69
belediye maçının sonucu ne yazık ki bazı şeyleri yeniden deşmek mecburiyetinde bıraktı bizi. biliyorum ki bu yazdıklarımı okuyanlar en az benim kadar galatasaray'lıdır. ve hepimiz büyük galatasaray için elimizden bile gelmeyen şeyleri yapmaktayız. yazdığım maç yazısı bazılarınızı çok üzdü biliyorum, ama siz de bilin ki her şey galatasaray içindir. ben galatasaray için değil rijkaard, değil arda turan, canımdan bile vazgeçerim. bu sütunlarda iki senedir yazıyorum, yakında sizlere veda edeceğim, buralarda yazmaya karar vermemin sebebi, bir iki veya daha fazla kişiye galatasaray'lılığın farklı bir şey olduğunu antabilmektir.
kim olduğumu kısa cümlelerle yazarsam eğer, tam 40 senedir, 1000 den fazla maçı canlı izleyen, san siro'da, vestvaalen'de, barnebau'da, gencaga'da( 2 defa), stamford bridge'de, rosenborg stadium'da, parken'de tepinmiş, galatasaray tarihini yazmış futbolcuların kimisiyle ali sami yen'de futbol oynamış, şu an özgürce bağırdığınız tribünleri, tribün yapmak için kelle koltukta kavga etmiş birisiyim. hiç tevazum yoktur bu konuda, galatasaray ve galatasaray'lılık uzmanıyım.
cümlelerde ben lafını kullanmaktan nefret ettiğimdem, galatasaray'lılıkla ilgili cv mi burada kesip mevzuya dalmak istiyorum. dün galatasaray son saniyede yediği golle berabere kaldı. yemese lider olacaktı. lider kim? kayserispor, ne önemi var? şampiyonluğun ne önemi var ki? biz başka alemlerin peşindeyiz.
türkiye langırt liginde 2.5 takım var, şampiyonluk sırayla yani. dünyanın en kötü ya da en büyük hocası başımızda olsa 10 senede minumum 4 şampiyonluk bizim zaten. yani kısaca dostlar, şampiyonluk için benim gözümde galatasaray'a gelmiş, gelecek en büyük hoca olan rijkaard bile olsa 10 senede alacağı şampiyonluk sayısı işte bu kadar. başkasına izin vermezler, nitekim 5. şampiyonluğu galatasaray'a vermedikleri gibi.
biz sporun, özellikle futbolun bir tarafında insanlık mücadelesi veriyoruz öncelikle. galatasaray'lı haksız kazanılan puanı saymaz, hakem kıyağıyla verilen penaltıya sevinmez, kendi futbolcusunun sahtekarlığına katlanamaz, hakeme maç sonucunu bağlamaz, yeri gelince hagi olur erol ersoy'un, yeri gelir fatih terim olur yan hakemin suratına tükürürür, yeri gelir tribünden biri kopar türkiye'nin en büyük hakemi doğan babacan'a kafa atar. fakat bunlar tabela için yapılmış eylemler değildir. onca yazımı okudunuz, hangi maçı hakeme yükledim? dün geceki maçın hakemi, sonucu da unutulur gider, ben keita'ya faul çaldığı pozisyonda uğur'a avantaj vermediğinde halk düşmanı olduğuna emin oldum. peki ne yazar ki bu durum. o onun sorunu, aziz yıldırım hakem olsa ne yazar.
biri yorum yazmış bana, son saniyede gol yemez büyük takım dediğime takmış. chelsea son saniyede gol yedi diye küçük takım değil elbet, ama benim parametremde barcelano son saniyede gol atıp kupayı aldığı için büyük takımdır. benim galatasaray'ım sıradan bir langırt ligi takımına karşı skor korumaz, ben ki tribünlere bir ömür vermişim, lanet olası 3 puanı alacağız diye 10 numaranın çıkıp, 2 numaranın sahaya girmesine katlanamam. varsın takım yenilsin, biz ne hezimetler, ne ezilmeler gördük, 6-0 yenildiğimiz maç dahil dün geceki son 10 dakika kadar ezildiğimiz maçı hatırlamıyorum. ayhan bey son saniyede götünü topa dönüyor, korkak, sıçan herif, top ayalarına çarpsa bile ne olacak? topun çarpıpta öldürdüğü bir futbolcuyu tarih yazdı mı? barış özbek, belki ilerde çok daha büyük takımlarda oynayabilir, ama karekteri galatasaray futbolculuğuna yakışamaz, olmaz. her antrenör bu kadro yapısında barış'ı ilk 11 oynatır, ama galatasaray antrenörü yalandan yere yatan barış'ı oynatamaz, olmaz.
galatasaray'lılık bir yaşam biçimidir, sonuçla sebeple işi olmaz. galatasaray taraftarının da taraftar olması lazım en önce. en dandik maçlarda tıklım tıklım olan stadyumu, ligin en önem kaydeden maçında bom boş bırakmaz, son saniyede takım can çekişirken,''sen var ya seeeen'' diye ağlamaz. takım yenemedi diye bir zavallı hakeme küfür etmez, orada o anda biri çıkacak, 10 maç cezayı göze alacak, suratına balgam atacak. galatasaray futbolcusu olarak tarihe adını yazdıracak. ayhan gibi bütün takım hakeme çullanmışken 50 metreden tiyatro seyretmeyecek. seyredecekse bundan sonra artık bizim gibi takımı tribünlerden seyredecek eğer isterse tabi.
hiç birimiz stadyuma aydın'ın ruhsuz, kansız suratını seyretmeye gitmiyoruz. sahada oynayanlar, en az bizim kadar ağlayacaklar yenemedikleri zaman. yenemedikleri maçtan sonraki ilk antrenmanda hokkabazlık yapmayacaklar. çok mu zor ya şu dünyanın en kolay oyununu oynamak, oynayanları yönetmek. düzen böyle kurulmuş, öyle ya da böyle kadro bu işte. nedir bu korku, kulübede mutlaka bir büyük futbolcu oturmak zorunda mı? hain hakan ünsal,'' 11 artı elano oynasa itirazınız olur mu?'' diye kusmuş. olur lan, ben razıyım sahaya 10 elano'yla çıkalım razıyım. takımda elano, kewell, arda, keita, yarın baros aynı maçta oynayacak kardeşim. oynatacaksın, oynatacak bir düzen bulacaksın. gerekirse kalecisiz oynayacak bu 5 kişiyi aynı maçta oynatacaksın. büyük hocaysan bırak millet senden korksun, büyük takımsak bırakalım bizden korksunlar.
kaç defa tekrar ettim. galatasaray tarihindeki en büyük hocasıyla beraber maceraya devam ediyor. bana kalsa müebbet sözleşme yapsınlar razıyım. bu görüşüm dünkü maçı verdiği gerçeğini değiştirmez. ve ben 40 yıllık galatasaray'lı olarak son 10 dakika hariç dünkü oyundan iftihar ettim. benim isyanım sahtekar futbolculara, korkaklara, suçu başkalarına yüklemeye çalışanlaradır. biz ki her maça giden adamlar, galatasaray sevgimizi hiç bir zaman şampiyonluğa endekslemedik.
biz galatasaray'ı şampiyon olsun diye sevmedik.
kim olduğumu kısa cümlelerle yazarsam eğer, tam 40 senedir, 1000 den fazla maçı canlı izleyen, san siro'da, vestvaalen'de, barnebau'da, gencaga'da( 2 defa), stamford bridge'de, rosenborg stadium'da, parken'de tepinmiş, galatasaray tarihini yazmış futbolcuların kimisiyle ali sami yen'de futbol oynamış, şu an özgürce bağırdığınız tribünleri, tribün yapmak için kelle koltukta kavga etmiş birisiyim. hiç tevazum yoktur bu konuda, galatasaray ve galatasaray'lılık uzmanıyım.
cümlelerde ben lafını kullanmaktan nefret ettiğimdem, galatasaray'lılıkla ilgili cv mi burada kesip mevzuya dalmak istiyorum. dün galatasaray son saniyede yediği golle berabere kaldı. yemese lider olacaktı. lider kim? kayserispor, ne önemi var? şampiyonluğun ne önemi var ki? biz başka alemlerin peşindeyiz.
türkiye langırt liginde 2.5 takım var, şampiyonluk sırayla yani. dünyanın en kötü ya da en büyük hocası başımızda olsa 10 senede minumum 4 şampiyonluk bizim zaten. yani kısaca dostlar, şampiyonluk için benim gözümde galatasaray'a gelmiş, gelecek en büyük hoca olan rijkaard bile olsa 10 senede alacağı şampiyonluk sayısı işte bu kadar. başkasına izin vermezler, nitekim 5. şampiyonluğu galatasaray'a vermedikleri gibi.
