• 2
    https://twitter.com/...9bKhnA0We0w&s=19

    --- alıntı ---

    galatasaray pres ve geçiş oyunu oynamak durumundadır bu genç ve enerjik kadrosuyla. 1. golde golü atan oyuncu aynı zamanda topu kapan çiko. pres sonrası gelen gol (klopp). üçüncü golde asisti yapan kerem aynı zamanda topu kapıp atağı başlatan.

    bunları gençlerle başarırsınız.
    --- alıntı ---

    (bkz: orhan uluca)
    (bkz: 25 kasım 2021 galatasaray marsilya maçı)
  • 5
    geçiş oyununu iyi oynuyoruz sene başından beri, sette problem yaşıyorduk ama son maçlarda sette de birbirinin kopyası hücumlar yapmaya başladık. takım birbirine alıştıkça çok daha ileri gidecektir set oyunumuz. her iki oyunu da iyi oynayabilmek bizim için çok önemli. avrupada direkt geçiş oyunuyla başlayabiliriz. ligde skoru set oyunuyla alıp, maçı geçiş oyunuyla koparabiliriz. bu vesileyle iki oyun pratiğini de güncel, taze tutarız.
  • 6
    bu oyunu 2021-2022 sezonu itibariyle iyi oynuyoruz. fakat dün ben bazı şeylerin değiştiğini gördüm. önceki maçlarda ısrarla uzun oynamayan muslera en az 4-5 kez mbaye diagne' ye uzun oynadı. hepsinde de çok hızlı bir şekilde topu orta alana taşıdık. gedson , sacha boey ve mbaye diagne'nin ilk 11'de ısrarla oynatılmasıyla şampiyonluk oranımız çok yüksek , avrupa'da yarı final , final ve şampiyonluk hayal değil. hele dünkü taraftar önünde bizi yenebilecek takımlar kesinlikle uefa avrupa liginde değiller.
  • 9
    10 mart 2022 barcelona galatasaray maçında oynamadığımız oyundur. kapanıp hızlı hücuma çıkmaya çalıştık, kontra atak futbolu oynadık. grup aşamasındaki marsilya ve moskova maçları geçiş oyununa örnek verebilir, grup aşamasındaki lazio maçlarında ise yine geçiş oyunu değil kontra atak oynadık.

    geçiş ve kontra atak farklı şeyler, birbiriyle karıştırmamak lazım.

    türkiye ligi'nde oynanmasının mümkün olmadığı yorumlarına da katılmıyorum. geçiş oyununu her ligden her takıma karşı oynamak mümkündür. adamlar topu bize bırakıp kapanıyor argümanı sunuluyor, adamlar topu bize bıraktığında 300 tane pas yapmak yerine hızlı bir şekilde atağı sonlandırdığımızda geçiş oynamış oluyoruz. atak sonlandığında, mesela 3 pasta gittik şut çektik, aut oldu. adamlar topu kullanmayacak mı? mecburen kullanacak. kalecileri ya uzun oynayacak, ya da pasla çıkmaya çalışacaklar. uzun attıklarında ikinci bölgede, pasla çıktıklarında ise 3. bölgede yapılacak şok pres ile topu kazanıp tekrardan atak sonlandıracağız.

    tekrar ediyorum, her takıma karşı oynamak mümkündür. mevcut galatasaray futbol takımının oynaması gereken tek oyundur. 15 tane elit futbolcun olmadan possession oynamak mümkün değildir. bu oyunu oynayan takımların, elit seviyedeki manchester city gibi takımların bile possession ile oldukça sıkıcı maçlar çıkardıklarına, kilidi açamadıklarına şahit olduk. fatih terim de ligde bu oyunda ısrar ederek hata yaptı, dome de aynı şeyi yapıyor. pep gelsin o da bu takıma possession oynatamaz.
  • 10
    "pozisyon oyunu oynuyoruz geçiş oyununa dönmeliyiz" gibi futbolu sadece 2 parçaya bölen ve saçmalık derecesinde basite indirgeyen bakış açısının izleyiciler tarafından bir kenara bırakılması gerektiğini düşünüyorum.

