resim
Mustafa Denizli
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:74
Uyruk:Türkiye
  • 1024
    --- alıntı ---

    yeni sezon öncesi hürriyet gazetesi'ne röportaj veren denizli, "podolski, burak yılmaz sakatlığına karşılık yüzde 75 alternatif olarak düşünülür. umut bulut ise geri plandaki alternatiftir. burak sakatlanırsa galatasaray'ın orayı dolduracak mutlak bir alternatifi yok" değerlendirmesinde bulunmuştu.

    --- alıntı ---

    bu demecini hatırlamıyorum ama eğer dediyse gelecekten kendisinden umudum var.

    tüm bunlara bir de sabri'yi eklersek, cımbızlama da olsa güzel.

    --- alıntı ---

    mayıs 2014'te lig tv'de yayınlanan maraton programında galatasaray-beşiktaş derbisini yorumlayan kurt hoca, "sabri sağ kulvarı iyi kullandı ama boş kullandı" demişti.

    --- alıntı ---

    http://www.radikal.com.tr/...oglu-onlemi-1481007/
  • 1432
    20-25 yaş hatta 20-22 yaş vurgusundan sonra forvet için arkadiusz milik geliyor aklıma en net, martin braithwaite de bu tanıma uyuyor*.

    yarım saat önce olumsuz sonuçlandı dediği transfer martin benitez transferi olabilir, biraz fazla ütopik duruyordu.

    18 yaş grubundan da bir oyuncu için çok zorladık olmadı dedi, o isim de %90 andrija zivkovic diye düşünüyorum.

    edit: 18 yaş potasında bahsedilen oyuncu zivkovic değilmiş, oyuncu danimarkada oynuyordu dedi. buyrunuz: https://twitter.com/...s/687625238981521408
  • 1584
    en vasat takimlarda dahi teknik direktor degisince bir reaksiyon olur, kalici olmasa da 1-2 mac takim performans gosterir. kabul edelim, denizli geleli beri takim hamzaoglu donemindekinin 2-3 gomlek gerisinde. ligde 5 puan gerideyken 15 puan geriye dustuk, sampiyonlar liginde madrid macina neredeyse cikilmadi, astana maci fiyaskoydu. defans problemlerinde zerre ilerleme yok, aksine hucum da tamamen tikanmis durumda. takim tam gaz geriye gidiyor.

    teshislere bakiyorum. selcuk-bilal en azindan etkili bir ofans takimi saglamisken onu bozdu. sonra oturmus chedjou-balta tandemini bozdu. bastan colak'i, jose'yi denedi, vakit kaybetti. hakan balta'da sol bek israrina kimse anlam veremiyor. haftasonu linnes'in oynamamasini anlayamiyoruz, donk transferine bu paralara ragmen onay verilmesini, umut gibi galatasaray'in ilk firsatta elden cikarmasi gereken bir oyuncunun takasta kullanilmasina izin vermemesini anlamlandiramiyoruz. martin benitez gibi kapali kutu bir isimde bu denli israr edilmesini de ayni sekilde.

    malesef buyuk bir hayal kirikligi. bu sezondan sonra ne bu yonetimle ne de denizli'yle bir gelecek olmadigi malesef ortada. gecmisteki katkilari ve bu zorlu donemde elini tasin altina koydugu icin tesekkur ediyoruz, ancak bir gelecek olmadigi cok bariz.
  • 1765
    mustafa denizli hakkında ilk olumsuz entry'i girmiş (daha imzalar atılmadan önce) ve bunu üzülerek yaptığımı söylemiştim. hatta hamzaoğlu'nun gitmesini şiddetle isteyen biri olarak, denizli hamzaoğlu'ndan daha kötü bir tercih diye eklemiştim. eğer denizli beni yanıltırsa bu satırlarda kırk gün üst üste kendisinden özür dileyeceğim diyerek yazımı bitirmiştim.

    ardan geçen süre içinde hissettiklerimin tamamı gerçekleşti. peki neden benim ya da sözlükteki birçok yazarın kolayca görebildiği bu gerçekleri yönetim göremiyor ya da göremedi. çünkü;

    -yöneticiler bizler gibi hayatları boyunca futbolu yudumlamıyorlar.
    -genellikle iş adamı olduklarından zorunlu olarak işlerine odaklanıyorlar ve futbol dünyası ile bağları kopuyor.
    -futbolcu, teknik adam ve takımları takip edemediklerinden kimin hangi konumda olduğunu, enerjisini, ilişkilerini bilmiyorlar.
    -geçmişte bir kesitte takılı kaldıklarından, bütün kararlarını o kesitlere bakarak veriyor ve tabidir ki hata yapıyorlar.

