• 576
    "herkes bursaspor'dan sercan'a takmış durumda. volkan diye bir adam var orda, barcelona dahil her takımda oynar, kimse bunun farkında değil" diyen adam.

    tamam volkan şen'e lafımız yok ama "kimse bunun farkında değil" demek ne demek be adam? bir ayağın çukurda, ellerin titriyo konuşurken, çenen zıngırdıyo. kimse farkında değil de sen mi farkındasın yani? bunadın diyorum inanmıyosun sonra.
  • 581
    volkan şen'den haberi olan yok derken volkan gibi bir oyuncudan haberimiz olmadığını değil, türk spor basınının acizliğini, türkiye'deki futbol kültürünün berbatlığını anlatmaya çalışan, ama gelin görün ki çok da hazzetmediğim, yaşlandıkça galatasaray üzerinden dikkat çekmeye çalıştığını düşündüğüm spor dedesi.

    fakat volkan konusunda "git ropörtaj yap, kim yetiştirmiş, nasıl yetiştirmiş sor, öğrenelim" derken doğruları söylemiştir. avrupa'daki futbol basınında derin bir ropörtaj sevdası olmasına rağmen bizimkiler oturdukları yerden

    arda: yahu nereye gidiyorsunuz?
    yabancı futbolcularımız: biz gidiyoruz. size kolay gelsin.
    a: nereye gidiyosunuz? milli maç da yok... alla alla...
    yf: gidiyoz valla. maç yok noel var. hayırlı işler size

    gibi saçma sapan diyaloglar sıkmaktadırlar.
  • 583
    an itibariyle levent kızıl a bursaspor un federasyonda ki temsilcisi damgasını vurmuştur. bu yüzden 26 eylül 2010 bursaspor diyarbakirspor maci ndan sonra bursaspor a tatmin edici bir ceza verilmediğini savunmaktadır.

    haksız da sayılmaz bir dönem bursaspor yönetiminde bulunmuş, federasyonda yer alma sebebininde futbol bilgisi olmadığı belli olan olan levent kızıl dediklerini yapmaktadır.
  • 586
    haciyatmaz gibidir. her durumdan kendince kazançlı çıkar. frank rijkaard ile anlaşıldığında "işte galatasaray'ın vizyonu" der, çok değil 8 ay sonra aynı kişiyi vizyonsuzlukla, korkaklıkla ve hatta futbolu bilmemekle suçlar. kültür, sanat, moda ve spor'dan en çok o anlar. yurdum insanı da bu kadar çok kendisiyle çelişen bir adamı hala takip eder.
  • 588
    rijkaard'a ya sev ya terk et zihniyetiyle yaklaşılıp eleştirilen adam. yani bu adamı haklı bulmamak galatasaraylılık oluyor bazılarının gözünde... allah akıl fikir versin. rijkaard peygamber ya; yaptığı her şey, teknik ve taktik her hamlesi de kusursuz değil mi? ne enteresan yahu insanların eleştiri eşiğinin bu kadar aşağılarda olması...

    hani sabırsa sabır, biz ilk senesinde şampiyon olmamasını dahi göze alarak destekliyoruz bu adamı. sevmekse zaten ben bu adama sempati duymayan çok az galatasaraylı biliyorum. ama iş 'eleştirilemez!' boyutuna gelirse dur demek gerekir bu zihniyete.
  • 589
    günde bir avuç hap* alan kişi. uzun yıllar galatasaray'a hizmet etmek için getirilmiş, türk futbolunda devrim yapmak maksadıyla bulunan, birkaç sene öncesinde dünyanın en iyi teknik direktörü seçilmiş rijkaard'a, daha ligin başlamasından 2 ay sonra "go home rijkaard" diyen adamın ben galatasaraylılığından da türk futbolunun iyiliğini istediğininden de şüphe duyarım. bu kadar net.
  • 592
    bu adam yıllarını sadece futbol değil tüm spor dallarına, akademilere, olimpiyatlara, maçlara bilmemnelere adamış bir gazetecidir. gayet severim kendisini, öyle bilgilidir ki dinlemek keyif verir insana.

    ama bu adamın galatasaray hakkında yaptığı yorumları dinleyemiyorum. neden mi ?

    çünkü bu adamın galatasaray konusunda söylediklerinin ertesi gün 180 derece dönme ihtimali, giovani dos santosun ceza sahası içerisinde koşar halde topla buluştuğunda gol atamama ihtimalinden daha yüksek.

    dün gibi hatırlıyorum ya frank rijkaard galatasaray kulübüne geldiği zaman " en son uefa kupasını aldığımızda bu kadar gururlanmıştım, işte galatasarın vizyonu budur " şeklinde konuşmuştu.

    şimdi iki ihtimal var;

    1-) bu adam para kulu. bu adamı birileri rijkaard geldikten sonra satın aldı. ve böyle konuşmasını sağladı.