    çünkü oynadığımız oyunu tanımlayan binlerce faktör varken (özellikle bizim gibi sezon içinde hem favori olduğu, hem ortada, hem de rakibin favori olduğu maçlara çıkan ve kaan kural'ın tabiriyle bukalemun olması gerek takımlar için) "pozisyon oyunu yerine geçiş oyunu oynayalım dertler bitsin" vb. bakış açıları ziyadesiyle primitif kalıyor.

    birçok futbol taraftarının ara ara kendisine sorduğu "bizim takım ne oynuyor?" sorusunun cevabını verebilmek için;

    1- rakibe, maçın o anki skoruna ve dakikasına göre sahanın hangi bölgelerinde ne yoğunlukta pres yapacağımız,

    2- yaptığımız pres doğrultusunda rakibi sahanın hangi bölgelerine yönlendireceğimiz, rakibe nasıl tuzaklar kuracağımız, topu hangi bölgelerde kapmayı planladığımız,

    3- kaptığımız toplarda topları hangi bölgelerde kaptığımıza da bağlı olarak ne ölçüde hemen rakip kaleye inmeyi deneyip ne ölçüde sete yerleşeceğimiz,

    4- sete yerleştikten sonra rakip savunmanın dizilişine ve önlemlerine göre savunmayı nasıl açmayı planladığımız (mesela 3. bölgede oyunu bekimiz ile mi kanat oyuncumuz ile mi genişleteceğimiz),

    5- rakiplerin geçiş hücumu fırsatlarını asgariye indirgemek ve dönen topları azami ölçüde toplayabilmek adına rakip yarı sahaya yerleşmişken ve top bizdeyken de nasıl önlem alacağımız,

    6- rakibin önde presine karşı savunmadan çıkarken hangi şablonları kullanıp hangi oyuncularımıza hangi rolleri vereceğimiz,

    7- karşıladığımız duran toplarda ceza sahamızda kaç oyuncuyla bulunacağımız ve kaç oyuncumuzun geçiş hücumu fırsatları için ceza sahamızın dışında konumlanacağı,

    8- kazandığımız duran topları nasıl kullanacağımız ve bu duran toplarda nasıl yerleşeceğimiz, kaç oyuncumuzu ceza sahasına gönderip ceza sahasına göndermediklerimizi hangi bölgelerde konumlandıracağımız (özellikle duran topu pasla kullanmışsak veya "sahipsiz top" durumu oluşmuşsa)

    sorunsallarına ve daha birçoğuna cevap vermemiz gerekiyor. ancak bu sorunsalların en azından belli bir bölümüne cevap verdikten sonra oynadığımız oyunu hakkıyla tanımlayabilir hale gelebiliriz ve bu tanım da "biz geçiş oynuyoruz rakibimiz pozisyon oynuyor" gibi tek cümleyle kestirip atılan türden bir tanım olamaz.

    maalesef son dönemde gördüğüm kadarıyla özellikle galatasaray taraftarları arasında dünyada sadece 3-4 takımın pozisyon oyunu oynadığı gibi gerçeklikten tamamıyla uzak ve pozisyon oyunu oynamanın bizim seviyemizdeki takımlar için büyük bir lüks olduğu yönündeki rasyonellikten uzak düşüncelere kapılmış durumda (hele de istisnasız tüm süper lig şampiyonları pozisyon oyunu diye nitelendirilen oyununda belli bir hakimiyetin ve üretkenliğin üstüne çıkmışken) olanlar var. hatta savunmadan pasla çıkmanın çağdışı olduğunu iddia edenler bile var (özellikle twitter'da).

    hatta belki de en trajikomiği galatasaray taraftarı içerisinde öyle bir grup var ki bir maçı ne zaman iyi oynasak geçiş oyunu oynadığımızı, ne zaman kötü oynasak pozisyon oyunu oynadığımızı iddia ediyor. bu sezon olmasa bile geçtiğimiz sezon (bkz: süper lig 2020-2021 sezonu) taraftarın kafasında pozisyon oyunu olarak kodladığı oyunla birçok iyi maç, geçiş oyunu olarak kodladığı bir oyunla da bazı kötü maçlar çıkardık ve bu maçlarda oynadığımız oyunlar "iyi oynamışsak demek ki geçiş oynamışızdır" ve "kötü oynamışsak demek ki pozisyon oyunu oynamışızdır" önkoşuluna sahip taraftarlar tarafından hep yanlış yorumlandı.