biz sporun, özellikle futbolun bir tarafında insanlık mücadelesi veriyoruz öncelikle. galatasaray'lı haksız kazanılan puanı saymaz, hakem kıyağıyla verilen penaltıya sevinmez, kendi futbolcusunun sahtekarlığına katlanamaz, hakeme maç sonucunu bağlamaz, yeri gelince hagi olur erol ersoy'un, yeri gelir fatih terim olur yan hakemin suratına tükürürür, yeri gelir tribünden biri kopar türkiye'nin en büyük hakemi doğan babacan'a kafa atar. fakat bunlar tabela için yapılmış eylemler değildir. onca yazımı okudunuz, hangi maçı hakeme yükledim? dün geceki maçın hakemi, sonucu da unutulur gider, ben keita'ya faul çaldığı pozisyonda uğur'a avantaj vermediğinde halk düşmanı olduğuna emin oldum. peki ne yazar ki bu durum. o onun sorunu, aziz yıldırım hakem olsa ne yazar.
biri yorum yazmış bana, son saniyede gol yemez büyük takım dediğime takmış. chelsea son saniyede gol yedi diye küçük takım değil elbet, ama benim parametremde barcelano son saniyede gol atıp kupayı aldığı için büyük takımdır. benim galatasaray'ım sıradan bir langırt ligi takımına karşı skor korumaz, ben ki tribünlere bir ömür vermişim, lanet olası 3 puanı alacağız diye 10 numaranın çıkıp, 2 numaranın sahaya girmesine katlanamam. varsın takım yenilsin, biz ne hezimetler, ne ezilmeler gördük, 6-0 yenildiğimiz maç dahil dün geceki son 10 dakika kadar ezildiğimiz maçı hatırlamıyorum. ayhan bey son saniyede götünü topa dönüyor, korkak, sıçan herif, top ayalarına çarpsa bile ne olacak? topun çarpıpta öldürdüğü bir futbolcuyu tarih yazdı mı? barış özbek, belki ilerde çok daha büyük takımlarda oynayabilir, ama karekteri galatasaray futbolculuğuna yakışamaz, olmaz. her antrenör bu kadro yapısında barış'ı ilk 11 oynatır, ama galatasaray antrenörü yalandan yere yatan barış'ı oynatamaz, olmaz.
galatasaray'lılık bir yaşam biçimidir, sonuçla sebeple işi olmaz. galatasaray taraftarının da taraftar olması lazım en önce. en dandik maçlarda tıklım tıklım olan stadyumu, ligin en önem kaydeden maçında bom boş bırakmaz, son saniyede takım can çekişirken,''sen var ya seeeen'' diye ağlamaz. takım yenemedi diye bir zavallı hakeme küfür etmez, orada o anda biri çıkacak, 10 maç cezayı göze alacak, suratına balgam atacak. galatasaray futbolcusu olarak tarihe adını yazdıracak. ayhan gibi bütün takım hakeme çullanmışken 50 metreden tiyatro seyretmeyecek. seyredecekse bundan sonra artık bizim gibi takımı tribünlerden seyredecek eğer isterse tabi.
hiç birimiz stadyuma aydın'ın ruhsuz, kansız suratını seyretmeye gitmiyoruz. sahada oynayanlar, en az bizim kadar ağlayacaklar yenemedikleri zaman. yenemedikleri maçtan sonraki ilk antrenmanda hokkabazlık yapmayacaklar. çok mu zor ya şu dünyanın en kolay oyununu oynamak, oynayanları yönetmek. düzen böyle kurulmuş, öyle ya da böyle kadro bu işte. nedir bu korku, kulübede mutlaka bir büyük futbolcu oturmak zorunda mı? hain hakan ünsal,'' 11 artı elano oynasa itirazınız olur mu?'' diye kusmuş. olur lan, ben razıyım sahaya 10 elano'yla çıkalım razıyım. takımda elano, kewell, arda, keita, yarın baros aynı maçta oynayacak kardeşim. oynatacaksın, oynatacak bir düzen bulacaksın. gerekirse kalecisiz oynayacak bu 5 kişiyi aynı maçta oynatacaksın. büyük hocaysan bırak millet senden korksun, büyük takımsak bırakalım bizden korksunlar.
kaç defa tekrar ettim. galatasaray tarihindeki en büyük hocasıyla beraber maceraya devam ediyor. bana kalsa müebbet sözleşme yapsınlar razıyım. bu görüşüm dünkü maçı verdiği gerçeğini değiştirmez. ve ben 40 yıllık galatasaray'lı olarak son 10 dakika hariç dünkü oyundan iftihar ettim. benim isyanım sahtekar futbolculara, korkaklara, suçu başkalarına yüklemeye çalışanlaradır. biz ki her maça giden adamlar, galatasaray sevgimizi hiç bir zaman şampiyonluğa endekslemedik.
biz galatasaray'ı şampiyon olsun diye sevmedik.