• 320
    öncelikle galatasaray tribünlerinde büyüğe saygı esastır. dolayısıyla kendisine saygım sonsuz.

    42 yıllık profesyonel taraftarlık yaşamında galatasaray'ın peygamberi* olarak sebahattin şirin, yılmaz tutuş ve mehmet kızılay gibi galatasaray'ın sırtından dünyalığını yapanları görmesi, normal insanlar için neredeyse bir ömür olan 42 yılını boşa harcadığının göstergesidir. oysa ki bu tribünlerde peygamber lakabını alan bir efsane hüseyin'imiz, son nefesine kadar galatasaray diyen karıncaezmez şevki'miz hali hazırda vardı.

    sırf sevmediği bir futbolcunun galatasaray'a transfer olmasına tepki göstermek için başları ayak, ayakları baş yapmak yakışmamıştır kendisine.

    tanım: *reislere para vermeyen topçuyu sevmeyen tribün emekçisi.
  • 622
    açık açık söylüyorum; daha önce yazdığı bazı şeylerden dolayı, yaşına duyduğumuz saygı ve galatasaraylılığına çok fazla güvenmemiz sebebiyle kendisine pozitif ayrımcılık uygulamıştık. fakat o ne yaptı ne etti galatasaray puan kaybettiği maçlardan sonra huyundan vazgeçmedi. bundan 7 ay önce galatasaray sporcusuna direkt hakaret ve küfür etmesine rağmen kendisine 6 aylık süreyle ceza vermiştik. fakat döndükten sonra gördük ki; huylu huyundan vazgeçmiyor.

    kusura bakma nazmi abi. artık galatasaray sözlük; senin galatasaray değerlerine, kinini, nefretini ve küfürlerini savuracağın bir platform değil.

    kısacası artık kendisi pilot yazardır.
  • 11
    burası bana göre değil ile başlayan entrysinde galatasaraysözlük ün ne demek olduğunun farkına varamayan yazar. tanım bu.
    burası denilen yer yani "ben bırakıyorum bu sitede artık yazmıyorum" denilen yer teknik olarak internet sitesidir doğru ama tüm yazar, çaylak ve okurlar için bir internet sitesinden ötedir. ne forumdur, ne blogdur ne de başka bişeydir.

    şu hayatta kimse kimsenin galatasaraylılığını sorgulamıyor, sorgulayamaz zaten. elle tutulur gözle görülür birşey değildir galatasaraylılık. sen şu kadar galatasaraylısın ben şu kadar galatasaraylıyım konusu "anneni mi daha çok seviyorsun; babanı mı" muhabbeti kadar saçmadır!
    sözlükte kimse galatasaray ın kötülüğünü istemediği için herkes aynı duygu düşüncededir. aslolan galatasaray dır. bu yüzden başarılar gelir geçer dedik bu yüzden hakkını verin sadece dedik. sevgi denilen şey de budur zaten, karşılıksız gibi görünse de karşılığı kimi zaman şampiyonluk kimi zaman uefa kupasıdır yani yine de maneviyattır, maddi değildir, aşk tır. galatasaraylılık bunu gerektirir çünkü. san siro'da, vestwallen'de, barnebau'da tepinmiş olmak galatasaraylılığı arttıran bir şey değildir, kişisel anlamda büyük bir keyiften öte bir şey katmaz insana, buradaki çoluk çocuk öğrenci bursundan, ana-babasının yolladığı paradan arttırıp store dan forma alıyorsa ve ben bir kitap az aldım bir film az seyrettim ama kulübe katkı yaptım diye bağır bağır bağırmıyorsa; bir allah'ın kulu da çıkıp orada maç izledim burada maç izledim ben buradaki herkesten daha çok galatasaraylıyım, siz kimsiniz demeye cüret edemez.
    bu yazılanlar sözlük ahalisine şirin görünmek için yazılmadı, eleştiren de çıkacaktır belki ama biz kendimize düşen görevi hiç olmazsa bu yolla yerine getirip bilgi, deneyim ve duygularımızı galatasaraylılarla paylaşarak bu koskocaman aileye bir şeyler katma çabasındayız.
    yeri geldiğinde eleştirmektir, sabri yi galatasaray tv yi; yeri geldiğinde susmaktır, hakan şükür ile ilgili geçen sene fenerbahçe * maçından sonra yaşadığım bir olay sonucu öğrendiğim, birkaç kişi arasında kalan olay gibi; konuşulsaydı, basına yansıtılsaydı çok farklı şeyler yaşanacaktı ama, işte, kimi zaman eleştirmek kimi zaman susmaktır galatasaraylılığın gereği, asmak, kesmek değil; ahkam kesmek hiç değil.
    tekrar yazıyorum; sözlük te kimse ile kişisel bir tanışıklığım yoktur; tüm yazdıklarım mahalle takimi nın yazdıkları karşısında kaleme alınan ve sadece beni bağlayan kelime ve cümlelerdir. katılmak yada katılmamak tüm okur yazar arkadaşların inisiyatifinde olan bir şeydir.
    herşey galatasaray içindir; sami yen de maç izleyemeyen taraftar için de parken stadı nda kupa kaldırılışına tanık olan taraftar için de...
    selametle...
  • 373
    (bkz: #1075540)
    (bkz: #1075715)