    dağılan konuyu toparlamak gerekirse futbolun psikolojik tüm faktörleri bir kenara bırakırsak bile milyonlarca değişkeni olan ve asla basite indirgenmemesi gereken bir oyun olduğunu düşünüyorum. bir takımın rakip duran toplarını karşılamada yaşadığı bir problem bile bu probleme alınan olası önlem yoluyla o takımın geçiş hücumu sıklığını etkiliyorken bu oyunu basite indirgemeye yönelik tüm çabaların kaçınılmaz sonucu oyunun mantığından ve dinamiklerinden uzaklaşmak, gerçekleri yansıtmak konusunda büyük ölçüde yetersiz kalacak bir anlatıya sahip olmak olacaktır.

    not: başlığa aslında yukarıda yazdıklarımı yazma amacıyla değil aşağıda paylaşacağım flood'u koyma amacıyla girmiştim ama kendi kendime konuşurken laf lafı açtı*.

    her neyse, geçiş oyununun pozisyon oyunu gibi bir oyun çeşidi olmadığını savunan bir twitter hesabının konuyla ilgili şöyle bir bilgilendirici flood'una denk geldim. tam olarak aynı şekilde düşünmesem de benim düşüncelerim de kendisiyle belli ölçüde paralellik gösteriyor;

    https://twitter.com/.../1506328356048052228

    --- alıntı ---

    yine "possesion" ve "transition" olarak adlandırılan iki ayrı başlık gördüm. oldukça da popüler bir tivit.

    pozisyon oyunu bir oyun biçimidir ama "geçiş" oyunu, oyunun içindeki kesitlerden biridir.

    bu bir oyun çeşidi değildir bir milyonuncu kez yazıyorum affola ama.

    hocalarımın akıl oyunu/pozisyon oyunu olarak adlandırdıkları, "possesion" oyunun oynanış biçimidir ama "geçiş oyunu" diye bir ana oyun çeşidi yoktur

    yerinizde durup, rakibin set geçişlerindeki açıkları kovalamak ana strateji olamaz. olur diyen varsa topla ne yapacağını anlatsın.

    futbol karşınızda bir takım varken oynanan oyundur.

    karşınıza herkes "ben yoğunlukla topla oynamalıyım. kalemden pasla çıkmalıyım" diyerek gelmiyor.

    kaleden direkt üçüncü bölgeye vurup öne baskıya giden adamlara geçiş yapamazsınız.

    oynanamayan oyun biçimi olmaz. olur mu?

    top sendeyken hiç bir şey yapmamak bir plan mıdır? bir oyun tarzı mıdır?

    bir planın parçası olursa anlamlıdır. yoksa herhangi bir takım gelir topu sana bırakır kendi aldığı zamanlarda da dan diye ileri vurur yedi kişi öne koşar. senin geçiş planın çöp olur.

    nerede geçiş?

    dünyada trend sistematik, herşeyi belirli ölçülerde uygulayabilme ve tahmin edilebilirliği ortadan kaldırmaktır.

    ben geçiş oyunu oynuyorum diyen bir takıma tedbir almaktan daha kolay ne var? tek planı olan takımı ezmekten kolay ne var?

    kısacası, bir konunun paragrafıdır.

    konunun kendisi değildir.

    transition bir oyun çeşidi değildir. possesion denen olayın karşıtı da değildir.

    silahlardan biridir sadece.

    bunu ısrarla yazacağım.

    --- alıntı ---
  • 11
    galatasaray taraftarı bir süredir stoperlerin birbiriyle paslaştığı, topun dolaşma hızının düşük olduğu yavaş oyuna pozisyon oyunu veya pas futbolu adını vermiş durumda.
    domenec torrent sonrası galatasaray geriden oyun kurmayı takıntı haline getirmiş değil, ortasahaların pas bağlantısı olamamaları ve sırtı dönük top kayıpları yüzünden mohamed ve babel'e uzun şişirerek oyun kurmaya çalışıyor bir süredir.
    rakip yarısahaya yerleşip sete dayalı bir hücum etmeyi zorunluluk koştuğunu düşünmüyorum gerektiğinde takım top kapma sonrası hızlı hücumlarla kaleye gitmeye çalışıyor. başarılı mı derseniz bence değil ama her nekadar pozisyon futbolu temsilcisi olsada bu oyunu dayatmadığını çok net görebiliyoruz. ne terim ne torrent döneminde ana sorun pozisyon veya geçiş oyunu olmadı.
    maç 0-0 iken savunmada 5'li hattını bozmayan, geriden pasla çıkmak gibi bir derdi olmayıp uzun vuran gaziantep fk karşısında geçiş oynaman mümkün değil bu oyun birazda rakibe bağlıdır. ligdeki maçların büyük bölümünü bu tarz takımlara oynamaya devam edeceğiz. geliştirilmesi gereken asıl konu takımın rakip yarısahada oynarken topun hızını artırarak kendisine kapanan takımları genişletmek, oluşabilecek boşlukları en iyi şekilde kullanmak bunun için hücumda bireysel oyuncu kalitesini yükseltmeniz ve kerem gibi öngörülemez oyuncu sayısını artırmanız gerekiyor.
    gelecek sezon nasıl bir kadro kurulur bilemiyorum ama takım topla ilişkisi arttığında takım birşeyler sunamayacaksa bu sezon yaşanan sorunların aynısını yaşamaya devam edecek.
  • 13
    çoğu taraftarın hayalini kurduğu, özellikle defanstan topla çıktığımız her an küpleri binip pep'e iki küfrettikten sonra oynanması gerektiği söylediği oyun.

    sözlüğümüzün değerli yazarlarından kaideyi taciz eden istisna da twitter adresinden geçenlerde bununla alakalı bir flood yazmıştı. bu entry'i yazdığım tarihte hesabına ulaşamadığım için paylaşamıyorum fakat dediği bir kaç şeye değinmek istiyorum.

    geçiş oyunun oynanma gerekliliği şu cümleyle açıklamıştı. "futbolda en tehlikeli an topu kaptıktan sonraki 10 saniyedir". bu söylemden dolayı da takımların geçiş temelli oynamasının daha doğru olacağından bahsetmişti. ya da ben öyle anlamıştım.

    yukarıda bahsi geçen söyleme katılmakla beraber, geçiş oyununun özellikle büyük ve liglerinde şampiyonluğa oynayan takımların ana planı olamayacağını düşünüyorum. tabii ki hocanın cephanesinde bulunması gerekiyor fakat ana plan olursa istenilen sonuçları oluşturamayacağı kanaatindeyim.

    sebepleri şunlar; bir takımın top kaybından sonra kalesinde pozisyon görmesi için, orta saha ve defans hattını da hücum bölgesine taşıması gerekir. yani savunma anlamında dengesiz hale gelmesi gerekir. bütün bunlar olsun ki, topu kaybettikten sonra tehlike meydana gelsin. bizim için esas sıkıntı şu, özellikle maç berabere iken bu riskleri alan takım sayısı çok az. yani bizim topu almaya çalışıp pozisyon bulacağımız yerde rakip topu hiç tutmayabilir. yani topu alıp geçiş yapabilmek için, önce rakibin topu alıp bir şeyler yapmaya çalışması lazım. tıpkı 25 kasım 2021 galatasaray marsilya maçı'da attığımız ilk gol gibi. nasıl atmıştık o golü? ani baskı, pas arası, hücum oyuncularının doğru yere koşusu ve doğru pas, sonunda geçişle gelen güzel bir gol. işte bu geçişin olması için rakibin oyun kurmaya çalışması lazım. bizim rakiplerimiz ise 15 mayıs 2021 galatasaray yeni malatya maçı olduğu gibi geride olsalar bile vakit geçirmek için oynuyorlar. yani bu tarz takımlardan top almak için genelde prese ihtiyaç duymuyoruz, çünkü rakipler zaten topu bırakıyorlar. zaten burada pres yapılan nokta da çok önemli, pres çizgisini ne kadar rakibe yaklaştırırsan, o kadar geride boş alan bırakırsın. buna uygun oyuncuların yoksa çok ilerde baskı yapmak da aslında geçiş yemek için rakibe altın tepside sunulan bir şanstır.

    aynı şekilde bu oyunu bize yakın büyüklük ve güçteki takımlara karşı da ana plan olarak uygulayamayız. rakip öne geçtiği zaman bir şekilde sete geçip, o şekilde hücum etmeliyiz. yoksa her geriye düştüğümüz maçta top ayağımızda kalınca bilinçsiz hale geliriz.

    büyük liglere baktığımızda zaten orada da büyük takımların setleri iyi oynadığı, zamanı gelince geçiş yapsalar bile ana planlarının bu olmadığı görüyoruz.
    zaten daha önce de aynı başlık altında verywisemove nickli arkadaş (bkz: #3358058) entrysinde pas oyununa karşı bir oyun olmadığını sadece oyun içindeki bir an olduğu çok güzel şekilde açıklamış.

    kısacası, sadece geçiş oynayalım, defanstan pasla çıkmayalım söylemleri biraz gerçeklikten uzak ifadeler gibi geliyor. ayrıca bize geçiş oyununu oynayacak rakiplere bu şansları vermemek için de o mıy mıy pas dediğimiz pasları atmamız gerekiyor ki, rakip topu alıp o 10 saniye içinde tehlike yaratmasın.

    yıl boyunca rakiplerden daha az topla oynayıp şampiyon olan takım sayısı bütün liglere baktığımız zaman neredeyse yok denecek kadar az. oyunun bir parçası olarak düşünülen geçiş oyununa da bu perspektiften bakmak da gerekir diye düşünüyorum.

    not: yazı içerisinde ismini kullandığım yazar arkadaşlarıma teşekkür ederim. sormadan kullandım ama büyük ihtimal bana kızmamışlardır. :)
  • 14
    2022-2023 sezonunda büyük maçları kazanmamızın sebebi. takım içerde set oyunu oynarken deplasmanda geçiş oyunu oynuyor.
    rashica, kerem ve icardi bu oyuna seviye atlatıyorlar.
    30 nisan 2023 beşiktaş galatasaray maçının parolası bu oyun türüdür. top ister istemez rakipte olacak eğer ilk dakikalarda oluşacak baskıyı ve uğultuyu atlatırsak 2 nisan 2023 fenerbahçe beşiktaş maçında yaşattıklarını beşiktaş takımına yaşatabiliriz.
  • 15
    galatasaray’ı şampiyon yapacak sistem. aynı zamanda kalan 5 maçımızda bu oyunu oynayamazsak ve rakiplerimiz kapanır da biz set oyununa dönersek bizi şampiyonluktan edecek sistemdir.

    son haftalarda hep geçiş oyunundan goller yedik. gol atıp öne geçtiğimiz de topu rakibe vermeyi beceremiyoruz. ısrarla basıp farkı açmaya çalışıyoruz ki takımlar bunu yemiyor.
    baskıdan sıyrıldıkları anda hızlıca kalemize geliyorlar.
    çok dikkatli olmalıyız.
  • 20
    kontra ataktan daha farklı bi oyuna karşılık gelen modern futbolda popüler olan futbol terimlerinden ve taktiklerinden biridir. geçmişi de epey eskiye dayanır aslında.

    insanların neden rahatsız olduğunu anlamamakla 2022-23 sezonunda galatasarayımız bu oyunu türkiye standartlarında çok iyi oynamıştır.

    kontra atak oyunuyla en büyük benzerlikleri rakibi hazırlıksız yakalayarak kazanılan fırsatların değerlendirilmesi amaçlanmasıysa da; kontra atak futbolundan farklı olarak rakbibi rakip ceza sahasında bile pressle boğarak da geçiş oyununu oynayabiliyor olmanızdır.

    günün sonunda kuruluş esası yabancı futbol takımlarını yenmek olan bir takımın taraftarı olarak dünta futbolunun son yıllarına büyük önem vermiş bir oyunun doğrudan türkçeleştirilmiş olması da benim hoşuma gitmektedir. dünyadaki yeniliklerin türkçe karlılıklarının bulunup kullanılması bu yeniliklerin ülkemizde daha kolay yerleşmesi uğruna bir çaba olduğunu gösterir ki bu da beni mutlu eden naçizane bir detaydır.
  • 21
    futbol uleması değilim ancak basketbol ulemalığına aday biri olarak şunu söyleyebilirim. basketbol'da fast break ve transition offense aynı şeyler değil.

    fast break, aldığınız ribaund ya da kaptığınız top ile bir-iki pas ile direkt olarak potaya gitmektir. futbolda kontra atak dediğimiz şey ile daha yakın.