    2-) bu adam rijkaard'ın ne futbolculuğunu izlemiş ne de bundan önceki teknik direktörülüğünü. sadece ismini duymuş "iyi bir adam" olarak duymuş. galatasaray kulübüne geldiğinde bu yüzden gurur duymuş.

    başka bir ihtimal görebiliyor musunuz? lütfen görüyorsanız mesajınızı bekliyorum numaram 0034634...

    yukarıda bahsettiğim bu adamın spor hakkındaki bilge kişiliğini göz önünde bulundurursak 2. şıkkın gerçek olma ihtimali yok değil mi?

    0!!!

    geriye 1. ihtimal kalıyor. yoksa bunun başka bir açıklaması yok. gurur duyduğun bir adamı "futbolu biliyor diye" "gerçek bir adam " diye seviyorsundur. ve takımına geldiğinde seviniyorsundur. şimdi çıkıp " bu adam futbolu bilmiyor " diyemezsin. bu 180 derece dönmektir. bu etiğe aykırıdır. anlatabiliyor muyum arkadaşlar?

    çıkıp diyor ki giovani dos santos'u neden oynatmadı. bu sözlükte belki de gio için en çok yorumu yazan adam benim. dövmeciyle görüşüyorum yaz ayında sol koluma adamın suratını dövme olarak yaptırıcam. ama çıkıpta bu maç için neden oynatmadın lan gio'yu allahsız rijkaard diye suçlamadım. neden?

    çünkü adam bir hafta önce lanet olası bi kasımpaşaspor maçı oynadı. 90 dakika. öküz gibi koştu. ve bu kopuk sübyan o maçın ertesi günü yaklaşık 20 saatlik lanet bir uçuş yaptı. 20 saat.

    yetmedi indi uçağından ertesi günü 90 dakika futbol oynadı. hem de lanet kasımpaşa maçı temposunda. utanmadı kopuk sübyanımız bindi yine uçağa 20 saat uçtu geldi buraya. 2 gün antremana katıldı. belki de sadece koştu antremanlarda.

    şimdi sen çıkıp 1 haftada 180 dakika maç oynamış, 40 saat uçak yolculuğu yapmış bir adamın bir 90 dakika daha mı oynamasını istiyorsun? kusura bakma ama yok ebesinin *** ali sami.

    ve hıncal uluç'un bu eleştirisini burada destekleyen renkdaşlarım var. yapmayın etmeyin arkadaşım. bu çocuğun zaten maç temposu yoktu. 1 haftada 3 doksan dakika oynasa ne olur bilmiyor musunuz?

    o lanet ettiğimiz küçük hakan bile dünkü yazısında " rijkaardı tebrik ediyorum oyuncuyu ne zaman oynatacağınla birlikte ne zaman oynatmayacağın da önemli. gio yu başlarda oynatmaması mantıklıydı " dedi. o adam bile gördü sen mi göremedin renkdaşım?

    hıncal uluç'u dinleyin, izleyin ama konu galatasaray olunca kanalı değiştirin lütfen.

    not: bu adam ısrarla neill transferini sorguluyor. diyor ki;

    "sende milli takımda oynayan mis gibi 4 tane defans var; emre, emre, servet, gökhan zan. ne diye alırsın neill'i ey galatasaray?"

    ben de sana diyorum ki "gökhan sakat, büyük emre sakat, küçük emre yeni kurtuldu. ama sen bunları söylerken sakattı. ey hıncal uluç nerenle izliyorsun bu takımı"

    (bkz: yetet hıncal uluç yeter)

    ekleme: çok uzun oldu bunu okuyanlara çikolata alabilirim. sevgiler.
  • 594
    galatasaray'a gelen her teknik direktörü korkaklıkla suçlamakla ve istifaye davet etmekle ün yapmış sipor insanıdır. merak ediyorum, acaba galatasaray tekni direktrörlüğüne kendisi getirilse ne yapar? hiç bir teknik adamı beğenmeyen bu kibirli adam kendini de beğenmeyebilir.

    "ben bi kere çok korkakağım, derhal istifa etmem lazım, etmezsem yönetmin beni görevden alması lazım, kendime inanmadım böyle takım yönetilmez..!"

    der mi der bu adam..
  • 595
    kendisi gibi düşünmeyenlerin, bu adama yakıştırdığı yaftaların da hastasıyım. örneğin ben turizmciyim. götürdüğüm her gruptan en az 40 kişi bana işimi aslında nasıl yapmam gerektiği hakkında akıllar fikirler veriyor. ben de hepsini pür dikkatle dinliyorum. arada saçmalayanlar olsa da, genellikle insanlar bizlerin eksikliğinden doğan nedenlerle durumdan şikayet edip aslında nasıl olması gerektiğini anlatmaya çalışıyorlar.

    bu sözlükten öğrendiğim kadarı ile ben de bundan sonra müşterilerime "hadi len, o kadar biliyorsanız gelin siz yapın benim işimi" diyeceğim.