    bir insan ancak bu kadar tutarsız olur ya da amacının dikkat çekmek olduğunu bu kadar belli eder.
    işbu 2 entry'nin bir tanesinde fatih terime giydirecem derken muslerayı dünyanın en iyi kalecilerinden birisi ilan eden klavyeşörümüz goril volkan ile ilgili entry de ise volkanın musleradan 10 kat daha iyi olduğunu iddia etmiştir. bu kriterlere göre volkan dünyanın en iyi kalecisidir.
  • 688
    evrenin kaotik düzeni içerisinde "tribüne çıktığım x yıllık süre içerisinde gördüğüm en kötü" kalıbının geçtiği her yerde olan huysuz ve dik kafalı abimiz.

    bundan 15 yıl önce bir grup "temiz çocuk"lar olarak minnoş minnoş takıldığımız sözlüğe, ilk toplu alımlarda sanırım üçüncü nesil olarak gelen grubun içindeydi.

    o dönem takımın başında olan bülent korkmaz'a çingene lakabını takması ve üşenmeyip sadece saydırmak için paragraf paragraf yazmasıyla sözlüğün o naif havasından bugünkü haline geldiğimiz yolu ilk açanlardandı.

    hakikaten 2008-2009 tarihli entrylerden bir buket okuyunca ne kadar steril bir ortamda ne kadar hayalperest olduğumuzu görmek mümkündür.

    kendi blogundan yazıları alıp koyduğu için az biraz kim olduğunu öğrenmiştik. 18-19 yaşında şuursuz bir velet olarak huysuz ihtiyara bak bu amma kafa ütülüyor diye düşündüğümü hatırlıyorum.

    aradan 15 sene geçti. bu adam hala inatla ve ilk tanıdığımız günden beri inatla büyüyen bir hırsla bir yerlerde birilerine saydırmaya devam ediyor. o dönemki sözlük arkadaşlarımızın birkaç istisna hariç tamamı tövbe edip buralarda el ayak çekti. ben sinir krizi geçirip ağlarken dalıp uyandığım bir gecenin sabaha karşı kör vaktinde bu entry giriyorum.

    son 2-3 aylık hatta yıllık süreç de gösterdi ki herhangi bir konuda yazılanlara bile sinirlenecek bir ruh hastası olsam da, cep telefonuma küfürlü tehditli ses kayıtları gelse de, internetlerde adım deşifre de edilse bir yandan düştüğüm halden tiksinip bir yandan elde telefon burada takılmaya devam edeceğim.

    zamanında bileniyorduk sana içten içe ama yolumuz senin yolunmuş. hagi sıkılıp da sözlüğü kapatmazsa ya da bu kahıra dayanamayıp hastalıktan falan erken emekli olmazsak bu hayattan bir 15 sene daha sonra yine buralarda bu entry güncellerim...
  • 250
    galatasaraylılığına laf eden çarpılmaz. kendisi tabu değildir, sırf servet'ten kurtulmak için takımın yenilmesini isteyebilmekle "galatasaray'lılığı tartışılmaz" imgesi örtüşmez.

    servet'ten kurtulmak uzun vadede galatasaray için iyi olabilir ama galatasaray sahada oynuyorsa, sarı kırmızı forma söz konusuysa, yenilmek için dua etmeyi ne mahalle takimi olmak kurtarır ne de ali sami yen olmak kurtarır.
  • 313
    nefret sert bir duygudur ve bir sebep gerektirir. durup dururken kimseden nefret etmezsiniz, o kişinin size bir kötülük etmiş olması gerekmektedir.

    bu ağabeyimiz, en başından beri terim'den ne kadar nefret ettiğini üstüne basa basa belirtmiştir. bütün entryleri burada yazamıyorum ama merak edenler sol üstte aslan ara kısmına üst tarafa fatih terim, alt tarafa da mahalle takimi yazdığında neler çıktığını görecekler.

    kendisini takdir etmemin bir sebebi, nefret etmesine rağmen takımın başında terim'in kalmasını belirtmesidir. zaten kimseyi de sevmek zorunda değildir.

    ancak;

    bu kadar pozitifliğin arasında kendisi bu nefret gözlüklerini bir türlü çıkaramadığından sık sık ipe sapa gelmez entryler yazmaktadır. son zamanlarda yazdığı 2 entry'den örnekleyelim ;

    (bkz: #826921)

    --- alıntı ---
    kötü futbol oynatma ustası *
    --- alıntı ---

    üstteki entry 26 kasım'da girilmiş. şimdi belli ki o günlerde kötü top oynuyoruz. ben kendisine soruyorum, 7 aralık 2011 galatasaray fenerbahçe maçı sonunda da görüşleri sabit midir ? 4-4-2 dizilişi, emre çolak tercihi de kötü futbol oynatma sanatının bir parçası mıdır ?

    **

    bir diğer örneğe bakalım,

    aydın yılmaz başlığı altına yazılmış,

    (bkz: #837169)

    --- alıntı ---
    7 aralık 2011 deki fener maçında o oynasa, bugün emre çolak yerine onu konuşuyor olacaktık. yani demem o ki, maçta kim oynasa hayatının futbolunu oynayacaktı.
    --- alıntı ---

    üstteki entry'nin meali, o atmosferde kim oynasa aynıdır, olayın terim'le falan bir ilgisi yoktur.

    açıkçası ben yorum bile yapamıyorum..

    belli ki kendisi terim'in futbolculuk dönemini görmüş, o ara terim'den fena halde nefret etmiş. haklıdır da belki, terim'i sahada izleyip de seven çok insan yoktur, çünkü anlatılanlara göre kendisi egosu şişkin, canı isteyince hoca gönderebilen, kabadayılığı magandalık seviyesinde olan bir futbolcuymuş.

    ancak o günler çok gerilerde kaldı, terim kendini geliştirdi, hele bu 3. döneminde her maç öncesi rakip hocaları karşılayışından, yaptığı açıklamalardan bile ne kadar bilge bir hal aldığını görüyoruz.

    varsın mahalle takimi kendisinden nefret etsin, orda bir problem yok. ama bu nefret ona objektifliğini ne olur kaybettirmesin..
  • 246
    nasıl, neden yazdığını anlayamadığım, entrilerinin nasıl olup da silinmediğini çözemediğim yazar.

    benimle aynı fikirde değil diye yazmıyorum bu entriyi, herkes aynı fikirde olsa özgür bir yer olmaz burası. geyiği geçeyim.

    formata uygunluk? yok.