    transition offense dediğimizde ise, hızlı bir şekilde hücumu başlatmak, hızlı bir şekilde rakip sahaya yerleşmek ve imkan varsa rakip savunma yerleşemeden hücumu sonuçlandırmak akla gelir. bundan 20 yıl kadar önce mike d'antoni'nin suns'ında başlayan "seven seconds or less" devrimi ile başladı diyebiliriz. sadece kapılan ribaund ya da kapılan top sonrası da değil, örneğin basketi yediniz, pota altından tıngır mıngır topu çıkartmak yerine şimşek gibi çıkıyorsunuz, yarı sahayı koşarak geçiyorsunuz, bir perde alıp hemen hücumu sonuçlandırmak asıl amaç. bunun savunma versiyonu da transition defence, yani rakip bunu yapmak isterken siz çabucak nasıl konumlanacaksınız vs.

    bence futbolda kullanılan geçiş oyunu da buna tekabül ediyor. yani anadolu kulüplerinin yaptığı gibi orta saha gerisinden forvetin önüne top atıp onun 50 metre taşıyıp gol atmasından ziyade, kapılan toplarla eveleyip gevelemeden çok hızlı bir şekilde hücuma çıkıp aksiyonu hemen bitirmek.
  • 23
    pas oyununa tercih edeceğim oyun çeşididir. benim kaleciden başlayıp rakibin yarı sahasına yavaş yavaş paslarla yerleşip iki saat paslaşan futbolu izleyince midem kalkıyor. biz galatasaray'ın pas oyunu oynamaya çalışmasını birkaç yıl izledik. kanser olduk, saçma sapan goller yedik, az kalsın küme düşüyorduk.

    geçiş oyunu candır. topu aldığın gibi hızlı ve yerinde paslarla direk rakip kaleye gitmek, kaybedince de nerde olursa olsun o topu almak bu oyunun temelidir. bu sene de galatasaray bu oyunu çok güzel oynamıştır. kontra atak futbolu gibi tamamen geriye yaslanıp rakibin senin kalene kadar gelmesini beklemezsin aksine topu alan rakibi rahatsız edersin. kaliteli bir kadron varsa da bu senenin ikinci yarısındaki gibi maçları zevk alarak izlersin.
  • 24
    sadece 3 pas ile 50 metrelik bir alanı yaklaşık 7 saniye gibi kısa bir sürede geçerek gol atılan şu pozisyon en güzel örneklerinden biridir.

    https://youtu.be/Nxbt8kbEI5M

    "biraz da bana ver, ben de ona vereyim 50 tane saçma pas yapalım ama sonuç olarak ilk pozisyondan daha geride bir vaziyette kalalım" adlı oyun ile karşılaştırılmayacak kadar etkili bir oyundur.

    iyi futbol bu işte. topu ne kadar hızlı ve etkin yere gönderirsen o kadar çok sonuç alırsın. şu golün güzelliğine bakar mısınız... berkan'ın pası ile topun ağlarla buluşması arasında toplasan 15 saniye yok. sen bu kadar hızlı paslaşırsan rakip nasıl savunma yapsın.

    maç içinde bu oyunu oynamak için çoğu zaman fırsat bulabilirsiniz. rakibiniz istediği kadar savunma yapsın illaki size karşı 5-6 defa hücum edecek. bu zaman diliminde bu tarz bir oyunla skoru alıp arkanıza yaslanacaksınız. mıy mıy bir sağa bir sola pas oyununun hiçbir katkısı yok. zaten o oyun pas oyunu da değil. sadece biz öyle sanıyoruz.
  • 25
    23-24 sezonu orta dönemi itibariyle reperturarımızdan çıkmış oyun. fatih terim'in son dönemindeki mıy mıy, rakibin yerleşmesini bekleyen pas oyununa dönme eğilimimiz var. rakibi zayıf yakalayacakken, centilmence stoperlere dönüp yerleşmelerine izin veriyoruz. taktik tercih mi, fiziksel özgüvensizlik mi bilmiyorum ama üstüne çalışmamız gereken bir konu.

    aslında rakipler bize kapanmıyor, biz rakiplerin savunmaya yerleşmelerini teşvik edecek şekilde oyun kuruyoruz.

    "aman ileride top kaybı yaparız, geri koşmak gerekir" gibi bir mentalite seziyorum. ileride karar yüzdenizi geliştirirsiniz. rakip düşünmek zorunda kalır, siz değil.
App Store'dan indirin Google Play'den alın