    kendisi basındaki tek ve en büyük galatasaraylıdır. ayrıca tüm üst düzey yetkilileri, hala fenerbahçeli medya da, tek ve en büyük galatasaraylı olup tüm medya patronlarının tırstığı tek galatasaraylıdır. sporun her dalından anlamasına rağmen (ben anlamam örneğin. futbol manyağıyım) futbolu en iyi bilen adamlardan biridir. öyle bilgisayar veya play station oyunlarında futbolu öğrenip tv ve radyolarda caka satan ukalalara benzemez. deli galatasaraylıdır ayrıca..
  • 596
    robert pires için "türkiye pires diye birisini tanıyor muydu, galatasaray ortaya atmadan önce" veya tüm otoritelerce gelmiş geçmiş en iyi tenisçilerden biri olarak kabul edilen roger federer için "federer adam değil" şeklinde vecizeler yumurtlamış olan, atletizm dışında (ona da izlemiş olduğu dünya şampiyonaları ve olimpiyatlar dolayısıyla saygım var) spordan zerre kadar anlamayan, avrupa futbolundan, dünyada futbolun nereye gittiğinden, artık büyük takımlar ile küçük takımlar arasındaki farkların giderek kapandığından bihaber olan, buna rağmen nedense hala rağbet gören ve ağzının içine bakılan futbol cahilidir.
  • 598
    futbolla ilgili pek çok görüşüne katılmamakla beraber lionel messi hakkında görüşlerine katıldığım yazar. zira kendisi de biliyor lionel messi'nin yapabileceği bu kadar olduğunu. barcelona yani. başka bi yer onun için olamayacak. arda turan için durum böyle değildir. şahsen ben bir takım kuruyor olsam, barcelona gibi total futbol oynayan bir sistemim yoksa, asla messi'yi almam. ha diyeceksiniz futboldan anlamıyorsun diye. ama arkadaşım şimdi sana "ronaldinho dünyanın en iyi futbolcusu" desem yine hadi ordan dersin. hadi sıkıyorsa üç dört sene önce bu lafın tam tersini söyle. ben diyorum ki böyle futbolcular sistemin oyuncuları olarak doğarlar. yeteneklidirler. ama sadece maç kazandırırlar. asla maradona gibi bir takımı alıp şampiyon yapamazlar.****(u: tamam ya çay içen?)
  • 599
    --- alıntı ---

    ankaragücü küme düşmüş, ama türkiye kupasını kazanmıştı o yıl. evren paşa "türkiye kupası'nı kazanan takım küme düşer mi, bir formül bulun, kalsınlar" dedi. zamanın federasyonu "emrin olur paşam" diye boyun eğdi.
    bir formül buldular. "kupayı kazanan küme çıkar" dediler. ankaragücü düştüğü sene çıkan takım oldu.

    --- alıntı ---

    yazmış bugünkü köşesinde. hakkaten uçmuş bu adam. olayın aslı şudur : ankaragücü, 2.ligde oynamaktadır 1980-81 sezonu, lider sakaryaspor'un arkasında ikincidir. ama türkiye kupası'nda coşmuştur. öncebbeşiktaş, sonra fenerbahçeyi eler, finalde de galatasaray'ı çeyrek finalde eleyen boluspor'u**** geçerek türkiye kupasını kazanır. cumhurbaşkanlığı kupasında, (pardon devlet başkanlığı kupası olmuştu adı o sene) da trabzonspor'u yenerek kupayı alır.
    bunlar türk futbol tarihinde ilktir. dönemin devlet başkanı kenan evren, ankara'nın 1.ligde takımı da yok diyerek ankaragücü'nü 1.lige alır.

    olay budur. yok ankaragücü küme düşmüş de, evren onları düşürmemişte. tamamen tarihi bir yanlışlık var. hakikaten bunadı herhalde.
  • 600
    bunamaya başladığına delalet olan bugünkü yazısından alıntı :
    "rijkaard'ın yaptığı tek değişiklik milan baros'u oyuna sokmak. jo'nun yanına ikinci forvet olarak. çocukların aklına gelebilecek bir değişiklik. bunu 'ben buldum, baros'u oyuna soktum' demeye kalkmasın sakın vücudumun bütün organlarıyla gülerim. önemli olan kimi çıkardığın o sırada. galatasaray'ın orta sahası kötü oynuyor, orta sahadan forvete top gelmiyor. forvete milan baros'u da koysan, başkalarını da koysan, dışarıdan adam transfer edip onu da koysan, iki santrfor değil 27 santrfor koysan orta sahadan top gelmiyorsa eğer forvet ne yapacak!.. orta sahada iki tane kazma var; barış ve mustafa sarp. mustafa sarp sezona iyi başlamıştı, rijkaard tarafından ama öldürüldü. bu ikisi dururken kötü oynayan ama 90 dakika sahada durduğu zaman bir şey yapma ihtimali olan, uzaktan şutla gol atması ya da harika bir ara pası vermesi ihtimali olan, brezilya milli takımı'nda oynayan elano'yu kenara alıyor. barış ya da mustafa sarp'ı değil."

    o sırada sahada halihazırda 6 yabancı olduğundan, baros oyuna girerken illa ki bir yabancı oyuncunun çıkması gerektiğinden, barış ya da mustafa sarp'ın o değişiklikte çıkan adam olamayacağından bihaber, bakar kör vaziyette izliyor maçı. ya da rijkaard öfkesi kör etmiş, kapatmış algısını, bilemiyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın