmıştır!

    mustafa denizli tam bir balondur!

    edit: yazı içerisinde geçen "sonrası malum zaten aziz yıldırım'ın transferleri ve masa başı oyunlarıyla yaşanan fenerbahçe'de şampiyonluk!" sözü bazı fenerbahçeli arkadaşlarımızı üzmüş. bu konuda hepsinden kusura bakmamalarını rica ediyorum.

    ancak bu şahsi düşüncem değil aziz yıldırım'ın bizzat denizli'ye " takımı sen mi şampiyon yaptığını zannediyorsun", "şampiyonlukların sahada kazanılmadığını öğrendim" sözleri ve ersun yanal'ın ankaragücü'ne gelen teşviği kalem kalem bölüp bütün oyunculara dağırması, cafer aydın'ın itiraflarından ötürüdür..

    --- alıntı ---
  • 2470
    ehli keyf bir adam olup, çok fazla hırs sahibi birisi değildir. fatih terim'den sonra türkiye'nin en başarılı hocasıdır. teknik direktör olarak fatih terim de bulunan hirsa ve konsantrasyona sahip olsaydı şu an yaptığı kariyerden çok daha fazlasına sahip olabilirdi. ama kendisi avrupa kariyeri yerine türkiye'de 3 büyük takımı şampiyon yapan teknik direktör olmayı tercih etmiştir. kendisi derwall'in ekmeğini yememistir. derwall ona ekmek yapmayı öğretmiş o da bunu iyi bir şekilde öğrenmiştir. kimse kimsenin ekmeğini yiyemez, aynısı şenol güneş için de geçerli. dünya kupası ucunculugu fatih terim'in ekmeği değildir. şenol güneşin ekmeği yakmasidir. terim olsaydı kupa gelirdi.
  • 1444
    --- alıntı ---

    mustafa denizli: transfer listemizde yerli futbolcular pek olmadı. galatasaray ayarında ve bizim aradığımız kriterde isimler türkiye'de az.

    --- alıntı ---

    yaptığı bu açıklamayla yerli sevici hamza hamzaoğlu'na senin ben vizyonuna, kadro mühendisliğine sokayım mesajı vermiştir.

    ayrıca takımdaki bazı yerli oyunculara da kadro derinliği nedeniyle size şimdilik yol vermemiş olmam sizi ümitlendirmesin. bazılarınıza sezon sonu kesin yol vereceğim, bazılarınızın ise bu son şansı 2. yarı memnun kalmazsam onlara da yol vereceğim. ayağınızı denk alın mesajı vermiştir.
  • 1144
    açın basın toplantısında canlı canlı çaresizliğini seyredin adamın.

    resmen diyor ki: takım dağılmış, çok kötü, oyuncular yetersiz. ama ben konu galatasaray olunca bunlara bakmadan koştum geldim. daha iyi olacağız. bir süre daha zorlanacağız ama düzeleceğiz.

    yaparsın yapamazsın. daha da kötü top oynayabiliriz ama sana helal olsun bu taşın altına elini koyduğun için.
  • 1752
    geldiğinde de yanlış tercihti, şuanda da yanlış tercih, gelecek için de yanlış tercih olduğunu hamleleri ile gösteren teknik direktörümüzdür. burak'a gitme kal dedim bile bu takıma ihanetken, budanacak dalları budamaya gelen birisi için kendine ihanet anlamını da taşır. medyadaki ahbap çavuş ilişkisi sayın denizli'yi bir yere kadar kurtarır.
  • 2507
    eski teknik direktörümüz.

    doksanlı yıllardan başlayıp iki binli yılların sonuna kadar, en iyi dönemindeki şenol güneş'in bile üzerindeydi bana kalırsa. rakibi çok iyi analiz eder, kendi oyuncularını da çok iyi tanırdı. ufak kurnazlıklar da yapardı.

    fenerbahçe'de o güne kadar sağ bek oynattığı ali güneş'i bize karşı forvet olarak sahaya sürmesi ve ali güneş'in gol atması, milli takım'dayken "en büyük silahım oktay olacak" dediği bir almanya maçında oktay'ı yedek bırakmasıyla birlikte üzerinden baskı kalkmış hakan şükür'ün oldukça iyi performans göstermesi, doğru dürüst oynamamış genç bülent korkmaz'ı fiziğinden yararlanmak amacıyla rakibin en önemli silahını tutması için oynatması, yusuf şimşek'ten müthiş yararlanıp şampiyonluk kazanması gibi ilginç ve yerinde hamleleri vardı.
  • 749
    türk futbol tarihinin en başarılı üç hocasından biridir. biri, uefa kupalı fatih terim; biri dünya üçüncüsü şenol güneş; diğeri de işte avrupa'da galatasaray'a yarı final oynatmış mustafa denizli'dir.

    yerli sevici diye bir şey çıkarmışlar hakkında... haklısınız arkadaşlar, gelince sneijder'i falan keser kesin ve bilal'i oynatır çünkü salak bu adam! melo'yu eleştirince hemen çekip alıyorsunuz, hiç unutmuyorsunuz; e ben ne zaman açsam bu adamın çıktığı programı sneijder ile muslera'yı övüyor, ne yapacağız? yarı-yerli sevici mi kendisi? alın, adam yaptığı yılın 11'ine 6 yabancı koymuş: http://www.milliyet.com.tr/...skorergaleri/?PAGE=1 bu mu yerli sevici?
    garip garip argümanlar üretiyorsunuz kendi kendinize. yerli sevici... vizyonsuz... kimmiş vizyonsuz? mustafa denizli'ymiş. oldu, tamam.