    üstteki entrilere cevap? gırla.

    imla? meeeh.

    elim gitmiyor yazmaya ama, futbol? yok, çoğunlukla düşmanlık içeren aykırı ahkamlar.

    tanışmışlığımız, görüşmüşlüğümüz, mesajlaşmışlığımız yok, anladığım kadarıyla yaşça büyükmüş, yaşına saygım var, eyvallah. ama yaşına sadece.
  • 324
    iyi geceler!
    efendim biz "fenerbahçemize yardım" kampanyası adı altında çalışan yardımsever galatasaraylı dostlarız. bir araya geldik, ne yapalım ne yapalım derken sizin gibi büyüğümüzün iznini alalım yola öyle çıkalım dedik. destur verirseniz size şu çalışmamızı sunmak isteriz.

    http://d1202.hizliresim.com/u/9/2k9x8.png

    çok beğendiyseniz bir kere * az beğendiyseniz * hiç beğenmediyseniz * demeniz yeterlidir.
    iyi günlerde kullanın, nice mutlu senelere efenim.
  • 676
    literatüre hıncal uluç galatasaraylılığı diye geçmesi gereken, kısaca "galatasarayla ilgilli herşeyi her şekilde eleştirebilirim, ama benden başkası eleştiremez ağzının payını veririm" şeklinde açıklanabilecek bir hastalığın üst seviye vakalarından biri olan abimiz.

    örneklerle açıklayalım.

    diyelim ki galatasaray futbol takımı iki tane mükemmel açık oyuncusu buldu adamlar maç başına 10 tane asist yapıyor. her maç da 10-x skorla kazanıyoruz. ortalama bir hıncal uluç galatasaraylılığı hastası modern futbolda kanatlara dayalı sistemin yerinin olmadığından, göbekte top çıkaramayan takımın günün sonunda kaybetmeye mahkum olduğundan falan bahseder. ileri derece hastalarsa kanattaki iki adamın bugüne kadar gördüğü en vasat adam olduğunu iddia eder, hatta yeterince gazı çıkmazsa türkiye'de savunma yapabilen bek yok falan diyerek olayı iyice büyütür.

    işte bu seviyeden de ileri hastaların en bilinen örneği bu abimizdir. bütün bu öfke birikimi, hınç ve tatminsizlikle bunca sene nasıl hayatta kaldığı merak konusudur....
  • 457
    (bkz: #1133715)

    cidden fatih terim'in bu abimize ne yaptığını çok merak ediyorum. çünkü bu kadar nefretin başka bir açıklaması olamaz. lafa geldi mi ben fatih terim'i hepinizden çok seviyorum der. daha yeni olan braga galatasaray maçında olanları ne çabuk unuttun abi ? 2. yarı başlarken aydın ve amrabat oyuna girmedi mi ? biz 4-3-3e dönmedik mi ? fatih hocanın 2. yarı başına oyuna aldığı amrabat asist yapmadı mı ? aydın gol atmadı mı ? üzgünüm abi benden yaşça büyüksün ama ben hayatımda birine bu kadar desteksiz sallayan başka bir insan görmedim.
  • 376
    isterse 50 değil 150 yaşında olsun, isterse 40 değil 140 yılını tribünlere vermiş olsun. yaptığı yorumların %90'ı insanların ilgisini çekmek için yapılan abuk sabuk kelime oyunlarından ibarettir. kendi söylediği bir sözün tam tersini bir gün sonra yine kendisi söyleyebilir. hayır yani bir de yaşını söyleyip de bu adam neden ilgi çekmeye çalışsın ki vs. diye konuşanlar var. amk millet 80'inde bile neler yapıyor gündem olmak için bu ülkede, bunda garipsenecek ne var ki?
  • 444
    fatih terim ile milano'da sohbet etmesi, unal aysal ile new york'a beraber ucmasi, hagi ile romanya'da top oynamasi ya da hakan sukur'un askerlik arkadasi olmasi kendisini diger yazarlardan daha ustun yapmaz. cok iyi galatasarayli olabilir. her yerde, her sekilde takimi yillardir takip ediyor olabilir ama sen altini doldurmadan entrylerinde sadece salliyorsan elestiri kacinilmaz olur. elestirilerin seviyesi de gittikce agirlasir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın