• 51
    yoğun duygularla yazan blog sahibi ve sözlük yazarı. galatasaylılık ve tarftarlık öncelikli düşüncesi olduğundan galatasaray ile ilgili yazdıkları yazılara aşırı tepki gösterilmemesi gereken ve yine yazdıklarından anladığımız kadarıyla tribünde hayatını eskitmiş yaşı geçkin bir ağabeyimiz. zaman zaman yorumlarında biraz aşırıya kaçıyor veya çelişkiye düşüyor ancak genel bir çizgiden de sapmıyor. galatasaray'a çıkar veya başka sebepten sinsice eleştiren, saldıranlara karşı uyanık kalmamızı sağlayan samimi insan. her ne kadar zaman zaman yanlış düşünse de...
  • 52
    sabah 8 buçukta kalktım. çeşitli sıkıntılarım var doktora gidecektim. gitmeden haberlere, sözlüğe ve bloglara bakayım dedim. bugüne kadar hem sözlükte hem de blog'unda bütün iyi niyetimle takip ettiğim abimizin entry'sini görünce üzüldüm. arkadaşları kamptayken barlarda fink atan on numaramız için bahane uydurdular demiş, üstelik son 2 sezon başı ve son devre arası kampına izinsiz olarak geç gelen adam için takıma en erken o gelse bile demiş. adam daha kampa gelmeye bile tenezzül etmezken en erken gelmek ? neyse. hep iyi niyetle yaklaştım. 40 yıllık tribüncü, hayatını bu renklere adamış. ama böyle bir adamla bile fikir olarak karşı karşıya gelebiliyoruz demek ki. bülent korkmaz gibi sarı kırmızı bir adamı, tribünden dayan koca anıl dediğimizde anadolu'dan koşup anıl'a dayan koca adam demeye giden bir adamı, büyük kaptanımızı galatasaraylı olmamakla suçladın sen abi. klavyenden okudum bunları. hayretle okudum hep yazılarını. hep bu nasıl bir aşk diye düşündüm. böyle bir adam efsanelere bile sövebiliyorsa galatasaray ismine zarar veren en ufak bir hatada bile herkesi siler dedim. onun aşkı böyle dedim. aşkına zarar veren kim olursa olsun siler dedim. keza adnan polat ve bir çok kişi için de aynı şekilde yazılar yazdın. hep büyük aşktandır dedim. ama o çok sevdiğin hagi'nin başlığının altına papucun dama atılıyor lincoln usta şahlandı dedin sen abi. hiç unutmadım o yazıyı. her seferinde lincoln'ü savundun. adam bizle taşşak geçti resmen. bu büyükler büyüğü, kutsal sevgiyle oynadı. sen ki galatasaray'a en ufak bir zarar vereni onca yıla, emeğe, sevgiye bakmadan silen 40 yıllık tribün emekçisi. galatasaray'a zarar verdiği aşikar olan bi adamı hala savunuyorsun. anlayamıyorum abi ben seni. baros'u oyundan çıkıp direk soyunma odasına gitti diye eleştiriyorsun, lincoln deplasmana gitmek için türkiye haritasını seçip il beğenmesine ses çıkarmıyorsun. daha çok şeyler yazarım fakat içim, yüreğim yazma diyor. o senin baban yaşında, senin hayatının 2 katı kadar tribünde sarı kırmızı diye bağırdı diyor. umarım bir gün yüzyüze tanışma fırsatımız olur, şu olayları anlatırsın bana. uzunca sohbetler ederiz. selametle.
  • 58
    #180227 nolu entrysi çok yersiz olmuştur. bir iddianız varsa siz ispatlamalısınız aksinin ispatını beklemek mantıksızca olur, ben de çıkar derim ki, mahalle takımı aslında fenerlidir hatta geçen sezonun x haftasındaki y maçında çubuklu formasıyla saracoğlundaydı, aksini ispatlamanız zor olur zaten mantıklı olan benim iddiamı ispatlamamdır, burada yazdıklarımın bülent korkmazın hocalığıyla alakası yoktur, sadece nedir bu düşmalık onu anlamadım?
    ayrıca (bkz: #90793)
    edit: önceden yazdığı bazı entryleri görmemişim, yazdığım yazıyı değiştirmek adetim değildir ancak yazdıklarımdan utandım.
  • 61
    az önce okuduğum şu satırlarıyla basket maçı sonrası moralimi düzeltmiş abimiz. şiddetle okuyorum. hıncal'dan bahsederken...
    "rijkaard söylüyor: "çok şaşırdım" dedi. daha maçın başlama düdüğü çalmadan rijkaard gibi bir adamı şaşırtıyorsan; 'birinci adımı doğru atmışsın' demektir. akıl ver adamına, bir dahaki maç, nobre'yi kaleye geçirsin, yusuf'u bek oynatsın, deli ibrahim'i santrafora çeksin. surinam'lı daha çok şaşırır, 2 adım önde maça başlasın." *
  • 63
    ben elano fizik olarak yetersiz diye bas bas bağırırken blogunda * okuduğum yazısıyla kafamı karıştırmış yazar.