    mustafa denizli'yi iyi takip eden bir futbol adamı, enerjisini kaybettiğini, kendini güncelleyemediğini, takıntılarla dolu olduğunu, güncel avrupa futbolundan uzak ve biraz da tembel olduğunu, beşiktaş'tan ayrılış nedenini, iran, azerbaycan ve rize maceralarındaki başarısızlık nedenlerini bilir ve asla onu aklına bile getirmezdi. peki bütün bunlara rağmen sayın özbek neden denizli' yi tercih etti. çünkü o yaşı ve konumu itibariyle 1986-1995 yılları arasında takılı kalmıştı ve denizli' yi sadece o yıllara bakarak değerlendiriyordu.

    denizli kararını özbek'in tek başına aldığını düşünüyorum. özbek her ne kadar, diğer yönetim kurulu üyeleri de itiraz etmedi diyorsa da bunun başkan'ın konumundan kaynaklandığını ve belki bir iki üye dışında hiçbirinin denizli ismine sıcak bakmadığı halde sessiz kaldıklarını düşünüyorum.

    peki şimdi yapılması gereken nedir? asıl can alıcı soru bu.

    -denizli ile el sıkışıp yolları hemen ayırmak doğru olur. çünkü kaybedilen her gün galatasaray'ın yeniden yapılanma sürecini uzatmaktan başka işe yaramaz. (denizli ile yeniden yapılanmanın mümkün olmadığını görmek için başka bir delile ihtiyaç yoktur)

    -denizli'ye tazminat ödeneceğini zannetmiyorum. çünkü sözleşmeye tazminatsız fesih şartı konuldu diye düşünüyorum. ancak yine de karşılıklı anlaşma ile, rencide etmeksizin bu karar alınmalıdır.

    -favre veya onun benzeri enerjik, belçika ya da çevresinden bir teknik adamla yeniden yapılanma yoluna gidilmelidir. takım gençleştirilmeli ve ilk üç yıl içinde kesinlikle ilk onsekiz'in yaş ortalaması 26-27'ye çekilmelidir.

    -takımı koşturacak, kondisyon yükleyebilecek hoca tercih edilmelidir. çünkü bizim futbol stilimiz teknik ağırlıklı. tekniğimizi koşu ve kondisyonla tamamlayabilirsek başarı kendiliğinden gelir.

    avrupa'dan böyle bir hoca bulunamıyorsa en azından devre arasına kadar okan buruk denenmelidir. okan iyi işaretler verirse önümüzdeki sezon da onunla devam edilebilir. benim okan buruk ile ilgili tek çekincem, yerli teknik direktör olması nedeniyle yerli futbolcu tuzağına düşme ihtimalidir. artık yerli yabancı ayrımı kalmadığının, bir futbolcudan 50 milyon euroların kazanıldığı günümüzde floryadaki çocukla, senegal'deki çocuğun hiçbir farkı olmadığının anlaşılmış olması lazım.

    şahsen okan buruk ile ben konuşsam ondan bir şeyi peşin peşin isterim. arkadaş kesinlikle yerli-yabancı ayrımı yapmayacaksın. koşan, basan, genç, dinamik, kondisyonu yüksek bir takım yaratacağından zaten hiçbir şüphem yoktur.

    sonuç olarak diyebilirim ki; carole, denayer, koray, rodriguez, linnes, sinan gibi gençlere en az üç-dört genç daha ekleyip, sneijder ve muslera'nın komutasına vererek müthiş bir takım yaratılabilir. volkan pala ve bir-iki kişinin de altyapıdan bu kadroya eklenebileceğini de unutmayalım. (chedjou-poldi-donk-olcan dörtlüsü de üç yıllık dönüşüm içinde yer almalılar tabi) denayer kiralık olsa da bonservisinin alınabileceğini, şans buldukça carole, rodriguez ve koray'ın iyi birer futbolcu olacağını düşünüyorum. eğer buruma ve telles'den birisi de geri dönerse değerlendirilebilir.
  • 1383
    denizli ile olmaz bu iş. çümkü kendisini kurtarmak için kısa vadeli düşünecek ve asıl papazlara operasyon yapmaktan çekinecek. bu da galatasaray'ı daha da batağa sokacak.

    denizli adını daha ilk duyduğumda midem bulanmıştı. giderek daha da kötü oluyorum.

    -umut bulut sıradan takımlardan birine gol attı diye onu golcü sanıyor. donk ile takasına karşı çıkıyormuş. çok yazık.

    -burak yılmaz'ı göndermiyormuş. allahım sen aklımızı koru.
  • 1792
    umut'u donk transferinde takımda tuttuğunda kariyeri zaten bitti benim için. umut'u gönderseydi bugün en kötü spalvis kadrodaydı. adam umut ve burak'a güvenip kanada oyuncu baktırdı. oysa bence zaten kanatlarda sıkıntı az. zaten gol yükünü kanat oyuncuları çekti ya sen forvete bakacaktın hoca. strateji burada yanlıştı zaten. top duvara çarpıp geldiği için orta saha da baakı oluyor, defans çatırdıyor. şunu görseydin şimdi farklı olurdu her şey.
App Store'dan indirin Google Play'den alın