    ha, kendisiyle uzun süreli bir işe girişmek zor. ama bu sezon sonuna kadar getirilebilecek en iyi hocadır. delili de cv'sidir. zeki ve disiplinlidir de. üstelik tıpkı fatih terim gibi, medya üzerinde etkisi vardır; ağırlığı vardır, tecrübelidir -sosyal medyayla falan uğraşmaz yani.

    uzattım: dilerim 2015/2016 sezonunun geri kalanını kendisiyle götürürüz.
  • 2398
    her ne olursa olsun kötü olduğumuz bir dönemde elini taşın altına koyması ile galatasaray'a olan vefa borcunu ödediğini düşündüğüm ve galatasaray benim için farklı bir yer derkenki samimiyetine inandığım teknik direktör. donk monk demesin kimse, ne gereksiz transferler yapıldı bu kulübe bir donk ile mi battık.

    ayrıca kendisi eskiler için de efsanedir, babam buraları okusa sizin gibi yeni yetmeler anca bu cümleleri yazar derdi. kendisi eskinin efsane teknik direktörü, günümüzün de kocamış kurtudur ve kesinlikle itin bir tarafına sokulacak bir antrenör değildir.
  • 2115
    simdi adamin elindeki kadroya hic bok atmaya gerek yok. ver bu kadroyu terim'e lazio gibi skindirik bir takima elenmez, bu kadar da puan farkini actirmazdi.

    kadrodaki futbolcular %30, bilemedin %40 verimle oynuyorlar. butun oyunculari %60-70 seviyesine cekebilsen zaten bu kadar puan kaybetmezsin. yine keza %70'lik verimle isleyen bir kadro lazio'yu rahat elerdi zaten.

    simdi kardesim ben mi cekecegim bu oyunculari bir tik ustu verimli oynamaya? gecen seneki yasin, trabzon ve antep'deki olcan, ilk gunlerindeki carole, celtic'teki denayer, fransa'daki chedjou, kasimpasa'daki donk, bildigimiz sneijder, xelcuk, hakan, terim döneminde iyi is cikaran umut, milli takimdaki podolski, akhisar'daki maestro bilal ile geri kalanlarinin verimli olduklarinda neler neler yaptiklarini dusunun.

    öyle taktik maktik kasmaya da gerek yok haa... lucescu gibi olup verim yukselteceksin hepsi bu. ya da terim gibi olup motive edeceksin su oyunculari. bunlar kötu oyuncular degil ki. verimsizler an itibariyle.

    denizli'nin hal ve hareketlerine bakin. bu adamla antrenmana ciktiginizi dusunun. denizli gibi gicik bir adam sizi motive edebilir mi? kamp dönemi gecirmis, devre arasi görmus ama takima verim olarak gram yukleme yapamamis uyusuk bir adam bu adam. bildigi butun antrenman metodlari tarihin tozlu sayfalarina kalkmis, mac icindeki kosu ve kondusyon oranlari xamax'a 5 atip, monaco'ydugumuz yillarin nerden baksan 2 kati su an.

    bu adam galatasaray'a gelmeden önce, belki de yillardir esofman giyip bir pazar gunu temiz hava yuruyusune bile cikmamistir spor olarak. adamin yumruk yapmaya mecali yok. kenarda bagirirken bir yerine inme inecek diye korkuyorum. terim'in, lucescu'nun gol sevinclerini gözunuzde canlandirin, bir de bu adamin sevinclerine bakin. sanki böyle camdan yapilmis da az ziplasa araba cami gibi tuz buz olacakmis gibi seviniyor.

    yakismiyor kardesim bu adam artik kulubeye. ben futbolcu olsam siklemezdim bu citkirildim göruntudeki hocayi. 1-0'ci vitor'un, senol hocanin enerjisi yetiyor mesela takimlarina kenarda. e bu adam aykut veya avci gibi kati taktisyen de degil. ne yapacagiz simdi biz bu dedeyle? ya arkadas takim hic mi bir mac dahi olsa isik veren futbol oynamaz? yok.

    gönderin gitsin. kenara da adam akilli hayattan umidini kesmemis bir adam getirin. allah'tan bu takim ilk 7 hafta sonunda liderdi de simdi orta sira takimi gibi dusmeme mucadelesi vermiyor. lig bitecek puan hala 37. sezon sonunda dusen ve kil payi kurtulan takimlarin aldigi puana daha yeni yeni ulasmis. gögsunde 4 yildiz tasiyan 3 kupali takima bak usta.

    icim yaniyor beyler. denizli'nin elinde culio'lu baris'li sarp'li kadro gibi tarihin en boktan kadrosuna sahip galatasaray yok. verimini bir iki tik artirsan sampiyonluk yarisi verebilecek bir kadro var. öyle olmasaydi zaten uzulmezdim.

    ama denizli'nin bu kendinden baslayan ruhsuz cimbomu harbi uzuyor adami...
App Store'dan indirin Google Play'den alın