    ---alıntı---

    elano blumer'in yazın dünya kupası maçları var. yorulmasın, sakatlanmasın formda kalsın çocuk fazla yüklenmeyelim. fazla bir şey de beklemeyelim. dünyanın parasını alıp, antrenman yapması için gönderilmiş. göreceksiniz bu adam hele ligin son maçlarında nasıl kaçak oynayacak. adam topla buluşmamaya oynuyor, haydi hayırlısı. biz neler gördük, bir mağlubiyet sonrası kızgınlık değil ama umarım lincoln'ü aramayız. bana sorarsan arıyorum da neyse.

    ---alıntı---

    brezilyalı oyuncuları az buçuk tanıyan biz futbolseverler. ne dersiniz? mantıklı değil mi?
  • 66
    blogunu keyifle okuduğum yazdıklarının birçoğuna katıldığım yazar. fakat neredeyse altı pastan yapılan vuruşu " gol yeme artık " demesine şaşırdım . aykut maçta birçok güzel kurtarış yaptı. aykut'a biraz haksızlık yaptığını düşünüyorum. kurması gereken doğru cümle bana kalırsa "bir maçta da gol yemeyin be galatasaray takımı " olmalıydı.
  • 68
    hatali yazdigi bir entry nedeniyle gereksiz yere fazla yuklenilen bir yazardir. sanki bir hata yapsin da tepesine binelim diye beklenilmektedir.
    sert uslubuyla okudugum bloglar arasinda ayri bir yeri vardir onun yazdigi blogun. her ne kadar onun analizlerini bazen yanlis buluyor olsam ve goruslerini her zaman paylasmasam da onun goruslerine buyuk onem veririm. bunun sebebi de bir sekil de onun galatasarayi ne kadar cok sevdigime inanmis olmamdir, yoksa kendisini yazdigi blog disinda hic bir sekilde tanimam etmem.
    ayrica artik okumadigim yazili basin hakkinda guncel bilgileri onun sayesinde blogunu okuyarak alabiliyorum (bu basina internette bir tik bile fazla).
    diyecegim o ki, yuklenip yuklenip kusturmeyin adami, sozluk icin degerli bir yazar oldugunu dusunuyorum.
  • 69
    belediye maçının sonucu ne yazık ki bazı şeyleri yeniden deşmek mecburiyetinde bıraktı bizi. biliyorum ki bu yazdıklarımı okuyanlar en az benim kadar galatasaray'lıdır. ve hepimiz büyük galatasaray için elimizden bile gelmeyen şeyleri yapmaktayız. yazdığım maç yazısı bazılarınızı çok üzdü biliyorum, ama siz de bilin ki her şey galatasaray içindir. ben galatasaray için değil rijkaard, değil arda turan, canımdan bile vazgeçerim. bu sütunlarda iki senedir yazıyorum, yakında sizlere veda edeceğim, buralarda yazmaya karar vermemin sebebi, bir iki veya daha fazla kişiye galatasaray'lılığın farklı bir şey olduğunu antabilmektir.

    kim olduğumu kısa cümlelerle yazarsam eğer, tam 40 senedir, 1000 den fazla maçı canlı izleyen, san siro'da, vestvaalen'de, barnebau'da, gencaga'da( 2 defa), stamford bridge'de, rosenborg stadium'da, parken'de tepinmiş, galatasaray tarihini yazmış futbolcuların kimisiyle ali sami yen'de futbol oynamış, şu an özgürce bağırdığınız tribünleri, tribün yapmak için kelle koltukta kavga etmiş birisiyim. hiç tevazum yoktur bu konuda, galatasaray ve galatasaray'lılık uzmanıyım.

    cümlelerde ben lafını kullanmaktan nefret ettiğimdem, galatasaray'lılıkla ilgili cv mi burada kesip mevzuya dalmak istiyorum. dün galatasaray son saniyede yediği golle berabere kaldı. yemese lider olacaktı. lider kim? kayserispor, ne önemi var? şampiyonluğun ne önemi var ki? biz başka alemlerin peşindeyiz.

    türkiye langırt liginde 2.5 takım var, şampiyonluk sırayla yani. dünyanın en kötü ya da en büyük hocası başımızda olsa 10 senede minumum 4 şampiyonluk bizim zaten. yani kısaca dostlar, şampiyonluk için benim gözümde galatasaray'a gelmiş, gelecek en büyük hoca olan rijkaard bile olsa 10 senede alacağı şampiyonluk sayısı işte bu kadar. başkasına izin vermezler, nitekim 5. şampiyonluğu galatasaray'a vermedikleri gibi.

    biz sporun, özellikle futbolun bir tarafında insanlık mücadelesi veriyoruz öncelikle. galatasaray'lı haksız kazanılan puanı saymaz, hakem kıyağıyla verilen penaltıya sevinmez, kendi futbolcusunun sahtekarlığına katlanamaz, hakeme maç sonucunu bağlamaz, yeri gelince hagi olur erol ersoy'un, yeri gelir fatih terim olur yan hakemin suratına tükürürür, yeri gelir tribünden biri kopar türkiye'nin en büyük hakemi doğan babacan'a kafa atar. fakat bunlar tabela için yapılmış eylemler değildir. onca yazımı okudunuz, hangi maçı hakeme yükledim? dün geceki maçın hakemi, sonucu da unutulur gider, ben keita'ya faul çaldığı pozisyonda uğur'a avantaj vermediğinde halk düşmanı olduğuna emin oldum. peki ne yazar ki bu durum. o onun sorunu, aziz yıldırım hakem olsa ne yazar.

    biri yorum yazmış bana, son saniyede gol yemez büyük takım dediğime takmış. chelsea son saniyede gol yedi diye küçük takım değil elbet, ama benim parametremde barcelano son saniyede gol atıp kupayı aldığı için büyük takımdır. benim galatasaray'ım sıradan bir langırt ligi takımına karşı skor korumaz, ben ki tribünlere bir ömür vermişim, lanet olası 3 puanı alacağız diye 10 numaranın çıkıp, 2 numaranın sahaya girmesine katlanamam. varsın takım yenilsin, biz ne hezimetler, ne ezilmeler gördük, 6-0 yenildiğimiz maç dahil dün geceki son 10 dakika kadar ezildiğimiz maçı hatırlamıyorum. ayhan bey son saniyede götünü topa dönüyor, korkak, sıçan herif, top ayalarına çarpsa bile ne olacak? topun çarpıpta öldürdüğü bir futbolcuyu tarih yazdı mı? barış özbek, belki ilerde çok daha büyük takımlarda oynayabilir, ama karekteri galatasaray futbolculuğuna yakışamaz, olmaz. her antrenör bu kadro yapısında barış'ı ilk 11 oynatır, ama galatasaray antrenörü yalandan yere yatan barış'ı oynatamaz, olmaz.

    galatasaray'lılık bir yaşam biçimidir, sonuçla sebeple işi olmaz. galatasaray taraftarının da taraftar olması lazım en önce. en dandik maçlarda tıklım tıklım olan stadyumu, ligin en önem kaydeden maçında bom boş bırakmaz, son saniyede takım can çekişirken,''sen var ya seeeen'' diye ağlamaz. takım yenemedi diye bir zavallı hakeme küfür etmez, orada o anda biri çıkacak, 10 maç cezayı göze alacak, suratına balgam atacak. galatasaray futbolcusu olarak tarihe adını yazdıracak. ayhan gibi bütün takım hakeme çullanmışken 50 metreden tiyatro seyretmeyecek. seyredecekse bundan sonra artık bizim gibi takımı tribünlerden seyredecek eğer isterse tabi.

    hiç birimiz stadyuma aydın'ın ruhsuz, kansız suratını seyretmeye gitmiyoruz. sahada oynayanlar, en az bizim kadar ağlayacaklar yenemedikleri zaman. yenemedikleri maçtan sonraki ilk antrenmanda hokkabazlık yapmayacaklar. çok mu zor ya şu dünyanın en kolay oyununu oynamak, oynayanları yönetmek. düzen böyle kurulmuş, öyle ya da böyle kadro bu işte. nedir bu korku, kulübede mutlaka bir büyük futbolcu oturmak zorunda mı? hain hakan ünsal,'' 11 artı elano oynasa itirazınız olur mu?'' diye kusmuş. olur lan, ben razıyım sahaya 10 elano'yla çıkalım razıyım. takımda elano, kewell, arda, keita, yarın baros aynı maçta oynayacak kardeşim. oynatacaksın, oynatacak bir düzen bulacaksın. gerekirse kalecisiz oynayacak bu 5 kişiyi aynı maçta oynatacaksın. büyük hocaysan bırak millet senden korksun, büyük takımsak bırakalım bizden korksunlar.

    kaç defa tekrar ettim. galatasaray tarihindeki en büyük hocasıyla beraber maceraya devam ediyor. bana kalsa müebbet sözleşme yapsınlar razıyım. bu görüşüm dünkü maçı verdiği gerçeğini değiştirmez. ve ben 40 yıllık galatasaray'lı olarak son 10 dakika hariç dünkü oyundan iftihar ettim. benim isyanım sahtekar futbolculara, korkaklara, suçu başkalarına yüklemeye çalışanlaradır. biz ki her maça giden adamlar, galatasaray sevgimizi hiç bir zaman şampiyonluğa endekslemedik.

    biz galatasaray'ı şampiyon olsun diye sevmedik.
  • 75
    (bkz: başka mahallenin çocukları)

    kendisine, "baba bizi de yaz be" demek istiyorum. sen beceriyorsun bu işleri. gerçi biz başka mahalleden değiliz ama ali sami yen çok değişti be abi. önce, arkadaki top sahalarını işgal edip, kömürlüğün oradaki dut ağacını keserek yerine bir karavan koydular. sonra da oraya bir cambazhane çadırı kurup ortamı lunaparka çevirdiler. ne zaman görsem o çadırı rıfat telgezer geliyor aklıma. yeni gelenler eski ahaliyi yerlerinden yurtlarından ettiler. hepsinin edebi terbiyesi anlayışı bir başka. aralarında her cinsten adam var. tribünden ayrılanlar da ayvalık'a yerleşen emekliler gibi sessiz sedasız taşındılar mahalleden. bir biz kaldık buralarda.

    zaten yakında yıkıyorlar bizim mahalleyi. yerine başka bir yerde yeni bir site yapacaklarmış. hani marka konut deniyor ya ondan. zamanında göz koyduğumuz mahallenin aşifte kızı, artık o site de arzı endam edecekmiş. mecburen biz de o kız uğruna gelip gidicez o mahalleye ama artık eski tadı olurmu onu bilemiycem.

    önce galata köprüsünü yakıp gençliğimizin tüm anılarını kül etmişlerdi. ah be abi ah. ne oldu bize.
App Store'dan indirin Google Play'den alın